Borç ile ilgili ayetler

Borç Ile Ilgili Ayetler

borç ile ilgili ayetler

Konularına göre alfabetik Kur’an sistematik fihristi kelime sözleri. Kuranda geçen borç ile ilgili arapça sure ve ayetlerin okunuşları hangileridir? Borç Kur’anı Kerim de sure ve ayetlerin anlamları meali nedir? Kurani Kerimde borç hakkında neler söylüyor? Borç’u anlatan ayetler nelerdir?

Bakara Suresi, 280. ayet:Eğer (borçlu) zorluk içindeyse, ona elverişli bir zamana kadar süre (verin). (Borcu) Sadaka olarak bağışlamanız ise, sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz.

Bakara Suresi, 280. ayet okunuşu : Ve in kâne zû usratin fe naziratun ilâ meysereh(meyseretin) ve en tesaddekû hayrun lekum in kuntum ta’lemûn(ta’lemûne).


Bakara Suresi, 282. ayet:Ey iman edenler, belirli bir süre için borçlandığınız zaman onu yazınız. Aranızdan bir katip doğru olarak yazsın, katip Allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah’tan sakınsın, ondan hiçbir şeyi eksiltmesin. Eğer üzerinde hak olan (borçlu), düşük akıllı ya da za’f sahibi veya kendisi yazmaya güç yetiremeyecekse, velisi dosdoğru yazdırsın. Erkeklerinizden de iki şahid tutun; eğer iki erkek yoksa, şahidlerden rıza göstereceğiniz bir erkek ve biri şaşırdığında öbürü ona hatırlatacak iki kadın (da olur). Şahidler çağırıldıkları zaman kaçınmasınlar. Onu (borcu) az olsun, çok olsun, süresiyle birlikte yazmaya üşenmeyin. Bu, Allah Katında en adil, şahitlik için en sağlam, şüphelenmemeniz için de en yakın olandır. Ancak aranızda devredip durduğunuz ve peşin olarak yaptığınız ticaret başka, bunu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Alış-

Borç ile İlgili Ayetler

Borç nedir veyahut ne demektir? Borç ile ilgili ayetler hangileridir? Kur’an’da geçen borç ayetleri…

Borç kelimesi sözlükte, “geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi kabul ve taahhüt edilen para yâhut şey, deyn” anlamlarına gelir.

Kur’an-ı Kerim’de borç ile ilgili birçok ayet-i kerime vardır.

BORÇ HAKKINDA AYETLER

Eğer borçlu zor durumdaysa genişliğe çıkıncaya kadar ona mühlet verin. Darda olan borçluya alacağınızı bütünüyle bağışlamanız ise bir bilseniz, sizin için daha hayırlıdır. (Bakara / 280. Ayet)

***

Ey iman edenler! Belli bir vâde ile birbirinizden borç alıp verdiğiniz zaman onu hemen yazın. İçinizden biri onu doğru bir şekilde yazsın. Yazmayı bilenler, kendisine Allah’ın öğrettiği şekilde yazmaktan çekinmesin de yazsın. Borçlanan kimse de borcunu söyleyip yazdırsın. Rabbi olan Allah’tan korksun da ondan en küçük bir şey eksiltmesin. Eğer borçlu yarım akıllı veya küçükse yahut bizzat yazdırmaya güç yetiremiyorsa, o takdirde velîsi doğru bir şekilde yazdırsın. İçinizden iki erkeği de bu anlaşmaya şâhit tutun. İki erkek bulunmazsa o takdirde şâhitliğini kabul edeceğiniz kimselerden bir erkekle, biri yanılırsa diğerinin ona hatırlatabilmesi için iki kadın şâhit olsun. Şâhitler, çağrıldıkları zaman şâhitlik yapmaktan kaçınmasınlar. Az olsun, çok olsun borçları vâdesiyle birlikte yazmaktan üşenmeyin. Böyle yapmanız, Allah katında adâlete daha uygun, borcu ispat etmeniz için daha sağlam ve şüpheye düşmemeniz için daha elverişli bir yoldur. Ancak aranızda hemen o anda hazır mallar üzerinde yapacağınız peşin alışveriş olursa, bu takdirde yazmamanızda size bir günah yoktur. Fakat yine de alışverişlerinizi şâhit huzurunda yapmanız daha iyidir. Ancak ne yazana ne de şâhitlik yapana bir zarar verilmemelidir. Şâyet onlara bir zarar verirseniz, şüphesiz bu sizin için günah olur. Allah’a karşı gelmekten sakının! Allah size ihtiyaç duyduğunuz bütün hükümleri ve her işte uymanız gereken yolu öğretmektedir. Allah, her şeyi hakkiyle bilendir. (Bakara / 282. Ayet)

***

Seferde olur da yazacak birini bulamazsanız, borç karşılığında rehin alırsınız. Birbirinize güvenir de rehin almazsanız, kendine güvenilen kişi borcunu ödesin ve Rabbi olan Allah’tan korksun. Şâhitliği de gizlemeyin. Kim onu gizlerse, şüphesiz o, kalbi günaha batmış bir kimsedir. Allah, yaptığınız her şeyi hakkiyle bilendir. (Bakara / 283. Ayet)

***

Çocuklarınızın mirastan payları konusunda Allah size şu emirleri veriyor: Erkek çocuğun payı, kız çocuğun payının iki katıdır. Eğer çocukların hepsi kız ve ikiden fazlaysa, mirasın üçte ikisi onlarındır. Eğer kız çocuk tekse mirasın yarısını alır. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığı maldan ana-babasından her birine altıda bir pay düşer. Eğer çocuğu yoksa, tek vârisi de ana-babasıysa, o takdirde mirasın üçte biri annenindir. Ölenin kardeşleri varsa, o zaman annenin payı altıda birdir. Bütün bu taksimler, ölenin yaptığı vasiyet yerine getirildikten ve varsa borcu ödendikten sonra yapılacaktır. Ana babanız ve çocuklarınızdan hangisinin faydaları itibariyle size daha yakın olduğunu siz bilemezsiniz. Bütün bunlar Allah tarafından belirlenmiş ve mutlaka sahiplerine verilmesi gereken paylardır. Şüphesiz ki Allah, her şeyi hakkiyle bilen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır. (Nisâ / 11. Ayet)

***

Hanımlarınızın çocukları yoksa, bıraktıkları mirâsın yarısı sizindir. Çocukları varsa, bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Fakat bu taksim, vasiyetlerinin yerine getirilmesinden ve borçlarının ödenmesinden sonra yapılacaktır. Sizin çocuklarınız yoksa, bıraktığınız mirasın dörtte biri dul eşlerinizindir. Çocuklarınız varsa bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. Fakat bu taksim, vasiyetinizin yerine getirilmesinden ve borçlarınızın ödenmesinden sonra yapılacaktır. Eğer mirâs bırakan erkek veya kadının ana babası ve çocukları yok da sadece bir erkek veya bir kız kardeşi varsa, bu durumda onların her birine altıda bir pay düşer. Bundan fazla iseler, üçte bire ortak olurlar. Ama bütün bunlar da, ölenin vasiyetinin yerine getirilmesinden ve borçlarının ödenmesinden sonradır. Ancak vasiyetin yerine getirilip borcun ödenmesinde mirasçılar zarara uğratılmamalıdır. Bunlar, Allah’ın size olan emridir. Allah her şeyi hakkiyle bilendir, cezalandırmada acele etmeyendir. (Nisâ / 12. Ayet)

***

Allah İsrâiloğulları’ndan kesin ve bağlayıcı bir söz almıştı. Biz onlardan, her bir kabileye bir kişi olmak üzere on iki temsilci tâyin etmiştik. Allah şöyle buyurmuştu: “Ben elbette sizinle beraberim. Şayet namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, peygamberlerime inanır, onları bütün gücünüzle destekler ve Allah rızâsı için güzel bir borç verirseniz ben de mutlaka sizin günahlarınızı bağışlar ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştiririm. Artık bundan sonra hanginiz inkâra saplanırsa, dümdüz yolun ortasında kesinlikle sapıtmış olur.” (Mâide / 12. Ayet)

***

Zekâtlar ancak fakirlere, yoksullara, zekâtların toplanmasında görevli memurlara, kalpleri İslâm’a ısındırılacak olanlara, kölelere, borçlulara, Allah yolunda cihâd edenlere ve yolda kalmışlara verilir. Allah’ın bu konudaki kesin emri ve taksimi böyledir. Allah her şeyi hakkiyle bilen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır. (Tevbe / 60. Ayet)

***

Şöyle niyâz ederler: “Rabbimiz! Cehennem azabını bizden uzaklaştır. Doğrusu onun azabı bitip tükenmez, pek korkunç ve tahammülü zor bir azaptır.” (Furkan / 65. Ayet)

***

Yoksa sen, tebliğine karşılık onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır bir borç altında mı eziliyorlar? (Tûr / 40. Ayet)

***

“Eyvâh, emeklerimiz boşa gitti, çok zarara uğradık.” (Vâkıa / 66. Ayet)

***

Kim Allah’a güzel bir borç verecek olursa, Allah onu, veren için kat kat artırır. Ayrıca onun için bol, pek değerli ve hiç eksilme­yecek bir mükâfat vardır. (Hadid / 11. Ayet)

***

Sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlarla Allah’a güzel bir borç verenlere, harcadıkları şey kat kat fazlasıyla geri ödenir. Üstelik onlar için bitmez tükenmez, pek değerli bir mükâfat vardır. (Hadid / 18. Ayet)

***

Eğer Allah’a güzel bir borç verirseniz, O sizin için bunu kat kat artırır ve sizi bağışlar. Çünkü Allah, iyiliklerin mükâfatını bol bol veren; kullarına sabırla ve yumuşaklıla muâmele ederek cezalandırmada acele etmeyendir. (Teğabün / 17. Ayet)

***

Yoksa sen onlardan tebliğine karşılık bir ücret istiyorsun da, bu yüzden onlar ağır bir borç altında mı eziliyorlar? (Kalem / 46. Ayet)

***

Rasûlüm! Rabbin, senin gecenin üçte ikisine yakın kısmını, bazan yarısını, bazan da üçte birini ibâdetle geçirdiğini, beraberindeki mü’minlerden bir kısmının da böyle yaptığını elbette biliyor. Geceyi ve gündüzü yaratıp sürelerini takdir eden Allah’tır. O, gece ibâdetini gerektiği şekilde yapamayacağınızı bildiği için size lutuf ve merhametiyle muâmele edip, kolaylaştırmaya gitti. Artık Kur’an’dan kolayınıza gelen miktarı okuyun. Allah şunu da biliyor ki, içinizden hastalar olacak; bir kısmınız Allah’ın lutfundan nasibini aramak üzere yeryüzünde dolaşacak; bir kısmınız da Allah yolunda savaşacak. Bundan böyle Kur’an’dan kolayınıza gelen miktarı okuyun, namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, bir de Allah’a gönül hoşluğuyla güzel bir borç verin. Kendiniz için iyilik olarak önden ne gönderirseniz, Allah katında onu daha hayırlı ve mükâfatı kat kat artmış olarak bulursunuz. Günahlarınız için Allah’tan bağışlanma dileyin. Şüphesiz Allah, çok bağışlayıcıdır, sonsuz merhamet sahibidir. (Müzzemmil / 20. Ayet)

Kaynak: kuranvemeali.com

İslam ve İhsan

Fakire Borç Vermenin Fazileti

Rızkın Artması ve Borçtan Kurtulmak İçin Okunacak Duâlar

İslam'da Borç Hukuku

PAYLAŞ:                
Kur'an-ı Kerim - Diyanet İşleri Başkanlığı

Bakara Suresi - 280 . Ayet Tefsiri

Ayet


  • وَاِنْ كَانَ ذُو عُسْرَةٍ فَنَظِرَةٌ اِلٰى مَيْسَرَةٍؕ وَاَنْ تَصَدَّقُوا خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ

    ﴿٢٨٠﴾

Meal (Kur'an Yolu)


﴾280﴿

Eğer eli darda olan birisi borçlu ise eli genişleyene kadar beklemek gerekir. Şu da var ki, bağışlamanız, eğer bilirseniz sizin için daha hayırlıdır.

Tefsir (Kur'an Yolu)


Haklar, alacaklar, ödev ve yükümlülükler yalnızca hukukî olanlardan ibaret değildir; bütün bunların aynı zamanda veya yalnızca dinî ve ahlâkî olanları da vardır. Ana parayı almak, faizciliğe tövbe edenlerin hakkıdır, bu hakkı onlara hukuk bahşetmektedir. Ancak dinî ve ahlâkî bakımdan eli darda olan, ödeme imkânı bulunmayan kimseleri sıkıştırmamak, büyük zararlara sokmamak, ödeme imkânı hâsıl oluncaya kadar kendilerine mühlet vermek de bir ödev, erdemli bir davranıştır. Hatta durumu müsait olanların, darlık içinde bulunan kimselerdeki alacaklarını bağışlamaları ve bunu Allah rızâsı için yapmaları (tasadduk) kendileri için daha hayırlıdır. Bu faziletli davranış yalnızca faizcilikten tövbe eden alacaklıların ana paraları için değil, her nevi alacak için geçerlidir. Ödeme güçlüğü içinde olan borçluya, Câhiliye Arapları’nın ve çağdaş kapitalistlerin, bankerlerin yaptıkları gibi yeni faiz ilâvesiyle vade tanımak yerine, Allah rızâsı için ve müminin mânevî yapısının ayrılmaz bir parçası olan merhamet gereği, faizsiz ve menfaatsiz yeni vadeler tanımak, hatta borcu tamamen bağışlamak İslâm’ın insana kazandırdığı ahlâkî bir değerdir.


Kaynak :Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 443-444

Kur'an-ı Kerim Portalı

Diyanet İşleri Başkanlığı Kur'an-ı Kerim Portalında Kur'an hakkında istediğiniz biligilere ulaşabileceksiniz

Bağlantılar

  • Windows
  • Windows Store
  • IOS
  • Android
  • Mac

Uygulamalar

  • Windows
  • Windows Store
  • IOS
  • Android
  • Mac
veriş ettiğinizde de şahid tutun. Yazana da, şahide de zarar verilmesin. (Aksini) Yaparsanız, o, kendiniz için fısk (zulüm ve günah)tır. Allah'tan sakının. Allah size öğretiyor. Allah herşeyi bilendir.
  • Tur Suresi, 40. ayet:Yoksa sen onlardan bir ücret mi istiyorsun ki, haksız bir borçtan dolayı ağır bir yük altındalar?
  • Maide Suresi, 12. ayet:Andolsun, Allah İsrailoğulları'ndan kesin söz (misak) almıştı. Onlardan on iki güvenilir- gözetleyici göndermiştik. Ve Allah onlara: "Gerçekten Ben sizinle birlikteyim. Eğer namazı kılar, zekatı verir, elçilerime inanır, onları savunup-desteklerseniz ve Allah'a güzel bir borç verirseniz, şüphesiz sizin kötülüklerinizi örter ve sizi gerçekten, altından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim inkar ederse, cidden dümdüz bir yoldan sapmıştır."
  • Furkan Suresi, 65. ayet:Onlar: "Rabbimiz, cehennem azabını bizden geri çevir; gerçekten, onun azabı ödenmesi kaçınılmaz bir borç (veya sürekli bir acıdır) derler.
  • Kalem Suresi, 46. ayet:Sen, onlardan bir ücret mi istiyorsun ki, onlar, haksız bir borçtan dolayı ağır bir yük altında kalmışlar?
  • Müzzemmil Suresi, 20. ayet:Gerçekten Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden biraz eksiğinde, yarısında ve üçte birinde (namaz için) kalktığını bilir; seninle birlikte olanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını bilir). Geceyi ve gündüzü Allah takdir eder. Sizin bunu sayamıyacağınızı bildi, böylece tevbenizi (O'na dönüşünüzü) kabul etti. Şu halde Kur'an'dan kolay geleni okuyun. Allah sizden hastalar olduğunu, başkalarının Allah'ın fazlından aramak için yeryüzünde gezip-dolaşacaklarını ve diğerlerinin Allah yolunda çarpışacaklarını bilmiştir. Öyleyse ondan (Kur'an'dan) kolay geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin. Hayır olarak kendi nefisleriniz için önceden takdim ettiğiniz şeyleri daha hayırlı ve daha büyük bir ecir (karşılık) olarak Allah Katında bulursunuz. Allah'tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
  • Vakıa Suresi, 66. ayet:(Şöyle de sızlanırdınız:) "Doğrusu biz, ağır bir borç altına girip-zorlandık."
  • Hadid Suresi, 11. ayet:Allah'a güzel bir borç verecek olan kimdir? Artık Allah, bunu onun için kat kat arttırır. Onun için ‘kerim (üstün ve onurlu) bir ecir vardır.
  • Tegabün Suresi, 17. ayet:Eğer Allah'a güzel bir borç verecek olursanız, onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Allah Şekûr'dur (şükrü kabul edip çok ihsan eden), Halim'dir (cezayı vermekte acele etmeyendir).
  • B harfi ile başlayan konular listesi...

    Copyright © 2009 - 2017 KuranFihristi.net

    İletişim

    Kuranda borç

    Kuranda borç ile alakali tahmini 15 ayet geçiyor2:280 - Eğer borçlu darlık içindeyse, ona ödeme kolaylığına kadar bir süre tanıyın. Ve bu gibi borçlulara alacağınızı bağışlayıp sadaka etmeniz eğer bilirseniz sizin için, daha hayırlıdır.2:282 - Ey iman edenler! Belli bir vade ile karşılıklı borç alış verişinde bulunduğunuz vakit onu yazın. Hem aranızda doğruluğuyla tanınmış yazı bilen biri yazsın. Yazı bilen biri, Allah'ın, kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın da yazsın. Bir de hak kendi üzerinde olan adam söyleyip yazdırsın ve herbiri yazarken Rabbi olan Allah'dan korksun da haktan birşey eksiltmesin. Şayet borçlu bir bunak veya küçük bir çocuk veya söyleyip yazdıramıyacak durumda biri ise velisi doğrusunu söyleyip yazdırsın. Erkeklerinizden hazırda olan iki kişiyi şahit de yapın. Şayet iki tane erkek hazırda yoksa, o zaman doğruluğuna güvendiğiniz şahitlerden bir erkekle iki kadın ki, birisi unutunca, öbürü hatırlatsın, şahitler de çağırıldıklarında kaçınmasınlar; siz yazanlar da az olmuş, çok olmuş, onu vadesine kadar yazmaktan usanmayın. Bu, Allah katında adalete daha uygun olduğu gibi; hem şahitlik için daha sağlam, hem şüpheye düşmemeniz için daha elverişlidir. Meğer ki, aranızda hemen devredeceğiniz bir ticaret olsun, o zaman bunu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Alım satım yaptığınız vakit de yine şahit tutun. Ayrıca ne yazan, ne de şahitlik eden bir zarar görmesin. Eğer onlara zarar verirseniz, o işte mutlaka size dokunacak bir günah olur. Üstelik Allah'dan korkun. Allah size ayrıntılarıyla öğretiyor ve Allah her şeyi bilir.2:283 - Şayet siz sefer üzere olur bir kâtip de bulamazsanız, o vakit alınmış bir rehin belge yerine geçer. Yok eğer birbirinize güveniyorsanız kendisine güvenilen adam Rabbi olan Allah'dan korksun da üzerindeki emaneti ödesin. Bir de şahitliğinizi inkâr edip gizlemeyin, onu kim inkâr ederse mutlaka onun kalbi vebal içindedir. Her ne yaparsanız Allah onu bilir.4:11 - Allah size evlatlarınızın miras taksimini şöyle emrediyor: Çocuklarınızda, erkeğe iki kadın payı kadar, eğer hepsi kadın olmak üzere ikiden de fazla iseler, bunlara mirasın üçte ikisi ve eğer bir tek kadın ise o zaman ona malın yarısı vardır. Eğer ölen, ana ve baba ile birlikte çocuklar da bırakmışsa ana babanın her birine ölenin terekesinden altıda bir; şâyet ölenin çocuğu yok da, mirasçı olarak ana ve babası kalmışsa, ananın payı üçte birdir. Eğer ölenin kardeşleri varsa terekenin altıda biri ananındır. Bu paylar, ölenin borçları ödenip, vasiyeti de yerine getirildikten sonra hak sahiplerine verilir. Baba ve çocuklardan, hangisinin size fayda bakımından daha yakın olduğunu, siz bilmezsiniz. Bütün bunlar Allah tarafından farz kılınmıştır. Şüphesiz Allah alîmdir, hakîmdir.4:12 - Eğer hanımlarınızın çocukları yoksa, bıraktıkları mirasın yarısı sizindir. Şâyet bir çocukları varsa o zaman mirasın dörtte biri sizindir. Bu paylar, ölenin vasiyeti yerine getirildikten ve varsa, borcu ödendikten sonra verilir. Eğer siz çocuk bırakmadan ölürseniz, geriye bıraktığınız mirasın dörtte biri hanımlarınızındır. Şâyet çocuklarınız varsa o zaman bıraktığınız mirasın sekizde biri hanımlarınızındır. Bu paylar, yaptığınız vasiyetler yerine getirilip ve varsa borcunuz ödendikten sonra verilir. Eğer ölen bir erkek veya kadının çocuğu ve babası bulunmadığı halde kelâle olarak (yan koldan) mirasına konuluyor ve kendisinin bir erkek veya kızkardeşi bulunuyorsa, bunlardan herbirinin miras payı terekenin altıda biridir. Eğer mevcut olan kardeşler bundan daha çok iseler, bu takdirde kardeşler mirasın üçte birini zarara uğratılmaksızın aralarında eşit olarak taksim ederler. Bu paylar ölenin vasiyeti yerine getirilip ve varsa borcu ödendikten sonra verilir. Bunlar, Allah tarafından bir emirdir. Allah her şeyi bilen ve yarattıklarına çok yumuşak davranandır.5:12 - Allah, İsrailoğularından söz almıştı. İçlerinden on iki müfettiş göndermiştik... Allah şöyle demişti: " Ben, muhakkak sizinle beraberim. Namazı dosdoğru kıldığınız, zekatı verdiğiniz, peygamberlerime iman ettiğiniz ve onlara yardımda bulunduğunuz, (mallarınızı) Allah yolunda güzelce sarfettiğiniz takdirde, günahlarınızı mutlaka örter ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere korum. Fakat sizden her kim de, bundan sonra küfrederse, dosdoğru yoldan sapmış olur.9:60 - Sadakalar ancak şunlar içindir: Fakirler, yoksullar, o işte çalışan görevliler, müellefe-i kulûb (kalbleri İslâm'a ısındırılacaklar), köleler, borçlular, Allah yolundakiler, yolda kalmışlar. Allah tarafından böyle farz kılındı. Allah her şeyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.25:65 - Onlar ki, şöyle derler: Cehennem azabını üzerimizden sav! Doğrusu onun azabı geçici bir şey değildir.52:40 - Yoksa sen kendilerinden bir ücret istiyorsun da, bu yüzden onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar?56:66 - "Doğrusu borç altına girdik."57:11 - Kimdir o, Allah'a güzel bir borç verecek olan ki, Allah da onun verdiğini kat kat artırsın ve onun için şerefli bir mükafat da versin.57:18 - Şüphesiz sadaka veren erkeklere ve sadaka veren kadınlara ve Allah'a güzel bir ödünç verenlere, verdikleri kat kat artırılır ve onlara şerefli bir mükafat vardır.64:17 - Eğer Allah'a güzel bir borç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat yapar ve sizi bağışlar. Allah çok mükafat verendir, halimdir.68:46 - Yoksa onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar?73:20 - Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve üçte birinde kalktığını, seninle beraber bulunanlardan bir topluluğun da böyle yaptığını biliyor. Gece ve gündüzü Allah takdir eder. O, sizin onu sayamayacağınızı bildi de sizi affetti. Bundan böyle Kur'ân'dan size ne kolay gelirse okuyun. Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip Allah'ın lütfunu arayan başka kimseler ve Allah yolunda savaşan daha başka insanlar olacağını bilmiştir. Onun için Kur'ân'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun, namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin (Hayırlı işlere mal sarfedin). Kendiniz için gönderdiğiniz her iyiliği, Allah katında daha hayırlı ve sevapça daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan bağış dileyin. Kuşkusuz Allah bağışlayandır, merhamet edendir.

         DARDA KALMIŞA İHTİYAÇ SAHİPLERİNE BORÇ VERMEK NEDİR ?

         TOPLUMUN GELİŞMESİ NEDİR ?

         BORÇLU KALINMAMASI NEDİR ?

         İSLAM DİNİNDE BORÇLARIN VADESİNDE ÖDENMESİ GEREKTİĞİ HÜKMİYETİ NEDİR ?

         BORCUNU ÖDEMEK İSTEMEYENLERİ CEZALANDIRMA ÖLÇÜSÜ NEDİR ?

         CEZALANDIRMA YETKİSİ KİMDEDİR ?

     

         İslam Dininin Sahibi, Allah Zül Celal ve Allah Rasulu Muhammed Aleyhisselamdır,

    İslam Dininin Olmazsa Olmazları, Asli Hükmiyetleri, Allah Zül Celalin Ayetleri ve Allah Rasulunun Hadisleridir,

    İslam Dininin, Olmazsa Olmazlarını, Ondan Bundan değil,

    İslam Dinini Sahibinden, Allah Zül Celal ve Allah Rasulunden Öğrenin,

     

         İslam Dininin İnancını, İman Etmiş olma şartlarını İbadetlerini ve gereklerini, Tam ve Doğru olarak öğrenmezseniz,

    Öğrenmek istemezseniz, Öğrenmeden Yaşarsanız,

    Bence diyerek, Yaşadığınızın, Doğru İnanç, İman ve İbadet olduğuna inanır ve yaşarsınız,

    Buda Sizi, Sapıklaşmaktan ve Sapıklıktan başka bir yere götürmez, götüremez,

     

         İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 BAKARA SURESİ AYET 245

    “ Her Kim Mümin bir Müslümandırki, Allah Zül Celale Güzel bir Borç versinde,

    Allah Zül Celal Ona, Mükafatları ile, Kat Be Kat geri Ödesin,”der

     

         İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 RAMUZ EL HADİS HADİS No C/2 S/198 H/6

      Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Her Kim Müslüman, İslam Dinini Tefekkuh etmekle, İslam Dinin Özünü, İcabatını, Hükmiyetini öğrenmekle ve

    Üzerinde Düşünmekle Mükelleftir ve Her Müslümanın Allah Zül Celale Borcudur, “ dedi der,

     

         İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 CAMİUSSAGIR HADİS No 2119

      Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ İslam Dininin En Hayırlı İbadeti, İlk önce, İslam Dininin Gereklerini, Olmazsa Olmazlarını Öğrenmektir,”dedi der,

     

         İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 RAMUZEL HADİS No C/3 S/254 H/3

      Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasûlu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Allah Zül Celalin Ayetlerinden, Allahın Rasulu olan Benim Sözlerimden, Hadislerimden,

    Sünnetlerimden, hiç olmazsa, İbadetlerinizin ve Amelinizin Doğru olup olmadığını anlayacak kadar,

    Hakiki İslam Dininin Yolunu bulacak kadar, Amelinizin, Çalışmanızın karşılığındaki Durumunuzun,

    İslam Dini Hükümlerinde Yerinizin en az Ne olduğu hakkında, kendi yerinizi bulacak kadar öğrenin,

    Heyet ilminden de, Kara ve Deniz karanlıklarında, Yolunuzu bulacak kadar öğrenin,” dedi der,

     

         İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                İBNİ MACE HADİS No 54

       Sahabeden Abdullah Bin Amr (ra) anlatıyor, Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Dini İlimlerin ve Beşeri İlimlerin Asli Kaynağı Üç tür,

    Birincisi,          Amel edilmesi Olmazsa Olmaz Şart olan Ayetler,

    İkincisi,            Amel edilmesi Olmazsa Olmaz Şart olan Sünnetlerimdir,

                            Bunlar, Bilmeniz Şart olan İlimlerdir,  Amel edilmesi olmazsa olmaz olan Farizalardır,

    Üçüncüsü,      Ayetlerden ve Sözlerimden Hadislerimden çıkarılacak İlimlerdir,

                            Bu İlimlerin dışında kalan, Bilgilerin Bilinmesi, Amel edilmesi, İbadet edilmesi olmayan,

                            Kıssalar, Hikayeler, Cedellerdir, Öğrenilmesi Zaruri değildir, Olmazsa Olmaz değildir,” dedi der,

     

         İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 DARİMİ HADİS No 655

      Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasûlu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Kur'anı anlamaya çalışmadan okumakla,  Kur'an okunmuş olmaz,

    Sözlerimi, Hadislerimi, Sünnetlerimi anlamaya yaşamaya çalışmadan sadece Nakletmekle ilim olmaz,

    İman ve Amel, Kur'anı Kerimi, Sözlerimi, Hadislerimi ve Sünnetlerimi anlamaya çalışmakla, yaşamaya çalışmakla,

    yaşatmaya çalışmakla, İlim ve Hidayetle anlayışla olur “ dedi der,

     

         İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                ALİ İMRAN SURESİ AYET 19

    “ Mutlakki, Allah Katında Kabul edilecek olan Din, İslam Dinidir,” der,


         İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                MAİDE SURESİ AYET 3

    “ Allah Zül Celal,”  Size Din olarak İslam Dinini Beğendim ve Seçtim, Size Dininizi tamamladım, “ der,

     

         İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 ZÜMER SURESİ AYET 11

    “ Rasulum Deki, Dininizi, Allah Zül Celale Halis kılarak, ( başka şeyleri karıştırmayarak )

    İman ve İbadet Etmekle Emrolundunuz,”der,

     

         İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 ZÜMER SURESİ AYET 2

    “ Mutlak ki Biz Size, Kitabınız, Kuranı Kerimi, İslam Dinini, Rasulum ile Hak olarak indirdik,

    Onun için, Dininiz, Allah ve Rasulunun Dini oluncaya kadar,

    Dininizi Allaha ve Rasulune Halis Kılınız, Sadece ve Sadece Allaha ve Rasulune Tahsis ediniz,” der,

     

         İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 ZÜMER SURESİ AYET 3

    “ Mutlak bilinizki, İslam Dini, Halis Din, Ancak ve Mutlak,  Allah Zül Celalin ve Rasulunun Dinidir,

    Veliler, Evliyalar, Tarikat diyerek, Dinde İhtilaflar, çekişmeler, ayrışmalar çıkarma Dini değildir,

      Veliler, Evliyalar, Tarikat diyerek, Dinde İhtilaf, çekişme, ayrışmalar çıkaranlar,

    Biz bu Velilere, Evliyalara, Tarikatlara, bizi Allah'a daha çok yaklaştırsın diye tabi oluyoruz derler Ya,

    Allah Zül Celal, Dinine ihtilâf Sokanlara, Nifak Sokanlara hükmünü verdiği zaman onlarda, sizde göreceksiniz,” der,

     

         İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 CAMİUL AHLAKIR HADİS No C1 H196

      Sahabeden İbni Şirin (ra) anlatıyor, Allah Rasûlu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Sözlerim, Hadislerim konusunda Allah Zül Celalden Korkun,

    Allah Zül Celalin Ayetlerindeki, Benim Sözlerimi, Hadislerimi, Kimden aldığınıza Azami Dikkat ediniz,

    Ayetlerdeki, Sözlerimdeki Anlamların, Hükümlerin açıklamalarını Kimden aldığınıza Azami Dikkat ediniz,

    Ayetlerdeki, Sözlerimdeki Anlamları, Hükümleri, Anlamları Daraltmadıklarına, Azami Dikkat ediniz,

    Zira Ayetler ve Sözlerim, SİZİN DİNİNİZ dir,” dedi der,

     

         İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 ENFAL SURESİ AYET 39

    “ Dininiz Tamamıyla, Allah ve Rasulunun Dini oluncaya kadar,

    Dininize Fitne Sokanlarla ve Fitne sokanların Fitneleri Yok oluncaya kadar, Mücadele edin, Savaşın,” der,

     

         Yani, İslam Dinini, Ruhbanlık Cemaati Dini yaparak değil, Şeyhlik, Müritlik Dini değil,

    İslam Dinini, Dedeler, Babalar, Bacılar, Pirler Dini değil, Sema veya Semah Fokloru Dini değil,

    İslam Dinini, İlahi, Gazel, Kaside, Mevlid, Naat, Şiir, Değiş, Türkü okuma Dini değil,

    İslam Dinini, Masal, Hikaye, Kıssa, Menkıbe anlatımıyla İroni Dini değil, Afyon gibi anlatımla Uyuşturma Dini değil,

    İslam Dinini, Hanefilere göre şöyle, Şafilere göre şöyle diyerek, İslam Dinini, Mezheplere uydurulmuş,

                            Mezheplere yapıştırılmış, Birbirinin Tam Zıddı olan Fetvalarla, Mezhep Fetvaları Dini değil,

    İslam Dinini, Peygamberimizin Mezhebi hangisiydi dedirten Mezhepçilikle, Mezhep Dini değil,

    İslam Dinini, Peygamberimizin Tarikatı hangisiydi dedirten Tarikatçılıkla, Tarikat Dini değil,

    İslam Dinini, Onun Bunun Söylediklerine göre, Onun Bunun Fetva verdiklerine göre, Fetva Dini değil,

         Dinayet, Diş İşleri Yüksek Kurulu, Yüksek Atma Dini değil, Güzel Kuran Okuma diyerek, TEGANNİ Dini değil,

         Bence Diyerek, Kendi Fikrini, Allah Zül Celale ve Rasulune, Şirk koşmuş olmakla, Şirk Dini Değil,

         Entel Dantel Sosyete İlahiyat Profları Dini değil, İslamcı Yazar Dini değil,

         Yahudiler ve Hristiyanlar gibi Sadece ve Sadece İlahi söylemek, Dua yapmak ile, İlahi ile Dua Dini değil,

         Pornfösör Adnan Oktar ve Hayasız Kediciklerinden, Hayasızlık ve İffetsizlikle, İffetsizlik ve Hayasızlık Dini değil,

         İslam Dininden Nefret ettirmek için kurulmuş olan teşkilatlar, Işıd, Hizbul Vahşi, Hizbul Tahrir, Elkaide Dini değil,

     

         İslam Dinini, Allah Zül Celale Miraç ile, Tamamen Allah Zül Celalin Kitabı Kuranı Kerim Ayetlerinde Emrettiği,

    Allah Rasulunun Hadislerinde Bildirdiği ve Sünnetlerinde gösterdiği Din, Allah ve Rasulunun Dini oluncaya kadar,

         İslam Dininin Doğrusunu, Allah Zül Celalin Kitabı Kuranı Kerim Ayetlerinden, Allah Rasulunun Sözlerinden,

    Hadislerinden, Sünnetinden Öğrenip, Nefislerinizle yapmakla, Doğru olanı Helal olanı yapmakla,

    Yanlış olandan, Haram olandan sakınıp kaçınmakla, yapmamakla, Evladlarınıza ve Başkalarına anlatıp Öğretmekle,

    Dillerinizle, Doğrusunu söyleyip Yanlışı terk ettirmeye çalışmakla,

    Allah Zül Celale, Allahın ve Rasulunun bildirdiği gibi Canla Başla, Gayretle Cehd ederek, ibadet ediniz der,

     

         İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 METEALİBUL ALİYE HADİS No 2908

      Sahabeden İbni Abbas (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Allah Zül Celal, her hak sahibine Muhakkak hakkını vermiştir,

    Muhakkak ki Allah Zül Celal Farzlar kıldı, Sünnetler koydu, Hadler, Sınırlar ve Cezalar Çizdi,

    Helal ve Haramları ayırdı, İslamın Şeriatını koydu, geniş ve kapsamlı kıldı, dar kılmadı,” dedi der

     

         İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 TİRMİZİ HADİS No 2413 

      Sahabeden Ebu Cuhayfe (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Senin Üzerinde, Rabbinin Hakkı vardır, Kendi Kendinin Hakkı vardır, Eşinin, Ailenin Hakkı vardır,

    Misafirinin Hakkı vardır, Her Hak Sahibine Hakkını vermekle Mükellef ve Sorumlusunuz, “ dedi der,

     

         İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 CİN SURESİ AYET 14 ve 15

    “ Doğrusu, Sizden, Haksız olan Müslümanlarda var, Bizlerden yana olan Müslümanlarda var,

    Mutlakki Mümin Müslüman Olanlar, İşte Doğru yolu, Allah Zül Celalin ve Rasulunun Yolunu Bulanlardır,”

    “ Allah Zül Celalin ve Rasulunun Doğru yolundan çıkanlar, Cehenneme Odun olacaklardır,”der 

     

         İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                 TALAK SURESİ AYET 1

    “ İşte Bunlar Allah Zül Celalin Sizin için Kıldığı Hudutlarıdır, Sınırlarıdır,

    Her Kim ki Allah Zül Celalin Hudutlarını, Sınırlarını aşmaya kalkarsa, ancak ve Mutlak Kendine Zulmetmiş olur,

    İnkarcılardan Kafirlerden Sapıklardan, Sapıtmışlardan, Sapkınlardan olmuş olur,”der, 

     

         İslam Dini ve Kuranı Kerim anlatılıyor, Anlatımın içinde Ayet Hükmiyeti YOK !!!

    İslam Dini ve Kuran anlatılıyor, Allah Rasulunun, Nasıl anlattığı YOK !!!  Anlatımın içinde Hadis Hükmiyeti YOK !!!

    İslam Dini anlatılıyor, Anlatımın içinde, İSLAMIN EDEP, HAYÂ ve İFFET konuları, Ayet ve Hadis Hükmiyeti YOK !!!

    Sevgi, Saygı Hoşgörü anlatılıyor, Anlatımın içinde Ayet ve Hadis Hükmiyeti YOK !!!

     

         Güya İslam Dinini Anlatıyorlar, Sadece ve sadece

    İslamın Tarihi ve Muhterem Zaatlar Menkıbeleri, Kerametleri anlatılıyor,

    İslam Dini diyerek, Sadece ve sadece etrafında, Tarihinde, Sahabe ve Muhterem Zaatlar Menkıbelerinde,

    Kıssalarında dolaşmayın, İslam Dininin içine, Olmazsa olmaz Amellerine giriniz,

         Zira, YEVMİ MAHŞER HESABIN da,  İslamın etrafında dolaşmaktan değil, Muhterem Zaatlar Kerametlerinden,

    Kıssalardan, Hikayelerden, Masallardan sorulacak değil, İslamın Tarihinden sorulacak değil,

     

         İslam Dininin, İman Etmiş olma Şartlarından,                                        SORGULANACAKSINIZ,

         İslam Dininin, Olmazsa Olmaz Amellerini yapıp yapmadığınızdan,      SORGULANACAKSINIZ,

         İslam Dininin, Olmaması Gerekenlerinden,                                           SORGULANACAKSINIZ,

     

         Yani, Mahşerde, İlk Önce, İmanınızın Olup Olmadığından Sorgulanacaksınız,

    sonra, İmanınızın Olmazsa Olmaz Şartlarını, Yerine getirip getirmediğinizden Sorgulanacaksınız,

    sonra, İbadetlerinizi yapıp yapmadığınızdan ve Eksikliklerinden Sorgulanacaksınız,

     

         Zira, İslam Dinine İman Etmiş olmanızı, Yapmanız Şart olan Olmasa Olmaz Amellerini,

    Yapmamanız Şart olan Olmazları, İslam Dininin Sahibine,

    Allah Zül Celale ve Rasulune İspat etmek Zorundasınız, !!!

    Hiç, İmanınızı ve Amellerinizi, Sahibine İspat etmeyi Düşündünüzmü ? !!!


         DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        İNSAN SURESİ AYET 2

    “ İnsanı İmtihan etmek için, Gören ve İşiten Düşünen olarak Yarattım, “ der,

     

         DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        HUUD SURESİ AYET 7

    “ Allah Sizi Yarattım ki, Hanginizin Daha Güzel işler yapacağı hakkında denenmektesiniz,  “ der,

     

         DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        ZÜMER SURESİ AYET 7

    “ Şüphesiz, Allah Zül Celal, Sizin Namazınıza, İbadetinize Muhtaç değildir “ der,

     

         DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        FATIR SURESİ AYET 15

    “ Ey İnsanlar, Siz Allah Zül Celale Muhtaçsınız,” der, 

     

         DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        RAAD SURESİ AYET 19

    “ Rabbinden, Sana İndirilenin, Hak olduğunu bilen ve kabul eden kimse ile,

    Hak olduğunu, İnkar eden kabul etmeyen kimse bir olurmu ? 

    Bunu, Ancak Akılı Selim Sahipleri Düşünür ve Anlar “ der,

     

         DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        HUUD SURESİ AYET 24 ve 30

    “ Gören, İşiten, Duyan, Gördüğü, İşittiği, Duyduğunun üzerinde Düşünenlerle,

    Fasık Kör Olanlar, Baktığı halde görmeyenler, Görmek istemeyenler,

    Fasık Sağır olanlar, İşittiği halde Duymayanlar, Duymak istemeyenler Bir ve Eşit olumu, ? 

    Haala Düşünmeyecekmisiniz ? Siz Hiç Düşünmeyecekmisiniz ? ”  diye soruyor,

     

         DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        RAMUZELHADİS HADİS No C/5 S/482 H 3

      Sahabeden Haris (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Cahil Olmaktan, Cehaletten şiddetli Fakirlik yoktur,

     Akıldan daha faydalı Zenginlik, Tefekkür ( Düşünmek ) gibi de İbadet yoktur,

    Tefekkür etmeden, Düşünmeden İbadet yapmakta yoktur,

    ( Yani Düşünmeden yapılan bir şey, İbadet dahi olsa size bir faydası yoktur,) ” dedi der,

     

         DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        CAMİUSSAGIR HADİS No 39

      Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Ey İnsanoğlu, Rabbine İtaat etki, Düşünceli ve Akıllı olasın,

    Rabbine İsyan edersen, İnkarcılardan olursun, “ dedi der,

     

         DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK        NİSA SURESİ AYET 82

    “ Kuranı Kerimi, İslam Dinini, Haala, Gereği gibi Hiç Düşünmeyecekmisiniz, ?

     

         Şimdi, Sizin Dininiz, Kimin Dini oluyor ?  Şimdiden düşünerek okuyunuz,  

     

     

         DARDA KALMIŞA İHTİYAÇ SAHİPLERİNE BORÇ VERMEK            BAKARA SURESİ AYET 282,

    “ Ey İman edenler, belirli bir süreye kadar birbirinize borç verdiğiniz zaman,

    ( Bir İş yaptırmaya veya yapmak için anlaştığınız zaman, Bir Anlaşma yaptığı zaman

    Alış Veriş yaptığınız zaman, İthalat, İhracat yaptığınız zaman ve Her türlü işlerinizi, )

    bir sözleşme ile yazılı bir Anlaşma olarak yapın, Orada bulunan ve Şahitliklerinden Razı olduğunuz

    Erkeklerinizden İki Kişiyi, yahud, Bir Erkekle İki Kadını Şahit yapın,

    Şahidlik yapmak, Bilir Kişilik, İşinde Konusunda Uzman olan, Erkeklerden En Az İki kişiyedir,

    Şayet İki Erkek yoksa, O Zaman Bir Erkek, İki Kadın Şahitlik, Bilirkişilik yapabilir, “ der,  

     

         DARDA KALMIŞA İHTİYAÇ SAHİPLERİNE BORÇ VERMEK            BAKARA SURESİ AYET 280

    “ Şayet Size borçlanan, borcunu ödeyebilme konusunda bir darlık içinde ise,

    Borçlunuza Ödeme kolaylığı kadar bir süre tanıyın,

    Gerçekte, Borcunu ödemekte acziyete düşenlere, Borçlarını ödemeleri için Zulum yapmayın,

    Alacağınızı Ona bağışlayıp, Sadaka yapmanız, Şayet bilebilir, anlayabilirseniz, Sizin için daha hayırlıdır,” der,

     

         DARDA KALMIŞA İHTİYAÇ SAHİPLERİNE BORÇ VERMEK                        İBNİ MACE HADİS No 2431

      Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Salllahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Miraca çıkarıldığım gece Cennet'in kapısı üzerinde " Sadaka karşılığına on misli mükafat vardır,

    Borç verme karşılığına on sekiz misli mükafat vardır ." ifâdesinin yazılı olduğunu gördüm,

    Bunun üzerine Cebrail'(as) ma, Borç vermenin sadakadan üstün olmasının hikmeti nedir ? diye sordum,

    Cebrail (as) cevaben, “ Sadaka dilenen kişi, yanında ihtiyacına yetecek kadar bir şeyler bulunduğu haldede

    dilenir, Fakat borç isteyen kimse, ancak ihtiyacı kadar borç ister, borçlanmak ister, “ dedi der,

     

         DARDA KALMIŞA İHTİYAÇ SAHİPLERİNE BORÇ VERMEK         METEALİBUL ALİYE HADİS No 1382

      Sahabeden Ebu Hureyre ve İbni Abbas (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Salllahu Aleyhi ve Sellem,

    " Felaketzedeye borç veren, borcunu güzellikle istesin, sonra aynı ameline yeniden başlasın,

    Vadesi geldiğinde, alacağını istemeye ve almaya verdiği borcunu talep etmede, Borçlusuna hoşgörülü

    davranana, Vadesi geçen alacağının geçen her gününe için sadaka Mükafatı verilecektir,

    O Hesap ve azap görmeksizin, Sırat köprüsünden, çakan şimşek gibi geçecektir,

    Zira Allah katında, verdiği her dirheme karşılık ona cennette bin kantar verilir,

    Kim İhtiyacı olan bir Müslüman kardeşine borç verirse, ona, verdiği her dirheme karşılık,

    Uhud, Hira, Sebir ve Sina dağlan ağırlığınca Mükafat verilecektir,

      Kime de Müslüman kardeşi borç için muhtaç olur da verecek gücü olduğu halde ona borç vermezse,

    Allah, iyilik sahiplerini mükâfatlandırdığı, günde ona Cenneti Haram kılacaktır, “ dedi der,

     

         DARDA KALMIŞA İHTİYAÇ SAHİPLERİNE BORÇ VERMEK          İBNİ MACE HADİS No 2417 ve 2419

      Sahabeden Ebu Hüreyre ve Ebül Yeser (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Salllahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Bir kimse, Bir Fakire, Bir İhtiyaç sahibine Borç veren, Verdiği borcun Vadesine Mühlet verirse veya

    Alacağını bağışlarsa, Allahta Ona Dünyada ve Ahiret te kolaylık ve Huzur ihsan eder,

        Her yerin Kasıp Kavrulduğu Mahşer gününde, Hesaba çekilme gününde, Allahın kendi gölgesinden başka

    gölge bulunmayan günde, Allah onu kendi gölgesinde gölgelendirecektir,“dedi der

     

         DARDA KALMIŞA İHTİYAÇ SAHİPLERİNE BORÇ VERMEK            TİRMİZİ HADİS No 1306

      Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    " Kim Darda kalmış Borçlusunun borcunu ödemeye gücünün yetmediğini görürde,

    Borçlusunu, borcunu ödeme süresini uzatarak ferahlandırırsa,

    veya ondan borcunun bir kısmını veya tamamını siler Borçlusuna bağışlar Ferahlandırırsa, 

    Allahta Onu Hem Dünyada Hemde Hiçbir Gölgenin olmadığı,

    Çok Çetin Hesabın görüleceği Mahşer gününde Ferahlatacaktır, “ dedi der,

     

         DARDA KALMIŞA İHTİYAÇ SAHİPLERİNE BORÇ VERMEK            TABARANİ HADİS No 799

      Sahabeden ve İkinci Halife Hz Ömer (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Kıyamet gününde bir adam getirilir ve Allah'ın huzurunda durdurulur,  Allah ona, Arkanda ne bıraktın ? diye

    sorar, O kul, " Ben insanlarla alışveriş Ticaret yapıyordum, Sattığım zaman Eli dar olanlara indirim ve kolaylık

    yapardım, Eli geniş olanlara zaman tanırdım " diye cevap verir, Allahta " Ben kulumu affetmeye layıkım,

    Ben O Kulumu Bağışlatacağım der, " dedi der,

     

         DARDA KALMIŞA İHTİYAÇ SAHİPLERİNE BORÇ VERMEK             METEALİBUL ALİYE HADİS No 1393

      Sahabeden İbni Ömer (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    " Duasının kabul edilip kendi Sıkıntılarının kalkmasını isteyen, Kendisine borcu olan,

    gerçekte Ödeme sıkıntısı çeken Borçlusunun sıkıntısını kaldırsın,” dedi der,

         DARDA KALMIŞA İHTİYAÇ SAHİPLERİNE BORÇ VERMEK             METEALİBUL ALİYE HADİS No 1391

      Sahabeden Ebu Cafer (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, " Cehennem alevinden,

    Cehennem Azabından kurtulmak isteyen, Allah'ın kendisini kurtarmasını isteyen, Borcunu Ödeme sıkıntısı

    bulunana Mühlet veren veya ondan, alacağının bir kısmını silen kimse bunu hak eder," dedi der,

     

         DARDA KALMIŞA İHTİYAÇ SAHİPLERİNE BORÇ VERMEK             İ.AZAM MÜSNED HADİS No 341 / 21

      Sahabe Kadınlardan Ümmü Hani (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Kimki, Ümmetimden borcunu Ödemeye güç yetiremeyen borçlu bir kimseyi, borcunu ödemesi için sıkıştırırsa,

    Allahta onu kabrinde sıkıştıracaktır, ” dedi der,

     

     

         TOPLUMUN GELİŞMESİ                       MÜNZİRİ HADİS No C/4 S/433 H 23 ve 8

      Sahabeden Ebu Hureyre ve İbni Ömer (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Müslüman, Müslümanın Kardeşidir, Ona Zulmetmez, Onu Yardımsız bırakmaz,

    Onu Küçümsemez, İnsana, Müslüman Kardeşini küçümsemesi Şer olarak yeter,

    Her Müslümanın, Diğer Müslümanlara, Canı, Irzı, ve Malı Haramdır, Yasaktır,

      Allaha Yemin ederimki, İki kişi Birbirini sevince, ( Arkadaş olunca, Dost olunca, Sırdaş olunca, )

    Onların aralarını, ancak ( birinden ) birinin işlediği bir günah ayırır “ dedi der,

     

         TOPLUMUN GELİŞMESİ                       TABERANİ HADİS No 71

      Sahabeden Selmanı Farisi (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Bağışlanan Günah vardır, Bağışlanmayan Günah vardır,

    Günah vardır Kişinin yanına kar kalmaz, Kişinin yanına bırakılmayacak Günah, İnsanların Zulum yapmasıdır, 

    Bağışlanabilir Günah, Allah ile Kul arasında kalan Günahtır,

    Bağışlanmayan Günah Allah Zül Celale ortak Şirk koşmaktır, “ dedi der,

     

         TOPLUMUN GELİŞMESİ                       MÜNZİRİ HADİS No C/4 S/518 H 25

      Sahabeden Ömer İbni Abdullah (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Zalim Birisine, Ümmetimden, Ey Zalim, Sen Zulmediyorsun demekten korktuklarında,

     Artık O Toplumun düzelmesinden, ( Gelişmesinden, Huzurlu olmasından, İstikrarlı olmasından,

    Sosyal Adaletli bir Toplum olmasından ) Ümit kalkmıştır, Ümit kalmamıştır “ dedi der,

     

     

         BORÇLU KALINMAMASI                       İBNİ MACE HADİS No 2413

      Sahabeden Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    " Ölen Mümin, borçlu olarak ölürse, O Borçu durduğu sürece, O Müminin Ruhu Askıda kalacaktır,“dedi der,

     

         BORÇLU KALINMAMASI                       TABARANİ HADİS No 788

      Sahabeden Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    ” Borçlu olduğu halde Ölen bir Müslüman, Borcu durduğu sürece, Ruhu Tutuklu kalacaktır, “ dedi der,

     

         BORÇLU KALINMAMASI                       CAMİUSSAGIR HADİS No 2451 

      Sahabeden Ata El Horasani (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “ Sohbetlerinizde

    Lezzetleri bulandıran Ölümden Bahsedinki, Borçlarınızı Bitirinizki, Hür Yaşayasın, Hür ölesin,“ dedi der,

     

         BORÇLU KALINMAMASI                       CAMİUSSAGIR HADİS No 788

      Sahabeden İbni Ömer (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Allah Zül Celale ve dahi İnsanlara olan Borçlarınızı Bitirinizki, Hür Yaşayasın,

    Günahlarını, Hatalarını, Kusurlarını Azaltki, Ölümün Sana ızdırablı olmasın, Kolay gelsin,“dedi der,

     

         BORÇLU KALINMAMASI                       RAMUZ EL HADİS HADİS No C4 S351 H 9

      Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ İnsan yaratıldığından bu yana Ölümünden daha şiddetli korkunç bir acıya rastlamamış olmakla beraber,

    Kişinin Ölümü sonrasında, Kabrinde ve Yevmi Mahşerde, Hesap Gününde, İmanından,

    İmanının Şartlarını yerine getirip getirmediğinden ve Amelinden Hesaba çekilmesine Nazaran Ölüm,

    daha korkunç bir acı değildir,” dedi der,

     

         BORÇLU KALINMAMASI                       DARİMİ HADİS No 2770

      Sahabeden Ebu Zer (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Ölümümden önce, Birine Borcum kalmış vaziyette ölmeyi istemem,

    Borçlarımın, alacaklılarına ödenmesi için gerekenden hariç, Maddi bir varlığımın kalmasını istemem, “ dedi der,

     

        BORÇLU KALINMAMASI                        TİRMİZİ HADİS No 3484

      Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Allah’ım, Sıkıntıdan, Üzüntüden, Acizlikten, Tembellikten, Cimrilikten, Borçlanmamın belimi bükmesinden,

    Borcumu ödeyememekten, İnsanların bana tahakkümünden Sana sığınırım,” diye Dua ederdi der,

     

        BORÇLU KALINMAMASI                        NESAİ HADİS No 4605

      Sahabeden Muhammed Bin Cahş (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    " Canım Kudretinde olan Allah Zül Celale Yemin ederimki,

    Borçlu olan Kimse, Allah Yolunda Şehid olsa, Sonra dirilse Tekrar Şehid olsada,

    Sonra dirilse Tekrar Şehid olsada, Borcunu ödemeden Cennete giremez, " sedi der,

     

         BORÇLU KALINMAMASI                       TİRMİZİ HADİS No 1573

      Sahabe Kadınlardan Sevban (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Mümin Müslüman Bir Kimse, Zekatını vermediği bir Malı olmasından uzak duran, 

    Devlet Malına, Devlet Görevine, Devlet Yetkisine Hainlik etmeyen, Gereksiz yere Borçlanmayan,

    Borcunu ödemekte acele eden ve Borçlanmaktan uzak duran Her Kim, Şayet Şirke düşmeden,

    Allaha Eş koşmadan, Mümin Müslüman olarak ölürse, Mutlaka Cennete gidecektir “ dedi der,

     

         BORÇLU KALINMAMASI                       MÜSLİM HADİS No 1619

      Sahabeden Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Salllahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Mescide Cenaze Namazı kılınması için getirilen Mevtanın, Dışarıya borcu olup olmadığını sorar,

    Borcu varsa, Borcunu ödeyecek bir şey bıraktımı diye sorar,

    O Borçsuz biri ise yada Borcunu ödeyebilecek bir şey bıraktı ise O Mevtanın Cenaze Namazını kıldırır,

    yoksa kendisi kılmaz Bize Siz kılınız derdi, “ dedi der,

     

         BORÇLU KALINMAMASI                       DARİMİ HADİS No 2596

      Sahabeden Ebu Katade (ra) anlatıyor, Bir gün cenaze namazı kılınması için bir erkek cenazesi getirilmişti,

    Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “ O Arkadaşınızın cenaze namazını siz kılın, Ben kılmam,

    Çünkü onun borcu var dedi, Ben " Bu  Borç benim üzerime olsun, ya Rasulullah dedim,

    Hz. Peygamber Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, " Bana Sözünü yerine getirecekmisin “ diye sordu,

    Ben, Sözümü yerine getireceğim diye cevap verdim de, Hz. Peygamber O Cenazenin Namazım kıldırırdı,“ der,

     

         BORÇLU KALINMAMASI                       CAMİUSSAGIR HADİS No 1255

      Sahabeden Ebu Musa (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Allah Zül Celalin Yasaklarına karşı işlediğiniz ve Allah Zül Celalin Huzuruna onunla varmamanız gereken

    Büyük Günahlardan biride, Kişinin Borcunu ödemeden ölmesi, yahut ölümünden sonra borcunu ödeyecek bir

    karşılık bırakmaması ve Geride kalanlarına Borcunu ödemek için Vasiyet etmemesidir, “ dedi der,

     

         BORÇLU KALINMAMASI                       TİRMİZİ HADİS No 2094

      Allah Rasulunun Damadı ve Ehli Beyti Hz Ali (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Miras Paylaşımında İlk önce, Ölenin borcu varsa Mirasından ödenir,

    Daha sonra Varisleri,  Ana baba bir olan Kardeşler,  Sadece Anadan kardeş olanlar Ananın Mirasını alır,

    Sadece Babadan kardeş olanlar Babanın Mirasını alır,” dedi der,

     

         BORÇLU KALINMAMASI                       MÜSLİM HADİS No 1619

      Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Ben, Her Mü'min Müslümana, kendi Nefsinden daha İleriyim, Her Kim Mü'min ve Müslüman,

    ( borçlu olarak kalarak, Kul Hakkı kalarak, üzerinde Emanet kalarak ölmeyi istemezde) Borçlu olarak ölürse,

    O Borcun ödemesi bana aittir, ancak herhangi bir varlık bırakırsa, O Mirascısınındır,” dedi der,

     

         Bu Ayet ve Hadislerin Hükmü, Her Müslüman için, ayrı ayrı tahakkuk etmesi :

    Allaha ve Habibine, Kendi kendini dahi aldatmayan Doğruluk ve Dürüstlükle olan

    Samimi olan İMANI, İNANCI ve Ameli ile Muteberdir,

     

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 BAKARA SURESİ AYET 283

    “ Borçlu olan, Allah Zül Celalden Korksun ve üzerindeki Borçlarını, Emanetlerini

    Hak sahiplerine versin, Ödesin,” der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 ALİ İMRAN SURESİ AYET 75 ve 76

    “ İnsanlardan öyleleri vardırki Ona çok büyük meblağlarda ve açık hesaba mal versen,

    O malın bedelini vadesinde, hatta vadesinden önce sana öder, İnsanlardan öyleleride vardırki !

    Ona çok az bedelli bir mal versen dahi, devamlı olarak tepesine dikilmeden O malın bedelini sana ödemez,

    Ümmilere yani bizden olmayanlara karşı bizde sorumluluk yoktur derler, ( Çekimmi var Senedimmi var der, )

    Onlar, hiçbir şeyden utanmadan ve korkusuzca, gözünüzün içine baka baka, bilerek yalan söylerler,

      İşte Onların Ahirette bir payı yoktur, AllahZül Celal Onların Hiç Yüzüne dahi bakmayacak,

    Onlarla konuşmayacak ve onlara Rahmet etmeyecektir, Onlara Elim bir Azap vardır,” der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 BAKARA SURESİ AYET 280

    “ Borçlu olan, Darlık ve Yokluk içinde ise, Allah Zül Celalin Ona, Borcunu ödeyebilmesi için bir çıkış yolu,

    Kolaylık verinceye kadar Sabredip ve devamlı Rabbine yönelmelidir, “ der, 

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 MUHAMMED SURESİ AYET 2

    “ Allah Zül Celal, Rasulu Muhammed Aleyhisselama Vahyederek İndirdiği Kuranı Kerime,

    İslam Dinine İman Edenlerin, Sadece ve Sadece Allah Zül Celale İbadet edenlerin,

    Doğru ve Dürüst olarak İyi Ameller, İşler yapmaya çalışanların, Alış verişlerini, Ticaretlerini, İşlerini düzeltir ve

    bereketlendirir, Kötü Hallerini, Hatalarını, Günahlarını Örter, Mahşer Hesabındaki Durumlarını düzeltir,“der,    

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 HAC SURESİ AYET 78

    “ Allah Rasulunun Size Şahit olması için, İnsanların Size Şahit olması için, Sizinde İnsanlara Şahit olmanız için,

    Artık Namazınızı Kılın, Zekatınızı verin, Allah Zül Celalin ve Rasulu Muhammed Aleyhisselamın Emirlerine

    Sımsıkı sarılın, Allah Zül Celal Sizin Sahibinizdir, Allah Zül Celal Ne güzel bir Yardımcıdır, “ der, 

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 NİSA SURESİ AYET 7, 11,13

    “ Ana ve Babanın ve Akrabanın geriye bıraktıkları Mirastan, Erkeklere bir Pay vardır, Kadınlara bir Pay vardır,

    Gerek az olandan, gerek Çok olandan, Erkeğinde, Kadınında bir Payı vardır,

      Mirastan Paylaşım, Erkeklere İki Pay, Kadınlara Bir Paydır,

    Bu Paylar, Ölenin Borçlarının Ödendikten sonra, Vasiyeti varsa yerine getirildikten sonra, Hak Sahiplerine verilir,

    Bunlar Allah Zül Celalin Sizin için Tayin ettiği Farz Ölçülerdir, “ der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 CAMİUSSAGIR HADİS No 2797

      Sahabeden Ebu Amr (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallâhu Aleyhi ve Sellem,

    “ Üç Şey Mümin İnsanın Gafletidir, Allah Zül Celali Hiç Anmaması,

    Sabah Namazını kıldıktan, Güneş doğuncaya kadar, Zikir etmemesi, Dua etmemesi, Ne kadar borca girdiğini

    düşünmeden, Ödeyemeyecek kadar borç alması borca girmesi, Müminin Gafletidir,”dedi der,  

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 TİRMİZİ HADİS No 2191

      Sahabeden Ebu Said El Hudri (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallâhu Aleyhi ve Sellem,

    “ İnsanlar arasında kimileri vardırki, Borcunu ödemeside, Alacağını istemeside güzeldir,

    Yine bu İnsanlar arasında bir kısmıda vardırki, Borç istemesi güzeldir, Borcunu ödemesi kötüdür,

    Yine bu İnsanlar arasında bir kısmıda vardırki, Borç istemesi kötüdür, Borcunu ödemesi güzeldir,

    Yine bu İnsanlar arasında bir kısmıda vardırki, Borç istemeside, Borcunu ödemeside kötüdür,

    Gözünüzü açın, Dikkatli olun Dikkat edin, bunların hepsi birer ibrettir, Onların en iyileri, Borç İstemeside,

    Borcu ödemeside güzel olanıdır, Onların en kötüleri, İstemeside vermeside kötü olandır“ dedi der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 TABARANİ HADİS No 717

      Sahabeden Ebu Humeyt Es Sadi (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallâhu Aleyhi ve Sellem,

    “ Müslümanların En Hayırlısı, Borcunu en iyi şekilde ve En güzel şekilde Ödeyenlerdir,

    Alacaklısının Gönlünü kazananlardır “  dedi der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 RAMUZEL HADİS HADİS No C/1 S/114 H/10

      Sahabeden Muaz Bin Cebel (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Salllahu Aleyhi ve Sellem,

    “ En hoş kazanç O Tüccarındır ki, konuştuğunda Yalan söylemez, Emniyeti Hulfetmez, Emanete hıyanet etmez,

    Vadinden, Sözünden dönmez, Borcunu geciktirmez, Alacaklı olduğunu sıkıştırmaz,

    satarken mallarını aşırı meth etmez ve alırken de kötülemez “ dedi der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 RAMUZ EL HADİS HADİS No C2 S114 H 10

      Sahabeden Muaz Bin Cebel (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ En Hoş, En Güzel Kazanç O Tüccarındır ki, Konuştuğunda yalan söylemeyen,

    Emniyete ve Emanete Hıyanet yapmayan, Vadinden, Sözünden dönmeyen, Borcunu geciktirmeyen,

    Alacaklısını sıkıştırmayan, Mallarını satarken Aşırı bir şekil Meth etmeyen övmeyen,

    Mal alırken de O Malı kötüleyerek Fiyatını düşürmeye çalışmayan,

    İnsanların Zaaflarını ve İhtiyaçlarını Fırsatcılık yapmayan Tüccar,  En Hoş Kazanan Tüccardır,  “ dedi der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 İ.MÜNZİRİ HADİS No C4 S51 H12

      Sahabeden Ebu Said El Hudri (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallâhu Aleyhi ve Sellem,

    “ Dikkat ediniz, İnsanlardan bir kısmı Karşısındaki, Borçlusunu ve Alacaklısını İncitmeden, Kırmadan,

    Borçlarını güzel bir şekilde öderler, Alacaklarını Güzel bir şekilde isterler, İşte Bunlar İnsanların En Hayırlısıdır,

      İnsanlardan Kimileride, Karşısındaki, Borçlusunu ve Alacaklısını İnciterek, Kırarak, Horlayarak, Küçük

    düşürerek, Borcunu öder, Alacağını ister, İşte Bunlar İnsanların En Şerlisidir, En Kötüsüdür, “  dedi der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 METEALİBUL ALİYE HADİS No 2608

       Sahabeden ve ikici Halife Hz Ömer (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallalahu Aleyhi ve Sellem,

    " Karşındakinin Kıldığı Namazı yahut Tuttuğu orucu seni aldatmasın,

    Sen Karşındakinin ancak konuştuğunda doğru söyleyip söylemediğine, kendisine bir şey emanet edildiğinde

    Emanete Riayet edip etmediğine, Emaneti yerine getirip getirmediğine, Emaneti teslim edip etmediğine,

    Dünyalık bir şey kazandığında, Dünyalığa İstiğna edip etmediğine, Mal Mülk Düşkünü olup olmadığına

    Malı Mülk ile Kibirlenip Kibirlenmediğine bak, “ dedi der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 FETHUL BARİ HADİS No 2408

      Sahabeden Mugire İbni Şu be (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Allah Zül Celal Size, Dedi Kodu ve Gıybeti, Ana ve Babanıza Karşı gelmeyi, Diklenmeyi, Bağırıp Çağırmayı,

    Çocukları Diri Diri Gömmeyi, ( Onları Allah Zül Celal ve Benim öğrettiğim şekilde eğitmemeyi,)

    Hakkınız olmayan bir şeyi bir şekilde almayı, Aldığınız bir borcu veya borçlandığınızı ÖDEMEMEYİ, 

    Sizin olan Malınızıda Boş yere Zayi etmeyi, harcamayı, HARAM KILDI, “ dedi der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 TİRMİZİ HADİS No 1265

      Sahabeden Ebu Ümame (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Ödünç alınan, Borç alınan, Borca alınan her şeyin Bedeli, Mutlaka alacaklısı tarafından geri alınacaktır,

    Borç Mutlak suretle ödenecektir, Borç ödenmek zorundadır, Borçlanmaya Kefil olanda aynen Borçlu olan gibidir,

    Kefili olduğu Borç sahibi Borcunu Ödemez, Ödeyemezse Kefil O borcu ödemek zorundadır, ” dedi der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 METEALİBUL ALİYE HADİS No 1372

      Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Bir adam gelip, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Selleme,

    Hac etmem gerekiyor, Lakin Borcumda var Ne yapmalıyım, diye sordu, Allah Rasulu cevaben,

    “ Önce Borcunu Öde” dedi der,  

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 METEALİBUL ALİYE HADİS No 1383

      Sahabeden Saad Bin Ebi Vakkas (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Bir adam, Allah yolunda Cihad ederken öldürülse, sonra dirilse yine öldürülse, sonra dirilse yine öldürülse,

    Borcunu ödemedikce, Cennete giremez,”dedi der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 TABARANİ HADİS No 585

      Sahabeden Câbir bin Abdullah (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Borç üzüntüsünden daha büyük üzüntü, göz ağrısından daha büyük ağrı yoktur, “ dedi der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 CAMİUSSAGIR HADİS No 1592

      Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Zaruri olmayan yere, Gereksiz yere, Lükse Konfora dalmak için, Borç almaktan, Borçlanmaktan Sakının,

    Zira, Zaruri olmayan, Gereksiz yere olan, Lükse Konfora dalmak için Borçlanmanın, Size karşılığı,

    Gecesi Kaygıdır, Gündüzü ise Zillettir, “ dedi der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 NESAİ HADİS No 4608 ve 4607

      Sahabeden  Ubeydullah Abdullah Bin Utbe (ra) ve  Allah Rasulunun Hanımlarından ve Müminlerin Annesi

    Hz Meymune (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    "  Her Kim, Ödeme Niyeti ile, Ödeme Kastı ile Borçlanırsa, Allah Ona yardım eder,

    Allah Ona, O Borcunu daha Dünyada iken Ödeme gücü ve kolaylığı verir, " dedi der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 RAMUZ EL HADİS HADİS No C2 S167 H4

      Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Salllahu Aleyhi ve Sellem,

     “ Her Kim, " Allahümme Mâlikel Mülki Tü'til Mülke Men Teşâü ve Tenziul Mülke Minmen Teşâü ve Tuizzu

    Menteşâü ve Tüzillü Men Teşâü Biyedikelhayr, İnneke Ala Külli Şey'in Kadir, Rahmâned Dünyavel ahreti,

    Tü'tihâ Menteşâü ve Temne'uhâ Menteşâü, İrhamnîy Rahmeten Tağninî Bihâ an Rahmetin Min Sivâk,"

      ( Ey Mülkün sahibi olan Allahım, Sen Mülkü dilediğine verirsin, Mülkü dilediğinin elinden çeker alırsın,

    Sen dilediğini Aziz edersin, Dilediğini ise Zelil edersin, Hayır ve Şer yalnız sendendir, Şüphesiz Sen her şeye

    Kadirsin, Dünya ve Ahiretin Rahmanı olan Allahım! Sen onları dilediğine verirsin, dilediğinden men edersin,

    Bana öyle bir rahmet ihsan eyle ki, o Rahmetin, beni Senden başkasının merhametinden müstağni kılsın, )

    Zikri ile Dua ederse, üzerinde Dağ gibi borcu da olsa, Allah Zül Celal O borcu ödemek için sana yardım eder ve

    O borcu sana ödeme kudreti verir ödettirir, “ dedi der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 METEALİBUL ALİYE HADİS No 1266

      Sahabeden Abdurrahman Bin Avf (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Muhakkak ki Allah Zül Celal, İster Satıcı, İster Alıcı olsun, İster Borçlu, İster Alacaklı olsun,

    Hoşgörülü davranan Müslüman kişiyi Cennete koyacaktır,” dedi der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 CAMİUSSAGIR HADİS No 181

      Sahabeden Osman Bin Affan (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Alırken, Satarken, Borcunu öderken veya Alacağını isterken, Yumuşak davranan, güzel davranan kişiyi,

    Allah Zül Celal Cennetine koysun,” diye dua ederdi,” der,

     

        BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                  BUHARİ HADİS No 460

      Allah Rasulunun Hanımlarından ve Müminlerin Annesi Hz.Aişe (ra) anlatıyor,

    Allah Rasulu Sallallâhu Aleyhi ve Sellem, “ İnsan borçlandığı zaman, Ödeyeceği Vakti söz verir de sözünde

    duramazsa, Sözünde duramadığı zamanda, Söz söylemesi, Yalan uydurmasıdır, “ dedi der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 NESAİ HADİS No 4380

      Sahabeden Amir Bin Ebi Talip (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    " Öyle Zaman gelecekki, İlim, Sadece görünüş ve gösteriş için öğrenildiğinde,

    Mal Çoğalacak, Ticaret yaygınlaşacakta, Tüccarların güvenirliliği, başkalarına sorulmadan alışveriş

    yapılamayacak, Kos Koca Piyasada, Doğruluğu ve Dürüstlüğü olan bir Tüccar, bulunamayacak," dedi der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 İBNİ MACE HADİS No 2410, 2409 ve2411

      Sahabeden Cafer Bin Ebi Talip,  Süheyb Bin Sinan, ve Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor,

    Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Borçlu, Allah'ın Rızâsına aykırı bir yola girmedikce, borcunu ödeyinceye kadar Allah onunla beraberdir,

      Her Kim, Bedelini Vadesinde Ödemek kastıyla Borçlanırsa,  Allah Ona, O Borcunu Ödemesinde, yardım eder,

    ( Borcunu ödemekte zorlanmazsın, Borcunu ödeyeceğin bedel hiç ummadığın bir yerden, Kazanç, yardım gelir,)

      Her kimde  halkın mallarını, telef etmek, geri ödememek niyetiyle veya

    ödeyeceği borcunu başka vadelere sallayıp, alacaklısına güçlük ve zorluk çıkaracak şekilde alır, borçlanırsa,

    Allah onu Kimseyi ve Mallarını Telef eder, Onu Zelil eder, İşlerini Perişan eder, dağıtır, 

      Her Kim, Ödememek niyetiyle borçlanırsa,  Allah'ın huzuruna Hırsız olarak çıkacaktır “ dedi der, 

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 ŞUURA SURESİ AYET 47

    “ Vakitlerinize, Vadelerinizde, Borçlarınızda, geri çevrilmesi olmayan Gün gelmezden önce,

    Vaadlerinizi, Vadelerinizi, Borçlarınızı, Görevlerinizi yerine getirin,

    Zira O gün, Ne Kaçacak, Ne Sığınacak bir yeriniz olmadığı O Gün gelmeden, Rabbinizin Çağrısına Uyun, “ der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 EBU DAVUD HADİS No 3635

      Sahabeden Ebu Sırma (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Salllahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Kasten Başkasına zarar verene, Allah ta Zarar verecektir,

    Kasten Başkasına Güçlük çıkarana, Zorluk çıkarana, Allah ta Güçlük ve Zorluk çıkaracaktır,” dedi der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 MÜSLİM MUHTASARI HADİS No 2328

      Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallalahu Aleyhi ve Selem yanındaki Sahabilere,

    “ Müflis, İflas etmiş Kimse Kimdir Bilirmisiniz, diye sordu, Sahabeler, Kendisini sıkıntıdan kurtaracak ve

    Borçlarını ödeyecek Eşyası, Dinarı, Dirhemi ve Malı kalmayan kimsedir diye cevap verdiler, Allah Rasulu,

    Gerçek Müflis, yani İflas eden, Mahşer Gününe, Kıldığı Namazlarla, Tuttuğu Oruçlarla, Verdiği Zekat ve

    Sadakalarla, Yaptığı Farz ve Nafile İbadetlerle gelipte, Dünya Hayatında iken başkalarına haksızlık etmiş olan,

    başkalarının Malını Gasbetmiş, Ona Buna Sövmüş olanın, Ona Buna Zina İftirası yapmış olanın,

    Haksız yere Kan Dökmüş veya Dövmüş olanın İbadetleri, Bunlara Taksim edilip verilecektir,

    Hala Bu Zulmettiği ve kendisinden Alacaklı ve Kimselerin Haklarını Karşılamayıp tükendiğinde,

    Bu Defa, Zulmettiği, ve Kendisinden Alacaklı olan Kimselerin Günahları, O Kimsenin üzerine yüklenecektir,

    Sonrada kalan Cezasını çekmek üzere Cehenneme atılacaktır, Müflis, yani İflas etmiş Kimse budur, “ dedi der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 TİRMİZİ HADİS No 2419

      Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallalahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Kıyamette, Hesap gününde Ne Dinar Nede Dirhem bulunmayacaktır, Dünya Hayatında iken başkalarına

    haksızlık etmiş olan, başkalarının hakkını yemiş olan Hesaba çekilen kimsenin, İyilik ve Sevapları varsa onlar

    alınıp, O Kimsenin Haksızlık ettiği ve Hakkını yediği kimseye verilecektir, Şayet Sevapları yoksa,

    Haksızlık ettiği, Hakkını yediği kimsenin günahları, Haksızlık edene, Hak yiyene yüklenmek,

    Haksızlık edilenin, Hakkı yenilenin Günahları azaltılmak suretiyle hesaplaşma tamamlanacaktır,

    Mal ve Namus meselesinde bir kulun bir kardeşinde bir hakkı bulunur da,

    Onlar Dünya hayatında iken Helalleşirse,  Allah o kuluna Rahmet etsin, “ dedi der,

     

         BORCUN VADESİNDE ÖDENMESİ                 RIYAZUHUSSALİHİN HADİS No 67 

      Sahabeden Şeddad İbni Evs (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Akıllı kişi, ( kendi kendini dahi aldatmayan doğrulukla ) Nefsini sorguya ve hesaba çeken,

    Nefsine hakim olan kimsedir ve Ölümü sonrası içinde çalışandır,

      Âciz kişi, Akılsız Kişi ise, Nefsinin duygularına tâbi olan, Nefsine Hakim olamayan,

    Ölümü sonrasını düşünmeyen kişidir, “ dedi der,

     

     

         Borç alıp veya Borca alıp Borcunu Vadesine göre ödememek, Yahudi ve Hiristiyanlarda yoktur,

    Onun içinde Dünyalık işleri Düzenlidir, İstikrarlıdır, Dünyalık işleri Düzenli ve İstikrarlı olduğu içinde,

    Dünya Ticaretinde, Sanayisinde, Kuvvetlidirler,  

     

         Borç alıp veya Borca alıp Borcunu Vadesine göre ödememek, Ben Müslümanım diyenlerde vardır,

    Onun içinde Dünyalık işleri Düzensizdir, İstikrarsızdır, Perme Perişandır, Dünyalık işleri Düzensiz ve

    İstikrarsız olduğu içinde, Dünya Ticaretinde, Sanayisinde, yerleri yok denecek kadar azdır,

    Bu Perme Perişan Durumlarınada Hala Aymazlıkla devam etmekte değillermi ?  

     

         İmdi ! Hesab, Borçlu olmak odurki, Şayet Dünyada iken borcunu ödemeye Niyetin yoksa,

    Şayet Borçunu ödemez isen, O Borcun Hesaplaşılacağı Asıl Vade gediğinde Pişman olup olmayacağını

    düşünmek ve hesap etmektir, Zira, Alacaklının, Alacağına ihtiyacı olmadığı yerde,

    Borçlunun borcunu ödeyecek olanına, O Borcun ödenmesi hiçbir şey ifade etmeyecektir, 

     

         Yukarıdaki Ayet ve Hadisleri Şu Halk Deyişleri Ne güzel Tefsir ediyor,

      “ Kendine yapılmasını Kabul etmediğin bir hareketi, Sende Başkasına yapmayasın,

    Alacağına Yavuz olduğun gibi, Vereceğinede Yavuz Olasın,

    Sende Hakkı olanın, Hakkını Verki, Sende Hakkını alasın, 

         Adamın Hayırlısı, Dostuna Yük olmayandır,

    Tahammül edilen değil, Tahammül eden olasın, 

         Adamın Ahmağı, Dostundan Maddi ve Manevi Kendi çıkarında faydalandığı halde,

    Dostunu Perişan ettiğinin Farkında dahi olmayandır,”

     

     

         BORCUNU ÖDEMEK İSTEMEYENLERİ CEZALANDIRMA ÖLÇÜSÜ                     MAİDE SURESİ AYET 45

    “ Sizlere Cezalandırma ölçüsü olarak, İnsanların Gözünü çıkaranlara karşılık, Göze Göz, 

    İnsanların Dişini kıranlara karşılık, Dişe Diş, İnsanların Burunu kıranlara karşılık, Buruna Burun, 

    İnsanların Kulağını kesenlere, koparanlara karşılık, Kulağa Kulak, ( Malınıza karşılık Mal, )

    İnsanları yaralayanlara karşılık, aynı şekilde Yaralamayı, İnsanları öldürüp Canını alanlara karşılık,

    O Katilinde, Teröristinde Canını almayı, Cana Can, Ödeşme olarak, Kısas olarak yazdık, “ der,

     

         BORCUNU ÖDEMEK İSTEMEYENLERİ CEZALANDIRMA ÖLÇÜSÜ                     BAKARA SURESİ AYET 179

    “ Ey İman Edenler, Öldürülenler hakkında, Kısas Size Farz kılındı, Kısas, Size Rabbinizden bir hafifletme ve

    Rahmettir, Ey Akıl Sahipleri, Kısasta, Sizin için Hayat vardır, Umulurki, Suç işlemekten Sakınırlar, Cayarlar,

    Terörden, Anarşiden, Bozguncululardan, Dolandırıcılardan, Gaspcılardan ancak bu şekilde korunabilirsiniz, “ der,

     

         BORCUNU ÖDEMEK İSTEMEYENLERİ CEZALANDIRMA ÖLÇÜSÜ                     ŞUURA SURESİ AYET 40

    “ Kötülüğün Cezası, Kötülüğün yapıldığı şekli ile Cezalandırmaktır, “ der,

     

         BORCUNU ÖDEMEK İSTEMEYENLERİ CEZALANDIRMA ÖLÇÜSÜ                     HAÇ SURESİ AYET 60 

    “ Kime, Bir Zulum yapılırsa, Zulmu yapana, Zulmu yaptığı şekilde Ceza verin, “ der,

     

         BORCUNU ÖDEMEK İSTEMEYENLERİ CEZALANDIRMA ÖLÇÜSÜ                     NAHL SURESİ AYET 126 

    “ Eğer Ceza verecekseniz, Size yapılan Zulmun aynısı ile ceza verin, bu daha hayırlıdır “ der,

     

         BORCUNU ÖDEMEK İSTEMEYENLERİ CEZALANDIRMA ÖLÇÜSÜ                     ENAM SURESİ AYET 160

    “ Kim, Bir kötülük yaparsa, Yaptığı kötülüğün dengiyle, Aynısı ile Cezalandırın,

    Ne bir eksik Ne bir fazla ceza ile haksızlığa uğratmayın, Sizde Haksızlığa uğramayın, “ der.

     

         BORCUNU ÖDEMEK İSTEMEYENLERİ CEZALANDIRMA ÖLÇÜSÜ                     MAİDE SURESİ AYET 50

    “ Allah Zül Celal, Kendini Bilen Bir Toplum için,

    Allah Zül Celalden daha güzel Hüküm verebilecek olan Kimdir, ? diye soruyor “ der,

     

         BORCUNU ÖDEMEK İSTEMEYENLERİ CEZALANDIRMA ÖLÇÜSÜ           

    RAMUZELHADİS HADİS No C/3 S/297 H/6

      Allah Rasulunun Damadı ve Ehli Beyti Hz Ali (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallalahu Aleyhi ve Sellem,

    “ İlim ve Adalet Güzeldir, Alimlerde, İlim Adamlarında, Devlet adamlarında ve Hakimlerde, daha da Güzeldir,

    Verağ, Tevazu, Güzel Ahlak ve Gösterişsiz olmak Güzeldir, “ dedi der,

     

         BORCUNU ÖDEMEK İSTEMEYENLERİ CEZALANDIRMA ÖLÇÜSÜ         

    ESBABI VURUDİL HADİS HADİS No 101 v 100

      Sahabeden İbni Abbas ve Ubade Bin Samid (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem

    “ İslam Dininde, Hiçbir Kimseye Zarar vermek ve Zarara uğratmak yoktur,

    Zalimlik yaparak, Gasbcılık yaparak, Kundakcılık yaparak, Katliam yaparak Başkalarına Zarar verenin,

    Hiçbir yerde ve hiçbir şeye Hakkı yoktur, “ dedi der,

     

         BORCUNU ÖDEMEK İSTEMEYENLERİ CEZALANDIRMA ÖLÇÜSÜ                      CAMİUSSAGIR HADİS No 704

      Sahabeden Cüz Bin Kays (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Affedilebilecek kadar bir Kusur, Bir Hata, Bir Suç varsa Affediniz, Bir Kusura, Bir Hataya,

    Bir Suça Ceza verecekseniz,  Suç Miktarınca Ceza veriniz, Daha fazla yada Eksik değil, Zira Bu Hal, Kusurdan,

    Hatadan, Suçtan caydırıcılık yapmaz, Devamlı O Kusurla, Hata ile, Suç ile Muhatap kalırsınız, “ dedi der,

     

         BORCUNU ÖDEMEK İSTEMEYENLERİ CEZALANDIRMA ÖLÇÜSÜ                     MÜNZİRİ HADİS No C4 S52 H13

      Sahabeden İbni Abbas (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallâhu Aleyhi ve Sellem,

    “ Şübhesiz, Borç verenin Alacaklısı üzerinde, Borcunu ödememe konusunda, konuşması,

    yani Borçlusunun cezalandırılmasını isteme yetkisi vardır, “ dedi der,

     

         BORCUNU ÖDEMEK İSTEMEYENLERİ CEZALANDIRMA ÖLÇÜSÜ         

    İBNİ MACE HADİS No 2404, 2405 ve 2427

      Sahabeden Abdullah Bin Ömer ve Ebu Ümame El Bahili (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallâhu Aleyhi ve Sellem,

    “ Borcunu ödemeye muktedir olanın, borcunu ödemeyi geciktirmesi Zulumdür,

    Birinin alacağını alabilmeyi zorlaştırmak Zulumdür, böyle yapan veya yaptıranlar Zalimdir,

       Kim, Birinin Borcuna Kefil olursa, ( Borçlusu O Borcu Ödemez yada Ödeyemezse )

    O Borcu Kefili Yüklenmiştir, O Borcun ödenmesi Vacip Bir İbadettir,

       Borcunu Ödemeye Muktedir olan kişinin, Borcunu ödemeyi geciktirmesi, ( alacaklısı tarafından )

    Şikayet edilmesini ve Devlet tarafında Cezalandırılmasını, Hapsedilmesini Helal kılar, “ dedi der,

     

         BORCUNU ÖDEMEK İSTEMEYENLERİ CEZALANDIRMA ÖLÇÜSÜ                     İBNİ MACE HADİS No 2540

      Sahabeden Ubade Bin Es Samit (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Ey müslümanlar Sizi,  Allah'ın Suçlara Tayin ettiği Had cezâlarını, İster Size Yakınınız olsun,

    İster Yakınınız olmasın, İster Tanıdığınız olsun, İster Tanımadığınız olsun, Suçluya Cezalandırmayı,

    Suçun hakkına gore dosdoğru şekilde İnfaz ediniz,

    hiçbir Kınayanın kınaması, Size Cezayı uygulamaktan geri durdurmasın, caydırmasın, “ dedi der,

     

         BORCUNU ÖDEMEK İSTEMEYENLERİ CEZALANDIRMA ÖLÇÜSÜ                MÜNZİRİ HADİS No C/4 S/413 H 18

      Sahabeden ve Beşinci Halife Muavye (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Zayıf Kimselerin, Kuvvetlilerden Haklarını eziyet görmeden alamadığı Bir Millete,

    Aralarında Hak ve Adaletle Hükmedilmeyen Bir Millete, Hürmet edilmez, Merhamet olunmaz “ dedi der,

     

         BORCUNU ÖDEMEK İSTEMEYENLERİ CEZALANDIRMA ÖLÇÜSÜ                     BUHARİ HADİS No 1978

      Sahabeden Cerir Bin Abdullah el Beceti (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem

    “ Merhamet etmeyen, Merhametli olmayan Kimseye, Merhamet olunmaz,

    ( Sizde Merhamet etmeyiniz )” dedi der,

     

         BORCUNU ÖDEMEK İSTEMEYENLERİ CEZALANDIRMA ÖLÇÜSÜ                     NESAİ HADİS No 4597

      Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ İflas edenin yanındaki Mal, O Mal Kimden alınmışsa onundur,

    başkasına verilmez, (başkasıda alamaz)” dedi der,

     

         BORCUNU ÖDEMEK İSTEMEYENLERİ CEZALANDIRMA ÖLÇÜSÜ                     TABARANİ HADİS No 71

      Sahabeden Selmanı Farisi (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem ,

    “ Günah vardır, Suç vardır, Bağışlanan Günah, Suç vardır, Bağışlanmayan Günah, Suç vardır,

    Günah vardır, Suç vardır, Kişinin yanına kar bırakılamaz, Kişinin yanına bırakılmayacak Günah,

    İnsanların Zulum yapması Suçudur, Bağışlanmayan ve Suç Günah Allaha ortak koşmaktır,

    Bağışlanabilir Günah ise, Allah ile Kul arasında kalan Günahtır “ dedi der,

     

         BORCUNU ÖDEMEK İSTEMEYENLERİ CEZALANDIRMA ÖLÇÜSÜ                     MÜSLİM HADİS No 1556

      Sahabeden Ebu Said Hudri ve Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Salllahu Aleyhi ve Sellem zamanında,

    “ İflas eden kimseye borca mal vermiş olan, Verdiği mal halen elinde iken yetişirse,

    O malı almaya, onun başka borçlularından daha hak sahibidir,

      Bir Tüccar, Satın aldığı mahsüllerin telef olması nedeni ile borçları çoğalmış, borçlarını ödeyemez olmuştu,

    Allah Rasulu O Tüccara Zekatınızdan, Sadakanızdan verin diye emir etti, Halk da O Tüccara Zekatını,

    Sadakasını verdi, Lakin O Tüccara verilen Zekat ve Sadaka, Alacaklılarına olan Borçlarını ödemeye yetmedi,

    Allah Rasulu, O Tüccarın alacaklılarına, Bulduğunuzu aldınız, Size bundan başka bir şey yoktur, “ dedi der,  

     

     

         CEZALANDIRMA YETKİSİ                     İSRA SURESİ AYET 33

    “ Kim Zulmen Öldürülürse, Onun Mirascısı öldürülenin hakkını arar,

    Her Kim Zulme uğrarsa,  Her kimin Malı gasbedilir dolandrılırsa Hakkını arar,

    Ancak bu Hak arama, Yargılama, Hükmünü verme, Cezalandırma ve Kısasın yapılması yetkisi,

    Şahsın kendisine yada Mirascılarına verilmemiştir,

    Hak ve Adaleti yerine getirme, Yargılama ve cezalandırma yetkisi, Devletin Mahkemelerine verilmiştir “ der.

     

         CEZALANDIRMA YETKİSİ                     NİSA SURESİ AYET 59

    “ Elçiye ( Hak ve Adalet adına Yetki verilmiş Hakimlere ) İtaat edin,

    Şayet, aranızda herhangi bir anlaşmazlığa düşerseniz, O Davayı alıp Elçiye ( Hakime ) götürün,

    Bu daha iyi bir yoldur, Sonuç bakımından daha güzeldir “ der.

     

         CEZALANDIRMA YETKİSİ                     MAİDE SURESİ AYET 44

    “ Alimler, Hakimler ve İdareciler, Kendilerine verilen İlmi, Hak ve Adaleti korumakla Görevlendirilmiştir,

    Ey Alimler, Ey Hakimler ve İdareciler, Hak ve Adaleti, Kendi Menfaatiniz karşılığında satmayın “der.

     

         CEZALANDIRMA YETKİSİ                     SAAD SURESİ AYET 26

    “ İnsanlar arasında Hak ve Adaletle Hüküm ver,

    Hak ve Adalet hususunda Keyfi veya İdeolojik tercihte bulunma,

    Hak ve Adalet kanunlarına uymayan davalar için, Hak ve Adalet kanunlarına uyuyormuş gibi

    Yargı kararı vermeyin, Hak ve Adalette ve Yargıda, Tercih belirten Keyfilik olamaz “ der.

     

         CEZALANDIRMA YETKİSİ                     ALİ İMRAN SURESİ AYET 23

    “ Kendilerine Hak ve Adaletle hüküm vermeleri için yetki verilmiş olanlar, Hakimler,

    İdari Makam Yetkisi sahipleri, İnsanlar arasında Hak ve Adaletle Hüküm versin diye çağrıldıkları halde,

    Onlardan bir Topluluk, Kendilerine uydurdukları inançlar ile Hak ve Adaletten yüz çeviriyorlar,

    Hak ve Adaleti sadece kendileri bilir, kendileri hüküm verir zannediyorlar “ der.

     

         CEZALANDIRMA YETKİSİ                     BAKARA SURESİ AYET 44

    “ Siz, Hak ve Adaleti bildiğiniz halde, İnsanlara İyiliği, Hak ve Adaleti Emrettiğiniz halde,

    Kendiniz, Hak ve Adaletle İş yapmayı unutuyorsunuz, Aklınızı kullanmıyormusunuz ? “ der.

     

         CEZALANDIRMA YETKİSİ                     İBNİ MACE HADİS No 2540

      Sahabeden Ubade Bin Es Samit (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Ey müslümanlar Sizi,  Allah'ın Suçlara Tayin ettiği Had cezâlarını, İster Size Yakınınız olsun,

    İster Yakınınız olmasın, İster Tanıdığınız olsun, İster Tanımadığınız olsun, Suçluya Cezalandırmayı,

    Suçun hakkına gore dosdoğru şekilde İnfaz ediniz,

    Hiçbir Kınayanın kınaması, Size Cezayı uygulamaktan geri durdurmasın, caydırmasın, “ dedi der,

     

         CEZALANDIRMA YETKİSİ                     İBNİ MACE HADİS No 2537

      Sahabeden Abdullah Bin Ömer (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    “ Adaletli bir Devlet Başkanının, ( Adaletle Yargı Hükmü veren Bir Hakimin ) Bir günü,

    Altmış senelik İbadetinden daha hayırlıdır,

    İşlediği Suçu ile, Yargılanması ile Cezayı hak etmiş olan Suçluya, Hakkı olan cezayı tatbik etmek,

    uygulamak, Kırk gün yağan yağmurun, Yer Yüzünü temizlediğinden, daha iyi temizler,” dedi der,

     

         CEZALANDIRMA YETKİSİ                     TİRMİZİ HADİS No 1394

      Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Üzerinde gümüşten Ziynet eşyası olan bir Kadın yolda giderken,

    Bir Yahudi onu yakalayıp başını taşla ezip ziynet eşyalarını Gasp etmişti,

    O Kadına, ölmeden Son anlarında ulaşıldı ve Allah Rasûlunun yanına getirildi,  Allah Rasulu O Cariyeye

    “ Seni kim öldürmek istedi “ diye sordu, Cariye işaret ederek Yahudi’yi gösterdi,

    O Yahudi yakalandı ve suçunu da itiraf etti. Bunun üzerine Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

    O Yahudi’nin başın da aynı şekilde iki taş arasında ezilmesine Hüküm verdi ve Emretti,

    O Yahudinin Başıda, kendisinin O Kadının Başını Taşla ezdiği gibi Taşla ezilerek İdam edildi, ” der,

     

         Şimdi buna Çağdaş dangalaklar “ Bu nasıl Vahşiliktir, Bir İnsanın başı Taşla ezilerek öldürülürmü,

    O İnsanında Yaşam Hakkı vardır” derler ya, Peki, O Vahşiliği daha önce yapan kimdir,

    Ölenin yaşamaya hakkı yokmuydu,? böyle bir seza ile karşılık bulmayan suçlar nasıl önlenebilir, ?

    Sizin Kadınınızı, Annenizi, Babanızı, Kardeşinizi biri bu şekilde öldürüldüğünde ve Cezası hafifce verildiğinde,

    Sosyal Adalet yerini bulurmu, ? Sizin içiniz rahatlarmı, ?

    Bir daha O suçun işlenmemesine Suçtan caydırmasına Emsal teşkil edermi, ?

     

         Öldürülenin hakkını aramak Kan davası ile değil, Devletin Mahkemelerinde Dava yolu ile olur,

    Şuçun işlendiğini İddia ve Deliller getirerek, Şahitler getirerek İspat etme taraflara aittir,

    Erkek olsun, Kadın olsun, Şayet Hırsızlık, Gasp, Kapkaç, Dolandırıcılık, Suçunu işlerse,

    Şayet Adam Öldürme, Terör ve Katliam yapmak Suçunu işlerlerse,

    Onları Dövmek, Terbiye etmek, Aile ve Toplum Büyüklerine aittir,

    Bu Suçları işleyenlerin, Soruşturmasını, Yargılamasını ve İspatını yapmak,

    Kısas, Recm ve İdam Cezasını vermek ve uygulamak,

    bir daha Terör ve Katliam yapamaz duruma getirmek, Devletin Mahkemelerine Aittir,

         Yukarıdaki Ayet ve Hadisler Ata Sözlerimizde “ Şeriatın kestiği Parmak acımaz “ diye açıklanıyor.

    Şeriattaki İdam Cezasına, Recm Cezasına Vahşet Diyenler, Teröristin yaptığı Katliam Vahşet değilmidir ?    

     

         ŞERİATTA, yani İSLAM DİNİNDE,

    Toplum İdaresinde, Temel Hak ve Hürriyetlerin, Sosyal Hukukun,

    Sosyal Adaletin ve Diğer İdari Devlet işlerinin yerine getirilmesini sağlamak

    Toplum Düzeyinde Devlet düzenine ait bir yükümlülüktür,

    Temel Hak ve Hürriyetleri, Sosyal Hukuku, Sosyal Adaleti ve Diğer İdari Devlet işlerinide yerine getirmek :

    Allah nezdinde, İslam Dini Nezdinde, Şeriat Nezdinde : İnsanlar için bir Zorunluluktur,

     

         ŞERİAT yani İSLAM DİNİ : anlamaya ve yaşamaya çalışanlara : Öğretici, Eğitici, İşlerinde yol gösterici,

    Temel Hak ve Hürriyetlerin, Sosyal Hukuk ve Sosyal Adaletin yerine getirilmesini sağlayıcı,

    İnsana, İnsan Olmayı öğretici, Şahsi ve Toplumsal Suçları belirleyici, İşlenen Suçlara, Ceza vermekten önce,

    Cezalandırıcı olmaktan önce, Şahsı, Suç işlemekten caydırıcı ve Islah edici bir,

    Sosyal Hukuk ve Adalet Sistemidir, Toplum İçinde, bir Suç işlenmişse, O Suç'a verilen cezalar,

    O Suça Eşdeğer Cezalar olduğu için, yaptığı Suçu yanına kar olarak bırakmaz,

    Temel Hak ve Hürriyetler, Sosyal Hukuk ve Sosyal Adalet esasından, Toplum Vicdanını rahatlatıcıdır,

     

         İslam Dini Şeriatında, Fuhuşun, Zinanın, Irza geçmenin, Tecavüzlerin, Sapıklığın, Hırsızlığın, Gaspcılığın, 

    Terörist Canilerin, Toplumsal yapıyı bozduğu, İnsan Nesebinin devam sürecinin yok ettiği için Cezaları çok

    ağırdır, Toplumdan başka bir yere Sürgün, Teçrit edilme cezası, Hapis Cezası, Dövmek cezası ve

    İdam Cezası vardır, Cezaların çok ağır olmasının amacı ise,

    İlkönce : Fuhuş, Zina, Irza geçme, Tecavüz, Sapıklık, Hırsızlık, Gaspcılık, Tinercilik, Mafyacılık,

    Terörist Canilik, suçunu yapmaktan caydırmaktır, bu kadar ağır cezalara rağmen bu suçlar işlendiğinde,

    Cezaların ağırlığı ile Toplum vicdanını rahatlatmaktır, Sosyal Adaleti sağlamakdır,

     

         İslam Dininde : Toplumdaki İnsanların Temel Hak ve Hürriyetleri ile Toplum düzeni esas olduğundan,

    Toplumun Bekası için, Toplumda Terör çıkarmak veya çıkartmak en büyük Suç sayılmıştır,

    Terör suçundan caydırmak içinde an ağır cezalar konulmuştur,

    Amaç, Suçluyu cezalandırmaktan önce, O Suçtan caydırmaktır,

    Ceza verirkende, Toplum Vicdanını rahatlatmaktır.

     

         Terör çıkarmada, Bozgunculuk çıkarmada, uygulanacak olan Had cezası, İdam Cezası,

    Suçluya Ceza vermekten önce, O Suçun işlenmesini caydırmaktır, yani Toplumda Terör çıkaracak olan kişinin,

    Çıkaracağı Terörmü daha kıymetli olduğunu, Yada Kendi Canının mı daha kıymetli olduğunu düşünmesini

    sağlamaktır, Şayet yinede Terör çıkarır ve Katliam yaparsa ve buna devam ederse,

    Bu ceza ile Toplum Vicdanını rahatlatmaktır, Ayrıca Bu Teröristlerin Toplumca Tanınmasını sağlamaktırki,

    Toplum Ona göre kendini Emniyete alsın, korusun,  

     

         Zaten İnsan Hakları adı altında, Ayyaşların, Cinsi Sapıkların, Tecavüzcülerin, Hırsızların, Gaspcıların,

    Tinercilerin, Mafyanın, Terörist Canilerin işledikleri Suçlara Ceza vermek dahi, Kanunen yasak hale getirilmiş

    olduğundan, O Nevi Suçları İşleyen Suçluları, Toplumumuz yakalayıp Devletin Polisine teslim ettiklerinde,

    Devletin Polisi, O Suçluyu ya hemen, yada arkalarından salıvermekte, yada Çok hafif bir ceza vermekteler,

    yada Mahkemede Yasalar önünde, Suçlu Haklı çıkmaktadır,

     

         Toplumda Terör çıkaranlara, Katliam yapanlara, Toplumsal Haklarını Arıyorlar,

    Hak aramak, Temel Hak ve Hürriyetlerdendir, İnsan Haklarındandır gibi, yapılmış olursa Cezası çok hafiftir,

         Cinsi Sapıkların, Tecavüzcülerin, Hırsızların, Gaspcıların, Tinercilerrin, Mafyanın, Terörist Canilerin işledikleri

    Suçlar, Toplum Düzenini ve Huzurunu bozan Suçlar olduğu halde, Ceza Yasalarımız,

    Bu Suçlara İnsan Hakları diyerek Bu Suçlara Eşdeğer ceza vermemekle, Bu Suçlara verilen Cezaları,

    İnsan Hakları adı altında Çok hafif Cezalar olarak tutmakla, Bu Suçlara verilen Cezalar,

    Bırakın Suçtan caydırıcı olmasını, Suçlara Teşvik etmektedir,

     

         Toplumda Terör çıkaranlara, Katliam yapanlara, Toplumsal Haklarını Arıyorlar,

    Hak aramak, Temel Hak ve Hürriyetlerdendir, İnsan Haklarındandır gibi Kavramlarla,

    Temel Hak ve Hürriyetleri Sulandıran, Avrupa Birliği, Zırhlı Basınımız, Medyamız, Teröristlerin yaptıklarını

    Vahşet olarak değilde, Şeriattaki Cezaları Vahşet ve Çağ dışı olarak göstermiyorlarmı ? 

     

         Sözüm Ona Çağdaşlarımız, Aydınlarımız, Basınımız bunu bir Vahşet olarak göstermekte lakin,

    Sözüm Ona Çağdaşlarımızdan, Aydınlarımızdan, Basınımızdan olan birinin veya kendilerinin başına,

    Tecavüz, Hırsızlık ve Cinayet olayı geldiğinde, aynen Şeriattaki Kısas hesabı gibi ceza verilmesini,

    Suçlunun tam anlamıyla cezalandırılmasını ve Toplum vicdanının rahatlatılmasını ve

    Suçtan caydırıcı bir şeyler yapılmasını istemekte değillermi ? 

     

         İdam Cezası, İnsanın Yaşam Hakkı elinden alınamaz diyen Avrupa Birliğine uyum yasaları nezdinde

    Türk Ceza Kanunumuzdan kaldırılmıştır, Lakin halen Şu Sorunun cevabı Bu Millete verilmemiştir,

    Toplumdaki İnsanları Katletmiş, İnsanları Hunharca öldürmüş Teröristin, İnsan olarak yaşama hakkı varda,

    Teröristin, Hunharca Katlettiği, Öldürdüğü İnsanların, İnsan olarak yaşamaya hakkı yokmuydu ?

    “ Irza geçenin, Tecavüzcünün, Sapıkların, Hırsızların, Gaspcıların, Mafyanın, Caninin, Tinercilerin, Ayyaşların,

    Teröristlerin katlettiği İnsanların, İnsan olarak Yaşama Hakkı yokmuydu ?

    Kaldıki Bu Teröristlere Maddi ve Manevi finansmanını yapan, Himayesini yapan, Onları besleyen de

    Avrupa Birliği olduğu aşikar değilmidir ?

     

         Fuhuş, Zina, Irza geçme, Tecavüz, Sapıklık, Hırsızlık, Gaspcılık, Mafyacılık, Terörist Canilik,

    Suçu yapanlara, Şimdiki yasalarımızda da Hapis cezası vardır, Lakin,

    Irzına geçilen, Tecavüz edilen, Sapıklığa uğrayan, Mafyanın, Terörist Caninin kurbanları, mağdur olanlar,

    bu mağdurluğu yetmiyormuş gibi birde Ödediği vergilerle Hapisteki, Kedinin Irzına geçeni,

    Kendine Tecavüz edeni, Sapıkları, Mafyacıları, Terörist Canileri beslemek ve barındırmak zorunda kalıyor,

    Senin Irzına geçsin, Seni Katletsin, Senin Malını Talan etsin, Sonrada Onu,

    Ödediğin Vergilerinle besle ve Barındır, Bu nasıl Sosyal Adalet anlayışıdır ?

     

         Ceza vermemek veya çok hafif bir ceza vermek, Suçtan caydırıcı olmaktan ziyade,

    daha çok Teşvik edici olduğu için, Suçlu Cezalandırılmadığı için, Yaptığı Suç yanına Kar kaldığı için,

    Toplum Vicdanını rahatlatmadığı için, Toplumumuz bu nevi Suçluları yakaladıklarında,

    Devletin Polisine veya Mahkemesine teslim etmek yerine,

    O Suçluyu, LİNÇ etmeye çalışarak, Toplum kendi Vicdanını bu yolla rahatlatmaya çalışmakta değillermi ? 

     

         Polis, Asker, Terör çıkaranları ve yapanları karakola getirse dahi,

    Gerek Karakoldan, Gereksede Mahkemeden, Terör yapılandan, Katliam yapılandan önce Tahliye edilmektedir, 

    Terör çıkarmayı, Katliam yapmayı Kamusal görev olarak edinmiş olanlar bunu çok iyi biliyor,

    Ya Siz, Bunu biliyormusunuz ?  Bunları anlamak için Başınıza, Terör ve Katliam felaketimi gelmesi lazım ?

     

         Erkek olsun, Kadın olsun, Şayet Terörizim, Katliam, Suçu işlerlerse,

    Şeriatta Bu Suçların Cezası, Toplumsal yapıyı bozduğu için İbret olsun diye Cezaları çok ağırdır,

    Cezaların çok ağır olmasının amacı ise, İlkönce Terör ve Katliam suçunu yapmaktan caydırmak,

    şayet buna rağmen Terörizim ve Katliam suçları işlendiğinde, Cezaların ağırlığı ile Toplum vicdanını

    rahatlatmaktır, Sosyal Adaleti sağlamaktadır, Bu Cezaların ağırlığı nedenini, Başınıza Terör ve Katliam Felaketi

    gelip, Suçluya verilen Ceza Sizin içinizi, Toplumun içini rahatlatmadığı zamanmı anlayacaksınız ?

     

         Şeriatta Alacaklının Alacağını alamaması durumunda Borçlunun cezalandırılması, Cezadan önce bu fiilden

    caydırması içindir, Caymadığı takdirdede, alacaklının ve Toplum Vicdanının rahatlatılması içindir,

    Bugünkü Yasalarımızda, Gerek verdiği Ceklerden dolayı, gerek Senetlerden dolayı olan borçlarını ödemeyenler

    için, İçra işleminde Evinden Haçiz, kaldırılmıştır, Borcunu ödemeyenlere karşı Hapis cezası kaldırılmıştır,

    bu nedenle alacaklı olan katiyetle alacağını alamamakta ve perişan olmakta, borçlu ise yasaların

    kendine verdiği bu teşvilkle milleti dolandırmaya devam etmektedir,

    Bu Yasamı Adaletlidir, Şeriatmı Adaletlidir, ? 

     

         Nur Cemaati, Fetullah Cemaati, Süleyman Cemaati, Namaz Kıldırma Memurluğu Başkanlığı ve

    Namaz Kıldırma Memurları, Din İşleri, Pek Yüksek kurulu, Sohbetlerinde Neden Borçlar Kanunu ile ilgili

    Ayet ve Hadis Hükümlerinden pek fazla bahsetmezler, Bahsettkleride Milletin anlayacağı şekildemidir ?

    Siz, Hükmiyetini Hiç düşündünüzmü, ? Hükmiyetini Hiç düşündülermi, ?

     

         Kuranı Kerim Ayetleri ve İslam Dininin Peygamberi Hz. Ahmet, Mahmud, Muhammed, Mustafanın Sözleri,

    Hadisleri, Sünnetleri Şeriat Kanunudur,  Yazımın Başından Sonuna Kadar olan,

    Bu Ayet ve Hadisler ŞERİATI TANIMLAMAKTADIR,  Yukarıdaki Ayet ve Hadisler, Şeriat Kanunudur,

     

         Temel Hak ve Hürriyet, Sosyal Hukuk ve Sosyal Adalet içeren,

    Toplum Vicdanını Rahatlatıcı olan Bütün Kanunlar : ŞERİAT YASASIDIR,

    Hak, Adalet ve Sosyal Hukuk üzere olan Tüm Yasa ve Kanunlar, Şeriat Yasası ve Kanunudur,

    Temel Hak ve Hürriyet, Sosyal Hukuk ve Sosyal Adalet içermeyen Yasalar zaten Yasa değildir,

     

         Hiç bir İnsan olamazki, Şayet İslam Dininin, Şeriatın Kendisine verdiği hükümleri,

    Kendi Nefsinde tatbik ederek yaşasında, Mahkemeye bir davası düşsün !!!,

         Her İnsan İstesede istemesede, Anlasada, Anlamak istemesede, kabul etsede, kabul etmesede,

    ancak ve ancak Şeriat Kanunları Hükmünde yaşar,

    İnsanın Dünyaya gelişinden, gidişine kadar Her şey Şeriat Kanununa Tabidir,

     

         Bağıl Nem Oranı, Allahın Yarattığı, Şer i Kanunuyla oturttuğu, Fizik Biliminin ancak 20 Yüzyılda keşfettiği,

    Bağıl Nem Oranının, fazlası olan Su Buharının, Yağmur olarak Yeryüzüne yağması, Şeriat Kanunudur,

         Baharda Yaprak açan ve Canlı Kalarak Sonbaharda yaprağını döken ve Sonraki Baharda yeniden

    Yaprak açan Ağacın, bu çizelgesi Şeriat Kanunudur, 

     

         Siz, Keyfiyetinize göre, İstediğiniz zaman, İstediğiniz yere, İstediğiniz kadar,

    Yağmur yağdırabilme Kanunu yapabilirmisiniz ? Ağaca Kışın Yaprak açtırması ve Canlı kalarak

    Yazın Yaprağını dökmesi, Sonra Kışın yeniden Yaprak açması Kanununu yapabilirmisiniz ?

     

         Akıl, Mantık, Bilim, Demokratiklik, Laiklik, Sosyal Adalet ve Hukuk Sistemine ve İlkelerine aykırı

    bir tek Ayet yada Hadis yoktur, Şu Ayet yada hadis Akla ve Mantığa aykırı diyorsanız,

    O Konuda sizin Aklınız yada Mantığınız tıkalıdır, O konuda Aklınızı ve Mantığınızı açmanız lazımdır,

    İşine gelmeyen, İşine gelmeyen şeyi anlamak istemez, anlamaz

    İşinize gelmeyen, Ayet ve Hadislere, Akla ve Mantığa Aykırı demek,

    bunu Söyleyenlerin ve Tastik edenlerin Sapıklığı ve Sapıtmışlığıdır.   

    Kendini Akıllı ve Aydın zannedenler ! Bazı şeyleri anlamanız için Size, “ Kıral Çıplak “ diyen bir Çocukmu lazım ?

     

         Ben Müslümanım, fakat Şeriata karşıyım, demek, Şeriata karşı olmak, Şeriatı kendi hayatından dışlamak,

    Borçlarımı ödemek istemiyorum, Borçlarımı ödemek istemediğim gibi, Borçlarımı ödemediğim gibi,

    Alacaklarımında bana ödenmesini istemiyorum demektir,

    Zira Sen Borcunu ödemelisinki, Alacağını istemeye Yüzün olsun,

     

         Ben Müslümanım, fakat Şeriata karşıyım, demek, Şeriata karşı olmak, Şeriatı kendi hayatından dışlamak,

    Doğruluğu ve Dürüstlüğü istemiyorum demektir,

         Müslüman olduğunu söyleyen ve kendincede İbadetlerini yerine getirmeye çalışan O İnsan,

    Yaptığı İbadetlerin Şeklini ve Zamanını belirten Kanunun, Hangi Kanun olduğunu zannediyor ?

    “ Ben Müslümanım, Fakat Şeriata karşıyım “ ifadesinden, daha Ahmakca bir ifade bulabilirmisiniz ?

     

         Her İnsanın bu andan itibaren kendi kendine sorması ve cevaplandırması gereken bir soru ?

    “ Ben Ne istiyorum ? Şeriat, Bana Ne veriyor ? Benden bir Şeyler alıyor veya Mahrum bırakıyormu ?

     

         Yukarıdaki Ayet ve Hadisler, İslam Dinine, İmanınızın ve İbadetlerinin Hükümlerini ve Şekillerini açıklayan,

    İmanınızın ve İbadetlerinizin nasıl olması gerektiğini açık ve net bir şekilde bildiren,

    İslam Dininin Temel İbadetlerini ve Nasıl ve Ne zaman yapılacağını belirleyen,

    Gayet Açık ve net ve anlaşılır olarak, Şeriatın Maddi ve Manevi İbadet Kanunlarıdır, 

    Hesap Gününde, Mahşerde karşılaşacağınız, Sorulacak olan Hesap budur,

     

         İslam Dininde İman ve İbadet, yapılıp geçilen bir memuriyet değildir,

    İslam Dini : Herkesin kendi vicdanına göre kendine uydurduğu ve Vicdanlara hapsedilen bir Din değildir,

    İslam Dininin hiçbir hükmü, Accık ucundan tutulacak bir oyuncak değildir,

     

         İslam Dinine İman Etmek ve İslam Dininin İbadetlerini yerine getirebilmek konusunda bu Kadar hassas,

    açık ve net, Ayet ve Hadislere rağmen, başkaca ifadelerle, Falanca söyledi, filanca yaptı, Ben yaptım oldu,

    Mantığıyla devam ederek, Müslüman olduğunuzu, İbadetlerinizin kabul edildiğini,

    başkalarına yada bana, ispat etmeye çalışarak kendinizi kandırmayın,

     

         Sizin Müslüman olduğunuza dair, İmanınızı kabul edecek olan, İbadetlerinizi kabul edecek olan,

    başkası yada ben değilim, Müslüman olduğunuzu, yani İslam Dinine İmanınızı ve İbadetlerinizi,

    Cenabı Hak olan Allah Zül Celale ve Habibi ve Peygamberi Hz Muhammed Aleyhisselama

    kabul ettirmekle yükümlüsünüz.

     

    ŞERİAT, SADECE DİNİ İBADETLER İÇİN DEĞİL,

    İNSAN TOPLULUKLARI İÇİN YÖNETİM, SOSYAL HUKUK ve SOSYAL ADALET SİSTEMİDİR,

     

    1983 İstanbul Eyüp İmam Hatip Lisesi Mezunu

    1987 Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi Mezunu

    İslam Mektebi Öğrencisi

    S.M.Müşavir  a.aziz Kocaoğlan

    Eleştirinizi ve Müzakerenizi yazın, Mail: [email protected]

    GAZİANTEP  /  TURKEY

     

     

     

    borç ile ilgili ayetler...

     

    • Bakara Suresi, 241. ayet:(Kocası tarafından) Boşanan (kadın)ların maruf (meşru) bir tarzda yararlanma (ve geçim pay)ları vardır. Bu, sakınanlar üzerinde bir hak (borç) tır.
    • Nisa Suresi, 12. ayet:Eşlerinizin, eğer çocukları yoksa, geride bıraktıklarının yarısı sizindir. Şayet çocukları varsa, -onunla yapacakları vasiyetten ya da (ayıracakları) borçtan sonra- bu durumda bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Sizin çocuğunuz yoksa, geriye bıraktıklarınızdan dörtte biri onların (kadınlarınızın)dır. Eğer sizin çocuğunuz varsa geriye bıraktıklarınızdan sekizde biri onların (kadınlarınızın)dır. (Yine bu hükümler,) Edeceğiniz vasiyet veya (varsa) borcun düşülmesinden sonradır. Mirası aranan erkek ya da kadın, çocuğu ve babası olmayan bir kimse olup erkek veya kız kardeşi bulunursa onlardan her biri için altıda bir vardır. Eğer bundan fazla iseler, bu durumda -kendisiyle yapılan vasiyette ya da (varsa) borçtan sonra- üçte bir'de -zarara uğratılmaksızın onlara ortaktırlar. (Bu size) Allah'tan bir vasiyettir, Allah, bilendir, (kullara) yumuşak olandır.
    • Tevbe Suresi, 60. ayet:Sadakalar, -Allah'tan bir farz olarak- yalnızca fakirler, düşkünler, (zekat) işinde görevli olanlar, kalpleri ısındırılacaklar, köleler, borçlular, Allah yolunda (olanlar) ve yolda kalmış(lar) içindir. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
    • Hadid Suresi, 18. ayet:Gerçek şu ki, sadaka veren erkekler ile sadaka veren kadınlar ve Allah'a güzel bir borç verenler; onlar için kat kat arttırılır ve 'kerim (üstün ve onurlu)' olan ecir de onlarındır.
    • Bakara Suresi, 280. ayet:Eğer (borçlu) zorluk içindeyse, ona elverişli bir zamana kadar süre (verin). (Borcu) Sadaka olarak bağışlamanız ise, sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz.
    • Bakara Suresi, 282. ayet:Ey iman edenler, belirli bir süre için borçlandığınız zaman onu yazınız. Aranızdan bir katip doğru olarak yazsın, katip Allah'ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah'tan sakınsın, ondan hiçbir şeyi eksiltmesin. Eğer üzerinde hak olan (borçlu), düşük akıllı ya da za'f sahibi veya kendisi yazmaya güç yetiremeyecekse, velisi dosdoğru yazdırsın. Erkeklerinizden de iki şahid tutun; eğer iki erkek yoksa, şahidlerden rıza göstereceğiniz bir erkek ve biri şaşırdığında öbürü ona hatırlatacak iki kadın (da olur). Şahidler çağırıldıkları zaman kaçınmasınlar. Onu (borcu) az olsun, çok olsun, süresiyle birlikte yazmaya üşenmeyin. Bu, Allah Katında en adil, şahitlik için en sağlam, şüphelenmemeniz için de en yakın olandır. Ancak aranızda devredip durduğunuz ve peşin olarak yaptığınız ticaret başka, bunu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Alış-

      nest...

    gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede

    © 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.