Biontech ikinci doz yan etkileri

Biontech Ikinci Doz Yan Etkileri

biontech ikinci doz yan etkileri

Biontech 2. doz yan etkileri neler?

İlk doz aşıda 40 milyon rakamı aşılmasına rağmen henüz aşılanmayan milyonlarca vatandaş bulunuyor. Aşı olmayanları bir bölümü Biontech aşısının yan etkileri nedeniyle endişe duyuyor. Bilim insanlarının açıkladığı raporlara göre Biontech aşısının yan etkileri 48 saat içerisinde sona eriyor.

Yayınlanma:

Biontech 2. doz yan etkileri neler?

Biontech aşısının yan etkileri, kişiden kişiye göre değişirken Biontech'a dair Dünya Sağlık Örgütü'nün yayımladığı verilere en büyük yan etkisi, eklem ağrısı ve kas ağrısı olarak gösteriliyor.

BİONTECH AŞISI YAN ETKİLERİ NELER?

Birçok ilaç yan etkilere neden olabilir. Bir yan etki, bir ilaca normal dozlarda alındığında istenmeyen bir tepkidir. Hafif veya şiddetli, geçici veya kalıcı olabilir.

Aşağıda listelenen yan etkiler, bu ilacı alan herkes tarafından görülmez. Yan etkilerden endişe ediyorsanız, bu ilacın risklerini ve faydalarını doktorunuzla görüşün.

Bu ilacı alan kişilerin en az %1'i aşağıdaki yan etkileri bildirmiştir. Bu yan etkilerin çoğu yönetilebilir ve birkaçı zamanla kendi kendine geçebilir.

Bu yan etkileri yaşarsanız ve bunlar ciddi veya rahatsız edici ise doktorunuza danışın.

ishal
eklem ağrısı
kas ağrısı
lenf düğümlerinin şişmesi
yorgunluk
ateş
titreme
baş ağrıları
mide bulantısı
enjeksiyon bölgesinde kızarıklık, şişme, hassasiyet veya ağrı
kusma

Yan etkilere karşı ne yapılmalı?

Aşıyı, yorgunluk veya baş ağrısı gibi olası yan etkilerle baş etmenin daha kolay olduğu bir zamana ayarlamayı hedefleyebilirsiniz. Örneğin sabah işe giderken sabah erkenden aşı yaptırmak pek mantıklı olmaz. Mümkünse, aşıyı izinli bir günde alabilirsiniz. Enjeksiyon bölgesinde ağrı hissederseniz, reçetesiz satılan ilaçlarla tedavi edebilirsiniz. Bu ilaçlar ayrıca ateş, baş ağrısı, kas veya eklem ağrısını hafifletmeye yardımcı olabilir. Çok rahatsız edici veya geçmeyen yan etkiler yaşarsanız, bir sağlık uzmanına başvurmalısınız. Şiddetli bir alerjik reaksiyon geliştirdiğinizi düşünüyorsanız, 'yi aramalı veya acil servise gitmelisiniz.

ALERJİSİ OLANLARIN AŞI YAPTIRMASI RİSKLİ Mİ?

Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Astım ve Alerji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Zeynep Ferhan Özşeker, alerji endişeleri yüzünden aşıdan vazgeçilmemesi gerektiğini belirterek, bu konuda şunları söyledi:

‘EN ETKİLİ YOL AŞIDIR'

senedir hayatımızı olumsuz yönde etkileyen ve pek çok insanın hayatını kaybetmesine neden olan Covid hastalığı ile mücadelede en etkili yol aşıdır. Alerjik reaksiyon riski nedeniyle pek çok kişi aşı yaptırmaya tereddüt ediyor. Ancak bu yüzden aşı olmaktan kaçınılmaması gerekiyor. Türkiye'de baştan beri uygulanan Sinovac ile son dönemde uygulama oranı artan BioNTech aşısı ile de anafilaksi reaksiyonları bildirildi. Ancak oranın çok düşük olduğu üstelik anafilaksi geçiren tüm kişilerin iyileştiği, ölüm ya da yoğun bakım yatışı gerekmediği görüldü.

DOKTORU BİLGİLENDİRMEK GEREKİR

Bazı kişilerde mRNA aşılarının içinde bulunan polietilen glikol ve polisorbat maddelerine karşı şiddetli alerji gelişebilir. Covid aşısının ilk dozu ile şiddetli alerjik reaksiyon geçirmiş olan kişilerin uzman doktor tarafından değerlendirilmesi gerekir. Çeşitli tipte ve içerikte Covid aşılarının geliştirilmesi, bu hastalar için alternatif aşı bulmakta rahatlatıcı oldu. Ancak anafilaksi riski taşıyan hastaların Covid aşılarını mümkünse hastane ortamında olmaları, aşı olmadan önce doktoru alerjileri ile ilgili bilgilendirmeleri gerekir. Covid'un yaratacağı ciddi hastalık ve ölüm riski göz önüne alındığında, acil önlemlerin alındığı ortamda yapılan aşıların hayati riski ve yan etkileri göz ardı edilebilecek kadar azdır. Bu aşıların yanı sıra, nonsteroid ağrı kesicilerin, betalaktam grubu antibiyotiklerin ve genel olarak her ilacın yatkın kişilerde anafilaksi yapma riski olduğu da akılda tutulmalıdır.

İŞTE YAN ETKİLERİ

Her iki aşıda da benzer yan etkiler var. Şu an BioNTech ile ilgili daha fazlaymış gibi yan etki görmemizin nedeni çok daha fazla BioNTech aşısı yapılıyor olması… Bir ilacı ne kadar fazla kullanırsak yan etki görme riskimiz de artar. Kümülatif olarak bakıldığında aslında her aşı için aynı yan etkiler söz konusudur. Aşıların hemen tamamı ağır hastalıktan, hastane yatışlarından ve ölümlerden koruduğu kesin ve net verilerle mevcuttur.

Ağrıbaş ağrısıBilimBioNTechCoviddoktorDünyahastanemRNAÖlümSağlıkSinovacTürkiyeuygulamaYouTube

Biontech yan etkileri: Biontech aşısı 2. doz yan etkileri nelerdir? Biontech yan etkileri kaç gün sürer?

Biontech aşısının yan etkileri nelerdir, koruma oranı kaç? sorusu araştırılıyor. Koronavirüse karşı geliştirilen Sinovac aşısı ile Biontech aşısı Türkiye'de uygulanmaya devam ediyor. Aşı randevusu almak isteyen vatandaşlar Sinovac ve Biontech aşıları arasından seçim yapabiliyor. İşte Biontech aşısı hakkında merak edilenler

BIONTECH AŞISI YAN ETKİLERİ

Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın vatandaşlara şu an iki aşıdan birini yaptırabileceklerine yönelik seçenek sunduğunu belirtti. Her iki aşı üzerine üniversitede yaptıkları klinik gözlemlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu:

"Klinik gözlemlerimize göre, eğer alerjik bünyeniz varsa mRNA aşısı yerine tercihiniz varsa alerjik bünyelerde daha az yan etki yapan inaktif aşı olan Sinovac aşısını yaptırabilirsiniz. Çünkü, çalışmalarda sadece BioNTech değil diğer mRNA aşılarının daha çok reaksiyon yaptığı gözlendi. Ayrıca, mRNA aşıları, inaktif aşılara göre daha güçlü bağışıklık yanıtı yapıyor, immün sistem üzerine uyarıcı etkisi daha fazla olduğu için. Dolayısıyla, bağışıklık yanıtı zayıf olabilecek bünyeye sahip olanlar, mRNA aşısını tercih edebilir. Bunlar kim dersek, obezitesi bulunanlar, böbrek yetmezliği, şeker hastalığı olanlar, kanser tedavisi görenler veya çeşitli hastalıkları nedeniyle bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullananlar, eğer seçenekleri varsa mRNA aşısı olan BioNTech aşısını tercih edebilirler. Ancak yine onlarda da inaktif aşısının çalıştığını, işe yaradığını söylememiz lazım. mRNA aşıları tek dozdan bir hafta sonrasından itibaren bağışıklık oluşturmaya başlıyor, inaktif aşılar ise ancak ikinci dozdan 15 gün sonra belirgin bağışıklık oluşturuyor."

Balık, kanser tedavi tamamlanmış olanların tedavileri bittiğinden bağışıklık sistemlerinin toparlanmış olacağını belirterek, "Dolayısıyla bu kişiler için iki aşı arasında bir farklılık görülmez." dedi.

Prof. Dr. Balık, "İleri yaştaki kişilerde de mRNA aşıları, daha etkin görülüyor ama onlarda bazı yan etki ihtimali daha fazla oluyor." diye konuştu.

İki aşıyı yan etkileri açısından değerlendiren Balık, şunları söyledi:

"BioNTech aşısı, yan etki olarak daha fazla kendini gösteriyor. Bunlar, aşı yerinde ağrı, şişlik, ateş, vücut kırgınlığı gibi belirtiler BioNTech aşısında daha fazla görülüyor ama bunların hiçbiri risk oluşturmuyor, kişiyi ağır hastalık geçirme ve ölüm riskinden koruyor. İnaktif olan Sinovac aşısında ise bu tip yan etkiler ya olmuyor ya daha az gözüküyor."

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ümit Savaşçı, aşıdan sonra oluşacak yan etkilere ilişkin DHA'ya değerlendirmede bulundu. Savaşçı, "Ben koronavirüs aşısı yaptırdım; bu Sinovac, BioNTech, Sputnik V de olabilir. Aşı yaptırdıktan sonra o gece akşamında hafif bir kol ağrısı, baş ağrısı, halsizlik, özellikle BioNTech aşısından sonra biraz daha yoğun kas, eklem ağrıları, bulantı halsizlik biraz fazla olmakta. Bazı kişilerde ilk dozdan sonra, bazılarında da genel olarak ikinci dozdan sonra biraz daha ağır belirtiler olabilir. Özellikle BioNTech aşısında mRNA aşısı olduğu için vücudun daha fazla antikor oluşturma çabası ile ne yazık ki yan etkiler biraz daha fazla görülüyor. Dolayısıyla kişi yan etkileri bilsin; ama bunun dışında özellikle 38 derecenin üstünde ateş, şiddetli boğaz ağrısı, öksürük, baş ağrısı geçmiyorsa, koku, tat kaybı, ishal geliştiyse, eklem ağrıları 2 güne rağmen geçmemişse bu kişi koronavirüs de kapmış olabilir. Çünkü bu kişiler aşı yaptırmak için sağlık ocaklarına, sağlık kuruluşlarına gidiyorlar, yoğun bir ortama giriyorlar. Burada ya da iş ortamında virüsü kapmış olabilirler. Aşının yan etkilerini iyi irdelemek lazım. Her aşı yan etkisi virüs olmayabilir; ama sorgulamak lazım" diye konuştu.

BİONTECH AŞISI YAN ETKİLERİNE KARŞI NE YAPILMALI?

Aşı sonrasında sık olarak karşılaşılabilecek durumlar ve bu hafif durumlara yönelik destekleyici yaklaşımlar şunlardır:

Aşı uygulanan bölgede ağrı/şişlik/kızarıklık
Aşı uygulanan kolunuza yüksekte olacak şekilde pozisyon veriniz. Soğuk uygulama yapınız. (Örnek: Soğuk suyla ıslatılmış bir havlunun aşı yapılan bölgeye uygulanması vb. Bu sırada cilde doğrudan buz temas ettirilmesinden kaçınılmalıdır.)
Parasetamol içeren ağrı kesiciler kullanılabilir.

Yorgunluk
İstirahat ediniz, yeterli sıvı aldığınızdan emin olunuz.

Hafif ateş, titreme
İstirahat ediniz, yeterli sıvı aldığınızdan emin olunuz, parasetamol içeren ağrı kesiciler kullanabilirsiniz.

Baş ağrısı
Parasetamol içeren ağrı kesiciler kullanabilirsiniz.

Kas/eklem ağrısı
İstirahat ediniz, yeterli sıvı aldığınızdan emin olunuz, parasetamol içeren ağrı kesiciler kullanabilirsiniz.

Kusma, ishal
Bol sıvı takviyesi yapabilirsiniz, beslenmenizi ishal diyetine uygun olarak düzenleyebilirsiniz. Ağızdan sıvı ve gıda alınamayacak kadar kusma olması durumunda sıvı kaybı olabileceğinden sağlık kuruluşuna başvurunuz.

COVID aşısı uygulamasından sonra bunların dışında aşıyla ilişkili olabileceği düşünülen bir rahatsızlık hissedilmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

'YAN ETKİLER 2 GÜNDEN FAZLA UZARSA TEST YAPTIRILMALI'

Doç .Dr. Savaşçı, aşıya bağlı koronavirüs kapmanın mümkün olmadığını belirterek, "Ne yazık ki bizim sahada gördüğümüz belirtiler aşı yaptırdıktan gün sonra koronavirüs belirtileri gösterip testi pozitif çıkan vatandaşlarımız mevcut. Dolayısıyla kendi şikayetlerini iyi gözlemlemeleri gerekiyor. Şunun altını özellikle çizeyim; bu aşılar hiçbir şekilde canlı aşı olmadığı için aşıya bağlı koronavirüs kapma, hasta olma ihtimali yok. 'Ben aşı yaptırdım koronavirüs mü oldum' diye asla düşünmesinler. BioNTech aşısında biraz daha fazla yan etki görülüyor; ama kişi 2 gün üzerinde şikayetleri giderek artıyorsa ateş, halsizlik, eklem ağrıları daha belirgin oluyorsa koku, tat kaybı, sırt, göğüs ağrısı, ishal herhangi birisi bu tabloya ekleniyorsa o zaman mutlaka PCR testi yaptırması gerekiyor" ifadesini kullandı.

BİONTECH AŞISI YÜZDE KAÇ ETKİLİ?

ABD'li ilaç fırması Pfizer ile BioNTech'in aşısının üçüncü aşama klinik denemelerinin sonuçlarında yüzde 95 oranında koruma sağlandığını duyurdu.

65 YAŞ ÜSTÜ YETİŞLKİNLERDE ETKİNLİK YÜZDE 94

Dünya koronavirüs salgını ile mücadele ederken, bir yandan da aşı çalışmaları sürüyor. ABD'li ilaç firması Pfizer, yaptığı açıklamada, Covid aşısının son aşamasının nihai sonuçlarının %95 etkili olduğunu gösterdiğini ve gerekli iki aylık güvenlik verilerine sahip olduklarını açıkladı.Pfizer tarafından yapılan açıklamada, Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından aşıya birkaç gün içinde acil kullanım onayı vereceği belirtildi.

İlaç üreticisi, Alman ortağı BioNTech ile geliştirilen aşının etkinliğinin yaş ve diğer veriler arasında tutarlı olduğunu ve önemli yan etkilerin olmadığını belirtti. Pfizer bu durumun aşılamanın dünya çapında yaygın olarak uygulanabileceğinin bir işareti olduğunu söyledi. Virüsten özellikle risk altında olan 65 yaş üstü yetişkinlerde etkililik % 94'ün üzerinde olduğu ifade edilmişti. Öte yandan, açıklamada aşının yan etkilerin çoğunlukla hafif ila orta derecede olduğunu ve hızla ortadan kalktığını söylendi. Aşılananların % 2'sinden fazlasını etkileyen tek ciddi yan etki, ikinci dozdan sonra alıcıların %3,7'sini etkileyen yorgunluk olduğu belirtildi.

İkinci doz sonrası yan etki neden daha fazla?

BioNTech veya Moderna aşılarını yaptıranların özellikle ikinci doz aşıdan sonra sıklıkla yorgunluk, baş ağrısı, titreme, mide bulantısı veya kas ağrısı gibi şikayetlerde bulundukları biliniyor. ABD'de yapılan yeni bir araştırmada da BioNTech'le birlikte diğer mRNA aşılarında ikinci dozdan sonra yan etkilerin daha yoğun hissedildiği belirlendi.

ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından yapılan araştırmaya göre ikinci doz aşıdan sonra yaş aralığındaki kişilerin yüzde 15'inde yüksek ateş tespit edildi. Birinci aşıdan sonra ateşlenenlerin oranı ise yüzde 4 olarak ölçüldü. Titreme şeklinde görülen yan etki de araştırmaya katılanlarda birinci dozdan sonra yüzde 14, ikinci dozdan sonra ise yüzde 35 oranında görüldü. İkinci doz aşıdan sonra yorgunluk hissini ise araştırmaya katılanların üçte ikisi yaşadı. Yine ikinci dozdan sonra baş ağrısından şikayetçi olanların sayısı da belirgin bir şekilde arttı.

Peki neden ikinci dozdan sonra yan etkiler artıyor?

İmmünolog ve Alman İmmünoloji Derneği Genel Sekreteri Carsten Watzl da Hamburger Morgenpost'a yaptığı değerlendirmede, ilk aşılamada doğuştan kazanılan bağışıklık sisteminin aşıdaki virüs RNA'sına tepki verdiğini, bunun sonucunda da vücudun titreme, yüksek ateş gibi yan etkilere neden olabilecek haberci maddeler gönderip iltihaplanmaya tepki gösterdiğini söyledi. Uzman ikinci aşılamada ise ilk aşıdan sonra vücutta oluşan adaptif (sonradan kazanılmış) bağışıklık sisteminin de ilaveten devreye girmesiyle vücudun daha güçlü tepki verdiğini kaydetti.

Koronaya karşı aşı olmak neden önemli?

AstraZeneca gibi vektör aşılarda ise bunun tersinin geçerli olduğunu belirten Carsten Watzl, bu tür aşılarda ilk dozda vücudun zararsız adenovirüslere daha güçlü tepki verdiğini kaydetti. Bu nedenle de bazı bilim insanları ciddi yan etkilerden kaçınmak için birinci ve ikinci aşılamalarda farklı aşıların kullanılmasının yararlı olacağını savunuyor.

BioNTech ve AstraZeneca aşıları nasıl üretiliyor?

Almanya merkezli biyoteknoloji şirketi BioNTech ve ABD'li Pfizer'in ortaklaşa ürettiği aşı, mRNA adlı yeni bir teknolojisiyle geliştirildi. mRNA aşıları insan vücudundaki hücrelerde, virüste yer alan proteine özgü proteinlerin üretilmesi sağlanıyor. Bağışıklık sistemi böylelikle virüsü tanıyor, antikor üretiyor, virüsle mücadele edebiliyor. Bu aşı, insan vücudundaki hücrelerde, virüse ait proteinlerin benzerlerinin üretilmesini sağlıyor. Böylelikle bağışıklık sistemi tepki olarak antikor üretiyor, virüsle mücadeleye geçiyor.

İngiltere merkezli AstraZeneca aşısı ise viral vektör yöntemiyle üretiliyor. Viral vektör aşılarla grip benzeri hastalık yapan bir virüsün (adenovirüs) genetik müdahale sonrası koronavirüs proteini ile desteklenerek insanda bağışıklık oluşturması amaçlanıyor. Koronavirüsün hücreye tutunduğu proteinler, zararsız hale getirilen grip virüsüyle vücuda enjekte ediliyor ve vücudun bağışıklık kazanması öngörülüyor.

DW/TY,HS

© Deutsche Welle Türkçe

Bize yazın

BBC News, Brezilya

covid aşısı

Kaynak, Getty Images

Covid salgınına karşı ilk aşı 8 Aralık 'de İngiltere'de yapıldığından bu yana dünya çapında 13 milyar doz aşı uygulandı. Aradan geçen bu iki yıl içinde aşılarla ilgili ne öğrendik? Veriler aşıların etkinliği hakkında neler ortaya koyuyor? Aşıların yan etkileri hakkında neler biliniyor?

Araştırmalar, Covid'e karşı onay verilmiş aşıların hastaneye yatışları ve ölümleri kontrol altına almakta birincil rol oynadığını gösteriyor. Bu aşılar olmasaydı, pandeminin doğurduğu sağlık krizinden etkilenen insan sayısı çok daha yüksek olurdu.

Kamu sağlık kurumları, aşıların yol açtığı ciddi yan etkilerin nadir olduğunu bildiriyor.

Aşıların pratikteki etkileri

Aşı dozları geniş kitlelere ulaşmaya başladığından beri, koronavirüs kaynaklı hastaneye yatış ve ölüm oranları dünya çapında önemli ölçüde düştü.

Omicron gibi daha bulaşıcı varyantların ortaya çıkmasına rağmen, aşılama sayesinde çoğu kişi enfekte olsa bile hastalığı ağır geçirmedi.

ABD merkezli Commonwealth Fund adlı vakıf, 13 Aralık'ta yayınladığı bir ankette, Yale Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu'ndaki bilim insanlarını çok önemli bir soruyu yanıtlamaya davet etti:

"Covid aşıları olmasaydı ne olurdu?"

Sonuçlar, sadece ABD'nin son iki yılda Covid nedeniyle 18,5 milyon hastaneye yatış  ve 3,2 milyon ek ölümle karşılaşmış olacağını gösteriyor.

Ayrıca aşılama sayesinde ABD fazladan enfeksiyon vakalarının tedavisi için gerekecek 1,15 milyon dolarlık tıbbi bakım maliyetinden de tasarruf sağlamış oldu.

Anket sonuçları değerlendirmesinde, "12 Aralık 'den bu yana ABD'de 82 milyon enfeksiyon, 4,8 milyon hastane yatışı  ve ölüm kayda geçti. Başka bir deyişle, aşılama olmasaydı ABD'de 1,5 kat daha fazla enfeksiyon, 3,8 kat daha fazla hastaneye yatış ve 4,1 kat daha fazla ölüm yaşanacaktı" diyor yazarlar.

Brezilya Bağışıklama Derneği (SBIM) Başkan Yardımcısı Dr. Isabella Ballalai, "Covid'e karşı aşılama, birçok insan için ölmek ve hayatta kalmak arasındaki farkı yarattı" diyor.

Brezilya virüsten en çok etkilenen ülkelerden biriydi ve aşıların nasıl işe yaradığına dair iyi bir örnek teşkil ediyor.

Ocak 'de ilk aşılar onaylandığında, Brezilya'da pandeminin en ağır dönemi yaşanıyordu.

Sağlık Bakanlığı'na göre, geçen yıl Mart sonu ile Nisan başı arasında Covid kaynaklı günlük ölüm ortalaması 'i aşarken, yeni enfeksiyonlar günde 'e ulaşmıştı.

Haftalar geçip aşılanan Brezilyalıların oranı arttıkça ölüm sayısı hızlı bir şekilde düşmeye başladı.

Bu sayılar Ocak 'de Omicron varyantıyla birlikte yeniden yükselmeye başladı. Ancak bu yeni dalganın zirvesinde günlük ölüm kaydedildi; bu, önceki zirvede kaydedilen rekorun üçte birinden daha azdı.

Aşıların yan etkileri neler?

Dr. Ballalai, "Zaman içinde doz sayısı arttıkça, aşıların güvenliğinden daha fazla emin oluyoruz" diyor.

Son iki yılda, ilaçlara onay veren kurumlar ve halk sağlığı kurumları, aşılama sonrası olası yan etkilerle ilgili her bir vakayı izlemek ve araştırmak için büyük çaba sarf etti. İngiltere Ulusal Sağlık Servisi (NHS) "ciddi yan etkilerin çok nadir görüldüğüne" dikkat çekiyor.

Aşı sonrası en yaygın rahatsızlıklar arasında şunlar sıralanıyor:

Sağlık kurumu, "bu yan etkilerin çoğunun hafif olduğunu ve bir haftadan kısa sürdüğünü" belirtiyor.

Peki ciddi yan etkiler oldu mu? Son rakamlar ne gösteriyor? Bu tür istatistiklerin en güncel kaydı ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) tarafından yayınlanıyor.

CDC'ye göre, şu ana kadar bilinen en ciddi yan etki vakalarının oransal sayıları şöyle:

CDC, "tedavi gören miyokardit veya perikardit hastalarının çoğunun ilaç ve dinlenme tedavisine iyi yanıt verdiğini ve kendilerini hızla daha iyi hissettiklerini" bildiriyor.

Rapor şu tespiti yapıyor:

"Çok sayıda çalışma ve güvenlik izleme sistemlerinden elde edilen verilerin incelenmesi aşıların güvenli olduğunu göstermeye devam ediyor".

Ölümler söz konusu olduğunda, ABD'deki kayıtlar, 7 Aralık tarihine kadar ülkede uygulanan milyon dozdan 'ünün (toplamın %0,'si) aşılamadan sonra tespit edildiğini gösteriyor (aşı bunun doğrudan nedeni olarak tanımlanmamış olsa da).

Tüm bu vakaların tıbbi kayıtların ve otopsilerin analizi yoluyla incelenmesi sonucunda Janssen aşısının kullanımıyla ilişkili sadece 9 ölüm tespit edilmiştir.

Dr. Ballalai hiçbir ilaç, aşı ya da prosedürün risksiz olmadığını vurguluyor.

"Tüm bu rakamlar, aşı etkinliğinin, nadir görülen sorunlardan çok daha ağır bastığını gösteriyor" diyor.

Sırada ne var?

Covid'a karşı ilk aşıların kullanıma sunulmasından iki yıl sonra, koronavirüs etkili bir şekilde kontrol altına alınana kadar hala birçok zorluk söz konusu.

Epidemiyolog André Ribas Freitas, "Küresel bakıldığında, bağışıklama konusunda çok geride olan ülkeler var" diyor.

Örneğin Haiti'de nüfusun sadece %2'sine ilk iki doz uygulanmış durumda. Cezayir (%15), Mali (%12), Kongo (%4) ve Yemen (%2) gibi ülkelerde de rakamlar çok düşük.

Freitas, "Bu çok büyük bir endişe kaynağı, çünkü yoğun viral bulaşmanın devam etmesi, daha bulaşıcı veya patojenik varyantların ortaya çıkması bakımından risk oluşturuyor" diye uyarıyor.

Giriş

FDA 11 Aralık &#;de, COVID&#;u önlemek için BioNTech (BNTb2) aşısına, 21 gün arayla 2 doz olacak şeklinde Acil Kullanım İzni verdi​1​. Bu yazıda BioNTech sonrası görülebilecek yan etkileri ve komplikasyonları yapılmış çalışmalar ışığında derledim. Sporadik olgu sunumlarından ziyade orjinal çalışmaları dikkate almaya çalıştım. İyi okumalar…

Her terapötik, iyileştirici, profilaktik ve önleyici ilaçlar gibi aşılar da güvenlik profilinin ve fayda/risk oranının sıkı bir şekilde izlenmesi için ön çalışmalara tabidir. Bu, sağlıklı deneklere uygulanan aşılar için daha da geçerlidir. mRNA aşı geliştirme ve üretim süreci, toksik kimyasallar veya hücre kültürü gerektirmez. Üretim süresi kısadır ve çok düşük mikroorganizma kontaminasyonu riski barındırır​2​.

BioNTech sonrası yan etkiler

BioNTech sonrası yan etkiler, enjeksiyon bölgesinde kısa süreli, hafif ila orta şiddette ağrı, kızarıklık şişlik ile karakterizedir​3​. Aşının yapıldığı kolda ilk 7 gün içinde ortaya çıkması beklenir. Vücudun geri kalanına ise yorgunluk, baş ağrısı, kas ağrısı, titreme, ateş, mide bulantısı görülebilir​4​

Reklam

Bugüne kadar mRNA aşıları güvenli bir aşı yöntemi olarak kabul edilmiştir. Çalışmalar, COVID mRNA aşısının uygulanmasından sonra en sık bildirilen sistemik etkilerin yorgunluk ve baş ağrısı olduğunu, ancak plasebo alan hastalarda da yorgunluk ve baş ağrısı varlığını göstermiştir​2​.

Alerjik reaksiyonlar

COVID mRNA aşılarına karşı anafilaksinin, büyük ölçüde alerji öyküsü olan bireylerde olmak üzere, milyon doz başına vaka oranında olduğu tahmin edilmektedir​2​. ABD’de 23 Aralık tarihine kadar yapılmış ilk doz BioNTech COVID aşısı sonrası (%0,2) yan etki gelişmiştir. Bunlar arasında, anafilaksi de dahil olmak üzere olası ciddi alerjik reaksiyon vakası raporlanmıştır. Hastalar incelendiğinde 7 tanesinde anafilaksi öyküsü, 17’sinde de belgelenmiş bir alerji veya alerjik reaksiyon öyküsü olmak üzere toplam 21 vaka anafilaksi olarak kabul edilmiştir (uygulanan milyon doz başına oran )​1​.

Reklam

Myokardit

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine göre, miyokardit/perikardit oranları, 12 ila 39 yaş arasındaki bireylerde milyon doz ikinci mRNA aşısı başına yaklaşık vakadır. Ancak, bildirimleri kabul eden Aşı Olumsuz Olay Raporlama Sistemi beyana dayalıdır. Güvenlik sinyali algılama ve hipotez oluşturma sistemidir. Bir aşının olumsuz olaya neden olup olmadığını kesinleştirmek için kullanılamaz​5​.

Vakalar için kesin etiyolojiler tanımlanamazken, aşının yapılmış olması ve diğer nedenlerin yokluğu arasındaki ilişki, aşının, muhtemelen bu nadir olayların tetikleyicisi olduğunu düşündürmektedir​6​. Tarihsel olarak, aşılama sonrası miyokardit, özellikle çiçek hastalığı, grip, hepatit B aşılarından sonra da nadir görülen bir advers olay olarak rapor edilmiştir​5​ . Bağışıklamalara verilen sistemik inflamatuar yanıtın miyokardiyal ve perikardiyal inflamasyona yol açabileceği varsayılmıştır. SARS-CoV-2 enfeksiyonu çok daha yüksek kardiyovasküler komplikasyon insidansı ile ilişkiliyken aşıya bağlı bu bulguların nadir olduğunu vurgulamak gerekir​6​.

