Asit yağmurlarının ph değeri

Asit Yağmurlarının Ph Değeri

asit yağmurlarının ph değeri

Meteorolojiden asit yağmuru uyarısı

Meteoroloji Genel Müdürü İsmail Güneş, "Yapılan ölçümler, ülkemizin kuzey batı kesimlerinde asit yağışlarının daha sıklıkla yaşandığını gösteriyor. Yıllık düşen yağışın yüzde 33'ünün pH değeri 5'in altında yani asit yağmurları sınıfına giriyor." dedi.

Hava sistemlerinin Türkiye'ye giriş noktalarına, yağış örneklem noktaları kurduklarını aktaran Güneş, Amasra, Antalya, Balıkesir, Çatalca, İzmir, Marmaris, Hatay, Trabzon, Yatağan, Çamkoru merkezlerinde birer otomatik yağış toplama cihazı bulunduğunu, bu istasyonların yer seçimi yapılırken, yerel kirlilikten etkilenmeyecek noktaların özellikle tercih edildiğini vurguladı.

Otomatik yağış toplama istasyonlarından alınan yağmur örneklerinin, Meteoroloji Genel Müdürlüğü laboratuvarlarında titizlikle analiz edildiğini belirten Güneş, şöyle konuştu:

"Yağmur suyu örneklerinde elektriksel iletkenlik, asitlik, iyon ve metal analizleri yapıyoruz. Yapılan ölçümler, ülkemizin kuzey batı kesimlerinde asit yağışlarının daha sıklıkla yaşandığını gösteriyor. Yıllık düşen yağışın yüzde 33'ünün pH değeri 5'in altında yani asit yağmurları sınıfına giriyor. Ama yurdumuz topraklarının alkali olması nedeniyle atmosfere karışan iyonlar, asit kökleri ile birleşerek nötralizasyon yani etkisizleştirme sağlıyor ve asit yağmurlarının olası etkilerini azaltıyor. Yurdumuzun güney kesimlerinde ise toprak yapısı kalsiyumca zengin olduğundan, yağmur sularında nitrat ve sülfat iyonları bulunsa da asit yağmurlarına daha az rastlanıyor."


Genel Müdür Güneş, asit yağmurlarının genel olarak sonbahar sonları, kış ve ilkbahar başlarında görüldüğünü aktardı.

"ASİT YAĞMURLARI TÜM CANLILARI ETKİLİYOR"

Asit yağmurlarının etkileri hakkında da bilgi veren Güneş, "Asit yağmurları ve hava kirliliğinin tüm canlılar üzerindeki etkisi biliniyor. pH değeri düşük yani asitli yağmur suyunun tarihi binalar ve hatta otomobil boyaları üzerinde de aşındırma etkisi olduğunu biliyoruz." dedi.

Yağmur sularının içerdiği anyon veya katyonlara göre asit ya da alkali özellik taşıdıklarına dikkati çeken Güneş, şunları kaydetti:

"Asitlik durumunu ölçen pH değeri sınıflaması, 1 ila 14 arasında yer alır ve nötr bir sıvının pH değeri 7'dir. Yağmur sularının pH değeri 5,6 ise asit yağmurundan bahsedilir. Bu değer 5'in altına inmeye başladığı durumlarda ise artık ciddi olarak asit yağmurlarından ve tehlikelerinden söz edilmeye başlanır. Asit yağmurları ve hava kirliliği konusunda hemen her ülke tarafından çalışmalar yapılıyor. Çünkü atmosfere verilen salımlar, atmosferik dolaşım yüzünden ülke sınırlarını aşarak, etkisini başka bölgelerde de gösterebiliyor. Türkiye'nin de atmosferik taşınım ile asit yağmurlarının etkisi altında olduğu söyleyebiliriz. Orta Avrupa ve Rusya üzerinden gelen hava sistemlerinin etkisiyle asit yağmurlarının özellikle yurdun kuzey batı kesimlerinde daha görülür olduğu belirlendi. Ülkemizdeki atmosfer kirliliğinin kaynağı genel atmosfer kirliliğidir. Bir başka deyişle sanayileşmiş ülkelerin atmosfere verdikleri emisyon salımlarının, bir şekilde sirkülasyonla ülkemiz üzerinde de etkisini göstermesidir."

Asit Yağmuru Nasıl Oluşur?

Özellikle büyük şehirlerin kirli havasının çevreye zararlı etkileri olduğu 17. yüzyıldan beri bilinse de asit yağmurları terimi ancak 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra kullanılmaya başlandı. Asit yağmurlarının bilimsel çalışmalara konu olmasıysa 1960’lardan sonradır.  Asit yağmurları hem doğal süreçler sonucunda hem de insan etkinlikleri sonucunda meydana gelebilir. Günümüzde özellikle Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya’nın çeşitli bölgelerinde sıklıkla asit yağmurları görülüyor. Sıvıların asitliğini tanımlamak için pH adı verilen bir ölçek kullanılır. Bu ölçeğe göre asitlerin pH’ı 7’den küçük bazların pH’ıysa 7’den büyüktür. Ne asidik ne de bazik olsan saf suyun pH’ı ise 7’dir. Bir maddenin pH değeri ne kadar düşükse madde o kadar asidiktir. Esasen temiz yağmur suları da asidiktir. Çünkü havadaki su buharı (H2O) ve karbondioksit (CO2) tepkimeye girerek bir zayıf asit olan karbonik asidi (H2CO3) oluşturur. Temiz yağmur sularının pH’ı 5,7 ile 7,0 arasındayken asit yağmurlarının pH’ıysa 5,7’den daha düşüktür. Asit yağmurlarının meydana gelmesine sebep olan en önemli gaz sülfür dioksittir (SO2). Bu gaz atmosfere karıştıktan sonra çeşitli tepkimeler sonucunda sülfürik aside (H2SO4) dönüşür. Asit yağmurlarında bulunan bir diğer asitse nitrik asittir (HNO3).  Asit yağmurlarının meydana gelmesine sebep olan doğal süreçlerin başında volkanik etkinlikler gelir. Volkanlardan yayılan gaz ve toz bulutlarındaki çeşitli maddeler, atmosferde asidik gazların oluşmasına sebep olur. Örneğin Poás Volkanı’nın çevresinde pH’ı 2 civarında olan asit yağmurları görülüyor. Atmosferde nitrik asidin oluşmasına sebep olan doğal süreçlerin başındaysa yıldırımlar gelir.  Günümüzde meydana gelen asit yağmurlarının sebebi, doğal süreçlerden daha çok insan faaliyetleridir. Fabrikaların ve motorlu araçların atmosfere saldığı, içeriğinde sülfür ve azot bulunan bileşikler asit yağmurlarına sebep olur. Örneğin termik santrallerde elektrik üretimi sırasında atmosfere salınan gazlar, asit yağmurlarının en önemli sebeplerindendir. Asit yağmurlarının hem canlı hem de cansız varlıklar üzerinde önemli etkileri vardır. Örneğin pH 5’in altına düştüğü zaman balıklar ölmeye başlar. Ayrıca mercanların kireçtaşından oluşan iskeletleri asidik sularda çözünür. Asit yağmurları mermerlerden, kayalardan ve kireç taşından yapılmış binaları ve anıtları da aşındırır.


paylaş
kaynağı değiştir]
Asit yağmurlarının özellikle tarım alanları etkilemesi direkt olarak insan ve diğer canlılarının etkilenmesine neden olacaktır. Asit yağmurlarının insan sağlığı üzerindeki etkileri konusunda üzerine yapılan araştırmalar sonucunda asit depolanmasının insan sağlığı üzerinde dolaylı ve dolaysız olmak üzere 2 tür etkisi belirlenmiştir. Bu güne kadar yapılan araştırmalar henüz asit depolanmasının insanlar üzerinde dolaysız bir etkisini belirleyememiştir.
Bununla beraber deri, göz ve solunum sistemindeki direkt etkileri dikkat çekicidir. pH 4.6’ ya kadar asitlenmiş göl sularında insan ve tavşan denekleri üzerinde yapılan araştırmalarda belirli bir takım etkiler belirlenmiş, pH’ ın 4 ten düşük olduğu değerlerde gözde tahriş ve kızarıklık oluşmuştur. Asidik zerrecikler genellikle sülfürdioksit ve nitrikoksitlerin atmosferdeki dispersiyonu ile oluşur. Sonuçta oluşan nitrik ve sülfürik asit diğer partiküller (toz, is, kurum, duman vs) üzerine yapışır.

Bu partiküllerin direkt olarak solunması bu asidik yapıların doğrudan akciğerlere kadar gitmesine neden olmaktadır. Asit yağmurları sadece insan sağlığına değil,heykel,büst gibi doğal taşlardan yapılan sanat eserlerine zarar vermektedir.

Kaynakça[değiştir kaynağı değiştir]

Endüstri devriminden beri atmosferdeki kükürt ve azot oksitlerinin seviyesi arttı. Yoğun endüstrinin olduğu yerlerde ara sıra 2.4 gibi pH oranları okunmaya başlandı. Çin, Doğu Avrupa, Rusya gibi yerlerde ve rüzgarın bulutları bu ülkelerden taşıyıp yağmur bıraktıkları yerlerde asit yağmurları ciddi bir problem olmaya başladı. Bu bölgelerin ortak özelliği kükürt açısından zengin olan kömürü elektrik ve ısı üretiminde kullanmalarıdır. Yerel kirliliği düşürmek için yapılan yüksek bacalar dumanı atmosferin hareketli olan bandına taşıdığı için asit yağmurlarının yayılmasına katkıda bulundu.Asit yağmurları ilk olarak Endüstri Devriminin önemli şehirlerinden [İngiltere] [Manchester]'da fark edildi. 1852'de Robert Angus Smithhava kirliliği ile asit yağmurları arasındaki ilişkiyi fark etti.1894'te keşfedilmiş olmasına rağmen 1960'lara kadar bu olay bilim camiasının ilgisini çekmedi.

Adirondack Konsülü santral emisyonlarının azaltılmasını savunan en önemli organizasyonların başında gelir. Yayınladıkları "Acid Rain: A Continuing National Tragedy" (Asit yağmurları: Süregiden bir ulusal trajedi) isimli raporda bu olguyla ilgili önemli bilgileri açıklamışlardır.

Asit yağmurlarına yol açan emisyonlar[değiştir

Asit Yağmurları Nedir ?

Asit yağmurları, fosil yakıtların yakılmasıyla oluşan yağışlardır. Özellikle endüstriyel faaliyetlerin ve enerji tüketiminin fazla olduğu yerlerde yakılan, kömür ve petrol gibi fosil yakıtlardan, azot ve kükürt gazları açığa çıkmaktadır. Oluşan bu gazlar bulutlardaki su buharıyla tepkimeye girerek sülfürik ve nitrik asitleri ortaya çıkarmakta oluşan bu asitler ise kar, yağmur, çiğ ve sis gibi doğal olaylar sonucunda yeryüzüne ulaşmaktadır. Normal koşullar altında oluşan yağmurların pH değeri 5.6’dır. Bunun altında bir değere sahip olan yağış asit yağmuru olarak adlandırılır.

Asit yağmurları, özellikle sanayi devriminden sonra kükürt ve azot gazlarının atmosferde hızla birikmesiyle etkisini hissettirmeye başlamıştır. İlk olarak ise 1852 yılında sanayinin beşiği olan ingiltere’de Robert Angus Smith adındaki bilim adamı asit yağmurları ile hava kirliliği arasındaki ilişkiyi fark etmiş ve sanayinin bu yağışları tetiklediğini ortaya koymuştur. Bu yağışlar sadece oluştuğu bölgeyi etkilememektedir. Öyleki Çin, Doğu Avrupa, Rusya gibi bölgelerde fosil yakıtların aşırı şekilde kullanılması atmosfer hareketleri sonucunda bir çok ülkeyi etkilemektedir. Bu nedenle 1997 yılında 160 ülkenin katılımıyla Kyoto Protokolü imzalanmıştır ve bu protokola göre her ülke azot ve karbon salınımını 1990 yılındaki düzeylere düşürmek zorundadır. Ancak Çin Halk Cumhuriyeti bu protokola sıcak bakmamaktadır. Çünkü sanayi Çin ekonomisi açısından çok önemlidir. Çin’den yayılan azot ve kükürt gazları atmosfer hareketleri sonucunda Japonya’ya asit yağmurları olarak düşmektedir ve Japonya tarımı bu yağışlardan zarar görmektedir. Bundan dolayı Japonya her yıl ücretsiz olarak Çin’e fabrikalar için baca filtresi vermektedir.

Bu yağışlar, fabrika, motorlu araçlar, termik santraller gibi insan faaliyetleri sonucunda oluştuğu gibi yanardağ faaliyetleri gibi doğal olaylar sonucunda da meydana gelir.

Asit-Yagmurlari-Nedir Asit Yağmurları Nedir ? Sözlük

Asit Yağmurlarının Etkileri

Asit yağmurları, tüm çevreye zarar vermektedir ancak bundan en çok etkilenen ormanlar ve tarım alanlarıdır. Bu yağışlar toprağın yapısındaki magnezyum ve kalsiyum gibi bitki gelişiminde önemli olan elementleri yıkayarak derinlere taşınmasına sebep olur. Bunun sonucunda ağaçlar ve diğer bitkiler topraktan yeteri kadar faydalanamaz ve kurur.

Asit Yağmurlarının Etkileri Genel Olarak Şunlardır;

Göllere ve akarsulara düşen asit yağmurları, sudaki asit dengesini bozar ve balıkları etkiler. Balıkların bu durumdan etkilenmesi besin zinciri yoluyla bizleri de etkilemektedir.
Havada bulunan sülfat solunum yoluyla alınmakta ve bronşit, astım, kanser gibi çeşitli hastalıklara neden olmaktadır.
Topraktaki alüminyumun çözülmesine neden olur ve ağaç köklerinin besinlerden faydalanmasını engeller.
Mermer, kumtaşı veya kireçten yapılan ve içerisinde kalsiyum karbonat bulunduran tarihi eserlere zarar vermektedir.

Asit Yağmurlarının Etkisini En Aza İndirmek İçin Alınabilecek önlemler;

Enerji üretiminde kullanılan termik santrallerin yerine, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı yaygınlaştırılmalıdır. (Güneş Enerjisi, Jeotermal Enerji, Rüzgar Enerjisi vs.)
Orman yangınları engellenmeli, yeşil alanlar yaygınlaştırılmadır.
Şehir içi ulaşımlarda özel araçların yerine toplu taşıma araçları kullanılmalıdır.
Havayı olduğundan fazla kirleten kaçak kömür kullanımının önüne geçilmelidir.
Endüstriyel tesislerinin bacalarına filtre takılmalıdır.
Araçların bakımı zamanında yapılmalıdır.

 

 

 

Post Views:2.938

Bu Habere İfade Gönderebilirsin !

asit yagmurasit yagmurlariasit yagmurlari nasilasit yagmurlari nasil olusurasit yagmurlari ne zamanasit yagmurlari nedirasit yagmurlari nerdeasit yagmurlari neredeasit yagmuruasit yagmuru nasilasit yagmuru ne zamanasit yagmuru nedir

Asit yağmuru nedir? Asit yağmuru zararlı mı?

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Eylül 19, 2019 19:27

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

Gündemde yer alan haberlerin ardından asit yağmuru hakkındaki araştırmalar hız kazandı. Asit yağmurları hakkında pek bilgi sahibi olmayan vatandaşlar, konuya dair bilgi almak ve bilinçlenmek adına asit yağmurları hakkında internette araştırma yapıyor. Peki, asit yağmuru nedir? Asit yağmuru zararlı mı?

Haberin Devamı

Genel olarak sonbahar sonları, kış ve ilkbahar başlarında görülen asit yağmurlarına ilişkin detaylar, vatandaşlar tarafından merak ediliyor. İşte, asit yağmurları hakkında merak edilen tüm ayrıntılar...

Asit yağmuru, asidik kimyasalların yağmur, kar, sis, çiy veya kuru parçacıklar halinde yeryüzüne düşmesine verilen isimdir. Karbondioksit çıkarıldıktan sonra damıtılmış su, nötr pH 7'ye sahiptir.

7'den küçük bir pH değerine sahip olan sıvılar asidiktir ve 7'den büyük bir pH'a sahip olanlar alkalidir. Bitkiler, suda yaşayan hayvanlar ve altyapı üzerinde zararlı etkileri olabilir. Asit yağmuru, asit üretmek için atmosferdeki su molekülleri ile reaksiyona giren kükürt dioksit ve azot oksit emisyonlarından kaynaklanır. Bazı hükümetler, 1970'lerden beri kükürt dioksit ve azot oksitin atmosfere salınımını olumlu sonuçlarla azaltmak için çaba sarf ettiler. Azot oksitleri de yıldırım çarpmaları ile doğal olarak üretilebilir ve kükürtdioksit volkanik patlamalarla üretilir.

Haberin Devamı

1853'te asidik yağmur keşfedilmiş olmasına rağmen, bilim adamları 1960'ların sonuna kadar fenomeni gözlemleyerek ve incelemeye başladılar. "Asit yağmuru" terimi, 1872 yılında Robert Angus Smith tarafından yapılmıştır. Kanadalı Harold Harvey, "ölü" bir gölü araştıran ilk araştırmacılar arasındaydı. ABD'de asit yağmuru bilinci, 1970'lerde New York Times'ın New Hampshire'daki Hubbard Brook Deneysel Ormanı'ndan yayınladığı çok sayıdaki zararlı çevresel etkilerin raporlarını yayınladıktan sonra artmıştır.

Endüstrileşmiş bölgelerde 2.4'ün altında yağmur ve sis sularında zaman zaman pH değerleri bildirilmiştir. Endüstriyel asit yağmuru Çin ve Rusya'da önemli bir sorundur ve bölgeler bunlardan aşağı doğru akmaktadır. Bu bölgelerin tümü kükürt içeren kömürü ısı ve elektrik üretmek için yakarlar.

Asit yağmuru sorunu sadece nüfus ve endüstriyel büyüme ile artmakla kalmamış, daha yaygın hale gelmiştir. Yerel kirliliği azaltmak için uzun boylu bacaların kullanılması, gazların bölgesel atmosferik dolaşıma salınmasıyla asit yağmurunun yayılmasına katkıda bulunmuştur. Genellikle çökelme, emisyonların önemli ölçüde azalmasına neden olur ve dağlık bölgeler en fazla birikimi (daha yüksek yağışları nedeniyle) almaya eğilimlidir. Bu etkinin bir örneği, İskandinavya'ya düşen yağmurun düşük pH'ıdır.

Haberin Devamı

SAĞLIK İÇİN ZARARLI MI?

Asit yağmurlarının özellikle tarım alanları etkilemesi direkt olarak insan ve diğer canlılarının etkilenmesine neden olacaktır. Asit yağmurlarının insan sağlığı üzerindeki etkileri konusunda üzerine yapılan araştırmalar sonucunda asit depolanmasının insan sağlığı üzerinde dolaylı ve dolaysız olmak üzere 2 tür etkisi belirlenmiştir. Bu güne kadar yapılan araştırmalar henüz asit depolanmasının insanlar üzerinde dolaysız bir etkisini belirleyememiştir.

Bununla beraber deri, göz ve solunum sistemindeki direkt etkileri dikkat çekicidir. pH 4.6’ ya kadar asitlenmiş göl sularında insan ve tavşan denekleri üzerinde yapılan araştırmalarda belirli bir takım etkiler belirlenmiş, pH’ ın 4 ten düşük olduğu değerlerde gözde tahriş ve kızarıklık oluşmuştur. Asidik zerrecikler genellikle sülfürdioksit ve nitrikoksitlerin atmosferdeki dispersiyonu ile oluşur. Sonuçta oluşan nitrik ve sülfürik asit diğer partiküller (toz, is, kurum, duman vs) üzerine yapışır.

Haberin Devamı

Bu partiküllerin direkt olarak solunması bu asidik yapıların doğrudan akciğerlere kadar gitmesine neden olmaktadır. Asit yağmurları salt insan sağlığına değil,heykel,büst gibi doğal taşlardan yapılan sanat eserlerine zarar vermektedir.

İnsanlığın inşa ettiği en güzel eserlerden biri olan Tac Mahal’in incimsi yüzeyi, sigara içen insanların dişleri gibi her geçen gün daha da kalınlaşan lekeli ve sarımtırak bir kılıfa bürünüyor. Bunun nedeni zehirli, toksik ve asidik yağmurlara maruz kalmasıdır.

Tac Mahal’ın sararmasına yol açan asit yağmurları nasıl oluşuyor, nasıl oluyor da yağmurlar asidik hale geliyor diye merak ediyorsanız okumaya devam edin.

Kirlilik

Tac Mahal, kimya endüstrisi alanında faaliyet gösteren fabrikaların ve arıtma tesislerinin yakınında bulunuyor. Bunların bacalarından yükselen zehirli gazlar, bölgedeki kalabalık nüfus, araç yoğunluğu gibi olumsuz faktörlere bir de hava kirliliği konusundaki kayıtsızlık eklenince, problem giderek büyüyor.

Hava kirliliğine neden olan sayısız gaz içinde en zararlı olanlar; nitrojen oksitler (NO ve NO2) ve kükürt dioksittir (SO2). Bu oksitler bulutlara doğru yükselir, sülfürik ve azot asitleri oluşturmak üzere su damlacıkları ile reaksiyona girer. Bu şekilde oluşan yağmur artık su değil zayıf bir asittir.

Asidite ölçütü pH’tır. pH değeri 0 ile 14 arasında değişir. 0 en yüksek, 14 ise en düşük asidite olarak tanımlanır. pH değeri 7 ise nötrdür. Yağmur suyunun da böyle olmasını umarız ama işin aslı öyle değildir. Kükürt ve azot atmosferimizde bolca bulunur. Yani yağmurlar kaçınılmaz olarak asidiktir. Bununla birlikte bu gazların fazlalığı asidin yoğunlaşmasına neden olur. Normal yağmurun pH seviyesi 5-6 arasında iken asit yağmurlarında seviye 3-4’e iner. Aşırı asidik yağmurun pH’ı ise 2 civarındadır.

Etkileri

En asitli yağmur bile cildimizi aşındıracak kadar asit içermez. Ancak bu, asit yağmurlarının zararlı olmadığı yorumuna yol açmamalıdır. Çünkü uzun bir zaman asit yağmurlarına maruz kalmak çelik, paslanmaz çelik ve bilhassa kireç taşı ve kumtaşından yapılmış yapıların aşınmasına yol açar.

Doğanın her türlü etkisi, yapılarda erozyona yol açar ancak asit yağmurları bu bozulmayı hızlandırır. Zaman içinde araçlar, binalar, anıtlar vb. insan yapımı her şey tahrip olur. Ancak asit yağmurlarının zararları bununla bitmez.

Asit yağmurlarının doğal bitki örtüsüne de zarar verdiği düşünülmektedir. Toprağın asidik suyla sulanması, bitkilerin büyümek için gerekli elementlerden yoksun kalmalarına yol açabilir. Bunun da ötesinde asit, yaprakların üzerindeki koruyucu tabakanın tahrip olmasına neden olur. Bu tabakanın kaybı, fotosentez sürecini olumsuz etkiler.

Asit yağmurları düştükleri su kütlelerini de olumsuz etkiler. Göllerin, nehirlerin kirlenmesine ve burada yaşayan balıkların ölmelerine ve balıkların yumurtalarının deforme olmasına neden olurlar.

Bütün bu olumsuz etkilere ilave olarak asit yağmurları, ekosistemin olumsuz etkileyecek bir toksin olan alüminyumun topraktan salınmasını kolaylaştırır.

Ne yapmalıyız?

Öncelikle ekosistemlerin simbiyotik (ortak yaşama ile oluşan) yapıda olduğunu anlamalıyız. Yani ekosistemde her şey birbirine zincirleme bağlıdır, bir şeyin zarar görmesi birçok şeyin zarar görmesi anlamına gelir. Hasar görmüş bir bitki, küçük bir böcek için olduğu kadar besin zincirinin üst kademelerinde yer alan yırtıcı bir hayvan için de tehdittir.

Bu sorunun tek bir çaresi vardır. Daha az kirletmek. Hava kirliliği sadece Yeni Delhi’yi değil dünyanın dört bir yanını etkilemektedir. Üstelik bulutların gezici doğası nedeniyle bir bölgeden kaynaklanan kirlilik başka bölgeleri etkilemektedir. Norveç’e düşen asit yağmurlarının %16’sının İngiltere’den kaynaklandığı tespit edilmiştir.

Kaynaklar:

nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede