Esci ne demek

Esci Ne Demek

esci ne demek

kaynağı değiştir]

Web of Science Core Collection, altı çevrimiçi veritabanından oluşur:[2][3]

Ayrıca bakınız[değiştir kaynağı değiştir]

Kaynakça[değiştir
İsa SARI &#; Kişisel Ağ Sayfası

Kişisel Ağ Sayfası

webgrid.co.uk

Web of Science Kapsamında Yeni Bir Atıf İndeksi: ESCI

12 Ocak Perşembeİsa Sarı

İstenilen bilgiye ulaşmak, günümüzde eskiye nazaran oldukça kolay. Bundaki en önemli, belki de tek etken ise tabii ki İnternet ve onun sunmuş olduğu olanaklar. Peki bilgiye ulaşmanın bu kadar kolay olduğu bir ortamda, daha kaliteli ve daha doğru bilgiye, veriye ulaşmak ne kadar kolay? Sanırım bu soruya cevap vermek o kadar da "kolay" değil. Bir de söz konusu bilimsel/akademik bilgi ve veriler ise, iş daha da karmaşık ve zor bir hâl alıyor. Bilimsel bilginin/verinin sınıflandırılması ve dizinlenmesi ise bu noktada hayati öneme sahip. Konuyla ilgili olarak, bilimsel dergilerin belli ölçütlere göre sınıflandırılması ve derecelendirmesi de, daha çok atıf indekslerince mümkün. Bu yazımda, atıf indekslerinin önemine kısaca değindikten sonra, geçtiğimiz yıllarda yayımlanan yeni ve önemli bir indeks durumundaki Emerging Sources Citation Index (ESCI) ile ilgili temel hususları ele alacağım.

İçerisinde bulunduğumuz yıllar itibarıyla yayımlanmakta olan bilimsel dergi sayısının 25 bin ile 40 bin arasında olduğu tahmin ediliyor. Bunların yaklaşık %95'i ise çevrimiçi olarak sunuluyor. Hâl böyle olunca, bu kadar dergi arasında "kalite"ye göre bir sınıflandırma ve sıralama yapılmasının bir zorunluluk olduğu söylenebilir. Ülkemizde ve daha pek çok ülkede bu kalitenin ölçütü ise, en azından kendi alanım için belirtmek gerekirse, Thomson Reuters'ın geliştirdiği ve artık Clarivate Analytics tarafından yayımlanan Web of Science (WoS) indeksleri veya Elsevier tarafından geliştirilen Scopus gibi indeksler tarafından taranıyor olmak. Esasında hem Thomson Reuters hem de Elsevier, merkezleri New York'ta ve Amsterdam'da bulunan özel birer şirket. Bu şirketler, zamanında, böyle bir eksiklik olduğunu fark edip kolları sıvamış ve bugün gelinen noktada, bu konuda başı çeker hâle gelmişler. Her ikisinin de ürettiği ve geliştirdiği indeksler/veri tabanları günümüzde, yukarıda da belirttiğim üzere, akademisyenler için oldukça önemli, ancak elbette Thomson Reuters (Claricate Analytics) tarafından geliştirilen indekslerin önemi daha da fazla. Bu şirket tarafından geliştirilen son indekslerden biri de, kısaca ESCI olarak bilinen Emerging Sources Citation Index.

ESCI Nedir, Nasıl Bir İndekstir?

ESCI, Clarivate Analytics (önceden Thomson Reuters) tarafından yayımlanan Web of Science (önceden Web of Knowledge) kapsamındaki bir bilimsel atıf indeksidir. Bu indeks; Science Citation Index Expanded (SCI-Expanded), Social Sciences Citation Index (SSCI), Arts & Humanities Citation Index (AHCI) gibi daha itibarlı indekslerin* bir alt basamağı veya bir gömlek altı olarak tanımlanabilir. Doğal olarak ESCI'ye dâhil olan dergilerin sayısı daha fazla ve bu indekse girmek diğer indekslere kıyasla daha kolay. Açıkçası ESCI, daha çok bölgesel öneme sahip veya gelişmekte olan bilim dalları temelinde makaleler yayımlayan dergileri kapsamayı amaçlıyor. SSCI gibi daha "üst seviye" indekslere girebilmek içinse, bir bakıma, önce ESCI tarafından taranıyor olma şartı getirilmiş. Şu anda Türkiye'den de ESCI kapsamında taranan onlarca dergi bulunuyor (ESCI kapsamında taranan dergilerin listeleri için buraya bakılabilir. Ayrıca, son bir yılda indekse dâhil edilen veya indeksten çıkarılan dergilerin listesi ise buradan yer alıyor). ESCI, güncellenen son Akademik Teşvik Ödeneği Yönetmeliği'nde de yerini aldı ve bu indekste taranan dergilerde yayımlanan yazılar daha fazla puan getirir hâle geldi. Yakın zamanda, üniversitelerin akademik atanma ve yükseltilme kriterlerinde, ayrıca doçentlik başvurularında da bu indeksin önemli bir yere sahip olacağını düşünüyorum, ki gidişat da bunu gösteriyor. Yalnız, ESCI için impact factor hesaplamasının yapılmadığı belirtiliyor. Bu da, şirketin aslında bir şeylerden kaçtığının göstergesi (eleştiriler için Jeffrey Beall gibi akademisyenlerin yazılarını okuyabilirsiniz).

