Çoğunlukla sahne olmadan güldürü amaçlı ele alınmış, zaman içerisinde çok daha profesyonel noktaya ulaşmıştır. Ayrıca değişik dönemlerde farklı amaçlar altında ele alınarak, değişik konuları izleyici aktarmıştır.
Geleneksel Türk Tiyatrosu Özellikleri Nelerdir?
Geçmişten günümüze pek çok farklı dönemde ele alınmış olan Geleneksel Türk Tiyatrosu, belli başlı özellikleri ile sahneye yansır.
- Genel olarak yazılı bir metne sahip değildir.
- Kukla, meddah, karagöz ve orta oyunu gibi seyirlik gösterileri sahiptir.
- Şarkı ve dans ile beraber sözleri dayanan bir yapısı bulunur.
- Daha çok güldürü öğesi ön plandadır.
- Genellikle sahnesiz bir tiyatro olarak ele alınır ve gerçekleşir.
Genel çerçevede yukarıda öne çıkan farklı özellikleri eşliğinde Geleneksel Türk Tiyatrosu uygulanır. Çok eski döneme dayandığı için günümüze kadar oldukça fazla de değişkenlik gösteren bir yapıya sahiptir.
Geleneksel Türk Tiyatrosu Örnekleri
Farklı özelliklere sahip olması ile birlikte, değişik konular üzerinden pek çok Geleneksel Türk Tiyatrosu örnekleri bulunur.
- Meddah
- Orta oyunu
- Karagöz
- Kukla
- Köy seyirlik oyunlar
- Hokkabazlık
Genelde insanları güldürmek ve onları eğlendirmek amaçlı ele alınan bir yapıya sahiptir. Meydanlarda gerçekleştirilir ve herhangi bir metni bulunmaz. Yani anlık olarak ele alınır ve bu doğrultuda gerçekleştirilir. İçerisinde şarkı ve dans ile birlikte sözler yer alsa bile, bunlar yazılı şekilde metne geçmez.
Geleneksel Türk Tiyatrosunun Kökeni Nedir?
Geleneksel Türk Tiyatrosu konusunda kökeni açısından belli bir yaklaşım ön plana çıkar. Bu yaklaşım dahilinde Osmanlı İmparatorluğu'nda halk arasında yetişmiş, yetenekli kişilerin sanatlarını sokaklarda icra etmesi ile ortaya çıkmıştır. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nun kentlerinde yetişmiş olan kişilerin gerçekleştirmiş olduğu bir tiyatro türü olarak öne çıkar. Başta komediyi ele alan ve ülkenin her noktasına yayılan geleneksel Türk tiyatrosu, hiçbir metin olmadan doğaçlama bir şekilde gerçekleştirilir.
Geleneksel Türk Tiyatrosu, Türk kültürünün bir parçası olarak tarihi köklere sahip olan bir tiyatro türüdür. Türk tiyatrosu, İslam öncesi dönemde de var olmasına rağmen, özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde gelişti ve zengin bir kültürel miras olarak günümüze kadar ulaştı.
Türk tiyatrosunun kökenleri, Türk kültürünün İslam öncesi dönemine kadar uzanmaktadır. Orta Asyada Türk boylarının yaşadığı dönemde, halkın kültürel yaşamında törenler, şölenler, düğünler ve kutlamalar gibi pek çok etkinlikte müzik ve dans önemli bir rol oynuyordu. Bu etkinliklerde, halkın müzik ve dansa dayalı bir tiyatro geleneği geliştirildi.
Türk tiyatrosunun İslam öncesi dönemdeki en önemli örneği, Kök Türklerin Orhun Abidelerinde yer alan Köke Uyruk adlı destansı bir tiyatro eseridir. Köke Uyruk, bir dünya yaratılışı efsanesini anlatır ve Türk halk kültüründe önemli bir yere sahiptir. Ayrıca, İslamiyet öncesi dönemde Türklerin gösteri sanatları, dansları ve şarkıları da tiyatro sanatına önemli bir katkı sağladı.
Türk tiyatrosu, İslam dininin Türk kültürüne etkisiyle değişim gösterdi. İslam dininin Türklerin yaşamında önemli bir yere sahip olması, Türk tiyatrosunun da İslam kültürü ve değerleri etrafında gelişmesine yol açtı. Bu dönemde, Orta Asyada gösteri sanatları, ilahi ve manzumeler, Orta Doğu ve İslam kültürünün etkisiyle zenginleşti ve gelişti. Ayrıca, Arapça, Farsça ve Osmanlı Türkçesi de Türk tiyatrosuna önemli bir etki sağladı.
Türk tiyatrosunun en önemli dönemi, Osmanlı İmparatorluğu dönemidir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde tiyatro, saray ve şehirlerde yapılan etkinliklerde gelişti. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Türk tiyatrosu halkın kültüründen kaynaklanan zengin ve çeşitli bir tiyatro türü olarak gelişti. Bu dönemde tiyatro, sarayda ve şehirlerde halkın eğlenmesi ve bilgilendirilmesi amacıyla düzenlenen etkinliklerde yaygın olarak kullanılıyordu. Osmanlı İmparatorluğu döneminde tiyatro, hem Türk kültürü hem de Batı kültürü etkilerini içeren bir sentez haline geldi.
Türk tiyatrosunun Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki en önemli türleri, orta oyunu, karagöz, meddah ve tiyatro türküleri olarak bilinir. Ortak oyunu, Türk tiyatrosunun en eski türlerinden biridir ve halkın günlük yaşamındaki olaylardan esinlenerek oluşturulmuştur. Ortak oyunu, genellikle bir köy meydanında, sokakta veya kahvehanelerde oynanır. Oyuncular, genellikle halktan seçilir ve oyunları sırasında doğaçlama yaparlar.
Karagöz, Türk tiyatrosunun en popüler ve bilinen türlerinden biridir. Karagöz, gölge oyunu olarak bilinir ve Osmanlı İmparatorluğunda özellikle çocuklar arasında popülerdi. Karagöz, iki boyutlu, el yapımı deri gölgelikler kullanılarak oynanır. Karagöz oyunları, günlük hayatın gerçekçi tasvirlerini içerir ve mizah, hiciv ve öğretici unsurları bir arada barındırır.
Meddah, Türk tiyatrosunun anlatıcı türlerinden biridir. Meddah, halkın yaşamından kesitleri anlatırken güldürü, ironi ve eleştiri unsurlarını kullanır. Meddah, genellikle bir masal anlatıcısı gibi sahne alır ve hikayeler anlatarak seyircileri eğlendirir.
Tiyatro türküleri ise, Türk tiyatrosunun bir diğer önemli türüdür. Tiyatro türküleri, Türk halk müziği ile tiyatro arasında bir sentezdir. Tiyatro türküleri, sahne oyunlarında ve meddahlarda sıklıkla kullanılır. Tiyatro türküleri, halkın duygusal ve toplumsal sorunlarını işleyen sözlü müzik eserleridir.
Sonuç olarak, Geleneksel Türk Tiyatrosunun kökenleri, Türk kültürünün tarihi köklerine kadar uzanmaktadır. İslam öncesi dönemde, Orta Asyada halkın müzik ve dansa dayalı bir tiyatro geleneği gelişti. İslam dininin Türk kültürüne etkisiyle birlikte tiyatro, Orta Asyadan Anadoluya kadar yayıldı ve gelişti. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Türk tiyatrosu Batı kültüründen de etkilenerek zengin bir tiyatro kültürüne dönüştü. Tiyatro, hem sarayda hem de şehirlerde halkın eğlenmesi ve bilgilendirilmesi amacıyla düzenlenen etkinliklerde yaygın olarak kullanıldı.
Geleneksel Türk Tiyatrosu, yüzyıllar boyunca Türk kültürüyle bütünleşmiş ve zengin bir miras oluşturmuştur. Türk tiyatrosunun kökleri, halkın günlük yaşamından esinlenerek oluşturulan orta oyunu gibi eski ve geleneksel türlerden gelirken, karagöz, meddah ve tiyatro türküleri gibi diğer türler de zamanla ortaya çıkmıştır. Bu türler, Türk halkının duygusal, toplumsal ve kültürel hayatını yansıtmış ve Türk tiyatrosunu zengin bir kültür mirası haline getirmiştir.
Geleneksel Türk Tiyatrosu, bugün de hala Türk kültüründe önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle Karagöz ve Hacivat gibi popüler tiyatro oyunları, çocukların ve yetişkinlerin eğlencesine ve bilgilendirilmesine yönelik olarak oynanmaya devam etmektedir. Ayrıca, Türkiyedeki birçok tiyatro topluluğu, geleneksel Türk tiyatrosunun türlerini modern tiyatro unsurlarıyla harmanlayarak yeni eserler yaratmaktadır. Böylece, Geleneksel Türk Tiyatrosu, tarihi mirasını sürdürürken, modern dünyada da varlığını sürdürmektedir.
Geleneksel Türk Tiyatrosu, Türk kültürünün bir parçası olarak tarihi köklere sahip olan bir tiyatro türüdür. Türk tiyatrosu, İslam öncesi dönemde de var olmasına rağmen, özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde gelişti ve zengin bir kültürel miras olarak günümüze kadar ulaştı.
Geleneksel Türk Tiyatrosu, genellikle müzik, dans, tiyatro ve mizah gibi unsurları bir araya getiren bir performans sanatıdır. Oyunlar, tiyatro sahnesinde veya açık havada gerçekleştirilir ve genellikle müzikli bir şekilde sunulur. En yaygın kullanılan müzik aletleri arasında ney, kemençe, davul, zurna, bağlama ve klarnet yer alır.
Geleneksel Türk Tiyatrosunda en yaygın oyun türleri, gösteri sanatı, kukla tiyatrosu, gölge oyunu ve meddahlıktır. Bunların hepsi, Türk kültürü ve tarihinden öyküler, masallar ve efsaneler içerir. Geleneksel Türk Tiyatrosu oyunları, genellikle sosyal veya ahlaki mesajlar taşıyan komik veya dramatik hikayeler içerir. Ayrıca, Türk halk müziği ve dansı da bu oyunlarda önemli bir rol oynar.
Geleneksel Türk Tiyatrosunda en çok bilinen oyun türü Karagöz ve Hacivattır. Bu oyunlar, gölge oyunu geleneğinden gelir ve müzik, dans ve mizah içerir. Hacivat ile Karagöz karakterleri, Türk kültüründe popüler karakterlerdir ve hikayeler genellikle günlük hayatta karşılaşılan sorunlar ve mücadeleler hakkındadır.
Bir diğer önemli oyun türü ise meddahlıktır. Meddahlık, bir tür tek kişilik tiyatro sanatıdır ve genellikle seyyahlar tarafından gerçekleştirilir. Meddahlık, genellikle bir anlatıcı tarafından yapılan bir anlatımdan oluşur ve Türk kültürü ve tarihi ile ilgili hikayeleri ve efsaneleri anlatır.
Geleneksel Türk Tiyatrosu, günümüzde de Türkiye ve dünya genelinde popüler bir tiyatro türüdür. Uluslararası festivallerde de sık sık yer almaktadır ve Türk kültürünün bir parçası olarak dünya çapında tanınmaktadır. Bunun yanı sıra, Türk tiyatrosu, modern tiyatroyla birleşerek yeni bir tiyatro türü olan Türk çağdaş tiyatrosunu da etkilemiştir.
Geleneksel Türk Tiyatrosu’nun seyirlik oyunlarını inceleyelim.
Alt Başlıklar:
GenelAlt Kategoriler:Edebi Türler, PDF
Türk toplumunda tiyatronun ne zaman başladığına dair kesin bilgiler bulunmamaktadır. Ancak ozanların; “yuğ, sığır, şölen” adı verilen dinsel törenlerdeki gösterileri Türk tiyatrosunun temeli sayılmaktadır. Türk edebiyatında tiyatro ihtiyacı asırlarca ‘ortaoyunu, karagöz, meddah ve köy seyirlik oyunu” gelenekleriyle karşılanmıştır.
Geleneksel Türk tiyatrosu, çağlar boyunca sürüp gelen ve Türk kültürünün ürünü olan tiyatro türleridir. Şarkı, dans, söz oyunları ve taklit geleneksel Türk tiyatrosunun öğeleridir. Doğaçlamaya dayanan bu tiyatronun temel öğesi güldürüdür. Oyun kişilikleri tip düzeyindedir, karakter boyutuna ulaşmaz. Bu tiyatro, kurumsal bir nitelik taşımaz. Bayram, düğün, sünnet gibi özel günlerde sergilenir.
Türk kültüründeki temaşa sanatını Geleneksel Türk Tiyatrosu olarak adlandırmaktayız. Başlıca türleri şunlardır:
geleneksel türk halk tiyatrosuGeleneksel Türk Halk Tiyatrosunun ÖzellikleriGeleneksel Türk TiyatrosuGeleneksel Türk Tiyatrosunun UnsurlarıTürk Tiyatrosu
Hacivat ise öğrenim görmüş, medrese diliyle konuşan, bilimle ilgilenen ve görgü kurallarına uyarak çevresini etkileyen bir tiptir.
Bunların dışında Çelebi, Zenne, Tiryaki, Beberuhi, Tuzsuz Deli Bekir, Zeybek (Efe), Külhanbeyi, Arap ve Yahudi gibi kişiler de bulunmaktadır.
Karagöz Oyunu Bölümleri:
Karagöz oyunu giriş, muhavere, fasıl ve bitiş olmak üzere dört farklı bölümden oluşmaktadır.
Giriş: Semai okuyarak Hacivatın sahneye gelerek oyunu başlattığı bölümdür.
Muhavere: Hacivatın Karagözü sahneye davet ettiği, Karagözün sahneye gelerek Hacivat ile tartışarak güldürü unsurlarının sağlandığı bölümdür.
Fasıl: Asıl oyunun sahnelendiği ve diğer kişilerin de dahil olduğu bölümdür.
Bitiş: Karagöz ile Hacivatın kısa bir şekilde karşılıklı olarak konuştukları ve oyunu bitirdikleri bölümdür.
Palanga adı verilen yuvarlak bir alanda yazılı olmadan doğaçlama bir şekilde oynanan, içinde dans, müzik ve şarkı bulunan geleneksel oyuna Orta Oyunu denir.
Orta oyununda dekor olacak sadece iki eşya bulunmaktadır: Yeni dünya olarak adlandırılan bir paravan ve iş yeri olarak kullanılan dükkan.
Orta oyunu, kişileri ve bölümleri bakımından Karagöz oyunuyla büyük bir benzerlik gösterir ve adeta Karagöz oyununun sahneye çıkılmış, vücut bulmuş halidir denilebilir.
Oyun güldürüye dayanır ve güldürü unsurları yanlış anlamalara, şakalara ve nüktelere dayanmaktadır.
Oyun kişilerinin sahip oldukları meslek ve yöresel özellikleri ağızlarıyla birlikte taklit edilir.
Orta Oyunu Kişileri:
Oyunun merkezinde iki oyuncu bulunmaktadır: Pişekar ve Kavuklu
Kavuklu; okumamış, kelimeleri doğru telaffuz edemeyip sözleri yanlış ve ters anlayan bir tipi temsil eder. Bu anlamda Kavuklu, Karagözün karşılığıdır.
Pişekar; öğrenim görmüş, aydın, görgü kurallarına sahip bir tipi temsil eder. Bu özellikleriyle Pişekar, Hacivatın karşılığıdır.
Pişekar ve Kavuklu dışında Zenne, Yahudi, Acem, Kürt, Rumelili, Arnavut, Ermeni, Kayserili, Frenk, Çelebi, Muhacir gibi kişiler de bulunmaktadır.