Aşı Olumsuz Olay Raporlama Sistemi ve yılları arasındaki toplam olayın incelendiği verilerinin analizi sonucunda miyokardit ve perikardit vakasının bulunduğunu raporlamıştır. Geçmişte miyokardit ve perikardit ile beklenen güçlü korelasyon yalnızca çiçek aşısında ortaya çıkmıştır​7​. Başka bir çalışma, toplu aşılama ortamında, BioNTech’in, incelenen yan etkilerin çoğu için, yüksek bir risk ile ilişkili olmadığını göstermiştir. Aşı, kişi başına 1 ila 5 miyokardit riski ile ilişkilendirilmiştir. Potansiyel advers olay ve diğer birçok ciddi risk açısından düşünüldüğünde, aşıdan daha yüksek oranda SARS-CoV-2 enfeksiyonun kendisinde görüldüğü unutulmamalıdır​8​.

Reklam

Çoğu durumda, COVID aşısı ile ilişkili miyokardit geçicidir ve kendi kendini sınırlar; endomiyokardiyal biyopsi almak uygun olmamaktadır. Ayrıca, miyokarditin klinik etkisi, çeşitli etiyolojiler ve konağın tetikleyici ajana verdiği cevaba bağlı olarak öngörülemeyen fizyolojik tepkiler nedeniyle büyük ölçüde değişir. Yüksek kardiyak troponin, akut kardiyak hasarı gösterebilir. Ancak birçok miyokardit hastası asemptomatik ve subklinik olduğundan, miyokardit teşhisine özgü değildir. Ayrıca, miyokardit ve perikarditin özellikleri örtüşebilir ve genellikle miyoperikardit olarak ortaya çıkabilir​7​.

Aşıya bağlı miyokardit için herhangi bir spesifik tedavi verisi mevcut değildir. Steroidler, NSAID&#;lerden sonra bile hastanın semptomlarının devam ettiği ve troponin kaçağının olduğu durumlarda güçlü antiinflamatuar etkileri için kullanılır. Bununla birlikte, steroidler ve IVIG, immünomodülatör ve immünosupresif ajanlardır. Aşı tarafından tetiklenen SARS-CoV-2&#;ye karşı spesifik immün yanıtı azaltabilir. Bu nedenle steroid uygulama süresi semptomların ortadan kalkması ile sınırlandırılmalıdır. Yayınlanan ön veriler, tüm miyoperikardit vakalarının hafif olduğunu ve klinik olarak birkaç gün ila birkaç hafta içinde düzeldiğini göstermektedir. Sonuç olarak, SARS-CoV-2 enfeksiyonuna bağlı kardiyak komplikasyon riski, aşıyla ilişkili geçici miyokardiyal veya perikardiyal inflamasyonun minimal ve nadir risklerinden çok daha fazladır​7​.

Reklam

Nadir görülen kendi kendini sınırlayan miyokardit vakalarına rağmen, COVID aşısının fayda-risk değerlendirmesi tüm yaş ve cinsiyet grupları için fayda yönünde olumlu bir denge göstermektedir; bu nedenle, 12 yaş üstü herkese COVID aşısı önerilmektedir​5​.

Netleşmeyen sorular

Sonuç

Aşılar, COVID&#;un büyüyen pandemisini yavaşlatmak için mevcut en güçlü silahtır.

Her türlü komplikasyonları konusunda bazı eksik bilgilerimiz olsa da erken klinik veriler, mRNA aşılarının ortaya çıkan yeni varyantlara karşı bile etkili olduğu konusunda güven vericidir. COVID&#;a karşı mRNA aşıları, yüksek etkinlik ve kabul edilebilir güvenlik göstermektedir​2​. Mevcut COVID aşı adayları, ciddi veya yaşamı tehdit eden advers olaylarla doğrudan ilişkili değildir. COVID aşılarının ciddi advers olaylara neden olduğuna ilişkin kanıtlar yetersizdir; daha fazla veriye ihtiyaç vardır​9​.


Kaynaklar

  1. 1.

    Allergic Reactions Including Anaphylaxis After Receipt of the First Dose of Pfizer-BioNTech COVID Vaccine — United States, December 14–23, MMWR Morb Mortal Wkly Rep. Published online January 15, doi/webgrid.co.uk1

  2. 2.

    Vitiello A, Ferrara F. Brief review of the mRNA vaccines COVID Inflammopharmacol. Published online May 1, doi/s

  3. 3.

    Polack FP, Thomas SJ, Kitchin N, et al. Safety and Efficacy of the BNTb2 mRNA Covid Vaccine. N Engl J Med. Published online December 31, doi/nejmoa

  4. 4.

    Pfizer-BioNTech COVID Vaccine Overview and Safety. Centers for Disease Control & Prevention. Published September 21, Accessed October 12, webgrid.co.uk

  5. 5.

    Bozkurt B, Kamat I, Hotez PJ. Myocarditis With COVID mRNA Vaccines. Circulation. Published online August 10, doi/circulationaha

  6. 6.

    Vidula MK, Ambrose M, Glassberg H, et al. Myocarditis and Other Cardiovascular Complications of the mRNA-Based COVID Vaccines. Cureus. Published online June 10, doi/cureus

  7. 7.

    Das BB, Moskowitz WB, Taylor MB, Palmer A. Myocarditis and Pericarditis Following mRNA COVID Vaccination: What Do We Know So Far? Children. Published online July 18, doi/children

  8. 8.

    Barda N, Dagan N, Ben-Shlomo Y, et al. Safety of the BNTb2 mRNA Covid Vaccine in a Nationwide Setting. N Engl J Med. Published online September 16, doi/nejmoa

  9. 9.

    Fan Y-J, Chan K-H, Hung IF-N. Safety and Efficacy of COVID Vaccines: A Systematic Review and Meta-Analysis of Different Vaccines at Phase 3. Vaccines. Published online September 4, doi/vaccines

fazla oku

Dünya genelinde Kovid aşılama uygulamaları hız kazanırken hem koronavirüse hem de koronavirüs aşılarına dair yeni bilgiler gelmeye, yeni araştırmalar yapılmaya devam ediyor. Tabii bu durum, birçok soru işaretini ve en hararetli tartışmaları beraberinde getiriyor. Tartışmaların büyük kısmı da aşılar üzerinde yoğunlaşıyor.

Özellikle de Türkiye'de uygulanan mRNA aşısı, geliştirildiği günden beri çeşitli iddialara sahne oluyor. Alman biyoteknoloji firması BioNTech'in ABD'li ilaç devi Pfizer ortaklığında geliştirdiği aşı, hem yüzde 90'ın üzerindeki etki oranıyla hem de çeşit çeşit teorilerle birlikte anılıyor.

Ancak bunlar, Bill Gates'in aşı aracılığıyla insanların vücutlarına çip yerleştirdiğine yönelik uçuk teorilerden ibaret değil. Aslında güncel tartışmalar çok daha somut ve ciddi konulara odaklanmış durumda. Örneğin bazı yurttaşlar ve uzmanlar, aşının kalp kası iltihaplanmasına sebebiyet verip vermediğini sorguluyor veya acil kullanım onayının ne kadar güvenilir olduğuna yönelik tartışmalar yürütüyor. Bu esnada akıllarda söz konusu mRNA aşısının Faz 3 çalışmalarını tamamlayıp tamamlamadığı sorusu da var.

Biz de bu nedenle hızla değişen ve çeşitlenen aşı tartışmalarında güncel konulara değinmeye, bunu yaparken de tartışmaların taraflarının görüşlerine, Pfizer ve BioNTech'in ilgili açıklamalarına ve saygın sağlık kurumlarının bilgilendirmelerine yer vermeye çalıştık.

BioNTech, Faz 3 çalışmalarını bitirdi mi?

Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi'nin (FDA) acil kullanım izni verdiği Pfizer/BioNTech aşısının, Faz 3 deneylerinden gelen güvenlik ve etkinlik sonuçları, Aralık 'de hakemli tıp dergisi The New England Journal and Medicine'de yayımlanmıştı. Makalede açıklanan klinik deneylerde 43 binden fazla gönüllü katılımcı yer almıştı.

Ekran görüntüsü png


Ancak aşının Faz 3 denemelerinin tamamen bitip bitmediği, özellikle sosyal medyada tartışma konusu olmaya devam ediyor. Kimisi "Aşının güvenli olduğunu ancak bizim üzerimizde yaptıkları deneyler bitince öğrenecekler" iddiasında bulunurken, kimisi de aşının güvenliğinin son aşama deneylerle kanıtlandığını savunuyor.

Tartışmanın en önemli kaynaklarından biri, ABD Ulusal Tıp Kütüphanesi'nin Klinik Çalışma sayfasında yer alıyor. Sayfadaki bilgiler arasında aşının geliştirilme sürecinin planlanan aşamaları şöyle özetleniyor:

- Fiili Çalışma Başlangıç ​​Tarihi : 29 Nisan

- Tahmini Birincil Tamamlama Tarihi: 2 Kasım,

- Tahmini Çalışma Bitiş Tarihi: 2 Mayıs

Buradan hareketle bazı kişiler Faz 3 çalışmalarının aslında 'te tamamlanacağını söylüyor ve bu durum tartışma yaratıyor. Örneğin fitoterapi uzmanı Dr. Ümit Aktaş, "Uygulanan aşıların hiçbirinin Faz-3 çalışması tamamlanmadı. Sadece 2 ve 6 aylık ön raporları yayımlandı" diyor. Diğer uzmanlarsa Aktaş'a şiddetle karşı çıkıyor ve bu aşamayı tamamlamayan aşıların Dünya Sağlık Örgütü'nden (DSÖ) herhangi bir kullanım onayı alamayacağını söylüyor.

mRNA aşıları, ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) ve DSÖ başta olmak üzere birçok sağlık otorsitesinin acil kullanım iznini almıştı. Bu da aslında söz konusu kullanım izni için gerekli Faz 3 testlerinin tamamlandığı anlamına geliyor.

Zira FDA, acil kullanım izni için aşının üç klinik aşamada yürütülen gerekli testlerden geçmiş olmasını şart koşuyor. İnternet sitesinde yayımladığı açıklamada, "Kovid aşıları titizlikle test edildi mi?" sorusuna "Evet" yanıtını veren FDA, gerekli deneyleri şöyle vurguluyor:

Faz 3'te aşı, geniş demografik grupları (yani aşının kullanılması amaçlanan nüfus) içeren randomize, kontrollü çalışmalarda genellikle binlerce kişiye uygulanıyor ve etkinlik verileriyle önemli ek güvenlik verileri hakkında kritik bilgiler üretiliyor. Bu aşama, plasebo gibi bir kontrol alanlara kıyasla aşı alan kişilerde bağışıklık tepkisi hakkında ek bilgi sağlıyor.

FDA'in açıklamasından da görüldüğü üzere aşının etkinlik verileri, bu deneylerin tamamlanmasıyla belirleniyor. Pfizer/BioNTech aşısının yüzde 90'ın üzerindeki etkinlik oranı da Faz 3 çalışmasından elde edilen bilgilere göre belirlenmişti.

Aşının ortaklarından Pfizer, 18 Kasım 'de resmi internet sitesinde yayımladığı açıklamada "Aşının etkinliğini ve güvenliğini test ettiğimiz Faz 3 deneylerini sonuçlandırdık" ifadelerine yer vermişti.

Aşının ilk dozdan 28 gün sonra Kovid'a karşı yüzde 95 oranında koruma sağladığı belirtilen açıklamada "FDA'in Acil Kullanım İzni (EUA) için şart koştuğu güvenlik verilerine erişildi" ifadeleri yer almıştı.

Öyleyse devam eden çalışmalar hangileri?

Öte yandan iki firma, bu üç aşamalı klinik denemeleri açık tutmaya devam ediyor. Yani aşının kullanıma sunulabileceğini gösteren Faz 3 deneyleri tamamlansa da bu klinik denemelere dahil edilen diğer çalışmaların sürdüğü anlaşılıyor.

Aşıya acil kullanım onayı verilmesini sağlayan ve New England Journal and Medicine'de yayımlanan makalede de klinik deneyler kapsamındaki diğer çalışmaların devam ettiği belirtiliyor.

Makalenin ilgili bölümünde "Burada, aşının 16 yaş ve üzeri kişilerde Kovid'u önlemede etkili ve güvenli olup olmadığını değerlendiren küresel Faz 1/2/3 çalışmasının Faz 2/3 bölümünden güvenlik ve etkinlik bulgularını bildiriyoruz. Bu veri seti ve deneme sonuçları, acil kullanım izni başvurusu için temel oluşturmaktadır" ifadelerine yer veriliyor.

Buradaki Faz 2/3 ifadesi bazı sosyal medya kullanıcılarında "Faz 3'ün ikinci kısmı" gibi bir algı yaratmış durumda. Ancak aşının Faz 2 ve 3 aşamaları birlikte yürütüldüğü için bilimsel metinlerde Faz 2/3 diye anılıyor. Yani bu ifade aslında aşının hem Faz 2 hem de Faz 3 aşaması anlamına geliyor.

Makalede hangi çalışmaların devam ettiği sorusu da açıklığa kavuşturuluyor:

Aşı immünojenisitesi ve bağışıklamaya karşı immün yanıtın dayanıklılığı hakkındaki Faz 2/3 verilerinin toplanma süreci devam etmektedir ve bu veriler burada rapor edilmemiştir.

Özetle Faz 3 aşamasının acil onay için gerekli sonuçları makalede açıklanıyor. Son alıntıda bahsi geçen veriler ise bugün hala cevaplanamayan ve uzmanların henüz bilinmediğini zaten açıkça belirttiği bazı soruları açıklığa kavuşturacak.

O sorulardan biri de Kovid aşısının sağladığı korumanın ne kadar süreyle devam edeceği. Yani bu alıntıda bilim insanları, "İkinci doz aşıyı alan kişilerin, yaklaşık ay sonra üçüncü dozu da alması gerekecek mi?" sorusunu araştırmayı sürdüreceklerini de söylemiş oluyor.

Örneğin Pfizer'ın resmi internet sitesinde yayımlanan bir açıklamada, "Pfizer ve BioNTech, aşının üçüncü dozunu Faz 1/2/3 kapsamında değerlendiriyor" ifadeleri göze çarpıyor.

Pfizer ve BioNTech klinik deneyleri neden açık tutuyor?

Aşının 16 yaş altı çocuklarda kullanımına yönelik araştırmalar, ilk acil kullanım izninin çıkmasından sonra yapılmıştı. Zira sağlık yetkilileri, acil kullanım iznini verdikleri ilk anda, bu yaş grubunu uygulamaya dahil etmemişti.

jpg

BioNTech aşısının uygulandığı İsrail'de yetkililer 12 ila 15 yaşındaki gençleri de aşı olmaya teşvik ediyor (Reuters)


mRNA aşısının Faz 3 deneylerinden gelen sonuçların yayımlandığı o makalede "Aşı 16 yaş ve üzerinde etkilidir" deniyordu. Ancak sonrasındaki çalışmalardan gelen sonuçlar ışığında Avrupa İlaç Ajansı, aşının yaş grubu çocuklarda da kullanılabileceğini açıklayarak bu yaş aralığında uygulanmasına mart sonunda izin vermişti.

Ayrıca Pfizer ve BioNTech, yaş grubu çocuklarda kullanım izni için başvuruyu nisan sonunda, yani söz konusu makalenin yayımlanmasından sonra yapmıştı. ABD'nin yetkili sağlık kurumu FDA de mayıs başında acil kullanım iznini aşının bu yaş grubunda kullanılması için genişletmişti. 

Kısacası bu tür ileri çalışmalar mevcut kullanım izninin toplumun farklı kesimlerini içerecek şekilde genişletilmesini de sağlıyor. Bu prosedür sayesinde yetkililer pandemiye hem hızlı cevap vermiş hem de yüksek risk grubundakileri (yaşlıları) daha önce koruma altına almış oluyor.

Uzmanlara göre koronavirüsün kendisine dair hala bilinmeyen çok şey var. Gün geçtikçe hastalığın yeni etkileri ortaya çıkıyor ve bu nedenle aşıya yönelik çalışmaların sürdürülmesi de elzem.

Araştırmaların tümü 'te mi bitecek?

Independent Türkçe'ye konuşan, mikrobiyoloji uzmanı Dr. Tutku Taşkınoğlu'nun aktardığına göre, bilim insanları test edilecek tüm ilaçlar için çalışmaya başlamadan önce bir "Klinik Çalışma" sayfası tasarlıyor ve bunlar ABD Ulusal Tıp Kütüphanesi'nin internet sitesinde yayımlanıyor.

Yukarıda da bahsedildiği üzere, mRNA aşısının Klinik Çalışma sayfasında, araştırmaların sona ereceği tarihin olarak tasarlandığı görülüyor. Ancak bu şartlar, çalışmanın gidişatına göre değişebilir.

"Bu planlar iptal edilebilir, kanun değildir" diyen Taşkınoğlu, sözlerini şöyle sürdürüyor:

FDA kasım ayında 'Yeter ki bir an önce bana etkinliğini gösterin, 2 ay takip edin yeter' dedi ve acil kullanım izni verdi. Acil bir durum söz konusu olduğunda bu normal. Ama aynı zamanda ileriye dönük çalışmaların da devam etmesi gerekiyor. Bu nedenle acil kullanım onayı verildi ama takip edilmesi de söylendi.

İşte bu nedenle Pfizer'ın, acil kullanım onayı için başvuru yapılmadan önce, Faz 3 çalışmasının ilk ara analizinin sonuçlarını paylaştığı bir bilgilendirme yazısında, acil kullanım izni için gerekli verilerin gelmesinin ardından deney katılımcılarının iki yıl daha izleneceği belirtiliyor:

Ek olarak, uzun süreli koruma ve güvenlik açısından katılımcılar, ikinci dozdan sonra iki yıl daha izlenmeye devam edecektir.

ABD'nin Seattle kentinde bir biyoteknoloji şirketinde üst düzey yönetici olarak çalışan virolog Dr. Semih Tareen, bir Twitter paylaşımında, "Faz 3 aşılarının onayları için 'yeterli veri zorunluluğu' vardır. Kimi çalışmada bu 10 sene sürer kimisinde ise birkaç ay" ifadelerini kullanıyor. 

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kovid aşılarında acil kullanım izni için yeterli veriye 2 ayda ulaşıldığını aktaran Tareen, "Buna rağmen sponsorlar klinik deneyleri açık tutmaya karar verebilir. Bu, Faz 3'ün bitmediği anlamına gelmiyor" diye ekliyor.

Reuters haber ajansına göre bir aşıya yönelik araştırmalar, o aşı onay aldıktan sonra da devam edebilir ve bu standart bir uygulama olarak görülür.

Yanlış bilgiyle mücadele platformu Yalansavar'ın kurucusu ve ABD'deki Standford Çocuk Hastanesi'nde Klinik Bilgi İşlem Direktörü Işıl Arıcan da Twitter hesabından, "Kızamık, hepatit ve benzeri aşıları da yıllardır takip ediyoruz. Elbette bunu da edeceğiz" diye yazıyor.

Acil kullanım izni nedir, aşının güvenli olduğunu garanti eder mi?

Aşıların kullanıma girme sürecinde iki tip onay mevcut. Kovid aşılarının aldığı acil kullanım onayı bunlardan biri. Biyolojik lisans onayı diye bilinen ikincisi ise halk arasında ful veya tam onay diye biliniyor.

Aslında FDA, ABD'deki gıda ve ilaçların güvenliğini denetleyen yerel bir sağlık otoritesi. Zira aşı ve ilaçların kullanımı her ülkenin sağlık yetkilileri tarafından ayrı ayrı değerlendiriliyor. Örneğin Avrupa İlaç Ajansı (EMA) Avrupa ülkelerinde kullanılacak ürünleri yetkilendirirken, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu da Türkiye'deki medikal ürünlerden sorumlu.

Ancak dünya genelinde birçok ülkede kullanılan mRNA aşısının ortaklarından biri ABD'li ilaç devi Pfizer olduğu için FDA, aşı tartışmalarında bahsi en çok geçen kurumlardan biri haline geldi. Hatta bu kurumun acil kullanım izni, diğer ülkelerdeki sağlık yetkililerine öncülük etti ve FDA'in ardından diğer ülkeler de mRNA aşısına aynı türden onaylar verdi.

webgrid.co.uk

'da binlerce kişinin ölümüne yol açan H1N1 virüsü ilk olarak Kuzey Amerika'da domuzdan insana geçmiş ve bu yüzden hastalık domuz gribi adını almıştı (Unsplash)


Kar amacı gütmeyen ABD merkezli Katolik sağlık kuruluşu OSF Healthcare'in yöneticilerinden Sandy Salverson'a göre ABD'de acil kullanım onayı, kimyasal savaş veya salgın gibi tüm ülkeyi tehdit eden bir duruma hızlı müdahale etmek için tasarlandı.

FDA ilk kez 'te bir şarbon aşısına acil kulanım izni verdi. Ancak bu sadece askeri personelin kullanımına açıktı. 'da ise H1N1 domuz gribi salgını sırasında Tamiflu'nun bebeklere verilebilmesi için acil kullanım izni çıkarıldı.

 "Bugün Tamiflu olarak bildiğimiz ilaç, o zamanlar bebekler için onay almamıştı ve H1N1, çocuklarımızı kötü etkiliyordu" diyen Salverson, sözlerini şöyle sürdürüyor:

FDA verileri gözden geçirdi ve değerlendirdi. Bu veriler etkinlik ve güvenlikle ilgiliydi. Bunun ardından acil kullanım yetkisini uygulamayı seçtiler.

'dan bu yana, halk sağlığı krizleri söz konusu olduğunda FDA, mevcut kanıtlara dayanarak düzinelerce acil kullanım izni çıkardı.

Kısacası FDA, yeni bir aşı veya ilaç için normalde öngörülen zaman çizelgesini uygulamadan söz konusu ürünü kullanıma sunmaya karar verebiliyor. Ancak bu süreçte uzmanlar, ürünle ilgili yeterli araştırma yapılıp yapılmadığına da dikkat ediyor.

Eldeki veriler, harekete geçmemenin getireceği riskten daha ağır basıyor mu? Ellerindeki tüm etkinlik ve güvenlik verilerine bakarak, mevcut durumu değerlendirerek karar veriyorlar.

Tıpkı nihai onay gibi acil kullanım onayında da aşıların üç klinik aşamayı tamamlamış olması gerekiyor. Bu nedenle bazı uzmanlar acil kullanım izninde ürünlerin sıkı güvenlik testlerinden geçtiğini savunuyor.

Zira Faz 3 denemelerinden gelen sonuçlar, öncelikle aşının zararlı olduğuna inanırsa çalışmayı durdurabilecek bağımsız bir grubun (veri güvenliği izleme kurulu) onayından geçiyor. Bu grup izin verdiğinde firmalar FDA'ya acil kullanım izni için başvuruda bulunabiliyor.

FDA'in resmi internet sitesinde aktarılana göre acil kullanım onayı için Faz 3 çalışmasına katılan kişilerin en az 2 ay takip edilmesi gerekiyor. Standart bir kullanım onayı ise 6 ila 10 aylık bir takip süresini şart koşuyor.

Bu 6 aylık süreyi tamamlayan BioNTech ve Pfizer, 7 Mayıs'ta tam onay için FDA'ye başvuruda bulunmuştu. FDA'in talep edilen belgeleri de değerlendirerek 6 ay içinde tam onay için karar vermesi bekleniyor. Bu onayın, aşıya yönelik güveni artırabileceği yorumları yapılıyor.

"Hidroksiklorokin deneyimi halkın güvenini kırdı"

Öte yandan, genel olarak acil kullanım izninin, nihai bir onay kadar etkili ve güvenilir olmadığını düşünen uzmanlar da var.

ABD'deki John Hopkins Üniversitesi'nde tıp profesörü Jeremy Greene ve Boston Üniversitesi'nde hukuk profesörü Christopher Robertson, The Conversation'da kaleme aldıkları bir yazıda bu iznin "ancak makul bir fayda/risk dengesi sunabileceğini" vurguluyor.

İlaç geliştirme konusunda çalışan iki profesör, FDA'in acil kullanım iznini iptal etme yetkisinin olduğunu hatırlatıyor. Zira bu durum, Kovid pandemisinde de iki kez yaşanmıştı. 

VRL4M6WLZJLU3BIX4TQPQCEKJM (1).jpg

Geçici bir süreliğine Kovid tedavisinde denenen hidroksiklorokin, "Trump'ın tavsiye ettiği ilaç" diye anılıyordu. Eski ABD başkanı '2 hafta kullandım, yan etkisini görmedim' demişti (Reuters)​​​​​


FDA, eski ABD başkanı Donald Trump'ın öne çıkardığı hidroksiklorokin isimli sıtma ilacı için acil onay vermiş ama eldeki etkinlik ve güvenlik verilerinin çürütülmesiyle bu onayı birkaç ay sonra geri çekmişti. Hastanede yatan hastalarda yapılan klinik denemelerden gelen yeni veriler, bu ilacın Kovid tedavisinde etkisiz olduğunu ve diğer ilaçlarla etkileşime girebileceğini ortaya koymuştu.

Benzer şekilde ağustosta FDA, yanlış sonuçlar gösterdiği anlaşılan bir koronavirüs antikor testinin acil kullanım onayını da iptal etmişti.

Greene ve Robertson'a göre bu olaylar, FDA'in ABD'li yurttaşların gözündeki itibarını sarstı. O yüzden artık 10 ABD'liden ancak 6'sı, kurumun acil kullanım iznine güvendiğini söylüyor.

Koronavirüs aşıları kısa sürede nasıl geliştirildi?

Yeterli verinin toplanmasının zor olduğu bazı aşılarda ve tedavilerde Faz 3 aşaması senelerce sürebiliyor. Örneğin Pfizer, ilaçların geliştirilme sürecini açıkladığı genel bir bilgilendirme yazısında "Üçüncü fazın tamamlanması yıl sürer" ifadelerine yer veriyor. İşte bu, akıllarda soru işareti yaratan başka bir etken.

Öte yandan virolog Semih Tareen'e göre Faz 3'ün ne kadar süreceği, tedaviden tedaviye değişiyor. Virolog, kimi deneylerde yeterli veri toplamanın 2 ayı, kimisinde ise 10 seneyi bulabileceğini söylüyor. Tareen, bunun nedenini şöyle açıklıyor:

Her klinik deneye yeterli sayıda gönüllü yazdırmak kolay değil, örneğin bazı kanser klinik deneyleri seneler sürer bu yüzden. İkincisi, plasebo ile ilaç/aşı grupları arasında istatistiksel bir fark görmek seneler sürebiliyor. Onay alan Kovid aşılarında durum böyle değildi.

Çok sayıda gönüllünün kısa sürede çalışmalara kaydolduğunu söyleyen Tareen bu nedenle yeterli verinin elde edilmesinin çok uzun sürmediğini aktarıyor:

Bu yüzden zaten klinik deneyler Kovid vakalarının çok olduğu ülkelerde yapıldı ve Çin gibi vakaların kontrol altında olduğu yerlerde yapılmadı. Bu nedenle 2 ay geçtikten sonra hem sponsor (Pfizer/BioNTech) hem de FDA yeterli veri elde edildiğini gördü ve aşılar acil kullanım onayı aldı.

Bunun yanı sıra mRNA teknolojisinin kendisi de aşının hızlı geliştirilmesinde rol oynamış olabilir. Zira geleneksel aşıların üretimi çok daha uzun sürüyor.

Virginia Üniversitesi'nden Tıp Profesörü William Petri'ye göre, mRNA aşılarının geliştirilmesi kısa sürdü çünkü bu aşı için bir proteinin veya zayıflatılmış bir patojenin laboratuvarda üretilmesi gerekmiyor. Bu nedenle Çin, virüsün genetik dizilimini ortaya çıkardığında (henüz ocak ayıydı) bilim insanları hızla aşı çalışmasına başlayabildi.

Korona aşısına ramak kala kar getirmiyor diye vazgeçilmişti

Ayrıca bilim insanları koronavirüsleri, geçmişteki SARS ve MERS salgınlarından ve bu virüs ailesinin neden olduğu diğer hastalıklardan dolayı yeterince tanıyordu.

Örneğin Teksas Çocuk Hastanesi'ndeki Aşı Geliştirme Merkezi'nin yöneticilerinden Dr. Peter Hotez, pandeminin başında yaptığı açıklamada, yıllar süren çalışmanın ardından ölümcül bir koronavirüs türü için aşı geliştirmeye yaklaştıklarını ama para bulunamadığı için yarım kaldığını söylemişti.

jpg


Hoertz, 'de ortaya çıkan, yeni koronavirüsle benzerlik gösteren SARS ve 'de çıkan MERS salgınları sonrasında Teksas Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden bilim insanlarıyla birlikte başlattıkları çalışmaları 'da bırakmak zorunda kaldıklarını aktarmıştı.

Bilim insanı bu aşının yeni tip koronavirüse karşı çapraz koruma sağlayabileceğini savunmuştu.

Yeni tip koronavirüs aşılarını geliştiren şirketlerinse yüklü miktarda kamu ödeneğinden yararlandığı, yani araştırmalar için gerekli parayı hızla temin edebildiği biliniyor.

Aşının uzun vadeli etkileri bilinmiyor mu?

mRNA aşılarına karşı tereddütlerini dile getirenlerin büyük bir kısmı, bunların uzun vadeli etkilerinin bilinmediğini düşünüyor. Aşıdaki en güncel tartışmalardan biri de bu.

Örneğin Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'nin Çinli Sinovac firmasının geliştirdiği inaktif aşıyı alacağının açıklandığı Aralık 'de konuyla ilgili bazı açıklamalarda bulunmuştu. "İnaktif yöntemle üretilen aşılar daha güvenilirdir" diyen Koca, sözlerini şöyle sürdürmüştü:

Bunun uzun vadeli sonuçlarını biliyoruz. Virüsün genetik yoluyla geliştirilen mRNA aşıları, kısa vadede iyi sonuç verdi. Ama orta ve uzun vadede nasıl bir etkisi olacağını bilmiyoruz.

Öte yandan ABD'deki saygın sağlık kurumları, Bakan Koca'nın dile getirdiklerinden farklı açıklamalar yapıyor. Örneğin, ABD Hastalık Kontrol Merkezleri'ne (CDC) göre, araştırmacılar onlarca yıldır mRNA aşıları üzerinde çalışıyor. Bu aşıların daha önce grip, Zika, kuduz ve sitomegalovirüs (CMV) gibi patojenlerle denendiğini aktaran CDC, şu ifadelere yer veriyor:

Ayrıca, kanser araştırmaları bağışıklık sistemini tetiklemek için mRNA'yı kullandı. Spesifik kanser hücrelerini hedeflemek için mRNA üzerinde onlarca yıldır yapılan çalışmalar hiçbir uzun vadeli yan etki göstermedi.

Philadelphia Çocuk Hastanesi'ne göre de aşının uzun vadeli olumsuz etkileri olması beklenmiyor. Hastane bunun gerekçelerini şöyle açıklıyor:

İlk olarak, olumsuz etkilerin çoğu aşı uygulamasından sonraki 6 hafta içinde meydana gelir, bu nedenle FDA, firmalardan 8 haftalık güvenlik verileri talep etmiştir. İkincisi, aşıdaki mRNA büyük bir hızla yok olur çünkü hücrelerimiz, mRNA'nın çok fazla protein üretmesini durdurmak için çalışır.

Aşıların yan etkilerinin yaklaşık iki ay içinde ortaya çıkacağını söyleyen Türkiyeli uzmanlar da var. Bu kişilerden biri de radyoloji uzmanı Prof. Dr. Güner Sönmez.

Independent Türkçe'ye konuşan Sönmez, "mRNA aşılarında verilen RNA parçacığı yaklaşık iki gün içinde vücuttan atılıyor. Bu yüzden etkisine sürekli devam etmesi söz konusu değil" diyor ve ekliyor:

Zaten bunlar hücre çekirdeği içine de giremiyor. Hücre sıvısında kalıyor ve çok kısa sürede yok ediliyor. Bu nedenle uzun süreli bir etki düşünmek doğru değil.

Ciddi yan etkiler: mRNA, kalp rahatsızlığına sebep olur mu?

mRNA aşılarının kalp kası iltihaplanmasıyla (miyokardit) ilişkili olup olmadığı uzun süredir tartışılıyordu. Son olarak CDC bünyesindeki bir uzman grubu, 23 Haziran'da yaptıkları bir sunumda, koronavirüs aşılarının ardından yüzlerce kişide görülen kalp kası iltihaplanması vakalarının mRNA aşılarıyla bağlantılı olma ihtimalinin bulunduğu sonucuna vardı.

Özellikle gençlerde BioNTech/Pfizer ve Moderna aşıları sonrası çok nadir de olsa görülen miyokardit ve kalp zarı iltihabı (perikardit) vakalarını inceleyen uzmanlar, koronavirüse karşı mRNA aşısı olan ve ardından miyokardit tespit edilen 'den fazla gencin durumunu inceledi.

Bu sunumun hemen ardından FDA, mRNA aşılarına miyokardit uyarısı ekleme kararı aldı. Yani artık ABD'de, Kovid aşılarının erişkin ve genç yetişkinlerde kalp kası iltihaplanmasına yol açabileceğine dair bir uyarı yazısı sunulacak.

photoc84adc6djpg


Öte yandan CDC, açıkladıkları bu verilere rağmen Kovid aşılarının faydalarının risklerinden "daha fazla" olduğunda ısrar ediyor.

Sağlık kurumu, internet sitesinde yayımladığı açıklamada, "Kovid hastalığı ve bunun uzun vadeli sağlık sorunları, hastaneye yatış ve hatta ölüm gibi ciddi komplikasyonları oluşturma riski göz önüne alındığında CDC, aşı olmanızı önerir" ifadelerine yer veriliyor:

Siz veya çocuğunuz Pfizer/BioNTech veya Moderna aşısının ilk dozunu zaten aldıysanız, bir aşı sağlayıcısı veya doktorunuz size aşı yaptırmamanızı söylemediği sürece ikinci dozu almanız önemlidir.

CDC ayrıca, "Bakım alan miyokardit ve perikardit hastalarının çoğu, tedaviye iyi yanıt verdi, dinlendi ve hızla daha iyi hissetti" açıklamasında bulunuyor. Sağlık kurumuna göre doğrulanan vakalardan elde edilen bilgiler şu şekilde:

- Çoğunlukla ergenlik çağındaki erkeklerde ve 16 yaş ve üzeri genç erişkinlerde görülüyor.

- İkinci dozu aldıktan sonra ilk doza göre daha sık görülüyor.

- Genellikle aşı uygulamasından sonra birkaç gün içinde ortaya çıkıyor.

Miyokardit nedir, belirtileri nelerdir?

Miyokardit, kalp kasının iltihaplanması, perikardit ise kalbin dış zarının iltihaplanması anlamına geliyor. Her iki durumda da vücudun bağışıklık sistemi, bir enfeksiyona veya başka bir tetikleyiciye yanıt vererek iltihaplanmaya neden oluyor. Ancak nedenleri arasında virüsler başta olmak üzere bakteri ve mantar gibi patojenler de yer alıyor.

İltihaplanmanın seviyesine göre farklı şiddette semptomlar ortaya çıkabiliyor. Hafif miyokardit vakalarında belirti görülmeyebiliyor ama çoğunlukla göğüs ağrısı, normalden farklı kalp atımı, istirahat ya da aktivite sırasında solunum problemleri, ayak veya bacaklarda şişlik, eklem ağrıları, hâlsizlik, ateş, boğaz ağrısı ve ishal görülebiliyor.

Tüm yaş gruplarında görülebilen ve ölümcül olabilen miyokardit, özellikle çocuklarda yüksek ateş, bayılma, cilt renginde değişiklik gibi semptomlara yol açabiliyor.

'İlk doz nişan, ikinci doz d&#;ğ&#;n' Herkes yan etkileri konuşuyor, peki uzmanlar ne diyor?

Haberin Devamı

Aşılamada ilk dozu söz-nişan, ikinci dozu düğüne benzetebiliriz. Düğünde olası risk daha fazla… Artık taraflar birbirini tanımış oluyor. Bu sistematik ile aslında biz en çok ilk dozdaki yan etkileri düşünürüz çünkü ikinci dozu sorgularız. Nişanda sorun olur ise, düğünü yapıp yapmamak gibi…

'YAN ETKİLER HİÇBİR ZAMAN DAYANILMAYACAK DERECEDE OLMAZ'

Görülen yan etkiler biz korkutmalı mı? 

İsmail Balık:Yan etkiler kesinlikle korkutmasın. 2. dozda görülen yan etkiler tolere edilemeyecek boyutta değil. Hafif ağrı kesicilerle geçiştirilebilir ya da kendi kendine saat içinde etkileri kaybolan yan etkilerdir. Bazı kişilerde 2. dozu aldıktan sonra da yan etki olmayabiliyor. Kişinin bağışıklık sitemi ile alakalıdır. Kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Herkesin ağrı ve yan etki algılama eşiği farklıdır. Kimisi daha fazla ağrı hisseder, aynı ağrıyı başka biri şikayet konusu bile etmez.

Şu da unutulmamalıdır, yan etkiler hiçbir zaman dayanılmayacak derecede olmaz.Aşı olanlara yan etkilerini sorduğumuzda çoğunlukla sübjektiftir, ağır objektif bulgular değildir. Özetle görülen yan etkiler bizi korkutmamalı. En ağır yan etki tanımı yapan hastalarda bile etkilerin kısa sürede kaybolduğunu gözlemliyoruz.

Alper Şener:Görülen yan etkilerin hiçbirinde yaygın ve hasar bırakacak boyutta bir kümelenme söz konusu değil. Yan etkilerin görülme sıklığında aşılarda şu mantık işler; eğer hastalığın görülme sıklığı veya komplikasyonları ile yarışacak sıklıkta ve ağırlıkta bir yan etki tanımlanır ise, aşı uygulaması durdurulur. Şu andaki görülen yan etkilerin hiç birisi hastalığın kişilere yaşatacağı klinik tablo ile yarışamaz.

'YAN ETKİLERİNİN TARİFİ DE KATLANILMASI DA KİŞİDEN KİŞİYE DEĞİŞİR'

Neden bazı insanlar aşıdan sonra hiç yan etki yaşamazken bazıları daha güçlü yan etkiler yaşıyor? 

İsmail Balık: Ağrıya tolerasyon nasıl kişiler arasında farklılık gösteriyorsa yan etkilerin tanımı da kişiden kişiye değişir. Bir kişi için çok önemli olmayan yan etki başka bir kişi için çok ağır yan etki olarak tanımlanabilir. Hekim gözüyle baktığımızda tüm aşılardaki yan etkilerin tolere edilebilecek ağır olmayan basit grip ve soğuk algınlığı belirtilerinden farklı olmadığını ve çok kısa sürede kaybolduğunu görüyoruz. Ve bunlar genellikle bir iki gün içerisinde kaybolan yan etkilerdir.

Yan etkilerin kişiden kişiye değişiklik göstermesinin bir başka nedeni de bazı kişilerin bağışıklık sistemi aşıya karşı daha duyarlı olabilir. İşte ağrıya duyarlılık, ağrıyı tolerasyon nasıl kişiler arasında farklılık gösteriyorsa aşıda da bu var. Dolayısı ile kimi yan etki yaşamadım diyor kimisi de beni kötü yaptı, ağır geçirdim diyor.

Yani özetle kişiler arasında sübjektif yan etki tanımlamamasından kaynaklanıyor. İşte ağrıya duyarlılık, ağrıyı tolerasyon nasıl kişiler arasında farklılık gösteriyorsa aşıdaki yan etkilerinin tarifi de tanımı da katlanılması da bu şekilde farklılık gösteriyor. Yan etki bir kişi için hiç önemli bir etki olarak tanımlanmazken başka bir kişi içi güçlü yan etki olarak tanımlanabilir. Yan etkileri tolere edemediğini düşünen kişiler bir sağlık kuruluşuna başvurabilirler. 

Alper Şener: Bağışık yanıt kişiden kişiye değişir, bu nedenle oluşan antikor miktarı ve yan etkide değişir. Hastalığı ağır veya ayakta atlatma çerçevesindeki durumun aynısı aşıda oluşan yan etkilerde de var.

Yan etkiler ne kadar süre sonra kaybolmalı? Ne kadar sürmesi normal?

İsmail Balık:Genellikle çoğu vakada hiç yan etki görülmüyor. Yan etki görülenlerde de saat içinde hafifliyor ve maksimum bir-iki gün içinde kayboluyor. Yan etkilerin içinde en çok önemsenmesi gereken anafilaksi dediğimiz ağır alerjik reaksiyon şeklidir. Bu da genellikle ilk kırk beş dakika içinde görülür. Zaten aşılar il sağlık merkezinde bunun için yapılmak zorunda. Ve de aşı yapılan kişilere dakika aşının yapıldığı yerden ayrılmaması tavsiye ediliyor. Bu çok çok nadir bir durumdur ve böyle bir durum geliştiğinde ilaçlarla durum düzeltilebiliyor. 

'YAN ETKİLER ÜRETİLEN ANTİKOR MİKTARI İLE ALAKALI DEĞİL'

Daha fazla yan etki görmek bağışıklık sisteminin daha fazla antikor ürettiği anlamına mı geliyor?

İsmail Balık: Yan etkilerin hafifliği ya da azlığı aşının daha az etkili ya da daha çok etkili olduğu anlamına gelmiyor. Yan etkiyle bağışıklık sisteminin ürettiği antikor arasında bir ilişki yok. Hafif etki gösterenler de, çok yan etki gösterenler kadar antikor üretebilirler. 

Aşı yaptırmadan hemen önce ya da sonra virüs kapmış olmak yan etkilerin ağır bir şekilde görülmesine neden olabilir mı?

İsmail Balık: Hayır böyle bir ilişki söz konusu değil. Aşıdan hemen önce ya da sonra virüs kapılmışsa, aşının anlamlı bir etkisi olmaz.

VİRÜS MÜ KAPTIM YOKSA AŞININ YAN ETKİSİ Mİ?

Aşı sonrası görülen semptomlar yan etkiden değil de koronavirüsün belirtisi olabilir mi?

İsmail Balık: Yani bunun rastlantısal olarak denk gelme ihtimali var. Aşı olmadan birkaç gün önce virüsü almışsa virüse bağlı belirtilerin aşının yan etkileri ile karıştırılması mümkün. Eğer bir kişi aşı olmadan önce tesadüfen virüse maruz kalmışsa, aşı yapılması da kuluçka süresine denk gelmişse ( gün arasında değişir) virüsün belirtileri aşı olduğu günlere denk gelebilir. Koronavirüsün bazı belirtileri aşı yan etkilerine benziyor. Özellikle delta varyantının son zamanlardaki belirtileri soğuk algınlığı belirtilerine daha fazla benzemeye başladı. Yani baş ağrısı, eklem ağrısı gibi belirtiler karıştırılabilir.

Alper Şener: Çok düşük bir ihtimal ama olası… Böyle tanı koyduğumuz hastalar oldu. Genelde insanlar ilk dozda bile hemen korunma şemsiyesine girdiklerini sanıyorlar, ama bu doğru değil. İki dozdan 2 hafta sonra korunmanız başlıyor ama bu da garanti değil…Eğer karşılaştığınız virüs miktarı vücudunuzdaki antikordan fazla ise açıkta kalan virüsler sizi enfekte edebilir. Bağışık yanıt bunun için ek antikor üretir ama bu arada virüs yükü çok yüksek ise, aşıya ve antikora rağmen hasta olabilirsiniz. İşte bu yüzden dolaşan virüs yükü hala yüksek olduğu ve aşılardan kaçabilen varyantlar varken virüs yükünü düşürmek için ısrarla “maske kullanmaya devam” edin diyoruz.

Yan etkileri ağır geçirmek hastalığı fark etmeden geçirmiş olma ihtimalinden olabilir mi?

Alper Şener: Hastalığı geçirenlerde oluşan antikor yanıtı varken kişilere 12 hafta içinde aşılama önerilmiyor. Buradaki çekince aşının tutmama veya bağışıklık yanıtının şaşırıp antikor oluşturamama riskidir. Dolayısı ile fark etmeden korona geçirenlerde 12 hafta içinde aşılama olsa bile yan etkilerin görülmesi veya yaygınlaşması konusunda bir risk artışı olasılığını ben kişisel olarak uzak görüyorum. Çünkü benzeri durumları diğer aşılarda sık yaşıyoruz. Bir fark olmuyor. 

İkinci dozda ağır yan etkiler gören bir kişi 'korona geçirseydi ağır atlatırdı' çıkarımı yapılabilir mi?

İsmail Balık: Kesinlikle hayır, hiç alakası yok.

Alper Şener: Aşı olanlarda görülen yan etki daha güçlü ise asla koronayı da ağır geçirir diyemeyiz. Buradaki mekanizmalar çok farklı… Temel prensibimiz şu olmalı: Hastalığı geçirerek kontrolsüz bağışık yanıt oluşma (örn MIS-C ve MIS-A) riskiniz vb durumlar nedeniyle- kontrollü ve profesyonel bağışık yanıta ihtiyacınız var. Bunu da aşı sağlıyor.

Covid: İlk aşıdan bu yana iki yıl geçti, aşıların etkinliği ve yan etkileri konusunda neler biliniyor?

André Biernath

Pfizer-BioNTech'in 2. doz aşısı sonrası görülen yan etkiler neler?

Covid'a karşı üretilen Pfizer-Biontech aşısının özellikle ikinci dozunu yaptıranlar yan etkilerden şikayet ediyor.

Türkiye'de Sinovac aşısından sonra gittikçe yaygınlaşan ve halk tarafından tercih edilen BioNTech aşısının yan etkileriyle ilgili yapılan araştırmalar, ikinci dozdan sonra dile getirilen şikayetleri doğruluyor.

2 doz sonrası halsizlik, baş ağrısı, mide bulantısı

Pfizer-BioNTech aşısını yaptıran kişiler özellikle ikinci dozdan sonra yüksek ateş, halsizlik, baş ve kas ağrısı, mide bulantısı ve titreme gibi şikayetlerde bulunuyor.

ABD'de Gıda ve İlaç Dairesi'nin (FDA) yaptığı bir araştırmaya göre Moderna da dahil olmak üzere mRNA teknolojisi kullanan aşıların ikinci dozunu alanların en az 3'te 2'si yorgunluk, halsizlik ve kas ağrısı gibi konulardan şikayet ediyor.

Yan etkiler bununla da sınırlı değil. Örneğin İsrail'de BioNTech aşısının ikinci dozunu olan çoğunluğu erkek 30 yaşın altında olan 62 kişide kalp kası enfeksiyonu (miyorkardit) görüldü.

CDA: Tüm yan etkiler vücudun antikor ürettiğinin bir kanıtı

ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC), mRNA aşılarının yan etkilerinin kol üzerinde ağrı, kızarıklık, şişme olarak görüldüğünü ve bu kişilerde yorgunluk, kas-baş ağrısı, titreme, ateş ve mide bulantısına sebep olabileceğini belirtiyor.

CDA, söz konusu yan etkilerin gün içinde ortaya çıkabileceğini ve tüm bunların vücudun bağışıklık sisteminin harekete geçtiğinin bir kanıtı olduğunu ifade ediyor.

CDA, sitesinde BioNTech veya Moderna gibi Covid'a karşı mRNA teknolojisini kullanan aşılardan yaptıranların, ikinci dozda da aynı markaları tercih etmesi gerektiğini belirtiyor.

Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık'a göre de BioNTech aşısında yan etkiler kendini daha fazla gösteriyor.

Prof. Dr. Balık, "Bu yan etkiler aşı yerinde ağrı, şişlik, ateş, vücut kırgınlığı gibi belirtiler BioNTech aşısında daha fazla görülüyor ama bunların hiçbiri risk oluşturmuyor, kişiyi ağır hastalık geçirme ve ölüm riskinden koruyor. İnaktif olan Sinovac aşısında ise bu tip yan etkiler ya olmuyor ya daha az gözüküyor." diyor.

mRNA tekniği nasıl çalışıyor, yan etki sebepleri nedir?

Bazı bilim insanları ciddi yan etkilerden kaçınmak için birinci ve ikinci doz aşılarda farklı markaların kullanılmasının yararlı olacağını savunuyor.

BioNTech veya Moderna gibi firmaların ürettiği mRNA aşıları, insan vücudundaki hücrelerde Covid virüsünde yer alan proteine benzer proteinlerin üretilmesini sağlıyor. Bu sayede vücudun bağışıklık sistemi virüsü tanımlıyor ve ona karşı antikor üretiyor.

Aşı olanların vücutları ilk doz sonrası "aşıdaki virüs RNA'sına" tepki veriyor. Yan etkiler, vücudun iltihaplanmaya gösterdiği tepki de denilebilir. İkinci doz sonrası ise vücudun bağışıklık sistemi etkisini artırmak için, virüse karşı daha fazla tepki gösteriyor.

nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.