5816 nolu kanun

5816 Nolu Kanun

5816 nolu kanun

Atatürk'e Hakaret Suçu

Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Nelerdir?

Mustafa Kemal Atatürk aleyhine işlenen tüm suçlar, özel bir kanun olan sayılı “Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun” hükümleri ile düzenlenmiştir. Kanunda; söz, yazı veya çeşitli davranışlarla işlenebilen iki farklı suç tipine yer verilmiştir:

  • Atatürk’ün hatırasına hakaret suçu,

  • Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk’ün kabrini tahrip etme, kırma, bozma veya kirletme suçu.

Atatürk’e hakaret suçu en çok internetten sosyal medya (twitter, facebook, instagram vb.) üzerinden işlenmektedir.

Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun

Madde 1 – Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk’ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.

Yukardaki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.

Madde 2 – Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumi veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunacak ceza yarı nispetinde artırılır.

Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır.

Atatürk’ün Hatırasına Hakaret Suçu ve Cezası

Hakaret suçu, genel olarak yaşayan insanlar aleyhine işlenebilir. Ölen kişilerin ise hatırasına hakaret edilebilir. Kişinin hatırasına hakaret suçu, genel bir suç olarak sayılı TCK’nın maddesinde düzenlenmiştir. Atatürk’ün hatırasına hakaret veya sövme suçu ise sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’un 1/1. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Bu suç tipiyle Atatürk’ün manevi varlığı ve hatırası korunmaya çalışılmaktadır.

Atatürk’e hakaret suçu, genel kast ile işlenebilen bir suçtur. Yani, failin Atatürk’ün hatırasına hakaret veya sövme teşkil eden hareketi yapması yeterlidir, hangi saikle neden bu hareketi yaptığının suçun oluşumu açısından bir önemi yoktur.

Atatürk’ün hatırasına hakaret suçu iki şekilde işlenebilir:

  • Atatürk’ün Hatırasına Hakaret Etmek: Atatürk’ün hatırasına hakaret etmek; Atatürk’ün hatırasını değersizleştiren somut bir fiil veya olgu isnat etmek demektir. Örneğin, “Atatürk, devletin mallarını çaldı, zimmetine mal geçirdi” şeklinde sözler Atatürk’ün hatırasını değersizleştiren somut bir fiil veya olgu isnadıdır. Sanığın hakaret kastı ile hareket edebilmesi için belli bir bilinç ve o bilincin doğurduğu olumsuz değer yargısıyla ve Atatürk’ün şahsına hakaret etmek kastıyla haraket etmesi gerekir (Y11CD-K/).

  • Atatürk’ün Hatırasına Sövmek: Atatürk’ün hatırasına sövmek; genel ve soyut nitelikteki söz ve davranışlarla Atatürk’ün hatırasının değersizleştirilmesini ifade etmektedir. Örneğin, Atatürk’e aptal, şahsiyetsiz vb. soyut sözler söylemek (küfür etmek)veya Atatürk’ün resmine tükürmek vb. davranışlar Atatürk’e sövme fiili teşkil eder.

Atatürk’ün Hatırasına Hakaret Suçunda Aleniyet: Atatürk’ün hatırasına hakaret suçunun vücut bulması için suçun alenen işlenmesi gerekir. Filin unsurları arasında aleniyet yok ise Atatürk’ün hatırasına hakaret suçu da oluşmaz. Suçun işlendiği yerde başkalarının bulunması aleniyet unsurunun gerçekleşmesi için yeterli değildir. Atatürk’e hakaret içeren söz veya davranışın belirlenemeyen sayıda kişi tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması halinde Atatürk’e alenen hakaret suçu işlenmiş olur. sayılı kanunun uygulamasında aleniyet aranmakta, ancak fiilin başkalarıyla ihtilat edilerek işlenmesi aranmamaktadır.

Atatürk’e Hakaret Suçunun Cezası: Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır ( sayılı Kanun m.1/1).

Atatürk’e hakaret suçunun internetten sosyal medya üzerinden (twitter, facebook instagram vb.) işlenmesi halinde de bu madde hükümleri uygulanacaktır. Kanunda suçun internet ortamında işlenmesi ayrıca bir arttırım nedeni olarak düzenlenmemiştir. Atataürk’e hakaret suçunda “aleniyet” zaten suçun unsurudur.

Atatürk’ün Heykel, Büst ve Abideleri ile Kabrine (Mezarına) Zarar Verme Suçu

Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleri (anıtları) veyahut Atatürk’ün kabrini (mezarını) tahrip etme, kırma, bozma veya kirletme sayılı kanunda suç olarak düzenlenmiştir.

  • Tahrip etme; heykel, büst, anıt vb. şeyleri kısmen zarar görecek şekilde saldırmaktır.

  • Kırma; büst, heykel, mezar, anıt vb. şeyleri parçalara ayırmak veya bir bölümünü ana gövdeden ayırmaktır.

  • Bozma; heykel, büst, mezar vb. şeylerin amacına uygun kullanılmasını olanaksız hale getirmektir.

  • Kirletme; heykel, büst, mezar ve anıtlar üzerinde yazı yazmak, resim çizmek, kağıt, afiş, ilan vb. şeyler yapıştırmaktır.

Atatürk’ün Heykel, Büst ve Abideleri ile Kabrine (Mezarına) Zarar Verme Suçu Cezası: Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk’ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye 1 yıldan 5 yıla kadar ağır hapis cezası verilir ( sayılı Kanun m.1/2).

Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlarda Cezayı Arttıran Haller

sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’un 2. maddesinde, Atatürk’ün hatırasına hakaret veya Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abidelere veyahut Atatürk’ün kabrine zarar verme suçlarında cezayı arttıran haller düzenlenmiştir. Buna göre bu suçlar;

  • İki veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenirse faillerin cezası yarı oranında arttırılır.

  • Umumi veya umuma açık mahallerde (örneğin, alışveriş merkezi, cami, okul, toplu taşıma araçları vb.) işlenirse ceza yarı oranında arttırılır.

  • Basın vasıtasıyla işlenirse ceza yarı oranında arttırılır.

  • Atatürk’e hakaret veya Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk’ün kabrini tahrip etme, kırma, bozma veya kirletme suçları zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır.

  • Atatürk’e hakaret suçunun zincirleme suç şeklinde işlenmesi de 1/4 ila 3/4 arasında arttırım nedeni olarak düzenlenmiştir.

Adli Para Cezası, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Atatürk aleyhine işlenen suçlarda hükmedilen hapis cezası 1 yıl veya altında olduğunda adli para cezasına çevrilebilir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması davanın düşmesine neden olan bir ceza muhakemesi kurumudur. Atatürk aleyhine işlenen suçlarda hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında olduğundan hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hagb) kararı verilmesi mümkündür.

Erteleme, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Atatürk aleyhine işlenen suçlarda hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında olduğundan hakkında cezanın ertelenmesi kararı verilmesi mümkündür.

Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi

Kamu davası açmak için yeterli süphe olmasına rağmen iddianameyle kamu davası açmak yerine, cumhuriyet savcısının 5 yıl süreyle şüpheli hakkında dava açmayı ertelemesine “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” denilmektedir (CMK md. /2).

Soruşturma aşamasında sadece Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret suçu ( sk. m.1) hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilebilir.

Suçun Şikayet Süresi ve Zamanaşımı

Atatürk aleyhine işlenen suçlar, şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından savcılık tarafından resen soruşturulur, bu suçlara dair herhangi bir şikayet süresi yoktur. Şikayet hakkının kullanan kişi veya kurumun şikayetten vazgeçmesi ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Suç, dava zamanaşımı süresine riayet edilmek kaydıyla ihbar veya şikayetin savcılık tarafından öğrenilmesi üzerine her zaman soruşturulabilir.

Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçtiği halde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamış ise ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur. Atatürk aleyhine işlenen suçlarla ilgili yapılan yargılamalarda olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Suç, bu zamanaşımı süresi içerisinde her zaman soruşturulabilir, bu zamanaşımı süresi geçtikten sonra soruşturma yapılamaz.

Uzlaşma

Uzlaşma, suç isnadı altındaki şahıs ile suçun mağduru olan şahsın bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmasıdır. Atatürk aleyhine işlenen suçlar, uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.

Görevli Mahkeme

Atatürk aleyhine işlenen suçlarda nedeniyle yapılan yargılamalar asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.

Atatürke Hakaret Suçu Yargıtay Kararları

Atatürk’e Hakaret ve Heykel/Büstlere Zarar Verme Suçu Yargıtay Kararları


Kemalizm İdeolojisi Hakkında Sövme Atatürke Hakaret Suçu Oluşturmaz

sayılı Kanuna muhalefet suçu yönünden ise, sanığın kendisine ait e-mail adresinden, başka bir şahısla karşılıklı olarak mesajlaşmaları sırasında Atatürk’ten bahsetmeksizin sadece Kemalizm ideolojisi hakkındaki kaba sövme sözlerinin ne şekilde Atatürk’ün hatırasına hakeret suçunu oluşturacağının karar yerinde tartışılmaması ve söz konusu mesajların başkaları tarafından görülmesinin mümkün olmaması nedeniyle, sayılı Kanunun 1/1. maddesindeki aleniyet unsurunun bulunmaması karşısında, Atatürk’ün hatırasına hakaret suçunu oluşturmayacağı gözetilerek, başka suçu oluşturup oluşturmayacağı tartışılarak sonucuna göre hukuki durumun takdiri gerekirken yetersiz gerekçe ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi bozma nedenidir (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar : /).

Atatürk Büstünü Tahrip Etme Suçu

Sanık … hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz incelemesine gelince;

Tüm dosya kapsamına göre, sanığın kimliği tespit edilemeyen şahıslarla birlikte Fevzipaşa İlköğretim Okulu’nun bahçesinde bulunan Atatürk büstünü tahrip ederek yerinden söktükleri ve benzin dökerek ateşe verdikleri olaya ait görüntülerin sanığa ait cep telefonu ile kayıt altına alındığının anlaşılması karşısında, eylemin Atatürk’ün manevi şahsiyetine hakaret etme amacıyla özel saikle işlenmesi nedeniyle, sayılı Kanunun 2/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar : /61).

Atatürk Büstüne Zarar Verme Suçu

Kamu malına zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz isteminin incelenmesinde;

Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan,söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.

Somut olayda; Sanığın olay gecesi götürüldüğü polis karakolunda bulunan Atatürk büstüne tekme atarak çökmesine neden olmak şeklindeki eyleminin sayılı yasanın 1/2 maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar : /).

Atatürk’ün Manevi Şahsiyetini Tahkir Etme

Tanıklar Y…B… ve H…T…‘in sanıkların okulun kapısından 5- 6 metre mesafedeki Atatürk’ün büstüne “Vajina monologları” adlı tiyatro oyununa ait afişin yazılı kısmının bütün alın, burun ve yüz kısmını kapatacak şekilde konduğunu görmeleri üzerine kendilerini Emniyet Müdürlüğüne götürdüklerini beyan etmeleri, sanıkların da kısmen tanıkların anlatımlarını doğrulamaları karşısında, mahkumiyetleri yerine Atatürk’ün manevi şahsiyetini tahkir özel kastı ile hareket etmediklerinden bahisle beraatlerine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay Ceza Dairesi - Karar : /).

Atatürk’e Hakaret Suçu Beraat

Sanığın, Milli Eğitim Bakanı’nı protesto etmek amacıyla üzerinde “Atatürk İlah Değildir” yazılı pankartı açıp aynı şekilde bağırdığı olayda konuşma yapan Bakana yönelik eylemi sırasında Atatürk’den bahsettiği ve ancak konuşma sırasında Atatürk’ü küçük düşürücü bir söz sarfetmediği ve davranışta bulunulmadığı gözetilmeden Atatürk’e hakaret suçundan beraati yerine yazılı gerekçelerle mahkümiyetine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay Ceza Dairesi- Karar : /).

Atatürk’e Hakaret Suçunda Şikayet ve Memuriyet

Sanığın, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nde memur olmasına, dava konusu suçu, görevi sırasında işlemiş bulunmasına, sayılı Yasanın 3. maddesinde yer alan “re’sen tahkikat yapılması” koşulunun şikayete veya şahsi davaya bağlı olmadığını belirtmek amacı ile konmuş olmasına ve memurların yargılanmasına ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasına engel bulunmamasına göre, sanık hakkında, ilgili yönetim kurulundan yargılanma kararı almaksızın, iddianame ile açılan davaya devam olunarak hüküm kurulması; bozma nedenidir (Yargıtay 9. Ceza Dairesi - Karar : /).


Avukat Baran Doğan

UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere [email protected] adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

sayılı kanun nedir? sayılı kanun ne zaman çıkarıldı, maddeleri neler?

 sayılı kanun nedir? sayılı kanun ne zaman çıkarıldı, maddeleri neler?

webgrid.co.uk

sayılı kanun, sosyal medyada en çok konuşulan konular arasında yer alıyor.

Sosyal medya kullanıcıları tarafından gündeme getirilen Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun ya da bilinen adıyla Atatürk'ü Koruma Kanununun detayları merak ediliyor.

Peki, sayılı kanun nedir? sayılı kanun ne zaman çıkarıldı, maddeleri neler? İşte detaylar..

SAYILI KANUN NEDİR?

Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun veya sayılı kanun, kamuoyunda Atatürk'ü Koruma Kanunu olarak anılmaktadır.

Atatürk'ü Koruma Kanunu, Atatürk'ün şahsına hakaret eden, aşağılayıcı sözler söyleyen, büstünü, eserlerini tahrip eden ya da bunların yapılmasını teşvik eden kimselere yönelik uygulanacak cezayı belirtmektedir.

SAYILI KANUN NE ZAMAN ÇIKARILDI?

Mustafa Kemal Atatürk aleyhine işlenen suçlara yönelik uygulamaya konan kanun, 25 Temmuz tarihinde kabul edilmiş olup 31 Temmuz tarihinde de Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

 sayılı kanun nedir? sayılı kanun ne zaman çıkarıldı, maddeleri neler?

SAYILI KANUNU KİM ÇIKARDI?

Atatürk'ün heykel ve büstlerine yapılan saldırıların artmasından dolayı, Adnan Menderes'in başbakanlığı döneminde Demokrat Parti iktidarı tarafından çıkarılmıştır.

 sayılı kanun nedir? sayılı kanun ne zaman çıkarıldı, maddeleri neler?

SAYILI KANUN MADDELERİ

Gazi Mustafa Kemal Atatürk aleyhinde işlenen suçlar ile ilgili uygulamaya konan sayılı kanun, 5 maddeden oluşmaktadır. Bu maddeler şu şekildedir:

Madde 1: Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.

Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.

Madde 2: Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumi veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasıyla işlenirse hükmolunacak ceza yarı nispetinde artırılır.

Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır.

Madde 3: Bu kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarınca re'sen takibat yapılır.

Madde 4: Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Madde 5: Bu kanunu Adalet Bakanı yürütür.

 sayılı kanun nedir? sayılı kanun ne zaman çıkarıldı, maddeleri neler?

Atatürk

Google News ile Takip Et

(Tarih: 25 Temmuz , Sayı: )

Türk Milleti, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ün, aramızdan ayrılışını takip eden yıllarda, bu büyük devlet adamı ve önderine gerekli vefayı göstermeye çalışmıştır. C.H.P. (Cumhuriyet Halk Partisi)’nin, Atatürk’ün yaşadığı tek partili döneminde Cumhuriyet Hükümetleri de, devlet dairelerine resimlerini asmış, pul ve paralarda resimlerine yer vermişlerdi. Okul ve meydanlara Atatürk büst ve heykelleri dikilmişti. C.H.P.’nin İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanı olduğu tek parti döneminde durum değişmiş, devlet dairelerine, pul ve paralara İnönü’nün resimleri bastırılmış, meydanlara da heykelleri dikilmiştir. Bunlar halkın bir kesimi tarafından hoş karşılanmamıştır.

Zamanla, büst ve heykellerden bazıları Atatürk düşmanlığı yapan bir takım kimseler tarafından kırılıp tahrip edilmiş, bozulmuş veya kirletilmiştir. Bazı kimseler de Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret veya sövme fiilini işlemişlerdir. Bu tür davranışların çok çeşitli nedenlerinin başında, Atatürk’ün gerçekleştirdiği inkılaplar gelmektedir. Bazı İnkılâplar ile Atatürk düşmanlığına yol açma nedenlerini kısaca şöyle açıklayabiliriz:

Saltanatın Kaldırılması: Osmanlı sultan veya padişahları, devletin kurucusu olan ve altı yüz yıldan fazla bir zamandır hüküm sürmüş, kısa Meşrutiyet dönemleri dışında, mutlak hakimiyete dayalı bir hanedandan gelmekteydi. Hanedan üyesi padişahlar, ülkeyi hanedanın mülkü, vatandaşlarını ise, kul olarak görmekteydiler. Buna karşılık; halk hanedana bağlıydı. Atatürk, saltanatı kaldırmakla, şahıs devletinden millî devlete doğru adım atmış, halkı kul olarak gören zihniyeti de ortadan kaldırmıştı. Halkın bir kısmı bunu halen anlayamamıştır.

Cumhuriyetin ilânı: O dönemde, cumhuriyet yönetiminden söz edilse de, Avrupa ülkelerinin çoğunda cumhuriyetle yönetilen ülke yok gibiydi. Cumhuriyet’in önde gelen değerleri demokrasi, özgürlük ve eşitlik ilkeleri Osmanlı’dan kalan mantıkla, halk açısından meşrutiyet yönetimiyle eş değer görülüyordu. Kendisini yönetecekleri halkın kendisinin seçmesini öngören cumhuriyet yönetimi bu nedenle dillerde kalmış, gönüllerdeki yerini tam alamamıştı.

Hilafetin Kaldırılması: Asırlardır, Müslüman halkın büyük çoğunluğu padişah-halife ile dine bağlı idi. Hilafet makamının kaldırılmasını takiben, devletin resmî dininin İslâm olduğunun anayasadan çıkarılması, lâiklik ilkesine anayasada yer verilmesi ve bunun anlaşılamaması Atatürk düşmanlığına yol açmıştı.

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kapatılması: Dine saygılı olacağını açıklayan bu partiye, irticai kesim ve bölücülerin istismar amacıyla toplanması sonucu, partinin kapatılması nedeniyle Atatürk’e duyulan düşmanlık. Kılık Kıyafet ve Şapka İnkılâbı: Erkekler başlık olarak sarık, takke, külah, fes veya kalpak, üstte cüppe, altta şalvar giyerken, kadınlar; başlarında poşu, tülbent, üstlerinde kara çarşaf ve peçe, altta şalvar ve benzeri kıyafetler giymekteydiler. Her ülke toplumunun kendine has bir kıyafet şekli yanında; şapka, ceket, pantolon biçiminde benimsediği ortak bir kıyafet belirleyen Çağdaş Batı’da, halkın giyindiği bu kıyafetler, sadece alay konusu olmakla kalmıyor, aynı zamanda Batı’nın, halkımızı tam anlamıyla gözü kapalı, potansiyel bir sömürü toplumu olarak görmesine yol açıyordu. Kılık, kıyafet ve şapka inkılâbı yapılınca; bu gerçeği göremeyenlerin bir kısmı Yunan başlığı olan fesin kaldırılarak şapka giyilmesi ile diğer kılık kıyafet inkılâplarına ‘din elden gidiyor’ diyerek karşı çıkmış, Atatürk düşmanlığı yaymışlardır.

Ordudaki subaylara siyasetin yasaklanması: Cumhuriyetin ilk yıllarında, subaylar ordu içinde mesleğini yaparken, aynı zamanda milletvekili seçilebiliyorlardı. Bu durum toplumda nüfuz kullanımı açısından olumsuz bir yön taşıyordu. Ayrıca; orduyu siyasetin içinden çekmek gerekiyordu. Bu nedenlerle, Atatürk, bir yasa ile siyaset yapmak isteyen subayların ordudan ayrılmasını, orduda kalmak isteyenlerin siyasetle uğraşmamasını sağlamıştı. Ordudan ayrılıp milletvekili seçilemeyenler küsmüş, Atatürk düşmanlığı yapmaya başlamışlardı.

Eski İttihat ve Terakki önde gelenlerinin iktidarı ele geçirme gayretleri: İttihat ve Terakki’yi yeniden iktidara getirmek, bunun için Atatürk’ü ortadan kaldırmak düşüncesindeki İttihat ve Terakki mensuplarının bazıları, düzenledikleri İzmir Suikasti’nin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine idam ve tasfiye edilmiş, kalanların bir kısmı da Atatürk’e düşman olmuş, düşmanlık yaymışlardı. Bütün bunların yanında; Atatürk’ün gerçekleştirdiği çok sayıda inkılâbın kısa bir süre içinde gerçekleştirilmiş olması, bunların halka iyi anlatılamaması, bir kısmının anlamak istememesi. Bazılarının da yüzyıllardır alıştığı yaşam tarzından kopamaması veya kopmak istememesi, kan dökülmeden ve bir bakıma lütuf şeklinde kendisine sunulan bu inkılâpları, halkın yeterince benimseyememesi ve takdir edememesi yanında, Türkiye’yi bölmek ve parçalamak isteyen iç ve dış mihrakların, bu girişimlerini sonuçsuz bırakan Atatürk’e duydukları düşmanlık ve O’nu halkın gözünden düşürme çabaları, Atatürk aleyhine işlenen suçların ve bu suçları cezalandırmak üzere çıkarılan kanunun gerekçesini oluşturmuştur.

Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’un Çıkarılmasına Yakın Dönemde Türkiye’de Dış ve İç Gelişmeler:

İkinci Dünya Savaşı ’te sona erdikten sonra, yeniden dizayn edilen dünyada Türkiye’nin uluslararası sistemde nerede yer alacağı sorusu sorulmaya başlanmıştı. Türkiye, savaş süresince tarafsızlık siyaseti izlemiş, ticaretle uğraşan kesime savaşan taraflar arasındaki anlaşmazlıklardan daha iyi yararlanma olanağı sağlamıştı. Almanya’ya çok yüksek fiyatlarda krom, bakır filizleri, pamuk, yün, deri, tütün ve tahıl ihraç edilirken; İngiltere ve A.B.D.’de, Türkiye’nin, kuşatma altına aldıkları Almanya’ya satmasından ürktükleri bu malları daha yüksek fiyatlarla satın almışlardır. Özellikle, Türkiye’nin, Alman savaş sanayii için gerekli olan krom ihracatı ve fırsatçı fiyat politikası tepkilere ve büyük prestij kaybına uğramasına yol açmıştır. Türkiye, Avrupalı dostları tarafından yalnız bırakılmışlık psikozuna itilmiştir. Yine de savaş sonrasında yeniden yapılanan dünyada Türkiye’ye, savaşın yerle bir ettiği Avrupa’nın yeniden imarı konusunda bir rol biçilmiştir.

İngiltere’den boşalan dünya hegemonik güç boşluğunu A.B.D. doldurmaya niyetlenmiş, üstlendiği bu yardım ve desteği kendisi açısından kaçınılmaz olarak görmüştür. A.B.D.’nin ‘Marshall Yardımı’  adı verilen bu yardımından kendi payını almak isteyen Türkiye, Avrupa sonrasında yeni cazibe merkezi olarak ortaya çıkan Amerika’ya yönelmiştir. yılı sonrasında ‘Marshall Yardımıyla’ Türkiye’ye giren döviz miktarındaki artış, özellikle değişen ulaşım politikası ve karayolu ağının, ulusal pazar ağını yaygınlaştırması, tarımda da buna bağlı olarak yapısal bir dönüşüm meydana getirmiştir. Tarımsal mekanizasyonun artması nedeniyle sayıları artan işsiz kitlelerin şehirlere göç etmelerine yol açmıştır. Marshall yardımının en çok eleştirilen bir yönü de, kullanılışı sırasında hükümetin egemenlik hakkı gözetilmeksizin, gelen paranın ülkenin kendi ihtiyaç sıralamasında değil, yardımı verenlerin isteği doğrultusunda kullanılması zorunluluğudur. Türkiye, kendi isteğine göre yatırım yapmamaya zorlanmış, ithalat ve ihracat kalemleri ihtiyaçları dışında oluşturulmuştur.

Savaşı kazanan devletler A.B.D. (Amerika Birleşik Devletleri), İngiltere ve Fransa özgürlüklere daha çok yer veren ‘Demokratik Sistemi’ benimsemişlerdi. İç ve dış politikası yönünden bunlardan ayrılan S.S.C.B. (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) ise, savaştan en karlı ülke olarak çıkmıştır. Doğu Avrupa’yı nüfuz bölgesi olarak ele geçirmiş sosyalist ilkelerini yaymak peşinde koşmuştur. İkinci Dünya Savaşı sona erince S.S.C.B.; Türkiye’den Kars, Ardahan, Artvin’i isterken; Boğazlar’ı birlikte yönetmek için de Türkiye’yi tehdit etmekte idi.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında ’te Amerika’ya giden ve oradaki demokrasi ortamında halkın özgürlüğünü gören İsmet İnönü, hem bu görünümü benimsemiş, hem de Sovyet tehdidinden kurtulmayı düşünerek, Türkiye’ye döndüğünde Türk halkına ve dış dünyaya demokratik sisteme ve çok partili siyasi hayata geçileceğini duyurmuştur.

Bunun sonucu olarak; Türkiye’de çok partili siyasi hayata geçilmiştir. Demokrasiye aşamalı ve kontrollü bir geçişle giren C.H.P.’nin beklentisi, tek parti döneminin toplumun farklı kesimlerinde biriktirdiği öfkeyi boşaltmanın yollarını açık tutmaktır. Taraflar, politik hayatta tercihlerini siyasi partilerde devam ettirmeliydiler. Savaş sonrasında uygulanması benimsenen liberal demokratik bloktakine benzer politik yaşam, siyasi yaşamın da bu anlayışa uygun şekilde düzenlenmesini gerektirmekteydi.

İsmet İnönü, demokrasiden yana tavrını ilk kez Mayıs ’te, C.H.P. içindeki tartışmalarda ortaya koymuştur. Kasım ’te, meclisin açılış konuşmasında, demokrasiden söz etmekteki maksadının muhalefet partisi kurulması ve tek dereceli seçim olduğunu açıklamıştır.

Çok partili siyasi hayata geçişte en önemli gelişmelerden biri, 7 Haziran ’te, Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Fatin Rüştü Zorlu tarafından, C.H.P. yönetimine verilen ‘Dörtlü Takrir’dir. Bu isimlerden üçü C.H.P.’den ihraç edilmiş, Celal Bayar ise; hem partiden, hem de milletvekilliğinden istifa etmiştir. 7 Ocak ’da kurulan D.P. (Demokrat Parti) ile birlikte, ’da toplam 16 siyasi parti faaliyete geçmiştir.

Çok partili siyasi hayata fiilen geçildikten sonra, örgüt yapısını yeni politik duruma göre oluşturma gereği duyan C.H.P., Mayıs ’da topladığı II. Olağanüstü Kurultay’da; genel başkanın değişmezliğini ve ‘Müstakil Grup’un işlevini kaldırmış, tek dereceli seçim sistemini kabul etmiştir. Bu II. Olağanüstü Kurultay’da ideolojik konular tartışıldığı gibi, parti içi demokrasi konuları da yer almıştır. Kuruluş yıllarından beri C.H.P.’yi ayakta tutan  ve sadece genel başkan, genel başkan vekili ve sekreterden oluşan başkanlık divanı kaldırılarak, yerine parti divanı ve parti yönetim kurulu getirilmiştir. Otoriter yönetimin sembolleri olan parti ile valiler arasındaki bütünleşmeye son verilmiş, devlet ile parti örgütsel olarak ayrılmıştır. Partideki görevlere seçimle gelinmesi esası kabul edilmiştir. Devletçilik ilkesi yeniden yorumlanarak yumuşatılmıştır. Yeniden yorumlanan bir diğer ilke de laikliktir.

’da ‘Milli Şef’ ilan edilmiş olan İnönü’nün değişmez genel başkanlığının kaldırıldığı bu II. Olağanüstü Kurultaya kadar, Ulus Meydanı’na kasketli köylülerin sokulmadığı, ırkçılığa varan dil ve tarih tezlerinin üretildiği, dini öğelerin dışlandığı, Klasik Türk Musikisi’nin radyolardan çalınamadığı, çok sesli Batı müziğine benzer yerli eserler yapımına çalışılan bir “Halka rağmen halkçılık” anlayışı söz konusudur. Siyasi ve kültürel karar alma mekanizmaları tek elden yürütülmüştür. Siyasi meşruiyet halkın onayına bağlı değildir. seçiminde, muhalefete toparlanma fırsatı vermeden baskın tarzında bir seçim planlayan C.H.P., Mayıs’ta topladığı kurultaydan iki ay sonrasını, Temmuz ’yı seçim için ilan etmiştir. Bu seçimde, ‘Açık oy-Gizli sayım’ uygulaması seçimlere gölge düşürmüştür.

’li yılların öncesi dönem için ileri sürülen en karakteristik özellik; dünya üzerinde savaş sonrasında yaşanan değişimin, iç dinamiklerin de katkısıyla Türkiye’yi yeni bir toplumsal uzlaşma arayışına yöneltmesidir denilebilir.

sonrasında ülke sorunları hakkında öne sürülen sol Kemalist düşüncelerin ortak bir yorumu ve iddiası olan; Atatürk ilke ve inkılaplarından tavizlerin verildiği yıllar olarak sonrası yılların gösterilmesi, gerçeği yansıtmamaktadır. Atatürk ilke ve inkılaplarından gerçekten sapmalar varsa, bunların başlangıcının yılı şaibeli seçimleri sonrasında kurulan C.H.P. hükümetleri döneminde başladığını belirtmek gerekmektedir. Şemsettin Günaltay başbakanlığında ’da kurulan son C.H.P. hükümeti döneminde İmam-Hatip Okulları ve İlahiyat Fakültesi’nin açılması, seçmeli olarak okutulması kararlaştırılan din dersleri, değişen dünyada tabana inmek zorunda kalan siyasi sistemin ve bu sisteme karşı oluşturulan olumsuz tavrın, muhtemel bir toplumsal çatışma tehlikesine karşı geliştirdiği, buna mecbur kaldığı bir savunma girişimidir.

yılları arasındaki sancılı dönemde çıkarılan seçim yasası bu gidişe son vermiş, siyaset artık tabana inmiştir. Türk seçmeni, partili milletvekili veya temsilcilerin, kentlerden kasabasına, köylerine gelerek kendilerine çeşitli vaatlerde bulunan yeni siyasetçi anlayışını ve D.P.’nin ‘Yeter, söz milletindir’, ilkesiyle, kalabalık açık hava toplantıları düzenleyen, semt veya köy kahvelerinde halktan oy isteyen, kalabalık mitinglerde sözlü olarak ta olsa onlara hitabeden siyasetçileri, seçmene değişik ve umutlu bir gelecek vaat etmişlerdir.

Yazımızın başından beri bütün bu gelişmeler, xıx. ve hatta xx. yüzyıl ortalarına kadarki dönemde dini inanışlarda resim, büst ve heykellere karşı çıkılması yönündeki görüş, özellikle de özgürlükçü liberal anlayışın ortaya koyduğu etkilerin de tesiriyle, Atatürk’e karşı işlenen suçlarla, büst ve heykellere saldırılması konusunda verilen tepkiler, bu eylemlere karşı önlem alınması konusunu gündeme getirmiştir.        

Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’un T.B.M.M.’de Görüşülmesi ve Kabul Edilmesi:

Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındaki kanun tasarısı T.B.M.M’de görüşülürken; aleyhte ve lehte bir takım konuşmalar yapılmış, şiddetli tartışmalar yaşanmıştır. Tasarı aleyhinde söz alanlar; “kişilerin yasalar karşısında eşit olduğunu, tek bir ferde imtiyaz tanıyan tasarının bu yönüyle anayasaya aykırı düşeceğini, tasarı yasalaştığı takdirde Atatürk’ün ters yapıştırılan bir resmi veya kazara kırılan bir biblosu nedeniyle vatandaşlara ceza verilmesine karşı olduklarını belirtmişlerdi”.

Tasarı lehinde görüş belirtenler; “Atatürk’ün millete hizmetlerini dile getirerek; böyle bir kanuna gerek duyulduğunu, vaktiyle yapılan uyarılara karşın önlem alınmamasının hatalı olduğunu, geç de olsa önlem almanın isabetli olacağını, Ata’nın heykel ve inkılâplarını kanunla korumak zorunda kalınmasının acı, üzücü ve siyasî bir hata olmakla birlikte; şahsını savunacak durumda olanlara özel kanunlarla vatana hizmet tertibinden maaş bağlanır ve milleti temsil eden devlet başkanları için kanunlar çıkarılırken; millete mal olmuş, ebedi hayata göçen, kendi eserlerini ve inkılâplarını savunma imkânı kalmamış olan Cumhuriyeti’mizin kurucusu Atatürk için neden kanun yapılmasın? Ata’nın seçkin şahsiyeti anısına Anıtkabir inşa ederken zaten bu gerekçeyi kabul etmiş olmuyor muyuz?” görüşünü ileri sürmüşlerdir. T.B.M.M.’de, özellikle 23 ile 24 Temmuz ’de müzakeresi yapılan görüşmeler sonucu oylanan tasarı, sayılı, 25 Temmuz tarihli Kanunun, aleyhteki 50 oya karşılık, oyla kabul edilmesiyle sonuçlanmıştır.

sayı, 25 Temmuz tarihli Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun maddeleri:

Madde 1- Atatürk&#;ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Atatürk&#;ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk&#;ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir. Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.

Madde 2- Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumî veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtası ile işlenirse hükmolunacak ceza yarı nispetinde artırılır. Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır.

Madde 3- Bu kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet Savcılıklarınca re&#;sen takibat yapılır.

Madde 4- Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Madde 5- Bu kanunu Adalet Bakanı yürütür.

Resmi Gazete, Yayım Tarihi: 31/07/, Sayı: , Kanun No

Kemal ÇELİK

Cumhuriyet Gazetesi 24 Temmuz

Cumhuriyet Gazetesi 26 Temmuz

Milliyet Gazetesi 26 Temmuz

Hürriyet Gazetesi 24 Temmuz

Ulus Gazetesi 26 Temmuz


KAYNAKÇA

BEZCİ, Bünyamin, “Cumhuriyet Halk Partisi”, İttihat ve Terakki’den Günümüze Siyasal Partiler, Ed. Turgay Uzun, Orion Kitabevi, Ankara

Cumhuriyet.

GÜNDEL, Ahmet, Açıklamalı-İçtihatlı Atatürk’e, Cumhurbaşkanı’na, Cumhuriyet’e, Hükümete Hakaret Suçları İle Yasadışı Yakalanan ve Tutuklananlara Tazminat Verilmesi Davaları, Seçkin Yayınevi, Ankara

Hürriyet.

İNAL, Nihat, Örnek Dilekçe ve Kararlarla Açıklamalı Tüm Yönleriyle Basın Davaları ve Medyanın Saldırısında Tazminat, Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar, Basınla İlgili Mevzuatlar, Adalet Yayınevi, Ankara

Milliyet.

SUNAY, Cengiz, “Demokrat Parti”, İttihat ve Terakki’den Günümüze Siyasal Partiler, Ed. Turgay Uzun, Orion Kitabevi, Ankara

Ulus.

19/06/ tarihinde webgrid.co.uk adresinden erişilmiştir

Görüntülenme Sayısı

sayılı kanun nedir? Sayılı kanunu ne zaman çıkartıldı? sayılı kanunu kim çıkardı?

sayılı kanun, sosyal medyada en çok konuşulan konular arasında yer alıyor. Sosyal medya kullanıcıları tarafından gündeme getirilen Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun ya da bilinen adıyla Atatürk'ü Koruma Kanununun detayları merak ediliyor. Peki, sayılı kanunu nedir? sayılı kanunun içeriği nelerdir? Sayılı kanunu ne zaman çıkartıldı? sayılıkanunu kim çıkardı? Detaylar haberimizde

Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun veya sayılı kanun, kamuoyunda anıldığı şekliyle Atatürk'ü Koruma Kanunu, 25 Temmuz 'de kabul edilmiş Türkiye Cumhuriyeti kanunudur. Konusu, ülkenin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'e karşı işlenecek suçlardır.

Atatürk'ün heykellerine ve büstlerine yapılan saldırıların çoğalması sebebiyle Demokrat Parti iktidarı tarafından sayılı kanun çıkarılmıştır. Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret etmiş ya da söven kişi bir seneden üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaktadır.

Atatürk'ü temsil eden büst, heykel ve abideleri ya da Atatürk'ün kabrini tahrip etmiş, kırmış, bozmuş ya da kirletmiş olan kimseye bir seneden beş yıla kadar ağır nitelikteki hapis cezası verilmektedir. Bu fıkralarda yazılı olan suçları işlemeye başka kimseleri teşvik eden kişi asıl fail gibi cezalandırılmaktadır.

Mustafa Kemal Atatürk aleyhine işlenen suçlara yönelik uygulamaya konan kanun, 25 Temmuz tarihinde kabul edilmiş olup 31 Temmuz tarihinde de Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Atatürk'ün heykel ve büstlerine yapılan saldırıların artmasından dolayı, Adnan Menderes'in başbakanlığı döneminde Demokrat Parti iktidarı tarafından çıkarılmıştır.

Mustafa Kemal AtatürkGündemYaşamHaberler

sayılı kanun nedir?

Atatürk'ü Koruma Kanunu, Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimselere yönelik uygulanan cezayı belirten bir kanundur. Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkında uygulamaya konan bu kanun, 25 Temmuz tarihinde kabul edilmiş ve 31 Temmuz tarihinde de Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

sayılı kanunu kim çıkardı?

Konusu, ülkenin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'e karşı işlenecek suçlardır. Atatürk'ün heykel ve büstlerine yapılan saldırıların artması nedeniyle Demokrat Parti iktidarınca Adnan Menderes'in başbakanlığı döneminde çıkarılmıştır.

numaralı Atatürk'ü Koruma Kanunu maddeleri;

numaralı, “Atatürk Aleyhinde İşlenen Suçlar Kanunu” 25 Temmuz ’de dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar tarafından kabul edilmiş ve 31 Temmuz ’de de Resmi Gazete tarafından da yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. numaralı bu kanunda 5 madde bulunmaktadır. Bu maddeler;

Madde 1 - Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. - Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir. - Yukardaki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır. 

Madde 2 - Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumi veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasıyla işlenirse hükmolunacak ceza yarı nispetinde artırılır. - Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır. 

Madde 3 - Bu kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarınca re'sen takibat yapılır. 

Madde 4 - Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. 

Madde 5 - Bu kanunu Adalet Bakanı yürütür.

'dan ceza alanların sayısı

Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nün yılından yılına kadar yayınlamış olduğu, açılan davalarda özel kanunlara göre sanık sayılarını incelediğimizde, ’dan yılına kadarki 17 yılda bu kanun kapsamında toplam sanık sayısı oldu.

yılının verilerine ulaşılamayan  ile arasındaki 14 yılda ise toplam sanık sayısı oldu. Sanık sayısında en çok artışın yaşandığı yıllara bakacak olursak, yılında bir önceki yıla göre sanık sayısı tam % artarak , yılında ise bir önceki yıla göre %83 artış göstererek kişi olarak gerçekleşti.

Karara bağlanan davalarda, mahkûmiyet, beraat, davanın düşmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi kararlar verilebiliyor. Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan, numaralı kanun uyarınca karara bağlanan davalardaki sanık sayısı verilerini incelediğimizde; yılından yılına kadar toplam sanığın davası karara bağlandı. Davası karara bağlanmış sanık sayılarının en çok olduğu yıl ise kişi ile yılı oldu. yılından yılına kadar ise toplam sanığın davası karara bağlandı ve bu davalarda her yıl ortalama sanık yer aldı. Karara bağlanan dava sayılarının bu denli fazla olması, geçmiş yıllarda açılan davaların da karara bağlanması nedeniyle yaşanıyor.

Bununla birlikte hakkında mahkûmiyet kararı verilen sanık sayısı yılları arasında yıllık ortalama 34 sanık ile toplamda iken, yılları arasında ise yıllık sanık ile toplamda oldu.

Etiketler :

Kanun Bilgileri

Kanun NumarasıBaşlığıATATÜRK ALEYHİNE İŞLENEN SUÇLAR HAKKINDA KANUNKabul Tarihi25/07/Kabul Edildiği BirleşimCumhurbaşkanlığına Gidiş Tarihi26/07/Cumhurbaşkanlığından Geliş Tarihi28/07/Cumhurbaşkanınca Yapılan İşlemOnayResmi Gazete Tarihi31/07/Resmi Gazete NumarasıDiğer BilgilerTasarı/Teklif Bilgileri ve Komisyon RaporlarıKanun NumarasıBaşlığıKUZEY ATLANTİK ANTLAŞMASINA ARNAVUTLUK CUMHURİYETİNİN KATILIMINA İLİŞKİN PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN Kabul Tarihi25/11/Kabul Edildiği BirleşimDönem webgrid.co.uk Yılı Birleşim Cumhurbaşkanlığına Gidiş Tarihi26/11/Cumhurbaşkanlığından Geliş Tarihi26/11/Cumhurbaşkanınca Yapılan İşlemOnayResmi Gazete Tarihi27/11/Resmi Gazete NumarasıDiğer BilgilerTasarı/Teklif Bilgileri ve Komisyon Raporları

Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun

sayılı kanun

Tam ad

  • Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun

Bölgesel kapsam&#;Türkiye
Kanun numarası
Kabul tarihi 25 Temmuz
Yürürlük tarihi 31 Temmuz
Durum: Yürürlükte
nolu kanun çerçevesinde YouTube'a erişim 'den 'a kadar engellenmişti.

Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun veya sayılı kanun, kamuoyunda anıldığı şekliyle Atatürk'ü Koruma Kanunu, 25 Temmuz 'de kabul edilmiş Türkiye Cumhuriyeti kanunudur. Konusu, ülkenin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'e karşı işlenecek suçlardır.

Atatürk'ün heykel ve büstlerine yapılan saldırıların artması nedeniyle Demokrat Parti iktidarınca çıkarılmıştır.[1]

Bu kanun çerçevesinde yılında YouTube, Geocities ve birçok blog sitesine Türkiye'den erişim engellenmiştir. yılının kasım ayında bir Alman şirketinin YouTube'daki söz konusu videolarda kendisine ait bazı telif haklarının ihlal edildiğini iddia etmesi üzerine, Google YouTube'dan bu videoları kaldırmıştır. Bunun üzerine ilgili Türk mahkemesi de erişim engelini kaldırmıştır. Ancak kısa bir süre sonra şirketin iddialarının asılsız çıkması üzerine bahse konu videolar sitede tekrar yayınlanmaya başlanmış; buna rağmen mahkeme yeniden erişim engeli kararı almamıştır.[2]

yılında Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun'un Avrupa Birliği'nin temel standartlarından biri olan basında ifade özgürlüğüne ters olduğunu iddia etmiştir.[3]

Maddeler[değiştir

nolu kanun nedir? Atatürk'e hakarete ne ceza verilir? İşte kanun maddesi

Anayasa'da yer alan 'Mustafa Kemal Atatürk'ü Koruma Kanunu' ile Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusuna yönelik hakaret etmek yasalarla koruma altına alınmıştır. Büyük öndere küfür eden, aşağılayıcı kötü söz söyleyen, büstünü, eserlerini, mezarını tahrip eden ya da bunların yapılmasına teşvik edenler, Sayılı Kanun kapsamında soruşturmaya tabi tutulur.

NO'LU ATATÜRK'Ü KORUMA KANUNU MADDELERİ

Madde 1) Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret eden ya da kötü söz söyleyen kimse bir seneden üç seneye kadar hapis cezası alır. Atatürk’ü temsil eden büst, heykel ve abideleri ya da Atatürk’ün kabrini tahrip eden, bozan, kıran ya da kirletenler bir seneden beş seneye kadar ağır hapis cezası alır. Yukarıda özel olarak geçilen fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik edenler de fail sayılır ve ona göre cezalandırılır.

Madde 2) Birinci maddede yazılı suçlar; iki ya da daha fazla kimselerce toplu olarak ya da umumi veya umuma açık mahallerde ya da basın yoluyla işlenmesi durumunda hükmolunacak ceza yarı nispetinde yükseltilir. Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir ya da bu suretle işlenmesine teşebbüs olunması durumunda verilecek ceza bir misli yükseltilir.

Madde 3) Bu kanunda yazılı suçlardan ötürü Cumhuriyet Savcılıkları tarafından re'sen takibat yapılır.

Madde 4) Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Madde 5) Bu kanunu Adalet Bakanı yürütür.

ATATÜRK'Ü KORUMA KANUNU NE ZAMAN ÇIKTI?

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk aleyhine işlenen suçlar ile ilgili uygulamaya konan Numaralı Kanun, 25 Temmuz 'de kabul edildi. Kanun 31 Temmuz tarihinde de Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Güncelleme: 

İlgili Haberler

Göksel Kaya kimdir, kaç yaşında, nereli, ne iş yapıyor? Atatürk'e benzeyen adamın hayatıAtatürk'ün kadınlar hakkında söylediği sözlerMustafa Kemal Atatürk'ün sanat ve sanatçı ile ilgili sözleriMustafa Kemal Atatürk'ün Çanakkale Zaferi ile ilgili sözleri ve fotoğraflarıMustafa Kemal Atatürk'ün kadınlar ile ilgili sözleri24 Kasım Öğretmenler Günü hakkında Atatürk'ün sözleriMustafa Kemal Atatürk sözleriAtatürk fotoğrafları ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı sözleriTürkiye Cumhuriyeti ne zaman ve nasıl kuruldu? İşte Cumhuriyet'in ilan edilmesine giden süreç
kaynağı değiştir]

  1. Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.
    Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.
  2. Birinci maddede yazılı suçlar, iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumî veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunulacak ceza yarı nispetinde artırılır. Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır.
  3. Bu Kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarınca re'sen takibat yapılır.
  4. Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
  5. Bu Kanunu Adalet Bakanı yürütür.

Kaynakça[değiştir

nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.