Orta Oyunu Bölümleri:
Orta oyunu giriş(mukaddime), muhavere, fasıl(oyun) ve bitiş olmak üzere dört farklı bölümden oluşmaktadır.
Mukaddime (Giriş): Zurnacının Pişekar havası çalmasıyla Pişekarın sahneye çıkıp seyircileri selamlaması ve aynı şekilde Kavuklunun sahneye çıktığı bölümdür.
Muhavere (Söyleşme): Pişekar ve Kavuklunun karşılıklı konuşup güldürdükleri bölümdür. Burada, Kavuklu görmüş olduğu bir rüyayı sanki başından geçmiş bir olay gibi anlatır.
Fasıl: Asıl oyunun sahnelendiği ve diğer kişilerin de dahil olduğu bölümdür.
Bitiş: Kavuklu ile Pişekarın kısa bir şekilde karşılıklı olarak konuştukları ve oyunu bitirdikleri bölümdür.
Yüksekçe bir yerde topluluk karşısında taklit, güldürü gibi tekniklere dayanarak hikaye anlatan kişiye meddah denir.
Meddah yüksek bir yere oturur; gündelik hayattan, efsanelerden ve masallardan alıntıladığı hikayeleri güldürü unsurlarıyla anlatır.
Meddah, hikayelerini anlatırken diyalog, taklit, kişileştirme gibi tekniklere başvurur.
Hikayeleri anlatırken ilgili karakterlerin seslerini, mimiklerini ve hareketlerini canlandırır.
Tek başına gösterisini yapan meddah, tüm kişilikleri kendi üzerinde toplayan bir oyuncu olarak yorumlanabilir.
Dekor olarak genellikle bir sandalye, mendil ve değnek kullanılır.
Geleneksel Türk tiyatrosunun en ilkel ve basit hali olan köy seyirlik oyunları; perde, dekor, kostüm ve aksesuar olmadan kırsal kesimlerde oynanır.
Düğün, bayram ve köylerin özel günlerinde o bölgedeki yetenekli kişilerin sergiledikleri oyunlardır.
Köy halkı, yaşadıkları herhangi bir olayı ya da sıkıntıyı taklitler ve ağız özellikleriyle güldürü haline getirerek herhangi bir meydanda sergiler.
Genellikle eleştirel bir tutumla oynanan köy seyirlik oyunlarında alaycı bir üslup vardır.
Aşağıdaki bağlantılardan Deniz Hoca tarafından hazırlanmış olan Edebiyat Ders Notları PDF dosyası ile slaytını indirebilir, öğrencileriniz ve arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK YAZILAR
⇒ Geleneksel Türk Tiyatrosu PDF / Slayt
⇒ Sınıf Ders Notları
⇒ TYT Türkçe
⇒ AYT Edebiyat
GELENEKSEL TÜRK TİYATROSUNUN OLUŞUMU
Türk toplumunda tiyatronun ne zaman başladığına dair kesin bilgiler bulunmamaktadır. Ancak ozanların; “yuğ, sığır, şölen” adı verilen dinsel törenlerdeki gösterileri Türk tiyatrosunun temeli sayılmaktadır. Türk edebiyatında tiyatro ihtiyacı asırlarca ‘‘orta oyunu, karagöz, meddah, köy seyirlik oyunu ve kukla” oyunlarıyla karşılanmıştır.
Geleneksel Türk tiyatrosu, çağlar boyunca süregelen ve Türk kültürünün ürünü olan tiyatro türleridir. Şarkı, dans, söz oyunları ve taklit geleneksel Türk tiyatrosunun önemli ögeleridir.
Doğaçlamaya dayanan bu tiyatronun temel ögesi güldürüdür. Oyun kişilikleri tip düzeyindedir, karakter boyutuna ulaşmaz. Bu tiyatro, kurumsal bir nitelik taşımaz. Bayram, düğün, sünnet gibi özel günlerde sergilenir. Türk kültüründeki temaşa sanatını “Geleneksel Türk Tiyatrosu” olarak adlandırmaktayız.
GELENEKSEL TÜRK TİYATROSUNUN ÖZELLİKLERİ
KARAGÖZ OYUNU
TARİHİ GELİŞİMİ: Oyunun kaynağı hakkında kesin bir bilgi yoktur. Çin’den ve Hindistan’dan doğduğu görüşlerinin yanında Sultan Orhan zamanında Bursa’da bir cami yapımında Karagöz demirci Hacivat da duvarcı olarak çalışıyormuş. İkisi arasında sürüp giden nükteli konuşmaları dinlemek isteyen işçiler, işlerini bırakıp onların çevresinde toplanır, bu yüzden de inşaat ilerlemezmiş. Bunu öğrenen padişah onları idam ettirmiş bu olaydan sonra padişah vicdan azabı çekmeye başlayınca Şeyh Küşteri adlı kişi padişahın acının hafifletmek için bir perde kurdurmuş. Perde arkasından onların deriden yapılmış tasvirlerini oynatıp onların şakalarını tekrarlayarak padişahı avutmuş. Bir süre sonara bu oyun çok sevilip bir gelenek haline dönüşmüş.
KARAGÖZ OYUNUNUN ÖZELLİKLERİ
KARAGÖZ OYUNUNDA YER ALAN TİPLER VE ÖZELLİKLERİ
Karagöz: Karagöz öğrenim görmemiş, zeki halk tipini temsil eder. Mesleği demirciliktir. Neşeli, şakacı, açık sözlü hazırcevap bir yapıya sahiptir. Hislerini belli etmekten çekinmeyen saf olduğundan başka görünmeye çalışmayan bir halk adamıdır. Öğrenim görmüş kimselerin gösterişli dilini anlamaz, anlayabildiklerini de anlamamış görünür. Özü sözü birdir. Sürekli geçim sıkıntısı çeker. Cesur ve ağzı bozuktur. Karısıyla başı derttedir ve sürekli onunla kavga eder.
Hacivat: Karagöz’ün tam tersi bir tiptir. Medrese eğitimi görmüş sofu Osmanlı kibarlığına sahiptir, çelebi konuşması ve görgüsüyle bir kent adamıdır. Herkesin huyuna göre konuşmayı bilir ama içten pazarlıklıdır. Kavgaları yatıştırır, dargınların arasını bulur. Ölçülü ve ağırbaşlıdır. Öğrenim gördüğü için medrese diliyle konuşur bu yüzden karagöz sıkı sık onu yanlış anlar. Her zaman Hacivat kişisel çıkarını ön planda tutar. Nabza göre şerbet verir. Her durumda çalışmadan kazanç elde etmeyi başarır.
YARDIMCI TİPLER
ÇELEBİ: Genç, zengin ve mirasyedi bir tiptir. İstanbul ağzıyla konuşur. Nazik ve çıtkırıldım biridir.
ZENNE: Karagöz oyunundaki bütün kadınların genel adıdır.
TİRYAKİ: Konuşmaların en önemli kısımlarında uyuklamaya başlayan bir tiptir.
TUZSUZ DELİ BEKİR: Bir elinde kama bir elinde şarapla sahneye gelen sarhoş bir kabadayıdır. Sahneye geldiğinde attığı nara ile herkesi korkutur. Olaylar karmaşık bir hale geldiğinde sahneye gelir ve sorunu çözerek oyunu sona erdirir.
BEBERUHİ: Altıkulaç lakabıyla bilinir. Cüce yaygaracı bir tiptir. Ağzı bozuk yılışık, dengesiz aptal birisidir. Zennelerin kendisi için ölüp bittiğini belirtir. Karagöz onun boyuyla sürekli dalga geçer.
MATİZ: Çingene dilinde sarhoş demektir. Sürekli sarhoş gezen belalı bir tiptir.
HİMMET: Sırtında baltası olan kaba saba bir tiptir.
ACEM: Halıcılıkla uğraşan zengin İranlı bir tiptir.
NOT: Bu tiplerin yanında Anadolu ve Rumeli’den, Müslüman olan/olmayan azınlıktan veya taşralı Türk tiplerine de yer verilir. Zeybek, Efe, Acem, Kürt, Yahudi, Rumelili, Ermeni, Arnavut, Frenk, Rum, Zenci, Laz, Kastamonulu, Kayserili, Bolulu gibi tipler de bulunur.
KARAGÖZ OYUNUNUN BÖLÜMLERİ
1-GİRİŞ (MUKADDİME): Oyunun başlangıç bölümüdür. Hacivat bu bölümde bir semai okuyarak perdeye girer. ’’Of, hay, Hak’’ diyerek perde gazeline başlar. ’’Yar bana bir eğlence’’ derken Karagöz sahneye gelir ve kavga başlar.,
webgrid.co.ukRE (KARŞILIKLI KONUŞMA):Asıl oyundan bağımsız olan bir bölümdür. Bu bölümde Hacivat ile Karagöz’ün atışmaları ve konuşmaları vardır. Hacivat’ın sözlerini yanlış anlayan Karagöz’ün ona verdiği komik cevaplar yer alır.
webgrid.co.uk (OYUN): Asıl oyunun oynandığı bölümdür. Bu bölümde oyuna diğer yardımcı tipler de katılır. Kendi yöresel ağzıyla konuşurlar. Bu bölümde olay düğümlenir. Bu düğümü Tuzsuz Deli Bekir, Efe gibi kabadayı gibi tiplerden biri gelerek bu düğümü çözer.
webgrid.co.ukŞ: Oyunun son bölümüdür. Hacivat ile Karagöz’ün aralarındaki atışma kavga ile son bulur.
Hacivat:Yıktın perdeyi eyledin viran. Varayım sahibine haber edeyim heman sözleriyle perdeden ayrılır.
Karagöz:Her ne kadar sürç-i lisan ettik ise affola diyerek oyunu bitirir.
ORTA OYUNU
TARİHİ GELİŞİMİ: Geleneksel Türk tiyatrosunun birçok bakımdan Karagöz’e benzeyen ama canlı oyuncularla oynayan bir türü de orta oyunudur. Seyircilerin çevrelediği boş, meydanlık bir alanda oynandığı için bu ismi almıştır. Bu oyuna ‘’kol oyunu, meydan, taklit oyunu ve zuhuri oyun’’ gibi adlar da verilmiştir. Bu oyunun nerede ve ne zaman ortaya çıktığı belli olmamakla birlikte orta oyunu kesin biçimini ve orta oyunu adını yüzyılda almıştır.
ORTA OYUNUNUN ÖZELLİKLERİ
ORTA OYUNUDA TİPLER
KAVUKLU: Cahil saf geçinen fakat kurnaz zeki ve neşeli bir halk kişisidir. Dobra ve patavatsızdır. Kaba biri olmasına rağmen samimidir. Oyunun asıl komiğidir. Dobra ve patavatsızdır. Yalan beyanla işi olmaz. Gördüğü her şeyi ağzına geldiği gibi kendi meşrebince söyler. Lafını söylerken Alicengiz oyunlarına ihtiyaç duymaz. Kaba biri olduğundan diğer oyuncu tipleri ile arasında tartışma ve hatta dövüş bile olur.
Kavuklu Karagöz oyunundaki Karagöz’ün karşılığıdır.
PİŞEKAR: Herkesin huyuna göre konuşmasını, yüze gülmesini bilen, içten pazarlıklı, arabulucu, usulünce kavgaları yatıştıran, dargınları buluşturan, ölçülü, ağırbaşlı, her kalıba girebilen, işine gelince dilini tutmasını bilen, esnek bir kişiliğe sahiptir. Kavuklu ile aralarındaki kavga çoğu zaman Pişekar’ın yalan dolanlarının ortaya çıkmasından kaynaklanmaktadır.
Pişekar Karagöz oyunundaki Hacivat’ın karşılığıdır.
YARDIMCI KİŞİLER
Orta oyununda yardımcı tipler olarak: Balama, Frenk, Acem, Kayserili, Külhanbeyi, Zenne, Çelebi, Tuzsuz Deli Bekir, Yahudi, Matiz, Rumelili, Kambur gibi tipleri görmek mümkündür.
ORTA OYUNUN BÖLÜMLERİ
Orta oyunu, dört bölümden oluşur. Bu bölümler giriş, tekerleme, fasıl ve bitiş şeklinde sıralanır.
GİRİŞ (ÖNDEYİŞ): Bu bölümde, Pişekâr müzik eşliğinde ortaya çıkar (Pastav) ve oyuncuları selâmlar. Oynanacak oyunu takdim eder ve oyunu başlatır.
MUHAVERE (SÖYLEŞME): Önce Pişekâr ile Kavuklu arasında kısa birer konuşma olur. Sonra Kavuklu Pişekar’ın sözlerini ters anlayarak bir güldürü oluşur. Buna arzbar denir. Arzbardan sonra tekerleme başlar.
FASIL (OYUN): Asıl oyunun ortaya konduğu bölümdür. Bu bölümde Pişekâr ve Kavuklu dan başka Laz, Ermeni, Arnavut, Rum, Balama, Frenk, Fransız gibi tipler kendi şiveleriyle konuşturulur. Bunların konuşmaları ve kıyafetleri komedi unsuru oluşturur.
BİTİŞ: Pişekâr, Kavuklu ile kısa bir konuşma daha yapar. Sonra oyunun bittiğini ilan eder. Seyircilerden “Her ne kadar sürç-i lisan ettikse affola.” diyerek özür diler. Bir sonraki oyunun adını ve yerini bildirir.
MEDDAH
TARİHİ GELİŞİMİ: Ne zaman ve nerede ortaya çıktığı konusunda kesin bilgiler yoktur. Türklerin Müslüman olmadan, henüz Anadolu’ya yerleşmeden önce de güçlü bir hikâye anlatma kültürüne sahip oldukları bilinen bir gerçektir. Meddahlığın da bu kültürden doğduğu ve zamanla İslami unsurlarla da beslenerek özellikle yüzyılda Osmanlı kahvehane kültürünün oluşmaya başlamasıyla şekillendiği söylenebilir.
MEDDAHLIK SANATININ ÖZELLİKLERİ
KÖY SEYİRLİK OYUNLARI
Türk halkının binlerce yıldır düğünlerde bayramlarda, uzun kış gecelerinde ya da yılın belirli günlerinde halkın genellikle bolluk bereket sağlık ve yeni yılı karşılamak amacıyla oynadığı törensel içerikli oyunlardır. Zamanla köy hayatı içinde erimiş ve köy yaşamından unsurlarla beslenerek bugünkü biçimini almıştır. Köylü tiyatrosu, köy orta oyunu, köy temsilleri adıyla da bilinir.
KÖY SEYİRLİK OYUNLARININ ÖZELLİKLERİ
ÖNEMLİ KÖY SEYİRLİK OYUNLARI
CEMAL OYUNU: Tohumun toprağa atıldığı ilk gün veya hasat sonunda köylüler tarafından oynanan oyundur.
KOÇ KATIMI: Hayvan yavrularının, kışın soğuğa ve açlığa dayanıksız oluşlarından dolayı yavrulama zamanlarının kontrol altına alınması oyunudur. Bir tür mevsimlik bayram niteliğindedir.
DEVE YÜZÜ, KOYUN YÜZÜ OYUNU: Hayvanın anne karnında tüylenmeye başladığı günlerde oynanan köy seyirlik oyunudur.
ÇÖMÇE GELİN OYUNU: Köylülerin yağmur yağması, köyün bereketlenmesi için oynadığı oyundur.
ARAP OYUNU: Daha çok düğünlerde oynanan bir tür köy seyirlik oyunudur.
KUKLA OYUNU
Karagözden daha eski olan kuklanın; Anadolu’ya Orta Asya’dan geldiği tahmin edilmektedir.
KUKLA OYUNUNUN ÖZELLİKLERİ
İBİŞ: kurnaz, hazır cevap, gözü açık, dilbaz bir karakterdir. Oyunda gerçek adı “Sadık” olmasına rağmen İbiş adı ile çağrılır. Farklı oyunlarda Tombul, Fıstık, Durmuş gibi isimler alır. Oyunda söz ve hareketleri ile komediyi sağlar.
İHTİYAR: Zengin insanı temsil eder. Oyunlarda İbiş’in efendisi, patronu rolündedir.
Bunların dışında sıradan insanı temsil eden Efe, Yahudi, Laz, Kötü, Cadaloz gibi belli yönleri ile ön plana çıkarılan tipler de vardır.
GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU İLE MODERN TİYATRO ARASINDAKİ FARKLAR
| |
GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU | MODERN TÜRK TİYATROSU |
Teknoloji kullanılmaz. | Teknoloji kullanılır. |
Provasızdır. Ön hazırlık yoktur. | Ön hazırlık çalışması vardır. |
Tamamen doğaçlamadır. | Yazılı bir metin vardır. |
Amatördür. | Profesyoneldir. |
Kadın oyuncu yoktur. Zenne vardır. | Kadın oyunculara yer verilir. |
Günümüzdeki sahne, perde ve dekor yoktur. | Sahne, perde ve dekor vardır. |
Kişiler genellikle tiptir. | Çeşitli karakterler ve tipler olabilir. |
Şive, ağız taklitleri ve yanlış anlamalar önemli yer tutar. | Konuya göre dil ve üslup kullanılır. |
Daha çok halk çevresinde ortaya çıkmıştır. | Şehirli ve aydın çevresinde ortaya çıkmıştır. |
Güldürü ögesi ön plandadır. | Her türlü dramatik ögeye yer verilir. |
Usta-çırak geleneği ile öğrenilir ve yaşatılır. | Tiyatro okulları ve kursları bulunur. |
Karagöz, orta oyunu, meddah, kukla, köy seyirlik gibi türleri vardır. | Trajedi, komedi, dram gibi türleri vardır. |
KARAGÖZ OYUNU, ORTA OYUNU VE MEDDAH KARŞILAŞTIRILMASI | ||
KARAGÖZ | MEDDAH | ORTA OYUNU |
Beyaz bir perdeye ışık yansıtılmasıyla düzenlenen bir sahnede sergilenir. | Sahne olmaksızın bir topluluk karşısında anlatıma dayanır. Dekor kullanılmaz. | “Palanga” adı verilen bir meydan da “yenidünya” denilen bezsiz bir paravan, ve “dükkan” denilen bir kafeste halkın önünde oynanır. |
Müzik kullanılır.
| Müziksiz gerçekleştirilir. | Müzik kullanılır. |
Belli tipler vardır. Güldürü unsurları Hacivat ve Karagöz adlı iki tipin yanlış anlamasına dayandırılır.
| Meddahın anlattığı hikayedeki tipler, onun taklidiyle canlanır ve bu tipler değişebilir. Sürükleyici bir olay vardır.
| Belirli tipler vardır. Güldürü unsurları Kavuklu ve Pişekar adlı iki tipin yanlış anlamasına dayandırılır. |
Bir kişi (hayali) tarafından ses taklidi yapılarak sahnelenir. | Tek kişi sahnede ağız taklidi yaparak oyunu sahneler. | Gerçek kişiler tarafından sahnelenir. |
Mukaddime, muhavere, fasıl, bitiş adlı dört bölümden oluşur. | Başlangıç, açıklama, senaryo ve bitiş olmak üzere dört bölümden oluşur. | Mukaddime, muhavere, fasıl, bitiş adlı dört bölümden oluşur. |
Doğaçlamadır. | Doğaçlamadır. | Doğaçlamadır. |
Yazılı bir metne bağlı kalınmaz. | Yazılı bir metne bağlı kalınmaz. | Yazılı bir metne bağlı kalınmaz. |
Ses taklitlerine ve şivelere yer verilmiştir. | Ses taklitlerine ve şivelere yer verilmiştir | Ses taklitlerine ve şivelere yer verilmiştir. |
Geleneksel Türk tiyatrosu türlerindendir. | Geleneksel Türk tiyatrosu türlerindendir. | Geleneksel Türk tiyatrosu türlerindendir. |
Sözlü geleneğe bağlı olarak gelişmiştir. | Sözlü geleneğe bağlı olarak gelişmiştir. | Sözlü geleneğe bağlı olarak gelişmiştir. |
TÜRK EDEBİYATINDA TİYATRO
Eserin Konusu: Batılı tutum ve davranışı, kılık ve kıyafetiyle pek sevilmeyen, eğitimli olmasına rağmen saf bir yapıya sahip Şair Müştak Bey, sevdiği Kumru Hanımla, kılavuz ve yenge hanımlar aracılığıyla evlenmiştir. Nikah sonrasında kendisiyle evlendirilen kişinin, Kumru Hanımın çirkin ve yaşlı ablası Sakine Hanım olduğunu görünce önce bayılır sonra itiraz eder. Mahallelinin de işe karışmasıyla başına gelenleri kabul etme mecburiyetinde kalan Müştak Beyin imdadına arkadaşı Hikmet Bey yetişir. Hikmet Beyin mahalle imamına verdiği rüşvetle olay çözülür, yapılan hile sonuçsuz kalır. Sonunda muradına eren Müştak Bey Kumru Hanıma kavuşur. Ancak Hikmet Efendi birbirleriyle görüşmeden evlenmeye kalkmanın sonucunun kötü olacağını söyler. Müştak Beyin aklı başına gelir.
Eserin Konusu: Gönüllü olarak orduya katılan İslam Bey, uzaktan sevmekte olduğu Zekiye ile vedalaşır. Sonradan Zekiye’nin de kendisine büyük aşkla bağlı olduğunu öğrenir. Zekiye’nin aşkı öyle büyüktür ki ayrılığa dayanamaz ve erkek elbisesi giyerek gönüllüler takımına karışır, Silistre’ye kadar gider. Silistre’de çatışmalar şiddetlenir. Kuşatma altında kalan askerlerden İslam Bey yaralanır ve ona kendini Âdem olarak tanıtan sevdiği kız Zekiye bakar. Yaralı olan İslam Bey, bir süre sonra Abdullah Çavuş ve Zekiye ile birlikte düşman cephanesini ateşlemek üzere yola çıkarlar. Dönüşlerinde düşmanın kuşatmayı kaldırıp çekildiğini görürler. Kumandan Sıtkı Bey’in ise Zekiye’nin öz babası olduğunu öğrenirler. Eserin sonunda savaş kazanılmış ve İslam Bey’le Zekiye’nin düğünleri yapılmıştır.
Tanzimat’ın birinci döneminde özellikleri
KONU İLE İLGİLİ ÇIKMIŞ SORU ÖRNEKLERİ
webgrid.co.uköz oyunuyla ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) Giriş, muhavere, fasıl ve bitiş olmak üzere dört bölümü vardır.
B) Tuzsuz Deli Bekir; zengin, mirasyedi, çıtkırıldım bir tiptir ve İstanbul ağzıyla konuşur.
C) Kastamonulu, Rumelili, Bolulu gibi İstanbul’a iş aramaya gelmiş veya meslek edinmiş, yerleşmiş taşralı Türk tipleri vardır.
D) Yardak, Karagözcünün isteği doğrultusunda, perde gazelleri, şarkılar, türküler okur, tef çalar.
E) Çelebi, Frenk ve Zenne önemli tipler arasında yer alır.
I. Orta oyunu
II. Meddah
III. Trajedi
IV. Destan
webgrid.co.uk
webgrid.co.ukıdakilerden hangileri geleneksel Türk anlatıları arasında yer alan türlerden değildir?
A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve III. D) ve V. E) IV. ve V.
3. Aşağıdakilerin hangisi Karagöz oyununun özelliklerinden biri değildir?
A) Ciddi ve ağırbaşlı bir hava taşıma
B) Müzikten yararlanma
C) Usta-çırak geleneği içinde sürdürülme
D) Tiplerin aynı kişi tarafından seslendirilmesi
E) Değişik ağız ve ses taklitlerine dayanma
4 .Orta oyunuyla ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Erkekler tarafından canlandırılan kadın tipine “Zenne” adı verilir.
B) Başoyuncu, okumuş, orta sınıf şehirliyi temsil eden “Kavuklu”dur.
C) Herhangi bir metne bağlı kalınmadan doğaçlama olarak oynanır.
D) “Fasıl” oyunun asıl konusunun işlendiği bölümdür.
E) “Balama” ve “Frenk” oyuncu tiplerindendir.
EDEBİYAT ÖĞRETMENİ
EMRAH UYSAL
Ana madde: Orta oyunu
Orta oyunu, müzik, dans, taklit gibi unsurlardan da yararlanarak seyircinin ortasında oynanan doğaçlama oyunlardır. yüzyılın ikinci yarısından itibaren "Orta Oyunu" adı kullanılsa da ilk örnekleri ile var oluşunun daha öncelere dayandığı düşünülür.[21] "Meydan-ı sühan" (söz oyunu) olarak da bilinen orta oyunu, kimi zaman açık havada, kimi zaman kapalı mekanda, "Palanga" adı verilen seyirciyle çevrili bir alanda oynanır. Oyun musiki ile açılır, dramatik temsilden önce köçekler veya curcunabazlar eşliğinde iki başkarakter Kavuklu ve Pişekar olmak üzere tüm oyuncuların katıldığı bir dans gösterisi, sonrasında asıl oyun başlar. Asıl oyun; Giriş, Muhavere (Söyleşme), Fasıl ve Bitiş bölümlerinden oluşur. Özel dekora, kusursuz ışıklandırmaya ve teferruatlı aksesuarlara ihtiyaç duyulmadan sahnelenir; seyircinin hayal gücü sahne plastiğinden beklenenleri tamamlar.[21] yüzyılda Kavuklu Hamdi, Küçük Ismail, Abdürrezzak Abdi Efendi gibi ustalar eliyle geliştirilmiştir.[22] Batı Tiyatrosu etkisi ile Ortaoyunu sahnelere taşınmış ve tulûat tiyatrosuna dönüşmüştür.
gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede