Concerta kaç saat etkili

Concerta Kaç Saat Etkili

concerta kaç saat etkili

CONCERTA 36 mg 30 kont. salım tableti Klinik Özellikler

Kardivasküler durum dikkatli izlenmelidir. Her doz ayarlamasında ve sonrasında en az her altı ayda bir kan basıncı ve nabız yüzdelik bir çizelgeye kaydedilmelidir.

Mevcut bir kardiyovasküler bozukluk durumunda bir uzman çocuk kardiyoloğunun tavsiyesi olmadıkça metilfenidat kullanımı kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3).

Ani ölüm ve mevcut olan yapısal kardiyak anomaliler veya diğer ciddi kardiyak bozukluklar Çocuklarda normal dozlarda santral sinir sistemi stimulanlarının kullanılması ile ilişkili ani ölüm bildirilmiştir. Bu çocukların bazılarında yapısal kardiyak anomali veya diğer ciddi kalp problemleri olduğu bildirilmiştir. Bazı ciddi kalp problemleri tek başına ani ölüm artışı için risk teşkil edebilir. Bununla birlikte stimulanların sempatomimetik etkilerine bağlı olarak artmış duyarlılık gösteren bilinen yapısal kardiyak anomali, kardiyomiyopati, ciddi kalp ritim anomalisi veya ciddi kardiyak problemi olan çocuklar veya adolesanlar için stimulanlar önerilmemektedir.

Yanlış kullanım ve kardiyovasküler olaylar

Santral sinir sistemi stimulanlarının yanlış kullanımı ani ölüm ve diğer ciddi kardiyovasküler advers olaylarla ilişkilendirilebilir.

Serebrovasküler bozukluklar

Metilfenidat tedavisinin kontrendike olduğu serebrovasküler durumlar için Bölüm 4.3’e bakınız. Ek risk faktörlerine sahip (kardiyovasküler hastalık öyküsü, kan basıncını arttıran eşzamanlı ilaç kullanımı) hastalar, metilfenidat tedavisine başladıktan sonra her doktor ziyaretinde nörolojik işaretler ve semptomlar açısından değerlendirilmelidir.

Serebral vaskülit, metilfenidat kullanımı ile görülen çok nadir bir idiyosenkrazik reaksiyon gibi görünmektedir. Yüksek risk grubu olabilecek hastaların belirlenmesi ve altta yatan klinik problemin ilk belirleyicisi olabilen semptomların başlaması hakkında çok az kanıt vardır.

Yüksek şüpheli duruma dayanan vaskülitin erken tanısı, metilfenidatın hemen kesilmesi ve erken tedaviye olanak sağlayabilir. Bu nedenle metilfenidat tedavisi sırasında serebral iskemi ile ilgili yeni nörolojik semptomların gözlendiği hastalarda tanı tekrar değerlendirilmelidir. Bu semptomlar şiddetli baş ağrısı, uyuşukluk, halsizlik, paraliz, görme, konuşma, dil, hafıza veya koordinasyon bozukluğunu içerebilir.

Hemiplejik serebral palsili hastalarda metilfenidat kullanımı kontrendike değildir.

Psikiyatrik bozuklular

DEHB ile komorbid psikiyatrik bozukluklar yaygındır. Bu durum stimulan ürünler reçete edilirken dikkate alınmalıdır. Ani psikiyatrik semptomların ortaya çıkması veya mevcut psikiyatrik bozuklukların kötüleşmesi durumunda, hasta için fayda riskten fazla olmadığı sürece metilfenidat verilmemelidir.

Hastalar dozun her ayarlamasında, sonrasında en az her altı ayda bir ve her doktor ziyaretinde psikiyatrik bozuklukların gelişmesi veya kötüleşmesi açısından takip edilmelidir; tedavinin kesilmesi uygun olabilir.

Mevcut psikotik veya manik semptomların kötüleşmesi

Psikotik hastalarda, metilfenidat uygulanması davranış ve düşünme bozukluğu semptomlarını ağırlaştırabilir.

Yeni psikotik ve manik semptomların ortaya çıkması

Daha önceden psikotik hastalık veya mani öyküsü olmayan çocuklarda ve adolesanlarda tedaviyle ortaya çıkan psikotik semptomlar (görsel/dokunsal/işitsel halüsinasyonlar ve delüzyonlar) veya mani normal dozda metilfenidat kullanımından kaynaklanabilir. Eğer manik veya psikotik semptomlar oluşursa, metilfenidatın rolü değerlendirilmeli, gerekirse tedavi kesilmelidir.

Agresif veya saldırgan davranış

Stimulanlarla tedavi agresiflik ve saldırganlığın ortaya çıkmasına ya da kötüleşmesine neden olabilir. Metilfenidat ile tedavi gören hastalarda agresif davranışlar rapor edilmiştir (bkz bölüm 4.8). Metilfenidat ile tedavi gören hastalar tedavinin başlangıcında, her doz ayarlamasında, sonrasında en azından her altı ayda bir ve her muayenede agresif davranışlar veya saldırganlığın ortaya çıkması ya da kötüleşmesi açısından yakından izlenmelidir. Doktorlar, davranış değişikliği görülen hastalarda yukarı veya aşağı doğru titrasyonun uygun olabileceğini akılda tutarak tedavi rejiminin ayarlanması ihtiyacını değerlendirmelidir. Tedavi kesintisi düşünülebilir.

İntihar eğilimi

DEHB tedavisi sırasında intihar düşüncesi veya davranışı gelişen hastalar derhal bir doktor tarafından değerlendirilmelidir. Altta yatan bir psikiyatrik durumun kötüleşmesi veya metilfenidat ile tedavinin olası rolü değerlendirilmelidir. Altta yatan psikiyatrik durumun tedavisi gerekebilir ve metilfenidat tedavisinin bırakılması olasılığı değerlendirilmelidir.

Tikler

Metilfenidat, motor ve verbal tiklerin başlaması ya da şiddetlenmesi ile ilişkilidir. Tourette sendromunda ağırlaşma da bildirilmiştir. Metilfenidat kullanımı öncesi mutlaka hastanın aile öyküsü alınmalı, çocuklarda tikler veya Tourette sendromu için klinik değerlendirme yapılmalıdır. Metilfenidat tedavisi süresince hastalar,tiklerin ortaya çıkması ya da kötüleşmesi açısından düzenli olarak izlenmelidir. Takip, her doz ayarlamasında ve sonrasında en azından her 6 ayda bir ya da her doktor ziyaretinde yapılmalıdır.

Anksiyete, ajitasyon veya gerginlik

Metilfenidat ile tedavi olan hastalarda anksiyete, ajitasyon veya gerginlik rapor edilmiştir (bkz bölüm 4.8). Metilfenidat var olan anksiyete, ajitasyon ve gerginliği kötüleştirebilir ve anksiyete bazı hastalarda metilfenidat tedavisinin sonlandırılmasına sebep olabilir. Hastalar anksiyete, ajitasyon ve gerginlik açısından öncelikle değerlendirmelidir ve hastalar tedavi sırasında her doz ayarlamasında ve en az her 6 ayda bir ya da her muayenede semptomların ortaya çıkışı veya kötüleşmesi açısından düzenli olarak takip edilmelidir.

Bipolar bozukluk türleri

Komorbid bipolar bozukluğu olan DEHB’li hastalar (tedavi edilmemiş tip I Bipolar Bozukluk veya diğer bipolar bozukluk türleri) metilfenidat ile tedavi sırasında, karma (mikst)/manik nöbetlerin şiddetlenmesi olasılığı nedeni ile dikkatle izlenmelidir. Komorbid depresif semptomları olan hastaların metilfenidat tedavisine başlamadan önce bipolar bozukluk açısından risk taşıyıp taşımadıklarının belirlenmesi için uygun şekilde taranmalıdır; bu tarama, aile öyküsünde intiharı, bipolar bozukluğu ve depresyonu içeren detaylı psikiyatrik öyküyü içermelidir. Bu hastalarda sürekli olarak yakından takip büyük önem taşımaktadır (Bkz. yukarıda ‘Psikiyatrik Bozukluklar’ ve Bölüm 4.2). Hastalar her doz ayarlamasında ve sonrasında en az her 6 ayda bir ve her doktor ziyaretinde semptomlar açısından takip edilmelidir.

Büyüme

Metilfenidatın çocuklarda uzun süreli kullanımı sırasında kilo alımında orta derecede yavaşlama ve büyüme geriliği saptanmıştır.

Metilfenidatın boy ve kilo üzerindeki nihai etkileri bilinmemektedir ve çalışılmaktadır.

Metilfenidat kullanımı sırasında büyüme takip edilmelidir: Boy, kilo ve iştah en az altı ayda bir büyüme tablosuna kaydedilmelidir. Beklendiği şekilde büyümeyen, uzamayan ya da kilo almayan hastaların tedavileri kesilmelidir.

Nöbetler

Metilfenidat epilepsisi olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Metilfenidatın daha önceden nöbet öyküsü olan hastalar, nöbetleri olmaksızın önceden EEG anormallikleri (değişikliği) olan hastalar ve ender olarak nöbet öyküsü ve önceden nöbetlere dair hiçbir EEG bulgusu olmayan hastalarda nöbet eşiğini düşürebileceğine dair bazı klinik bulgular mevcuttur. Nöbet sıklığı artarsa veya yeni nöbet gelişmesi durumunda ilaç kesilmelidir.

Serotonerjik tıbbi ürünler ile birlikte kullanım

Serotonerjik tıbbi ürünler ile metilfenidat birlikte uygulandıktan sonra serotonin sendromu bildirilmiştir. Metilfenidatın serotonerjik tıbbi ürünlerle birlikte kullanılması gerekliyse, serotonin sendromu semptomlarının hızlı fark edilmesi önemlidir. Bu semptomlar arasında mental durum değişiklikleri (örn. ajitasyon, halüsinasyon, koma), otonomik instabilite (örn. taşikardi, değişken kan basıncı, hipertermi), nöromüsküler anormallikler (örn. hiperrefleksi, koordinasyonsuzluk, rijidite) ve/veya gastrointestinal semptomlar (örn. bulantı, kusma, diyare) yer alabilir. Şüpheli serotonin sendromu durumunda, metilfenidat tedavisi mümkün olan en kısa sürede sonlandırılmalıdır.

Kötüye kullanım, yanlış kullanım ve diversiyon

Hastalar metilfenidatın diversiyon, yanlış ve kötüye kullanım riski açısından dikkatle izlenmelidir.

Metilfenidat ilaç bağımlılığı ya da alkolizm öyküsü olan hastalara verilirken olası kötüye kullanım, yanlış kullanım ve diversiyon açısından dikkatli olunmalıdır.

Kronik kötüye kullanım, değişik derecelerde anormal davranışla birlikte belirgin toleransa ve psikolojik bağımlılığa neden olabilir. Özellikle parenteral yolla suistimali gerçek psikotik episodlara neden olabilir.

DEHB tedavisine karar verirken hastanın yaşı, madde kullanım bozukluğu açısından risk faktörlerinin varlığı (komorbid karşıt olma-karşı gelme bozukluğu veya davranış bozukluğu ve bipolar bozukluk gibi), önceki veya mevcut madde kötüye kullanımı dikkate alınmalıdır. Duygusal değişkenliği olan hastalar (alkol veya madde bağımlılığı öyküsü olanlar gibi) dozajı kendi inisiyatiflerine göre artırabileceğinden bu hasta grubunda dikkatli olunmalıdır.

Madde kötü kullanımı açısından yüksek riskli bazı hastalar için metilfenidat veya diğer stimulanların kullanımı uygun olmayabilir ve uyarıcı olmayan tedaviler dikkate alınmalıdır.

İlacın kesilmesi

İlacın kesilmesi sırasında kronik aşırı hareketliliğin yanı sıra olası depresyon gelişimi açısından hasta dikkatle gözlenmelidir. Bazı hastalar uzun süreli takip gerektirir.

Kötüye kullanım durumunda ağır depresyon gelişebileceğinden hasta dikkatle izlenmelidir.

Yorgunluk

Metilfenidat yorgunluğun önlenmesi ya da tedavisi için kullanılmamalıdır.

Metilfenidat formülasyonu seçimi

Metilfenidat içeren ilacın kullanımına tedaviyi yapan hekimin hastalarını değerlendirerek bireysel olarak karar vermesi gerekir ve bu seçim istenen etkinin süresine bağlıdır.

İlaç taraması

Bu ilaç, içerdiği metilfenidat nedeniyle amfetamin laboratuvar testlerinde özellikle de immunoassay temelli tarama testlerinde yanlış pozitif çıkabilir.

Böbrek ve karaciğer yetmezliği

Metilfenidatın böbrek ve karaciğer yetmezliği olan hastalarda kullanımına dair bir deneyim yoktur.

Hematolojik etkiler

Metilfenidat ile uzun süreli tedavinin güvenliliği tam olarak bilinmemektedir. Lökopeni, trombositopeni, anemi veya ciddi renal ya da hepatik bozuklukları da içeren diğer değişikliklerin görülmesi durumunda tedavinin bırakılması düşünülmelidir.

Gastrointestinal tıkanma potansiyeli

CONCERTA tableti deforme olmayan nitelikte olduğundan ve gastrointestinal kanal içinde kayda değer bir şekil değişikliğine uğramadığından, önceden var olan ciddi gastrointestinal daralması (patolojik ya da iyatrojenik) bulunan hastalara ya da disfajisi olan veya tabletleri yutarken belirgin zorluk çeken hastalara uygulanmamalıdır. Bilinen daralmaları olan hastalarda deforme olmayan nitelikte kontrollü salım formüllerin yutulmasıyla ilişkili olarak ender şekilde obstrüktif semptom olguları bildirilmiştir.

Tabletin uzatılmış salımlı olması nedeniyle, CONCERTA sadece tableti bütün yutabilen hastalarda kullanılmalıdır. Hastalar, CONCERTA’nın sıvı yardımı ile bütün olarak yutulması gerektiği konusunda bilgilendirilmelidir. Tabletler bölünmemeli, çiğnenmemeli, ya da ezilmemelidir. Tablet kontrollü bir hızda ilacın salınması için tasarlanmış emilemeyen bir kabuk içinde bulunur. Tablet kabuğu vücut tarafından elimine edilir; hastalar bazen kendi dışkılarında tablet gibi görünen bir şey fark ederse endişe etmemelidirler.

Priapizm

Metilfenidat ürünleri (CONCERTA dahil) kullanan yetişkin ve pediatrik hastalarda acil tıbbimüdahalenin(bazen cerrahi müdahale) gerekli olduğu, uzamış ve ağrılı ereksiyon bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.8). Priapizm, metilfenidat kullanıldıktan bir süre sonra, tedavi rejiminde bir değişiklik sonrası, genellikle dozun artırılmasını takiben gelişebilmektedir. Priapizm aynı zamanda metilfenidat bırakıldıktan sonra geriçekilme (ilaca ara verme veya kesilmesi) periyodunda da oluşmuştur. Normal olmayan şekilde uzamış ereksiyon veya ağrılı ve sık görülen ereksiyon gelişen hastaların acil tibbi yardım istemesi gerekmektedir.

Bu ilaç laktoz içerdiğinden nadir görülen kalıtımsal hastalıklar arasında bulunan galaktoz intoleransı, Lapp-laktaz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorbsiyonu olan kişiler bu ilacı kullanmamalıdırlar.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Farmakokinetik etkileşim

Metilfenidatın eşzamanlı olarak uygulanan ilaçların plazma konsantrasyonlarını nasıl etkilediği bilinmemektedir. Bu nedenle metilfenidatı diğer ilaçlarla (özellikle terapötik aralığı dar olan ilaçlar) birlikte kullanırken dikkatli olunması önerilmektedir.

Metilfenidat, sitokrom P450 tarafından klinik olarak anlamlı derecede metabolize edilmez. Sitokrom P450 indükleyicileri veya inhibitörlerinin metilfenidatın farmakokinetiği üzerinde anlamlı herhangi bir etkiye sahip olması beklenmemektedir. Diğer taraftan, metilfenidatın d-ve l- enantiomerleri sitokrom P450 1A2, 2C8, 2C9, 2C19, 2D6, 2E1 veya 3A’yı anlamlı olarak inhibe etmemektedir. Ancak, metilfenidatın, kumarin türevi antikoagülanlar ile, antikonvülzanların (örneğin fenobarbital, fenitoin, primidon) ve bazı antidepresanların (trisiklikler ve selektif serotonin geri alım inhibitörleri) metabolizmasını inhibe edebileceğine dair raporlar vardır. Bu ilaçlar ile birlikte metilfenidat uygulanmasına başlarken ya da birlikte uygulanan metilfenidat kesilirken, adı geçen ilaçlar için doz ayarlaması yapmak ve plazmadaki ilaç konsantrasyonlarını (ya da kumarin alınması durumunda pıhtılaşma zamanlarını) izlemek gerekli olabilir.

Farmakodinamik etkileşimler

Antihipertansif ilaçlar

Metilfenidat hipertansiyon tedavisi için kullanılan ilaçların etkinliğini azaltabilir.

Kan basıncını artıran ilaçlarla kullanım

Metilfenidatın kan basıncını artırabilen başka ilaçlarla eşzamanlı kullanımında dikkatli olunmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4 Kardiyovasküler ve Serebrovasküler durum).

Metilfenidat, olası bir hipertansif kriz nedeniyle, non-selektif geri dönüşsüz monoamin oksidaz inhibitörleriyle (MAOİ) tedavi gören veya önceki 2 hafta boyunca tedavi görmüş hastalarda kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.3).

Alkol ile birlikte kullanım

Alkol, metilfenidat da dahil olmak üzere psikoaktif ilaçların santral sinir sistemi üzerindeki advers etkilerini şiddetlendirebilir. Bu nedenle hastaların tedavi sırasında alkolden uzak durmaları önerilmektedir.

Serotonerjik tıbbi ürünler ile birlikte kullanım

Serotonerjik tıbbi ürünler ile metilfenidat birlikte uygulandıktan sonra serotonin sendromu vakaları bildirilmiştir. Metilfenidatın serotonerjik tıbbi ürünlerle birlikte kullanılması gerekliyse, serotonin sendromu semptomlarının hızlı fark edilmesi önemlidir (bkz. Bölüm 4.4). Şüpheli serotonin sendromu durumunda, metilfenidat tedavisi mümkün olan en kısa sürede sonlandırılmalıdır.

Halojenli anesteziklerle birlikte kullanım

Ameliyat sırasında halojenli anesteziklerle birlikte kullanımı ile ani kan basıncı yükselmesi riski vardır. Ameliyat planlanıyorsa, ameliyat günü metilfenidat kullanılmamalıdır.

Santral etkili alfa-2 agonistleri ile birlikte kullanım (ör. klonidin)

Klonidin ve diğer santral etkili alfa-2-agonistleri ile birlikte metilfenidat kullanımının güvenliliği sistematik olarak değerlendirilmemiştir.

Dopaminerjik ilaçlarla kullanım

Metilfenidatın antipsikotikleri de içeren dopaminerjik ilaçlar ile birlikte kullanımı sırasında dikkatli olunması önerilmektedir. Metilfenidat esas olarak ekstraselüler dopamin düzeylerini arttırdığı için doğrudan veya dolaylı dopamin agonistleri (DOPA ve trisiklik antidepresanlar dahil) veya dopamin antagonistleri (antipsikotikler dahil) ile eşzamanlı uygulandığında farmakodinamik etkileşime girebilir.

DEHB olan çocukların dış görünüşü normal bir çocukla tamamen aynı olduğu için insanlar bazen DEHB’nin bir hastalık mı yoksa çocuğun bilerek yaptığı yaramazlık veya sorumsuzluk mu olduğu konusunda kararsız kalırlar. DEHB olan çocukta kanama, ateş yüksekliği veya şiddetli ağrı gibi gözle görülür bir hastalık belirtisi olmaması; hatta pek çok DEHB olan çocuğun akranlarına göre çok daha enerjik, sağlıklı ve ruh sağlığı yerinde olarak görünmesi doğal olarak annebabların aklını karıştırır. Annebaba DEHB olan çocuklarının dikkatlerini sorumluluklarına veya kendilerine yararlı aktivitelere neredeyse hiç kullanmadıklarını, oysa gereksiz vurdulu kırdılı bilgisayar oyunlarına ya da en “aptalca” TV programlarına ise cömertçe harcadıklarını gördükçe ister istemez sıkıntıya girerler. Bazen son derece uyumlu ve aklı başında davranabilen, hatta yaşından beklenmeyen ŞEYLERİ GÜZELCE AKIL EDEN çocuklarının başka bir zaman bebeksi tutturmalarını görünce “bizim çocuk nasıl böyle ani değişiklikler yaşar” diye düşünürler. DEHB olan çocukların çevresindekileri şaşırtması bunla da bitmez. Evde anne veya babayla ya da ikisi de bir aradayken sorun çıkarmayan DEHB çocukların misafir geldiğinde veya kalabalık bir ortama girildiğinde zor zapt edilmesi, hele bir de ortamda kafasına uygun hareketli bir çocuk da varsa tabiri yerindeyse zıvanadan çıkması ebeveynlerin aklını iyice karıştırır.

Çocuğum hiperaktif mi? dikkat eksikliği mi? yoksa sağlıklı da ebeveyn veya öğretmen mi bir yerde hata yapıyor; ya da “ah şu arkadaşı yüzünden mi böyle sorunları oluyor? Bu sorular annebabanın kafasını iyice allak bullak ederken çevredekiler de boş durmaz. Çoğunlukla çevreden söylenen “Büyüyünce düzelir.” ya da “Tembel o, okumaya niyeti yok. Bilerek yapıyor” , “suç sizde ona sorumluluk aşılayamamışsınız.” Şeklindeki sözler de annebabanın kafasını daha da karıştırır. Bir yanda en kıymetli varlıkları olan çocuklarının “gözle görünmeyen ve duruma göre ortaya çıkıp yaşamlarını allak bullak eden dikkatsizlik veya aşırı hareketlilik – dürtüsellik belirtileri”; bir yandan “sorumluluk almayan ama ağzı boş durmayan çevredekilerin konunun uzmanı olmadıkları halde bilgiç laflar etmeleri”. Bu keşmekeş içinde bazı annebabalar “Ha bugün, ha yarın düzelir” diyerek işi zamana bırakmayı seçer; bazıları yetkisiz yerlerden aldıkları bilgilere güvenip DEHB belirtileriyle cebelleşip gereksiz zaman kaybederler.

Oysa yukarıda söz edilen kısır döngünün bir an önce kırılması gereklidir. Çünkü DEHB ERKEN TANINIP TEDAVİ EDİLİRSE SON DERECE İYİ DÜZELEBİLEN BİR HASTALIKTIR. Ama tedavi edilmediğinde çok önemli sorunlara yol açabilen bir hastalıktır. Şekil 2’ de görülebileceği gibi kişinin eğitim hayatında, sosyal ilişkilerinde, ruh ve vücut sağlığında son derece olumsuz etkileri vardır. Genelde anne babaları yanıltan hastalığın ani ya da tıp deyimiyle AKUT değil KRONİK doğada, yani uzun süreli olmasıdır. Çocuğumuz apandisit olunca hemen doktora gideri çünkü biliriz ki ortada AKUT yani acil bir durum vardır. Biliriz ki çocuğumuzun karnı onu kıvrandıracak düzeyde ağrımaktadır ve gidilmezse dayanamayacaktır. Çevredekiler de çocuğun ağrısının şiddetli olduğunu görünce “dur çocuk bu üşütmüştür ondan karnı ağrıyor birazdan geçer” diyemezler veya deseler de annebaba onları dinlemez. Oysa DEHB’unda çocuk hayatını devam ettirmektedir ve ACİLEN doktora gitmeye gerek bir durum görülmemektedir. Çocuğun dikkat eksikliği veya aşırı hareketliliği bazen azalmakta bazen artmakta, bu da çocuk psikiyatrisine başvurmayı geciktirebilmektedir. Bir de ülkemizde çocuk psikiyatristine gitmenin “AYIP” gibi algılanması da doktora gitmeyi geciktirir. Annebaba “Aman nasıl olsa şunu yap, bunu yap” diyecekler, “Çocukta bir şey yok, suç sizde tarzında klişe sözler söyleyecekler, en iyisi biz çözmeye çalışalım” düşüncesine kapılabilmektedir. Özellikle babalar sorunları görmeme ve erteleme eğilimindedirler. Oysa DEHB tedavi edilmediğinde karşımıza çıkabilecek olan sorunlar erken tanı ve tedaviyle çok büyük oranda ortadan kalkar.

PEKİ DEHB TEDAVİ EDİLMEZSE YANİ DOĞAL GİDİŞİNE BIRAKILIRSA MUTLAKA ŞEKİL 2’ DEKİ SORUNLAR KARŞIMIZA ÇIKAR MI?

Hem EVET hem HAYIR:

DEHB tedavi edilmediğinde bu sorunlarla karşılaşma riski normal çocuklardan çok daha fazladır ama ille de olacak diye bir kural yoktur. Örneğin, sigara kesinlikle sağlığa zararlıdır ve kanser riskini arttırır ama her sigara içen kanser olmaz ve sigara herkesin sağlığını eşit oranda bozmaz. Hepimizin tanıdığı sigara içen ama sağlıklı olan insanlar vardır. Ancak bu sigaranın zararsız olduğu anlamına gelmez. Eğer o kişi sigara içmiyor olsa çok daha sağlıklı ve mutlu bir yaşamı olabilirdi. Benzer durum DEHB için de geçerlidir. DEHB olup tedavi olmadığı halde iyi bir yaşam süren insanlar vardır. Ama aynı kişi tedavi olsa çok daha sağlıklı ve başarılı olma olasılığı bilimsel olarak çok daha yüksektir. Ayrıca DEHB olan bir çocuğun tedavi olmadığında ileride karşılaşabileceği sorunlar DEHB tipi, eşlik eden bozukluklar ve çevresel etkenlerle de çok ilgilidir. Dikkat eksikliği belirtileri ön plandaysa başka, hiperaktivite belirtileri ön plandaysa başka riskler artabilir. Yine eşlik eden tanılar burada önem kazanır. DEB, DEHB, DEHB + Karşıt Olma Karşı Gelme Bozukluğu ve DEHB+Davranım Bozukluğu için riskler de farklılık gösterir.

Örneğin 7 yaşında DEHB olduğu belirlenen bir çocuğun 14 yaşında hiç DEHB belirtisi kalmadığını düşünürsek tedavisiz kalınan 7 yıl boyunca yaşanılanların verdiği zarar nasıl ortadan kalkacak? Örnekle açıklayacak olursak; bir kişinin göz bozukluğu olduğunun ve ergenlikte kendiliğinden düzelip gözleri “0” numara olacağını düşünsek bile 7 yıl boyunca tahtayı göremeyeceğini, sakar olacağını ve sık sık baş ağrısı yaşayacağını görür ve gözlük takmasını öneririz. Ya da bir şeker hastasına “İleride düzelecek, sen şimdilik idare et” denebilir mi? Kan şeker düzeyinin düzensizliğinin damarlarına verdiği zarar ne olacak? Bu arada ya kişinin şeker düzeyi oynarken yaşadığı gerginlik ve sinirlilik sırasında çevresindekilerin yaşadıkları?

DEHB’ de %80 civarında ergenlikte %60 dolaylarında erişkinlikte devam eder. Ayrıca DEHB olan çocuğun dikkati ya da hiperaktivitesi aniden düzelmez. Dikkat eksikliği ya da hiperaktivite belli ölçülerde azalıp hastalık tanısı almayacak duruma gelir. Diyelim ki çocuk çok şanslıydı ve %20’ lik dilime girdi, DEHB belirtileri çok azaldı ve tanı almayacak boyuta geldi. Artık o bir genç ve DEHB tanısı almıyor, bu durumda şunları sorgulamak gerek:

İlk olarak DEHB belirtilerinin çocuğa ve aileye zarar vermeye başladığından bu yana geçen sürede ne gibi kayıplar oldu? Diyelim ki DEHB belirtileri çocukta 7 yaşında başladı ve 14 yaşında da DEHB tanısı almadı.

7-14 yaş arası çocukta dikkat dağınıklığı, aşırı hareketlilik veya dürtüsellik olmasa örneğin sadece çocuğun sadece dikkat eksikliği bozukluğu olduğunu düşünelim;

  • Daha iyi bir okul başarısı olur muydu?
  • Özgüveni daha iyi olur muydu?
  • Anne, baba ve öğretmenleri onu daha az uyarmak zorunda kalır mıydı?
  • Ve hepsinden önemlisi çocuğunuz bu dönemi daha mutlu geçirir miydi? (Tabii beraberinde doğal olarak tüm çevresi)

Eğer çocukta sadece DEB değil beraberinde hiperaktivite de varsa yani DEHB bileşik tip ise o zaman sorunlar artar. Yani, DEB ve hiperaktivite tedavi edilse çocuğumuz 7-14 yaş arası

  • Daha az düşer miydi?
  • Arkadaş ilişkileri daha iyi olur muydu?
  • Bu kadar çok bağırmak ya da vurmak zorunda kalır mıydınız?

Eğer çocuğunuz 7 yaşında ve DEHB ile birlikte yoğun söz dinlememe, inatlaşma, kurallara uymama sorunları yaşıyorsa yani, DEHB olan her 100 çocuktan 60’ı gibi Karşıt olma karşı gelme bozukluğu veya Davranım Bozukluğu varsa o zaman işler daha da zorlaşır.

Çünkü DEHB ve Karşıt Olma Karşı Gelme Bozukluğu veya Davranım Bozukluğu olan çocukların ergenlik ve erişkinlikte tamamen normale dönmesi sadece DEB veya DEHB olanlardan çok daha zordur. Ayrıca DEHB ile birlikte Karşıt Olma Karşı Gelme Bozukluğu veya Davranım Bozukluğu olan çocuklar diğer çocuklara oranla çok daha fazla fiziksel şiddete maruz kalmakta, arkadaş ilişkilerinde önemli sorunlar yaşamakta ve sigara-alkol-madde bağımlılığı riski normal çocuklardan ve sadece DEHB’si olan çocuklardan çok daha yüksek olmaktadır.

Kısacası annebabalar çocuklarında dikkat eksikliği veya hiperaktivite olduğundan şüphe ediyorlarsa bir çocuk psikiyatristine başvurmalılar ama DEHB ile birlikte çocuklarında Karşıt Olma Karşı Gelme Bozukluğu veya Davranım Bozukluğunu düşündüren kuralları bozma, büyüklerine karşı gelme, yalan söyleme, küfür etme veya saldırganlık gibi belirtiler varsa hiç vakit yitirmeden çocuk psikiyatristine başvurmalılar.

DEHB TEDAVİ OLMAZSA NELERLE KARŞILAŞILABİLİR?

  • DEHB olan ve tedavi edilmeyen çocukların en fazla % 10-20’lik bir bölümü erişkinlik dönemine DEHB’den çok önemli bir zarar görmeden geçebiliyorlar.
  • DEHB olan ve tedavi edilmeyen çocukların en fazla % 10-20’lik bir bölümü erişkinlik dönemine DEHB’den çok önemli bir zarar görmeden geçebiliyorlar.

DEHB RİSK PİRAMİDİ

Tedavi Olmayan DEHB çocukların karşılaşabileceği sorunlar

Tedavisiz geçen süre arttıkça risk artar ve sonraki basamaklara geçilir:

  • Özgüvende azalma.
  • Kendi kapasitesinin altında başarı gösterme.
  • Psikiyatrik bozuklukların eklenmesi.
  • İlişkilerde sorun (arkadaş, aile, eş).
  • Kaza-yaralanma.
  • Sigara–alkol-uyuşturucu kullanımı.
  • Yasal problemler.
  • Yaşam süresinin kısalması !!!

Tedavi olan ve olmayan DEHB çocuklarla normal çocukların karşılaştırıldığı izlem çalışmaları 25-30 yıllık süreleri geride bıraktığından; “DEHB tedavi edilmediğinde nelerle karşılaşabiliriz?” sorusunun yanıtını çok iyi biliyoruz. DEHB olan ve tedavi edilmeyen çocukların en fazla % 10-20’lik bir bölümü erişkinlik dönemine DEHB’den çok önemli bir zarar görmeden geçebiliyorlar. Geri kalan % 80-90’lık bölümde yer alan çocuklar ise erişkinliğe kadar DEHB’den çok ciddi zararlar görüyorlar. Tablo 2 ve 3’de tedavi olmayan DEHB olan çocukların normal çocuklara oranla çok daha fazla oranda karşılaşabilecekleri riskleri özetliyor. Bu bölümde DEHB olan çocuklar tedavi edilmediğinde ileride karşılaşabilecekleri bu olumsuzluklardan bazılarını inceleyeceğiz. Ama hepsinden önce bilinmesi gereken en önemli nokta DEHB’nin tedavi edilmediğinde YAŞAM SÜRESİNİ KISALTMAKSIDIR.

DEHB İNSAN ÖMRÜNÜ NASIL KISALTIR?

DEHB olan çocuklar normal akranlarına oranla daha fazla intihar eğilimi, kaza geçirme, trafik kazası yapma, suç işleme, hapse düşme, sigara-alkol ve madde kullanma riski taşıdıklarından ortalama ömürlerinin kısa olduğu belirlenmiştir. Erken yaşta ölüm sıklığının DEHB olan bireylerde normallerden 2 kat fazla olduğu ve ortalama yaşam süresinin normallerden 8 yıl kadar kısa olduğu tahmin edilmektedir. Kanada’da uzun yıllardır sürmekte olan bir çalışmada DEHB olan çocukların erişkin yaşama gelene kadar normallerden çok daha yüksek oranda intihar girişiminde bulundukları ve %5’lik bir kısmının intihar ederek öldüğü belirlenmiştir.

DEHB olan çocuklar normal akranlarına oranla daha fazla intihar eğilimi, kaza geçirme, trafik kazası yapma, suç işleme, hapse düşme, sigara-alkol ve madde kullanma riski taşıdıklarından ortalama ömürlerinin kısa olduğu belirlenmiştir. Erken yaşta ölüm sıklığının DEHB olan bireylerde normallerden 2 kat fazla olduğu ve ortalama yaşam süresinin normallerden 8 yıl kadar kısa olduğu tahmin edilmektedir. Kanada’da uzun yıllardır sürmekte olan bir çalışmada DEHB olan çocukların erişkin yaşama gelene kadar normallerden çok daha yüksek oranda intihar girişiminde bulundukları ve %5’lik bir kısmının intihar ederek öldüğü belirlenmiştir.

DEHB gibi tedaviye son derece iyi yanıt veren bir hastalığın insanın yaşam süresini azaltması gibi bir duruma gelebilmesi son derece üzücüdür. Aslında tıptaki pek çok hastalıkta da bu durum böyledir. Erken tanı ve tedaviyle normal ömürlerini gayet sağlıklı bir biçimde yaşayan pek çok kanser hastası varken; grip gibi çok basit bir hastalığı ciddiye almadığı için yaşamını kaybeden sayısız insan bulunmaktadır. DEHB insanın yapacağı bir şeyin sonuçlarını düşünerek harekete geçme yetisini azalttığından yıllar içinde sonucu erken ölüme varabilen sorunlara yol açabilir. Bazen de kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyecek çok çeşitli sorunlara neden olabilir. ERKEN TANI VE TEDAVİ İSE NEREDEYSE HER ZAMAN YÜZ GÜLDÜRÜCÜDÜR.

DEHB Tedavisi Var Mıdır?

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu doğru ve erken tanı konulduğunda son derece hızlı ve kolay tedavi edilebilen bir bozukluktur. İlaç tedavisi, anne-baba eğitimi, bireysel görüşme, aile tedavisi ve grup tedavisi Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun tedavisinde sık olarak kullanılan yöntemlerdir.

Çocuk Psikiyatristi tarafından bu tedavi yöntemlerinden hangilerinin kullanılacağına karar verilirken kişinin bireysel özellikleri gözönünde tutularak seçim yapılır. Örneğin, çok hafif düzeyde dikkat sorunları olan 16 yaşında lise öğrencisi bir kız ergende, sadece bireysel eğitimle etkili çalışma yöntemlerinin öğretilmesi seçilebilir. Buna karşın aşırı hareketliliği ve davranış sorunları belirgin olan 8 yaşındaki bir erkek çocuğunda ise ilaç tedavisi ve anne-baba eğitiminin birarada uygulanması yararlı olabilir. Diğer yandan dikkat ve hareketlilik sorunlarının yanı sıra moral bozukluğu, aşırı sinirlilik ve hayattan zevk almama gibi depresif belirtileri de olan 13 yaşındaki bir kız çocuğunda ilaç tedavisi, bireysel görüşme, aile eğitimi ve tedavisi birarada uygulanabilir. Bu bölümde Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tedavisinde kullanılan yöntemler ayrı ayrı ele alınacaktır.

İlaç tedavisinin yararları ve yan etkileri nelerdir ? Ritalin kullanımı sonucu hangi belirtiler düzelebilir, yan etkileri, ne kadar zaman kullanılacağı, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tedavisinde kullanılmakta olan diğer ilaçlar.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun tedavisinde çok çeşitli tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Ancak bugüne kadar yapılmış olan bilimsel çalışmaların sonuçları, bu tedavi biçimleri tek tek göz önüne alındığında ilaç tedavisinin en etkin tedavi biçimi olduğunu göstermektedir. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun tedavisinde en fazla kullanılan ilaçlar uyarıcı (stimulan) dediğimiz ilaç grubudur. Bu grupta Metilfenidat (Ritalin), Dexedrine ve Pemoline adı verilen ilaçlar yer almaktadır. Bunların dışında depresyon, hipertansiyon ve diğer bazı psikiyatrik bozuklukların tedavisinde kullanılan ilaçlar da Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun tedavisinde kullanılmaktadır. Bu ilaçlar arasında İmipramin (Tofranil), Fluoxetine (Prozac), Klonidin (Katapres), Tiyoridazin (Melleril), Klorpromzin (Largaktil) ve Risperidone (Risperdal) gibi ilaçlar sayılabilir.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun Tedavisinde Uyarıcı İlaçlar

Bugüne kadar yapılmış olan bilimsel araştırmalar uyarıcı ilaçların Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun tedavisinde en etkili ilaç grubu olduğunu göstermiştir. Metilfenidat (Ritalin), Dexedrine ve Pemoline adlı uyarıcı ilaçlardan sadece Metilfenidat (Ritalin) ülkemizde bulunmakta ve kırmızı reçeteyle satılmaktadır.

Ritalin ilk olarak 1937 yılında aşırı hareketli çocukların tedavisinde kullanılmıştır. 1950 ve 1960'lı yıllardan sonra Ritalin kullanımı yaygınlaşmaya başlanmıştır. Özellikle 1980'li yıllardan sonra Ritalin çok yaygın olarak araştırılan ve kullanılan bir ilaç haline gelmiştir. Halihazırda Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun tedavisinde en fazla kullanılan ve ilk tercih edilen ilaç Ritalindir. Ritalin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olmayan bir kişiye verildiğinde kendine aşırı güvenli, enerjik ve yerinde duramaz bir durum oluşturur. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan bir kişiye verildiğinde ise bunun tam tersi bir etki meydana getirerek, normal hareketlilik, dürtüsellik ve dikkat düzeyine gelmesine yardımcı olur.

Ritalin ve diğer uyarıcı ilaçların Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tedavisindeki etkisini nasıl meydana getirdiği birçok bilimsel araştırmanın konusu olmuştur. Bu ilaçlara 'uyarıcı ilaçlar grubu' denmesinin nedeni beynin çalışmasını veya uyarılabilirliğini arttırmasıdır. Çalışması veya uyarılabilirliğini arttırdıkları beyin bölümü davranışların kontrolünden ve dikkatin sürdürülmesinden sorumlu olduğu için, uyarıcı ilaçlar Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunda çok yararlı etkiler meydana getirmektedirler. Ritalin ve diğer uyarıcı ilaçların bu etkiyi meydana getirebilmek için beyineki bazı biyokimyasal maddelerin miktarını arttırdıkları düşünülmektedir. Bu biyokimyasal maddelerden en iyi bilinenler dopamin ve noradrenalindir. Dopamin ve noradrenalinin beyinde en fazla bulunduğu bölüm, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu oluşumunda çok önemli bir yeri olduğu düşülen beynin ön (frontal) bölgesidir.

Ritalin şu anda ülkemizde sadece 10 miligramlık tabletler halinde ve kırmızı reçeteyle satılmaktadır. Kişiden kişiye farklılıklar görülebilmesine karşın, genellikle Ritalin ağızdan alındıktan yaklaşık yarım saat sonra etkisini göstermeye başlar. Bir veya iki saat içerisinde Ritalin'in etkisi en üst düzeye ulaşır; üç veya beş saat içerisinde etkisi kaybolmaya başlar. İlaç alındıktan sekiz-onbeş saat sonra ise ilaç vücuttan atılır. Yani Ritalin kullanımı sonucu istenmeyen bir yan etki meydana gelirse ilaç vücuttan çok hızlı atıldığı için bir sonraki ilaç dozu alınmayarak bu yan etkiden korunulmuş olur.

Ülkemizde şu anda bulunmayan yavaş salınımlı Ritalin tabletlerinin ise etkinliği yaklaşık beş saat sürebilmektedir. Yavaş salınımlı Ritalin tabletleri ülkemizde bulunmadığı için bu konuyu ayrıntılı olarak yer verilmeyecektir.

Ritalinle Neler Düzelebilir ?

Ritalin bilimsel araştırmalara en fazla konu olmuş olan ilaçlardan birisidir. Ritalin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuk, ergen ve erişkinlerin %70-80'inde etkili olabilmektedir. Bugüne kadar yapılmış olan ve son derece ileri araştırma tekniklerinin kullanıldığı bilimsel araştırmalar biraraya toplanarak sonuçları değerlendirildiğinde Ritalinin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tedavisinde son derece etkili ve güvenilir bir ilaç olduğu gösterilmiştir.

Okul Başarısı

Herkesin bildiği gibi, hiçbir ilaç zeka artışına yol açmaz. Ancak Ritalin çocuğunuzun daha etkili ve planlı bir biçimde öğrenebilmesini ve öğrendiklerini daha iyi ifade edebilmesini sağlayabilir. Bilimsel araştırmalarda Ritalinin dikkat, dürtü kontrolü, ince el becerileri, tepki verebilme zamanı ve kısa süreli hafıza gibi okul başarısıyla ilişkili pek çok konu üzerinde olumlu etkisi olduğu gösterilmiştir. İlacın en etkili olduğu durum, ders dinleme gibi çocuğun kendisini bir konu üzerine odaklayıp, başka bir şeyle uğraşmaması gereken zamanlardır. Ritalin kullanmakla çocuğunuzun notları aniden yükselmez; ancak daha uzun süre ve daha verimli çalışması sonucu uzun vadede okul başarısında bir yükselme beklenebilir. Çalışma süresi ve verimliliğinde artış, derse ilgi ve ders dinlerken dikkati daha iyi toplama gibi olumlu gelişmelere rağmen çocuğunuzun okul başarısında yükselme görülmezse, öğrenme bozukluklarının araştırılması gerekir. Çünkü Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ile öğrenme bozuklukları sık olarak birlikte görülebilmekte ve Ritalinin öğrenme bozukluklarını düzeltmediği bilinmektedir.

Uyum ve Sosyal İlişkiler

Ritalinin aşırı hareketlilik ve dürtüsellik üzerine etkili olduğu pek çok bilimsel araştırmada gösterilmiştir. Öğretmenler ilaç kullanılmadan önce sınıfta ders yapılmasını engelleyecek düzeyde konuşkan ve hareketli olan Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tanılı öğrencilerinin, Ritalin verildikten sonra diğer arkadaşlarından ayırt edilemeyecek kadar uyumlu olduklarını belirtmektedirler. Diğer yandan isteklerini ertelemeyi, karşısındakileri dinlemeyi ve sırasını beklemeyi öğrenen bu çocuklar anne-babalarıyla, öğretmenleriyle ve arkadaşlarıyla daha iyi ilişkiler içine girebilmektedirler. Eskiden devamlı eleştirilen veya azarlanan Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu çocuklar ilaç kullandıktan sonra çevreden olumlu tepkiler almaya başlarlar ve giderek daha fazla olumlu davranma konusunda gayret gösterirler. Olumsuz davrandıkları dönemlerde arkadaşları tarafından dışlanmış olan Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu çocuklar öfkelenip daha yıkıcı davranırken, arkadaşlarıyla iyi geçinmeye başladıktan sonra hem bu hareketlerini düzeltirler hem de kendilerini daha mutlu hissederler. Bütün bu iyi gelişmelerin en önemli sonuçlarından birisi de aile içi huzurun artmasıdır. Bazı aileler hayatlarındaki en iyi kararın 'Çocuk Psikiyatrisine başvurmak' olduğunu söylüyorlar. Burada bu konuya ilişkini bir örneğin yararlı olacağını düşünüyoruz:Deniz 8 yaşında bir kız çocuğu. Bizim kliniğimize başvurma şikayetleri aşırı hareketlilik ve söz dinlememesiydi. Ev hanım olan anne Deniz'in bütün gün evi alt üst ettiğini, kendisinin her söylediğinin tam tersini yaptığını, sokağa her çıkışında ise ya arkadaşlarıyla kavga ettiğini ya da bir yerini incittiğini belirtiyordu. Annesi Deniz'in davranış sorunları nedeniyle ev ziyaretlerine gitmesinin olanaksız olduğunu, Deniz'in bu davranışlarından dolayı bitip tükendiğini, çocuğuyla bir saat bile iyi vakit geçiremediklerini söylüyordu. Baba akşam eve geldikten sonra Deniz'in gün boyunca yaptıkları dinlemekten bıkıp tükendiğini, rahatça yemek yiyip, televizyon seyretmesinin olanaksız olduğunu belirtiyordu. Bu arada Deniz'i kontrol etmede kullanılan yöntemler konusunda anne-baba sık sık tartıştıklarını ve Deniz’in davranış sorunlarından birbirlerini sorumlu tuttuklarını dile getiriyorlardı. Bazı günler başbaşa konuşup Deniz'in uyumlu davranmasını sağlamak için planlar yapmalarına rağmen, Deniz’in hiçbir zaman yıkıcı davranışlarından vazgeçmediğini belirtiyorlardı. Ayrıca anne-baba okul toplantısında devamlı azar işittikleri için okula gitmekten korkar hale gelmişlerdi. Kliniğimizde Deniz’in belirgin düzeyde Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Karşıt Olma Karşı Gelme Bozukluğu olduğunu belirledik. Deniz’e Ritalin başlayıp, anne-babayı eğitim grubumuza çağırdık. Bir iki hafta içerisinde ilaç dozu ayarlandıktan sonra Deniz’de belirgin düzelmeler olduğunu gördük. Yaklaşık bir ay sonraki kontrollerine gelmeden önce ise Deniz ve anne-babası birlikte sinemaya gitmişlerdi. Annesi ‘insanın çocuğuyla sinemaya gidebilmesi ne büyük mutlulukmuş’ diyerek sevincini belirtiyordu. Deniz Ritalin almaya başladıktan sonra kendisini daha iyi kontrol etmeye başlamış, ailenin olumlu yaklaşımlarıyla Ritalinle elde edilen düzelme daha da artmıştı.

Duygusal Durum

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklar daha önce de sıkça söz edildiği gibi depresyon ve kaygı (anksiyete) bozukluklarına yatkınlık taşırlar. Büyükler tarafından sık sık eleştirilmek, azarlanmak hatta dövülmek, arkadaş gruplarına alınmamak ve çoğunlukla derslerde başarısız olmak çocuğun huzursuz olmasına veya benlik saygısının düşmesine yol açabilir. Ritalin tedavisi sonrasında kendisini daha kolay kontrol etmeyi başaran çocuk çevreden gelen tepkilerin düzelmesiyle bu zedelenmeleri giderebilir. Ayrıca Ritalin depresif mizacı düzeltmede de etkili olabilen bir ilaç olduğundan bu süreci daha da hızlandırabilmektedir.

Ritalin tedavisine başlamadan önce yapılması gereken incelemeler var mıdır ?

Ritalin tedavisine başlamadan önce hangi incelemeler yapılacağına bireysel bağlamda karar verilir ve her psikiyatri kliniğinin bu konuda farklı bir yaklaşımı olabilir. Bu konuda karar verilirken Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuğun eşlik eden psikiyatrik veya tıbbi hastalıklarının bulunup bulunmaması da önemli rol oynar. Amerikan Psikiyatri Birliği, ek bir psikiyatrik veya tıbbi hastalığı olmayanlarda Ritalin tedavisine başlanmadan önce şu incelemelerin yapılmasını uygun görmektedir:

Çocuk doktoru tarafından son bir yıl içerisinde yapılmış olan bir muayene

Bu incelemenin yapılmasının amacı çocuğun veya gencin bir fiziksel hastalığı varsa bunun çocuk hekimi tarafından belirlenmesidir.

 Tansiyon ölçümü ve nabız sayısı

Çok sık karşılaşılmamakla birlikte Ritalin bazen tansiyonu ve kalp atış hızını arttırıcı etki yapabilir. Bu nedenle Ritalin verilmeye başlamadan önce ve tedaviye başladıktan sonra belli aralıklarla tansiyon ve nabız ölçümlerinin yapılması yararlıdır.

 Boy ve kilo ölçümü

Tedaviye başlamadan önce ve tedaviye başlandıktan sonra düzenli aralıklarla boy ve kilo ölçümlerinin yapılması çocuğun büyümesinin yolunda gidip gitmediğinin belirlenmesi bakımından yararlıdır. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalarda Ritalin kullanımı sonucu kilo alma ve boy uzamasında uzun dönemde bir sorun meydana gelmediği gösterilmiştir. Bununla birlikte Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocukların boy ve kilo artışlarının düzenli olarak izlenmesi yararlı bir yoldur.

Ritalin Başlanması ve Kullanım Dozunun Düzenlenmesi

Çocuk Psikiyatrisi klinikleri Ritalin başlanmasında ve dozunun düzenlenmesinde farklı sistemlerii izleyebilmektedir. Burada Ritalin başlanması ve kullanımındaki genel prensiplere yer verilecektir.

Diğer bütün ilaçlarda olduğu gibi Ritalinin kullanım dozu da Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuğun yaşına, kilosuna, bozukluğunun şiddetine ve eşlik eden bir başka psikiyatrik sorunu olup olmadığına göre değişmektedir. Boyu, kilosu ve yaşı aynı olan çocukların bile gereksinim duydukları ilaç dozu çok büyük farklılıklar gösterebilmektedir. Günlük kullanım dozu 5-60 miligram arasındadır. Genellikle Ritalin 2.5 veya 5 miligram gibi düşük dozlarla başlanır. (Altı yaşın altındaki çocuklarda başlangıç dozu genellikle 2.5 miligramdır). İlacın çocuktaki etkinliğine göre doz ayarlaması yapılır. Örneğin 10 yaşında bir çocuğa 2.5 miligramlık test dozu sabah saat 9'da verildiğinde biraz düzelme gözleniyorsa, bu doz 5 miligrama arttırılıp yeniden gözlenmesi önerilir. Beş miligram Ritalinle istenen düzelme sağlanırsa sabah, öğlen ve akşamüstü olmak üzere üç kez 5 miligram verilerek tedaviye devam edilebilir. Ayrıca bazı çocuklar ilacı daha hızlı bir biçimde vücutlarından attıklarından Ritalinin üçer saatlik aralarla verilmesi gerekebilir. Ritalin yemeklerden sonra veya yemeklerle beraber verilmesi iştah sorunlarının azalmasına yol açabilir.

Ritalin dozunun düzenlenmesinde çok yararlı olan bir yöntem ilaca başlamadan önce ve kontroller sırasında Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ile ilgili test ve ölçeklerin uygulanmasıdır. Böylece çocuğun ilaç başlanmadan önce ve Ritalin kullanırken belirtilerinin şiddeti konusunda bilgi sahibi olunabilir. Örneğin günde 15 miligram Ritalin kullanan ve belirtilerinde %90 dolaylarında düzelme olan 12 yaşındaki bir çocuğun altı ay sonraki kontrolünde düzelme oranı %40-50'ye düşerse ilaç dozunun yeniden düzenlenmesi gerektiği anlaşılır. Olasılıkla bu çocukta ergenlik dönemine girişle vücut yapısında hızlı bir değişme meydana geldiğinden ilaç dozunun arttırılması gerekmektedir.

İlaç Tatili Nedir ?

Ritalin kullanan bazı çocuklarda haftasonları veya yaz tatillerinde ilaç verilmeyebilir. Bu uygulamaya 'ilaç tatili' diyoruz. Geçmiş yıllarda çok yaygın olarak kullanılan bu yöntem günümüzde daha sınırlı bir yere sahiptir. Aşırı hareketlilik ve davranış sorunları sadece okul yaşantısını değil, aile ve arkadaş ilişkilerini bozabilecek düzeyde belirgin olan çocuklarda ilaç tatilleri önerilmemektedir. Ancak sadece dikkat sorunları olan çocukların sadece okul günleri Ritalin kullanmaları önerilebilir.

Ritalinin Yan etkileri Var Mıdır ?

Her ilacın olduğu gibi Ritalinin de yan etkileri bulunmaktadır. Çeşitli ağrılar nedeniyle sık olarak kullanılan Aspirin bile mide kanaması gibi ciddi yan etkilere neden olabilmektedir. Ritalin kullanımı sırasında karşılaşılabilecek yan etkilerden bazılarına aşağıda değinilecektir. Ayrıca Ritalin kullanımı sırasında ortaya çıkabilecek olası yan etkilerin yer aldığı bir çizelgeye aşağıda yer verilmiştir. Bunlara geçmeden önce Ritalinin birçok ilaca göre oldukça emniyetli ve yan etkisi az bir ilaç olduğunu ve yan etkilerinin ilacı kullanan her bireyde görülmediğini belirtmek yararlı olcaktır.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Tedavisinde Öneriler

DEHB Çocuğu Olan Anne Babalar Ne Yapmalılar?

  • Anne Baba Olarak Kendinize İyi Bakın.
  • Rakibi Ciddiye Alın.
  • Uyarı Sayısını Azaltın.
  • Kesinlikle Nasihat Etmeyi Bırakın.
  • Birebir Çalışmaya Yönlendirin.
  • Televizyonu En Azından Belirli Bir Süre Kapatın.
  • Çocuğunuzu Bilgisayar Bağımlılığından ve Bilgisayarın Zararlarından Koruyun.
  • Çocuklarınızı Spor Aktivitesine Yönlendirin.
  • Anne Baba Olarak Kendinize İyi Bakın.

DEHB ile daha iyi baş etmek için saçınızı süpürge etmeyin moralinizi yüksek tutun. Mutlaka ama mutlaka DEHB olan bir çocuğun anne babası kendisine zaman ayırmalıdır. Anne baba kendi hoşlarına giden bir şeye zaman ayırarak aslında DEHB olan çocuklarına önemli bir iyilik yapmış olacaklardır. Çünkü DEHB olan çocuğun iyileşmesine anne babanın ne kadar çok acı çektiğinin bir yararı yoktur. Dinlenmiş, morali iyi olan ve sabrı geniş bir anne baba gereklidir.Anne baba “saçını süpürge etmek” yerine arada kendi hoşlarına giden şeylere zaman ayırınca DEHB ile çok daha iyi baş ettiklerini göreceklerdir.

RAKİBİ CİDDİYE ALIN.

Hepimiz biliriz ki rakip büyük ya da küçük olsun ciddiye almadığımız zaman bizi yenilgiye uğratır. Hele sorun sağlık oldu mu bir de çocuğumuzun sağlığı söz konusu olduğunda rakibi kesinlikle çok ciddiye almamız gerekir. DEHB tedavi edilmediğinde ne kadar büyük sorunlara yol açabilen bir bozukluk olduğunu “DEHB’nin doğal gidişi” bölümünde belirttim. “DEHB’nin doğal gidişi” bölümü de göz önüne alındığında DEHB’yi küçümsemenin çocuğumuzun ve ailemizin geleceğini çok olumsuz etkileyebileceği görülebilir. Bu nedenle rakibi yani DEHB’yi ciddiye almalıyız..

UYARI SAYISINI AZALTIN.

DEHB olan çocuklar normal çocuklara oranla çok daha fazla eleştirilirler ve uyarılırlar. Çocuğumuz elinde olmayan bir bozukluk nedeniyle bazı olumsuz davranışlar göstermekte ve biz de onun bu olumsuz davranışları elinde olarak yaptığını düşünerek sürekli uyarmaktayız. Böylece DEHB olan çocuklar iki yönlü bir baskının altında, yani “iki ateş arasında” kalırlar.

KESİNLİKLE NASİHAT ETMEYİ BIRAKIN.

DEHB OLAN ÇOCUKLAR VE GENÇLER İÇİN EN DAYANILMAZ ŞEY NASİHAT DİNLEMEKTİR. PEK ÇOK ANNE BABA UZUN YILLAR BOYUNCA DEHB OLAN ÇOCUKLARINA DİLLERİ DÖNDÜĞÜNCE NEYİN İYİ NEYİN KÖTÜ OLDUĞUNU ANLATMAYA ÇALIŞIRLAR. NE YAZIK Kİ BU SÖZ VE TAVSİYELERİN HEMEN HİÇ BİR YARARI OLMAZ. GÖZLERİ BOZUK OLAN BİRİSİNE GÖZ BOZUKLUĞUNUN ZARARINI ANLATMANIN FAYDASI OLMAYACAĞI GİBİ DEHB OLAN ÇOCUKLAR İÇİN DE DİKKATLERİNİ FAYDALI ŞEYLERE VERMELERİNİ İSTEMENİN YA DA HAREKETLİLİKLERİNİ AZALTMALARINI SÖYLEMENİN HİÇBİR YARARI YOKTUR. HATTA ÇOCUĞUMUZLA ARAMIZIN BOZULMASINA NEDEN OLARAK ZARARI OLABİLİR. ÇÜNKÜ DEHB GÖZ BOZUKLUĞU GİBİ BİYOLOJİK BİR HASTALIKTIR; NASİHATLA TEDAVİ OLMADIĞI GİBİ ÇOCUĞUMUZA ELİNDE OLMADAN YAPTIĞI ŞEYLERİ İÇİN SÜREKLİ NASİHATTE BULUNMAK ONU ANLAMADIĞIMIZ DÜŞÜNCESİ OLUŞTURARAK BİZDEN İYİCE UZAKLAŞMASINA NEDEN OLABİLİR.

Bire Bir Çalışma.

DEHB olan çocukların okul başarısının artırılmasındaki en önemli etkenlerden birisi belki de en önemlisi bire bir çalışmadır. Birebir çalışma için en ideal yöntem DEHB olan çocuğun derslerine yardım edecek düzeyde bilgili olan bir abla ya da abinin çocuğun derslerinde ona yardımcı olmasıdır. Çoğunlukla özel ders almaktan daha ucuz olabilen bu yöntemde çocuğa örnek olabilecek genç bir büyüğün dersler konusunda yol göstermesi çoğunlukla okul başarısına çok olumlu etki yapmaktadır.

 

Cevap-Bul.com

  • Cankurtaranlar
  • Concerta 54 mg Etkisi ne zaman başlar?

    Olumlu etkiler ilk 30-60 dk içinde görülmeye başlar. Dekstroamfetamin gibi orta etkili ilaçlar; 2-3 saat içinde en etkin düzeye ulaşıp, 6-8 saat sonra atılırlar. Uzun etkili ya da yavaş salınımlı (concerta) olanların ise atılım süreleri 10-12 saattir.

    Concerta kalbe zarar verir mi?

    Klinik pratikte en yaygın kullanılan ilaçlardan birisi olan Metilfenidat (Ritalin, Concerta) kalp hızı ve kan basıncında artış veya azalma, özellikle çarpıntı, göğüs ağrısı, ritim bozukluğu gibi potansiyel kardiyak yan etkileri olabilen bir ilaçtır.

    Concerta 54 mg kaç adet?

    (DEHB) tedavisinde kullanılan kontrollü salım tabletidir. Tabletten etkin maddenin salınımı yavaş yavaş meydana gelmektedir. Her kutuda 30 tablet vardır.

    Stretteranın etkisi kaç saat sürer?

    -24 saat etkilidir. ilaç çekilmesi görülmez. -günün içerisinde farklı zamanlarda alınabilir. -ritalin, concerta ve medikinete göre daha az yan etki gösterir.

    Concerta ile alkol alınır mı?

    CONCERTA’nın yiyecek ve içecek ile kullanılması CONCERTA’yı besinler ile birlikte veya aç karnına kullanabilirsiniz. Alkol bu ilacın yan etkilerini şiddetlendirebileceğinden CONCERTA’yı alkol ile birlikte kullanmayınız.

    How many mg of Concerta are in a tablet?

    CONCERTA® is a central nervous system (CNS) stimulant. CONCERTA® is available in four tablet strengths. Each extended-release tablet for once-a-day oral administration contains 18, 27, 36, or 54 mg of methylphenidate HCl USP and is designed to have a 12-hour duration of effect.

    What are the side effects of Concerta for children?

    Other common side effects of Concerta that children ages 6 to 17 years may experience include: 1 fever 2 vomiting 3 dizziness 4 insomnia (trouble sleeping) 5 cough 6 mouth pain 7 common cold

    What are the inert ingredients in Concerta®?

    CONCERTA®also contains the following inert ingredients: butylated hydroxytoluene, carnauba wax, cellulose acetate, hypromellose, lactose, phosphoric acid, poloxamer, polyethylene glycol, polyethylene oxides, povidone, propylene glycol, sodium chloride, stearic acid, succinic acid, synthetic iron oxides, titanium dioxide, and triacetin.

    How long does it take for Concerta to leave your system?

    Concerta comes as a tablets that are taken once daily. This drug is only taken once each day since it lasts for about 12 hours in your body. Concerta is available in these strengths:

    Concerta Özellikleri, Etkileri ve Kullanımı Nasıldır?

     

    Concerta, Dehb ‘in (Dikkat Eksikliği/Hiperaktivite Bozukluğu) tedavisinde kullanılan bir tür ilaçtır.

    Concerta’nın Dikkat Eksikliği/Hiperaktivite Bozukluğu tedavisindeki etkinliği 6-17 yaş aralığındaki çocuklar ve 18-65 yaş aralığındaki yetişkinlerde yapılan klinik bulgular sonucunda elde edilmiştir.

    Concerta diğer terapiler yetersiz kaldığında, detaylı bir terapi programının parçası olarak kullanılmaktadır.

    Dikkat Dağınıklığı ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) olan çocuklar;

    • Odaklanmakta zorluk çeker.

    • Dikkatini sürdüremez.

    • Göz teması kuramaz.

    • Yaptığı işi uzun süre devam ettiremez.

    • Çabuk bunalır.

    • Detayları atlar  

    • Unutkanlık mevcuttur.

    • Karşısındakini dinlemekte güçlük çeker

    • Basit yönergeleri akılda tutamaz

    • Durdukları yerde duramazlar, fazla hareketlidirler.

    • Otururken bile el ve ayaklarını sürekli hareket ettirirler.

    • Hareketleri konuşmasına da yansır, konuşurken de hızlı konuşurlar.

    • Kelimeleri hatalı söyler ve cümleleri bağlamakta güçlük çekebilirler.

    • Karşısındakini dinlemekte zorluk çekerler

    • Karşısındakinin sözünü sürekli keserler.

    • İsteklerin hemen karşılanmasını isterler ve dayatırlar.

    • Sabırsızdırlar.

    • Düşünmeden hareket ederler.

    • Aceleci davranırlar.

    • Sıra bekleyemezler.

    • Tepkilerini kontrol etmekte güçlük çekerler.

    CONCERTA beynin aktif olmayan bu kısımlarını aktif hale gelmesini sağlayarak dikkat süresini arttırır, odaklanmaya yardımcı olur, dürtüsel hareketleri azaltır.

    Bu ilaç, psikolojik, eğitsel ve sosyal terapilerle beraber tedavi programının bir parçası olarak kullanılabilir ve ancak alan deneyimli doktorlar tarafından reçete edilebilir.

    Ankara Erdem Psikiyatri Merkezi olarak tüm sorunlarınız yardımcı olmaya hazırız. Bizlere erdempsikiyatri.com adresinden ulaşabilir ve iletişim kurabilirsiniz.

    Bu yazıyı Concerta kullanan biri olarak yazmaktayım. Bu sebeple yazılanları dikkatle okumanızı tavsiye ediyorum. Tabi ki her ilaçta olduğu gibi Concerta’nın da etkisi her bünyede aynı olmayacaktır. Ancak gerek sözlük sitelerindeki yorumlar gerekse arkadaşlarım üzerindeki etkileri hemen hemen benzer.

    KPSS A Grubuna hazırlanmaktayım. Bilmeyenler için hukuk, maliye, muhasebe, iktisat, genel kültür-genel yetenek, kurum sınavları, mülakat derken KPSS’den iyi bir puan alsak bile atanmamız en az bir buçuk yılı buluyor. Bu süreçte düzenli olarak günlük 5-6 saat çalışılması lazım. Tabi ki bu 5-6 saati en verimli şekilde değerlendirmek için ders çalışma ortamıyla birlikte kendinizi derse verebilmeniz gerekiyor.

    Uzun süredir odaklanma sorunuyla beraber dikkat eksikliğim var. Aslında bu ders çalışmaya ara verdiğim 50 günlük zaman diliminin sebep olduğunu az çok kestirebiliyorum. Tabi ki bıkkınlık da söz konusu. Odaklanma sorununu aşabilmek için internetten ilaç aramaya başladım. Sözlük sitelerinde ilaçlarla ilgili yapılan yorumları okudum. Eczanelerde reçetesiz satılan en iyi ilacın Pharmaton olduğu yorumlarıyla birlikte internetten siparişi geçtim. İlaçların etkisinin bünyeden bünyeye değiştiğini tekrar hatırlatmakla birlikte Pharmaton’dan hiç memnun kalmadım. İlaç hem çok kötü kokuyor hem de etkisi kısa süreli. Ardından arkadaşımla bu sorun hakkında konuşurken aynı sorunun kendinde de olduğunu ve Concerta’yı kullandığını söyledi. 36’lık bir kapsülü çıkardı ve bana verdi. Deneme amaçlı sabah 10’da Concerta’yı attım.

    Concerta’nın bünyeme yarattığı etki
    Kesinlikle muhteşem! Saatlerce odaklanma problemi yaşamadan ders çalışabilirim. Yan etkilerinin neler olduğunu bilmeden her gün bu ilacı atabilirim. Çünkü sınav süreci hem psikolojik olarak hem de bedenen çok yordu beni. Tek sorun ilacı temin etmemiz çok zor. Concerta yalnızca kırmızı reçete ile alınabiliyor. Kırmızı reçeteye yazdırabilmeniz için de Psikiyatrist’te muayene olmanız gerekiyor. Kısacası epey çetrefilli iş. Bunun yanında ilacın ücreti de 100 TL civarı.

    Concerta’nın 18, 36, 54 ve 108 mg’lık kapsülleri var. MG arttıkça ilacın etkisi de artıyor. Ben 36 mg kullanıyorum. Odaklanma problemi artık yaşamıyorum. Üstelik Concerta anlama kapasitesini de artırıyor. Daha önce defalarca çalışıp anlamadığım konuları sanki olayın içine giriyormuşçasına anlayabiliyorum. Kısacası Concerta odaklanma sorununuzu çözüyor ve hem verimli hem de daha uzun süre ders çalışma imkanı sağlıyor.

    Concerta’nın yan etkileri 
    1- Uykusuzluk
    Daha önce 23.30-8.30 olan uyku saatlerim ilacı kullandıktan sonra 02.00-08.30 olarak değişti. Hatta ilk gün sabah 5’te uyuyabildim. Ancak 4 saatlik bir uykuyla dinç bir şekilde kalktım. Gün boyu da uykum gelmedi. Ancak sonraki günlerde bünyeniz normal olarak daha fazla uyumak istiyor.
    2- İştahsızlık 
    Concerta’yı kullandıktan sonra iştahım kapandı. Bununla birlikte yemek yemek aklıma bile gelmiyor. Beyniniz sizi “Acıktın, yemek ye!” diye uyarmıyor. Sadece vücudunuzdaki titreme, halsizlik gibi sebeplerden dolayı yemek yemek aklınıza geliyor. Uzun süre kullananlar yemek düzenlerini değiştirirse kilo verebilir.

    3- Dikkatinizi nereye vermeniz konusunda bilinçli davranmanız gerekiyor.
    Ders çalışma dışında dikkatinizi başka şeylere de verebiliyorsunuz. Örneğin mola verdiğinizde telefondan sosyal medyaya bakarken uzun süre geçtiğinin farkına varamayabiliyorsunuz.

    4- Özgüven ve karamsarlık
    İlacı attığınızda inanılmaz bir özgüven geliyor. Kadınların topuklu ayakkabı giymesi gibi bir şey sanırım. Sürekli “Yapabilirim, kazanabilirim!” düşüncesindesiniz. Ayrıca gereksiz bir mutluluğa neden oluyor. Ardından mutluluk yerini ara ara karamsarlığa bırakıyor. Bazen dakikalarca aynı yere bakıyorsunuz.

    5- Bağımlılık
    Concerta’nın bünyesel bir bağımlılık yarattığını söylemek doğru olmaz. İçerisinde nikotin gibi bağımlılık yaratan bir madde sanıyorum yok. Ancak psikolojik olarak bir bağımlılık yarattığını söyleyebilirim. Yani “Verimli olarak günde 6 saat ders çalışmak için Concerta’yı kullanmalıyım” düşüncesiyle ilacı ders çalıştığınız süre boyunca kullanma ihtiyacı güdüyorsunuz.

    6- Ağız kuruluğu
    İlacı kullandıktan sonra normal zamanda içtiğim suyun 2 katı kadar su tüketiyorum. Concerta hem susatıyor hem de ağız kuruluğuna yol açıyor.

    Bunların dışında yan etkisini görmedim. Ancak uzun süre kullanmanızı tavsiye etmiyorum. İnternet üzerinden reçeteyi sonuna kadar okumalısınız. Ayrıca yine internette güvenilir kaynaklardan ilacın seyrek ve sık görülen yan etkilerini araştırmalısınız. Concerta her bünyede farklı yan etki ve hastalığa sebebiyet verebilir.

    Uzun süre sonra gelen düzenleme: Odaklanma sorununu çözerken başka sorunlar yaratıyor. Yalnızca daha fazla ders çalışmak için ilacı kullanmanızı tavsiye etmiyorum. Ciddi odaklanma probleminiz varsa doktorunuza danışmalısınız!

    Concerta 18 mg Etkisi ne zaman başlar?

    İçindekiler:

    1. Concerta 18 mg Etkisi ne zaman başlar?
    2. Concerta Uyuşturucu mu?
    3. Concertanın yan etkileri nelerdir?
    4. Concerta nedir ne işe yarar?
    5. Concerta şizofreni yapar mı?
    6. Concerta dozu nasıl ayarlanır?
    7. Concerta mı daha iyi Ritalin mi?
    8. Concerta aç karnına alınır mı?
    9. Concerta 36 mg etkisi kaç saat sürer?
    10. Concerta hangi durumlarda kullanılır?
    11. Metilfenidat uzun süre kullanılır mı?
    12. Strattera ne kadar sürede etki eder?
    13. Concerta yı kim yazar?
    14. Concerta kalbe zarar verir mi?
    15. Selectra aç mı tok mu?
    16. Metilfenidat hangi grup ilaç?
    17. Medikinet nasıl bir ilaç?
    18. Ritalin kimler kullanamaz?
    19. Strattera aç mı tok mu?
    20. Strattera ne zaman içilir?

    Concerta 18 mg Etkisi ne zaman başlar?

    Olumlu etkilerilk 30-60 dk içinde görülmeye başlar. Dekstroamfetamin gibi orta etkiliilaçlar; 2-3 saat içinde en etkin düzeye ulaşıp, 6-8 saat sonra atılırlar. Uzun etkiliya da yavaş salınımlı (concerta) olanların ise atılım süreleri 10-12 saattir.

    Concerta Uyuşturucu mu?

    Concertave Ritalin en popüler olanlar. Her ikisinin de ilacın hammaddesi olan metilfenidat bir amfetamindir. Yani merkezi sinir sistemini güçlü bir biçimde uyaran bir uyuşturucudur.

    Concertanın yan etkileri nelerdir?

    Concertagibi zihinsel durumumuzu etkileyen ilaçların birçok yan etkisigörülebilir. Bunların en yaygınları iştahsızlık, ağız kuruluğu, uyku bozukluğu, bulantı hissi, karın ağrısı, fazla terleme, endişe, kilo kaybı ve huzursuzluk hissidir.

    Concerta nedir ne işe yarar?

    Concerta, Dehb 'in (Dikkat Eksikliği/Hiperaktivite Bozukluğu) tedavisinde kullanılan bir tür ilaçtır. Concerta'nın Dikkat Eksikliği/Hiperaktivite Bozukluğu tedavisindeki etkinliği 6-17 yaş aralığındaki çocuklar ve 18-65 yaş aralığındaki yetişkinlerde yapılan klinik bulgular sonucunda elde edilmiştir.

    Concerta şizofreni yapar mı?

    Concertave Ritalin gibi DEHB tedavisinde kullanılan ilaçların etken maddesi olan Methylphenidate, aşırı doz kullanımı veya doktor kontrolü dışında kullanımı ile şizofreniyezemin hazırlamaktadır.

    Concerta dozu nasıl ayarlanır?

    Doz, 18 mg'lık artışlar ile ayarlanabilir, genelde yaklaşık bir haftalık aralıklarla dozayarlamasına devam edilebilir. Doz, hastanın gereksinimlerine ve yanıtlarına bağlı olarak bireysel olarak ayarlanmalıdır. Doz, bir haftalık aralıklarla 18 mg'lık artışlarla yükseltilebilir.

    Concerta mı daha iyi Ritalin mi?

    Ritalinve Concertabirbirine benzeyen ilaçlardır. Ancak Ritalinkısa etki süresine sahipken, Concertadaha uzun süre etkilidir ve iştahsızlık yan etkisi daha azdır. Her iki ilaç da yasadışı bir uyarıcı madde olan amfetamin ile benzer farmakolojik aktivite sergiler.

    Concerta aç karnına alınır mı?

    Bu ilacın içerdiği etkin madde doping testinde pozitif sonuç vermektedir. Bu nedenle CONCERTA'yı dikkatli kullanınız. CONCERTA'yı besinler ile birlikte veya aç karnınakullanabilirsiniz. Alkol bu ilacın yan etkilerini şiddetlendirebileceğinden CONCERTA'yı alkol ile birlikte kullanmayınız.

    Concerta 36 mg etkisi kaç saat sürer?

    Ritalin düşük doz kullanılabilen 4 saat etkili, günde 1 veya 3 kez alınan bir ilaçken concertayavaş salınımlı olduğundan 12 saatetkilidir günde bir kez kullanılır. Tedavide başlangıç olarak ilacın yan etkilerini ve etkilerini kontrol için günde bir kez kullanılacak ritalin reçete edilir.

    Concerta hangi durumlarda kullanılır?

    CONCERTA, ağız yolu ile uygulanan, 6-17 yaş arasındaki çocuk ve adolesanlarda ve 18-65 yaş arasındaki yetişkinlerde Dikkat Eksikliği - Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) tedavisinde kullanılankontrollü salım tabletidir.

    Metilfenidat uzun süre kullanılır mı?

    Önerilenden daha az ve ya çok dozda Ritalin (metilfenidat) almayın. Önerilenden daha uzun sürekullanmayın. Ritalin (metilfenidat) tablet yutularak alınmalıdır. Etki süresikısadır.

    Strattera ne kadar sürede etki eder?

    Temel etkileriBu şekilde özellikle dikkati odaklamada, seçici dikkatte olumlu etkilerortaya çıkarır. Bu etki24 saat boyunca devam eder. DEHB belirtilerinde anlamlı düzeyde azalma görülmesi bazen çok hızlı olabilse de, genellikle 4-8 hafta beklemek gerekli olabilir.

    Concerta yı kim yazar?

    Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü'nün 2010/26 no'lu genelgesinde Metilfenidat içeren Ritalin ile Concertaadlı ilaçların sadece çocuk ve ergen psikiyatristleri ve yetişkin psikiyatristleri tarafından reçete edilebileceği belirtilmektedir.

    Concerta kalbe zarar verir mi?

    Klinik pratikte en yaygın kullanılan ilaçlardan birisi olan Metilfenidat (Ritalin, Concerta) kalp hızı ve kan basıncında artış veya azalma, özellikle çarpıntı, göğüs ağrısı, ritim bozukluğu gibi potansiyel kardiyak yan etkileri olabilen bir ilaçtır.

    Selectra aç mı tok mu?

    İlacınızı bir bardak suyla, çiğnemeden ya da ezmeden, bütün olarak yutun. ya da tokkarnına içilebilir ancak aynı saatte almaya özen gösterin. Doktorunuza danışmadan doz değişikliği yapmayın ya da tedaviyi sonlandırmayın. Tedavinin aniden kesilmesi yan etkilere neden olabilir.

    Metilfenidat hangi grup ilaç?

    Metilfenidat(MPH) (ticari isimleri: Concerta, Methylin, Ritalin, Equasym XL, Quillivant XR, Medikinet Retard) fenetilamin grubuna ait, dikkat eksikliği-hiperaktivite bozukluğu (DEHB), narkolepsi ve kronik yorgunluk sendromu tedavisinde sıklıkla reçete edilen merkezi sinir sistemi (MSS) uyaranıdır.

    Medikinet nasıl bir ilaç?

    (bkz: ritalin) adlı ilacın muadili. metilfenidat içeren, kısa ve uzun etkili formları bulunan ve artık ülkemizde de bulunabilen bir ilaç. dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunda kullanılıyor ve 25 yaş altında geri ödemesi mevcut.

    Ritalin kimler kullanamaz?

    Ritalin(metilfenidat) alerjiniz varsa, glokom, hipertiroidi, tiroid, şiddetli yüksek tansiyon, tikler veya Tourette sendromu, anjina, kalp yetmezliği, kalp ritim bozukluğu, yakın zamanda kalp krizi, fruktoz intoleransı, glukoz-galaktoz malabsorpsiyon veya sukroz-izomaltaz eksikliği, ya da şiddetli anksiyete, gerginlik ...

    Strattera aç mı tok mu?

    bulantı veya somnolans] ya da etkililik) ulaşamayan hastalar dozlarını günde iki kez eşit bölünmüş dozlar halinde sabah ve öğleden sonraları geç saatte veya akşam üzeri alabilirler. Uygulama şekli: Oral kullanım içindir. Strattera açya da tokkarnına alınabilir.

    Strattera ne zaman içilir?

    STRATTERA'yı her zamandoktorunuzun önerdiği şekilde kullanınız. Bu genellikle, sabahları ve öğleden sonra geç saatte veya akşam üzeri alınan günde 1 veya 2 kapsüldür. Doktorunuz size ne kadar STRATTERAkullanmanız gerektiğini kilonuza göre hesaplayarak söyleyecektir.

    etken maddesini yavaş yavaş salarmış bu meret. bu yüzden 10-12 saat etki gösterirmiş.

    antidepresan değildir. mss - merkezi sinir sistemi stimülanı(uyarıcısı) dır. dehb tedavisinde kullanılır. yavaş salınımlı metil fenidat içerir. konsantrasyon süresini arttırmada dikkati arttırmada kullanılır.

    ilginç bir bilgi(incisözlük onaylı), açıklıyorum:

    "daha önce kullanmamış olanlara en hafif doz 18mg'yle başlamalarını tavsiye ediyorum. şimdi sıkıldığınız iğrenç nefret ettiğiniz bir ders var. öncelikle hapı dilimizin altına koyuyoruz. 1-2 dakika emdikten sonra ağızdan çıkıyor o hap, tırnak/bıçak yardımıyla üstündeki şeyi kazıyorsunuz. bir kısmının gri, hatta kahverengimsi, öbür kısmının da sarı ve beyaz olduğunu görüyoruz. şimdi kahverengi kısım time release olayını yapan kısım. bu kısmı dişimizle veya bıçak/törpü yardımıyla kırıp atıyoruz. geri kalanını bir güzel çiğniyorsunuz. 3-10 dakika içinde etki ediyor, 45dk - 1 saat arası bu etki devam ediyor. sıkıldığınız derste duvara falan bakıp çok güzel bir zaman geçirebiliyorsunuz. ayrıca müzikli ortamlarda, özellikle ravenlarda speed/ecstasy efekti yapıyor.

    ilacın etkisi geçtikten sonra moraliniz düşüyor, rezil oldum, lan şunu söylemeseydim gibi düşünceler geliyor aklınıza. uykunuz geliyor manyak gibi. yemek yemeye üşeniyorsunuz.

    od* yapmak neredeyse imkansız. olursa beyaz köpükler kusup gökkuşakları görebiliyorsunuz. komşunun havuzunda kız kardeşinizle çıplak bir şekilde yüzerken falan bulabiliyorsunuz kendinizi."

    bu öneriyi dinleyen yazarın yaptığı yorum "dişimin arasına yapıştı oç" *. ritalin 9 bu 130 liradır bilginize.

    ritalinden kendisine geçtiğim ilaç. ritalin almak büyük işkenceymiş bunu anladım. bunu sabah bi alıyorsun tüm gün gidiyor. yalnız vücut alıştı günde 63 mg alıyorum sadece ilk 5 saat falan etkisini tam gösteriyor ders konusunda. biraz fiyatı uçuk ama olsun.

    tamamiyle bir uyuşturucudur. kendinizi başkalarına karşı bir araç olarak hissedersiniz. kendiniz hiç önemli değilsinizdir. beyin kendine değer vermeyi öyle bir unuturki yemek bile yemezsiniz. uyku zaten hakgetire.

    ilacı almadan önce


    ilacı aldıktan sonra

    ilk defa dün 36 miligramını yuttuğumu düşündüğüm ama aslında onun beni çiğneyip çiğneyip tükürdüğünü fark ettiğim ilaç.
    kardeşim de aynı şikayetle gitmiş ve uzun bir süre concerta kullanmıştı. bana da aynı ilaç verilecekti, biliyordum. düşünebildiğim için vardım, düşünebildiğim sürece de var olacaktım. bence algıyı kapatan ya da göklere çıkaran şey de sadece eğlence için olmalıydı. kararlıydım, reddedecektim ama neden sonra denemeden bilemem dedim.
    ilaç, sabahtan akşama kadar aynı performansı göstererek çalışmanızı sağlıyor. bir şey yemek istemediğiniz için tuvalete gitme ihtiyacı da duymuyorsunuz. karnınızdan gelen gürüldeme ve menopozlu teyzelerin yandığı gibi yanmaya başlayınca sizi serinletecek bir şeye ihtiyacınız olmasa sonsuza dek oturup ders çalışabileceğinizi düşünüyorsunuz. bakışlarınız anlamsızlaşıyor. düşünülenin aksine metilfenidat kafası yaşanmıyor, akşamdan kalma hissinin gitmemesi gibi bir şey.
    ama en kötü anı yatıp uyuyamayınca "ne yapıyorum lan ben" triplerine girince yaşadım diyebilirim. gün boyunca her türlü zihinsel aktivitede bulunurken nasıl olup da kendimi duyamadığımı düşünüp deliye döndüm. bile bile gözüme perde indirince kendime salak mı demeliydim, yoksa daha afilli bir hakaret mi kullanmalıydım? tüm gece bunu düşündüm. muhtemelen her gece de düşüneceğim.
    ha bir de, doktor bana depresif, huzursuz, umutsuz ve intihara eğilimli olup olmadığımı neden sormadı?!

    güzel görünür. ilk 2-3 saat verim alırsınız her ne ile ilgileniyorsanız. güzel çalışır, güzel tartışır, o an ne ile ilgileniyorsanız, ben bu dünyanın amına bile korum "yeter ki o istek bende olsun" moduna girersiniz. yaparsınız da.
    4-5 saat geçtikten sonra, hayatınızdaki rutin işleri karışır olaya. iş/ders arasında koyayım 10 dakikadan bir şey olmaz deyip oynadığınız oyuna, okuduğunuz kitaba, kısacası rutin olmuş ne varsa ona sararsınız.
    4 saatten sonra çarpıntı başlar. sigara-kahve ya da çay çok tüketen biriyseniz öksürük, bulantı, öğürme, kusma hissi, yeme içmeden kesilirsiniz. bir işle meşgul iken (ofis ortamı) kahve içme alışkanlığınız varsa kahveye sararsınız. kaç bardak içtiğinizin farkına bile varamazsınız. dikkatim artsın daha verimli çalışayım derken acı çekmeye başlarsınız, çektiğiniz acıda zevk almaya başlarsınız farkında olmadan.
    her şey geçer, çarpıntı geçmez. kendinizi en yakındaki hastaneye, acile atmak isterseniz.
    velhasıl en fazla 12 saat etkisi boyunca, çarpıntı başladıktan sonra iştahınız kesilir, verimli çalışırsınız eyvallah. alacağınızın çoğunu almışsınızdır. geri kalan her şey için anksiyete.
    sonuç olarak, kullanmayın. kullandırtmayın.
    ha bu kadarı bile fazla geldiyse, abi olmadan olmuyor diyorsanız ritalin 10 mg. işinizi görür.
    kolay gelsin.

    54mg olan formu beni bilgisayar başına bağlıyor tam gün. çalış, çalış, çalış. ama zorla değil, çalışasım geliyor, yoksa bir enerji patlaması falan olmuyor. doktor kontrolünde çok güzel sonuçlar vermektedir.

    ayrıca tarih itibari ile 54mg lık formu 70 tl'ye düşmüştür, evimize şenlik getirmiştir.

    çocuklarda dikkat eksikliğinde kullanılan bir ilaç. 18 yaş altına verilir. 18 yaş üstü için ise aynı ilacın dengi fakat etkisi daha kısa süren ritalin yazılır. rital 4 saat etkilidir fakat concertadan çok daha tesirlidir. hafif şiddette dikkat eksikliğiniz varsa ve iş yerinde kullanacaksınız bu ilaçları kullanmanız doktorlar tarafından pek tavsiye edilmez, modiwake veya modiodal yazarlar -ki bu iki ilaç dikkat dağınıklığına iyi geldiği gibi, uyanıklık seviyenizi de artırırlar, ikide birde esnemezsiniz.

    literatürde adhd(attention deficit hyperactivity disorder) veya türkçesiyle dehb(dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu) olarak geçen hastalığı tedavi etmektedir. etken maddesi (bkz:ritalin ) ile ortaktır: metilfenidat hcl. merkezi sinir sistemi uyarıcısı, mss stimulanı olarak görev alır. yani belirgin motor aktivite için değil mental aktivite için tercih sebebidir. buna rağmen doping amaçlı kullananlar mevcuttur. ritalinden farkı şudur: günde 3 tane ritalin yutmaktansa 1 tane concerta içersiniz. ritalinin uzun salınımlı hali olarak karşımıza çıkan concerta, aşamalı olarak çözündüğü için minimum 10 saat etki göstermektedir fakat ritalin maksimum 5 saat boyunca etki etmektedir. kalp rahatsızlıkları, şeker hastalığı, karaciğer rahatsızlıkları ve tourette sendromu olanlar mümkünse uzak dursunlar. regli dönemiyle birlikte nabzın durduğunuz yerde 170lere fırlaması gibi şeylerle karşılaşırsanız mutlaka doktorunuza danışın. dopamin ve norepinefrin seviyesini yükseltmesi nedeniyle yanlış kişilerin eline geçmemesi için iyi saklayın zira uyuşturucu amaçlı kullanımı fazlasıyla tehlikelidir.

    dipnot : küçük yaştaki çocuğunuza bu ilaçları başlamadan önce iyi düşünün. onu aklınızdaki ideal çocuk kalıbına sığdırmak zorunda değilsiniz. ileride karaciğer yetmezliği, kalp hastalıkları gibi sıkıntılarla boğuşurken çocuğunuzun sağlığının mı yoksa okul veya sınav başarısının mı daha önemli olduğunun farkına acı bir şekilde varırsınız.

    depresyon için tedavi gördüğüm zaman doktor vermişti bunu bana. dikkat eksikliği yaşıyor musun dedi ders çalışırken ben de evet dedim bunu verdi. kağıdını okudum depresyondaysanız kullanmayın yazıyordu. sonra kullanmaya başlayınca birşeyler oldu bana bir anda dibe vurdum intihar ediyordum nerdeyse diyeceğim o ki mecbur kalmadan kullanmayın.

    çocuklar ve ergen yaştakilerin kullanmaması gereken bir ilaç. psikiyatristnizi iyi seçmenizi dilerim. concerta değil ritalin kullanmaları gerekir, 25 yaşından yani yetişkinler içindir bu ilaç. türkiye doğru bilgiye aç bir ülke, dikkat etmek lazım. bu ilaci aldığınız zaman alkol tüketimine dikkat edin ve sigara içiyorsanız da sigarayı az içmeye bakın. ani düşünceler ve hayaller dünyasına giriyorsunuz hızlı şekilde ve işlerinizi hızlı halledersiniz, üniversitede okuyup alırsanız çok fazla soru ile profesörlerin başını yersiniz. ben 25 yaş üstüleri için konuşuyorum ergenüs bebeler için değil. ama iş hayatında yararlıdır, fazla abanmamak lazım sadece.

    iki farklı psikiyatr tarafından kokaine benzetildiğini duyduğum dikkat eksikliği ilacı.
    bir tanesi 'bu olmadan da odaklanma yollarını denemelisin kokain gibi bir şey sonuçta' diyerek modiwake vermişti.
    başka bir doktor ise ilacı yazdı fakat bir şeyler anlatırken 'kokainin ehlileştirilmişi, tıbbi versiyonu denebilir' dedi.
    evet hocam daha önce gittiğim bir doktor da böyle diyerek modiwake yazmıştı dediğimde de 'modiwake için de ritalin-concerta nın ehlileştirilmişi diyebiliriz' dedi adam.

    kullandığım dönemlerde oldukça faydasını gördüm. ilk kullandığım dönemler faydası daha az, yıpratıcı etkisi daha fazlaydı. daha çok huzursuzluk çarpıntı yapıyordu ve sevmiyordum bunu. son dönemlerde kullandığımda ise işe yaramasının yanında daha iyi hissettirdiğini söyleyebilirim.
    ama bi faydasını görmediyseniz, çok da ihtiyacınız yoksa kullanılacak bok değil. her ne kadar artık ben tam alışmış olsam da çarşaf çarşaf yan etkileri var.

    bir de hapçı tayfa tarafından el altından bulunarak ya da kullananlar tarafından keyif için/kötüye (kırıp içmek buruna çekmek, ot, bok) kullanıldığı için- en azından böyle bir söylenti var- kolay kolay yazmaz doktorlar bunu. bu gavatlar yüzünden ilacı alırken kırk takla atıyoruz.

    bir de bünyeye göre değişir ama bende sigara içmeyi çok tatlı bir hale getirerek isteğimi oldukça arttırdı

    Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite bozukluğu (DEHB) mi? Bilerek mi yapıyor?

    DEHB olan çocukların dış görünüşü normal bir çocukla tamamen aynı olduğu için insanlar bazen DEHB’nin bir hastalık mı yoksa çocuğun bilerek yaptığı yaramazlık veya sorumsuzluk mu olduğu konusunda kararsız kalırlar. DEHB olan çocukta gözle görülür bir hastalık belirtisi olmaması; hatta pek çok DEHB olan çocuğun akranlarına göre çok daha enerjik, sağlıklı ve ruh sağlığı yerinde olarak görünmesi doğal olarak ebeveynlerin aklını karıştırır. Annebabalar çocuklarının dikkatlerini sorumluluklarına veya kendilerine yararlı aktivitelere kullanmadıklarını, bilgisayar oyunlarına ya da TV programlarına harcadıklarını gördükçe sıkıntıya girerler. Bu durumun sebebi bilgisayar ve TV aktivitelerinde anlık dikkatin ön planda olması, çocuğun zevk alması yani bir anlamda ödülün hemen gelmesi, oysa ders sırasında dikkati sürdürememe nedeni ile anlayamamaları, sıkılmaları, olumlu pekiştireç olan iyi not almanın ise onlar için gecikmiş veya değersiz olmasıdır. DEHB’li bireyler ödül-ceza mekanizmasına daha duyarlı olmaları nedeni ile küçük de olsa kısa süre sonra verilen ödülleri uzun süre sonra gelecek ödüllere tercih ederler.

    Ceza ve ödül verirken;

    • Çocuğun anlayabileceği düzeyde ceza verin: Ne için cezalandırıldığını bilemediği zaman, benzer davranışlardan vazgeçebilir.

    • Ödül ve cezayı anında verin: Gecikmeli verildiğinde nedeni tam anlaşılmadığından anlamı kalmaz.

    • Kesin ve net olun: Uzun, karışık cümleler kurmayın. Çocuk neyi yapıp yapmadığında nelerden yoksun kalacağını net olarak bilsin.

    • En uygun cezayı seçin: Çocuğun yaşına, gelişim düzeyine, huyuna, ve cezalandırılan davranışına göre orantılı seçim yapılmalı. Aşırı ağır türlerinden kaçının.

    • Ceza ve ödüller etkili olmalı: İstenilenlerin onun hayatında bir anlamı olmasına dikkat edin. Sürece onu da katın. 

    Ortama göre değişir mi?

    Bazen son derece uyumlu ve aklı başında davranabilen, hatta yaşından beklenmeyen şeyleri yapabilen çocuklarının başka bir zaman bebeksi tutturmalarını görünce nasıl böyle ani değişiklikler yaşadıklarını merakederler. Evde anne veya babayla ya da ikisi de bir aradayken sorun çıkarmayan DEHB çocukların misafir geldiğinde veya kalabalık bir ortama girildiğinde zor zapt edilmesi, hele bir de ortamda kafasına uygun hareketli bir çocuk da varsa tabiri yerindeyse zıvanadan çıkması ebeveynlerin aklını karıştırır. Ortamda uygun ve dengeli otorite sağlayan bir kişi varsa, kurallar net olarak tanımlanmış ve kendisine anlatılmışsa hareketlerini daha iyi kontrol ederler.

    DEHB Düzelir mi?

    DEHB erken tanınıp tedavi edilirse düzelen,fakat tedavi edilmediğinde önemli sorunlara yol açabilen,kişinin eğitim hayatında, sosyal ilişkilerinde, ruh ve vücut sağlığında olumsuz etkileri olan bir hastalıktır. DEHB tedavi edilmediğinde bu sorunlarla karşılaşma riski normal çocuklardan çok daha fazladır ama ille de olacak diye bir kural yoktur. Örneğin, sigara kesinlikle sağlığa zararlıdır ve kanser riskini arttırır ama her sigara içen kanser olmaz ve sigara herkesin sağlığını eşit oranda bozmaz. Fakat bu sigaranın zararsız olduğu anlamına gelmez. Benzer durum DEHB için de geçerlidir. DEHB olup tedavi olmadığı halde iyi bir yaşam süren insanlar vardır fakat aynı kişi tedavi olsa daha sağlıklı ve başarılı olma olasılığı bilimsel olarak daha yüksektir. Ayrıca DEHB olan bir çocuğun tedavi olmadığında ileride karşılaşabileceği sorunlar DEHB tipi, eşlik eden bozukluklar ve çevresel etkenlerle de çok ilgilidir. Dikkat eksikliği belirtileri ön plandaysa başka, hiperaktivite belirtileri ön plandaysa başka riskler artabilir. Yine eşlik eden tanılar burada önem kazanır. DEB, DEHB, DEHB + Karşıt Olma Karşı Gelme Bozukluğu ve DEHB+Davranım Bozukluğu için riskler de farklılık gösterir. Çünkü DEHB ve Karşıt Olma Karşı Gelme Bozukluğu veya Davranım Bozukluğu olan çocukların ergenlik ve erişkinlikte tamamen normale dönmesi sadece DEB veya DEHB olanlardan çok daha zordur. Ayrıca DEHB ile birlikte Karşıt Olma Karşı Gelme Bozukluğu veya Davranım Bozukluğu olan çocuklar diğer çocuklara oranla çok daha fazla fiziksel şiddete maruz kalmakta, arkadaş ilişkilerinde önemli sorunlar yaşamakta ve sigara-alkol-madde bağımlılığı riski normal çocuklardan ve sadece DEHB’si olan çocuklardan çok daha yüksek olmaktadır.

     

    Ders başarısını arttırma yolları nelerdir?

    • Derse başlamayı zorlaştıran, kolaylaştıran faktörleri anlayın: Bu nedenler bulunduğunda bunları engellemek ya da teşvik etmek çok daha kolay olabilir.

    • Konsantre olmanın daha kolay olduğu zamanları belirleyin: Çocuğunuz için en uygun zamanı bulmak, dikkati dağıtan etkenleri de azaltır.

    • Kolay konulardan başlayın: Özellikle bir işe başlamakta zorlananların daha kolay çalışabildiği ve sevdiği konulardan başlaması faydalı olur.

    • Çocuğun ödev, proje, sınav tarihlerini takip etmesini sağlayın: Önemli tarihlerin veya yapması gereken ödevleri yazan bir defterinin olması bu konuda yardımcı olabilir.

    • Zamanı ayarlayın: Mutlaka bir çalışma düzeni oluşturun.

    • Bire Bir Çalışma. En ideal yöntem DEHB olan çocuğun derslerine yardım edecek düzeyde bilgili olan bir abla ya da abinin çocuğun derslerinde ona yardımcı olmasıdır. Çoğunlukla özel ders almaktan daha ucuz olabilen bu yöntemde çocuğa örnek olabilecek genç bir büyüğün dersler konusunda yol göstermesi çoğunlukla okul başarısına olumlu etki yapmaktadır.

    Okulda neler yapılmalı?

    • Sınavlarda ve öğrenme ortamlarında zaman ve mekân kullanımını dikkate alınmalı.

    • Küçük sınıflarda eğitim alabilirlerse daha başarılı olurlar.

    • Sınıf içinde dikkat dağıtıcı nesneleri azaltılmalı.

    • Ödev ve sınavların dozunu çocuğun kaldırabildiği düzeye çekilmeli.

    • DEHB tanılı öğrencilerin dersi takip edebilmesi ve sınıf arkadaşlarından geri kalmaması için öğretmene büyük görev düşer. Eğitimci çocuğu iyi gözlemlemeli, notları çocuğa anlaşılır bir şekilde anlatmalı, onunla yakın mesafe kurmalı, özgüven vererek sık sık “Aferin” demeli.

    Aileler ne yapmalı?

    • Sorunun bir felaket değil dermanı olan dert olduğu bilin.

    • Farklı davranışların istemeden yapıldığını düşünün. Farkında olmak kontrol edebilmek anlamına gelmiyor. DEHB, bilmekten çok “bildiğini yapmak” ve “bildiği halde yapamamak” ile ilgili bir durum. Böyle olduğunda ne kendinizi, ne de çocuğu suçlayın.

    • Önerilen ilaç tedavisiyle ilgili problemleri, şüphe ve endişeleri her zaman tanıyı koyan doktoru ile paylaşın.

    • Aile doktor ve öğretmenler ile devamlı işbirliği içinde olmalı.

    • Rahat ve kontrollü hissedecekleri bir düzen sağlayın.

    • İhtiyaçlarının belli bir düzen içinde ve mutlaka karşılanacağı güvenini oluşturun.

    • Uyarı sayısını azaltın.

    • Nasihat etmeyi bırakın.

    • Birebir çalışmaya yönlendirin.

    • Televizyonu en azından belirli bir süre kapatın.

    • Çocuğunuzu bilgisayar bağımlılığından ve bilgisayarın zararlarından koruyun.

    • Çocuklarınızı spor aktivitesine yönlendirin.

    • Anne baba olarak kendinize iyi bakın.

    DEHB tedavi edilmezse nelerle karşılaşılabilir?

    DEHB’de %80 civarında ergenlikte %60 dolaylarında erişkinlikte devam eder. Ayrıca DEHB olan çocuğun dikkati ya da hiperaktivitesi aniden düzelmez. Dikkat eksikliği ya da hiperaktivite belli ölçülerde azalıp hastalık tanısı almayacak duruma gelir. DEHB olan ve tedavi edilmeyen çocukların en fazla % 10-20’lik bir bölümü erişkinlik dönemine DEHB’den çok önemli bir zarar görmeden geçebiliyorlar.

    Karşılaşılabilecek sorunlar:

    • Özgüvende azalma.

    • Kendi kapasitesinin altında başarı gösterme.

    • Psikiyatrik bozuklukların eklenmesi.

    • İlişkilerde sorun (arkadaş, aile, eş).

    • Kaza-yaralanma.

    • Sigara–alkol-uyuşturucu kullanımı.

    • Yasal problemler.

    • Yaşam süresinin kısalması !

    DEHB insan ömrünü nasıl kısaltır?

    DEHB olan çocuklar normal akranlarına oranla daha fazla intihar eğilimi, kaza geçirme, trafik kazası yapma, suç işleme, hapse düşme, sigara-alkol ve madde kullanma riski taşıdıklarından ortalama ömürlerinin kısa olduğu belirlenmiştir. Erken yaşta ölüm sıklığının DEHB olan bireylerde normallerden 2 kat fazla olduğu ve ortalama yaşam süresinin normallerden 8 yıl kadar kısa olduğu tahmin edilmektedir. Kanada’da uzun yıllardır sürmekte olan bir çalışmada DEHB olan çocukların erişkin yaşama gelene kadar normallerden çok daha yüksek oranda intihar girişiminde bulundukları ve %5’lik bir kısmının intihar ederek öldüğü belirlenmiştir.

    İlaç tedavisinin yararları ve yan etkileri nelerdir ?

    DEHB’nin tedavisinde ilaç kullanımı DEHB’yi ortadan kaldırmaz, belirtileri ortadan kaldırabilir. DEHB’nin de ortadan kalkması için ek tedavi yaklaşımları ve olabildiğince uzun süreli ilaç tedavileri gerekli olmaktadır. Metilfenidat kullanımı ile ilk saatlerde, ilk günlerde etkinlik ortaya çıkabilir. Ancak, etkili ve sürdürülebilir bir değişim olması için tedavinin en az 1 yıl sürdürülmesi önerilir. En fazla kullanılan ilaçlar Metilfenidat (Ritalin, Concerta, Medikinet) ve Atomoxetindir (Strattera). Bunların dışında depresyon, hipertansiyon ve diğer bazı psikiyatrik bozuklukların tedavisinde kullanılan ilaçlar da Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun tedavisinde kullanılmaktadır. Bu ilaçlar arasında İmipramin (Tofranil), Fluoxetine (Prozac), Klonidin (Katapres), ve Risperidone (Risperdal) gibi ilaçlar sayılabilir.

    Metilfenidat.

    Temel etkileri: Metilfenidat beyinde dopamin ve noradrenalin işlevlerini düzenler. Etki mekanizması bu moleküller aracılığıyladır. Dikkat süresini ve konsantrasyonu artırır. Ritalin yaklaşık 4 saat, Concerta yaklaşık olarak 12 saat etki eder. Aşırı hareketliliği azaltır. Dürtüselliği azaltır. DEHB olan çocukların %70–85’inde etkilidir. DEHB’de birinci tercih kabul edilir. Çok sayıda çalışmada, uzun dönem metilfenidat kullanımının beyin gelişimini olumlu yönde etkilediği, özellikle beyinci vermis bölgesinde gelişime, sinir hücrelerinin işlevini artıran kılıfla kaplanma (myelinizasyon) sürecinde hızlanma sağladığı gösterilmiştir.

    Yan etkileri: En sık görülebilen yan etkiler arasında baş ağrısı, sindirim sistemi yan etkileri (karın ağrısı, bulantı, kusma, iştahsızlık), uykusuzluk, durgunluk ya da sinirlilik, tikler, ilacın etkisinin geçtiği saatlerde DEHB belirtilerinin normalde olduğundan daha fazla olması (rebound) sayılabilir. Bu yan etkilerin ilacı kesmeyi gerektirecek şiddette olma olasılığı yaklaşık %5’tir. Bilinen, tespit edilmiş kalıcı ve/veya uzun dönem yan etkisi ve bağımlılık gösterilmemiştir.

    Ritalin(kısa etkili Metilfenidat) ilk olarak 1937 yılında aşırı hareketli çocukların tedavisinde kullanılmıştır. 1950 ve 1960'lı yıllardan sonra Ritalin kullanımı yaygınlaşmaya başlanmıştır. Özellikle 1980'li yıllardan sonra Ritalin çok yaygın olarak araştırılan ve kullanılan bir ilaç haline gelmiştir.Ritalin(10 mg tablet) kişiden kişiye farklılıklar görülebilmesine karşın, genellikle ağızdan alındıktan yaklaşık yarım saat sonra etkisini göstermeye başlar. Bir veya iki saat içerisinde Ritalin'in etkisi en üst düzeye ulaşır; üç veya beş saat içerisinde etkisi kaybolmaya başlar. İlaç alındıktan sekiz-onbeş saat sonra ise ilaç vücuttan atılır. Yani Ritalin kullanımı sonucu istenmeyen bir yan etki meydana gelirse ilaç vücuttan çok hızlı atıldığı için bir sonraki ilaç dozu alınmayarak bu yan etkiden korunulmuş olur.

    Concerta (kontrollü salınımlı Metilfenidat) uzun etkilidir, bu nedenle günde bir kez alınır. 18 mg, 27 mg, 36 mg ve 54 mg tabletlik formları bulunur.

    Medikinet (kısa etkili Metilfenidat) 5 mg, 10 mg, 20 mg tablet ve MedikinetRetard (uzun etkili Metilfenidat) 5 mg, 10 mg, 20 mg, 30 mg, 40 mg kapsül formları mevcuttur.

    Bu ilaçlara 'uyarıcı ilaçlar grubu' denmesinin nedeni

    Beynin davranışların kontrolünden ve dikkatin sürdürülmesinden sorumlu bölümünün çalışmasını veya uyarılabilirliğini arttırmasıdır. İlaçların bu etkiyi, DEHB oluşumunda çok önemli bir yeri olduğu bilinen beynin ön (frontal) bölgesinde bazı biyokimyasal maddelerin (özellikle dopamin ve noradrenalin) miktarını arttırarak meydana getirdikleri düşünülmektedir.

    Kırmızı reçeteyle satılmasının sebebi

    Stimülanların kötüye kullanımı daha çok uykusuz kalabilmek, kilo vermek ve performansını olağan düzeyin üzerine çıkarma amaçlı olmaktadır. Stimülanlar beyinde dopamini artırırlar fakat tedavi edici dozlarda genellikle öforik (aşırı neşeli) ruh hali ortaya çıkmaz. Uygun doz ve tedavi amaçlı kullanımda bağımlılık riski yoktur.

    Bugüne kadar yapılmış ileri araştırma tekniklerinin kullanıldığı bilimsel araştırma sonuçları incelendiğinde stimülanların DEHB olan çocuk, ergen ve erişkinlerin tedavisinde etkili (%70-80 başarı oranı) ve güvenilir bir ilaç olduğu görülmektedir.

    Stimülanlar büyümeyi etkiler mi?

    Dopamini artırarak veya kıkırdak büyümesini yavaşlatarak boy uzamasını etkilediği tartışılmaktadır. Yapılan araştırmalarda bu etkinin çok düşük düzeyde olduğu erişkinlikteki nihai boy uzunluğunu etkilemediği bulunmuştur. Yine de kullanım sırasında büyüme gelişme takibi yapılarak problem saptandığında; ilaç dozu ayarlamak veya farklı bir ilaç tercih etmek gibi çözümler uygulanmalıdır.

    Metilfenidattedavisine başlamadan önce yapılması gereken incelemeler var mıdır ?

    Metilfenidattedavisine başlamadan önce hangi incelemeler yapılacağına bireysel bağlamda karar verilir ve her psikiyatri kliniğinin bu konuda farklı bir yaklaşımı olabilir. Bu konuda karar verilirken Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuğun eşlik eden psikiyatrik veya tıbbi hastalıklarının bulunup bulunmaması da önemli rol oynar. Amerikan Psikiyatri Birliği, ek bir psikiyatrik veya tıbbi hastalığı olmayanlarda Metilfenidat tedavisine başlanmadan önce şu incelemelerin yapılmasını uygun görmektedir:

    • Çocuk doktoru tarafından son bir yıl içerisinde yapılmış olan bir muayene. Bu incelemenin yapılmasının amacı çocuğun veya gencin bir fiziksel hastalığı varsa bunun çocuk hekimi tarafından belirlenmesidir.

    • Tansiyon ölçümü ve nabız sayısı. Çok sık karşılaşılmamakla birlikte Metilfenidat bazen tansiyonu ve kalp atış hızını arttırıcı etki yapabilir. Bu nedenle tedaviye başlamadan önce ve tedaviye başladıktan sonra belli aralıklarla tansiyon ve nabız ölçümlerinin yapılması yararlıdır.

    • Boy ve kilo ölçümü. Tedaviye başlamadan önce ve tedaviye başlandıktan sonra düzenli aralıklarla boy ve kilo ölçümlerinin yapılması çocuğun büyümesinin yolunda gidip gitmediğinin belirlenmesi bakımından yararlıdır. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalarda Metilfenidat kullanımı sonucu kilo alma ve boy uzamasında uzun dönemde bir sorun meydana gelmediği gösterilmiştir. Bununla birlikte DEHB olan çocukların boy ve kilo artışlarının düzenli olarak izlenmesi yararlı bir yoldur.

    İlaç Tatili Nedir ?

    Metilfenidat kullanan bazı çocuklarda (sadece dikkat sorunları olan çocuklar)haftasonları veya yaz tatillerinde ilaç verilmeyebilir. Bu uygulamaya 'ilaç tatili' denir. Geçmiş yıllarda çok yaygın olarak kullanılan bu yöntem günümüzde daha sınırlı bir yere sahiptir. Ancak dikkatin sadece ders sırasında değil günün her anında önemli bir fonksiyon olduğu (örneğin dikkatsizlik nedeni ile sık sık kazalar yaşanması, sakarlık vb nedeni ile çevreden tepki alınması çocuğu rahatsız etmektedir.), öğrenmenin ders sırasındaki kadar olmasa da hayat boyu devam ettiği göz önüne alındığında ilaca devam edilmesi önerilebilir.Aşırı hareketlilik ve davranış sorunları sadece okul yaşantısını değil, aile ve arkadaş ilişkilerini bozabilecek düzeyde belirgin olan çocuklarda ilaç tatilleri önerilmemektedir.

    Strattera(Atomoxetin)

    Uyarıcı ilaçların (stimülanların) DEHB tedavisinde oldukça etkili oldukları gösterilmiş olmalarına rağmen, DEHB olan çocukların yaklaşık %20-30 kadarı ya stimülan tedavisine yanıt vermemekte veya yan etkileri ya da yan etki görülme olasılığı (ör, tikleri olan, duygudurum sorunları olan çocuk ve ergenler) nedeniyle ilacı kullanamamaktadır. Atomoksetinin klinik etkinliği çok sayıda çalışmada gösterilmiştir. Günümüzde atomoksetinDEHB’li çocuk ve erişkinlerde hem ilk hem de ikinci tercih ilaç olarak kullanılmaktadır.

    Temel etkileri

    Sinir hücreleri arasında iletim sağlayan moleküllerden biri olan noradrenalinin hücre içine geri alımını engelleyerek, ortamda noradrenalinkonsantrasyonunu arttırır. Ayrıca noradrenalindopamin reseptörleri (özellikle D4) üzerine de etkili olduğu düşünüldüğünde, atomoksetinin etkilerinde dopamin de rol alır. Bu şekilde özellikle dikkati odaklamada, seçici dikkatte olumlu etkiler ortaya çıkarır. Bu etki 24 saat boyunca devam eder. DEHB belirtilerinde anlamlı düzeyde azalma görülmesi bazen çok hızlı olabilse de, genellikle 4-8 hafta beklemek gerekli olabilir.

    Yan etkileri

    En sık görülen yan etkiler arasında iştah azalması (%30-40), uyku hali (%25-30) ya da uykusuzluk (%5-10) sayılabilir. Yan etkiler genellikle tedavinin ilk haftalarında ortaya çıkar ve zamanla azalır. İlk haftalarda huzursuzluk, kaygı artışı, gerginlik hissi, kabızlık, baş ağrısı, mide şikayetleri, bulantı, ağız kuruluğu, idrar yaparken tam boşalmama hissi gibi yan etkiler de görülebilir.

     

    Okul Başarısı ilaçla değişir mi?

    Herkesin bildiği gibi, hiçbir ilaç zeka artışına yol açmaz. Ancak ilaçlar çocuğunuzun daha etkili ve planlı bir biçimde öğrenebilmesini ve öğrendiklerini daha iyi ifade edebilmesini sağlayabilir. Bilimsel araştırmalarda Metilfenidatındikkat, dürtü kontrolü, ince el becerileri, tepki verebilme zamanı ve kısa süreli hafıza gibi okul başarısıyla ilişkili pek çok konu üzerinde olumlu etkisi olduğu gösterilmiştir. İlacın en etkili olduğu durum, ders dinleme gibi çocuğun kendisini bir konu üzerine odaklayıp, başka bir şeyle uğraşmaması gereken zamanlardır. İlaç kullanmakla çocuğunuzun notları aniden yükselmez; ancak daha uzun süre ve daha verimli çalışması sonucu uzun vadede okul başarısında bir yükselme beklenebilir. Çalışma süresi ve verimliliğinde artış, derse ilgi ve ders dinlerken dikkati daha iyi toplama gibi olumlu gelişmelere rağmen çocuğunuzun okul başarısında yükselme görülmezse, öğrenme bozukluklarının araştırılması gerekir. Çünkü Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ile öğrenme bozuklukları sık olarak birlikte görülebilmekte ve ilaçların öğrenme bozukluklarını düzeltmediği bilinmektedir.

    Uyum ve Sosyal İlişkiler

    Metilfenidat ve atomoxetininaşırı hareketlilik ve dürtüsellik üzerine etkili olduğu pek çok bilimsel araştırmada gösterilmiştir. Diğer yandan isteklerini ertelemeyi, karşısındakileri dinlemeyi ve sırasını beklemeyi öğrenen çocuklar anne-babalarıyla, öğretmenleriyle ve arkadaşlarıyla daha iyi ilişkiler içine girebilmektedirler. Eskiden devamlı eleştirilen veya azarlanan, olumsuz davrandıkları dönemlerde arkadaşları tarafından dışlanmış olan DEHB olan çocuklar öfkelenip daha yıkıcı davranırken, ilaç kullandıktan sonra öfke kontrolünün gelişmesi ile birlikte çevreden olumlu tepkiler almaya,arkadaşlarıyla iyi geçinmeye başlarlar ve giderek daha fazla olumlu davranma konusunda gayret gösterirler. Bütün bu iyi gelişmelerin en önemli sonuçlarından birisi de aile içi huzurun artmasıdır.

    Duygusal Durum

    Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklar daha önce de sıkça söz edildiği gibi depresyon ve kaygı (anksiyete) bozukluklarına yatkınlık taşırlar. Büyükler tarafından sık sık eleştirilmek, azarlanmak hatta dövülmek, arkadaş gruplarına alınmamak ve çoğunlukla derslerde başarısız olmak çocuğun huzursuz olmasına veya benlik saygısının düşmesine yol açabilir. Tedavi sonrasında kendisini daha kolay kontrol etmeyi başaran çocuk çevreden gelen tepkilerin düzelmesiyle bu zedelenmeleri giderebilir.

    DEHB Çocuğu Olan Anne Babalar Ne Yapmalılar?

    DEHB ile daha iyi baş etmek için moralinizi yüksek tutun, kendinize zaman ayırın. Bu daha sabırlı olmanızı ve DEHB ile çok daha iyi baş etmenizi sağlayacaktır.Sabırlı, bilinçli, kapsayıcı, iyimser bir tutum ev ortamındaki sorunların en aza inmesinde etkin olabilir.

    Öncelikle çocuğunuzu ve kendinizi iyi tanımaya çalışın.

    Çocuğunuzla ilgili olarak (kendiniz için de) şu soruların yanıtlarını verebiliyor olmalısınız:   Becerikli olduğu yönleri neler?; Zorlandığı yönler neler?; Kendisinde en çok sevdiği ve sevmediği taraflar neler?; Nasıl biri olmayı hedefliyor?; Zekâ ve öğrenme düzeyi nedir?; En iyi arkadaşları kimler?; Arkadaşları arasında yeri ne? Popüler mi? Dışlanan biri mi?; En çok nelerden endişe eder?; Resim, müzik ve sporda ne kadar yetenekli?; Ona destek olan insanlar kimler? Psikiyatrik bir tanısı var mı?

    Çocuğunuzun olumlu, beğenilen, istenen yönlerini keşfedin.

    Bu olumlu yönler az sayıda ve size ya da başkasına göre değersiz bile olsa, bu tür yönlerinin olduğunu bilmesi olumlu davranışlara giden adımlardan belki de ilkidir.

    Çocuğunuzun olumsuz davranışlarını bilerek ve isteyerek yapmadığını bilin.

    Sizi çoğunlukla dikkate almayan, sizi zaman zaman çileden çıkaran davranışlarının çoğunu düşünmeden gerçekleştiriyor ve belki de çoğunda sonradan pişman oluyor. Bazen duygularını ve düşüncelerini ifade ederken doğru sözleri ve işe yarayan davranışları kullanmayı bilmiyor. Aslında kastetmediği şeyleri söyleyebiliyor.

    Bazen sizi test etmesinin doğal olduğunu unutmayın.

    Çoğu ortamda ve çoğu zaman olumsuz sözler duymaya alıştığından, bazı olumsuz davranışlarında –bilinçli olmaksızın- sizin sevginizi ve güveninizi test ediyor. Diğer bir deyişle, size bir mesaj veriyor ve anlaşılmayı umuyor.

    Değişime inanın.

    İnsanların değişmez olduğu düşüncesi erişkinler için bile doğru değilken, çocuğunuzun kısa zaman içinde ne kadar çok değiştiğini görmek sizi şaşırtabilir.

    Uyarı sayısını azaltın.

    DEHB olan çocuklar normal çocuklara oranla çok daha fazla eleştirilirler ve uyarılırlar. Elinde olmayan bir bozukluk nedeniyle bazı olumsuz davranışlar gösteren ve bu davranışları bilerek yaptığı düşünülerek sürekli uyarı alan çocuklar iki yönlü bir baskının altında kalırlar.

    Nasihat etmeyi bırakın.

    Gözleri bozuk olan birisine göz bozukluğunun zararını anlatmanın faydası olmayacağı gibi BİYOLOJİK BİR HASTALIK olan DEHB’li çocuklar için de dikkatlerini faydalı şeylere vermelerini istemenin ya da hareketliliklerini azaltmalarını söylemenin hiçbir yararı yoktur. Nasihatla tedavi olmadığı gibi zaten sabrı az aolan çocuk gerekli olan açıklamalarda da bizi dinlemeyebilir. Ayrıca çocuğumuza elinde olmadan yaptığı şeyleri için sürekli nasihatte bulunmak onu anlamadığımız düşüncesi oluşturarak bizden iyice uzaklaşmasına neden olabilir.

    Siz önce kendi üzerinize düşeni yapın.

    Onunla aranızdaki ilişkinin sadece onun kontrolünde olmadığını, sizin de bir taraf olarak bu ilişkiyi yönlendirebileceğinizi unutmayın. Her ilişkinin iki tarafı vardır ve bir taraf uygun şekilde o ilişkiye yön verdikçe, diğer taraf istese de istemese de ilişki olumsuz yönlerden etkilenmeyebilir. Diğer bir deyişle, önce siz başlayın. Örnek olmaya çalışın ve bekleyin.

    Mükemmeliyetçi olmayın.

    Herşeyin tam olması, eksiksiz olması gerekmiyor. Biraz çaba gösterince, çabasını destekleyin. Detaylarla uğraşmayın. Ona iyi şeyler söylemek onu rehavete sürüklemez, aksine motive eder.

    Bazı şeyleri de yaşayarak öğrenmesi için fırsatlar yaratın.

    Bazı bireyler başkalarının öğrendiklerinden ve geçmişteki deneyimlerinden daha kolay ders çıkarırken, bazıları ancak yaşayarak öğrenir. Bu nedenle çok riskli olmadıkça, yaşayarak öğrenmesi için fırsatlar yaratın.

    Özgüvenini destekleyin.

    DEHB ile mücadelede, hele de ergenlik döneminde, anahtar kelimenin özgüven, diğer bir deyişle kendilik değeri olduğunu unutmayın. Gerçek kendilik değerinin göstergesi alıngan olmamak ve görevlere başlamak ve sürdürmekte tereddüt yaşamamaktır. Kendine güvenin göstergesi sözlerle değil, yapılanlarla ortaya çıkar.

    Mizah iyi bir başa çıkma yöntemi olabilir.

    DEHB’si olan çocuklar ve özellikle de ergenler bir davranış yöntemi ve psikolojik savunma düzeneği olarak mizahı çok sık kullanırlar. Onunla iletişim kurarken siz de mizahi bir yaklaşım kullanabilirsiniz.

    Detaylara takılmayın.

    Bazen ebeveynler, “terlik giymiyor”, “yüzünü yıkamıyor”, “ders sonrası test çözmüyor” gibi görece daha az önemli konularda çok daha fazla kafa yorabiliyorlar. Bu detaylarla uğraşmak daha öncelikli konularda ebeveynin otoritesini sarsabiliyor, sözünün dinlenmesini engelliyor. Bu detaylarda gösterdiğiniz hoşgörü ve anlayış onunla ilişkinizi de olumlu yönde etkileyecektir.

    Birlikte olmaktan keyif alın.

    Sorumluluk, ödev gibi ilişkinizi zorlayacak alanlar dışında da birlikte keyifli zaman geçirmeye özen gösterin. Eğer bu sorumluluk konularında artık iletişim kuramaz hâle geldiğinizi düşünüyorsanız, bu alanları daha teknik deneyimi olan (ör: öğretmen) bir başkasına bırakın. Hiç değilse siz bir süre ebeveyn-çocuk etkileşiminin keyfini çıkarmaya odaklanın.

    Diğer çocuklarınızı ihmal etmeyin.

    Bazen daha fazla ilgi ve zaman ayrılmasına ihtiyaç gösteren çocuklar ebeveynlerin diğer çocuklarını ihmal etmesine neden olabiliyor. Zaman içinde de diğer çocuklarda önemli psikososyal sorunlar ortaya çıkabiliyor.

    Ailenin günlük rutinleri olması çoğu zaman koruyucu olur.

    Örneğin, hemen her gün aynı saatlerde yemek yemek, aynı saatlerde yatağa gitmek sirkadyen ritmi de olumlu etkilediğinden dikkat sorunları için olumlu etkiler yaratabilir. Öte yandan, aynılık ve aile birlikteliği çocukta güvenlik duygusunu pekiştirir. Onun duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarını görmeniz için fırsat yaratır.

    Kural koyma becerilerinizi geliştirin.

    Size düşen belki de en öncelikli ödev doğru şekilde disiplin yöntemleri uygulamayı öğrenmektir.

    Başarısını değil, çabasını ödüllendirin.

    Akademik başarı, fiziksel beceriler gibi çok fazla etkene bağlı olan ve onun elinde olmayan hedeflere odaklanmayın. Onun yerine gerçekçi ve sürece odaklanan ve emeği ödüllendiren bir yaklaşım edinin.

    Kendinizi de asla ihmal etmeyin.

    Kendi sıkıntılarınız tahammül gücünüzü azalttığından hem çocuğunuzdaki olumlu yanları görmenizi engeller, hem de verdiğiniz yersiz ya da yıkıcı tepkiler sorunların daha da derinleşmesine neden olabilir. Psikiyatrik, psikolojik sorunlar açısından da bir değerlendirme ve gerekirse destek almayı ihmal etmeyin.

    Yakınlarınızdan destek alın.

    Eşinizin, arkadaşlarınızın, komşularınızın, akrabalarınızın, sosyal çevreniin desteğini alın. Örneğin, çocuğunuzun sorumluluğunu eşinizle paylaşın.

    Çözüm için uygun zamanı bekleyin.

    Konuşmak ve sorun çözmek için çatışma zamanını değil, sakin ve dinlenmiş olduğunuz zamanları seçin. Konuya yaklaşırken öncelikli olarak olumlu yönlerden giriş yapın, daha sonra olumsuz yönlere geçin.

    İletişim becerilerinizi geliştirin.

    İletişim pek çok konuda olduğu gibi, DEHB’si olan çocukla yaşayan sorunları gidermede de ebeveyn için anahtardır. İletişim sürecinde sizin sözlerinizi anladığından emin olmaya çalıştığınız gibi, sizin de onu yeterince doğru anlayıp anlamadığızdan emin olmaya çalışın. Gerekirse bunu açık ve samimi bir dille sorun.

    Tutarlı olun.

    Diğer bir deyişle, sözlerinizle yaptıklarınız çelişmesin. Ayrıca, zaman içinde de tutarsız beklentilere girmeyin. Tutarsızlık güveni ve iletişimi bitirir.

    Öncelikle siz örnek olun.

    Yaparak, uygulayarak öğretin. Kuru sözlerle değil, beden dilinizle de, ses tonunuzla da, kullandığınız araç gereçlerle de ne istediğinizi gösterin ve mümkünse önce siz uygulayın.

    Öngörülü olun.

    Olası çatışma konularını öngörerek, çatışma yaşamadan çözüm üretmenin yollarını arayın. Çatışma sırasında yaşanan duygular (öfke, üzüntü, vb.) gerçekleri doğru değerlendirmeyi engeller ve çözüm üretmek zorlaşır.

    Kimliğine, özerkliğine saygı gösterin.

    Onu da ilgilendiren kararla alırken, onun da fikrini alın. Ancak sizinle taban tabana zıt olduğu ve sizin değiştiremeyeceğiniz tutumlarda sizin sözünüzün geçerli olacağını da önceden söyleyin.

    Samimi ve yakın bir ilişki içinde olun.

    Onunla iletişim kurarken göz teması kadar fiziksel temas (ör., omzuna dokunma, sarılma, vb.) da düşüncelerinizin doğru aktarılması için yararlı olabilir. Güven ve sevgi duygusunu da pekiştirir.

    Uygun ev ortamı sağlayın.

    Ev ortamının dikkat dağıtıcı unsurlardan mümkün olduğunca arınmasını sağlayın. Örneğin, ödev yapacağı yerde ışık ve ses düzeni uygun olmalı, sandalyesi ergonomik (bedenine uygun, işlevsel) olmalı. Evin eşya düzeni de sık sık değiştirilmemeli, kolay dağılmasına olanak vermeyecek şekilde pratik unsurlar içermelidir. Bu şekilde odası kolaylıkla dağılmaz, hem de dağınıklık hali dikkatini dağıtmaz.

    Tedavi sürecinde anlatılanları iyice öğrenin.

    Tedavi sürecinde önerilen uygulamaların, ilaç tedavilerinin ve psikoterapilerin içeriğini, önerilme nedenini, etki mekanizmasını ve benzeri unsurlarını öğrenmeye çalışın ve özellikle çocuk psikiyatrisi uzmanına sorularını sormaktan çekinmeyin.

    Tedavi sürecini iyi kaydedin.

    Yapılan tetkikleri, kullanılan ilaçları, gidilen doktorları, tarihleri ve detayları ile kaydedin. Evde tetkikleri ve tüm uygulamaları içeren ayrı bir dosya tutun.

    Kendinizde de dikkat sorunları ve DEHB olup olmadığını araştırın.

    Bu konuda DEHB ile özel olarak ilgilenen bir psikiyatri uzmanı ile görüşebilirsiniz.

    Çocuğunuzun okulda ve eğitim sistemindeki haklarını öğrenin.

    Eğitim ortamında yapılması gerekenleri, çocuğunuzun haklarını öğrenin. Gelişmiş ülkelerde özel eğitime gereksinimi olan öğrencilere çok çeşitli, destekleyici akademik hizmet verilmektedir. Bunlara örnek verilecek olarak, “not tutmaya yardım”, “okumaya yardım”, sınavlarda “uygun ortam, koşullar”, “ek süre”, “bireysel sınav” hakları sayılabilir.

    Aile eğitim gruplarına katılabilirsiniz.

    Bu eğitimler başa çıkma yolları geliştirmenizde yardımcı olur. Çocuğunuzun tedavisini destekler.

    Hedefleri kısa, orta ve uzun vadeli olarak gruplara ayırın.

    Bazı şeylerin değişimi zaman alacaktır ama bazı şeyler acildir. Her bireyin sosyal, duygusal, tıbbi, eğitsel pek çok ihtiyacı vardır ve öncelikle ihtiyaçlar karşılanabilir. Tıbbi ihtiyaçlar (ör, kansızlığın giderilmesi, tiroid hormonlarının normal kan düzeyine getirilmesi) daha acil olabilir. Özgüven gelişimi ise zaman alacaktır.

    Hedefler konusunda esnek olun.

    Alternatifleriniz olsun. B planlarınız olsun. Bazen işler beklediğiniz gibi itmeyebilir. O zaman alternatif hedefler olmazsa çok ciddi moral ve motivasyon sorunları yaşanabilir. Öte yandan, bazen işler umduğunuzdan da iyi gidebilir. O zaman da daha da iyi noktaları hedeflemek sizin de hakkınız olur.

    Belki de en önemlisi bu rahatsızlığın uygun tedavi uygulandığında, sizin ve çocuğunuzun başetme becerileri geliştiğinde düzelebilir bir sorun olduğunu aklınızdan çıkarmayın.

    Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ve çocuk kalbi 

    Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) çocuklarda % 4-8 oranında görülmekte olup bu da 25-30 kişilik bir sınıfta en az bir ya da iki tane DEHB olan çocuk görülebileceği anlamına gelmektedir. Toplum tarafından yeni tanınmaya başlayan bir durum olmasına rağmen aslında uzun zamandan beri bilinmekte olup her yıl hastalık ve tedavisi hakkında yüzlerce yeni araştırma yayınlanmaktadır. 

    Çoğunlukla genetik olduğu düşünülen, beynin belli fonksiyonları düzenlemesi ve yönetmesiyle ilgili olan beyin tabanlı bir sendromdur. Bu kısımlar beynin genellikle dikkat, konsantrasyon, hafıza, motivasyon, dürtüsellik, hiperaktivite, organizasyon ve sosyal yetenekler gibi çok önemli fonksiyonları içeren bölgeleridir. 

    DSM-V (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders = Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı)’e göre 17 yaşından küçüklerde en az 6 adet semptom, 17 yaş üstünde en az 5 adet semptomun var olması tanı için gerekmektedir. Çocuklarda bu belirtilerin 6 ay ve daha uzun süredir ve yaşıtlarından bariz bir şekilde bulunması gerekmektedir. İki klinik tipi vardır; 1.Dikkat eksikliği baskın tip 2.Hiperaktif/dürtüsellik baskın tip. 

    DEHB olan çocuklar çocuk psikiyatri hekimi, pedagog, çocuk gelişimi uzmanı, klinik psikolog, okul rehber öğretmeni, anne ve baba, çocuk hekimi, lüzum halinde çocuk nöroloji hekimi ile birlikte multidisipliner olarak değerlendirilmeli, gereken tetkikleri tamamlandıktan sonra klinik lüzum halinde çocuk psikiyatri hekimince DEHB’ye yönelik özel reçete ile yazılabilen birtakım ilaçların kullanımı gerekebilmektedir. 

    Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tedavisinde kullanılan ilaçlar nelerdir? 

    1.Kısa etkili amfetamin uyarıcılar: Adderal (Amfetamin) >3 yaş ve üzeri Dexedrine (Dextroamfetamin) >3 yaş ve üzeri Dextrostat (Dextroamfetamin)>3 yaş ve üzeri 

    2.Kısa etkili metilfenidat uyarıcılar: Ritalin (Metilfenidat) >6 yaş ve üzeri Focalin (Dexmetilfenidat) >6 yaş ve üzeri Methylin (Metilfenidat) >6 yaş ve üzeri 

    3.Orta etkili metilfenidat uyarıcılar: Metadat (Uzun salınımlı metilfenidat) >6 yaş ve üzeri Ritalin LA 

    4.Uzun etkili amfetamin uyarıcılar: Vyvanse (Uzun etkili lisdexamfetamin) >3 yaş ve üzeri Adderal XR Dexedrine (Dextroamfetamin) 

    5.Uzun etkili metilfenidat uyarıcılar: Concerta (Uzun etkili metilfenidat) >6 yaş ve üzeri Daytrana (Transdermal metilfenidat) >6 yaş ve üzeri Focalin XR (Dexmetilfenidat) Quillivant XR 

    6.Uzun etkili uyarıcı olmayanlar: Intunive (Guanfazine, uzun etkili alfa-2 agonist) 6-17 yaş Kapvay (Klonidin) Atomoksetin (Straterra) >6 yaş ve üzeri 

    7.Diğer ilaçlar: Pemolin, Bupropion, Venlafaksin, Modafinil, Karbamazepin, Antidepresan ilaçlar 

    DEHB tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkileri nelerdir? 

    Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tedavisinde kullanılan ilaçlar, dikkat eksikliği tedavisi için etkili ancak yan etkileri de olabilen ilaçlardır. Zorunlu olmadıkça dikkat eksikliği veya hiperaktivite ilaçları kullanımı önerilmemektedir. Bu ilaçların iyi bilinen yan etkileri şunlardır; uyku problemleri, iştahta azalma, kilo kaybı, artmış kan basıncı ve kalp hızı, baş dönmesi, baş ağrısı, karın ağrısı, rebound etki, irritabilite , sinirlilik.

    DEHB tedavisi başlanmadan önce kalple ilgili neler yapılmalıdır? 

    DEHB tanısı alan bir çocuğa medikal tedavi başlanması planlanıyor ise öncesinde mutlaka ailedeki kalp hastalığı olan (ani ölüm gibi) bireylerin öyküsü alınmalı, detaylı bir fizik inceleme yapılmalı, çocukta göğüs ağrısı, bayılma, çarpıntı, baş dönmesi sorulmalı ve doğumsal kalp hastalığı öyküsü sorgulanmalıdır. Çocuk hekimi tarafından kalp hızı ve kan basıncı bakıldıktan ve fizik incelemesi tamamlandıktan sonra (dinlemekle ritim bozukluğu veya üfürüm varlığı) ilaç başlanmadan önce hasta elektrokardiyografi (EKG)’si çekilerek çocuk kardiyoloji hekimine danışılmalıdır. 

    DEHB ilaçları kullanırken görülebilecek muhtemel kardiyak yan etkiler nelerdir? 

    Klinik pratikte en yaygın kullanılan ilaçlardan birisi olan Metilfenidat (Ritalin, Concerta) kalp hızı ve kan basıncında artış veya azalma, özellikle çarpıntı, göğüs ağrısı, ritim bozukluğu gibi potansiyel kardiyak yan etkileri olabilen bir ilaçtır. FDA (Food and Drug Administration) DEHB ilaçlarının kullanımı ile felç, inme, kalp krizi ve ani kardiyak ölüm gibi kardiyovasküler yan etkiler arasında net bir ilişki gösterilemese de bu ilaçları kullanacak ve kullanmakta olan hastaların kalp hızı, kan basıncı, kalp ritmi açısından yakın monitorize edilmesini önermektedir. Üç yaş ve üzerinde kullanılan Adderall’in özellikle 21 yaş altında ani kardiyak ölüm ile ilişkisini bildiren klinik çalışmalar mevcuttur. 

    Bu grup uyarıcı ilaçlar kan basıncı ve kalp hızını artırabilir. Örneğin Adderall XR (dextroamfetamin) çocuk ve erişkinlerde 20 ani kardiyak ölüme, 12 inme ve felce neden olduğu için Kanada’da 2005 yılında marketlerden kaldırılmıştır. DEHB ilaçlarını kullanmakta olan hastaların ilaç yan etkilerinin kayıt altına alındığı sistemde 300 kişide ani ölüm görüldüğü bildirilmiş ve bunların 25 tanesinin ilaç ile ilgili olduğu belirtilmiştir. Bu 25 vakanın bir kısmının otopsisinde de yapısal kalp hastalığı saptanmıştır. 26 vakada ilaçla ilişkili göğüs ağrısı, kalp krizi atağı, inme veya felç, kalpte ritim bozukluğu olduğu rapor edilmiştir. Yani bu grup ilaçların kullanımı öncesinde ve kullanımı sırasında mutlaka çocuk kardiyoloji hekiminin yakın takibi önerilmektedir. 

    Son yıllarda DEHB tedavisinde kullanıma giren ve uyarıcı olmayan yeni bir ilaç olan atomoksetin (Strattera) kullanımı sırasında ritim bozuklukları ve kalp ritminde düzensizlik olabileceği belirtilmiştir (Medicines and Healthcare Products Regulatory Agency, İngiltere). Güney Kore’de DEHB nedeniyle ilaç tedavisi olarak metilfenidat kullanmakta olan <17 yaş altındaki 1200 çocuk hastanın 4 yıl boyunca takibinin yapıldığı kayıtlara göre metilfenidat kullanan çocuklarda, kalp ritim bozukluklarında normale göre 1.6 kat risk artışı olduğu bildirilmiştir. Özellikle yapısal ya da doğuştan kalp hastalığı varlığında bu riskin tedavi başlanan ilk 3 günde en yüksek olduğu, bu hasta grubunda kalp krizi ve hipertansiyona daha da yatkınlık olduğu gösterilmiştir. 

    Tüm dünyada geçerliliği olan AHA (American Heart Association, 2008) ve American Academy of Pediatrics (APA) kılavuzlarına göre DEHB nedeniyle ilaç kullanan çocuklarda EKG taraması (Sınıf IIA öneri, kanıt düzeyi C) önerilmekte olup yapısal kalp hastalıkları açısından dikkatli bir fizik muayene ile kalpte üfürüm duyulması, ailede kalp hastalığı öyküsü olması, hipertansiyon, çarpıntı, ritim bozukluğu, bayılma veya Marfan sendromu bulgusu varlığında mutlaka çocuk kardiyoloji hekimi değerlendirmesi ve ekokardiyografi yapılması önerilmektedir. 

    DEHB ilaçları kullanmakta olan hangi çocuklar ne zaman çocuk kardiyoloji hekimine yönlendirilmelidir? 

    Artmış kan basıncı, kalp hızı olan, ritim bozukluğu olduğu düşünülen, çarpıntı, bayılma, göğüs ağrısı, baş dönmesi yakınması olan, ailesinde kalp hastalığı öyküsü olan, ailesinde özellikle birinci derece yakınlarında ritim problemi olan çocuklar tedavinin başlanmasından evvel ve başlandıktan sonra çocuk kardiyoloji hekimi tarafından değerlendirilmelidir. Aslında yapılan klinik çalışmalar ve ilaç yan etkilerinin kayıtlarına bakıldığında DEHB’li tüm çocuklar kalp kontrolünden geçmeli ve yakın kardiyak takipleri yapılmalıdır. Hatta bu takipler en az 3 yıllık çocuk kardiyoloji deneyimi olan ve bu hasta grubu çocukları izleyen deneyimli uzman hekimler tarafından yapılmalıdır. Hekim hastayı değerlendirdikten sonra aileyi detaylı olarak bilgilendirmeli ve çocuğun tedavisi süresince neler yapması gerektiğini uzun uzun aileye anlatmalıdır. İlaç başlanması planan çocuk hastayı DEHB yönünden değerlendiren çocuk psikiyatrisi uzman hekimi, çocuk kardiyoloji hekimi ile yakın işbirliği ve iletişim halinde kalarak olguyu izlemeli ve aile her vizitte aydınlatılmalıdır. 

    DEHB tedavisinde kullanılmakta olan ilaçların olası kardiyak yan etkileri ve önerilen kardiyak monitorizasyonu

       İlaçlar  

            Etki mekanizması

        Kardiyak     etkiler

    Önerilen kardiyovasküler monitorizasyon

       Sınıf I öneri,      Kanıt düzeyiC

      Sınıf IIA öneri,    Kanıt düzeyi C

    Metilfenidat (Ritalin)

    Dexmetilfenidat (Focalin)

    Katekolaminlerin salınım ve/veya gerialımını inhibe eder, sinapsta nörotransmiter düzeyini artırır

    Kalp hızı ve kan basıncını artırır, EKG’de değişiklik yapmaz

    Kalp hızı, kan basıncı

    İlk vizitte EKG

    Amfetamin (Adderall), dextroamfetamin (Dexedrine), lisdexamfetamin (Vyvanse)

    Katekolaminlerin salınım ve/veya gerialımını inhibe eder, sinapsta nörotransmiter düzeyini artırır

    Kalp hızı ve kan basıncını artırır, EKG’de değişiklik yapmaz

    Kalp hızı, kan basıncı

    İlk vizitte EKG

    Atomoksetin (Strattera)

    Selektif nörepinefrin gerialım inhibitörü etki

     

    Kalp hızı ve kan basıncını artırır, çarpıntı

    Kalp hızı, kan basıncı

    İlk vizitte EKG

    Klonidin

    (Catapres)

    Alfa 2 adrenerjik agonist etki

    Kalp hızı ve kan basıncını azaltır, EKG’de değişiklik yapmaz, ani kesilirse hipertansiyona yolaçar  

    Kalp hızı, kan basıncı (ilaç başlanırken ve kesilmesi sırasında)

    İlk vizitte EKG

    Guanfazin

    (Tenex)

    Alfa 2 adrenerjik agonist etki

    Kalp hızı ve kan basıncını azaltır, EKG’de değişiklik yapmaz

    Kalp hızı, kan basıncı

    İlk vizitte EKG

    Desipramine (Norpramin), imipramine (Tofranil)

    Dopamin ve nörepinefrin geri alımında blokaj

    QTc, PR, QRS süresinde uzama, taşikardi, nadiren ani ölüm

    Kalp hızı, kan basıncı

    İlk vizitte EKG ve doz artırılırken EKG

    Bupropion (Wellbutrin)

    Nöronlarda serotonin ve nörepinefrin salınma hızında azalma

     

    Kan basıncında artış, aşırı dozda kardiyak toksisite

    Kalp hızı, kan basıncı

    İlk vizitte EKG

    nest...

    gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede