Aydınlanma yolunda bir ömür

Aydınlanma Yolunda Bir Ömür

aydınlanma yolunda bir ömür

CUMHURİYET KADINI BAHRİYE ÜÇOK’U ANIYORUZ

6 Ekim 1990 tarihinde uğradığı bombalı suikast sonucu katledilen eski Ordu senatörü Bahriye Üçok evinin olduğu Ordu Gülyalı’da anılacak.

Katledilişinin 32. yılında Ordu Gülyalı’da yapılacak anmaya yazar Elfin Tataroğlu katılacak. Elfin Tataroğlu, Bahriye Üçok’un hayatını belgesel roman olarak kaleme almış ve eseri “Aydınlanma Yolunda Bir Ömür BAHRİYE” 2019 yılında yayınlandı.

Atatürkçü Düşünce Derneği Ordu Şubesi ve Gülyalı Belediyesi işbirliğiyle yapılacak anma etkinliği, 8 Ekim 2022 Cumartesi günü saat 12.30’da Gülyalı Çikolatapark’ta yapılacak.

Ankara İlahiyat Fakültesinin ilk kadın öğretim üyesi olan ve 1953’te göreve başlayan Bahriye Üçok, ilk ve ortaokulu Ordu’da bitirmiş, Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesinden sonra akademisyen olarak çalışmaya başlamış ve İslam dünyası üzerine eserler üretmiştir. 1983 seçimlerinde Ordu milletvekili seçilen Bahriye Üçok, Atatürkçü Düşünce Derneğinin kurucuları arasında yer alıyordu.

1990 yılında öldürülmesinin ardından ismi Ordu Düz Mahalle’de bir sokağa verilmiştir. Gülyalı Tepealtı mevkiinde bulunan evi, kızı Kumru Üçok tarafından kullanılmaya devam edilmektedir.

Atatürkçü Düşünce Derneği Ordu Şube Başkanı Hikmet Pala, anma etkinliğine bütün Orduluları davet ettiklerini belirtti. Pala açıklamasında “Ömrünü Cumhuriyet aydınlanmasına adayan Bahriye Üçok’un anısını yaşatmak ve düşüncelerini anlatmak için bu etkinliği düzenliyoruz. Konuğumuz Elfin Tataroğlu Bahriye kitabını da katılımcılar için imzalayacak. Katledilen büyük değerimiz Bahriye Üçok’u rahmet ve özlemle anıyoruz. Anma etkinliğimize tüm hemşehrilerimizi bekliyoruz” dedi. Haber merkezi

#Bahriye Üçok

BAHRİYE ÜÇOK ANILDI

Atatürkçü Düşünce Derneği Ordu Şubesi ve Gülyalı Belediyesi işbirliğiyle ile gerçekleştirilen Bahriye Üçok anmasında açılış konuşması yapan Hikmet Pala "Yitirdiğimiz değerlerimizi anıyoruz, anmaya da devam edeceğiz. Ama umuyorum ki bundan sonra onların düşüncelerini hayata geçirdiğimiz günler gelecek ve biz ülkemizde bayramlar yapacağız" dedi.

ÖZELLİKLE SEÇİLMİŞ İSİMLERDİ

Gülyalı Çikolata Parkta gerçekleştirilen anma programında Bahriye Üçok'un mücadelesini anlatan Elfin Tataroğlu "1990'lı yıllarda Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Bahriye Üçok gibi değerlerimiz katledildi. Hepsi karanlık güçler tarafından özellikle seçilmiş isimlerdi. Laik, demokratik sistemin savunucusu, Cumhuriyet ve Atatürk değerlerini anlatan bu insanlar katledilerek insanları bu değerleri açıktan savunmaya korkar hale getirdiler. Ve işte bu günlere geldik. Ergenekon, Balyoz kumpasları sürecinde ilk basılan dernekler Atatürkçü Düşünce Derneği ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği oldu. Sanki terör örgütüymüşler gibi bu derneklerin bürolarında üye formları, dosyalar yerlere saçıldı. 1990'larda Bahriye Üçok ve diğer cinayetlerle o günlerin hazırlığı yapıldı." diye konuştu.

EN BÜYÜK KORKUSU KIZIYDI

Bahriye Üçok'un kendisine bir suikast düzenleneceğini bildiğini, en büyük korkulardan birinin Kızı Kumru'yu kaybetmek olduğunu ifade eden Elfin Tataroğlu "Evine gelen ve kenarında bir kitabın gözüktüğü kargoyu açmadan önce kızını yanından uzaklaştırdı. Kitap kargonun yırtık köşesinden gözüküyordu, makasla ipi kesti ve bomba patladı. Ve ömrünü aydınlanma mücadelesine vermiş Bahriye Üçok katledildi.” sözleriyle konuşmasını sürdürdü.

ORDU’YA BÜYÜK HİZMETLERİ OLDU

Ordu'nun Bahriye Üçok'un hayatındaki öneminden de bahseden Tataroğlu, Üçok'un milletvekili olduğu yıllarda öğrencisi olan Bayındırlık Bakanı sayesinde Ordu'ya büyük hizmetleri olduğunu ifade etti ve "Ordulular Bahriye Üçok'a daha çok sahip çıkmalıdır. Kızı Kumru Hanım, Gülyalı Tepealtı'ndaki evlerine her yaz gelip aylarca burada kalıyor." diye ekledi.

KİTABINI İMZALADI

Söyleşinin ardından ADD Ordu Şube başkanı Hikmet Pala ve Gülyalı Belediye Başkanı Ulaş Tepe katılanlara ve Elfin Tataroğlu'na teşekkür ettiler. "Aydınlanma Yolunda Bir Ömür Bahriye" kitabının imzalanmasının ardından Bahriye Üçok anma programı tamamlandı. ORDU OLAY

Elfin Tataroğlu

Elfin Tataroğlu, 1978 yılında İzmir'de doğmuştur. İzmir Saint Joseph Fransız Lisesi'ni bitirdikten sonra 2001 yılında Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümünden mezun oldu. Accademia Italiana Floransa'da tasarım ve dil eğitimi aldı. Bilgi Üniversitesi İşletme Yönetimi alanında yüksek lisans yaptı. Halen İstanbul Üniversitesi'nde İşletme Yönetimi ve Organizasyon doktorası yapmaktadır.
Elfin Tataroğlu’nun örgüt kültürü, liderlik ve elektronik öğrenme konularında akademik çalışmaları bulunmaktadır.

2010-2012 Yılları arasında CHP Kadın Kolları MYK Üyeliği yaptı. 2011 yılında İzmir 2. Bölge 24. Dönem Milletvekili Adayı oldu. 17-18 Temmuz 2012 tarihinde CHP 34. Kurultay Divan Yazman Üyesi, CHP Konak İlçe'den İl Kongre Delegesi ve İzmir CHP Kurultay Delegesi seçilmiştir.

6 Eylül 2014 tarihinde CHP 18.Olağanüstü Kurultayı'nda (CHP Bilim Yönetim ve Kültür Platformu) BYKP'den Parti Meclisi Üyesi seçilmiştir. Doktora düzeyinde akademik araştırmalar yapmakta ve siyasi makaleleri gazetelerde yayınlanmaya devam etmektedir.

Elfin Tataroğlu, 2013 yılından beri Bahçeşehir Üniversitesi İşletme Yüksek Lisansı programında öğretim görevlisi olarak ders vermektedir.

İyi düzeyde İngilizce ve Fransızca, orta düzeyde İtalyanca ve İspanyolca bilen Elfin Tataroğlu, Kadir Tataroğlu ile evlidir ve bir çocuğu vardır.

Doç. Dr. Bahriye Üçok’un hayatını kaleme aldığı ilk kitabı “Aydınlanma Yolunda Bir Ömür: Bahriye”, 2019 Ocak ayında yayınlanmıştır.

Kitapları:
2019 - Bahriye: Aydınlanma Yolunda Bir Ömür


Kaynak:Biyografi.info

Beltaş Kitap Kafe'de imza ve söyleşi günleri başladı

Beşiktaş’ta yazar, düşünür ve gazetecilerin okurlarla bir araya geldiği Kitap Kafe Söyleşileri sahilde bulunan Beltaş Kafe’de bugün başladı. Beşiktaş Belediyesi’nin düzenlediği söyleşi günlerinin ilkinde araştırmacı ve yazar Elfin Tataroğlu kitapseverlerle bir araya geldi.

Elfin Tataroğlu’nun ardından açıklamalarda bulunan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat; Beltaş Kitap Kafe projesinin zor şartlar altında hizmete girdiğini kaydederek, “Bugün bizim için özel bir gün. Beltaş Kitap Kafe Söyleşileri’nin ilk günü. Bu vesileyle bizi yalnız bırakmayan Elfin Tataroğlu’na teşekkürlerimizi sunuyoruz. Biz projelerimizi belirlerken katılımcı bir anlayışla belirledik. Burası da buradaki 6-7 mahallenin ortak talebiydi. Komşularımız şunu ifade ettiler, bizim Beşiktaş’ta eskiden denize girdiğimiz çay ve kahve içtiğimiz yerlerle bağlantımız kesildi ve bu yerler tekrar kamuya açılsın dediler. Biz de hızlıca İBB ile birlikte bir protokol gerçekleştirerek burayı bir sosyal tesis haline getirdik. İkinci olarak da tabi Beşiktaş tam bir öğrenci kenti. 9 tane üniversitemiz, yaklaşık 300 bin öğrencimiz var. Biz de öğrenci dostu belediye olmanın verdiği sorumluluğu değişik alanlarda yerine getirmeye çalışıyoruz. En önemli konulardan bir tanesi öğrencilerimizin ders çalışacakları, kitap okuyabilecekleri alanları yoktu. Bu kitap kafemizin bir kısmını da öğrencilerimiz faydalansın diye hayata geçirdik" dedi.

Başkan Akpolat, ‘Aydınlanma Yolunda Bir Ömür Bahriye’ kitabından da bahsederek, "Tataroğlu’nun kitabı çok kıymetli. Cumhuriyet kurulduğundan beri bir demokrasi mücadelesi verilmekte. Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı ve daha ismini sayamayacağım birçok aydınımız bu ülkenin karanlıklardan aydınlığa çıkması için hayatlarıyla bedel ödemiş devrimcilerdir. Bizler de onların yolundan gitmeye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.

"BAHRİYE ÜÇOK'UN HAYATININ YAZILMAMASI YENİ KUŞAKLARA HAKSIZLIK OLURDU"

‘Aydınlanma Yolunda Bir Ömür Bahriye’ adlı kitabının yazım sürecine değinen Elfin Tataroğlu, “1990’lı yıllarda faili meçhul cinayetlere kurban giden aydınlarımızın hayatını zaten araştırıyordum. Bahriye Üçok’u 6 Ekim 1990 günü kaybettik. 30 yıla yaklaşan bu süreçte Bahriye Üçok hakkında yazılmış bir eser yoktu. Bir araştırmacı olarak bu kitabı yazmaya karar verdim. Böylesi aydın bir insanın hayatının yazılmaması yeni kuşaklara haksızlık olurdu” ifadelerini kullandı.

Etkinliğin sonunda Başkan Akpolat, Tema Vakfı’na Elfin Tataroğlu adına dikilen fidan plaketini takdim etti.

Makası, evin girişindeki konsolun ilk çekmecesinde buldu.
İpleri kesmeye çalıştı.
Paket zor açılıyordu. Yırtık yerinden içine baktı, kitapları gördü.
Kumru bir an annesiyle göz göze geldi ve Anne, şimdi açma! diye bağırdı...
Bahriye açmaya niyetliydi.
'Kumru... dedi.
'Sen uzak dur kızım'
* * *

6 Ekim 1990 günü evine gönderilen bombalı paketle hayata veda eden Doç. Dr. Bahriye Üçok'un fırtınalarla dolu yaşamı...
Trabzon ve Ordu'da geçen ilk çocukluk günleri...
Gençlik yıllarında aldığı opera eğitimi...
Babasıyla yıllar sonra yaşadığı hüzünlü buluşma...
İlahiyat Fakültesi'nde cübbe giyen ilk kadın akademisyen...
Atatürk devrimlerinin, İslam'la çelişmediğini ispata adanmış bir ömür...
Terör örgütlerinin hedefine otururken adım adım yaklaşan ölümün soğuk nefesi...

* * *
Türk aydınlanmasının öncülerinden Doç. Dr. Bahriye Üçok'un soluk soluğa geçen yaşamına tanık olmaya hazır mısınız?

Devamı

Format:Kitap
Barkod:9786059331388
Yayın Tarihi:2019-01-14
Yayın Dili:Türkçe
Baskı Sayısı:1.Baskı
Sayfa Sayısı:296
Kapak:Karton
Kağıt:2.Hamur
Boyut:135 X 210

Bahriye : Aydınlanma Yolunda Bir Ömür

“Makası, evin girişindeki konsolun ilk çekmecesinde buldu.
İpleri kesmeye çalıştı.
Paket zor açılıyordu. Yırtık yerinden içine baktı, kitapları gördü.
Kumru bir an annesiyle göz göze geldi ve “Anne, şimdi açma!” diye bağırdı…
Bahriye açmaya niyetliydi.
‘Kumru…’ dedi.
‘Sen uzak dur kızım’”

6 Ekim 1990 günü evine gönderilen bombalı paketle hayata veda eden Doç. Dr. Bahriye Üçok’un fırtınalarla dolu yaşamı...
Trabzon ve Ordu’da geçen ilk çocukluk günleri...
Gençlik yıllarında aldığı opera eğitimi...
Babasıyla yıllar sonra yaşadığı hüzünlü buluşma...
İlahiyat Fakültesi’nde cübbe giyen ilk kadın akademisyen...
Atatürk devrimlerinin, İslam’la  çelişmediğini ispata adanmış bir ömür...
Terör örgütlerinin hedefine otururken adım adım yaklaşan ölümün soğuk nefesi...
Türk aydınlanmasının öncülerinden Doç. Dr. Bahriye Üçok’un 
soluk soluğa geçen yaşamına  tanık olmaya hazır mısınız?

 

Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar

Aydınlanmanın öncüleri birer birer katlediliyordu... Kimi zaman bir gazeteci, kimi zaman bir akademisyen, kimi zaman bir siyasetçi…

1990 yılı, Prof. Dr. Muammer Aksoy’un laiklik ve antiemperyalizm mücadelesi sonucu öldürülmesiyle başlamıştı. Ardından gelen günlerde Çetin Emeç, Turan Dursun ve Bahriye Üçok’un katledilme haberleri geldi. Artık günler çok karanlıktı, kapkaranlık…

Bahriye Üçok, TRT’de katıldığı o son programdan beri çok tehdit alıyordu. Başörtüsü üzerine yaptığı açıklamalar radikal İslamcıları rahatsız etmiş, hedef haline gelmesine yol açmıştı. Gergindi, evhamlıydı... Ama inandıkları uğruna mücadeleden de vazgeçmiyordu.

Bahriye Üçok’un en büyük korkusu kızı Kumru’nun yalnız kalmasıydı. Aklı hep ondaydı. Eşi, yol arkadaşı, biricik aşkı, Coşkun Üçok’u kaybedeli iki yıl olmuştu. Onun yokluğuna alışamamış, üstüne bu tehditlerle sinirleri harap olmuştu…

TEHDİTLERİN ODAĞINDAYDI

1919 yılında Kurtuluş Savaşı ile aynı dönemde başlayan yaşamı, annesi Nadire Hanım ile Trabzon-Ordu arasında geçen zor çocukluğu, babası Hamit Bey tarafından bebekliğinde terk edilmiş olması, ömür boyu duyduğu baba özlemi, erken Cumhuriyet döneminde hem dindar hem Atatürkçü bir genç olarak yetişmesi, üniversite aşkı Prof. Dr. Coşkun Üçok’la evliliği, geçim derdi ile bir yandan doktora yaptığı diğer taraftan dikiş diktiği yıllar, yarıda bırakmak zorunda kaldığı opera eğitimi, canı, cananı biricik kızı Kumru ve nihayet tüm hayatına yayılan mücadelesi; Atatürk devrimlerinin İslamla çelişmediğini anlatmaya adanmış bir ömür…

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin ilk kadın öğretim üyesi olan Bahriye Üçok’un hayat akışı, TRT Ankara Radyosu’nda yaptığı konuşmalardan dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın etkilenmesi ve görüşmek istemesiyle değişecek ve artık mücadelesini senatör olarak Meclis’te sürdürecekti.

Ardından gelen yıllarda Halkçı Parti saflarında Ordu milletvekili olarak bir kez daha Meclis’e girecek, CHP ve SHP’de siyasi yaşamını devam ettirecekti. Tüm bu süre zarfında Atatürk devrimlerinin İslamla çelişmediğini köy köy, bucak bucak anlatacak, gazetelerde yazılar yazacak, konferanslar vererek tüm yurtta aydınlanmanın öncüsü olacaktı. Bu uzun ve meşakkatli yolculuk boyunca karanlık odakların hedefinde olduğundan haberdardı.

İlahiyat’ta hoca olduğundan beri tehditler alıyordu. Ama 1980’lerin sonuna doğru baskılar çok artmış, ölümün soğuk nefesini yakınında hisseder olmuştu.

ÜRKÜTÜCÜ DÖNÜŞÜM

Kaygıları haksız değildi... 6 Ekim Cumartesi günü, Ankara Köroğlu’ndaki evlerinde biricik kızı Kumru’nun elleriyle getireceği içinde kitap olan bir kargo paketinin patlaması sonucu hayatı sona erecekti.

Öldürüleceğini hisseden Bahriye Hoca’nın son sözleri “Kumru, sen uzak dur kızım...” olmuştu. Yaşamdan haince koparılışının üzerinden 30 yıl geçti... Kızı Kumru Üçok’un acısı hiç dinmedi. Güçlü bir kadındı, öyle olması da gerekiyordu. Metanetini hiç kaybetmedi, mücadele azmini de... Bahriye Üçok’un yeterince hatırlanmaması, gençler tarafından tanınmaması en büyük üzüntüsü, hatta sitemiydi.

Evet, onları yeterince anlayamadık. Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Turan Dursun, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bedrettin Cömert, Cavit Orhan Tütengil, Necip Hablemitoğlu ve birçok değerli aydınımız... Gerçek bir aydın sorumluluğu ile Atatürk devrimlerini, Cumhuriyet devrimini ve aydınlanmayı savundular. Bedelini canlarıyla ödediler. Ardından gelen yıllarda sesimiz gitgide cılızlaştı, laiklik adeta sakıncalı bir kavram haline dönüştü. Din ve devlet ilişkisini sorgulamanın mümkün olmadığı bir siyasal iklime girildi.

AYDINLARI DOĞRULAYAN SÜREÇ

Halbuki içinde bulunduğumuz coğrafyadaki etnik ve mezhep kökenli tüm çatışmalar aydınlarımızın ne kadar haklı olduğunu doğruluyordu. Türkiye’yi komşu ülkelerden farklı kılan ise kurucu felsefesiydi. Bu öyle sağlam bir felsefeydi ki devrim şehidi Kubilay’dan bu yana altını oymak için uğraşan her çeşit karanlık zihniyete direnmiş, bedel ödedikçe çelikleşmiş, asla boyun eğmemişti. 

Aslında Cumhuriyet Halk Partisi’nin 1930’lu yıllardaki bir sloganı tüm bu mucizeyi özetliyor diyebiliriz: “Asrı yıla sığdırdık.” Avrupa’da yüzlerce yıldır süregelen aydınlanma mücadelesine biz Cumhuriyet devrimi ile bir anda kavuştuk. Değerini tam olarak bilememişliğimiz, uğruna yaşamını yitiren aydınlarımızı yeterince anlayamamışlığımız bundan olabilir…

Şimdi tozlu raflardan indirdiğimiz kitaplarında otuz yıl sonrasına ışık tuttuklarını görüyor, kendi eksikliğimizi sorguluyor, nerede hata yaptık diyoruz.

YAPILMASI GEREKENLER

Cumhuriyetimizin 100. yılına yaklaşırken Doç. Dr. Bahriye Üçok’un kitabında dediği gibi, Atatürk’ün izinde bir arpa boyu yol alabildik mi onu sorguluyoruz. Devrimin sürekli gelişim isteyen bir eylem olduğunu biliyor ama gerekeni yapmakta eksik kalıyoruz. Atatürk’ün “Benim yapmak istediklerimi tamamlayınız” sözü hafızamızdan silinmiyor, yine de tamamlamayı bırakın adım atmakta güçlük yaşıyoruz.

Kurucu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkânını temin etmiştir. Laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, ilerleme ve canlılığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış doğu kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamaz.”

Bu gerçekliği yeterince özümseyebildiğimiz, anlatabildiğimiz ve geliştirebildiğimiz yarınlar dileğiyle…

Doç. Dr. Bahriye Üçok’un vefatının 30. yıldönümünde, laik ve demokratik Türkiye uğruna yaşamını yitirmiş tüm aydınlarımızı saygı, sevgi ve özlemle anıyorum.

ELFİN TATAROĞLU
ÖĞRETİM GÖREVLİSİ, YAZAR


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Değişim - Dr. F. Gül TEKALPAN19 Haziran 2023

Değişende değişmeyen ve değişmeyende değişen - Coşkun ÖZDEMİR19 Haziran 2023

Okullara imam görevlendirilmesi - Mustafa GAZALCI19 Haziran 2023



Beşiktaş Belediyesi’nin düzenlediği imza ve söyleşi günleri başladı

Beşiktaş Belediyesi’nin yazar, düşünür ve gazetecilerle vatandaşları bir araya getirip düzenlediği imza ve söyleşi günlerinin ilki Beltaş Kitap Kafe’de gerçekleştirildi. Yazar ve araştırmacı Elfin Tataroğlu’nun konuk olduğu söyleşiye Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat da katıldı.

Beşiktaş’ta yazar, düşünür ve gazetecilerin okurlarla bir araya geldiği Kitap Kafe Söyleşileri sahilde bulunan Beltaş Kafe’de bugün başladı. Beşiktaş Belediyesi’nin düzenlediği söyleşi günlerinin ilkinde araştırmacı ve yazar Elfin Tataroğlu kitapseverlerle bir araya geldi.

Tataroğlu sözlerine Beşiktaş Belediyesi’nin sahilde vatandaşlara kazandırdığı Beltaş Kitap Kafe için Başkan Rıza Akpolat’a teşekkür ederek başladı. Beltaş Kitap Kafe’nin özellikle bu civarda yer alan üniversitelerdeki akademisyen ve öğrencilere önemli imkânlar sunduğunu belirterek, Beşiktaş Belediyesi’nin bu projeyle örnek bir sosyal belediyecilik anlayışına imza attığını vurguladı.

Açıklamalarında ‘Aydınlanma Yolunda Bir Ömür Bahriye’ adlı kitabının yazım sürecine değinen Tataroğlu; “1990’lı yıllarda faili meçhul cinayetlere kurban giden aydınlarımızın hayatını zaten araştırıyordum. Bahriye Üçok’u 6 Ekim 1990 günü kaybettik. 30 yıla yaklaşan bu süreçte Bahriye Üçok hakkında yazılmış bir eser yoktu. Bir araştırmacı olarak bu kitabı yazmaya karar verdim. Böylesi aydın bir insanın hayatının yazılmaması yeni kuşaklara haksızlık olurdu” ifadelerini kullandı.

Elfin Tataroğlu’nun ardından açıklamalarda bulunan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat; Beltaş Kitap Kafe projesinin zor şartlar altında hizmete girdiğini kaydederek, “Bugün bizim için özel bir gün. Beltaş Kitap Kafe Söyleşileri’nin ilk günü. Bu vesileyle bizi yalnız bırakmayan Elfin Tataroğlu’na teşekkürlerimizi sunuyoruz. Biz projelerimizi belirlerken katılımcı bir anlayışla belirledik. Burası da buradaki 6-7 mahallenin ortak talebiydi. Komşularımız şunu ifade ettiler, bizim Beşiktaş’ta eskiden denize girdiğimiz çay ve kahve içtiğimiz yerlerle bağlantımız kesildi ve bu yerler tekrar kamuya açılsın dediler. Biz de hızlıca İBB ile birlikte bir protokol gerçekleştirerek burayı bir sosyal tesis haline getirdik. İkinci olarak da tabi Beşiktaş tam bir öğrenci kenti. 9 tane üniversitemiz, yaklaşık 300 bin öğrencimiz var. Biz de öğrenci dostu belediye olmanın verdiği sorumluluğu değişik alanlarda yerine getirmeye çalışıyoruz. En önemli konulardan bir tanesi öğrencilerimizin ders çalışacakları, kitap okuyabilecekleri alanları yoktu. Bu kitap kafemizin bir kısmını da öğrencilerimiz faydalansın diye hayata geçirdik” dedi.

Başkan Akpolat, ‘Aydınlanma Yolunda Bir Ömür Bahriye’ kitabından da bahsederek, ‘’Tataroğlu’nun kitabı çok kıymetli. Cumhuriyet kurulduğundan beri bir demokrasi mücadelesi verilmekte. Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı ve daha ismini sayamayacağım birçok aydınımız bu ülkenin karanlıklardan aydınlığa çıkması için hayatlarıyla bedel ödemiş devrimcilerdir. Bizler de onların yolundan gitmeye çalışıyoruz.” İfadelerini kullandı.

Etkinliğin sonunda Başkan Akpolat, Tema Vakfı’na Elfin Tataroğlu adına dikilen fidan plaketini takdim etti.

nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede