23 haftada şeker yüklemesi yapılır mı

23 Haftada Şeker Yüklemesi Yapılır Mı

23 haftada şeker yüklemesi yapılır mı

seker_yukleme_testi

Şeker hastalığı kandaki yüksek şeker seviyeleriyle karakterize olmuş olan bir rahatsızlıktır. Kadınların bir bölümünde gebelikten önce diyabet olabilir. Bazı kadınlar ise gebelikten sonra gestasyonel diyabet olarak tanımlanan gebelik şekerine maruz kalabilir. Anne adayında daha önceden şeker hastalığı olması halinde, bu süreçte kan şekeri seviyelerini kontrol etmek daha güç olabilir. Bu süreçte alınan insülin oranının yeniden belirlenmesi gerekebilir.

Gebelik şekeri nedir?

Anne adayında gebelik öncesinde şeker hastalığı olmamasına rağmen, gebelik döneminde kanda glikoz yani şeker seviyesinde yükselme olabilir. Bu anne adayındaki gebelik şekerini işaret edecek bir gelişmedir. Gebelik döneminde 24 ve 28 haftalarda yapılan şeker su testi olarak ta bilinen, şeker yükleme testiyle yapılacak taramalarda bu sorun belirlenebilir.

Gebelik şekeri nasıl belirlenir?

Anne adaylarına şeker yükleme testi 24 ve 28 haftalar arasında uygulanmalıdır. Yapılan test sırasında anne adayına önce 50 gr glikoz içirilir. Bir saat sonra kanda glikoz seviyesi kontrol edilir. Bu oranın tespiti sırasında glikoz seviyesi 140 mg/dl altında olduğunda anne adayında gebelik şekeri olmadığı belirlenir. Fakat kandaki glikozun bu değerin üstünde çıkması halinde 3 saatlik 100 gr glikozla testin yeniden yapılması gerekir. 3 saat sürecek yüklemenin ardından, anne adayının gebelik şekeri olup olmadığı kesin olarak belirlenir. Anne adayına yapılacak şeker yükleme testi sonrasında aşırı fiziksel aktivitenin yapılmaması ve bu süreçte herhangi bir şey yenmemesi gerekir. Bunlar şeker yükleme testinin doğru sonuç vermesi açısından önemlidir.

Gebelik şekerinin anne adayı ve bebek açısından riskleri nelerdir?

Şeker hastalığının gebelikten önce var olması ya da gebelik döneminde ortaya çıkması, anne adayı ve bebek için bazı risklerin oluşmasını sağlar. Şeker hastalığı olan gebelerde bu süreçte kan şekeri seviyelerinin ne kadar düzenli olması sağlanırsa, diyabet yüzünden oluşacak riskler azaltılır. Gebelik döneminde oluşan şeker hastalığının riskleri, gebelikten önce olan şeker hastalığına göre daha az risk içerir. Ancak bunun gebelerde mutlaka şeker yükleme testiyle belirlenmesi ve tedavi edilmesi gerekir. Aksi halde anne adaylarında gebelik zehirlenmesi, yüksek tansiyon, erken doğum, düşük gibi sorunlar şeker hastası olmayan gebelere göre daha yüksek olur. Gebelikten önce şeker hastası olan kadınların bebeklerinde bazı anomaliler olabilir. Fakat gebelikte başlayan şeker hastalığı böyle bir soruna neden olmaz. Fakat her iki şeker hastalığında bebeğin fazla kilolu doğması yani makrozomik bebek gelişimi söz konusu olabilir. Bu durumda anne adaylarına sezaryen ile doğum yapılacağından, buna bağlı olarak bazı riskler yaşanabilir. Anne adaylarında gebelik döneminde kan şekeri seviyeleri kontrol altına alındığında, oluşabilecek risklerde buna orantılı olarak azalacaktır. Bu yüzden anne adaylarında HbA1C ve glikoz seviyelerinin takibi son derece önemlidir.

Şeker hastalığı görülen anne adayında bebekte olabilecek riskler nelerdir?

  • Doğum sonrasında akciğerlerin fazla gelişmemesi yüzünden bebekte solunum sıkıntısı yaşanabilir.
  • Bebeğin makrozomik yani iri olması
  • Bebeğin olması gerekenden küçük olması
  • Doğumdan sonra bebekte hipoglisemi yani kan şekerinin düşmesi, hipokalsemi, polisitemi, hiperbiluribinemi yani sarılık görülme riskleri
  • İleri aşamada kalp hastalıklarının oluşması
  • Böbrek anomalileri olması
  • Beyin ve santral sinir sistemine olan anomaliler
  • Kulak anomalileri
  • Sindirim sisteminde oluşacak anomaliler

Gebelikte şeker hastalığı belirtileri nelerdir?            

Anne adayında şeker hastalığı olması halinde susuzluk hissi olması, kilo kaybı yaşanması, aşırı miktarda yemek yeme isteğinin olması, idrara çıkma miktarının artması ve kendini sürekli olarak yorgun, halsiz hissetmesi gibi belirtiler olur. Ancak gebelerin bir bölümünde bu belirtiler olmaz. Bu yüzden şeker yükleme testinin yapılması gerekir.

Gebelik şekeri nasıl tedavi edilir?

Gebelik şekeri olması halinde anne adaylarına normal şeker hastaları gibi ağızdan alınacak şeker ilaçları verilmez. Bunun yerine diyet ve egzersiz uygulamaları, insülin verilmesi gibi tedavi yolları tercih edilir. Doktorun ve diyetisyenin birlikte hazırladığı, gebelik durumuna uygun diyet programıyla anne adayının beslenmesi sağlanır. Bu beslenme listesinde çikolata, dondurma, şerbetle hazırlanan tatlılar, beyaz undan yapılmış yiyecekler yer almaz. Bu diyet sırasında anne adayının doktorun önerdiği egzersizleri yapması da, kan şekeri seviyelerini düzenlemeye etkili olur. Bu egzersizler yürüyüş ve yüzme gibi sporlardan seçilmelidir. Bu uygulamaların faydalı olmadığı anne adaylarında insülin verilerek, şeker hastalığı kontrol altına alınır.

Gebelik şekeri tedavi edilmediğinde ne olur?

  • Anne adayında kan şekeri seviyesinin yüksek düzeyde olması, bebeğin daha fazla irileşmesine neden olabilir. İri bebeklerin doğum öncesinde ve doğumda daha fazla sorun yaşadığı belirlenmiştir. İri bebeklerin doğumu sezaryenle olacağından, doğumda omuz takılması, doğumun daha uzun süre devam etmesi, doğum travması gibi sorunlar meydana gelebilir.
  • Gebelik öncesinde şeker hastalığı olan anne adaylarının bebeklerinde bazı anomalilerin olması mümkündür. Gebelikte çıkan şeker hastalığında bu etkiler daha düşüktür.
  • Gebelik döneminde pre-eklampsi adı verilen yüksek tansiyon riski şeker hastalığında daha fazladır. Bu sorunda bebek ve anne adayı için sorunlar meydana getirebilir.
  • Gebelikte erken doğum riski ve düşük riski daha fazla olur.
  • Bebeğin doğmasından sonra hipoglisemi yani kan şekeri düşüklüğü yaşanabilir.
  • Doğumdan sonra bebekte akciğer gelişimi tam olmadığından, solunum zorluğu yaşanabilir.
  • Anne karnında ani bebek ölümleri gelişebilir.
  • Doğumdan sonra bebeklerde billuribin yüksekliği, kalsiyum seviyesi düşüklüğü, polisitemi yani bebeğin kan hücrelerinin fazla olması görülebilir.
  • Şeker hastası olan anne adaylarının bebeklerinde, şeker hastası olmayan annelerin bebeklerine göre ileri dönemde Tip 2 diyabet ile gebelikte şeker hastalığı gelişme riski yaklaşık olarak 20 kat daha fazladır.
  • Yapılan araştırmalar gebelik şekeri bulunan anne adaylarının bebeklerinde sonradan şeker hastalığı görülme riski % 33 oranında daha fazladır.

 




Mehmet Olkun

Hamilelik (gebelik) şekeri (diyabet)

Gebelik şekeri nedir?

Daha önceden diyabeti olmayan bir anne adayında ikinci trimester ve sonrasındaki bir zamanda diyabet ortaya çıkmasına gestasyonel diyabet (gebelik şekeri) adı verilir.

Gebelikte fetusun gelişmesini sağlamaya yönelik olarak glikoz metabolizmasında önemli değişiklikler meydana gelir.

Plasentadan salgılanan HPL (Human placental lactogen) adlı hormon gebelikte fetusa yeterince glikoz gitmesini sağlamak amacıyla insülinin kan şekerini düşürücü etkisini frenler.

Böylece gebelikte doğal bir hiperglisemi (şeker seviyesinde yükselme) eğilimi ortaya çıkar. Bu eğilim bazen patolojik boyutlara ulaşabilir.

Özellikle HPL'nin en etkili olduğu 24. gebelik haftasından itibaren anne adayı diyabetik hale gelebilir.


Video: Gebelik şekeri nasıl belirti verir? - Şeker tarama ve yükleme testi ne işe yarar?


Gestasyonel diyabet kimlerde görülür?

Gebelik şekeri tüm anne adaylarının yaklaşık %5'inde ortaya çıkar. Gebelikle beraber görülen şeker hastalıklarının %90'ı gestasyonel diyabet özelliklerini taşır.


Video: Hiç tatlı ve şekerli yiyecek tüketilmese de gebelik şekeri oluşabilir mi?

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

Gestasyonel diyabet gelişme riskinin yüksek olduğu anne adayları

  • Daha önce ölü doğum yapmış, anomalili bebek doğurmuş, iri bebek (4000 gram üzerinde) doğurmuş; birden fazla sayıda düşük yapmış olan;
  • daha önceki gebeliğinde gestasyonel diyabet geçirmiş olan;
  • gebelik öncesi kilosu normalden fazla olan;
  • yaşı ileri olan (35 yaş ve üzeri);
  • birinci derece akrabalarından birinde diyabet olan;
  • tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu ya da mantar enfeksiyonu olan anne adaylarında;
  • Mevcut gebeliğinde bebeği gebelik haftasına göre daha iri olan;
  • gebelik esnasında fazla kilo almış olan;
  • nedeni açıklanamayan polihidramniyos (amniyos sıvısının artması) saptanan;
  • gebelikte idrarda glikoz çıkışı saptanan ya da diyabet belirtileri gösteren (çok yemek yeme ve su içme, bol idrar yapma gibi) anne adaylarında gestasyonel diyabet mevcut olabilir ya da gebeliğin kalan kısmında gelişebilir.


Gestasyonel diyabet tanısı nasıl konur?

Gebelikte şeker hastalığı tarama testi (PPG):

Gebelik şekeri tanısı konan anne adaylarının yarısında yukarıda bahsedilen risk faktörlerinden hiç biri bulunmaz. Bu nedenle hiç bir şikayeti olmasa bile tüm anne adayları 24.-28. gebelik haftalarında, diyabet gelişme riskinin en yüksek olduğu dönemde şeker hastalığı tarama testine tabi tutulurlar.

Postprandial glikoz (gıda alımı sonrası glikoz) (PPG) testinde gıda alımından bağımsız olarak(yani tok da yapılabilir)  herhangi bir zamanda suda çözünmüş 50 gram saf glikoz içilmesinden bir saat sonra tokluk kan şekeri ölçülür. Bu testte bozukluk çıkması mutlaka diyabet olduğunu göstermez.

50 gram testi yüksek çıkan anne adaylarına 100 gram ile Oral glikoz tolerans testi (şeker yükleme testi) (OGTT) uygulanarak kesin tanı konur. PPG'de bozukluk çıkan anne adaylarının ancak %15'lik kısmında gestasyonel diyabet saptanır.



Gebelikte şeker hastalığı tanı testi (Şeker yükleme testi) (OGTT)

12 saatlik bir açlık süresi sonunda açlık kan şekeri ve suda çözünmüş 100 gram glikozun içilmesinden bir, iki ve üç saat sonra damardan kan alınarak tokluk kan şekeri ölçümü yapılır. Bu dört ölçümden iki ya da daha fazlasının yüksek çıkması durumunda gestasyonel diyabet tanısı kesinleşir.

Ölçümlerden yanlızca biri patolojik çıkan anne adayları yakın takibe alınır. Bu anne adaylarında gerekirse belli bir süre sonra OGTT tekrarlanır.

Gestasyonel diyabet gelişme riski yüksek olan anne adaylarında tanı için şeker tarama testi (PPG) değil, direkt olarak şeker yükleme testi (OGTT) yapılır. Test normal çıksa bile 32.-34. gebelik haftaları arasında gerekirse tekrarlanır.

Bazı ülkelerde ve bazen de bizde 75 gram glikoz ile tek basamak şeker tarama-yükleme testi yapılır ve bu testte çıakn değerlere göre gebelik şekeri kesin tanısı konabilir.


Video: Şeker tarama ve yükleme testlerinde anne adaylarının içtiği glukoz aslında ne? Zararlı olabilir mi?

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

Gebelik şekerinin yarattığı tehlikeler nelerdir?

Gestasyonel diyabet tanısı konduktan sonra tedavi ya diyet+egzersizle ya da insülin kullanılarak yapılır. Tablet şeklindeki şeker düşürücü ilaçlar gebelikte bu amaçla genellikle kullanılmazlar.

Anne adayları genellikle insülin tedavisinden korkarlar ve bebeklerinde de şeker hastalığı ortaya çıkacağı endişesi taşırlar. Kan şekerlerini normale döndürerek bebekte gebelik döneminde veya doğum sonrası ilk günlerde ortaya çıkması muhtemel durumların önüne geçilmesi açısından insülin tedavisi oldukça başarılıdır. Bu nedenle insülin tedavisi önerilen anne adaylarının bu tedaviyi korkmadan kabul etmeleri ve uygulamaları önemlidir.


Video: GEBELİKTE HORMON TAKVİYESİ: GEBELİK ŞEKERİNDE İNSÜLİN, TİROİD EKSİKLİĞİNDE T4 HORMONU KULLANIMI

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

Kontrol altına alınmamış gebelik şekerinde anne adayı için var olan tehlikeler

Gestasyonel diyabette Tip I diyabetin aksine ketoasidoz ("şeker koması") daha az görülür.

Gestasyonel diyabet uygun bir şekilde kontrol altına alınmazsa piyelonefrit (böbrek enfeksiyonu) gibi ciddi enfeksiyonların ortaya çıkma olasılığı artar. Dirençli vajinal kandidiyazis (mantar) gelişebilir.

Gestasyonel diyabette ve özellikle de diyet ile kontrol altına alınabilen tipinde preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) gelişme riski normal gebeliklerle eşittir.

Kontrol altına alınmamış gebelik şekerinde bebek için varolan tehlikeler:

Gestasyonel diyabet bebekte organ gelişimi tamamlandıktan sonra ortaya çıkan bir durum olduğundan bu anne adaylarının bebeklerinde anomali ortaya çıkma riski normal gebeliklerle eşittir.

Kan şekerinin yüksek seyretmesi gebeliğin tüm dönemlerinde bebeğin anne karnında aniden ölme riskini artırır. Bu risk özellikle kan şekeri kontrolü ve tedavisini aksatan anne adaylarında daha yüksektir.

Kan şekeri yüksekliği kontrol altına alınamayan gestasyonel diyabet bebeğin normalden iri olmasına, amniyon sıvısının artmasına neden olabilir.

Gestasyonel diyabetlilerin, özellikle de kan şekeri kontrol altına alınabilen anne adaylarının bebeklerinin akciğer olgunlaşmasının normal anne adaylarına göre daha geç olduğuna dair bir bilimsel veri yoktur. Kontrolsüz gestasyonel diyabet ise bebeğin akciğerlerinin olgunlaşmasını geciktirebilir.

Kontrol edilmemiş gestasyonel diyabeti olan anne adaylarının bebeklerinde antenatal dönemde fetal distres (bebekte oksijen azlığı) gelişme riski normal gebeliklere göre çok daha fazladır.

Kontrol altına alınmamış gebelik şekeri bebeğin irileşmesine neden olabilir. İri bebeğin doğumu esnasında doğum eyleminin yavaş seyretmesi ya da durması yanında, vajinadan çıkım esnasında omuz takılması problemi ortaya çıkabilir.

Bebek doğduktan sonra da özellikle doğum eyleminin hemen öncesinde ya da doğum eylemi esnasında kan şekeri yüksek seyreden annelerin bebeklerinde başta hipoglisemi (kan şekeri düşmesi), hipokalsemi (kalsiyum düşüklüğü) ve hiperbilirubinemi (bilirubin yüksekliği, yenidoğan sarılığı) olmak üzere yenidoğan problemleri ortaya çıkabilir.

Tüm bu sayılanlar gestasyonel diyabet tanısı konduktan sonra diyet ya da gerektiği durumlarda insülin kullanılarak kan şekerinin etkili bir şekilde kontrol altına alındığı durumlarda daha az sıklıkla ortaya çıkar.

Bu nedenle gestasyonel diyabeti olan anne adayı tanı konduktan sonra tüm gebelik boyunca sıkı bir takipte tutulur, normal gebelikten daha fazla sayıda kontrole çağırılır ve daha fazla sayıda tetkik yapılır.


Video: Gebelik şekeri anne adayında ve rahim içindeki bebekte nasıl belirti verir? (amniyon sıvısı artışı)


Gebelik şekeri olan anne adaylarında yaklaşım

Diyabetli anne adayının gebelik muayeneleri

Diyabet tanısı konan anne adayının takibi normalden farklıdır. Tanı konduktan hemen sonra ya da önceden diyabetli olduğu bilinen bir anne adayında genel gebelik muayeneleri yapıldıktan sonra tüm vücut sistemleri ayrıntılı olarak gözden geçirilir. Bu anne adayları daha sık aralıklarla antenatal kontrollere çağırılır ve bu antenatal kontrollerin her birinde evde kendi kendine aç ve tok karnına yaptığı kan şekeri ölçümleri değerlendirilerek diyetin ve/veya insülin tedavisinin etkinliği gözden geçirilir. Gerekli durumlarda tek başına diyet tedavisinden vazgeçilerek diyet+insülin tedavisine geçilir. İnsülin tedavisi yetersiz geldiği görülen anne adaylarının insülin dozları tekrar ayarlanır. Belli bir gebelik haftasından sonra fetal iyilik hali testlerine (NST) başlanır.

Gestasyonel diyabeti olan anne adayı gebelik boyunca kan şekerini evinde düzenli olarak kontrol etmeli, verilen diyete ve alıyorsa insülin tedavisine uymalı ve doktorunun çağırdığı aralıklarla kontrole gelmelidir. Kontrollerde insülin dozlarının tekrar ayarlanması, ya da diyetin tekrar ayarlanması veya yanlızca diyet alanlarda diyete ek olarak insülin tedavisine geçilmesi gerekebilir.

  • Kontroller esnasında ultrason incelemesiyle bebekte irileşme, polihidramniyos (amniyos sıvısı artışı) aranır. Bu bulgular kan şekerinin kontrolden çıktığının önemli belirtileri olabilir.
  • Üç aylık şeker ortalaması olan HbA1C ve kabaca bir-iki haftalık kan şekerini yansıtan fruktozamin incelemesi de belli aralıklarla tekrarlanır.
  • Belli bir gebelik haftasından sonra (genellikle 28. hafta) fetusun iyilik hali NST gibi testlerle değerlendirilir.
  • Anne adayının bebek hareketlerine duyarlı olması gerekir. Her bebeğin kendine özgü hareket etme alışkanlığı vardır. Anne adayı bebeğinin az oynamaya başladığını fark ettiğinde bu durumu doktoruna haber vermelidir.
  • Gestasyonel diyabeti olan ve insülin kullanan anne adayı belli bir gebelik haftasından sonra (genellikle 38. hafta) gerekirse hastaneye yatırılarak izlenir. Bu aşamada fetal iyilik hali testleri sıklaştırılır, kan şekerleri düzenli olarak kontrol edilmeye devam edilir ve gerekirse tekrar insülin doz ayarlaması yapılır. Gebeliğin sonuna doğru doğum şekli hakkında karar verilir.


Doğumun zamanı ve şekli konusunda karar verilmesi

İri bebek ya da başka bir nedenle sezaryen gerekli değilse gestasyonel diyabetli anne adayı normal doğum yapabilir.

Normal doğum yapmasına izin verilen anne adayları doğum eylemi esnasında CTG ile sürekli bebek kalp atışları monitorizasyonuna tabi tutulurlar ve en ufak bir olumsuzluk bulgusunda doğum sezaryen ile gerçekleştirilir.

Diyabetik anne adayının doğum yapacağı hastanenin yenidoğan ünitesinin diyabetik anne çocuğu bakımı konusunda tecrübesi olmalıdır.

İnsülin kullanan gestasyonel diyabetli annelerde doğumun hemen sonrasında insülin ihtiyacı azaldığından insülin dozları tekrar ayarlanır.

Gebeliklerinde gestasyonel diyabet tanısı konmuş annelere lohusalık bitiminde 75 gram glikozla OGTT (şeker yükleme testi) uygulanır. Bu test normal çıksa da annenin sonraki gebeliklerinde ya da hayatının ileriki dönemlerinde şeker hastalığına yakalanma riskinin diğer insanlara göre daha fazla olduğunu bilmesi gerekir.


Video: Gebelik şekeri tanısı nasıl konur? Şeker tarama testi dışında bir yöntem var mıdır?


---- bu aşamadan sonraki bilgiler şeker hastalığıyla ilgili genel bilgiler ve gebeliğe şeker hastalığı ile başlamış olan anne adayları için gerekli bilgilerdir. ------

Diabetes mellitus (Şeker hastalığı) hakkında genel bilgiler

Diabetes Mellitus latince'de "ballı idrar" anlamına gelen bir kelimedir. Şeker hastalığının ilk zamanlarında muhtemelen hastanın idrarının tadına bakılarak tanı konmaktaydı. Kan şekeri çok yüksek olduğunda idrara geçen glikozun idrara şeker tadı verdiğinin keşfedilmesi nedeniyle hastalığa bu isim verilmiş olabilir.

Kan şekeri normalde yaklaşık olarak 100 mililitre kanda 100 gram bulunacak şekilde sabit sınırlar içerisinde tutulur. Yemek sonrası besinlerden kana geçen glikoz (şekerin en ufak yapıtaşı) pankreas organından insülin salgılanmasını uyarır. Salgılanan insülin vücudun tüm hücrelerinin bu glikozdan faydalanmasında aracı görevi görür.

Böylece yemek sonrası oluşan kan şekeri yükselmesi glikozun hücrelerin içine girmesiyle normal sınırlarına geri döner. İnsülin, kanda glikoz yükselmesine bağlı olarak salgılandığından kan şekeri normale döndüğünde salgı durur ve böylece kan şekeri seviyesinin aşırı düşmesi engellenmiş olur.

Herhangi bir nedenle (uzun süren açlık gibi) kan şekeri seviyesi düşerse bu sefer glukagon adlı bir hormon salgılanır. Bu hormon ise karaciğer depolarından kana şeker sağlanması yönünde çalışarak seviyeyi normale döndürmeye çalışır.

Diabetes Mellitus vücudun çeşitli nedenlerle kan şekeri seviyesini ayarlamada başarısız olduğu bir hastalıktır. Bunun sonucunda kan şekeri toklukta aşırı yüksek olduğu gibi açlıkta da yüksek seyreder.

Kan şekeri seviyesinin yüksek seyretmesi ve yüksekliğin uzun yıllar devam etmesi kan damarları üzerinde birçok yoldan olumsuz etki yaratır. Damarlardaki bozukluk başta göz, böbrek ve kalp olmak üzere tüm organlarda hastalık süresi ile direkt ilişkili olarak çeşitli bozukluklar meydana getirir.



Eğer herhangi bir nedenle pankreastan salgılanan insülin yetersiz olursa Tip I diyabet, ya da insülin yeterli olmasına rağmen hücreler glikozu kullanamamaktaysa Tip II diyabet ortaya çıkar. Her iki durumda da ortak bulgu kan şekerinin yüksek seyretmesi ve bu durumun hastalığın süresiyle direkt ilişki içinde tüm organlara zarar vermesidir.

Cushing sendromu, akromegali, hiperprolaktinemi gibi hormonal hastalıklarda, başka bir nedenle yüksek doz kortizon tedavisi görenlerde ve diğer birçok ağır hastalığın seyri esnasında da kan şekeri kontrolden çıkabilir. Bu durumlarda hastalığın tedavi edilmesi ya da kortizon tedavisinin bitmesi durumunda kan şekeri genellikle kısa zamanda normale döner. Bu bahsedilen diyabete ikincil diyabet (başka bir nedene bağlı ortaya çıkan şeker hastalığı) adı verilir.

Hangi nedenle ortaya çıkarsa çıksın şeker hastalığı çok yemek yeme, çok su içme ve fazla idrar yapma şeklinde belirti verir. Genç yaşlarda Tip I diyabetin ilk belirtisi kanda aşırı şeker yükselmesine bağlı olarak ortaya çıkan ketoasidoz (şeker koması) olabilir. Bazen ilk belirtiler vücudun çeşitli yerlerinde yaralar çıkması, sık sık vajinal mantar enfeksiyonu oluşması ya da tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu olabilir. Nadir durumlarda ilk belirtiler bozulan organların yaptığı belirtiler (böbrek yetmezliği gibi) olabilir.


Video: GEBELİK ŞEKERİ BEBEKTE ULTRASONDA BELİRTİ VERİR Mİ? BEBEKTE BÖBREKLERDE GENİŞLEME NASIL GÖRÜLÜR?

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

Şeker hastalığının tanısında değişmez bulgu açlık kan şekerinin en az iki ölçümde normalden yüksek çıkmasıdır. Bu durumda diyabet aşikardır. Latent (gizli) diyabet ise OGTT adı verilen şeker yükleme testleriyle ortaya çıkarılabilir.

Tip I diyabet genellikle erken yaşlarda belirti veren ve tedavisinde insülin kullanılması gereken bir hastalıktır. Bu yüzden tıp literatüründe "insüline bağımlı diyabet" ya da kısaca IDDM (Insulin dependent diabetes mellitus) olarak anılır.

Tip II diyabet ise genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkar. Bu hastalıkta ise kan şekerinin hücreler tarafından kullanımındaki bozukluğu gidermeye yönelik olarak tablet şeklindeki (metformin) çeşitli ilaçlardan ya da ileri aşamalarda insülinden faydalanılır.

Şeker hastalığı bazen ilk kez gebelikte ortaya çıkabilir. Buna da gestasyonel (gebeliğe bağlı) diabetes mellitus adı verilir.

Daha öncesinden şeker hastalığı olan ve bu nedenle insülin kullanan ve mevcut gebeliği esnasında şeker hastalığı tanısı konan anne adayında ve özellikle de bebeğinde tehlikeli durumlar ortaya çıkabilir.


GEBELİKTEN ÖNCE VAR OLAN DİYABET VE GEBELİK

Tanım: Gebeliği öncesinde diyabet (şeker hastalığı) tanısı konmuş ve tedavisi süren gebelerde Tip I ya da Tip II diyabet söz konusu olabilir. Ancak anne adaylarının büyük kısmının genç yaşta olmaları nedeniyle gebelikte Tip I diyabet (insülin kullanılan diyabet) daha sık görülür.

Diyabetli anne adaylarının tümüne yakını gebelik öncesinde tanısı konmuş hastalardır. Nadir durumlarda tesadüfi olarak Tip I diyabet ilk bulgularını gebeliğin ilk yarısında verebilir.

Gebelikten önce var olan diyabetin tehlikeleri nelerdir?

Gebelik öncesinde var olan diyabet hem anne adayı hem de bebek için oldukça tehlikeli durumların oluşmasına yol açan bir hastalıktır. Bu yüzden gebelikten önce var olan diyabet her zaman ciddiye alınması ve ihmal edilmemesi gereken bir durumdur.

Gebelikten önce var olan diyabette anne adayı için var olan tehlikeler

Vücudun normal bir kan şekeri seviyesini sürdürmek için gerekli olan insülin ihtiyacı gebelikle birlikte önemli derecede artar (özellikle 3. trimesterde insülin ihtiyacı %100'e kadar artabilir). Diyabetli anne adaylarında bu ihtiyaç karşılanmadığında kan şekeri çok yükselebilir ve ketoasidoz adı verilen ve komaya kadar varabilen ciddi durum ortaya çıkabilir ("şeker koması").

Kontrolsüz diyabeti olan anne adaylarında pyelonefrit (böbrek enfeksiyonu) gibi ciddi enfeksiyonların olasılığı artar. Dirençli vajinal kandidiyazis (mantar) gelişebilir.

Diyabeti olan anne adaylarında hipotiroidi (tiroid bezinin yetersiz çalışması) sık rastlanan bir durumdur.

Özellikle uzun zamandan beri şeker hastası olan ve damarsal hastalık ya da böbrek hastalığı gelişmiş olan anne adaylarında preeklampsi ortaya çıkma olasılığı belirgin bir şekilde yükselir.

Gebelikten önce var olan diyabette bebek için var olan tehlikeler

Gebeliğin erken döneminde, bebeğin organlarının oluştuğu aşamada kan şekerinin yüksek seyretmesi bebekte ciddi bazı anomalilere neden olabilir. Özellikle kan şekeri kontrol edilmemiş bir şekilde gebeliğe başlayanlarda anomalili çocuk doğurma riski 3-4 kat artar.

Diyabeti gebeliğin erken dönemlerinde kontrolsüz kalan gebelerde spontan abortus (düşük) yapma riski de yükselmiştir.

Diyabeti olan anne adaylarının bebeklerinde başta kalp olmak üzere, santral sinir sistemi, iskelet sistemi, genitoüriner sistem (genital organlar ve idrar yolları) ve sindirim sisteminde çeşitli anomaliler meydana gelebilir. Bunların bir kısmı ve özellikle kalpte oluşanlar normal ultrason incelemesinde görülemeyebilir.

Kan şekerinin yüksek seyretmesi gebeliğin tüm dönemlerinde bebeğin anne karnında aniden kaybedilme riskini artırır.

Kontrol edilmemiş diyabet bebeğin normalden iri olmasına, amniyon sıvısının artmasına neden olabilir.

Kontrol edilmemiş diyabeti olan anne adaylarının bebeklerinde akciğer olgunlaşması diğer bebeklere göre daha geç olur.

Preeklampsi gelişen anne adaylarının bebeklerinde intrauterin gelişme geriliği (IUGG) ortaya çıkabilir.

Kontrol edilmemiş diyabeti olan anne adaylarının bebeklerinde antenatal dönemde "fetal distres" (bebeğin oksijensiz kalması) gelişme riski normal gebeliklere göre çok daha fazladır.

Doğum eylemi esnasında da bebek açısından bazı problemler ortaya çıkabilir:

  • Kontrolsüz diyabeti olan gebelerin bebeklerinde antenatal dönemde (doğum öncesi) olduğu gibi intrapartum dönemde de (doğum eylemi esnasında) fetal distres daha sık gelişir.
  • İri bebeğin doğumu esnasında doğum eyleminin yavaş seyretmesi ya da durması yanında çıkım esnasında omuz takılması problemi ortaya çıkabilir.
  • Bebek doğduktan sonra da başta hipoglisemi (kan şekeri düşmesi), hipokalsemi (kalsiyum düşüklüğü) ve hiperbilirubinemi (bilirubin yüksekliği) olmak üzere ciddi yenidoğan problemleri ortaya çıkabilir.

Tüm bu sayılanlar gebelik öncesi dönemden başlamak üzere gebeliğin seyri esnasında ve doğum eylemi esnasında kan şekerinin normal sınırlar içinde (60-120 arası) tutulmasıyla büyük oranda başarılı bir şekilde önlenebilmektedir.

Bu nedenle diyabeti olan anne adayı gebe kalmayı planladığı dönemden gebe kalana kadar, gebelik boyunca sıkı bir takipte tutulur, normal gebelikten daha fazla sayıda kontrole çağırılır ve daha fazla sayıda tetkik yapılır. HBA1C (geçmişe dönük üç aylık şeker ortalaması) belli bir seviyenin altına düşmeden anne adayının hamile kalması önerilmez.



Gebelikten önce var olan diyabet durumunda yaklaşım

Genel yaklaşım:

Diyabet tanısı konan anne adaylarının takibi normalden farklıdır. Tanı konduktan hemen sonra ya da önceden diyabetli olduğu bilinen bir anne adayında genel gebelik muayeneleri yapıldıktan sonra tüm vücut sistemleri ayrıntılı olarak gözden geçirilir. Göz dibi muayenesi ve nörolojik muayene yapılır. Bu anne adayları daha sık aralıklarla antenatal kontrollere çağırılır ve bu antenatal kontrollerin her birinde kan şekeri değerlendirilerek insülin tedavisinin etkinliği gözden geçirilir ve gerekirse insülin dozu tekrar ayarlanır. Belli bir gebelik haftasından sonra fetal iyilik hali testlerine başlanır.

Diyabetli anne adaylarında anomali gelişiminin önlenmesi:

Diyabeti olan anne adaylarında anomalili bebek doğurma riskini azaltmak mümkündür. Bunun için anne adayının ilk gebe kaldığı günden birinci trimesterin sonuna kadar kan şekerinin normal seyretmesi sağlanır. Kan şekerini kontrol etmenin en ideal yolu gebe kalmadan önce kan şekerini kontrol altına almak ve bunu sürdürmektir.

Kan şekerinin son zamanlarda nasıl seyrettiğini ortaya çıkarmak mümkündür. Bu amaçla gebeliğin mümkün olan en erken döneminde kanda glikozillenmiş hemoglobin değeri (HbA1C) ve fruktozamin saptanır. Bu iki inceleme haftalar-aylar öncesine ait kan şekeri yüksekliklerini yansıtır.

Değerlerin yüksek çıkması uzun zamandan beri kan şekerinin yüksek seyrettiğini gösterir. Ancak bu değerin yüksek olması kesin bir tahliye nedeni değildir. Bu durumda bebekte anomali ortaya çıkmış olma riski yüksek olduğundan bebekte daha ayrıntılı inceleme yöntemleriyle anomali araştırılır.

Diyabetli anne adaylarında bebekte anomali aranması:

Tüm diyabetik anne adaylarında ve özellikle de glikozillenmiş hemoglobin değeri yüksek bulunan anne adaylarında bebek ayrıntılı anomali testlerine tabi tutulur. 19.-23. gebelik haftasında II. düzey ultrason (daha ayrıntılı ultrason incelemesi) ve fetal ekokardiografi (ayrıntılı kalp ultrasonu) yapılır.

Diyabetli anne adayının ve bebeğinin antenatal değerlendirilmesi:

Diyabetli anne adayı tüm gebeliği boyunca kan şekerini evinde düzenli olarak kontrol etmeli, diyetine uymalı ve insülin tedavisini sıkı bir şekilde uygulamalıdır. Doktorunun çağırdığı aralıklarla kontrole gelmesi çok önemlidir. Kontrollerde insülin dozlarının tekrar ayarlanması gerekebilir. Gözler ve böbrekler başta olmak üzere tüm organlar belli aralıklarla gözden geçirilir.

Kontroller esnasında bebekte irileşme, polihidramnios (amniyon sıvısı artışı), gelişme geriliği gibi durumlar aranır. Preeklampsi belirtileri aranır ve preeklampsi gelişmesi durumunda gerekli önlemler alınır.

Belli bir gebelik haftasından sonra (genellikle 28. hafta) fetusun iyilik hali NST ve BFP gibi testlerle haftada bir ve belli bir gebelik haftasından sonra haftada iki kez araştırılır.

Anne adayının bebek hareketlerine duyarlı olması gerekir. Her bebeğin kendine özgü hareket etme alışkanlığı vardır. Anne adayı bebeğinin az oynamaya başladığını farkettiğinde bu durumu hemen doktoruna haber vermelidir.

Diyabetli anne adayı belli bir gebelik haftasından sonra (genellikle 36. haftada) hastaneye yatırılarak izlenir. Bu aşamada fetal iyilik hali testleri sıklaştırılır, kan şekerleri düzenli olarak kontrol edilmeye devam edilir ve gerekirse tekrar doz ayarlaması yapılır. Polihidramnios, iribebek, İUGG ya da preeklampsi gelişen gebeler tanı konduğu andan itibaren hastaneye yatırılarak izlenirler.

Gebeliğin sonuna doğru doğum şekli hakkında karar verilir.

Doğumun zamanı ve şekli konusunda karar verilmesi:

İri bebek ya da başka bir nedenle sezeryan gerekli değilse diyabetik anne adayı normal doğum yapabilir.

Normal doğum yapmasına izin verilen anne adayları doğum eylemi esnasında CTG ile sürekli monitorizasyona tabi tutulurlar ve en ufak bir fetal distres bulgusunda doğum sezaryen ile gerçekleştirilir.

Diyabetik anne adayının doğum yapacağı hastanenin yenidoğan ünitesinin diyabetik anne çocuğu bakımı konusunda tecrübesi olmalıdır.

Doğumun hemen sonrasında insülin ihtiyacı azaldığından annenin insülin dozları tekrar ayarlanır.


Video: Gebelikte şeker tarama testini yapmak istemiyorum, açken ve yemekten sonra kendim ölçsem olmaz mı?

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

GEBELİK ŞEKERİ İLE İLGİLİ KONULAR:


İLGİLİ KONULAR:



Şeker yüklemesi zararları, glukoz tolerans testi yaptırmayı düşünen birçok kişinin merak ettiği konuların başında yer alıyor. Glukoz yüklemesi sonrası ne bekleyebileceğiniz hakkında detaylı bilgiye makalemizden ulaşabilirsiniz.

Şeker Yüklemesi Nedir?

Şeker yükleme testi, kandaki glikoz seviyelerini ölçen bir dizi testten oluşur. Sağlıklı bireylerde üretilen insülin hormonu sayesinde, vücuda giren kan şekeri hücrelere taşınabilir. Kandaki şeker enerjiye dönüştürülerek, kalanı vücuttan atılabilmektedir. Ancak şeker hastalığı olan kişilerde, kanda glikoz birikmesi oluşur ve biriken şeker kan damarlarına zarar verebilmektedir. Bireylerin kan şekeri seviyelerinin yemeklerden önce ve sonra olarak ölçülmesiyle diyabet varlığı kontrolü sağlanabilir.

Şeker testi, glukoz içeren şurubu içtikten sonra vücudunuzun şekere nasıl tepki verdiğini görüntülemeye yardımcı olacaktır. Glukoz tolerans testinde içilen 75 gr. şeker sonucu, tokluk kan şekeri seviyesinin öğrenilmesinde fayda sağlar. Kan testi sonuçlarına göre, şeker hastalığı tanısı konulabilir. Şeker yükleme testi yapılabilmesi için her zaman diyabet belirtileri gözlemlemeye gerek yoktur. Hamilelik dönemi, ailede şeker hastalığı geçmişi veya fazla kiloya bağlı olarak şeker hastalığı riski olan kişilerden biri olabilirsiniz. Dahiliye uzmanı ile görüşerek, diyabet kontrolü yaptırmak istedikten sonra gerekli prosedür uygulanabilir.

Şeker Yüklemesi Zararlı mı?

Glukoz tolerans testi yaptıran veya yaptırmayı düşünen birçok kişi, şeker hastalığı sonrası risklerden korkmaktadır. Yaygın bir yanlış düşünce ise, şeker yüklemesi sonrası şeker hastalığı oluşabileceğidir. Sanılanın aksine, şeker yüklemesi sağlıklı kişilerde herhangi bir sağlık problemi oluşmasına neden olmamaktadır. Kişilerin insülin hormonu salgılamasında, pankreasında bir sağlık sorunu olmadığı durumlarda, vücuda giren glikoz gerektiği gibi emilir ve kan damarlarında birikme oluşturmaz.

Şeker Yüklemesi Zararları Nelerdir?

Şeker yüklemesi zararları, yok denecek kadar azdır. Ancak her uygulamada olduğu gibi şeker yüklemesi sırasında oluşabilecek bazı riskler bulunmaktadır. Şeker yüklemesi zararları arasında;

  • Bayılma
  • Kanama
  • Enfeksiyon
  • Kusma
  • Bulantı
  • Damar bulmak için fazla delik
  • Hematon (cilt altında kan toplaması)

Yukarıda bahsedilen durumların yaşanma riski oldukça düşüktür. Ancak olabilecek bu durumlara karşı en yakın sağlık kurumuna başvurmanız önerilir. Şeker testinde uygulanan glikoz miktarı sağlık problemi oluşturacak boyutta değildir. Eğer metabolizmasında yaşanan bir sorun yoksa, glikoz alımı sonrasında şeker hastalığı veya farklı bir sağlık sorunu yaşanması mümkün değildir. Ancak bir sağlık sorunu veya kanda şeker birikmesi mevcutsa ogtt testi sayesinde bu fark edilebilir. Glukoz tolerans testi sonrasında en sık görülen sorunlar bulantı ve kusma olmaktadır. Geçici sorunlar dışında şeker yüklemesi zararlı mı? sorusunun cevabı, hayır olacaktır.

Hamilelikte Şeker Yüklemesi Zararlı mı?

Hamilelikte şeker yüklemesi, anne ve bebeğin sağlığının korunması adına oldukça önemlidir. Gebelik döneminde değişen hormonlar ve fazla kilolar nedeniyle gebelik diyabeti gelişme ihtimali vardır. gebelikte şeker yüklemesi zararlı mı? diye merak ediyorsanız, şeker yükleme testinin anne ve bebeğe bilinen bir zararı olmadığı belirtelim. Hamilelikte şeker yüklemesi yaptırmayanlar, var olan diyabet sorununun tespit edilememesi nedeniyle hamilelikte şeker hastalığı nedeniyle ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşabilirler.

Çünkü, tanımlanmamış şeker hastalıkları durumuna tedaviye başlanamayacağı için kan şekeri seviyeleri kontrol altına alınamaz. Artan kan şekeri nedeniyle hamile annelerde; halsizlik, uyku hali, susuzluk, çabuk acıkma gibi rahatsız edici durumlar meydana gelebilir. Gebelerde şeker yüklemesi zararlı mı? diye merak eden anneler, şüphe duymadan şeker kontrolü yaptırabilirler. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanları veya dahiliye uzmanlarına danışarak, gönül rahatlığıyla şeker testi yaptırılabilir.

 

Sıkça Sorulan Sorular

Şeker yüklemesi neden yapılır?

Şeker yüklemesi, diyabet hastalığı riski bulunan kişilere uygulanan kan şekeri kontrolü testidir. Bireylerde açlık ve tokluk kan şekerinin seviyelerinin ölçülmesi ve sonucunda diyabet varlığı olup olmadığı tespit edilebilmektedir. Şeker testi, şeker hastalığı tanısı konulabilmesi adına yapılmaktadır.

Hamilelikte şeker yüklemesi ne zaman yapılır?

Hamilelikte şeker yüklemesi testi, gebeliğin 24. ve 28. haftaları arasında yapılmaktadır. İkinci üç aya denk gelen dönemde yapılan diyabet kontrolü anne ve bebek sağlığına zararlı değildir.

Hamilelikte şeker yüklemesi nasıl yapılır?

Hamilelik döneminde şeker yüklemesi, gebelik diyabeti gelişme riskine karşılık yapılmaktadır. Gebelik döneminde fazla kilolar nedeniyle, dönemsel olarak şeker hastalığı gelişebilir. Bu durumun yaratacağı sağlık problemlerine karşı önlem almak adına, glukoz tolerans testi uygulanabilir.

75 gram şeker yüklemesi değerleri nasıl olmalıdır?

Kan şekeri kontrolünde 75 gr ogtt değerleri 140 mg/dL’nin altında olması normal kabul edilmektedir. 140 mg/dL’nin üstünde olan değerler için tekrardan şeker testi uygulanabilir ve diyabet tanısı konulabilir.

 

Avicenna Hastanesi İç Hastalıkları (Dahiliye) Bölümü Doktorlarımız

Dahiliye bölümü doktor listesi aşağıda yer almaktadır:

1295412974__G-Tittel-mage_jpg_1066189x

Şekerli su testi

50 gr glukoz yükleme testi – 100gr oral glukoz testi,
24-28. haftalar içerisinde gestasyonel diyabet yani hamilelikte meydana gelen şeker hastalığını saptamak için 50 gr glukoz yükleme testi uygulanır. Test aç karnına ya da tok karnına yapılabilir. Test daha erken dönemlerde: aşırı kilolu olma sorunu, iri bebek bebek öyküsü, birinci dereceki yakınlarda ya da daha önceki hamileliklerde gestasyonel şeker öyküsü gibi risk etkenlerinin mevcudiyeti halinde ilk muayenede uygulanmalıdır. Bu risk etkenleri olan hamile kadınlarda, test neticeleri normal dahi çıksa 24-28. haftalarda yeniden uygulanmalıdır.

5O gr glukoz yükleme test neticesi 130 veya 140’dan yüksek ise 3 saatte tamamlanan 100 gr oral glukoz testi uygulanır. OGTT için hamile anne adayı üç gün 300gr karbohidrat içeren beslenme programı için hazırlanır. Hasta, bu süreçte normal ve günlük hayatını sürdürmelidir. Üçüncü gün akşamı ardından 12 saat hiç yemek yenmemeli ve sabah 0. dakika kanı alınmalıdır. Sonrasında ise 100gr glukoz 5 dakika içinde içirilmektedir. Daha sonra ise birinci, ikinci ve üçüncü saatlerde ise glukoz yani kan şekeri için kan örneği alınması uygulanır.

Aç karnına > 95 mg/dl
1.saattte> 180 mg/dl
2.saatte> 155 mg/dl
3.saatte> 140 mg/dl

Buradaki 4 değerden 2 ya da daha fazlası normal çıkmaz ise gestasyonel şeker teşhisi konulur. Tek değerin yüksek çıkması halinde ise testin bir ay sonra yenilenmesi söz konusu olur. 50 gram şeker yükleme test neticesinin 190 mg/dl’den yüksek çıktığı hallerde 100gr OGTT uygulanmasına gerek kalmaz ve açlık glukoz seviyesine bakılması yeterli olur. Şayet açlık kan glukozu 95mg/dl’nin üzerinde saptanırsa hamile anne adayı, gestasyonel şeker hastaları olarak değerlendirilir ve tedavi için adım atılır.

OGTT nedir?

Açlık kan şekeri ölçümleri 100 ve 126 mg/dl olarak saptanan bireyler için OGTT yapılması gerekir. Açlık ardından uygulanan ölçüm eğer >140 mg/dl ise doğrulama testi olan şeker yükleme testine gerek kalmaz ve kişiye şeker hastası teşhisi konulur.
OGTT uygulanırken; kişiler bu test öncesinde üç gün süre ile karbonhidrat zengini bir beslenme düzeni önerilir. Akşam 21:00’den sonra bir şey tüketilmemesi gerekir. İlk ölçüm için 12 saatlik bir süreyle aç kalmak gerekir. Ardından ise kişilere 75 gram şeker verilir. Doktor kararı ile 2 ya da 3 saat süresince yarım saat aralıklarla glikoz değerleri incelenir. Bütün ölçümler rapor edilir ve hastanın şeker hastalığı durumu saptanır.

Şeker hastalığı Türkiye’de oldukça yaygın şekilde karşılaşılan kronik bir hastalıktır. Bu hastalık, göz, böbrek gibi organlara zarar verebilir. Bu sebeple de özellikle de hamilelik süresince ‘’iki kişiyi ilgilendiren hasarları‘’ ele alınırsa önlem almanın önemi ortaya çıkacaktır.

Hamilelikte şeker yükleme testi gebeliğin 24-28. haftalarında uygulanır. Hamile anne adayına 50 gram şeker içerikli sıvılar verilir ve ölçüm yapılır. OGTT olarak geçen şeker yükleme testinin hamilelik sürecinde uygulanmasındaki hedef glikoz düzeyinin anne vücudunda denge içerisinde tutulup tutulmadığını ortaya koymaktır.

Şeker yükleme testi testi ardından hamileliğe bağlı şeker hastalığı teşhisi konulur ise farklı tedavi yöntemleri uygulanabilir. Eğer tedbir alınmıyor ise; bebeğin daha erken dünyaya gelmesine, anne için ciddi sağlık sorunlarının meydana gelmesine, olması gerekenden büyük bebeklerin dünyaya gelmesine, bebeğin dünyaya geldikten hemen sonra aşırı düşük şeker sendromu yani, hipoglisemili doğmasına kadar ciddi problemler ortaya çıkabilir.
OGTT yapımı çok kolaydır ve aynı gün içerisinde sonuç alınabilir.

Çeşitli hamile kadınlarda plasentadan salgılanan hormonlar sebebiyle, hamileliğin ortalama 24-26. haftaları ardından şeker metabo­lizmasında bozukluklar meydana gelir. Bu­nun neticesi hamilelerin kan şeker düzeyi artar. Şeker yüksekliği, uzun bir dönem sürerse hamilelik esnasında ve doğum ardından, bebekte çeşitli ciddi problemlere yol açabilir.

Bu sebeple özellikle başta ailesinde şeker hastalığı öyküsü olan hamile kadınlar ve kilolu hamileler olmak üzere, bütün hamilelerde 24.-26. haftalar içerisinde 50 gr glukoz verile­rek 1 saatilik yükleme testi ile tarama gerçekleştirilir. Tarama testinde şeker seviyesi 140 gr.’ı geçen hamilelere, asıl teşhisi koymak için 3 saatlik test yapılır. Bu testin neticesinde hamilelik şekeri teşhisi konan hamileler, önce beslenme düzenlerinin değiştirilmesi ile tedavi edilmeye çalışılır. Di­yetle şeker seviyesi düşmeyen hastalara ise insülin tedavisi yapılabilir.

Hamilelikte şeker yükleme testi zararlı mıdır?

Gebelerde şeker yükleme testinin anne ve bebek sağlığı bakımında zararlı olup olmadığı oldukça tartışılan bir konudur. Gebelikte anne ve bebek sağlığı bakımından istenmeyen en büyük durum, gebelikte şekerdir.

Bebek ve anne açısından riskler ortaya çıkmasına sebep veren gebelikte şeker, bu duruma karşı tedbir alınması için, 24-28 haftalık hamileliklerde şeker yükleme testi yapılması gerekir. Bu test, uluslararası kabul görmüş bir testtir ve uygulanan test için verilen 50-75 gram şekerin bebeğe herhangi bir zararı olmaz.

Plasenta nedir?

Ana rahminde gelişen bebek her türlü besin gereksinimi annesinden karşılar. Bu duruma aracılık eden yapıya ise “plasenta” ismi verilir. Hamilelik dönemi tamamlanıp bebek dünyaya geldiğinde plasenta da bebeğin doğmasından hemen sonra ana rahminden atılır. Plasenta yapısı, bebeğe gerekli besinlerin geçişine aracı olur ve bunun dışında bebeği beslemek adına yardımcı olan birçok hormonun salgılanmasına yardım eder. Bu hormonlardan özellikle HPL (human placental laktogen) anne kanından şekeri yükselir ve bebeğe geçen şekeri artırmak için uğraşır. Anne yeterli beslenmemiş olsa dahi, bebeği korumaya yönelik bir mekanizma olmaktadır. Bu hormon, anne adayında kan şekerini düşüren insulin etkisine karşı direnç meydana getirir. Kan şekeri de bu sebeple belli bir düzeyde yüksek olur. Bu yapı sebebiyle hamilelerde şeker yüksek olur ancak diyabetik düzeylerde olmaz. Anne adayının pankreası çoğunlukla insulin salınımının artmasına yol açar ve kendini şeker hastalığından korur. Fakat çeşitli hamilelerde insulin salınımı yeteri miktarda olmaz ve özellikle son üç ayda diyabetik düzeylerde şeker seviyeleri saptanabilir.

Hamilelikte şeker hastalığının riskleri nelerdir?

  • Hamileliğin ilk 3 ayında diyabetin ortaya çıkması; gelişmekte olan bebekte özellikle beyin ve kalbi ilgilendiren doğumsal anormallikler gelişmesine ya da düşüğe yol açabilir.
  • Hamileliğin ortasında ya da son üç ayındaki şeker hastalığı ise fazla beslenme ve bebeğin normalden fazla kilo alımına yol açar. Çok büyük bebeklerin normal doğumu bebekte travmalara yol açabilir ya da acil sezaryen riskini arttırır.
  • Anne adayından gelen fazla yüksek şeker seviyeleri bebekte fazla insulin salgılanmasına yol açar. Doğum ardından kordon kesildiği zaman aniden düşen şeker düzeyi bebekte hipoglisemik sara nöbetlerine yol açabilir. Uygun tedavi yöntemleriyle diyabetli bir anne adayı da sağlıklı bir hamilelik dönemi yaşayabilir ve normal bir doğum gerçekleştirebilir. Bu sebeple de erken tanı önemlidir.

Risk gurubundakiler

  • Hamilelikten önce kilolu olan kadınlar
  • Ailesinde şeker hastalığı öyküsü olan kadınlar
  • Daha önceden şeker ile ilgili yükseklik problemi olduğu bilinenler
  • Daha önceden 4 kilodan büyük bebek doğuranlar
  • Daha önceden ölü doğum gerçekleştirmiş olanlar
  • Daha önceki hamileliğinde diyabet olan kadınlar
  • Amnios sıvısı çok fazla olan kadınlar
  • Polikistik over sendromu olan kadınlar

Şeker yükleme testinin riskleri

Koldan kan kalmak adına bir kez plastik ile kaplı bir iğne batırılır ve bu en fazla 2 saat süresince orada kalır ve yeni bir iğne girişi olmaz. Tek riski bir iğne olmak kadar olmaktadır. Verilen 50 ya da 75 gram şekerin bebeği zehirleyici bir etkisi kesinlikle bulunmaz. Tüketilen çikolatalardaki şeker oranı dahi test için verilen oranlardan daha yüksektir. Bu sebeple hem kendinizi, hem de bebeğinizi riske atmamak adına şeker yükleme testini yaptırmak oldukça yararlı olacaktır.

Yanlış bir düşünce olarak, şeker yükleme testinin şeker hastası yaptığını düşünenler mevcuttur. Şeker yükleme testinde alınan şeker miktarı çok önemli boyutlarda olmaz. Bu test yalnızca var olan bir tablonun ortaya çıkması için yardımcı olur. Şayet şeker metabolizmasında bir problem mevcut değil ise bir tepsi baklava tüketilse dahi herhangi bir kan şekeri düzensizliği meydana gelmez. Test esnasında en fazla duyulan rahatsızlıklardan biri bulantı-kusma şikâyetleridir. Toplam glikoz 3 bardak suda eritilip, bir miktar limon sıkıldığı taktirde böyle bir şikayetin gelişmesinin önüne geçilir.

 

Tasarım & Uygulama & Destek >>> doktor internet sitesi

doktor internet sitesi




Mehmet Olkun

Gebelikte Şeker Yüklemesi Bebeğe Zarar Verir mi?

Anne adayının kan şekerinin dengede kalabilmesi için yediği besinlerin  şeker miktarı önemlidir. Sadece çay şekeri olarak bildiğimiz şeker değil ; ekmek , pilav , makarna gibi karbonhidratlı besinler de parçalanıp şekere dönerler. Bu nedenle yemek seçimlerine dikkat edilmelidir.

Bebek ve anne açısından riskler yaratan bu duruma karşı önlem alınması amacıyla, 24-28 haftalık gebeliklerde şeker yükleme testi yapılmaktadır. Hamilelerde şeker yükleme testinin anne ve bebek sağlığı açısından zararlı olup olmadığı merak edilen bir konudur.Bu testin uluslararası kabul görmüş bir uygulama olduğunu belirten uzman hekimlerimiz yapılan test için verilen 50-75 gram şekerin bebeğe zararı olmadığını belirtmektedir. Kolunuzdan kan kalmak için bir kez plastik ile kaplı bir iğne batırılacak ve bu maksimum 2 saat boyunca orada kalacak yeni bir iğne girişi olmayacaktır. Tek riski bir iğne olmak kadardır. Verilen 50 ya da 75 gram şekerin bebeği zehirleyici bir etkisi yoktur.

Yediğiniz çikolatalardaki şeker oranı bile test için verilenden daha fazladır. Bu nedenle hem kendinizi, hem de bebeğinizi riske atmamanız için hekimin önerisine kulak verip şeker yükleme testini yaptırmanızda yarar vardır. 

 

 


Hamilelikte Şeker Yüklemesi Nedir, Neden Yapılır?

Gebelik Şekeri Nedir?

Gestasyonel diyabet veya hamilelik diyabeti; gebelik döneminde başlayan ve doğumdan sonra etkisini kaybeden glukoz tolerans bozukluğudur. Anne adayının vücudu, fazla kilo alımı ve hormonların da etkisiyle insülin direnci gösterir. Bu dirence karşı pankreas yeteri kadar insülin üretemez hale gelir ve kan şekeri yükselir.

Gestasyonel diyabet hamilelik döneminde en sık karşılaşılan komplikasyondur. Hem annenin hem de bebeğin sağlığı için risk oluşturur. Ancak diyabet olan hamile kadınlar kontrol altında tutularak komplikasyonlar en aza indirilebilir ve hatta engellenebilir.

Hamilelik diyabeti; yakın takip, egzersiz, gerekli durumlarda insülin tedavisi, beslenme ve hamilelik şekeri diyeti ile kontrol altına alınabilecek bir durumdur. Eğer kontrol altına alınmazsa erken doğum, preeklampsi veya diğer komplikasyonlara neden olabilir.

Hamilelikte Şeker Neden Olur?

Gebelik döneminde anne adayının vücudu enerjiye yani şekere daha çok ihtiyaç duyar. Şeker, insülin adı verilen bir hormon yardımıyla kandan hücrelere geçer. Şeker hücrelere girdiği zaman enerjiye dönüştürülür ya da depolanır. Eğer vücut yeterli miktarda insülin üretemezse veya insülini iyi bir şekilde kullanamazsa, şeker hücrelere geçmekte zorlanır ve kanda kalır. Bu durumda kan şekeri yükselir ve hamilelik diyabeti veya hamilelikte şeker ortaya çıkar.

Hamilelikte diyabet, son 3 aylık dönemde ortaya çıkar ve hamileliğin sona ermesiyle birlikte annenin kan şekeri normal seviyelere geri döner.

Gebelik Şekeri Belirtileri Nelerdir?

Gebelik döneminde anne adayının vücudunda birçok değişim meydana geldiğinden çoğu zaman gebelik şekeri belirtileri anlaşılmaz. Çünkü hamilelikte ortaya çıkan belirtiler ile gebelik şekeri belirtileri birbirine çok benzer. Gebelik şekeri belirtileri şu şekildedir:

  • Sık idrara çıkmak
  • Aşırı iştahlı veya aşırı iştahsız olmak
  • Sürekli su içme isteği
  • Halsizlik, yorgunluk
  • Sık sık uyumak

Yukarıda bahsettiğimiz belirtilerin sebebinin gebelik şekeri kaynaklı olup olmadığını şeker taraması yaptırarak anlayabilirsiniz.

Gebelik Diyabeti Anne ve Bebeğe Zarar Verir mi?

Diyabet takibi yapılmayan hamile kadınlar ve bebek olumsuz yönde etkilenir. Çünkü annenin vücudu insülini kullanamadığı için şeker seviyesi yükselir ve doğrudan bebeğinde kan şekerini yükseltir. Bu durumda bebeğin pankreası, kan şekerini düşürmek için daha çok çalışır.

Hamilelik Diyabeti Bebeği Etkiler mi?

Bebeğin diyabet olma ve aşırı kilolu olma riski ile birlikte aşağıdaki komplikasyonlarda görülebilir:

Makrozomi: Annenin kanındaki fazla şekerin bebeğe geçmesinden dolayı bebek aşırı büyür. Genellikle 4.5 kg üzerinde doğan bebekler için kullanılan makrozomi iri bebek anlamına gelmektedir. Bu bebeklerde birçok sağlık problemi görülebilir.

Doğum Komplikasyonları: Bebek büyük olduğu için doğum kanalında omzun yerinden çıkması, kafa kanaması veya düşük oksijen seviyeleri gibi doğum yaralanmaları meydana gelebilir. Doğum sırasında forseps veya vakum kullanmak gerekebilir ve sezaryen ihtimali daha yüksektir.

Hipoglisemi (Düşük Kan Şekeri): Bebek anne karnında maruz kaldığı yüksek şekeri işlemek için yüksek seviyelerde insülin üretebilir. Doğumdan sonra anneden bebeğe geçen şeker kesilir ancak bebek fazla insülin üretmeye devam edebilir. Bebekte devam eden fazla insülin üretme durumu kan şekerini düşürerek hipoglisemiye neden olabilir.

Solunum Güçlüğü: Bebek doğmadan önce akciğerler gelişerek sürfaktan adı verilen bir madde üretir. Sürfaktan akciğerdeki keseleri kaplar ve bebek nefes alınca keseklerin şişmesini sağlar. Annenin diyabet olması sürfaktan üretimini azalttığından bebek normal zamanında doğsa bile solunum güçlüğü yaşayabilir.

Beslenme Sorunları: Annenin diyabet olmasına bağlı olarak erken doğum gerçekleşebilir. Erken doğum da bebekte düşük kan şekerine ve nefes alma zorluğuna neden olabilir. Bu durumda bebek beslenme sorunları ile karşı karşıya kalabilir.

Polisitemi: Bazı durumlarda annenin diyabet olmasından dolayı bebek yüksek kırmızı kan hücresi seviyesiyle doğabilir. Bu durum kanın koyulaşmasına bağlı olarak sarılık ve nefes alma sorunlarına neden olabilir.

Plasentanın Yetersiz Olması: Plasenta sorunu, anne adayının gebelikten önce diyabet olmasından kaynaklı oluşur. Plasenta sorunu bebeğe yeteri kadar oksijen ve besin aktarılamamasına neden olur. Bu durumda bebek anne karnında iyi gelişemez ve normal ölçülerden küçük doğabilir.

Sarılık: Kırmızı kan hücrelerinin parçalanmasıyla bilirubin ortaya çıkar. Kandaki bilirubin seviyesi yükselirse ciltte ve gözlerde sarılık görülebilir. Annesi diyabet olan bir bebeğin vücudundan fazla olan bilrubini atması diğer bebeklere göre daha uzun sürebilir.

Hamilelik Diyabeti Anne Adayını Nasıl Etkiler?

Diyabet ve gebelik, kan şekerinin artmasına ve anne adayında bazı komplikasyonların gelişmesine neden olur:

  • Yüksek tansiyon ve preeklempsi gibi riskli sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden olur.
  • Erken doğum riskini artırır.
  • Diyabete bağlı olarak bebek normalden iri olabilir ve sezaryen olma olasılığını arıtır.
  • Sonraki hamileliklerde diyabeti olma riski artar.
  • Hamilelik diyabeti doğumdan sonra tip 2 diyabete dönüşebilir.

Hamilelik Diyabeti Kimlerde Sık Görülür?

Hamilelik diyabeti tüm kadınlarda gebeliğin herhangi bir aşamasında ortaya çıkabilir. Ancak aşağıdaki nedenler hamilelikte şeker hastalığı yaşama riskinizi artırır:

  • Aşırı kilolu olmak
  • 25 yaşın üstünde olmak
  • Önceki hamileliklerde hamilelik diyabeti geçirmek
  • Polikistik over sendromu (PCOS)
  • Çoklu hamilelik (birden fazla bebek)
  • Ailede diyabet geçmişinin olması

Gebelik Diyabeti Nasıl Teşhis Edilir?

Hamilelere Şeker Yüklemesi Hangi Haftalarda Yapılır?

Gebelikte şeker yüklemesi hamileliğin 24. Haftasından sonra yapılır. Tıbbi geçmiş, fiziksel muayene, glikoz kan şekeri testi ve glikoz yükleme testi sonucu ele alınarak diyabetin var olup olmadığı tespit edilir.

Gebelik boyunca sizden istenecek tahlil ve görüntüleme işlemlerine ait masraflar doğum sigortası kapsamından %100 karşılanır. Hemen doğum sigortası teklifi alın, güvencesiz kalmayın!

Hamilelikte Şeker Yüklemesi Nasıl Yapılır?

Gebelikte şeker yüklemesi iki farklı şekilde yapılır. Eğer 50 gr. glikoz yükleme testinin sonucunda değerler istenen sınırların dışındaysa oral glikoz tolerans testi yapılır.

Oral Glikoz Tolerans Testi Oral glikoz tolerans testi veya hamilelikte şeker testi, tüm hamile kadınlar için rutin bir testtir. Belirleyici olmadığı için takip testleri gerekebilir.

Ne zaman yapılır? Genellikle hamileliğin 24.-28. haftaları arasında doktorunuz bu testi sizden ister. Ancak risk faktörünüz yüksek ise 24. haftadan öncede yapılabilir.

Gebelikte şeker yüklemesi aç karnına mı yapılır? Aç veya tok karna anne adayına 50 gram glikozlu bir içecek içirilir. Bir saat bekledikten sonra kan alınır ve kan şekeri ölçülür. İçtiğiniz içecek mide bulantısı yapabilir.

Sonuçlar ne anlama gelir? Şekerli içeceği içtikten bir saat sonra kan şekeri 140 mg/dL veya daha yüksekse hamilelik diyabeti şüphesi oluşur ve doktorunuz sizden tekrar test yaptırmanızı isteyebilir. Ancak kan şekeri 120 mg/dL veya daha azsa hamilelik diyabeti yoktur.

Üç Saatlik Glikoz Tolerans Testi Bu test hamilelik diyabetini onaylar veya şüpheyi tamamen ortadan kaldırır.

Ne zaman yapılır? Bu test bir saatlik glikoz tolerans testinde anormal değerler çıkarsa yapılır.

Nasıl Yapılır? Anne adayından 10-14 saatlik açlıktan sonra kan alınır ve sonra 100 gram glikoz içirilir. Şeker yüklemesi yapıldıktan bir saat sonra ilk kan alınır. Peşinden ikinci ve üçüncü saatlerde tekrar kan alınır.

Sonuçlar ne anlama gelir?

İki veya daha fazla anormal değer, hamilelik diyabeti olduğunu gösterir.

  • Açlık kan şekeri: 95 mg/dL veya üstü
  • Bir saat sonra kan şekeri: 180 mg/dL veya üstü
  • İki saat sonra kan şekeri: 155 mg/dL veya üstü
  • Üç saat sonra kan şekeri: 140 mg/dL veya üstü

Hamilelikte Şeker Yüklemesi Yaptırmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Uzun süre aç kalmanız gerektiği için hamilelerde şeker yüklemesi sabah yapılmalıdır.
  • Gebelikte şeker yükleme testi yapıldıktan sonra baş dönmesi, kusma veya bayılma olabilir. Yanınızda mutlaka biri olmalıdır.
  • Eğer 3 saatlik glukoz tolerans testi yaptıracaksanız oyalanmak için yanınızda dergi veya kitap getirin.

Gebelik Şekeri Nasıl Tedavi Edilir?

Hamilelik diyabeti tedavisi, teşhis edildikten hemen sonra başlar. Amaç kan şekeri seviyesini düşük tutarak bebeğin sağlıklı doğması için ideal koşulları yaratmaktır. Hamilelikte şekeri yüksek çıkanlar için tedavi genellikle şunları içerir:

  • Beslenme uzmanı ile kan şekerini normal seviyelerde tutmak için sağlıklı besinler diyete eklenir ve öğün planlaması yapılır.
  • Kan şekerini evde ölçmek önemlidir. Doktorunuz kan şekerinin nasıl ölçüldüğünü size gösterecektir.
  • Hamilelik şekeri diyeti ve egzersiz ile kan şekeriniz  kontrol edilemiyorsa ilaç kullanmanız gerekebilir. İlacın ağızdan mı yoksa enjeksiyonla mı verileceğine doktorunuz karar verecektir.

Gebelik rutin kontrollerinizi aksatmadan gidin. Doktorunuzun tavsiyelerine ve talimatlarına mutlaka uyun.

Gebelik Diyabeti Doğumdan Sonra Geçer mi?

Hamilelik şekeri yüksek çıkanlar için doğumdan 6 hafta sonra kan şekeri seviyesi normale döner diyebiliriz. Ancak hamilelikte şekeri yüksek çıkanlar, gelecekte tip 2 diyabet olma riski taşımaktadır. Hamilelik şekeri diyeti ve düzenli egzersizle vücut sağlığının korunması riski azaltmaya yardımcı olur.

Hamilelik Diyabeti Olanlar Bebek Doğduktan Sonra Ne Yapmalı?

  • Hamilelikte edindiğiniz sağlıklı yaşam tarzı alışkanlığınızı koruyarak tip 2 diyabet olma riskinizi azaltabilirsiniz. Egzersiz yapmaya ve sağlıklı beslenmeye devam edin. Bu şekilde devam ederseniz kan şekeri seviyenizi kontrol altında tutabilirsiniz.
  • Doğumdan sonra kan şekeriniz yüksek olsa bile emzirin. Emzirmek hem sizin hem de bebeğinizin sağlığı için önemlidir. Emzirerek kilo verebilir ve tip 2 diyabet riskini azaltabilirsiniz.
  • Hamilelik diyabetinin geçtiğinden emin olmak için doktora gidin. Eğer kan şekeri seviyeniz hala yüksek ise tip 2 diyabet teşhisi alabilirsiniz.

Hamilelik diyabeti hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Sağlıkla kalın.

Yayımlanma Tarihi: 6 Eylül 2019 Cuma

Güncellenme Tarihi: 5 Mayıs 2023 Cuma

24 Haftalık Gebelik

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>


23. hafta25. hafta 

 

 

24. hamilelik haftası

(23+0 - 23+6. GÜNLER)

Doktor kontrollerinize düzenli olarak gidiyormusunuz?

Doktorunuz size bu haftalarda "şeker yükleme" ya da "şeker tarama testi" şeklinde bir test yapılmasını önerebilir. 

Hiç bir belirti vermeden de gelişebilen gestasyonel diyabet (gebelikte görülen şeker hastalığı, "gebelik şekeri") 24-28. gebelik haftaları arasında yapılan iki farklı testle araştırılır:

Diyabet açısından daha yüksek risk altında olanlara 100 gram glikoz yüklemesi ile OGTT adı verilen tanı koydurucu test, riski düşük olan anne adaylarına ise 50 gram glikoz ile PPG adı verilen tarama testi uygulanır.

OGTT'de birer saat aralıklarla toplam dört kez kan şekeri ölçümü yapılırken PPG'de yalnızca 1. saat tokluk kan şekeri ölçülür. En sık yapılan bu uygulamaya karşın, ülkemizde bazı doktorlar 75 gram glikoz yükleme testi de uygulamaktadırlar.

PPG bir şeker hastalığı tarama testidir ve bu testte kan şekeri değeri yüksek çıkanlarda diyabet şüphesi doğduğundan esas tanı koydurucu OGTT testi uygulanır. 

PPG yapılması için tok veya aç olmanız önemli değildir. Şekerli suyu içtikten kanın alınacağı bir saat sonraya kadar hiçbir şey yiyip içmemelisiniz.


Video: ŞEKER TARAMA TESTİ ÖNCESİ DİYET YAPMAK GEREKİR Mİ? TEST ÖNCESİNDE YENEN ŞEYLER SONUCU NASIL ETKİLER?

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

Gebelik dönemi idrar yolu enfeksiyonu gelişimine zemin hazırlar. Bunun en önemli nedeni idrar yollarındaki düz kasların tüm düz kaslarda olduğu gibi gevşeme eğiliminde olmasıdır. Bu gevşemeye bağlı olarak akım az da olsa yavaşlar. Bununla beraber anne adayının az sıvı alması da bu tür enfeksiyonların gelişmesini kolaylaştırır.



İdrar yolu enfeksiyonları genellikle idrar yaparken yanma ve sık idrara çıkma şeklinde belirti verirler. Gebelik döneminde ise hiç bir belirti vermeyen "sinsi" idrar yolu enfeksiyonlarına sık rastlanır. Bu tür gizli enfeksiyonlar genellikle idrar kültürü incelemesiyle ortaya çıkarılırlar. Doktorunuz sizden böyle bir inceleme istemiş ve gelen sonuca göre antibiyotik kullanmanızı önermişse bunu kabul etmelisiniz. 

Gizli idrar yolu enfeksiyonları erken doğum riskinin artmasına katkıda bulunabilirler. Dahası tedavi edilmeyen gizli idrar yolu enfeksiyonları böbreklerde dahi enfeksiyon oluşmasına neden olarak daha ciddi sorunları beraberinde getirebilirler.

Hamilelikte İdrar Yolu Enfeksiyonu ve Sistit >>


Video: Gebelik şekeri nasıl belirti verir? - Şeker tarama ve yükleme testi ne işe yarar?



DOĞRUSUNU ÖĞRENELİM 

  • "7 aylık doğan çocuk yaşar, 8 aylık doğan yaşamaz!"
  • "5. aydan sonra ortaya çıkan mide ekşimeleri (bazıları bulantı da derler) bebeğin saçlandığının işaretidir!"
  • "Hamile kadın hayvanlara bakmamalıdır, bebeği o hayvana benzeyebilir!"
  • "Hamile kadın saç kestirmez, kestirirse bebeğinin ömrü kısalır!"

Yukarıdaki önermelerden hangileri doğrudur?

Cevap: hiçbiri

Zihnimiz bu önerilerin yanlış olduğunu "bastıra bastıra söylese de" gönlümüzün bir köşesi bunlara inanmakta direnir. Hurafe veya boş inanç dediğimiz etrafımızı saran bu tehlikeli bilgiler özellikle gebelik döneminde bizleri derinden etkilemeye devam eder.

Biz bilim insanları hurafeleri ele alırken hemen bir köşeye atmıyoruz. Öncelikle bu hurafenin nasıl çıkmış olabileceğini düşünüyor, sonra da hurafede gerçeklik payı olup olmadığını değerlendiriyoruz. Elbette bugünün "hurafesi" yarının bilimsel verisi de olabilir, "dünyanın yuvarlak olduğu" geçmiş zamanlar için bir hurafeydi ve bu düşünceye o zamanın insanları gülüyorlardı. Son zamanlarda yapılan bilimsel çalışmalar erken gebelik döneminde aşırı bulantıları olan anne adaylarının daha çok kız bebek doğurduklarına işaret etmektedir. Bazı hurafelerde gerçeklik payı olabilir.

Şimdi de yukarıdaki ilk öneriye bakalım: sizce bundan 1000 yıl sonra bile olsa daha erken haftada doğmuş bir bebeğin yaşama ihtimali daha ileri haftada doğmuş bir bebeğe göre daha fazla olabilecek mi? 

Hurafelerin önemli bir kısmı gülünç ve boş inançlar olarak kalmaya mahkumdurlar.

Hamilelik ve Hurafeler (Boş İnançlar) >>

 

"İleride erkeklerin de çocuk doğurması söz konusu olabilecek" diyenler var...

 

Şimdi gülüyoruz, ama belki de gerçek olur bu düşünce.

 


Video: 7 aylık doğan bebek yaşar, peki 8 aylık doğan bebek yaşamaz mı? Elbette yaşar.

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

BU HAFTA BEBEĞİNİZDE OLUŞAN DEĞİŞİKLİKLER

Bebeğinizin kemik ve kas dokusu hızla gelişmeye devam ediyor. Bu da hareketlerin giderek güçleneceği anlamına gelir. Yiyeceklerle aldığınız kalsiyum özellikle bu gebelik haftalarından itibaren çok önemlidir. 

Bebeğiniz asla kalsiyumsuz kalmaz, ancak sizin kemiklerinizdeki depo yeterince kalsiyum almazsanız giderek azalabilir.

Düşünüyorum, öyleyse varım!

24. hafta gebelik seyri açısından bir dönüm noktası olarak kabul edilir.

Amerika, bu haftadan itibaren kanunen bebeği kendi hak ve özgürlüklerine sahip ayrı bir birey olarak görür.

Neden 24. hafta? 

Bilimsel veriler bebeğin bu haftadan itibaren algılarının önemli bir kısmının geliştiğini ve bebeğin uyaranlara refleks değil, bilinçli cevap verdiğini göstermektedir.

Yani bebek artık öğrenmeye, bilgileri hafızasında depolamaya ve "düşünerek mantıklı tepkiler vermeye" başlamıştır.


Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 32 cm. ve ağırlığı yaklaşık 640 gram!


HAFTANIN ÖNERİSİ

 

Resimde bebeğin beyin dokusunun gelişimini görüyorsunuz.

10. haftadan 20. haftaya gelindiğinde kitlesel olarak ne kadar büyüdüğü bariz olarak görülüyor.

Esas değişiklik ise 20. haftadan 40. haftaya giden süreçteki kitlesel büyüme yanında, görünümündeki değişiklik: 20. haftadayken hiç kıvrımları olmayan beyin dokusu doğuma yakın zamanda yüzlerce kıvrım yaparak trilyonlarca hücreyi ve bunların uzantılarını barındırır hale geliyor.

Beyin hücrelerimiz birbirleriyle nörotransmitter adı verilen kimyasal maddelerle iletişimde bulunurlar.

Bu maddeler bir sinir ucundan diğer sinir ucuna geçerek bir sinir hücresinin mesajını diğerine iletirler. 

Sinir hücreleri aynı anda çok sayıda sinir hücresiyle sinaps adı verilen yapılarla temas halindedir ve diğer sinir hücreleriyle bu temas sayesinde bizim hem otomatik işlevlerimiz (kalbimizin atması, organlarımızın çalışması gibi), hem de bilişsel işlevlerimiz (hatırlama, öğrenme, düşünme, duygulanım gibi) sağlanmış olur. 

Öğrenme dediğimiz süreç aslında sinir hücreleri arasında yeni bağlantıların geliştirilmesinden başka birşey değildir. Doğduğumuzda sabit sayıda sinir hücresiyle doğarız ve bu sinir hücreleri ömürlerini tamamlayıp öldüklerinde yenileri oluşmaz.

Büyüdükçe "akıllanmak", var olan hücrelerin sayıca artmasıyla değil, kitlece artmasıyla ve aralarındaki bağlantıların daha koordine hale gelmesiyle gerçekleşir. Yeni doğduğumuzda yeni alınmış bir bilgisayar gibiyizdir. Hayati programlar hariç, hiç bir program yüklenmemiştir ve bu nedenle doğduğumuzda işlevlerimiz sınırlıdır.

Bazı bilgisayarlar ise fabrikada yüklenmiş ekstradan yararlı programlarla gelirler ve daha kullanışlıdırlar. Yani bazı şeyleri fabrikada öğrenmiş olarak gelirler.

Bilgisayarımıza yükleyeceğimiz programlar bizim kişiliğimizi ve amaçlarımızı yansıtır. Çocuklarımıza öğreteceklerimiz gibi... Zararlı programlar yüklediğimizde bilgisayarlarımızı formatlayabiliriz, ama ya çocuklarımızın yaşantıları?



Konumuz rahim içi olduğuna göre öncelikle şunu bilmeliyiz: Öğrenmenin, duyguların ve diğer birçok bilişsel faaliyetin rahim içinde başladığına inanıyoruz. Nereden biliyoruz? Bebek annesinin sesine, babasının sesine tepki verir, demek ki onların seslerini öğrenmiştir ve seslerini duyunca mutlu olmaktadır.

Bebeğimiz henüz rahim içindeyken öğrenmeye başladığına göre bu, hisler de geliştirmeye başlamış anlamına gelmektedir. Doğmuş bebeğimizi iyi hissettirmek için neler yapıyorsak (ona sevgi göstermek, şefkatli olmak) aynısını doğmamış bebeğimize yapmaya hemen şimdiden başlamalıyız.

Anne adayının kendini iyi hissetmesi beyninde biyokimyasal bazı tepkimelere neden olur ve bu tepkimeler sonucunda onun kanına bazı maddeler geçer ("mutluluk hormonları"). Muhtemelen bu aynı maddeler plasenta yoluyla bebeğe geçtiğinde onda da benzer duygu durumları oluşturmaktadır.

Bunun tersi de geçerli olabildiğinden, yani anne adayının kendini stres, baskı, korku, gerginlik altında hissettiği durumlarda kana geçen "stres hormonları" aynı duygu durumunu bebekte de oluşturabilmektedir. Bu nedenle anne adaylarının kendilerini iyi hissetmeleri, stresten uzak durmaları, kendi hoşlarına gidecek şeyleri yaptıklarında bunun biyokimyasal yolla bebekte de aynı durumu yaratacağını bilmeleri önemlidir.



Yine unutulmamalıdır ki zaman zaman yaşanan olumsuz duygular bebekte olumsuzluk yaratsa dahi sürekli olmadıkları sürece iz bırakmazlar. Beyin olumsuz duyguları unutma eğilimindedir.

Son söz: bebeğimizin zekasını rahim içindeyken geliştirebilir miyiz? "Zeka", tanımı tam olarak yapılamamış bir olgu olmasına karşın anne adayının sağlıklı bedeninde bebeğin genetik zemini üzerine inşa edilen eğitim olarak tarif edilebilir. O halde cevap nedir? Çok kısıtlı olarak evet. Nasıl? Bunun için özel birşeyler yapmaya gerek yok: beden sağlığımızı korumak, kendi genlerimize güvenmek, kendimizi iyi hissetmek için birşeyler yapmak (böylece bebeğin de iyi hissetmesini sağlamak) yeterli olacaktır. "Beyin geliştirici müzik" denenebilir, ancak biz daha çok anne adayının kendini iyi hissedeceği "müziği" (müzik dışında da birçok şey kişiye kendini iyi hissettirebilir) dinlemesini öneriyoruz. 

Bebeğin beyin hücreleri arasındaki koordinasyon henüz rahim içindeyken iyi kurulduğunda bunun onun ruhsal gelişimine katkıda bulunacağı görüşünü taşımaktayız.


Video: Anne karnındaki bebeğe müzik dinletmek (beyin geliştirici müzik?)


 

Hanımefendi kusura bakmayın, bebeğinizi bir beş dakikalığına alabilir miyim?

 Bebeğinize meme emme plug-in'ini yüklemeyi unutmuşuz da... O yüzden ememiyor sanırım.



23. hafta25. hafta 

 

 


Hafta hafta hamilelik video ağırlıklı versiyon için tıklayın >>

Şeker Yüklemesi Kaçıncı Haftada Ve Kaç Aylıkken Yapılır? Kaç Defa Yapılmalı?

Haberin Devamı

Gebelikte bebeğin ihtiyacı olan glikoz için, anne adayında insülin direnci oluşur. Gebelikte sorun yaşanmaması durumunda ise bu durum kendiliğinden düzene girer.

Şeker Yüklemesi Kaçıncı Haftada ve Kaç Aylıkken Yapılır?

Gebe kadınlarda gebeliğin ikinci üç aylık döneminde ya da daha sonrasında şeker hastalığı ortaya çıkması gebelik şekeri ismi verilen gestasyonel diyabet olarak da tanımlanır. Fetusun gelişimi için plasentadan salgılanan HPL ismindeki hormon fetusa yeteri kadar glikozun ulaşması için, kan şekerini düşüren etkiyi de frenler. Bu nedenle de gebelikte doğal hiperglisemi eğilimi ortaya çıkar. Anne adayları 24. Haftadan da itibaren diyabetik bir duruma gelebilir.

Gebe kadınlarda şeker hastalığını belirlenebilmesi için, 24 ve 28 haftalarda şeker yükleme testinin yapılması çok önemlidir. Ama bu durum, riskli gebeliklerde daha yakından takip edilmelidir. Riskte sayılan gebelerde şeker yükleme testinin çok daha erken dönemde yapılması gerekebilir. Aynı zamanda gerekli olduğu durumlarda belli periyotlarla bu testin tekrarlanması gerekir. Yapılan yükleme testi sonrasında, gerekli görülen hastalarda teşhisin kesinleşmesi için daha ayrıntılı bir şeker yükleme testi yapılması gerekir.

Haberin Devamı

Gebelikte Şeker Yükleme Testi Kaç Defa Yapılmalı?

Gebelikte şeker yükleme testi genellikle 24. ve 28 haftalarda ve 1 defa yapılır. Ama riskli olarak görülen gebeliklerde gerekli görüldüğü hallerde belli periyotlarda şeker yükleme testinin tekrarlanması gerekebilir. Yapılan yükleme testi sonrasında konulacak teşhisin kesinleşmesi için daha ayrıntılı bir şeker yükleme testi yapılması istenebilir. Kısacası, gebeliğin durumuna ve şeker yükleme testi sonuçlarına göre bu testin tekrarlanıp tekrarlanmayacağına karar verilir.

Yapılan şeker yükleme testi sonucunda anne adayına şeker hastalığı teşhisi koyulursa, tedavi amacı ile diyet uygulanması ya da insülin kullanımı gerekebilir. Gebe kadınlarda normal şeker hastalarında verilen ve ağızdan alınan şeker ilaçları tercih edilmez. Anne adaylarında genellikle insülin kullanımından sonra, kan şekeri seviyesi normal düzeye geri döner. Uygulanacak tedavi gebelik sırasında bebeğin herhangi bir tehlike yaşamasına ve doğumdan sonra sorun yaşamasına da engel olur. Bu nedenle de anne adaylarının insülin tedavisine aksatmadan devam etmesi gerekir.

Haberin Devamı

Gebelikte Şeker Yükleme Testinin Önemi

Şeker yükleme testi uygulanmamış olan anne adaylarında, ortaya çıkacak olan olası bir şeker hastalığı durumunda kan şekeri seviyesi kontrol altına alınmaz. Bu durum da anne adayını dirençli vajinal mantarı, böbrek enfeksiyonu gibi rahatsızlıklar bakımından korunmasız bırakır. Bebeklerde anomali gelişme riski ise, normal gebeliklerde olan oranlardaki gibidir. Ama kandaki şeker oranının ani bir şekilde yükselmesi nedeni ile bebeğin anne karnında ani bir şekilde olarak kaybedilmesi olasılığı daha fazladır. Özellikle tedavisini aksatan ve kan şekeri seviyesi olması gerekenden çok daha farklı olan kadınlarda bu risk çok yüksektir. Kan şekerindeki yükseklik, aynı zamanda bebeğin fazla kilolu doğmasına ya da amniyos sıvısının da artmasına neden olabilir.

Haberin Devamı

Doğum sırasında bebeklerde de bazı sorunlar ortaya çıkabilir. Bunların arasında en sık yaşanan sorun ise, bebekte oksijensizlik belirtisinin ortaya çıkmasıdır. Bunun dışında bebekte kan şekerinin düşmesi, kanında kalsiyum seviyesinin de önemli ölçüde düşmesi, akciğerin tam olarak gelişmemesi nedeni ile solunum zorluğu ortaya çıkması ve sarılık gibi ciddi problemlerin yaşanmasına neden olabilir. Daha ileri ki dönemlerde ise, bebekte şeker hastalığı ve kalp hastalığı ortaya çıkabilir. Bu nedenle gebelerde şeker yüklemesi testi yapılması çok önemlidir.

Hamilelikte Şeker Yüklemesi

Gebelik başlangıcıyla ortaya çıkan, anne ve bebeğin sağlığı açısından oldukça önemli olan gebelik diyabeti; hamileliğin 24. ve 28. haftaları arasında yapılan şeker yükleme testleriyle teşhis edilmektedir.

Gebelik Şekeri (Diyabeti) Nedir?

Gebelik şekeri, gebelik öncesi şeker rahatsızlığı bulunmadığı halde gebelik başlangıcıyla oluşan geçici bir şeker hastalığıdır. Gebelik başladığında kandaki glikoz seviyesinin artmasıyla ortaya çıkan bu rahatsızlık, bebeğin doğumuyla son bulur. Gebelik şekeri yaşayan annelerin bir kısmında çok yemek yeme, çok su içmek gibi belirtiler yaşanırken, bazılarında da bu belirtilere rastlanmaz.

Şeker Yüklemesi Ne Zaman Yapılmalıdır?

Gebelik diyabeti tanısı, gebeliğin 24. ve 28. haftaları arasında şeker yükleme testiyle yapılacak taramalar sonucunda konulabilir.

Şeker Yükleme Testi

Anne adaylarına gebeliğin 24. ve 28. haftaları arasında gebelik diyabeti taraması amacıyla kandaki şeker oranını yükselterek yapılan testlere şeker yükleme testi denir. Şeker yükleme testinde anne adayının kanındaki glikoz oranını yükseltmek için önce 50 gr glikoz içirilir. Bir saat sonra kandaki glikoz seviyesini kontrol etmek amacıyla kan testi yapılır. Kandaki glikoz seviyesi 140 mg/dl altındaki sonuçlar, anne adayında gebelik şekeri olmadığını gösterir. Sonuçların bu değerin üstünde olduğu durumlarda ise bu kez 75 ila 100 gr arası glikoz yükleme testi yapılır. Yapılan testler sonucunda aşağıdaki sonuçlardan en az ikisi anne adayında görülüyorsa gebelik diyabeti, bir başka ifadeyle gestasyonel diyabet tanısı konulmaktadır.

Gebelikte Şeker Yüklemesi Zararlı Mıdır?

Gebelikte şeker yüklemesiyle ilgili bazı fikir ayrılıkları olsa da, birçok hekim şeker yükleme testlerinin bebeğe herhangi bir zararı olmadığı görüşündedir. Anne ve bebeğin sağlığını korumak ve olası bir diyabet rahatsızlığını kontrol altına almak için şeker yükleme testlerinin yapılması gerektiği savunulmaktadır.

Gebelik Şekeri Nasıl Tedavi Edilir?

Anne adayına gebelik şekeri tanısı konduğunda, normal şeker hastaları gibi ilaçla tedavi yöntemi izlenmez. Bunun yerine diyet, egzersiz, insülin yüklemesi gibi tedavi yöntemleri tercih edilir.

Hamilelikte Yapılan Tüm Testler İçin Tıklayınız

nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede