Çandarlı halil paşa

Çandarlı Halil Paşa

çandarlı halil paşa

Lacivert Dergi

Osmanlı Devleti'nin siyasi bir teşekkül olarak ortaya çıkışı 13'üncü yüzyıl başlarında bir uç beyliği şeklinde olmuştu. Başlangıçta gayet sınırlı bir organizasyona sahip olan bu beylik, bir aşiret gücü olarak gaza ve cihatla meşgul oluyordu. Anadolu Selçuklu Devleti'nin yıkılmasından sonra Anadolu'da kurulan pek çok beylikten biri olan ve emsallerine göre oldukça sınırlı bir alana hükmeden Osmanlıların, kısa süre zarfında aşiretten devlete ve hatta imparatorluğa evrilmesinde Batı aleyhine yaptığı fetihlerin ve sistemli bir idari yapı inşa etmesinin büyük payı vardı. Söz konusu bu idari yapının şekillenmesinde en etkili olan ailelerin başında ise Çandarlılar gelmekteydi. Osmanoğullarından sonra devletin en nüfuzlu ailesi olan Çandarlılar, merkezi otoritenin tesisi ve devletin kurumsallaşmasında önemli roller üstlenmişti. Özellikle Orhan Gazi devrinden itibaren kazaskerlik, veziriazamlık gibi çok önemli devlet görevlerini ifa etmeye başlayan bu aile, Çandarlı Kara Halil Paşa, Çandarlı Ali Paşa, Çandarlı İbrahim Paşa, Çandarlı Halil Paşa gibi önemli pek çok devlet adamını bünyesinden çıkarmıştır.

Yeniçeriliğin temellerini Çandarlı ailesi attı

Çandarlı ailesinin devlet ricalinde yer edinmiş ilk üyesi Kara Halil Paşa olarak da bilinen Halil Hayrettin Paşa'dır. Eskişehir Türkmenlerinden olan Kara Halil Paşa aynı zamanda ahi kökenlidir. Şeyh Edebali'yle hem mürit hem de akrabalık ilişkileri bulunan Halil Paşa, sırasıyla Bilecik, İznik ve Bursa kadılıklarına getirilmiş ve Orhan Bey'in isteği sonucunda şekillenmeye başlayan düzenli ordunun kurulmasında başrolü oynamıştır. Başlangıçta yaya teşkilatı adıyla oluşturulan bu ordu, Kara Halil'in devlet içerisinde daha aktif hale gelmesiyle birlikte meşhur Yeniçeri Ocağı'na dönüştürülmüş. Kara Halil Paşa'nın vefatından sonra ise vezirlik makamına, kazaskerlikten yetişme oğlu Ali Paşa getirilmiş. Çandarlı ailesinin vezirlik makamındaki ikinci üyesi olarak bilinen Ali Paşa, gerek I. Kosova gerekse de Niğbolu gibi önemli savaşlarda babasının teşkilatlanmasını sağladığı düzenli birliklerin başında önemli askeri başarılara imza atmış bir isim olarak biliniyor. I. Mehmet yine aynı aileden olan Çandarlı İbrahim Paşa ile yola devam etmiştir. I. Mehmet'in oğlu II. Murat da atalarının geleneğini devam ettirmiş ve tahta geçince veziriazamlığa meşhur Çandarlı Halil Paşa'yı getirmiştir.

Adını büyük dedesinden alan Halil Paşa da ataları gibi ilmiyeden yetişmiş bir isim. Veziriazamlık görevine geldiği ilk dönemlerde Osmanlı devleti, Fetret Devri'nden kalma sıkıntıları hâlâ yoğun olarak hissediyordu. Yaşanan taht kavgaları, Avrupa devletleriyle yaşanan gerilimler devletin önünde ciddi engeller olarak duruyordu. Bu ve benzeri durumlar devlete nefes aldırmak adına Halil Paşa'yı Avrupa güçleriyle daha fazla diplomatik ilişki kurmaya yönlendirmişti. Bu dönemlerde Bizans, Osmanlı'ya karşı kendini güvene almak ve Papa'dan siyasi, askeri destek almak için birtakım faaliyetlerde bulunuyordu. Halil Paşa, bu dönemlerde gündeme gelen doğu ve batı kiliselerinin birleşerek yeni bir Haçlı birliğinin kurulacağı söylentilerini, Osmanlı devleti için en önemli tehdit olarak değerlendiriyordu. Bizans'ı vergiyle Osmanlıya bağımlı bir hale getirmek ve fazla sıkıştırmamak politikasını devletin selameti açısından daha doğru buluyordu. Babası İbrahim Paşa'nın I. Mehmet'in tam güvenini kazanması gibi Halil Paşa da II. Murat'ın itimadını sağlamıştı.

Hiç unutulmayan darbe

II. Murat, İzladi Muharebele-ri'nden sonra Haçlılarla imzaladığı Edirne-Segedin Anlaşması'nın akabinde Şehzade Mehmet'i Manisa'dan başkent Edirne'ye getirtmiş ve tahtı ona bırakmıştı. Genç şehzadenin yanına Çandarlı Halil Paşa'yı bırakarak Manisa'ya gitmiş, burada inzivaya çekilmişti. II. Murat'ın bu kritik kararından kısa bir müddet sonra Avrupalılar, "yaşlı gazi kurt" olarak adlandırdıkları sultanın tahttan feragat etmesini fırsat olarak görmüş ve barışı bozmak için harekete geçmişlerdi. Yaşanan bu gelişmeler üzerine henüz 12 yaşında olan II. Mehmet, Çandarlı Halil Paşa'nın da tavsiyesine uyarak babasını ordu komutanı olması için başkente davet etmişti. Edirne'ye gelen II. Murat, başına geçtiği orduyla 1444 Varna Savaşı'nda Haçlıları feci bir bozguna uğratmayı başardı. II. Mehmet, bu olaydan sonra bir süre daha tahtta kalmaya devam etti. Genç sultanın çevresinde yer alan ve aynı zamanda padişahın lalaları olan Zağanos ve Şehabettin paşalar, Çandarlı'nın tedbirli politikalarının tersi istikamette bir anlayışa sahiplerdi. Genç sultanı Macarlar üzerine sefere ve hatta Konstantinopolis'i fethetmeye teşvik ediyorlardı.

Bütün bunların Osmanlı'nın aleyhine sonuçlanacağını düşünen Çandarlı Halil Paşa, Varna Savaşı sonrası tekrar Manisa'ya dönen II. Murat'ın tahta yeniden oturmasını sağlamaya çalışıyordu. Halil Paşa, genç hükümdarın devlet yönetiminde yetersiz olduğunu ve çevresinin etkisi altında kaldığını belirterek II. Murat'ı ikna etmeyi başarmıştı. Sultan Murat'ın Edirne'ye gelişi Çandarlı ve yandaşları olan İshak Paşa'yla yeniçeri ağası Kurtçu Doğan için bir zafer sayılırken Zağanos ve Şehabettin paşaların ise kızağa çekilmesi anlamına geliyordu. II. Murat'ın tahta yeniden geçmesi sonrasında II. Mehmet, şehzadelik payesiyle Manisa'ya gönderilmişti. Adeta yumuşak bir darbeyle tahttan indirilen genç Mehmet, babasına itaatini bildirmiş fakat Çandarlı'nın bu işteki dahlini hiç unutmamıştı.

Çandarlı'nın idamıyla yeni bir düzen kuruldu

Aradan geçen yılların ardından 1451 senesinde Sultan Murat vefat etmişti. Devrin kudretli sadrazamı Çandarlı Halil Paşa, Manisa'da bulunan Şehzade Mehmet'e babasının ölüm haberini bir ulakla iletmişti. II. Mehmet yeniden tahta geçtiğinde Çandarlı Halil Paşa'yı sadrazamlık görevinde bırakmıştı. Çocukluğundan beri "kızıl elma" olarak belirlediği İstanbul'un fethi için Yeniçeri Ocağı başta olmak üzere devlet kurumlarında büyük nüfuzu olan Halil Paşa'yı da ikna etmesi gerektiğini biliyordu. Genç sultanın Osmanlı topçu sınıfını ve askeri nizamını yeni bir şekle sokan Halil Paşa'yı bu denli dikkate almasının sebebi, sadece sahip olduğu nüfuzdan değil aynı zamanda usta ve bilge bir devlet adamı olmasından da kaynaklanıyordu.

II. Mehmet, İstanbul'u fethetmek için harekete geçtiğinde padişahın bu hamlesini kabul etmiş görünen Halil Paşa, kuşatmanın devam ettiği sürece, şehrin düşmeyeceğini, düşse bile Macarların başını çektiği bir Haçlı ordusunun İstanbul ile beraber Osmanlı'yı da fazlasıyla zarara uğratacak saldırılar yapma ihtimalini belirtmekten hiç çekinmedi.

Bilgeliği ve geçmişi değerlendirmeye dönük haklı tavrı II. Mehmet tarafından hep dikkate alınan Halil Paşa'nın, padişahın gözünde ipini çeken olay ise İstanbul'un fethinden sonra gerçekleşti. Fetihten sonra Bizans Orduları Komutanı Notaras, sultanın huzuruna getirildiğinde şehri teslim etmemelerinin sebebini İstanbul'un kendileri için kutsal olmasından ve kendilerine eninde sonunda kuşatmanın kaldırılacağına dair karşı malumatlar gelmesinden kaynaklandığını bildirdi. Bu iddia, Çandarlı Halil Paşa'ya muhalif olan Şahabettin ve Zağanos paşaların da görmeyi istedikleri tabloyu ortaya koyar türdendi. Çandarlı'nın geleceğini iddia ettiği Macar ordusunun gelmemesi ve fethin çok zor olacağını iddia etmesine rağmen gerçekleşmesi paşaya dair duyulan şüpheleri iyice artırmıştı. Şahabettin ve Zağanos paşaların da aleyhindeki birtakım faaliyetleri sonucunda Halil Paşa, fetihten bir gün sonra tutuklandı ve kısa bir süre sonra da bizzat Fatih Sultan Mehmet tarafından verilen emirle idam ettirildi.

Hakkındaki tartışmaların bugün dahi sürdüğü Çandarlı Halil Paşa, kimine göre bir hain, kimine göre de diplomasiye hâkim olan ve devletin esas bekasının bu sayede devam edeceğine inanan büyük bir devlet adamıydı. Çandarlı'nın Bizans'a karşı uygulanmasında ısrarcı olduğu müspet ve yumuşak tavrın esasında II. Murat'ın politikasının bir devamı niteliğinde olduğunu unutmamakta fayda var. İhtiyatlı ve barışçıl politika yanlısı olan, devletin çetin şartlarını gören Çandarlı'yı tedbirli davranmaya iten pek çok sebep olduğu da aşikâr. Esasında yaşanılan bütün bu olayların temelinde, Halil Paşa etrafında oluşan ve ihtiyatlı politikaları savunan fırkayla, II. Mehmet'in etrafında kümelenen, gaza ve fütuhat taraftarı olan fırkanın karşılıklı mücadelesinin yattığını söyleyebiliriz. Çandarlı'nın idamı sonrasında Osmanlı devlet yönetiminde artık yerli büyük ailelerin değil padişaha sorgusuz bir teslimiyetle bağlı olan devşirme kökenli devlet adamlarının egemen olduğunu ve fetihle birlikte imparatorluğa dönüşen devletin yepyeni bir nizama geçtiğini de görüyoruz.

Osmanlı’da devşirme sistemini kim kurdu? Çandarlı Kara Halil Paşa kimdir?

Osmanlı Devleti’nde önemli görevler alan Çandarlı ailesinin atası konumundaki Çandarlı Kara Halil Paşa’nın hayatını sizler için derledik… 

Osmanlı’da devşirme sistemini kim kurdu? Çandarlı ailesi Osmanlı’da hangi görevlerde bulundu? Çandarlı Kara Halil Paşa kimdir, hangi dönem yaşadı, Osmanlı Devleti’nde hangi görevlerde bulundu?

İşte cevabı:

Asıl adı Halil olup, Kara ve Karaca lakabıyla anıldı. Babasının adı Ali’dir. Vezirliği sırasında Hayreddin unvanı verildi. Osman Gazi'nin son yıllarında, Orhan Bey'in babasına vekalet ettiği tarihlerde, Şeyh Edebali'nin tavsiyesiyle Bilecik kadısı oldu. Kara Halil Efendi'nin bu kadılığı sırasında gerçekleştirdiği en önemli hizmet, muntazam bir askeri ocak olan yaya teşkilatını düzenlemiş olmasıdır.

ŞEYH EDEBALİ’NİN AKRABALARINDAN

Çandarlı ailesinin atası Kara Halil Hayreddin Paşa, Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinin Cendere köyündendir. Kara Halil Hayreddin Paşa, ahilerden olup, Şeyh Edebali’nin akrabalarındandı. Bilecik, İznik ve Bursa’da kadılık yaptı. Bursa kadısıyken Birinci Murad Han zamanında 1362’de Osmanlı Devletinin o devirdeki en yüksek ilmiye makamı olan Kazaskerliğe tayin edildi. Sultanla Rumeli’ye geçip Karaferya, Serez ve Selanik fethinde, Arnavutluk’ta da askerî harekâtlarda bulundu.

DEVŞİRME SİSTEMİNİ KURDU

Kara Halil Hayreddin Paşa iyi bir teşkilatçıydı. Beyliğin ilk askerî teşkilatı olan yaya ve müsellem teşkilatını kurarak muntazam askeri birliklerin ilk temelini attı. Ancak fetihlerin ilerlemesi ve elde fazla kuvvet bulundurulması zaruret haline gelince, yine Kara Halil’in tavsiyesiyle muharebede esir düşen genç Hıristiyanların Türk köylüsünün yanına verilmek suretiyle, Türk gelenekleri ve İslam terbiyesi üzere yetiştirilip, Türkçeyi de öğrendikten sonra acemi ocağına verilmesi ve oradan da yeniçeri olmaları usulü kabul edildi. Bu suretle kurulan ocağa yeniçeri ocağı denildi. Böylelikle Osmanlı’da devşirme sistemi başlamış oldu. Kara Halil Paşa, ulemadan Kara Rüstem’le birlikte maliye teşkilatını kurdu. Osmanlılarda vezirlerin idari, mali işlerinden başka, mülkî ve askerî bütün işlerine bakan ilk veziri Kara Halil Hayreddin Paşadır. Kendisi, Balkanlarda fetihler yaparken oğlu Ali Paşa da Sultan Birinci Murad Hanın yanında Anadolu’da seferlere katılıyordu.

candarli-kara-halil-pasa.jpg

OĞLU VEZİRİ AZAMLIĞA GETİRİLDİ

Çandarlı Kara Halil Paşanın Osmanlı’ya hizmetleri devlet içinde bu aileye verilen değeri arttırdı. 1387’de Paşa’nın Serez’de vefatıyla oğlu Ali Paşa vezirliğe getirildi. Ali Paşadan sonra, kardeşi İbrahim Paşa, Fetret devrinden sonra Çelebi Mehmet Han tarafından önce vezirliğe sonra da veziriazamlığa getirildi. Veziriazam İbrahim Paşa, ölüm tarihi olan 1429’a kadar bu görevde kaldı. İbrahim Paşanın iki oğlu vardı. Büyük oğlu Halil Paşa babasından sonra veziriazam olmuştur. Küçük oğlu Mahmut Çelebi de Çelebi Mehmet’in kızı Hafsa Sultanla evlenmiştir.

FATİH SULTAN MEHMET ÇANDARLI’YI AZLETTİ

Sultan İkinci Murad’ın güvenini kazanan veziriazamı Çandarlı Halil Paşanın, 1444’te Osmanlı tahtının yeni sahibi küçük yaştaki İkinci Mehmet Han devrinde de devleti bildiği gibi idare etmesi, genç Sultan’ın dikkatinden kaçmıyordu. Bu arada Macar kralı, Osmanlı tahtında genç birisinin bulunmasından faydalanmak istedi. Fatih Sultan Mehmet’in şahsiyetine bütünüyle vâkıf olmayan veziriazam Çandarlı, Osmanlı menfaati için Segedin Antlaşmasından sonra Manisa’ya çekilmiş olan İkinci Murad’ı tekrar hükümdar ilan ettirmek için çareler aradı ve Osmanlı sarayındaki devşirmeleri harekete geçirip, İkinci Mehmet Han aleyhinde propagandaya sebep oldu. Sonunda İkinci Mehmet Hanı da ikna edip, babası İkinci Murad Hanın tekrar tahta çıkmasını temin etti. Murad Han Osmanlı ordusuna 1448’de Kosova’da büyük bir zafer daha kazandırdı. İkinci Murad Hanın ölümünden sonra yerine ikinci defa tahta geçen İkinci Mehmet Han zamanında da veziriazamlık görevini sürdürdü. İstanbul’un fethi öncesi ve fetih esnasında aleyhinde yapılan propagandaların neticesinde Haziran 1453’te azledilerek çocuklarıyla beraber Yedikule zindanına hapsedilip, mallarına da el konuldu. Bir süre sonra Çandarlı Halil Paşa öldürüldü. Çocukları serbest bırakılıp malları da geri verildi. Halil Paşanın kabri İznik’tedir.

İBRAHİM PAŞA BABASININ YANINA DEFNEDİLDİ

Halil Paşanın iki oğlu vardı. Büyüğü Süleyman Çelebi kazasker, küçüğü İbrahim Çelebi de Bursa kadısı idi. Çandarlı Halil’in oğlu İbrahim Paşa önce kadılıktan azledilip zindana atıldı ise de serbest bırakıldı. Fatih Sultan Mehmet Han, Çandarlı İbrahim Paşayı Amasya kadılığına tayin etti. Şehzâde İkinci Bayezid Han babasının vefatından sonra lalası Çandarlı İbrahim Paşayı İstanbul’a götürüp önce kazasker sonra da veziriazam tayin etmiştir. 1499 İnebahtı Seferi esnasında vefat eden veziriazam Çandarlı İbrahim Paşa, İznik’teki babası Çandarlı Halil Paşanın türbesine nakledilmiştir.

ÇANDARLI AİLESİ’NİN SON GÖREVİ

Çandarlı ailesinden 1499’da vefat eden İbrahim Paşadan sonra veziriazam tayin edilmemiştir. İbrahim Paşanın oğullarından Hüseyin Paşa Diyarbakır, İsa Paşa da Şam Beylerbeyliklerinde vazife yapmışlardır. İsa Paşanın oğlu şair ve edebiyatçı Halil Beyden sonra Çandarlı Sülâlesinden 1791’de vefat eden vezir Ali Paşadan başka kayda değer bir devlet adamı görülmemiştir.
 

Gazeteilksayfa.com

 

Çandarlı Halil Paşa

Çandarlı İbrâhim Paşa'nın büyük oğlu olup babası gibi medreseden yetişti. Fakat kimlerden ders gördüğü ve ilk vazifelerini nerelerde yaptığı bilinmemektedir. Sultan I. Murad'ın kızı Üzer Hatun'un torunu Mehmed Bey'in Receb 829 (Mayıs 1426) tarihli vakfiyesine göre bu tarihte kazasker olarak görev yapıyordu. Daha sonra ailenin diğer fertleri gibi ilmiye sınıfından ayrıldı ve babasının ölümünden sonra kazaskerlikten vezîriâzamlığa getirildi. II. Murad'ın saltanatının sonuna kadar padişahın güvenini kazanmış biri olarak tam yetki ile vezîriâzamlık görevini yerine getirdi.

Osmanlı kuvvetlerinin Hermanştad ve Vasag'da Macar orduları kumandanı Jan Hünyad'a yenilmeleri ve ardından 13 Haziran 1444'te Edirne, 12 Temmuz 1444'te Segedin antlaşmalarının imzalanması sonucu II. Murad'ın saltanatı oğlu II. Mehmed'e bırakmasından sonra da görevini sürdürdü. Fakat çocuk denecek yaşta hükümdar olan II. Mehmed'in, devlet işlerinde lalası devşirme Zağanos Mehmed Paşa'nın tesiriyle hareket etmesi onu tedirgin etmeye başladı. Hemen harekete geçerek Bursa'ya çekilmiş bulunan II. Murad'a durumu anlattı. II. Mehmed'i Karamanoğulları'na ve Candaroğulları'na karşı düşmanca muameleye teşvik edenlerin cezalandırılmalarını sağladı.

Halil Paşa, Segedin Antlaşması'na rağmen papanın da gayretiyle Macarlar, Arnavutlar ve daha bazı Avrupa devletleriyle birlikte Eflak Voyvodası Mirčea'nın da Osmanlılar aleyhinde harekete geçmesini fırsat bilerek II. Murad'ı başkumandan sıfatıyla Osmanlı ordusunun başına geçmek üzere davet ettirdi. Bursa'da bulunan II. Murad'ın, papalık ve müttefik donanmasının Çanakkale Boğazı'nı kapatmış olmasından dolayı İstanbul Boğazı'ndaki Anadoluhisarı önünden Rumeli tarafına geçmesini sağladı. Haçlılar'a karşı 11 Kasım 1444'te Varna'da vuku bulan savaş sırasında II. Mehmed ile birlikte Edirne'de kaldı. Varna Zaferi'nden sonra II. Murad'ın Edirne'ye gelmesi üzerine onun tekrar cülûsu için faaliyet gösterdi, hatta bir rivayete göre bunu başardı. Daha kuvvetli bir rivayete göre ise Varna Zaferi'nin ardından bir süre Edirne'de kalan Sultan Murad tekrar Manisa'ya çekildi. Halil Paşa, II. Murad'ı Edirne yangını (Mart 1444) ve bu olayın ardından meydana gelen yeniçeri isyanından sonra (bk. BUÇUKTEPE VAK'ASI) Edirne'ye çağırdı ve tahta geçmesini sağladı. Böylece II. Murad'ın ölümüne kadar (3 Şubat 1451) devleti yine eskisi gibi müdahalesiz bir şekilde idare etti. Mora'nın Türk hâkimiyetine geçmesi bu vezirliği dönemine rastlamakla beraber özellikle II. Kosova Savaşı'nda Eflak prensi olan Drakula'yı müttefiklerinden ayırarak padişahın bu zaferi kazanmasında politik bakımdan önemli rol oynadı.

II. Murad'ın ölümünden sonra Manisa'da bulunan Şehzade Mehmed'e haber gönderip kendisini Edirne'ye davet etti ve yeni padişahın saltanatı teslim almasına kadar arada geçen on altı gün zarfında devlet idaresini büyük bir yetkiyle yürüttü. Şehzade Mehmed'in Edirne'ye gelmesinden sonra ona biat ederek tekrar vezîriâzamlık makamında kalmayı başardı. Bu vezirliği döneminde Karamanoğlu İbrâhim Bey ile vuku bulan savaşlar neticesinde bir anlaşma imzalandı. Yine Macaristan saltanat nâibi Jan Hünyad ile üç yıllık bir barış yapıldı. Sırp elçileriyle dostluk anlaşmaları yenilendi. Bizans sarayında bulunan Şehzade Orhan Çelebi'nin Rumeli tarafında serbest bırakılmaması için Bizans Devleti'ne karşı daha yumuşak bir siyaset takip edildi. Ancak Zağanos Paşa'nın Balıkesir'den Edirne'ye dönmesiyle iki devlet adamı arasındaki çekişme tekrar ortaya çıktı. Yeni padişah II. Mehmed bu arada Filibe'ye bağlı bir köyü mülk* olarak kendisine verip onu taltif etti ve şüphelerini gidermeye çalıştı. Ancak Halil Paşa geçmişi hatırlayarak devamlı bir endişe içinde bulunuyordu. Bununla beraber İstanbul'un fethi için yapılan hazırlıklar sırasında gerek Rumelihisarı'nın inşasında, gerekse top dökümünün sağlanmasında önemli hizmetlerde bulundu. Zağanos Paşa ile aralarında ihtilâf bulunmasına rağmen İstanbul muhasarasında padişahın yanında yer aldı. Fakat II. Murad zamanında Varna Savaşı'ndan önceki günleri ve II. Kosova Savaşı'nın tehlikeli anlarını yakından bildiği için yeni bir Haçlı ittifakına sebep olabilecek İstanbul kuşatmasından endişe duyuyor ve bazı şartlar içinde zaman zaman kuşatmanın kaldırılması teklifinde bulunuyordu. Fakat II. Mehmed, vezîriâzamının düşünceleri hilâfına, Zağanos Paşa'nın tekliflerini destekleyen Molla Gürânî ile Akşemseddin'in tavsiyelerine uyarak İstanbul muhasarasına devam etti. Nihayet 29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul'un fethinden hemen sonra, rüşvet aldığı şeklindeki söylentiler ve hakkında çıkarılan bazı tertipli sözler bahane edilerek, tahttan indirilmesine sebep olduğu için kendisine karşı husumet duyan II. Mehmed tarafından 30 Mayıs 1453'te azledildi ve çocuklarıyla birlikte tevkif olundu. Daha sonra çocukları serbest bırakıldıysa da kendisi kırk gün sonra Edirne veya İstanbul zindanında idam edildi. Devlet tarafından müsadere edilen malları Sultan II. Bayezid devrinde çocuklarına geri verildi.

Çandarlı Halil Paşa'nın Ahmed, Yûsuf, Mehmed, Süleyman, Mustafa ve İbrâhim adında altı oğlu ile iki kızı vardı. Çocuklarının bir kısmı sağlığında öldü. Kabri sonradan oğlu İbrâhim Paşa tarafından İznik'te Yeniçarşı caddesinde bulunan türbesine nakledildi. Türbesinin karşısında bulunan imaretiyle mescidinden bugün hiçbir iz kalmamıştır. Ege'de Çandarlı Körfezi ağzındaki kale de Halil Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Ayrıca Serez'de ceddi Kara Halil Hayreddin Paşa Camii'ne çeşitli vakıflar tahsis etmiş, Edirne'de Halil Paşa Hanı diye anılan bir de han yaptırmıştır.

Halil Paşa'nın çok zengin, cömert, devlet idaresinde tedbirli, ihtiyatı elden bırakmayan, tecrübeli ve II. Murad'ın her hususta güvenini kazanmış, müstakil hareket etmeye alışmış bir vezir olduğu söylenmektedir. İznikli şair Hümâmî'nin İranlı Hümâmî'den manzum olarak Türkçe'ye çevirdiği Sî-nâme adlı eser, ayrıca Ebülhayr Ahmed Efendi tarafından tercüme edilen tıpla ilgili Saydele-i Ebû Reyhân adındaki eser Halil Paşa'ya ithaf edilmiştir.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

kaynağı değiştir]
  1. ^abcdefghiYılmaz, Mehmet (1999), "Halil Hayreddin Paşa (Çandarlı Kara) ", Yaşamlarıyla ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi C.1 s.516-517 İstanbul:Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık A.Ş. ISBN 975-0800710
  2. ^abcdefghiAktepe, Münir (1993) " Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa" Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Cilt:8 Sayfa:214-215, Ankara:TDV Online:[1] 9 Ocak 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

Konuyla ilgili yayınlar[değiştir kaynağı değiştir]

Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa Karamanoğulları Beyliği'ne bağlı olan Sivrihisar Kazasının Çendere köyünde doğmuştur. Babasının adının Ali olduğu, yaptırdığı bazı eserlerin kitabelerinden öğrenilmiştir. Asıl adı Halil'dir ve lakabının gençken Kara veya Karaca olduğu belirtilmektedir. Hayreddin lakabını Osmanlı Beyliği veziri olduktan sonra almıştır. Medrese tahsili aldığı ilmiye sınıfına katılmasından anlaşılmaktadır. Fakat hangi medresede, hangi kişilerden eğitim aldığı hakkında elimizde şimdilik belge yoktur. Çandarlı ailesinden tanınmış olan ilk kişidir. İlmiye sınıfına katılmak için iyi yetişmiş olduğu kabul edilmektedir. İznik Medresesi müderrislerinden Tâceddin Kurdî’nin kızı ile evlenmiştir.[kaynak belirtilmeli] Bu evlilik ile âhi teşkilatı liderlerinden olan Şeyh Edebâli ile bacanak olmuş ve aynı ilişki ile de Osmanlı Beyliği'nin ilk beyi Osman Gazi’ye akraba olmuştur.[2]

14. yüzyılda Anadolu'da yer yer geniş teşkilata sahip olan Ahi teşkilatı ile ilişkisi nedeni ile ilmiye sınıfı içinde hızla yükselmiştir. Kara Halil Efendi Osmanlı Beyliği ilk beyi Osman Gazi’nin son yıllarında Orhan Bey’in babasına vekâlet ettiği tarihlerde, belki de Şeyh Edebâli’nin tavsiyesiyle, bu beylik içinde önemli bir kent olan Bilecik'e kadı olmuştur.[2] Daha sonra İznik'te kadılık etmiş ve oradan da Osmanlı beyliğinin merkezi Bursa'nın kadılığına atanmıştır. I. Murad'ın [1362]'de padişah olması üzerine Kara Halil Efendi, Osmanlılarda ilk defa oluşturulan kazaskerlik makamına getirilmiş ve bu ilmiye mesleği en yüksek kadılık sayılmıştır[1]

Osmanlı vekayii kısmında görüldüğü üzere Orhan Bey beylik döneminde Kazasker Kara Halil Efendi bu hizmette bulunduğu sırada beyliğin ilk askeri teşkilatı olan yaya ve müsellim teşkilatını kurmuş ve bu suretle aşiret kuvvetlerinden muntazam askeri teşkilata doğru bir adım atılmıştır. Bu yeni asker ilk Osmanlı fetihlerinde önemli bir etken olmuştur.[1]

Çandarlı Kara Halil Hayrettin Paşa 1372'de Sinanüddin Fakih Yusuf Paşa'dan sonra vezir olmuştur. Oğlu Çandarlı Ali Paşa'nin vezirlik/başvezirlik zamanına kadar Osmanlı Devleti'nde tek bir vezir bulunmakla beraber; Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa tüm Osmanlı devletinin yaklaşık 600 yıllık tarihinde en uzun süre vezirlik/başvezirlik yapan kişi olmuştur.[1]

İlk Osmanlı vezirleri askeri işlerle pek meşgul olmamışlardı. Vezir oldugunda Çandarlı Kara Halil Hayrettin Paşa'nın tavsiyesiyle savaşta esir düşen genç Hristiyanların Türk köylüsünün yanına verilmek suretiyle İslam terbiyesi üzere yetiştirilip, Türkçeyi de öğrendikten sonra acemi ocağına verilmesi ve oradan da yeniçeri olmaları usulü kabul edilmiş ve bu suretle ilk düzenli Osmanlı yaya ocağı kurularak bu ocağa Yeniçeri Ocağı denilmiştir. Böylece Çandarlı Kara Halil Hayrettin Paşa Yeniçeri Ocağı'nın ve devşirme sisteminin kurucusu olmuştur.[1]

Aynı dönemde alim Karamanlı Kara Rüstem'in ikazı ve Çandarlı Kara Halil Hayrettin Paşa'nın padişaha arz etmesi üzerine maliye teşkilatı kurulmuş ve yeni kurulan Yeniçeri Ocağına harpte esir edilerek olanlardan beşte birinin devlet hesabına alınması ve esire ihtiyaç olmadığı zamanlarda ise beşte bir esir akçesi alınması kanun olmuştur.[1]

Vezir olarak Çandarlı Kara Halil Hayrettin Paşa'nın askeri alanlarda da, Batı Trakya fütuhatı sırasında, vezirlikle birlikte ordu komutanlığı görevini de yüklenmiştir. Bu kendisinden sonra gelen Osmanlı başvezirlerinin hem idari ve hem askeri işlerle sorumlu olmaları sonucunu doğurmuştur.[1]

Kara Halil Hayreddin Paşa Gümülcine, İskeçe, Zihne, Kavala, Drama ve Serez şehirlerinin Osmanlı Devleti tarafından ele geçirilmesinde ordu komutanı rolü oynamıştır. 1374’te Bizans İmparatoru Ioannes’in oğlu Selânik Valisi Manuel üzerine gönderilmiştir. Daha sonra Selanik'i, Makedonya'da Manastır ve Ohri şehirlerini Osmanlı Devleti adına zaptetmiştir. Arnavut prensleri arasındaki mücadeleler sırasında Osmanlı ordusu ile 1386’da Kroya ve İşkodra’ya kadar ilerlemiştir. Fakat Sultan I. Murad Anadolu'ya geçip Karamanoğlu Alâeddin Bey üzerine sefere çıkmaya karar verince Arnavutluk'ta ilerleme sona erdirildi.[2]

Çandarlı Kara Halil Hayrettin Paşa'ın I. Murat'ın seferi sırasında Rumeli sınırlarını koruma görevi ile Rumeli'de bırakılmasına karar verildi. Vezir Arnavutluk'tan dönmekte iken 1387'de Vardar Yenicesi ordugahında hastalanarak Serez'e getirilip orada ölmüştür. Karamanoğulları üzerine sefer hazırlığı içindeki Osmanlı Devleti'nin vezirliğine büyük oğlu Çandarlı Ali Paşa getirilmiştir.[1]

Cenazesi büyük oğlu Çandarlı Ali Paşa tarafından İznik'e getirilmiş ve Lefke (Osmaneli) Kapısı dışında, sonradan bir türbe yapılacak mevkiye, defnedilmiştir.[1] Yapılan türbe 1922’de işgalci Yunan ordusu tarafından tahrip edildi. Sonradan aynı aileden gelen Nuh Neciyüddin Bey bu türbeyi eski şekliyle tamir ettirdi.[2]

Çandarlı Kara Halil Hayrettin Paşa’nın Ali, İlyas, İbrâhim adındaki üç oğlu olduğu bilinmektedir. Bunlardan Çandarlı Ali Paşa (1387-1406) döneminde ve Çandarlı (1.) İbrahim Paşa (1421-1429) döneminde vezîriâzam olmuşlardır. İlyas Paşa ise beylerbeyiliğe kadar yükselmiştir.[2]

Eserleri[değiştir

Çandarlı Halil Paşa

Çandarlı Halil Paşa 1439-1453 yılları arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır. İstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed tarafından idam ettirilmiştir. Osmanlı tarihinde idam edilen ilk sadrazamdır.

Çandarlı Halil Paşa'nın doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Çandarlılar olarak bilinen aile aslen Ankara’nın Nallıhan ilçesine bağlı Cendere köyünden çıkmış bir Türkmen ailedir. Dedesi Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa da sadrazamlık yapmıştır. Babası Çandarlı İbrahim Paşa’nın sadrazamlığı sırasında 1436 yılında kazaskerliğe atanmıştır.

İbrahim Paşa'nın iki oğlu vardı. Kazasker bulunan büyük oğlu Çandarlı Halil Paşa babasından sonra vezir-i azam olmuş ve ümeradan bulunan küçük oğlu Çandarlı Mahmud Çelebi de Sultan I. Mehmet Çelebi'nin dokuz kızından biri, II. Murat'ın kız kardeşi, Fatih Sultan Mehmed'in de halası olan Hafsa Sultan'la evlendi.

Çandarlı Halil Paşa’nın iki oğlu vardı. Büyüğü Süleymân Çelebi, kazasker; küçüğü İbrâhim Çelebi de Bursa kâdısı idi. İbrâhim Çelebi önce kâdılıktan azledilip hapsedildi ise de, bilâhere serbest bırakıldı ve Amasya kâdılığına tâyin edildi. Çandarlı Mahmud Çelebi'nin devletteki en yüksek görevi Bolu Mutasarrıflığı olmuş, bir Sırbistan seferinde esir düşmüş, sonradan Sırplarla yapılan anlaşmanın maddelerinden biri de onu kurtarmaya yönelikti.

1439 yılında sadrazam iken ölen Osmancıklı (Amasyalı) Koca Mehmed Nizamüddin Paşa vefat ettikten sonra Sultan II. Murat tarafından 1439 yılında Çandarlı Halil Paşa sadrazamlığa getirildi. Padişahın savaştan hoşlanmadığını göz önünde bulundurarak, barışçı bir politika izledi.

Çandarlı Halil Paşa, Ağustos 1444 ayında II. Mehmed'in (Fatih Sultan Mehmed) 12 yaşında iken birinci sultanlık döneminde fiilen Osmanlı Devleti'ni yönetti. Bu dönemde özelikle Anadolu beyliklerine karşı yapılan sert müdahalelerin önüne geçerek büyük bir iç karışıklığı önledi. Daha sonra Macar-Lehistan Kralı III. Ladislav komutasındaki Haçlı Ordusu'nun Varna'ya yönelmeleri üzerine Osmanlı Devleti ordusunun başına yeniden II. Murat'ın gelmesini sağladı. Bunun sonucunda 10 Kasım 1444 tarihinde Osmanlı Devleti Varna Muharebesi'nde büyük bir zafer kazandı.

Ardından Osmanlıların Mora'ya büyük bir sefer yaparak bu bölgenin büyük kısmının ele geçirilmesinde, Eflak Prensi III. Vlad Tepeș'in Macar müttefiklerinden ayrılmasında ve II. Kosova Muharebesi'nde Osmanlı ordusunun Janos Hunyadı komutasındaki Macar-Eflak ordusunu imha etmesinde büyük rol oynadı.

3 Şubat 1451 tarihinde II. Murat'ın ölmesi üzerine II. Mehmet'in (Fatih Sultan Mehmed) 18 Şubat1451’de ikinci defa tahta geçmesinden sonra da sadrazamlık görevine devam etti. Fakat bu sırada padişahın lalası olan Zağanos Mehmet Paşa ile arasında bir politik mücadele başladı. Çandarlı Halil Paşa, Mehmet Paşa'nın padişaha Bizans'a karşı daha atak davranması hakkındaki tavsiyelerine karşıydı. Çandarlı Halil Paşa, Bizans'a karșı daha ılımlı davranılması tavsiyeleri vermekteydi.

İstanbul kuşatması sırasında Avrupa'da yeni bir haçlı ittifakı ortaya çıkacağından şüphelendiğini ve bu nedenle kuşatmanın kaldırılması gerektiğini söyledi. Bu tavsiyeleri orduda ve devlet kapılarında Çandarlı Halil Paşa'nın Bizans'tan rüşvet aldığı söylentilerinin dolaşmasına neden oldu. 29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed bu dedikoduları ciddiye aldığını söyleyerek 1 Haziran 1453’de Çandarlı Halil Paşa'yı sadrazamlıktan azletti.

Çandarlı Halil Paşa ve çocukları tutuklandı. Çocukları daha sonra serbest bırakıldı ama Çandarlı Halil Paşa Yedikule'de Altın Kapı'da kırk gün hapis edildi. 10 Temmuz 1453 tarihinde gözlerine mil çekilerek idam edildi. Cenazesi oğlu İbrahim Paşa tarafından İznik’e götürülerek Nilüfer Camisi İmareti yakınındaki türbesine gömüldü

Çandarlı Halil Paşa, 10 Temmuz 1453 tarihinde İstanbul’da Fatih Sultan Mehmed tarafından idam ettirilmiştir. Osmanlı'da idam edilen ilk sadrazamdır. İdamından sonra kendisinin ve ailesinin tüm mallarına el konulmuştur.

Eserleri :
Çandarlı Halil Paşa Ege'de Çandarlı Körfezi'nde bir kale yaptırmıştır. Çandarlı ilçesi onun adını taşımaktadır. Ayrıca İznik'te bir imaret ve Edirne'de "Halil Paşa Hanı" olarak bilinen bir han inşa ettirmiştir.

20 Mart 2018 tarihinde yönetmenliğini Cevdet Mercan’ın yaptığı ve Kanal D ekranlarında yayınlanmaya başlayan “Mehmed: Bir Cihan Fatihi” adlı dizide Fatih Sultan Mehmed’i Kenan İmirzalıoğlu canlandırırken Çandarlı Halil Paşa’yı Çetin Tekindor canlandırmıştır.

Kaynak:Biyografi.info

Bizans Ajanlığı Yaparak Istanbul'un Fethine Karşı Çıktığı İçin İdam Edilen İlk Sadrazam: Çandarlı Halil Paşa

Haberler

Teknoloji

Bizans Ajanlığı Yaparak Istanbul'un Fethine Karşı Çıktığı İçin İdam Edilen İlk Sadrazam: Çandarlı Halil Paşa

Karadan yürütülen gemiler, asırlar boyu etkisi azalmayacak bir muharebe örneğiydi İstanbul'un fethi. Belki o dönem kullanılan taktikleri bile detaylı biliyoruz ama bu fethe karşı çıktığı için idam edilen Çandarlı Halil Paşa'nın hikayesini duymuş muydunuz?

Alın çayınızı kahvenizi, tarihte ufak bir yolculuğa çıkalım.

Önce ufak bir bilgilendirme yapalım. İstanbul'un fethinden bahsederken aklımızda bütün bir İstanbul ili canlanmaktadır.

Önce ufak bir bilgilendirme yapalım. İstanbul'un fethinden bahsederken aklımızda bütün bir İstanbul ili canlanmaktadır.

Böylesine zor ulaşılabilen bir şehri fethetmek için kullanılan karadan gemi yürütme olayından da bahsetmeden geçmeyelim.

Böylesine zor ulaşılabilen bir şehri fethetmek için kullanılan karadan gemi yürütme olayından da bahsetmeden geçmeyelim.

Pekala böylesine bir zaferin karşısında durarak idam kararını doğuran Çandarlı Halil Paşa'nın amiyane tabirle 'derdi' neydi?

Pekala böylesine bir zaferin karşısında durarak idam kararını doğuran Çandarlı Halil Paşa'nın amiyane tabirle 'derdi' neydi?

Çandarlı Halil Paşa, I. Mehmet Çelebi, II. Murad ve Fatih Sultan Mehmet dönemlerinde vezirlik ve başvezirlik yapmıştı, bu güce ulaşmasının ardında da bazı teoriler var.

Çandarlı Halil Paşa, I. Mehmet Çelebi, II. Murad ve Fatih Sultan Mehmet dönemlerinde vezirlik ve başvezirlik yapmıştı, bu güce ulaşmasının ardında da bazı teoriler var.

Fatih onun Venedik'le anlaşmalar yapabilecek seviyede hem çok zengin hem de çok nüfuzlu olduğunu çok iyi biliyordu.

Fatih onun Venedik'le anlaşmalar yapabilecek seviyede hem çok zengin hem de çok nüfuzlu olduğunu çok iyi biliyordu.

Bu süreçte Fatih'in lalası olan Zağanos Mehmet Paşa ile arasında bir politik tartışma da yaratmıştı.

Bu süreçte Fatih'in lalası olan Zağanos Mehmet Paşa ile arasında bir politik tartışma da yaratmıştı.

Çandarlı'nın sonunu hazırlayan olay ise fetihten hemen önce vuku buldu.

Çandarlı'nın sonunu hazırlayan olay ise fetihten hemen önce vuku buldu.

Bu uyarısı sonrasında Çandarlı'nın bu bilgiye nasıl eriştiğine dair kuşkulu söylentiler doğdu. Bir tanesi Fatih'in kucağına bile gitmişti: Çandarlı, Bizans'tan rüşvet alıyor olabilir mi?

Bu uyarısı sonrasında Çandarlı'nın bu bilgiye nasıl eriştiğine dair kuşkulu söylentiler doğdu. Bir tanesi Fatih'in kucağına bile gitmişti: Çandarlı, Bizans'tan rüşvet alıyor olabilir mi?

Çandarlı Halil Paşa Yedikule’de tam kırk gün hapis edildi. 10 Temmuz’da gözlerine mil çekildi, aynı gün idam edildi.

Çandarlı Halil Paşa Yedikule’de tam kırk gün hapis edildi. 10 Temmuz’da gözlerine mil çekildi, aynı gün idam edildi.

Franz Babinger gibi tarihçiler bu olayın basit bir nefretin sonucu olmadığını, taktiksel bir hamle olabileceğini tartışmışlardır.

Franz Babinger gibi tarihçiler bu olayın basit bir nefretin sonucu olmadığını, taktiksel bir hamle olabileceğini tartışmışlardır.

Çandarlı'nın ölümü Osmanlı için de bazı kalıcı sonuçlar doğurmuştu.

Çandarlı'nın ölümü Osmanlı için de bazı kalıcı sonuçlar doğurmuştu.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda

kaynağı değiştir]

  1. ^abcdefgYayın Kurulu, "Halil Paşa (Çandarlı)" (1999), Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, İstanbul:Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık A.Ş. C.1 s.518 ISBN 975-08-0072-9
  2. ^abMehmed Süreyya (haz. Nuri Akbayar) (1996), Sicill-i Osmani, İstanbul:Tarih Vakfı Yurt Yayınları ISBN 975-333-0383 C.II say.283 [1]
  3. ^Babinger, Franz a.g.e. s.103
  4. ^Sakaoğlu, Necdet (1999), Bu Mülkün Sultanları, İstanbul:Oğlak Yayınları ISBN 975-329-2006 s. 89

Dış kaynaklar[değiştir

Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa

Başlığın diğer anlamları için Çandarlı Halil Paşa sayfasına bakınız.

Başlığın diğer anlamları için Çandarlı (anlam ayrımı) sayfasına bakınız.

Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa (d. ? - ö. 22 Ocak 1387, Serez) (Hayreddin ismini vezirliğe getirilmesinden sonra almıştır). Osmanlı Devleti'nin kuruluş doneminde büyük katkıları olmuş bir Osmanlı devlet adamıdır. Tarihe Çandarlılar Ailesi olarak geçmiş olan ailenin üst düzey bir mevkiye gelmiş ilk bireyidir. İlmiye sınıfından yetişmiş; kadılık ve kazaskerlik görevlerinde bulunmuş; Eylül 1364 ile 22 Ocak 1387 tarihleri arasında 22 yıl 4 ay vezirlik yapmış ve vezirliği döneminde de Çandarlı Kara Halil Hayrettin Paşa ismiyle anılan devlet adamıdır.[1]

Hayatı[değiştir

nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.