Behzat Ç Yeni Sezon Emrenin Ablası

Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi dizisinde Zafer Algöz tarafından canlandırılan karakter.

50 yaşlarında, siyah gözlü beyaz saçlı, boyundadır. Sporu sever, genellikle de korumaları eşliğinde eşofmanla yürüyüş yaparken gizli görüşmelerini halleder.

Otoriter ve zeki biri gibi görünmesine rağmen, aslında arkasından dönen dolapları anlayamaz. Ayrıca Beşiktaşlıdır,

Memduh Başgan'a "her şeyin üstüne, çekelim bir sünger, ama son kez" tezahüratını yaparak Fenerli seyircinin tepkisini çekmiştir. Geçmişinde Kontrgerillanın önde gelen bir ismiydi, Emniyet teşkilatında da çok saygı duyulan biridir.

Behzat Ç.'nin gazeteci Ilgın'dan aldığı gizli belgeleri alarak karşılığında Berna'nın ölüm anını gösteren bir kayıt vermiştir ki o kaydın daha sonra sahte olduğu ortaya çıkar.

Selim'e kancayı atarak muhbir olarak Memduh'un emrine veren odur. Memduh Başgan ve Ercüment Çözer'in patronlarıdır, özellikle Ercüment'in cinayetlerini örtbas etmekten sıkıldığını da kendisine söyler. Sonunda Memduh Başgan tarafından öldürülür.

Ilgın Çetin[değiştir kaynağı değiştir]

Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi dizisinde Harun Tekin tarafından canlandırılan karakter. ()

Berna'nın eski sevgilisiydi, hapçıydı. İlk bölümde hapse girmiştir. Hapisten çıktıktan bir süre sonra Ercüment tarafından darp ettirilmiştir.

Rahmet Ç.[değiştir kaynağı değiştir]

Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi dizisinde Serdar Orçin tarafından canlandırılan karakter.

40 yaş civarında, kısa boylu, esmer, mavi gözlü, soğuk ve az konuşan biridir. Başarılı ve ünlü bir Adli Tıp uzman doktorudur. Otoriter babasından çekindiği kadar; kontrgerilla ve beka konusunda sapına kadar statükocu davranmasına da kızmaktadır.

Babasına hıncından başladığı ve hademe Muzo'nun da yardım ettiği, çocuklarına kötü davranan baba cinayetleri, giderek Savcı Esra cinayetinin sorumlularına yönelecektir.

Ağır ceza hakimi Hikmet Tufan'ın tek oğludur. Evlidir ve bir oğlu vardır. Mesleği gereğiyle Behzat ve ekibiyle, özellikle de Akbaba'yla yakından tanışırlar.

Final bölümünde Savcı Esra'nın ölümünde parmağı olduğu bilinen herkesi eski bir fabrikada yakalayıp Behzat'ın karşısına çıkarırlar. Bu kişiler arasında Behzat'ın annesi ve Barbaros'un babası Ağır Ceza Hakimi Hikmet Tufan'da vardır.

Vücuduna Muzo ile beraber bomba bağlar ve Muzo'ya bomba sahte olduğunu söyler ama bomba sahte değildir. Muzo Behzat tarafından vurulur. Ancak çelik yelek giydiği için yaralanmamıştır. Behzat ve annesi dışında herkes orada ölür.

Muzo kusmak için dışarı çıkar. Yanlışlıkla bombayı patlatır ve ölür. Barbaros ise babası Hikmet ile beraber kendini patlatır ve ölürler.

Gökhan Şenay[değiştir kaynağı değiştir]

Ceyda[değiştir kaynağı değiştir]

Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi dizisinde Berke Üzrek tarafından canlandırılan karakter.

Ziraat Mühendisliği okumuştur fakat iş bulamadığı için polisliğe geçiş yapar. Polis memuru olarak ilk görev günü, Behzat'tan dayak yiyerek başlar. Çevreye karşı duyarlıdır. Harun'un kız kardeşi Aslı ile sevgilidir. İlişkilerinin ilk 3 ayında gizlice birbirleriyle görüşmüşlerdir. Harun'un bu ilişkiyi keşfetmesi ile aralarında kısa süreli tatsızlıklar yaşanmıştır. Ekip kısaca kendisine "Cevo", "Cevcev" diye hitap eder. Harun ise ona ilk başlarda "Lahana Mühendisi" diye hitap etmiştir. Ekibe en son katılan kişi olduğu halde kendini zamanla Selim'den daha çok kabul ettirmiştir. Fakat Selim gidince tekrar zayıf halka konumuna düşmüştür. Selim'le iyi anlaşmaktadır.

Harun ve Meliha'nın düğün gününe yakın zamanda Eda ve Selim ayrılır. Harun düğününe gelen Eda'nın parmağında yüzük görmeyince Cevdet'e "Eda ve Selim ayrıldı mı?" diye sorar. Harun cevap vermesi için Cevdet'i Aslı ile tehdit eder. Cevdet Eda ve Selim'in ayrıldığını Harun'a söyler. Bunun üzerine Harun düğünden kaçar ve ortalık karışır.

Kesik Parmak Cinayetleri ile ilgili kendisine bırakılan CD'deki işkence görüntüleri nedeniyle kendisinin cinayetler ile alakalı olduğunu düşünür. Korkuya kapılan Cevdet, bir müddet Akbaba ve Hayalet'in evinde kalmaya başlar ve onlarla ilişkilerini kısa sürede iyileştirir. Fakat Harun'a göre hâlâ antipatik bir duruş sergilemektedir. bölümde vurularak yaralanmış ve tüm alakayı üzerine toplamıştır.

Behzat ile Esra evlendikten sonra ise Eda ve Harun'un çıkmaya başlamıştır. Eda başta herkese söylemek istemez. Sadece Cevdet'e söylerler. Cevdet'te bunu Selim'e söyler. Harun'un Eda ile sevgili olduğunu Cevdet'ten öğrenir. Cevdet'e "umurumda değil unuttum ben Eda'yı" dese de bu olaya çok öfkelenir. Memduh Başgan'dan Harun'a zarar vermesini ister. Memduh da Selim'in istediğini yapar ve Selim, Memduh Başgan'ın adamlarıyla beraber Harun'u dövmüştür. Selim, Harun'u dövdüğünü Cevdet ile konuşurken ağzından kaçırır. Cevdet de bunu Harun'a söyler. Harun, Selim tarafından pusuya düşürülüp dayak yemeden önce Eda ile sevgili olduğunu Hayalet ve Akbaba'ya anlatır. Harun bunu ilk önce Cevdet'e söylediği için Hayalet ve Akbaba Harun'a tavır yapar

Cevdet, Behzat'ın isteği üzerine geçmişteki katili araştırmaya başlar. Daha sonra Cevdet'e Aziz Başkomiser de yardım etmeye başlamıştır. Cevdet araştırma yaparak şüphelileri iki kişiye indirmiştir. Bu şüpheliler Akbaba ve Nazlı'dır. Günümüzdeki kesik parmak cinayetlerinin katili Suna, yakalanacağını anlayınca intihar eder. Suna intihar etmeden önce Cevdet, Hayalet'e geçmişteki cinayetlerin şüphelilerinin Akbaba ve Nazlı olduğunu söyler. Sonrasında Akbaba, Cevdet ve Aziz Başkomiser tarafından bütün şüpheleri üstüne çeker fakat katilin aslında Nazlı olduğunu itiraf eder.

Cevdet, Behzat'ın Esra ile evlenmesinden sonra Aslı'ya evlenme teklifi etmiştir. Cevdet'in anne ve babası Aslı'yı istemek için Ankara'ya gelmişlerdir. Sonrasında Harun ve Eda aynı evde yaşamaya başlamış ve komşu olmuşlardır. bölümde Aslı'nın eski erkek arkadaşı Umut'u başından vurarak öldürmüş ve psikolojisi bozulmuştur. Daha sonrasında Umut'un, aslında kendini öldürtmek için bu olayları tasarladığı açığa çıkar. Bozulan psikolojisinin etkisiyle saçlarını makineyle üçe vurdurmuştur.

Tahsin Yılmaz[değiştir kaynağı değiştir]

Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi dizisinde Birol Tezcan tarafından canlandırılan karakterdir. (96)

Savcı Esra'nın katili. Bahri tarafından öldürülmüştür.

Muzaffer[değiştir

Emre Karayel Kimdir? Nereli – Boyu – Yaşı – Dizileri – Ailesi

Emre Karayel, 18 Ekim tarihinde Adana’da doğmuştur. Türk dizi, sinema, tiyatro oyuncusu ve sunucu.

Adı: Emre Karayel
Doğum Tarihi: 18 Ekim
Doğum Yeri: Adana
Boyu:  m.
Kilosu: 75 kilo
Burcu: Terazi
Göz Rengi: Kahverengi
Saç Rengi: Siyah
Annesi: Türkan Onat
Eşi: Gizem Demirci
Kardeşleri: Murat Karayel
Instagram:webgrid.co.uk
Evcil Hayvanları: Köpeği var.

Ailesi: Adana Osmaniye Kadirli’de doğdu. Babası çiftçi, bir abisi var. yılında iç mimar Gizem Demirci ile evlendi. “Adanalıyız, daha doğrusu Kadirlili. Babam çiftçi sabah kalk, babayla tarlaya git. Pamuk toplansın, karpuz toplansın. Kırılsın yensin. İlkokulu bitirir bitirmez, Ankara Atatürk Lisesi’ne yatılı gittim. Geleceğime yön veren, sağ olsun, kapağı benden önce Ankara’ya atan ve ilk içinde Tıp Fakültesi’ne girmeyi başaran abimdi. Baba tarafım hala Adana’da. Çeşme-Dalyan bölgesinde de, annemi herkes tanır, benden daha meşhur. Ona ‘Emre Karayel’in annesi’ demezler, bana ‘Türkan Onat’ın oğlu’ derler.

Çocukluk yılları: Çocukluğu Adana’da doğada geçti. Çocukken oyuncu olma hayali yoktu. “Doğduğum topraklar benim yapımı, gelişimimi, dünyaya olan bakış açımı elbette çok etkiledi. Çukurova çok verimli topraklar. Küçük bir ilçede, sokak ve aile ortamında, yaylalarda büyüdüm. Tüm bunların bana çok katkısı olduğunu düşünüyorum. Hala Adana’yı çok severim. Her fırsatta giderim. Ben çocukken sadece TRT vardı. Oyuncak bulmak zordu. Televizyon yayını sadece belli saatlerdeydi. Babam akşamları bize hikâyeler anlatırdı. Evde de eski bir ayna vardı gündüzleri kendimi o ayna karşısında bulur, babamın akşam anlattığı hikâyeleri canlandırmaya çalışırdım. Benim oyunculuğum çocuklukta ayna karşısında başladı. Lise hayatım, çok başarılı geçmedi. Gezen tozan, serseri bir adamdım. Kafamda oyunculuğa dair bir şey de yoktu. İktisada başladıktan sonra, biraz para kazanabilmek umuduyla dublaj sınavına girdim, beceremedim. Oradan tiyatro ve dublaj kursuna çağırdılar. ‘Gideyim bari’, diye gittim. Minicik bir gösteri için sahneye çıktım. Aa bir de ne göreyim, deli gibi alkışlıyorlar. Kendimi bir iyi hissettim, bir iyi hissettim. Tamamdır, dedim; benim yerim sahne. Onun üzerine Bilkent’e girdim, tiyatro okudum.”

Eğitim hayatı: Ankara Atatürk Anadolu Lisesi’nin ardından Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü’ne girdi ancak okulu bitirmeden Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nde okumaya karar verdi ve oradan mezun oldu.

Oyunculuğa ilk adım: Televizyon macerasına, yılında ‘Ablam Böyle İstedi’ dizisiyle başladı.

Hangi proje ile parladı? ‘Bir İstanbul Masalı’ dizisinde canlandırdığı ‘Zekeriya’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.

Kariyerinin dönüm noktası: Oyunculuk kariyerine, okul olarak gördüğü  TRT’de başladı. ‘Bir Kadın Bir Erkek’ dizisi kariyerinin dönüm noktası oldu. “TRT başlı başına bir okuldu aslında. O yıllarda TRT’de dizide çalıştım, program sunuculuğu yaptım, çocuk programlarında profesyonel kukla oynattım. Profesyonel olarak kukla oynatmak gibi bir yönüm de var ama artık vakit dar olduğu için yapamıyorum tabii. O nedenle TRT okuldu, o dönemdeki TRT çalışanlarının bana katkısı büyüktür. Bugün hala televizyonda sunuculuk yapabiliyorsam bunu o yıllara ve TRT’ye borçluyum. Başlangıcımın o yıllardaki TRT olması benim için çok kıymetlidir. ‘Bir Kadın Bir Erkek’ dizisi benim için dönüm noktasıdır, projede Demet Evgar ve beni bulmaları bir araya getirmeleri iki yıl kadar sürdü ama buna değdi. Dizinin yapımcısı Müge Turalı hem bizim hayatımızı değiştirdi, hem de bize çok iyi bir yapımda çalışma imkânı sağladı. Ben senaryoyu ilk okuduğumda bu adam benim demiştim zaten. Çok sevdim bir kadın, bir erkek projesini. Demet Evgar da bana çok iyi bir partner oldu. Türkiye’nin en yetenekli kadın oyuncularından biri olduğunu her zaman söylüyorum. Hayatım ondan öncesi ve sonrası olarak ikiye ayılıyor. Çok sevilen bir iş yapmak güzel bir şey. Zaman zaman bizden olmadığını hissettiğimiz bir işin insanları içine alması büyük keyif. Hayatımın en özel işi.”

Kişilik özellikleri: Eğlenceli, esprili, hayatı doyasıya yaşamayı seviyor. “Çabuk sinirlenirim. Agresifim. O yüzden çok çabuk kalp kırabiliyorum. Çalışanların, arkadaşlarımın sevdiklerimin kalbini kırabiliyorum. Sonra da pişman oluyorum.”

Düşünce yapısı: İnsan olabilmenin erdemine inanıyor. “Ben insan olmanın çok önemli bir erdem olduğunu düşünüyorum. İnsan olmadan insanı oynayamayacağımın farkındayım. Çevremdeki herkese elimden geldiğince iyi olmaya çalışıyorum. Elbette egomun yükseldiği anlar oluyordur ama bir şekilde bunu dengelemeye çalışıyorum.  Şöhret olmak için tek bir adım atmadım. Onu takip eden zehirli bir hayatım yok yani. Korkum olmazsa insan olmaktan çıkarım herhalde. Korku, diğeri sevgi olan en temel iki duygudan biridir. Ama hayatımın genelini kapladığını söyleyemem. Doz doz kullanıyorum korkuları, çünkü çoğu zaman itici bir güç olduğu da oluyor.”

Sette nasıl birisi? Komediyi çok seviyor. Komedi yapıp insanları güldürebilmekten haz duyuyor. “Bu çok güzel bir duygu ama ben komedi oyuncusu olduğumu kabul edemem. O yanlış bir şey olur. Ben oyuncuyum. Daha önce çok önemli drama dizilerde de rol adım. Gümüş, İstanbul Masalı, Psikopat dizileri en bilinenleridir. Sonuçta çok farklı rollerde oynadım. Özellikle ‘Bir Kadın Bir Erkek’  komedi olunca, çok da sevilince insanlar öyle görüyor. Sonuçta ben oyuncuyum, her rolü en iyi şekilde oynamak için çalışırım. Kuşkusuz iyi dramalar da seyirciyi içine alabilir ama komedi izleyici ile ilişki kurmakta daha sempatiktir. Çünkü eğlendiren yönleri ile seyircinin kendisini komedide bulması, komediyi sevmesi daha kolay olur.”

İlk sinema filmi: Fide Motan/ Fişgittin Bey

Aşka bakışı: “Aslında bir ilişkiyi tutturmak ve yürütmek çok zor. Bizim ülkemizde de artık boşanmalar ve ayrılıklar çoğaldı. Teknoloji çağındayız ve insanlar yalnızlığa itiliyor. Önlerindeki küçücük ekrandan dört beş tane tuşa basıp her şeye ulaşabiliyorlar. Geriye bir tek çocuk sahibi olmak ya da keyif için yapılan sevişmeler kalıyor. Dolayısıyla ilişkileri var edebilmek çok zor. Bu hepimiz için geçerli bir çıkmaz. Aşk bitmişse bitmiştir, ama çorabını koltuğun altına koymaktan da insan boşanmaz be kardeşim. Bir kere, her iki taraf da, bir önceki hayatlarına saygı gösterecek. Birbirlerinin hayatını sevmek zorunda değiller ama saygı duyacaklar. Hani bir kesişim kümesi vardır ya, o ortadaki kesişim alanı, onların alanı, daha da büyütebilirler, orada yaşayacaklar.”

İş hayatına bakışı: “Egosu olmayan sanatçı yoktur . Bence sadece egosunu yönetemeyen sanatçı vardır. Elbette benim de bir egom var. Yaptığım işin karşısında saygı görmeyi isterim. Ego bende buna yardımcı olur. Ünlü olmak için başlamadım bu işe ama bu işi yaparken ünlü olacağımı biliyordum. Başıma ne geleceğini bilerek yola çıktım. Bu işe başladığım ilk yıllarda bir süre sosyal fobi yaşadım. Hiçbir yere gidemez oldum. İnsanlar sürekli size bakıyor, merak ediyor. Bu durum bir süre sonra rahatsız edici olmaya başlıyor. Artık kimseyi görmemeye başlıyorsun. Göz artık seçmiyor. Biz oyuncuyuz mesleğimizin farklı dalları var. Sinema, tiyatro, televizyon dizileri, sunuculuk.  Herkes dizide oynar mı, sunuculuk yapar mı bunlar tercihe bağlıdır ama sonuçta bizler oyuncuyuz. Mesleğimizi idame ettirebileceğimiz her alanda çalışmak zorundayız diye düşünüyorum.”

Kariyer planı: “Yaptığı işler arasında ayrım yapmıyor. Her işinden keyif almaya, en iyisini yapmaya çalışıyor, her işine aynı özeni gösteriyor. “Elbette asıl mesleğim, ana sanat dalım tiyatrodur. Benim er meydanım sahnedir. Ben bu noktaya çok farklı tiplemeler oynayarak geldim. Benim işim oyunculuk, birileri bana bir şey yakıştırırsa onu engelleyebilme şansım yok. Ben hep şunu söylerim; başarıya giden net bir yol bilmiyorum ama başarısızlığa giden net bir yol biliyorum. O da herkesi memnun etmeye çalışmak. Beni bir dönem ‘Zekeriya’ olarak çağırdılar, sonra ‘Allah belanı versin Engin’ dediler, bir dönem ‘Ozi’ dediler. Ben ise çağrıldığım zaman sadece bakıyorum. Yapabileceğim bir şey yok. Benim panzehirim tiyatro. Zaten televizyon dizilerinde çok büyük performanslar sergilendiğini düşünmüyorum. Benim çok eskiden beri bir biyografi filminde oynama hayalim var doğrusu. Eski başbakan yardımcılarından, dışişleri bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun hayatını sinema filminde oynamayı çok istiyorum. 27 Mayıs darbesinden sonra dönemin Başbakan Adnan Menderes, Maliye Bakanı Hasan Polatkan ile birlikte idam edilmiştir. Sadece politik kimliği değil çok da etkileyici bir hayat yaşadığını düşünmekteyim. Emin Çolaşan’nın Fatin Rüştü Zorlu’nun sevgilisi ile yaptığı röportajlar sayesinde hayatının detaylarından haberim olmuş, beni çok etkilemiştir. Çok da güzel bir aşk hikâyesi yaşamışlardır.”

Gelecek Hayali: Geleceğe yönelik gerçekleştirmek istediği pek çok hayali var. “Bu işi yapmak isteyen ve kafası çalışan insanlara şans yaratmak gibi bir isteğim var. Çocuklara yönelik bir şeyler de yapmak istiyorum. Belki animasyon ya da eski Türk çocuk hikayelerini kullanarak bir proje hayata geçirebilirim. Ama tabii ki, beni zorlayacak, üstesinden gelebileceğim ve insanların hayranlık duyacağı bir şey yapmayı isterim. ‘My Left Foot’ta Daniel Day Lewis’in yaptığı gibi bir şey mesela. Deli ve aykırı bir şey! Bir çiftliğim olsun isterim mesela.  Atlar da şahane olur. Kendimi sadece oyunculukla tarif etmiyorum ki. Çiftçiliği seviyorum, Adana’yı seviyorum, çekinmeden gidebilirim.”

Kadında çekicilik kriteri: Güçlü kadınları çekici buluyor. “Kadın güçlü olmalı ama kadın olmalı.”

Hobisi: İngiliz atları var, bu işi hobi olarak görüyor. “İki atım var, ben işin hobi kısmındayım. Bunun kumar olduğunu söyleyenlere katılmıyorum. ‘At yarışı oynayayım’ diye girmedim bu işe. Atlarımı seviyorum. Set için sabahın 5’inde kaldıramazlar beni ama atlar için idmana giderim.”

Neye para harcar?Öğrencilikten kalma kira fobisi olduğu için yatırımını gayrimenkule yapıyor. “Ya kiramı ödeyemezsem?’ diye ev aldım yatırım için. Sonra belki onları satıp kendime başka bir ev alacağım. Para sıkıntısı eskiden çok yaşadım. İyi bilirim parasızlığın ne olduğunu. Allah’a şükür şimdi daha iyiyim.”

TELEVİZYON DİZİLERİ     

Son Yaz /  Fatih Doğanay

Söz Vermiştin / Nesim

Kocaman Ailem / Şinasi Koyuncular

Arkadaşlar İyidir / Tarık Hoca

/ 1 Erkek 1 Kadın 2 Çocuk / Ozan Karaman

/ Canım Ailem / Zeki

/   1 Kadın 1 Erkek  / Ozan Karaman

Mahser: Nubocco’nun Zehri / Gökhan

Kurtlar Vadisi Pusu / Zafer Sasonlu

Tutsak / Serhat

Acemi Cadı

Körfez Ateşi

Kırık Kalpler Durağı/ Hakan

/ Gümüş / Engin

Sayın Bakanım / Memduh

Bir İstanbul Masalı / Zekeriya

  Ablam Böyle İstedi / Murat

  Kuzenlerim / Metin

Bizim Evin Halleri

Saksıdaki Ağaç/ Şenol

Ablam Böyle İstedi

SİNEMA FİLMLERİ

Düğüm Salonu

El Değmemiş Aşk / Zafer

  Erkek Tarafı Testosteron/ Kamber

Aşkın İkinci Yarısı/ Armen

Başka Dilde Aşk/ Aras

Usta

Zincirbozan / Perle

Polis/ Bekir

Fişgittin Bey

TİYATRO OYUNLARI

Oksimoron  – Robert Dubac – Tatbikat Sahnesi

Kredi- Jordi Galceran – Aysa Prodüksiyon

Antonius ile Kleopatra : William Shakespeare – Oyun Atölyesi

Testosteron- Andrzej Saramonowicz – Oyun Atölyesi

Jeanne D’Arc’ın Öteki Ölümü – Stefan Tsanev – Oyun Atölyesi

  Othello – William Shakespeare – Oyun Atölyesi

  Ghetto (oyun) –  Joshua Sobol – Ankara Devlet Tiyatrosu

Azizname – Aziz Nesin\Yücel Erten

SUNUCULUK YAPTIĞI YAPIMLAR

/ Çarkıfelek (Yarışma Programı)

Sesi Çok Güzel

Akıl Kârı

ÖDÜLLERİ

Afife Tiyatro Ödülleri/  Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Müzikal Ya Da Komedi Erkek Oyuncusu / Testosteron (Oyun Atölyesi)

ŞUNLAR DA HOŞUNUZA GİDEBİLİR

kaynağı değiştir]

Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi dizisinde Bülent Polat tarafından canlandırılmış karakterdir. (52)

Başarısız bir Roman Yazarıdır. Romanlarını cinayetlere uyarlar.

Abi[değiştir

nest...

1733 1734 1735 1736 1737