ESCI Başvurusu Nasıl Yapılır?

Başvurular, ESCI Başvuru Formu üzerinden çevrimiçi olarak yapılmakta. Yalnız, elbette bunun için belli ön şartlar var. Önce, bunlara bakalım:

  • Başvurusu yapılmak istenen dergi hakemli olmalı.
  • Derginin ISSN'sinin alınmış olması gerekli. Dergi elektronik ortamda da yayımlanıyorsa, E-ISSN de isteniyor (ISSN ve E-ISSN almak için Kültür ve Turizm Bakanlığının ilgili sayfasına bakılabilir).
  • Dergideki tüm makalelerde (en azından son üç sayısında) İngilizce başlık, İngilizce özet ve İngilizce anahtar kelimeler yer almalı.
  • Makalelerdeki yazıların kaynakçaları Latin alfabesinde verilmeli.
ESCI başvuru formu

ESCI başvuru formu

Temel olarak bu dört şartı sağlayan dergiler ESCI için başvuru yapabiliyor. Yalnız, bunlar sadece "ön" şartlar. Bunun bir de değerlendirme süreci var. Peki, bu değerlendirme sürecinde nelere dikkat ediliyor? İşte, burası can alıcı nokta. Yayıncı, "İnce eleyip sık dokuyacağız." uyarısını baştan yapıyor (buna bir sonraki kısımda değineceğim). Ön şartları okuyup kabul ettikten sonra, esas başvuru formu ekrana geliyor. Bu ekranda, başvurusu yapılacak derginin adı, ağ sayfasının adresi, editörünün adı-soyadı, yayıncısının adresi, ülkesi, ISSN numaraları, ilk baskı yılı, yılda kaç kez yayımlandığı gibi bilgiler isteniyor. Bu bilgileri de girdikten sonra değerlendirme sürecinin başlatılacağına dair bir bilgilendirme yazısı ekranda görünecektir.

ESCI Değerlendirme Süreci

ESCI için başvuru yapıldıktan sonra değerlendirme süreci başlıyor ve belli bir süre boyunca derginin düzenli olarak yayımlanıp yayımlanmadığı, standartlarının değişip değişmediği, editöryal içeriğinin korunup korunmadığı, atıflandırma durumu gibi hususlar takip ediliyor. Ayrıca, dergide kurum veya kuruluşlar tarafından verilen destekler/projeler sonucu ortaya çıkan yazıların yayımlanması (yazılarda bahsedilmesi kaydıyla), İngilizce yazılmış yazıların yer alması, derginin editör ve yazar kadrosunda farklı ülkelerden ve kurumlardan insanların yer alması gibi hususlar da değerlendirmede artı puan kazandırmakta. Buna karşın, dergide yayımlanan yazılarda yine aynı dergide daha önce yayımlanmış yazılara yapılan atıfların fazlalığı, dergi sayılarının düzensiz yayımlanması gibi hususlar da, değerlendirme sürecinde derginin eksi puan hânesine yazılmakta. Elektronik dergilerde ise yayımlanan yazılarla ilgili meta bilgilerinin, yani yazar adı, soyadı, adresi, kurum bilgisi; derginin sayı bilgileri ve künyesi gibi unsurların verilmesi, ayrıca DOI numarası alınması, değerlendirme sürecinde olumlu etkiye sahip. Değerlendirme süreci tamamlandığında yetkililer sizinle irtibata geçecektir. Ancak şurada bir değerlendirme durumu bilgi talep formu yer alıyor. Dilerseniz bu formu kullanarak, sürecin hangi aşamada olduğu bilgisini alabilirsiniz.

Sonuç Olarak

ESCI, henüz yeni doğmuş, belki emeklemeye başlamış bir bebek (indeks) durumunda. Jeffrey Beall gibi bazı araştırmacılar, ESCI'nin predator olarak tabir edilen, bilhassa Orta Doğu ve Asya kökenli yazarların yazılarını yayımlayan, para kazanma amacıyla kurulmuş dergileri de kapsamına aldığını ve bunun tehlikeli olduğunu belirtiyor. Beall bir bakıma haklı olsa da, geliştirici şirket bu durumun önüne geçmek için sağlam adımlar atıyor. ESCI, bilhassa ülkemiz için oldukça önemli. Filoloji gibi alanlarda üst/orta seviye indekslerce taranan dergilerin sayıca azlığına rağmen, ESCI ile birlikte bu sayının artacağı inancındayım.

* Bu indekslerce taranan dergi sayısı şu an için 12 bini bulmuş durumda. ESCI ile bu sayı daha da artmıştır/artacaktır.

AHCI, Arts & Humanities Citation Index, Atıf indeksi, Clarivate Analytics, Dergi indeksleme, EISSN nasıl alınır, ESCI indeksi, ESCI nasıl başvuru yapılır, Kültür ve Turizm Bakanlığı ISSN başvurusu, SCI-Expanded, Science Citation Index Expanded, Social Sciences Citation Index, SSCI, SSCI ve AHCI başvuru şartları, Thomson Reuters, Web of Knowledge, Web of Science indeksleri
wpDiscuz
kaynağı değiştir]

Eşcinsel yönelimin önceden kişinin kendi cinsiyetiyle bağlantılı olduğu düşünülmüştür. Örneğin bir kadına ilgi duyan bir kadının maskülen özelliklere ya da bir erkeğe ilgi duyan bir erkeğin feminen özelliklere sahip olduğu anlayışı olmuştur.[48] Ama yüzyılın ortalarında cinsiyet kimliği cinsel yönelimden ayrı bir fenomen olarak görünmeye başlanmıştır.

Cinsel yönelimlerin dağılma oranları transgender ve cinsiyet kimliğiyle uyumlu kişiler (cisgender) arasında oldukça farklı olsa da transgender ve cinsiyet kimliğiyle uyumlu kişiler erkeklere, kadınlara ya da her iki cinse ilgi duyabilir. Heteroseksüel, eşcinsel ve biseksüel kişiler maskülen veya feminen olabilir ya da hem maskülen hem feminen özellikler gösterebilir. Buna ek olarak birçok lezbiyen ve gay toplulukların üyelerinde ya da destekçilerinde “cinsiyetiyle uyumlu heteroseksüel” ve “cinsiyetiyle uyumsuz eşcinsel” sterotipleri vardır. Ama J. Michael Bailey ve K.J. Zucker tarafından yapılan araştırmalar, çoğu gay ve lezbiyenin çocukluk yıllarında cinsiyet uyumsuzluğu yaşadığını bulmuştur.[49]

Eşcinsel cinsel kimlik ve yönelimleri[değiştir kaynağı değiştir]

Amerikan seksolog ve yazar Alfred Kinseyheteroseksüel-eşcinsel derecelendirme ölçeği olarak bilinen cinsel yönelim cetveli veya kinsey ölçeğinde, "Erkekte Cinsel Davranış" isimli eserinde “The world is not to be divided into sheep and goats” yani “Dünya koyunlar ve keçiler diye ikiye ayrılmıyor” demiş ve bu cinsel yönelim cetvelini ortaya atmıştır.

Gey ve lezbiyen popülasyonunun büyüklüğüyle ilgili güvenilir veriler kamu politikası için önemlidir.[56] Örneğin demografiler, yerli ortaklık, eşcinsellerin evlat edinmesinin yasallaşması ve Amerikan ordusundaki Sorma Söyleme politikasının yararları ve maliyetlerini hesaplamaya yardım eder.[56] Gay ve lezbiyen popülasyonuyla ilgili bilgiler, sosyal bilim adamlarının işçi pazarı tercihleri, insan sermayesi birikimi, ev halkı konusunda uzmanlaşma, ayrımcılık ve coğrafi konum hakkında kararlarla ilgili önemli soruları anlamasına da yardım eder.[56]

Eşcinselliğin yaygınlığını ölçmek zordur.[13] Birçok insan eşcinsel çekimlere sahip olmasına rağmen kimliklerini eşcinsel ya da biseksüel olarak görmek istemeyebilirler. Araştırma, cinsel yönelimi tanımlayabilen ya da tanımlayamayabilen bazı karakteristikleri ölçmek zorundadır. Eşcinsel arzulara sahip kişilerin sayısı bu arzularını fiile dönüştüren kişilerin sayısından, arzularını fiile dönüştüren kişilerin sayısı da kendi kimliğini gay, lezbiyen ya da biseksüel olarak gören kişilerin sayısından daha büyük olabilir.[56]

ve yılları arasında Alfred Kinsey, erkek deneklerin %46’sının her iki cinse cinsel olarak tepki verdiğini, %37’sininde en az bir eşcinsel deneyim yaşadığını rapor etmiştir.[57][58] John Tukey, Kinsey’i rastgele değil uygun örnekler kullandığı için eleştirmiştir.[59][60] Sonraki bir araştırmada örnek yanlılığı olmamasına rağmen benzer sonuçlar elde edilmiştir.[61] LeVay, Kinsey’in sonuçlarının demografik araştırmaların yorumlanması gerektiğini gösteren bir uyarı niteliği taşıdığını belirtmiştir çünkü bilimsel metotlar kullanılmasına rağmen farklı kriterlerin kullanılmasının farklı sayılara ulaşmaya yol açabileceğini belirtmiştir.[13]

Önemli araştırmalar insanların %2’den %11’e kadar bir kısmının geçmişlerinde eşcinsel aktivite yaşadığını göstermektedir.[62][63][64][65][66][67][68][69][70][71] Eşcinsel çekimler ve/veya davranışlar rapor edildiğinde bu oran %’e çıkmaktadır.[71] ’daki bir araştırmada, araştırmaya katılanların %20’si bazı eşcinsel hisleri deneyimlediğini anonim olarak rapor etmiş ama sadece %’ü kendi kimliğini eşcinsel olarak gördüğünü söylemiştir.[72] ’de yapılan bir araştırmada Britanyalı erkeklerinin %’i, Fransız erkeklerininse %’inin eşcinsel deneyim yaşadığı rapor edilmiştir.[73] ’de yapılmış bir anket, Britanyalıların %13’ünün eşcinsel aktivite yaşadığını ama sadece %6’sının kendi kimliklerini eşcinsel ya da biseksüel olarak gördüklerini bulmuştur.[74] ’da Ulusal İstatistik Ofisi’inin (ONS) yaptığı bir anket, Britanyalıların %’inin kendi kimliklerini eşcinsel ya da biseksüel olarak gördüğünü bulmuştur. ONS, bu bulguların %’le %3’ arasında bir oranı gösteren araştırmalarla uyumlu olduğunu öne sürmüştür.[58][75]

’de Amerika Birleşik Devletleri'nde başkanlık seçimleri gününde, oy verdikten sonra oylama yerinden çıkan oy verenler arasında yapılan seçim anketi, seçmenlerin %4’ünün gay, lezbiyen ya da biseksüel olduğunu göstermiştir. Bu oran ’teki oranla aynıdır.[76] ’de yapılan ABD nüfus sayımı, evli olmayıp aynı evde yaşayan , eşcinsel çift olduğunu göstermiştir.[77]

Eşcinsellik ve psikoloji[değiştir

LGBTİ nedir, açılımı ve renkleri ne demek? LGBT, LGBTİ ve LGBTTİQ açılımı ne?

LGBTİ TARİHİ KAÇ YILINA DAYANIYOR?

LGBT ve eşcinsellik eski kaynaklarda M.Ö. arasındaki döneme kadar uzanan LGBT'nin tarihi ile ilgili en eski yazılı belgeler Eski Mısır, Sümerler ve Hititlere uzanmaktadır. Bazı Mezopotamya tapınaklarında, yakın zamana değin Hindistan'da süren bir uygulamaya benzer biçimde, kutsal fahişelerin yanı sıra kültün hizmetine verilmiş eşcinsel fahişeler bulunmaktaydı. Yine LGBT tarihinde özel bir önemi olan iki eski Doğu halklarından Hititler ve Yahudiler tarihte yer almıştır. M.Ö. 'lerden kalma bir Hitit yasa derlemesinde erkekler arasında evliliğe izin veren bir madde belirlenmiştir. Bu yasa tarihte eşcinsel evliliğe izin tanıyan ilk yasa olma özelliğini de taşımaktadır. Bir diğer topluluk; Yahudiler ise eşcinselliğe karşı yürüttükleri mücadeleyle tanınırlar. Batı uygarlığının eşcinselliği mahkûm etmesinin temelinde önce Musevilik, daha sonra Hristiyanlık kaynaklarında yer alan bu mücadele yatmaktadır.

Eşcinsellik

Eşcinsellik veya homoseksüellik, aynı cinsiyetteki insanlar arasındaki romantizm, cinsel çekim ya da cinsel davranıştır. Eşcinsellik, bir yönelim olarak “kişiyi ağırlıklı olarak ya da tümüyle kendisiyle aynı cinsiyette olan kişilere karşı romantik ya da cinsel çekimleri yaşamaya yönlendiren kalıcı kişisel nitelik” olarak ifade edilir.[1] Aynı zamanda kişiyi bu çekimlere dayanan davranışlarla ilişkili kimlik hissi ve bu çekimleri paylaşan diğer kişilerden oluşan topluluğa olan üyeliğini de tanımlar.[2][3]

Homoseksüellik, heteroseksüellik ve biseksüellikle birlikte karşıcinsel-eşcinsel spektrumundaki üç ana cinsel yönelimden biridir.[2] İnsanların neden özel bir cinsel yönelim geliştirdiği konusunda bilim insanlarının ortak bir görüşü yoktur.[2] Cinsel yönelimin kökeni konusunda genetik faktörler, erken rahim ortamı ya da ikisinin kombinasyonuna işaret eden biyolojik teoriler uzmanlar tarafından daha çok benimsenmiştir.[4][5] Ailenin yetiştirme şeklinin ya da erken çocukluk deneyimlerinin cinsel yönelimi etkilediğine dair güçlü bir kanıt yoktur.[5] Bazıları eşcinsel aktivitenin doğaya aykırı ya da fonksiyonel bir bozukluk olduğu görüşündedir.[6][7] ama araştırmalar eşcinselliğin insan cinselliğinin normal ve pozitif bir varyasyonu olduğunu, negatif psikolojik etkilerinin bir kaynağı olmadığını göstermektedir.[2][8] Çoğu insan kendi cinsel yöneliminde çok az tercih hissi deneyimler ya da hiç deneyimlemez.[2] Cinsel yönelimi değiştirmeyi amaçlayan psikolojik müdahalelerin işe yaradığını destekleyen yeterli kanıt yoktur.[9]

Eşcinselleri tanımlamak için[10] çok çeşitli kavramlar kullanılır. Eşcinsel kadınları tanımlamak için 'lü yıllardan beri kullanılan "lezbiyen" sözcüğünü karşılamak için Fransızca kökenli "gey" (Türkçe:&#;gey veya gay, Fransızca:&#;gai, İngilizce:&#;gay) sözcüğü, 'larda önceleri sadece eşcinsel erkekleri tanımlamak için[11] kullanılmaya başlanmıştır. Zamanla tüm eşcinseller için kullanılır hâle gelmiştir.[12] Eşcinsellere cinsel yönelimlerinden dolayı uygulanan fiziksel ve sözlü şiddet, "eşcinsel" anlamına gelen argo tabirleri hakaret ya da aşağılama amaçlı kullanmak, birçok gelişmiş ülkede nefret suçu kapsamına girer ve cezai yaptırımla karşılaşılabilir.

Gey veya lezbiyen kimlikli ve eşcinsel deneyim yaşayan kişilerin sayısını ölçmek araştırmacılar için çeşitli nedenlerden dolayı zordur. Bu nedenlerin arasında eşcinsel kişilerin homofobik ve heteroseksist ayrımcılık yüzünden kimliklerini açık olarak belli etmemeleri de yer almaktadır.[13] Eşcinsel davranışlar aynı zamanda birçok hayvan türünde gözlenmiştir.[14][15][16][17][18]

Sadece nüfus sayımları ve politik şartlar görünürlüklerini kolaylaştırmasına rağmen birçok gey ve lezbiyen ciddi birliktelikler kurmaktadır.[19][20][21][22][23][24][25][26][27][28] İlişkideki tarafların kendi psikolojik algılayışları açısından bu tür ilişkiler ile heteroseksüel ilişkiler arasında hiçbir fark yoktur.[29] Kaydedilmiş tarih boyunca eşcinsel ilişkiler ve eylemler -aldıkları şekle ve bulundukları kültürlere bağlı olarak- zaman zaman takdir edilmiş zaman zaman da yargılanmışlardır.[30] yüzyılın sonlarından beri, eşcinsellerin görünürlük ve tanınmasının artırılmasının yanı sıra; evlilikler, medeni birliktelikler, evlat edinme ve ebeveynlik; işe ve askere alınma ile sağlık hizmetlerine eşit erişim gibi yasal hakların kazanılması için büyük bir mücadele verilmektedir.

Tarih[değiştir kaynağı değiştir]

Kinsey ölçeği[değiştir

nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.