Gördesli makbule ile ilgili bilgiler

Gördesli Makbule Ile Ilgili Bilgiler

gördesli makbule ile ilgili bilgiler

Kurtuluş Döneminde Türk Kadınının Destanı 
Tarih boyunca Türk kadını, hayatın her safhasında erkeğinin yanında yer alarak sorumlulukları paylaşmıştır. Kurtuluş Savaşında vermiş olduğu büyük mücadelede erkeği ile omuz omuza yerini almış, düşmana karşı silahı ile savaşarak, cepheye mermi taşıyarak, yaralı askerleri tedavi ederek, silah ve giyecek imal ederek, vatanın kurtuluşunda ve bugünlere ulaşmamızda hak sahibi olmuştur.
Ayrıca Türk kadınının, Çanakkale’de askeri, ekonomik, sosyal, kültürel alanlarda göstermiş olduğu faaliyetler; Milli Mücadele döneminde daha aktif rol üstlenmesine zemin hazırlamış ve Yeni Türk Devleti’nin yapılandırılması sürecinde de kadının, toplumun tamamlayıcı, birleştirici, dinamik ve modern unsuru olmasında etkili olmuştur.


Özellikle Anadolu kadınları, Kurtuluş Savaşı’nda Türk kadınını emsalsiz bir yüceliğe yükseltmiştir. Bu kahraman Türk kadınlarından biri de gencecik yaşında Milli Mücadelede eşi Halil Efe ile birlikte dağlara çıkan, işgalci Yunan kuvvetlerine karşı silahlı mücadele veren ve bir çatışmada şehit düşen Makbule Hanım'dır. 


Kurtuluş Savaşı'nın en çetin zamanları
1919'da başlayan Yunan işgali, Manisa'ya, Salihli'ye, oradan Gördes'e kadar ilerler. Temmuz 1920'de Gördes'e saldırılsa da, savaş'ın en şiddetli geçtiği yerlerden biri olan bu beldeye, en büyük zarar, bir yıl sonrasında Mayıs 1921'de verilir.

 
Kınalı Kuzu Gördesli Makbule Hanım
Ve o sıralarda bir düğün vardır. Gördesli Makbule Hanım ile Halil Efe'nin düğünü. Gördes, işgal altında olduğundan, sade bir düğünle Demirci'de evlenirler. Fakat ne yazık ki evlilikleri, kurtuluş mücadelesinin gölgesinde, kısa sürecektir.


Evliliklerinin ilk aylarında Halil Efe, milli mücadeleye katılmak için eşinden gizli hazırlıklar yapar. Fakat Makbule Hanım durumu anlar. Yine de eşine bir şeyler belli etmez ama bir yandan içi rahat değildir. Eşi, düşman işgaline karşı koyacakken, eli kolu bağlı şekilde evde oturacak olmaya gönlü razı gelmez. Bu düşünce bir ok gibi saplanır yüreğine.
Kocası Halil Efe düşmanla savaşmak isterken, Makbule Hanım’da durmadı. O, çocukluğundan beri bugünler için yetiştirilmiş bir asker gibiydi. Arkadaşları ona: "Asker Makbule" derdi. Silâh kullanmayı ve ata binmeyi de öğrenmişti. Birinci Dünya Savaşı'nda babasını, Yemen Savaşı'nda da ağabeyini şehit veren Makbule'yi annesi büyütmüştü. Bütün bunlar Makbule'yi bu mücadeleye her anlamda hazır hale getirmişti.


Makbule Hanım Milli Mücadeleye katılmak istediğini kocasına söyleyemez. Bu yüzden kocası Milli Mücadeleye katılmak için evden çıkar çıkmaz, hazırlanıp arkasından gizlice onu takip eder. Halil Efe arkadaşlarının yanına geldiğinde Makbule Hanım’da çalıların arasına gizlenmiştir. Çalıların yaptığı sesten dolayı fark edilen Makbule Hanım, kocası Halil Efe’nin tüm ısrarlarına rağmen geri dönmek istememiş ve Milli Mücadeleye katılmak istediğini ve düşmana karşı çarpışmak istediğini belirtmiştir. Halil Efe ve diğer efeler ikna olmasa da en sonunda efelerin komutanı Kaymakam İbrahim Ethem Bey’e ağlayan gözlerle, bu manevi değeri yüksek müdafaadan mahrum kalmak istemediğini söyler. Makbule Hanım'ın kararlılığını gören İbrahim Ethem Bey kendisine bir şans tanır ve aralarına alır.

 

Gözü Pek, Yüreği Cesur
Makbule Hanım, her baskında yanına, elinden hiç ayırmadığı Japon filintasını alır, düşmandan ele geçirdiği doru atına biner, müfrezenin artçısı olarak birliğin gerisindeki yeri alırdı. Ata, efelerin çoğundan daha iyi biner, tehlike anında silahı herkesten önce o ateşlerdi. Akıncı kollarıyla beraber Demirci, Gördes, Simav ve Sındırgı dağlarında dolaşan Makbule Hanım, en ümitsiz zamanlarda bile efeleri cesaretlendirir ve her çarpışmada kahramanca savaşırdı. Kocasıyla beraber iki defa pusuya düşürüldü, fakat bunlardan ustaca sıyrılmasını bildi. Güvemdere muharebesinin kazanılmasında, kahramanlığıyla büyük rol oynadı. Bozulup çekilen müfrezeleri yüreklendirip, onların düşmana yeniden taarruz etmelerini sağladı.
Makbule Hanım’ın Şahadeti


Efelerin yerlerini tespit eden düşman birlikleri hazırlıksız yakaladıkları kuvvetleri ateşe tutarlar. Çatışma oldukça sert geçer ve iki taraf da zayiat verir. Çatışmanın durup düşman birliklerinin geri çekilmesi üzerine Efeler bulundukları siperlerden çıkıp Makbule Hanım'ı ararlar. Ancak ne sağ kalanlar arasında, ne de şehit olan efeler arasında göremezler. Az ileride düşman ölülerinin olduğu yere baktıklarında ise, yerde boylu boyunca yatan şehit olmuş Makbule Hanım'ı görürler. Tarihler 17 Mart 1922 yılını göstermektedir.


İbrahim Ethem Bey hatıralarında: "Uzaktan gelen bir kurşun Makbule'yi şehit etti. " der. Efeler, daha yirmisinde Rabb'ine kavuşan Makbule'yi, Sındırgı, Gördes ve Demirci üçgeninde kalan Koca Yayla mevkiinde, kanlı elbiseleriyle, gözyaşları içinde defnettiler. Defin merasimini İbrahim Ethem Bey şu şekilde anlatmaktadır: Defnederken bütün etraf çocuk gibi ağlıyordu. Nasıl ağlanmaz ki 22 yaşından da genç Gördes kızımın gür ve kumral saçları başından ileriye uzanmış, zalim düşman kurşununun akıttığı beyni, bu uzun saçlar üzerine bir nur gibi akmış, hayata doymak değil, hayatın zevkini henüz yeni tatmaya başlamış ve görmüş, gözleri yarı açık, süzgün ve ağlar bir vaziyette. Bu ilahi manzara, bu levha-i hazin ve matem karşısında ağlamamak mümkün mü? Evvela Türklük, Türk kadınlığı, saniyen, Gördes Salisen Ailesi, Makbule Hanım’la ne kadar iftihar etse azdır. Öyle ümit ediyorum ki şu kadının namı hatıra-i millete unutulmaz.


78 Yıl Sonra Aralanan Sır
Halil Efe, eşi Makbule Hanım’ın aziz naşını bilinmeyen bir yere (Yunanlıların eline geçmemesi amacıyla) gizlice defnetmiş ve kabir yeri bir sır gibi saklanmıştır. Şehit Makbule Hanım’ın mezar yerinin nerede olduğu konusu tam 78 yıl bir sır olarak kaldıktan sonra Haziran 2000’de zamanın Balıkesir Ordu Donatım Okulu Komutanı Tüm General Kâmil Erdal Sipahinin ve merhum İbrahim Ethem Akıncı’nın oğlu Burhan Cahit Akıncı’nın gayret ve teşvikleri ve Balıkesir Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi okutmanı Zekeriya Özdemir’in çalışmaları sonucunda, Harlak Deresinde Dereçatı mevkiinde bulunmuştur. Mezarın bulunmasıyla beraber Gördes Belediyesi de mezarın trafında çevre düzenleme çalışmaları yapmıştır.

 

Gördesli Makbule

   Anadolu kadınları, Kurtuluş Savaşı’nda Türk kadınını emsalsiz bir yüceliğe yükseltmiştir. Bu kahraman Türk kadınlarından biri de gencecik yaşında Milli Mücadelede eşi Halil Efe ile birlikte dağlara çıkan, işgalci Yunan kuvvetlerine karşı silahlı mücadele veren ve bir çatışmada şehit düşen Makbule Hanım'dır. 

   1919'da başlayan Yunan işgali, Manisa'ya, Salihli'ye, oradan Gördes'e kadar ilerler. Temmuz 1920'de Gördes'e saldırılsa da, savaş'ın en şiddetli geçtiği yerlerden biri olan bu beldeye, en büyük zarar, bir yıl sonrasında Mayıs 1921'de verilir.  

Kınalı kuzu Gördesli Makbule Hanım

   Ve o sıralarda bir düğün vardır. Gördesli Makbule Hanım ile Halil Efe'nin düğünü. Gördes, işgal altında olduğundan, sade bir düğünle Demirci'de evlenirler. Fakat ne yazık ki evlilikleri, kurtuluş mücadelesinin gölgesinde, kısa sürecektir.

Gördesli Makbule

  Evliliklerinin ilk aylarında Halil Efe, milli mücadeleye katılmak için eşinden gizli hazırlıklar yapar. Fakat Makbule Hanım durumu anlar. Yine de eşine bir şeyler belli etmez ama bir yandan içi rahat değildir. Eşi, düşman işgaline karşı koyacakken, eli kolu bağlı şekilde evde oturacak olmaya gönlü razı gelmez. Bu düşünce bir ok gibi saplanır yüreğine.

   Kocası Halil Efe düşmanla savaşmak isterken, Makbule Hanım’da durmadı. O, çocukluğundan beri bugünler için yetiştirilmiş bir asker gibiydi. Arkadaşları ona: "Asker Makbule" derdi. Silâh kullanmayı ve ata binmeyi de öğrenmişti. Birinci Dünya Savaşı'nda babasını, Yemen Savaşı'nda da ağabeyini şehit veren Makbule'yi annesi büyütmüştü. Bütün bunlar Makbule'yi bu mücadeleye her anlamda hazır hale getirmişti.

   Makbule Hanım Milli Mücadeleye katılmak istediğini kocasına söyleyemez. Bu yüzden kocası Milli Mücadeleye katılmak için evden çıkar çıkmaz, hazırlanıp arkasından gizlice onu takip eder. Halil Efe arkadaşlarının yanına geldiğinde Makbule Hanım’da çalıların arasına gizlenmiştir. Çalıların yaptığı sesten dolayı fark edilen Makbule Hanım, kocası Halil Efe’nin tüm ısrarlarına rağmen geri dönmek istememiş ve Milli Mücadeleye katılmak istediğini ve düşmana karşı çarpışmak istediğini belirtmiştir. Halil Efe ve diğer efeler ikna olmasa da en sonunda efelerin komutanı Kaymakam İbrahim Ethem Bey’e ağlayan gözlerle, bu manevi değeri yüksek müdafaadan mahrum kalmak istemediğini söyler. Makbule Hanım'ın kararlılığını gören İbrahim Ethem Bey kendisine bir şans tanır ve aralarına alır.

Gözü pek, yüreği cesur

   Makbule Hanım, her baskında yanına, elinden hiç ayırmadığı Japon filintasını alır, düşmandan ele geçirdiği doru atına biner, müfrezenin artçısı olarak birliğin gerisindeki yeri alırdı. Ata, efelerin çoğundan daha iyi biner, tehlike anında silahı herkesten önce o ateşlerdi. Akıncı kollarıyla beraber Demirci, Gördes, Simav ve Sındırgı dağlarında dolaşan Makbule Hanım, en ümitsiz zamanlarda bile efeleri cesaretlendirir ve her çarpışmada kahramanca savaşırdı. Kocasıyla beraber iki defa pusuya düşürüldü, fakat bunlardan ustaca sıyrılmasını bildi. Güvemdere muharebesinin kazanılmasında, kahramanlığıyla büyük rol oynadı. Bozulup çekilen müfrezeleri yüreklendirip, onların düşmana yeniden taarruz etmelerini sağladı.

Makbule Hanım’ın Şahadeti

Gördesli Makbule

  Efelerin yerlerini tespit eden düşman birlikleri hazırlıksız yakaladıkları kuvvetleri ateşe tutarlar. Çatışma oldukça sert geçer ve iki taraf da zayiat verir. Çatışmanın durup düşman birliklerinin geri çekilmesi üzerine Efeler bulundukları siperlerden çıkıp Makbule Hanım'ı ararlar. Ancak ne sağ kalanlar arasında, ne de şehit olan efeler arasında göremezler. Az ileride düşman ölülerinin olduğu yere baktıklarında ise, yerde boylu boyunca yatan şehit olmuş Makbule Hanım'ı görürler. Tarihler 17 Mart 1922 yılını göstermektedir.

   İbrahim Ethem Bey hatıralarında: "Uzaktan gelen bir kurşun Makbule'yi şehit etti. " der. Efeler, daha yirmisinde Rabb'ine kavuşan Makbule'yi, Sındırgı, Gördes ve Demirci üçgeninde kalan Koca Yayla mevkiinde, kanlı elbiseleriyle, gözyaşları içinde defnettiler. Defin merasimini İbrahim Ethem Bey şu şekilde anlatmaktadır: Defnederken bütün etraf çocuk gibi ağlıyordu. Nasıl ağlanmaz ki 22 yaşından da genç Gördes kızımın gür ve kumral saçları başından ileriye uzanmış, zalim düşman kurşununun akıttığı beyni, bu uzun saçlar üzerine bir nur gibi akmış, hayata doymak değil, hayatın zevkini henüz yeni tatmaya başlamış ve görmüş, gözleri yarı açık, süzgün ve ağlar bir vaziyette. Bu ilahi manzara, bu levha-i hazin ve matem karşısında ağlamamak mümkün mü? Evvela Türklük, Türk kadınlığı, saniyen, Gördes Salisen Ailesi, Makbule Hanım’la ne kadar iftihar etse azdır. Öyle ümit ediyorum ki şu kadının namı hatıra-i millete unutulmaz.

78 yıl sonra aralanan sır

   Halil Efe, eşi Makbule Hanım’ın aziz naşını bilinmeyen bir yere ( Yunanların eline geçmemesi amacıyla ) gizlice defnetmiş ve kabir yeri bir sır gibi saklanmıştır. Şehit Makbule Hanım’ın mezar yerinin nerede olduğu konusu tam 78 yıl bir sır olarak kaldıktan sonra Haziran 2000’de zamanın Balıkesir Ordu Donatım Okulu Komutanı Tüm General Kâmil Erdal Sipahinin ve merhum İbrahim Ethem Akıncı’nın oğlu Burhan Cahit Akıncı’nın gayret ve teşvikleri ve Balıkesir Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi okutmanı Zekeriya Özdemir’in çalışmaları sonucunda, Harlak Deresinde Dereçatı mevkiinde bulunmuştur. Mezarın bulunmasıyla beraber Gördes Belediyesi de mezarın trafında çevre düzenleme çalışmaları yapmıştır.

 

Gördesli Makbule Hanım kimdir? Hangi cephelerde savaşmıştır?

Gördesli Makbule Hanım adını İzmir ve çevresini işgal eden Yunanlılarla yapılan savaş esnasında duyurmuştur.

Gördesli Makbule Kimdir?

1902 yılında Manisa’nın Gördes ilçesinde dünyaya gelen Makbule Hanım, daha bir yıllık evli iken eşinin yanında Kuvay-i Milliye''ye katılmıştır. 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunan ordusunun İzmir''i işgal ederek Batı Anadolu''ya kadar ilerlemesi sonrasında 7 Kasım 1921 tarihinde eşi Halil Efe ile Türk direniş çetelerine katılmıştır.

Yunan kuvvetleriyle çıkan çatışmalarda yer alan Gördesli Makbule Hanım, Yunanlılar akarya Muharebesi''ni kaybederek Afyon mevzilerine çekildikleri sırada bir taraftan da Halil Efe''nin Gördes-Sındırgı-Akhisar bölgesinde faaliyet gösteren çetesinin saldırılarını karşılıyordu.

Şahinkaya Köyü ve Akkocalı Köyü civarındaki Kocayayla mevkinde, baskınında geri çekilen silah arkadaşlarına cesaret vermek için öne atılınca başından vurularak 17 Mayıs 1922 tarihinde şehit olmuştur. Hatırasını yaşatmak üzere ismi Türkiye genelinde birçok yapı, ilkokul ve ortaokula verilmiştir.

Gördesli Makbule hangi cephelerde savaşmıştır?

Kurtuluş Savaşı’nın binlerce kadın kahramanlarından biri olan Gördesli Makbule Hanım. daha 19 yaşında iken Yunan askerleri tarafından şehit edilmiştir. Kurtuluş Savaşı esnasında İzmir’in savunması için Yunan askeri ile savaşmıştır.

Gördes'in kızı Makbule Hanım, şehadetinin 100. yılında anılıyor

Milli Mücadele Dönemi'nde Manisa, Kütahya ve Balıkesir hattında düşmana karşı oluşturulan Kuvayımilliye hareketine katılan ve 17 Mart 1922'de girdiği çatışmada 20 yaşında şehit düşen Makbule Hanım'ın hatırası, memleketi Manisa'nın Gördes ilçesinde yaşatılıyor.

Gördes'te 1902'de dünyaya gelen Makbule Hanım, Birinci Dünya Savaşı'nda babası ve ağabeyini şehit verdi. Annesi tarafından büyütülen Makbule Hanım, küçük yaşta silah kullanmayı ve at binmeyi öğrenmesi nedeniyle çevresinde "Asker Makbule" olarak anıldı.

Usturumcalı Halil Efe ile evlenen Makbule Hanım'ın evliliği, kurtuluş mücadelesinin gölgesinde geçti. Eşi Halil Efe'nin, yaklaşan düşmana karşı, Milli Mücadeleye katılmak için gizli hazırlık yaptığını anlayan Makbule Hanım, evde oturmaya razı olmadı.

Milli Mücadele'ye katılmak üzere evden çıkan eşi Halil Efe'yi gizlice takip eden Makbule Hanım, durumu fark eden eşinin ısrarlarına rağmen evine dönmedi. Demirci Akıncılar Teşkilatı komutanlığını yapan Kaymakam İbrahim Ethem Bey, vatan müdafaasından mahrum kalmak istemediğini gözyaşları içinde anlatan genç kadına izin verdi. Böylece Makbule Hanım, atı ve tüfeğiyle Akıncılar müfrezesinin neferlerinden biri oldu.

Akıncılarla Demirci, Gördes, Simav ve Sındırgı dağlarında dolaşan Makbule Hanım, birçok çarpışmada kahramanca savaştı. "Güvemdere Muharebesi"nin kazanılmasında büyük rol oynayan, zaman zaman morali bozulan Akıncıları yüreklendiren Makbule Hanım, 17 Mart 1922'de Kocayayla mevkisinde bir çatışmada şehit düştü. Cenazesi, düşmanın eline geçmemesi için gizlice toprağa verildi.

12. Müfreze kumandanlığını yapan eşi Halil Efe ise eşinin şehadetinden 2 ay sonra, düşman kuvvetlerine yönelik taarruzda şehit düştü.

Makbule Hanım'ın mezarı, vefatından 78 yıl sonra, o dönem Balıkesir Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi'nde okutman olan Zekeriya Özdemir’in çalışmaları sonucunda, Sındırgı ilçesinden geçen Harlak Deresi üzerindeki Dereçatı mevkisinde bulundu.

"Türklük ve Türk kadınlığı Makbule Hanım'la ne kadar iftihar etse azdır"

Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Kaymakam İbrahim Ethem Bey, hatıratında, ömrünün baharında vatan için şehit düşen yiğit kadını şu sözlerle anlattı:

"Kendisi siyah pantolon, ceket ve uzun bir manto giyer, ayağında daima çizme ve başında da siyah başlık ve daima örtülü olup, yalnız gözleri meydanda bulunurdu. Kısa bir Japon filintası taşır ve düşmandan itinam olunmuş güzel bir doru at biner ve daima müfrezenin dümdarı olarak kalırdı... Uzaktan gelen bir kurşun Makbule'yi şehit etti... Defnederken bütün etraf çocuk gibi ağlıyordu. Nasıl ağlanmaz ki 22 yaşından da genç kızımın gür ve kumral saçları başından ileriye uzanmış, zalim düşman kurşununun akıttığı beyni, bu uzun saçlar üzerine bir nur gibi akmış, hayata doymak değil, hayatın zevkini henüz yeni tatmaya başlamış ve görmüş, gözleri yarı açık, süzgün ve ağlar bir vaziyette... Bu ilahi manzara, bu levha-i hazin ve matem karşısında ağlamamak mümkün mü? Evvela Türklük, Türk kadınlığı, saniyen Gördes, salisen ailesi, Makbule Hanım'la ne kadar iftihar etse azdır. Öyle ümit ediyorum ki şu kadının namı, hatıra-i millette unutulmaz."

"Gördes Kızı", "Gördesli Makbule" ve "Makbule Efe" gibi adlarla anılan Makbule Hanım'ın ismi, Gördes'teki meydan, okul ve caddelere ismi verildi. Mezarının bulunduğu yer de şehitliğe dönüştürüldü.

"Şehadetinin 100. yılında daha etkin bir şekilde anlatacağız"

Gördes Belediye Başkanı Muhammet Akyol, AA muhabirine, Gördesli şehit Makbule Hanım ve beraberindeki kahramanların, düşmana karşı eşi görülmemiş bir mücadele ortaya koyduğunu ifade etti.

Gördesli Şehit Makbule Hanım'ın hatırasını adına yakışır şekilde yaşatmaya büyük özen gösterdiklerini söyleyen Akyol, onu 17 Mart'ta bir kez daha rahmet ve minnetle anacaklarını dile getirdi.

Makbule Hanım'ı 17 Mart Perşembe günü, şehadetinin 100. yılı sebebiyle yurt genelinde daha etkin bir şekilde anlatmak istediklerini belirten Akyol, "Gördesli Makbule Hanım'ın şehadetinin 100. yılı sebebiyle yaklaşık 1 yıldır ilçemizde hazırlıklar yapıyoruz. Bununla ilgili bir tiyatro oyunu yazıldı. Bu oyunu Gördes'te Manisa'mızın diğer ilçelerinde ve diğer illerde bu tiyatro gösterimini gerçekleştireceğiz. Yaşadığı topraklar olan Gördes'te ve kabrinin bulunduğu Sındırgı'da yapacağımız programa herkesi bekliyoruz." diye konuştu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Yüzüncü Yılında MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE MANİSA (Gölmarmara-Gördes-Kırkağaç-Köprübaşı-Kula) Cilt: 3 Editörler Prof.Dr. Nurettin GÜLMEZ – Doç.Dr. Nejdet BİLGİ Ankara ‐ 2020 Yüzüncü Yılında MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE MANİSA (Gölmarmara-Gördes-Kırkağaç-Köprübaşı-Kula) Cilt: 3 Editörler Prof.Dr. Nurettin GÜLMEZ – Doç.Dr. Nejdet BİLGİ Basım Tarihi: 1. Baskı Aralık 2020‐Ankara Kapak Resmi: ALBERT‐KAHN koleksiyonu ISBN: 978‐625‐7254‐32‐8 (3.Cilt) ISBN: 978‐625‐7254‐29‐8 (Tk) Genel Yayın Yönetmeni Cuma AĞCA Kapak Tasarım/Sayfa Düzeni Biçer YILDIRIM Baskı & Cilt Berikan Ofset Matbaa / Y.Mahalle‐Gersan/ANKARA Matbaa Sertifika No: 47109 BERİKAN YAYINEVİ Kültür Mahallesi, Kızılırmak Cad. Gonca Apt. No: 61/6 Çankaya‐Kızılay/ANKARA Tel: (0312) 232 62 18 Fax: (0312) 232 14 99 ANKARA © Bu Kitabın Tüm Hakları Yazarlarına ve Yayıncısına Aittir. İÇİNDEKİLER SUNUŞ............................................................................................................XI EDİTÖRLERDEN .........................................................................................XIII GÖLMARMARA MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE GÖLMARMARA Meltem ÖNDER Giriş ...................................................................................................................................3 1. Gölmarmara’nın İşgaline Doğru ......................................................................7 2. Gölmarmara’nın İşgali .........................................................................................11 3. İşgal Karşısında Gölmarmara ...........................................................................14 4. Gölmarmara Gözlemleri .....................................................................................19 5. Gölmarmara’nın Kurtuluşu ...............................................................................22 Sonuç .................................................................................................................................23 Kaynakça .........................................................................................................................24 GÖLMARMARA’DA İŞGAL VE KURTULUŞ DÖNEMİ ANILARI Meltem ÖNDER Giriş ...................................................................................................................................29 1. Özgen Barutçuoğlu ile Görüşme .....................................................................29 2. Ayfer Barutçuoğlu ile Görüşme .......................................................................33 3. Hayriye Bostancı ile Görüşme ..........................................................................34 4. Sevgi Coşkun ile Görüşme ..................................................................................36 5. Mahiye Karabulut’un Anlattıkları ..................................................................37 Sonuç .................................................................................................................................38 Kaynakça .........................................................................................................................39 III GÖRDES MİLLİ MÜCADELE’DE GÖRDES Celal METİN Giriş ...................................................................................................................................43 1. Milli Mücadele Başlarken Gördes ...................................................................47 2. Gördes’te Milli Örgütlenme ve Kuva-yı Milliye ........................................49 3. Balıkesir ve Alaşehir Kongrelerinde Gördes Delegeleri ......................56 4. Yunan Genel Taarruzu (22 Haziran 1920) ve Gördes’in İlk İşgali (14 Temmuz 1920) .......................................................59 5. Akıncılar Bölgesinde Gördes: Liva Merkezi Olması Fikri, Üçüncü İşgali ve Yakılması .................................................................................63 6. İşgal Altında Gördes: Sakarya’dan Büyük Taarruza Gördes Çevresinde Akıncılar .............................................................................73 7. Gördes’te Yunan Mezalimi .................................................................................90 8. Gördes’in Kurtuluşu (5 Eylül 1922) ..............................................................93 Sonuç Yerine .................................................................................................................96 Kaynakça .........................................................................................................................99 TOPLUMSAL HAFIZADA “KURTULUŞ SAVAŞINDA GÖRDES”: NİCEL BİR DURUM DEĞERLENDİRMESİ Celal METİN Giriş ...................................................................................................................................103 1. Çalışmanın Araçsal Bileşenleri Olan “Toplumsal Hafıza” ve “Kurtuluş Savaşı’nda Gördes” ............................................................................104 2. Çalışmanın Materyal Toplama Biçimi ve Uygulama Yöntemi .................................................................................................109 3. Alanda Toplanan Çalışma Bulgularının Değerlendirilmesi ...............111 Sonuç ve Öneriler ........................................................................................................116 Kaynakça .........................................................................................................................118 IV GÖRDES’İN ŞEHİT KIZI: MAKBULE Şayan ULUSAN Giriş ...................................................................................................................................121 1. Manisa’nın İşgali .....................................................................................................122 2. Gördes’in İşgali ........................................................................................................123 3. Gördesli Makbule ...................................................................................................124 4. Vefatı ............................................................................................................................131 5. Kabrinin Yeri Meselesi ........................................................................................135 Sonuç .................................................................................................................................135 Kaynaklar ........................................................................................................................137 KIRKAĞAÇ MİLLİ MÜCADELE’DE KIRKAĞAÇ Kübra ASLAN Giriş ...................................................................................................................................141 1. İşgal Öncesi Kırkağaç ve Sivil Direniş ..........................................................144 2. İzmir İşgali Sonrası Kırkağaç ve Sivil Direniş ...........................................145 3. Cephelerin Oluşumu .............................................................................................154 4. Kongrelerde Kırkağaç ..........................................................................................159 a. Balıkesir Kongresi (27 -28 Haziran – 12 Temmuz 1919) ............159 b. Balıkesir Kongresi (26-31 Temmuz 1919) .........................................159 c. Balıkesir Kongresi (16-22 Eylül 1919) ..................................................161 d. Balıkesir Kongresi (19-29 Kasım 1919) ...............................................161 e. Balıkesir Kongresi (10-23 Mart 1920) ..................................................163 5. Kırkağaç’ın İşgali – Harta Savaşı .....................................................................165 6. İşgal Altında Kırkağaç ..........................................................................................170 a. İşgal Sonrası İdare Meselesi .......................................................................170 b. İşgal Sonrası Tutuklamalar-Mezalim .....................................................172 c. Kırkağaç’ta Akıncıların Mücadelesi .........................................................177 7. Kurtuluş ......................................................................................................................181 Sonuç .................................................................................................................................185 Kaynakça .........................................................................................................................186 V KIRKAĞAÇ’TA MİLLİ MÜCADELE HATIRALARI Şaban ÇETİN Giriş ...................................................................................................................................193 1. Hayri Baldemir ........................................................................................................193 2. Cemil Baldemir ........................................................................................................193 3. Sadullah Baldemir .................................................................................................194 4. Mustafa Sert ..............................................................................................................194 5. Emin Sert ....................................................................................................................195 6. Meftun Tekin ............................................................................................................195 7. Muammer Kalkan ...................................................................................................195 8- Enver Kayakökoğlu ..............................................................................................196 9. Mehmet Emekci ......................................................................................................196 10. Mehmet Karapınar ..............................................................................................196 11. Mehmet Tarlacı ....................................................................................................196 12. Cavit Çelik ...............................................................................................................197 13. Muharrem Çelik ...................................................................................................197 14. Emin Gümüş ...........................................................................................................198 15. Mehmet Ali Girgin ...............................................................................................198 16. Recep Tor ................................................................................................................198 17. İzzettin Efe ..............................................................................................................199 18. Süriye Karaman ....................................................................................................199 19. Refik Şahin ..............................................................................................................200 20. İsmini vermeyen bir vatandaş ......................................................................200 21. Mustafa Andıç .......................................................................................................200 22. Mehmet Yasa .........................................................................................................201 23. Lütfü Törüsel .........................................................................................................201 24. Mehmet Keskin .....................................................................................................201 25. Mehmet Turangür ...............................................................................................201 26. Cavit Ekin ................................................................................................................202 27. Süleyman Köse .....................................................................................................202 28. Hüseyin Demirci ..................................................................................................203 Sonuç .................................................................................................................................203 Kaynak Kişiler ..............................................................................................................204 VI KIRKAĞAÇLI MEHMET EMİN EFENDİ Adem BUDAK Giriş ...................................................................................................................................205 1. Kırkağaçlı Mehmet Emin Efendi .....................................................................205 2. Kırkağaç'ta Kuva-yı Milliye ve Mehmet Emin Efendi ...........................208 3. Balıkesir Kongreleri ve Mehmet Emin Efendi ..........................................215 4. Cephede Gelişmeler ve Mehmet Emin Bey ................................................221 5. Ahmet Anzavur Ayaklanması ve Mehmet Emin Efendi'nin Şehadeti ................................................................................................226 Kaynakça .........................................................................................................................233 MİLLİ MÜCADELE KAHRAMANLARINDAN SAÇLI MUSTAFA EFE Kübra ASLAN Giriş ...................................................................................................................................235 1. Ailesi ve Kişiliği .......................................................................................................236 2. Dağa Çıkışı .................................................................................................................240 3. Saçlı Efe’nin Direnişteki Rolü ...........................................................................243 4. Akıncılara Katılmadan Önceki Çarpışmaları .............................................251 5. Akıncı Birliklerinde Yer Alması .......................................................................256 6. Akıncı Birlikleri ile Katıldığı Çarpışmalar ..................................................261 7. Kurtuluş’tan Sonraki Hayatı .............................................................................273 Sonuç .................................................................................................................................279 Kaynakça .........................................................................................................................280 KÖPRÜBAŞI MİLLİ MÜCADELEDE KÖPRÜBAŞI (ESKİ BORLU) İsmail OĞUZ Giriş ...................................................................................................................................285 1. Mondros Mütarekesi’nden Sonra Köprübaşı (Eski Borlu) .................287 VII 2. Millî Mücadelede Köprübaşı (Eski Borlu) Havalisi ................................289 3. Balıkesir, Alaşehir Kongreleri ve Köprübaşı Çevresi ............................289 4. Kuva-yı Milliye ve Köprübaşı Çevresi ..........................................................290 5. Köprübaşı’nın (Eski Borlu’nun) İşgali .........................................................291 6. Çiftlik Köyü Müsademesi ....................................................................................293 7. Köprübaşı’nın (Eski Borlu’nun) Kurtuluşu (30 Ağustos 1922) .......297 Sonuç .................................................................................................................................301 Kaynaklar ........................................................................................................................302 KÖPRÜBAŞI’NDA MİLLİ MÜCADELE ANILARI Şaban ÇETİN Giriş ...................................................................................................................................307 1. Emin Aslan ................................................................................................................307 2. Mustafa Yıldırım .....................................................................................................307 3. Muammer Özcan ....................................................................................................308 4. Halit Demir ................................................................................................................309 5. Gökhan Yalmaz ........................................................................................................309 6. Mehmet Ali Yıldız ...................................................................................................309 7. Mehmet Cin ...............................................................................................................309 8. Hüseyin Karahallı ...................................................................................................311 9. Reşit Karaboğa ........................................................................................................311 10. Hüsamettin Çelik .................................................................................................311 11. Saime Çetin .............................................................................................................312 12. Mustafa Yılmaz .....................................................................................................312 13. İbrahim Çiçek ........................................................................................................313 14. Ümit Ünlü ................................................................................................................313 15. Aydın Yaren ............................................................................................................314 Sonuç .................................................................................................................................314 Kaynak Kişiler ..............................................................................................................315 VIII KULA MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE KULA Nurettin GÜLMEZ Giriş ...................................................................................................................................319 1. İzmir’in İşgali Sonrası Kula ...............................................................................324 2. Kula’da Milli Cemiyetler .....................................................................................327 3. Kula’da Kuva-yı Milliye Kurma Çabaları .....................................................335 4. İzmir’in İşgali Sonrası Ahmetli Cephesine Yardım ................................343 5. Alaşehir Kongresi ve Kula ..................................................................................344 6. İzmir’in İşgali Sonrası Kula’da İdari Durum .............................................350 7. 22 Haziran 1920 Yunan Genel Taarruzu ....................................................355 8. Kula’nın İşgali ..........................................................................................................358 9. İşgal Yıllarında Kula ..............................................................................................365 10. Demirci Akıncıları ve Kula ..............................................................................372 11. Kulalı Mehmet Efe (Şabanoğlu/ Yabaayak Mehmet Efe) .................380 12. İhsanoğlu Mehmet Efe (Essanoğlu Mehmet Efe) .................................384 13. Kula’nın Kurtuluşu .............................................................................................391 14. Kula’nın Yakılmaması .......................................................................................393 15. Kula’nın Kurtulmasından Sonra Çevredeki Harekât ..........................395 16. Kula’da Yunan Zulmü ........................................................................................402 17. Kula ve Mustafa Kemal .....................................................................................410 18. Kula Şehitler Anıtı ...............................................................................................411 Sonuç .................................................................................................................................413 Kaynakça .........................................................................................................................417 ANILARLA VE BUGÜNE KALANLARLA KULA’DA MİLLİ MÜCADELE Nurettin GÜLMEZ Giriş ...................................................................................................................................421 1. Milli Mücadele’ye Katılanların Yirmi Dört Yıl Sonraki Hatıraları ............................................................................................421 2. Yüzyıl Sonra Hatırda Kalanlar .........................................................................435 Sonuç .................................................................................................................................466 Kaynaklar ........................................................................................................................468 IX X SUNUŞ Değerli Okur, Manisa Büyükşehir Belediyesi olarak Milli Mücadele döneminde Manisa ve ilçelerinin durumunu gözler önüne seren, o dönemin işgal güçlerinin gazeteleri, Türk gazeteleri, bilgi ve belgelerinin toplandığı böyle önemli bir eserin ortaya çıkmasına katkı sağladığımız için duyduğum mutluluğu ifade ederek, yazıma giriş yapmak istiyorum. Birbirinden kıymetli hocalarımızın uzun ve yorucu çalışmasının sonucunda ortaya çıkan bu önemli çalışma, gerek Manisa ile ilgili araştırma konusu olan akademisyenlere gerek de Manisa’nın yakın tarihi ile ilgili bilgi sahibi olmak isteyen her bir bireye önemli bir ışık olacaktır. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, tarihe karşı çok büyük bir ilgi duymuş, Türk tarihinin zenginliklerini ortaya çıkarmak ve Türk milletinin çok eski bir millet olduğunu kanıtlamak için Türk Tarih Kurumu’nu kurmuştur. “Geçmişini bilmeyen milletler, geleceğe yön veremez” diyen bu büyük dâhinin ışığında bizler de tarihimize ve geçmişimize önem veriyor, bunların gelecek nesillere doğru bir şekilde aktarılması noktasında özen gösteriyoruz. Milli mücadele döneminde yurt çapında yaşanan işgaller, işkenceler, zulüm ve gözyaşının içerisinde yeniden ayağa kalkmaya çalışan, direnen ve lideri öncülüğünde aydınlığa koşan büyük Türk milletinin neler yaşadığını, hangi bedelleri ödediğini ve bugünlere nasıl ve ne şekilde geldiğimizi hem bilmek hem de öğretmek başlıca sorumluluğumuzdur. Göreve geldiğimiz ilk günden beri buna önem verdik ve bu doğrultuda yapılan çalışmalara destek olduk. Neticede ortaya 4 ciltten oluşan bu güzel şaheser çıktı. Manisa’mızın geçmişine ışık tutacağına yürekten inandığım bu güzel esere hayat veren Prof. Dr. Keziban Acar Kaplan, Prof. Dr. Mevlüt Çelebi, Prof. Dr. Nurettin Gülmez, Prof. Dr. Şaduman Halıcı, Prof. Dr. Hasan Mert, Prof. Dr. Şayan Ulusan, Doç. Dr. Nejdet Bilgi, Doç. Dr. Cengiz Çakaloğlu, Doç. Dr. Celal Metin, Doç. Dr. Ömer Metin, Dr. Öğr. Üyesi Melih Akdeniz, XI Dr. Öğr. Üyesi Beral Alacı, Dr. Öğr. Üyesi Ali Galip Alçıtepe, Dr. Öğr. Üyesi İlker Mümin Çağlar, Dr. Öğr. Üyesi İsmail Oğuz, Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Tok, Dr. Öğr. Üyesi Hasan Türker, Öğr. Gör. Dr. Abdullah Doğtekin, Öğr. Gör. Dr. Mesut Özekmekçi, Öğr. Gör. Şaban Çetin, Öğr. Gör. İbrahim Şahin, Doktora Öğrencisi Samet Arıcıoğlu, Doktora Öğrencisi Adem Budak, Doktora Öğrencisi Hasancan Eralaca, Doktora Öğrencisi Göktuğ İpek, Doktora Öğrencisi Meltem Önder, Doktora Öğrencisi Sevtap Selçuk, Bilim Uzmanı Bünyamin As, Bilim Uzmanı Mehmet Gökyayla, Bilim Uzmanı Furkan Vural, Yüksek Lisans Öğrencisi Kübra Aslan, Yüksek Lisans Öğrencisi Sena Cesur, Yüksek Lisans Öğrencisi Tuğçe Dilik, Yüksek Lisans Öğrencisi Gülsen Ergüven, Yüksek Lisans Öğrencisi Gökay Tunalı, Yüksek Lisans Öğrencisi Hatice Uslu, Öğretmen-Yazar Sezai Eren, Araştırmacı Rabia Akgüvenç ve Başkan Danışmanı Azmi Açıkdil’e Manisalı hemşehrilerim adına teşekkürlerimi sunuyorum. Böyle güzel bir esere destek olmaktan dolayı mutlu olduğumu ifade ediyor, yararlanacak herkese faydalı olmasını diliyorum. Cengiz ERGÜN Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı XII EDİTÖRLERDEN Bu çalışma, “100. Yılında Manisa ve Çevresinde İşgal” başlığıyla 8 Mayıs 2019 tarihinde on-on beş kadar bilim insanı ile başlamıştı. Çünkü Manisa ve çevresinin Yunan işgali altına düşüş sürecini, yüzüncü yılında değerlendirmek ve bir otokritik yapmak amacıyla yola çıkılmıştı. Buna göre 2019 yılında işgal, 2020-2021’de işgal yıllarında Manisa ve 2022 için de Manisa’nın kurtuluşu konularında çalışmalar yapma planlanmıştı. 2019 yılı çalışmalarına başlanıldığı ve hatta yazıların yavaş yavaş gelmeye başladığı bir zamanda, 8 Eylül 2019’da Türk Eğitim Sen ve Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin organize ettiği, “Manisa’nın Kurtuluşu” konulu panel gerçekleştirildi. Panelin moderatörü Cengiz Çakaloğlu, konuşmacıları Hasan Mert, Nejdet Bilgi ve Nurettin Gülmez idi. Konuşmalar sırasında Milli Mücadele döneminde Manisa ile ilgili kapsamlı bir çalışma bulunmadığına, Manisa’nın işgali, işgal yılları ve kurtuluşu konularının değerlendirilmesine ihtiyaç olduğuna vurgu yapıldı. Destek olunursa çok gecikmiş bu çalışmanın yapılabileceği, başlamış olan bir çalışmanın kapsam ve bilim insanı kadrosunun genişletilerek sonuçlandırılabileceği söylendi. Oturumun bitiminde soru cevap kısmına geçildiğinde söz isteyen Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün; “Böyle bir çalışmayı desteklemekten gurur duyarım. Siz ekibinizi kurup çalışmaya başlayın. Biz üzerimize düşen ne varsa yaparız,” dedi. Bu destek ve güven, bizleri daha geniş ve zor bir çalışmaya yönlendirdi. Büyük bir sorumluluk yükledi. Konu ile ilgili hızlı bir şekilde kadro kurma çalışmaları başladı. Yazı istek ve taahhüt formları 5 Aralık 2019’da araştırmacılara gönderildi. Kısa sürede cevaplar ve taahhüt yazıları geldi. Arkasından proje hazırlandı. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün ve editörler arasında protokol 19 Aralık 2019 tarihinde imzalandı. Protokolün imzalanmasından sonra araştırma süreci başladı. Araştırmacılara 10 Eylül 2020 tarihi yazıları göndermenin son tarihi olarak verilmişti. Arşiv başvuruları ve cevapların gelmesi beklenirken Çin’deki virüs Türkiye’ye de ulaştı. Covid-19, bütün ülkelerin hayatını alt üst ettiği gibi araştırmacıları da etkiledi. Ancak XIII kısa bir tereddütten sonra çalışmanın devam ettirilebileceğine karar verildi. Covid-19’un getirdiği zaman kaybının, araştırma süresinin uzatılarak telafi edilebileceği görüldü. Yazıların son gönderilme tarihine elli günlük ilave ile 30 Ekim 2020 tarihine uzatıldı. Yine de bazı yazıların tamamlanarak teslimi Kasım sonuna kadar sürdü. Bu arada Manisa Büyükşehir Belediye başkan Danışmanı Azmi Açıkdil, ilgisini eksik etmedi ve salgın döneminde araştırmanın devam ettirilip ettirilemeyeceğini, tamamlanıp tamamlanamayacağını sordu. Konuyu yakından takip etti. Her arama bize can ve heyecan verdi. Biz de araştırmacılara bu heyecanı aktardık. Çalışmanın güzel bir sonuca ulaşmasını umuyoruz. Projenin ortaya çıkış hikâyesinden sonra araştırmanın içeriğine bakıldığında şunlar görülebilir: Manisa ve merkez ilçeler dışında kalan 15 ilçenin hepsi için bir Milli Mücadele tarihi oluşturmak hedeflenmiştir. Çünkü bu ilçelerin bir kısmı Milli Mücadele yıllarında bir nahiye veya büyükçe bir köy durumundaydı. Saruhanlı, Gölmarmara, Sarıgöl/İnegöl, Selendi, Ahmetli ve Köprübaşı, Cumhuriyet döneminde ilçe olmuşlardı. Onlarla ilgili bilgiler de kaynaklardan satır satır yapılan taramalar sonucunda elde edildi. Manisa ve on beş ilçesinin işgal altına düşmesi, işgal yıllarında yaşananlar ve kurtuluşu ana başlıkları altında değerlendirildi. Ayrıca Milli Mücadele dönemi kahramanlarının hayatlarına yer verilmesi sağlandı. Milli Mücadele ile ilgili olarak, yüz yıl sonra hafızada kalanlar derlenmeye çalışıldı. Milli Mücadele’yi yaşayanlar, görenler, duyanlar artık aramızda yoktu. Sözlü tarih çalışmaları, maalesef daha önce yapılmamıştı. Bu yüzden yüz yıl sonra akılda kalanları toplamak ve toplumsal duyarlılık düzeyini anlamaya çalışmakla yetinmek zorunda kalındı. Milli Mücadele döneminde Manisa ve çevresinde yaşananların yabancı basına yansımaları; İtalya, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Avustralya ve Yunanistan örnekleri üzerinden incelendi. Yunanistan basınının bakış açısı ve değerlendirmeleri, bu mücadelenin karşı tarafı olması yönünden önemli idi. İngiltere, Yunanistan’ın destekçisi ya da Yunanistan İngiltere’nin tetikçisiydi. İtalya Yunan işgaline olumlu bakmayan tarafı temsil ediyordu. Çünkü kendisine vaat edilen topraklar Yunanistan’a verilmişti. ABD ve Avustralya, İngiltere’nin etkisi altında Türkiye’ye bakan yerlerdi. İşte bu çalışmada, bu ülkelerin basınının, XIV Manisa ve çevresindeki Yunan işgallerine ve Büyük Taarruz sonrası geri dönmek zorunda kalışına bakış açısı görülebilir. Proje kitaba dönüştürülürken, kullanışlı olması için dört cilt olarak düzenlendi. Öncelikli olarak 1. Cilt’te, vilayet geneliyle ilgili araştırmalar Manisa Vilayeti başlığı altında, Manisa kenti ve çevresiyle (Şehzadeler + Yunusemre) ilgili araştırmalar ise Manisa Merkez başlığı altında verildi. Diğer ilçeler, sonraki ciltlerde alfabetik sırayla yer aldı. 2. Cilt’te Ahmetli, Akhisar, Alaşehir ve Demirci ele alındı. 3. Cilt’te Gölmarmara, Gördes, Kırkağaç, Köprübaşı ve Kula incelendi. 4. Cilt’te Salihli, Sarıgöl, Saruhanlı, Selendi, Soma ve Turgutlu’ya yer verildi. Proje ekibimiz, başta Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nden olmak üzere farklı üniversite ve kurumlara mensup, geniş bir akademisyenler grubundan oluşmaktadır. Her birinin projeye katkısı ve özverisi değerlidir. Proje sürecine 38 araştırmacıyla başladık ve 38 araştırmacıyla tamamladık. Bu süreçte, iki arkadaşımız (Öğr. Gör. Şükran Oğuz ve Yüksek Lisans Öğrencisi Beliz Bayar) salgın şartları nedeniyle çalışmalarını yürütemeyeceklerini beyan ettiler. Proje yönetimi bu çalışmaları yürütmeyi üstlenen Şaban Çetin ve Sezai Eren’i projeye dahil etti. Dolayısıyla araştırmacı sayımız yine 38 olarak kaldı. Projeden ayrılmak zorunda kalan ve sonradan dahil olan arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Proje kapsamında 66 başlık belirlemiştik. Bunlardan sadece iki tanesinin (işgale katılan Yunan komutanlar ile işgale tepki ve kurtuluşa tebrikler) yazımından, veri yetersizliği veya mevcut bilgilere yeni bir şey katmayacağı değerlendirilerek vazgeçildi. Dolayısıyla, çalışmada 64 ayrı başlıkta, 64 ayrı konu işlenmektedir. Bu çalışmaya katkı koyan yazarlarımızı, özverili çalışmalarından dolayı, unvan ve alfabetik soyadı sırasına göre, ayrıca anmak isteriz: Prof. Dr. Keziban Acar Kaplan, Prof. Dr. Mevlüt Çelebi, Prof. Dr. Nurettin Gülmez, Prof. Dr. Şaduman Halıcı, Prof. Dr. Hasan Mert, Prof. Dr. Şayan Ulusan, Doç. Dr. Nejdet Bilgi, Doç. Dr. Cengiz Çakaloğlu, Doç. Dr. Celal Metin, Doç. Dr. Ömer Metin, Dr. Öğr. Üyesi Melih Akdeniz, Dr. Öğr. Üyesi Beral Alacı, Dr. Öğr. Üyesi Ali Galip Alçıtepe, Dr. Öğr. Üyesi İlker Mümin Çağlar, Dr. Öğr. Üyesi İsmail Oğuz, Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Tok, Dr. Öğr. Üyesi Hasan Türker, Öğr. Gör. Dr. Abdullah Doğtekin, Öğr. Gör. Dr. Mesut Özekmekçi, Öğr. Gör. Şaban Çetin, Öğr. Gör. İbrahim Şahin, Doktora Öğrencisi Samet Arıcıoğlu, Doktora Öğrencisi Adem Budak, Doktora Öğrencisi Göktuğ İpek, Doktora Öğrencisi Meltem Önder, Doktora XV Öğrencisi Sevtap Selçuk, Bilim Uzmanı Bünyamin As, Bilim Uzmanı Mehmet Gökyayla, Bilim Uzmanı Furkan Vural, Yüksek Lisans Öğrencisi Kübra Aslan, Yüksek Lisans Öğrencisi Sena Cesur, Yüksek Lisans Öğrencisi Tuğçe Dilik, Yüksek Lisans Öğrencisi Hasancan Eralaca, Yüksek Lisans Öğrencisi Gülsen Ergüven, Yüksek Lisans Öğrencisi Gökay Tunalı, Yüksek Lisans Öğrencisi Hatice Uslu, Öğretmen-Yazar Sezai Eren ve Araştırmacı Rabia Akgüvenç. Bu çalışma, bu değerli kadronun eseridir. Kendilerine ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Bu çalışmaya katkı yapan yazarlarımız, öncelikle akademik ilişkileri dolayısıyla Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir Demokrasi Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi’ne mensupturlar. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı ve Turgutlu Belediyesi mensubu yazarlarımız da bulunmaktadır. Dolayısıyla, yazarlarımızın bağlı olduğu veya öğrenim gördüğü kurumlara da teşekkür ediyoruz. Her çalışmada olduğu gibi, bu çalışmada da bazı eksiklikler ve eleştirilecek yönler bulunabilir. Ancak bu eser, Manisa merkez ilçeleri ve on beş ilçesinin, Milli Mücadele dönemindeki tarihini, derli toplu sunan bir çalışma olması açısından değerlidir. Temel başvuru eseri niteliğindedir. Bundan sonraki araştırmalara yön vereceği gibi, yeni araştırmaların yapılmasına da kapı aralayacaktır. Bu çalışma aynı zamanda, yazarlarının ve Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin İstiklal Savaşımızın Yüzüncü Yılı’na naçizane armağanıdır. Çalışmanın hazırlanmasında ve yayımlanmasında desteklerini esirgemeyen, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Cengiz Ergün’e ve Manisa Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı Sayın Azmi Açıkdil’e çok teşekkür ederiz. Manisa, 15.12.2020 Editörler Prof. Dr. Nurettin GÜLMEZ Doç. Dr. Nejdet BİLGİ XVI GÖRDES’İN ŞEHİT KIZI: MAKBULE Şayan ULUSAN* Giriş Türk kadınının siyasi, sosyal, ekonomik ve aile yaşamlarının içindeki etkisine bakıldığında önceki dönemlerde oldukça etkili olduğu karşımıza çıkmaktadır. Selçuklu Devleti zamanına kadar bu durum böyle devam etmiştir. Selçuklu döneminde de bu durumda bir gerileme görülmemiştir. Osmanlı dönemindeki duruma baktığımızda ise, Türk kadının statüsünde bir gerileme karşımıza çıkmaktadır. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde de kadın hakları hakkında bazı hareketler, girişimler de kendini göstermiştir. Osmanlı döneminde, Balkan ve Birinci Dünya savaşlarında Türk kadını, özellikle hasta bakıcılığı ile levazım malzemeleri tedarikçisi olarak, Milli Mücadele döneminde Türk Kadını ise kağnı üstünde sırtında cephane taşıyan cephe gerisi rolleri ile resmedilmiştir. Ancak cephe gerisinde fişek dolduran kadınımız olduğu gibi, cephe hattında muharebe eden kadın kahramanlarımız da oldukça fazladır. Osmanlı Devleti’nin son döneminde Fatma Aliye, Nezihe Muhittin gibi hanımlar cemiyetler kurarak orduya ve donanmaya lojistik destek sağlamışlar, şehit çocukları ve kadınlarına meslek kazandırmak için sanat mektepleri kurmuşlardır. Milli Mücadele döneminde ise Türk kadınlarından Halide Edip, Münevver Saime gibi hanımlar, mitinglerle Milli Mücadele'ye destek vermişlerdir. Öte yandan Fatma Seher, Kara Fatma, Tayyar Rahmiye, Gördesli Makbule, Ayşe Çavuş (Ayşe Binbaşı), Nezahat Onbaşı gibi kadınlar bizzat cephede mücadele ettikleri gibi, Milli Mücadele’nin komuta kadrosu içerisinde de yer almışlardır.1 Türkiye'nin İstiklal Harbi bir milletin ölüm kalım halinin tarihidir. Çünkü savaş sadece cephelerde değil aile ocaklarında da olmuştur. Türk * Prof. Dr., Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü. ORCID: 0000-0002-4620-547X. 1 Cemile Şahin- Mustafa Şahin, “Osmanlı Son Dönemi ile Milli Mücadele Yıllarında Türk Kadınının Sosyal, Siyasi ve Askeri Faaliyetleri”, Nevşehir Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2(2013), s. 53. 121 kadını millet bütünlüğü içinde kendi üzerine düşen vazifeleri yerine getirmiştir. Bu işgale karşı savaşan erkeğine yardımcı olan kadın cephaneyi arabasında veya sırtında taşımış, askeri giydirecek eşyaları hazırlamış, ordunun yiyeceğini sağlamış ve vatan savunmasında üzerine düşen görevi fazlasıyla yapmıştır.2 İstiklal Harbi, Türk kadınının ekonomik hayata fiilen girmesinin ötesinde politik mücadeleye de katıldığı bir dönem olmuştur. İstanbul’un işgalinden itibaren, değişik sınıflardan kadınların örgütlenmeye başladıkları, siyasi miting ve gösterilere katıldıkları, kürsüden halka seslendikleri görülmektedir. Savaş döneminde de kadınlar cephede de bilfiil görev almışlardır.3 Türk kadını İstiklal Harbi’nde milli birlik ve dayanışma ruhunun en seçkin örneğini ortaya koymuştur. Gerek cephe önünde gerekse gerisinde aktif olarak bulunan, hatta kimi yerde erkekleri yüreklendirerek direnişe çağıran ve örgütleyen kadın örnekleri, İstiklal Harbi’nde oldukça fazla görülmektedir. Nitekim, Atatürk’ün 27 Aralık 1919 tarihinde Ankara’ya gelişi Seymenler tarafından büyük bir heyecan ve tezahüratla karşılanmıştır. Karşılamada kadınlar da vardır: “Yaya Seymenlerin arkasını üç bin atlı Zeybek kıyafetli Seymenler takip ediyordu. Atlı erkekler arasında, Ertuğrul Gazi’nin alaylarında bulunan Bacı Erenler bölükleri gibi kadın amazonlar da vardı. Bilhassa Karaşar Türkmenlerin elbiseleri dikkati çekiyordu.”4 1. Manisa’nın İşgali İzmir’in 15 Mayıs 1919 Perşembe sabahı Yunan askerleri tarafından işgal edilmeye başlanması üzerine, Manisa'nın da bir oldubittiyle işgalini önlemek için Manisa'daki cemiyetler, işgal ihtimaline karşı Manisa'yı savunmak üzere girişimde bulunmaya başlamıştır. Türkleri bu şekilde hareket etmeye yönelten sebep, Yunanlıların yerli Rumların da desteğiyle yaptığı zulüm, yağma ve tecavüzlerin ortaya çıkmasıdır.5 Yunanlı bir subay komutasında bir Yunan birliği 25 Mayıs 1919 günü Manisa’ya girmiştir. Bu subay doğrudan hükümet konağına giderek 2Afet İnan, Kurtuluş Savaşında Türk Kadını, TTK, Ankara, 2018, s. 2; 4. 3Şahin-Şahin, “Osmanlı Son Dönemi ile Milli Mücadele Yıllarında…”, s.61. 4 İnci Enginün-Müjgan Cunbur-Cahide Özdemir, Milli Mücadele’de Türk Kadını, Cumhuriyet’in 60. Yıldönümü Yayınları, Ankara, 1983, s.7. 5 Mevlüt, Çelebi, "Saruhan Sancağında İzmir'in İşgaline Gösterilen Tepkiler”, Tarih İncelemeleri Dergisi, c. XX, sayı 2, Aralık 2005, s.21. 122 Mutasarrıf Hüsnü ile yarım saat görüştükten sonra ayrılmıştır. Ardından da on beşer dakika aralıklarla Yunan müfrezeleri şehre girmişlerdir. İşgal sükunetle karşılanmış ve İslam ve Hristiyan unsurlar arasında bir olay meydana gelmemiştir.6 Yunanlılar İzmir’e girdikten 10 gün sonra Manisa’yı ve birkaç gün sonra da Turgutlu’yu işgal etmişlerdir. Yunanlılar köyleri basmış, halka tacizlerde bulunmuş, çocuk, erkek, genç, yaşlı demeden öldürmüş, köyleri ateşe verip harap etmişlerdir. Yunan askerleri Manisa’yı işgal ettiklerinde başta silahlı bir direnişle karşılaşmamışlardır. Bunun en büyük sebebi Manisa Mutasarrıfı Hüsnü Bey’dir. Hüsnü Bey milli mücadeleye karşı ve Damat Ferit’in adamlarından olan bir Yunan dostuydu. Hatta Manisa halkı Hüsnü Bey’e bu tutumundan dolayı “Hüsnüyadis” lakabını takmıştır.7 2. Gördes’in İşgali İzmir’in işgali üzerine Ege’de ortaya çıkan çeteler ve Kuva-yı Milliye birlikte çalışmaya başlamış ve düşmana karşı saldırılarını arttırmaya başlamışlardır.8 Yunanlılar, 21-22 Mayıs 1921 tarihlerinde Gördes kasabasını da topa tutmak ve kundaklamak suretiyle tamamen yakmışlardır. Burada da vahşice katliamlarını sürdüren Yunanlılar, evleri ve insanları yakıp Türkleri suçlu düşürmek için zaten harap olan bir kiliseyi tahrip etmişlerdir. Güzergâhlarındaki yetmiş-seksen kadar mamur ve zengin köyü basıp halkı da soyan Yunanlılar, 600 haneli Kayacık kasabasını da tamamen yakarak çok büyük bir maddi hasara sebep olmuşlardır.9 25 Mayıs 1919 tarihinde bir Yunan birliğinin Manisa'yı işgal etmesi üzerine, 1919 yılının Temmuz ayı sonlarında Gördes Kuva-yı Milliye Teşkilatı, Hacı Musa oğlu Namık Efendi tarafından kurulmuştur. Yanındaki çalışma arkadaşları ve idare heyeti üyeleri ise, Hacı Ethem Bey, 6 Çağatay Uluçay- İbrahim Gökçen, Manisa Tarihi, Manisa Halkevi Yayınları, İstanbul 1939, s. 66. Kamil Su, Manisa ve Yöresinde İşgal Acıları, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1986, s. 19-20’de Manisa’nın 26 Mayıs’ta işgal edildiği yazmaktadır. 7 Şeyma Özelmacı- Uğur Çakır, “Kadın Kahramanlarımızdan Bir Milis; Gördesli Makbule”, Takvim-i Vekayi, c.7, No.1, 2019, s.8. 8 Yücel Özkaya, “Kuvâ-yı Milliye”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, c. VIII, Temmuz 1992, sayı: 24, s. 463. 9 Salim Gökçen, “Milli Mücadele’de Yunan İşgallerinin Genel Karakteri”, Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, yıl. 12, sayı 23, Bahar 2016, s.106-107. 123 Topalağalar'dan Tevfik Efendi, Nasuhoğlu Mustafa Efendi, Yurdoğlu İbrahim Efendi, Alanyalı Bekir Efendi ve Mehmet Şevket Efendi'lerdir. Bu Kuva-yı Milliyecilerin gayret, teşvik ve çalışmaları ile sivil savunma hazırlıklarına başlanmış, önce Gördes'in içinde ve Gördeslilerden oluşan 200 kişilik "Muzaheret Bölüğü", adından da hazır birlik halinde bir kuvvet oluşturulmuştur. Sonra da yavaş yavaş ve bir kısmı Gördes kaynaklı çeteler Gördes ve çevresinde oluşmaya başlamıştır. Bu çeteler, Saçlı Efe, Sarı Mehmet Efe, Halil Efe ve Ali Bey çeteleridir. Manisa'nın işgali sırasında silahını alıp birkaç arkadaşı ile önce Balıkesir'e, oradan da Gördes'e gelen Parti Pehlivan çetesi de Gördes ve çevresinde oluşan çete gruplarındandır.10 Gördesli Makbule Hanım da bu müfrezede yer almıştır. Ocak 1921 sonrası artık Parti Pehlivan ve Halil Efe 1922 yazının başlangıcına kadar, bu döneme Makbule Hanım da dahil olmak üzere, Kuva-yı Seyyare'nin sona ermesinden sonra İbrahim Ethem ile tek efe teşkilatı, tek gayri nizami birliğimiz olarak faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Türk gerillası olarak faaliyetlerini bağımsız olarak fakat düşmana en çok zayiat ve sıkıntı veren birlik şeklinde çalışmışlardır.11 3. Gördesli Makbule Türk İstiklâl Harbi’nin kadın kahraman ve şehitlerinden birisi de Gördesli Makbule Hanım’dır.12 Makbule hanım Gördes’in tanınmış ailelerinden Ağustolar (Ali Ustalar)’dandır. Makbule Hanım’ın annesinin adı Zeliha, babasının adı da Abdullah’tır. Makbule Hanım'ın doğum tarihi Zekeriya Yurdoğlu'nun tespitlerine göre, 1902'dir. Ancak Makbule Hanım'ın akrabası olan Mehmet Bülent Ertem'e göre bu tarih 1901'dir.13 Makbule Hanım'ın çocukluğuna dair şu bilgiler mevcuttur: "Gördes'in eski mahallelerinden birinde zamana meydan okumaya kararlı bir ev vardı. Her yıl olduğu gibi o yılda Gördes'te kış çok soğuk ve rüzgarlı geçiyordu. Kışların işte çok soğuk geçtiği bir yılda Gördes'te Cuma mahallesindeki bu evde nur topu gibi bir kız çocuğu sessizliği bozarak 10 Handan Berber, “Gördes’in Kınalı Efesi: Makbule Hanım”, Türk Dünyasında Kadın Algısı, (ed: Şayan Ulusan-Shurubu Kayhan), c.1, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Yayınları, Manisa, 2016, s. 361. 11 Yurdun Güvenen, “Gördes'te İstiklal Harbi Kronolojik İzahlar-18", Gördes Müstakil Bölge Gazetesi, 4 Temmuz 2016, s.11. 12 Gördesli Makbule’nin hayatı romanlara konu olmuştur. Bkz, Suat Turgut, Ege’nin Kınalı Efesi, Gördesli Makbule, 2023 yayıncılık, İstanbul, (tarihsiz). 13 Berber, “Gördes’in Kınalı Efesi: Makbule Hanım”, s.363. 124 dünyaya geldi. Ev halkı yine bir erkek evladı bekliyordu. İlk çocukları oğlan olmuş, küçük yaşta ölmüş ondan sonra sırayla Asım ve İbrahim dünyaya gelmişler. ‘Evladın en hayırlısı Allah katında makbuldür’ anlayışıyla kızın adını kabul olmuş, beğenilmiş anlamına gelen ‘Makbule’ koymuşlardır.”14 Gördesli Makbule Makbule, II. Abdülhamit devrinde zor ve güç, kıtlıklarla dolu bir yılda dünyaya geldi. I. Dünya Savaşı’na girilmiş, seferberlik ilan edilmişti. Herkeste bir ümitsizlik, durgunluk, ağıt ve tufan hüküm sürmekteydi. Herkesin dilinde kahramanlık türküleri vardı. İşte Makbule hep bu kahramanlık türküleri ve ağıtların içinde büyümüştü. Makbule büyürken hep vatan, savaş türküleri ve öyküleri dinlemiştir. Babası Makbule'yi bir erkek çocuk kadar çevik ve kuvvetli olması için onu çeşitli işlere göndermiş, ara sıra da tarla işlerine giderken Makbule'ye at hazırlamasını ve atın eğer takımlarını ata bağlamasını öğretmiştir. Hatta Gördes'in batısındaki Cevizli Vadi’deki tarlalarına gittikleri zaman av tüfeğiyle atış talimleri yapmışlardır. Hatta 14 İbrahim Çiçek, Gördesli Mücahide Makbule ve Silah Arkadaşları, Salihli Belediyesi Kültür Yayınları, Salihli, 1998, s. 24-25. 125 arkadaşlarıyla oynarken bile savaş oyunları oynadığı için ona "asker Makbule" adını takmışlardı.15 Böylece Makbule en ağır koşullara katlanma ve zorlukların üstesinden gelebilme yollarını bulabilmesi için bir nevi hazırlanmaktaydı. Makbule’nin, eşi olacak olan Halil Efe ile ilk karşılaşması ise Gördes'te bir düğünde olmuştur. Halil Efe Makbule'yi görür görmez âşık olmuştur. Makbule de Halil Efe'yi kalabalık içinden seçmiş ve o an birbirlerine bağlanmışlardır.16 Ancak Mehmet Bülent Ertem, Makbule ile Halil Efe'nin düğünde de bir araya geldikleri bilgisini doğrulamakla birlikte, ilk olarak çeşme başında karşılaştıklarını belirtmektedir. Nitekim Mustafa Yıldırım’da "Ulus Dağına Düşen Ateş" isimli belgesel romanında Halil Efe ile Makbule'nin ilk karşılaşmalarını şöyle nakletmektedir: "Halil Efe ve akıncılardan Kürt Ali, görev için gittikleri, Gördes'e varmak üzereyken bir çeşmenin başında biraz dinlenmek için dururlar. Çeşmenin başında bir atlı vardır ve gelenlere hiç aldırış etmez. Halil Efe, omzunda kısa namlulu Japon filintası asılı, koyu siyah kalpaklı atlıyı ürkütmemeye özen göstererek ona yumuşak bir sesle selam verir. Selamına karşılık gelmeyince, sesini yükselterek "Arkadaş! Gördes'ten misin?" diye sorar. Kara kalpaklı genç elindeki dizginleri yukarı çekerek yalaktan ayırdığı atının başını Gördes yönüne döndürür. At bu ani çekiştirmeyle, ön ayaklarını hafif kaldırıp koşmaya hazırlanmıştır ki sahibi dizginlere asılır ve onu arka ayaklarının çevresinde iki kez döndürür. Halil Efe, bu atlıya bakakalmıştır: Geniş alnı, hafif çatık ince uzun kaşlarla bitmektedir. Kalpağın altından bir tutam kumral saç şakağına doğru kıvrılmaktadır. Uzun kirpiklerinin arasında ışıltılı ela gözleri vardır. Sanki o ince dudaklar buğday rengi yüze hoş bir hava vermiş, dudaklarının iki yanındaki gamzeler yüzüne belli belirsiz bir gülücük kondurmuştur. Halil Efe, atın kişnemesiyle kendine gelir, yüzü kıpkırmızı olur ve "Kusura kalma! Giyimine kuşamına aldandık da seni er kişi sandık" der zorlukla. Makbule, kendisine sert ve ürkünç bir çalım vermek için atının üstünde kasılır; ince dudakları aralanır ve beyaz dişleri parıldar. Gözlerini kısıp Efe'yi aşağıdan yukarı süzdükten sonra dizginlere asılır ve alaycı bir 15 Çiçek, Gördesli Mücahide Makbule ve, s. 25-28. 16 Çiçek, Gördesli Mücahide Makbule ve, s. 31. 126 gülüşe dönüşen tiz bir sesle: "Bir daha bilmeden konuşmazsın gayri Halil Efe" diye bağırır. Atlı, Gördes'e doğru dört nala uzaklaşırken Halil Efe donup kalmıştır: "Demek ki beni biliyormuş bu kız" diye söylenir. Ocak ayının o soğuk öğleden sonrasında kapılıp kaldığı hüznün, yalnızlığın yerini önce bir şaşkınlık, sonra da vücuduna yayılan bir sıcaklık almıştır... Arkadaşı Kürt Ali'ye "kimdir bu kız, bilir misin?" diye sorar ve ondan Usta Aliler'in Abdullah'ın kızı Makbule olduğunu öğrenir. Aslında Halil Efe'nin asıl öğrenmek istediği Makbule'nin sahipli olup olmadığıdır ancak bu düşüncesini şimdilik kendisine saklar..."17 İbrahim Ethem Bey 29 Mart 1921 tarihinde günlük rapor defterine şu notu düşmüştür: "Parti Pehlivan Ağa ve Usturumcalı Halil Efe kumandasında kurulan iki müfreze keşif yapmak üzere, Kula'ya ve Salihli'nin Adala Nahiyesi yönlerine doğru, sabah saat yedide atlı olarak gönderildiler..." İbrahim Ethem Bey, defterine bu notu düşerken, bir yandan da pencereden atlıların uzaklaşmasını seyretmektedir. Tam o esnada atı yedeğinde gezinen al yazmalı genç bir kız gözüne çarpar. Genç kız, başını arada bir Salihli yoluna çevirip bakmaktadır. İşte o an İbrahim Ethem Bey, Halil Efe'nin niçin fikir değiştirdiğini anlar ve "demek ki Halil Efe'nin yüreğindeki külleri eşeleyen kız bu kızmış" diyerek kendi kendine gülümser... İbrahim Ethem Bey işte o an artık emin olmuştur; Halil Efe kovulsa da artık buralardan gidemeyecektir...”18 Bu arada, Gördes'in yanması hadisesinden sonra, Parti Pehlivan'ın eşi Hatice, Makbule'deki değişikliği fark ederek onu Halil Efe ile başgöz etmek niyetine girmiştir. Her ne kadar aile büyükleri etraf düşman kaynıyorken düğün derneği uygun görmeseler de, İbrahim Ethem Bey ve Parti Pehlivan Demirci'ye döndüklerinde Makbule'yi istemeye gitmiştir ve Halil Efe ile Makbule nişanlanmışlardır. 7 Temmuz 1921 tarihinde ise, Demirci'de Kaymakam’ın evinin avlusunda, az bir konuk eşliğinde düğün yapılmıştır. Makbule Hanım, Halil Efe ile evlendikten sonra daha 21 günlük evli iken, bazı kaynaklarda 2 aylık evli olduğu yazılmaktadır, 17 Berber, “Gördes’in Kınalı Efesi: Makbule Hanım”, s.363-364. 18 Berber, “Gördes’in Kınalı Efesi: Makbule Hanım”, s.365; Makbule Hanım ile Halil Efe’nin düğün tarihi olarak 1921 yılı Mayıs ayının sonları tarihi de verilmektedir. Bkz: Çiçek, Gördesli Mücahide Makbule ve, s. 34. 127 İbrahim Ethem Bey komutasındaki Akıncı Birlikleri'ne katılmıştır.19 11 Temmuz 1921 tarihinde Yunan Kuvvetlerinin Eskişehir, Kütahya, Afyon hatlarından saldırıya geçtiği öğrenilince halk Ankara'nın düşmek üzere olduğunu düşünmeye başlamıştır. Gördes civarına Yunanlıların tekrar geldiği haberi de ulaşınca İbrahim Ethem Bey komutasındaki Akıncı Birlikleri derhal harekete geçmiştir. Düşmanı durduracak kuvvetleri az olduğu için, düşmanı dağların arasında dolaştırıp yorarak pusuya düşürmenin planını yaparlar. 6 Ağustos 1921 tarihinde, Akıncı Müfrezeleri yanlarına kadınlarını da alarak yola koyulmuşlardır. Ayrı yönlerden giderek Simav ilçesinin batısındaki Kocakır yaylasında toplanma kararı almışlardır. Ancak, Yunanlıların onları aradığı haberi gelince hemen dağlara çekilme kararı alınır ve iki kola ayrılırlar. Bir grup jandarma, Parti Pehlivan, Halil Efe, Hacı Veli ve Kulalı Mehmet Efe, İbrahim Ethem Bey ile kalacaklar, İsmet Bey, Kasabalı Ali Bey, Borlu Nahiye Müdürü Zihni Bey, Mülazım Kutsi Efendi, Doktor Cevdet ve Sıhhiyeci Tahsin, Süvari Yüzbaşı Kemal Bey'in kumandasında olacaklardır. Bir hafta sonra, Simav yakınlarında, Kocakır'da buluşmak için gayret edilecektir. Ancak İbrahim Ethem Bey, kadınlarla dolaşmanın zor olacağı düşüncesinde olduğu için, onları geride bırakmak niyetindedir. Parti Pehlivan'la Halil Efe'ye bu düşüncesini iletir. Ancak Makbule'yi ikna etmeleri epey güç olacaktır. Çünkü Makbule kalıp düşman eline düşeceğine dağlarda ölmeyi yeğlemektedir. Üstelik akıncıların çoğundan daha iyi at binmekte, attığını da vurmaktadır. Her ne kadar Halil Efe ile Parti Pehlivan konuyla ilgili tartışmışlarsa da sonuçta Makbule'nin de gelmesi konusunda mutabık kalmışlardır. Çünkü Makbule'nin gözlerinde "tüm acılı kadınların bakışlarını" görmüşlerdir. İbrahim Ethem Bey anılarında Makbule için; "Pusuda düşman eline geçmesi gibi vahim bir ihtimal olduğundan, bunu dikkate alarak birçok mahallerde kendisini istirahate bırakmak istedik ve hatta tehdit ettik ise de muvaffak olamadık. Hatta baskından bir gece evvel kendisini ikna için çok çalıştık, zevci ile Pehlivan çok tazyik yapmışlardı ancak biçare yanıma ağlayarak geldi ve "ben kalmayacağım, nerede siz ölürseniz ben de orada öleceğim; piyade yürüyeceğim, karlar içinde, çamurlar içinde yatacağım 19 Berber, “Gördes’in Kınalı Efesi: Makbule Hanım”, s. 366; Teoman Ergül, Kurtuluş Savaşında Manisa (1919-1922), Manisa Kültür Sanat Kurumu Yayını, İzmir, 1991, s.252-253. 128 fakat ayrılmayacağım, beni tazyik etmesinler, isterlerse öldürsünler. Ben kalıp ta düşman eline düşmektense, dağlarda ölmek benim için hayırlıdır. Bunun için söyle beni bırakmasınlar" dediğini ifade etmektedir. Makbule Hanım'ın Ailesi (1925): (soldan sağa) Ön sıra: 1. Hatice, 2. Abdullah, 4. İrfan Usta, 5. Mukbil Ertem. Orta sıra: 1. Ziba Hanım, 2. Zeliha Hanım (Şehit Makbule Hanım'ın annesi), 3. Hatice Hanım (Hakkı Bey'in kızı), 4. Pakize Hanım (Hacıpaşaların Mehmet Bey'in eşi). Arka sıra: 2. İbrahim Ertem (Şehit Makbule Hanım'ın kardeşi), 3. Şerife Ertem (Asım Ertem'in eşi), 4. Asım Ertem (üniformalı, Şehit Makbule Hanım'ın ağabeyi)20 Bunun üzerine İbrahim Ethem Bey, istemeyerek de olsa Makbule’nin kalmasına razı olmuştur. Çünkü bu Türk kadının akıncılara zararı dokunmamakla birlikte, bilakis sırtında filintası, ayağında çizmesi, zeki, çevik, dayanıklı hali ile akıncılara cesurlukta örnek olmaktadır. 20 Süleyman Sami İlker, Gördes, Eskiden Yeniye, İkinci Meşrutiyet'ten 1970'lere Fotoğraflar, Manisa Büyükşehir Belediyesi, Manisa, 2016, s. 110. 129 İbrahim Ethem Bey'e göre Makbule, kocasına düşkün olduğu kadar memleketine de düşkündü. Memleketi düşman elinden kurtuluncaya kadar akıncıların yanından ayrılmayacağına yemin etmişti. İyi silah kullanıyordu, tehlike zamanlarında en evvel silahı eline aldığı çok zaman görülürdü. Akıncılar, birbirini dürterek ateş altındaki Makbule'nin cesaretini gösterirlerdi. En tehlikeli zamanlarda bazı şaşıran ve telaş gösteren erat ile alay eder, yorulmuş veya meyus gözükenlerin yüreklerine güç, destek verirdi. O, Türk kızı olduğunu hiçbir zaman unutmamıştı. Kendisine herhangi bir yerde kalması ve dağ hayatının güçlüğünden, düşman eline geçmesi endişesinden bahsederek artık bir yerde istirahat edip sonucu beklemesi söylendiği ve hatta tehdit edildiği zaman kızmış, ağlamış, bağırmış, kendisinin Türk erkeklerinden farkı olmadığını, yurdu için kocasının yanında öleceğini, düşman eline ancak ölüsünün geçeceğini anlatarak İbrahim Ethem Bey'i ikna etmiştir. Dolayısıyla akıncılarla birlikte gelmesinde herhangi bir mahsur yoktu. Makbule'nin de tekrar müfrezeye katılmasıyla, 16 Aralık 1921'in gecesinde Söğütlü köyüne varmışlardır. Kürende'ye vardıklarında düşmanla bir çatışma olmuş ve çatışmada Simavlı Cafer, Simav Jandarma Komutanı Yusuf Çavuş, Balya hakiminin oğlu Tahsin ve Şaban ile Hüseyin adlarındaki arkadaşları şehit olmuştur. Bu arada Halil Efe, Makbule’nin çatışmada gösterdiği çabaya şaşırmış, "Sen olmayaydın Makbule... Sen olmayaydın... Bu işi mümkünatı yok beceremezdik. Bilmem ki, ben senin inadını mı sevdim... İyi ki bize katılmışsın..." demişti. Makbule ise "bu bizim sevdamız, aynen dedikleri gibi, sevdanın en karası herhalde" diye cevap vermişti.21 Makbule Hanım siyah pantolon ve uzun bir manto, ayağına da çizme giyerdi. Başında da siyah bir başlık yüzü daima örtülü olup, yalnız gözleri görünürdü. Kısa bir Japon filintası taşımakta, güzel bir doru ata biner ve daima müfrezesinin artçısı olarak kalırdı. Çoğu kişiden daha iyi ata binerdi. Kocasıyla beraber bir iki defa pusuya düşmüş ancak metanetini kaybetmemiştir. Hatta endişe duyanlara da cesaret örneği 21 Berber, “Gördes’in Kınalı Efesi: Makbule Hanım”, s. 366-367; Çiçek, Gördesli Mücahide Makbule ve, s. 40; 42-45. 130 olmuştur.22 O, gözü pek ve çevik bir Türk kadınıydı. Attığı hiçbir kurşunu boşa harcamıyordu.23 4. Vefatı Akıncılar, Akhisar'a ve Seydan Dağı'na bakan Kocayayla'ya varmışlar ve ardından Kocayayla baskınında 6 şehit, 3 esir vermişler ve 14 tane de hayvan kaybetmişlerdi. Düşmana ise 21 ölü ve birçok yaralı verdirilmişti. Ancak bütün bunların üstünde Akıncı müfrezelerini yasa boğan biri vardı. O da akıncıların peşini bırakmayan Makbule idi.24 Makbule Hanım, daha bir yıllık evli iken eşinin yanında Milli Mücadele’ye katılmıştır. 16 Mart 1922’de geri çekilen askerleri kınayarak, Akhisar- Sındırgı hududunda Kocayayla’daki savaşta askerlere cesaret vermek için hızla öne atılınca Yunanlılar tarafından başından vurularak şehit düşmüştür.25 Henüz 20/21 yaşındaki Makbule Hanım'ın şehit düştüğü yakınlarına bildirildiği gibi, 35/5 numara ve 31 Mayıs 1338/1922 tarihli, İbrahim Ethem imzalı harp raporunun 21. maddesinde de şu şekilde açıklanmaktadır: "Diyebilirim ki, ırzını, canını muhafaza edebilenler, sırf dağlara iltica ve firar edenlerdir. Bütün dağlar şimdi düşman mezaliminden firar edenlerle doludur; hatta Türklük ve Müslümanlık’ın kutsiyyet ve ulviyyetini düşmana göstermek ve namusunu muhafaza eylemek için bir çok kadınlar ellerinde silah, müfrezelerle çalışmaktadırlar. Şehit Halil Efe'nin ailesi Makbule Hanım, zevci gibi, birkaç müsademeye girmiş ve Kocayayla muharebesinde ihraz-ı rütbe-i şahadet eylemiştir.”26 Makbule Hanım'ın nasıl şehit olduğuna dair kaynaklarda farklı bilgiler bulunmaktadır. 22 Fevziye Abdullah Tansel, Kurtuluş Savaşında Kadın Askerlerimiz, Cumhuriyet, İstanbul 2001, s. 78; Mustafa Tarakçı, Milli Mücadele ve Mücadeleci Kadınlar, Başlık Yayın, İstanbul, 2008, s. 156; Çiçek, Gördesli Mücahide Makbule ve, s. 69-70; Bedriye Aksakal, Manisalı Kadınlar, Manisa, 2000, s. 38. 23 Özelmacı-Çakır, “Kadın Kahramanlarımızdan Bir Milis;, s.16. 24 Berber, “Gördes’in Kınalı Efesi: Makbule Hanım”, s. 368. 25 Tülin İçli, “Atatürk ve Türk Kadını”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, cilt: IX, Kasım 1992, sayı: 25, s.68; Şahin-Şahin, “Osmanlı Son Dönemi ile Milli Mücadele Yıllarında…”, s. 67; Makbule Hanım’ın şehit olduğu tarih ile ilgili olarak Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece sabaha karşı bilgisi de vardır. Bkz: Çiçek, Gördesli Mücahide Makbule ve, s. 57; 75. 26 Tansel, Kurtuluş Savaşında Kadın Askerlerimiz, s. 79. 131 Balıkesir'de yayımlanmakta olan Adalet Gazetesi'nde yer alan Yunan resmi tebliğinde, Kocayayla'da eşkıyanın dağıtıldığı, Halil Efe'nin eşinin de ölüler arasında bulunduğu bildirilmektedir. Makbule Hanım'ın Ailesi (1959): (Soldan sağa) 1. Hamide (Bülent Ertem'in annesi), 2. Zehra (Asım Ertem'in kızı), 3. Levent Ertem, 4. Mehmet ve Bülent Ertem (sünnet çocukları), 5. Şerife (Asım Ertem'in hanımı, önde beyaz örtülü), 6. Nazan (çocuk), 7. Asım Ertem (arkada, Makbule Hanım'ın ağabeyi), 8. Mukbil Ertem(çocukların babası, Asım Bey'in oğlu), 9. Zeliha Hanım (Makbule Hanım'ın annesi, sağda siyah zarlı)27 Makbule Hanım ile aynı müfrezede olan Salihli’nin Torunlu köyünden Kürt Ali lakaplı Ali Yıldırım, Makbule’nin kurtulması imkânsız bir düşman çemberi içinde kaldığını görünce namusuna zarar gelmesin, düşman ırzına geçmesin düşüncesiyle onu uzaktan attıkları bir mermi ile kendilerinin öldürdüğünü belirtmektedir. Çetecilikte bir sır olan bu olayı İbrahim Çiçek, Ali Yıldırım’ın kendisine anlattığını ifade etmektedir. 27 İlker, Gördes, Eskiden Yeniye, s. 110. 132 Bu konuya dair Akıncı Müfrezesi kumandanı İbrahim Ethem Bey, “uzaktan gelen bir kurşun Makbule’yi şehit etti” demektedir. Yine Makbule’nin Kocayayla'ya yakın Çamlıtepe'de dört hasta erle bırakıldığı, atların bakımıyla görevlendirildiği, çetelerin geri çekilmesini kınadığı, silahı alıp önlerine düştüğü, bu sırada başından vurularak şehit olduğuna dair bilgiler de vardır. Yine Makbule'nin Kocayayla'daki bir çatışmada askerlere cesaret vermek için öne atıldığı ve bu yüzden şehit düştüğü ifade edilmektedir. Hatta düşman askerlerinin giderek çoğalması ve kuşatmanın daralması üzerine İbrahim Ethem Bey, “-Çekiliyoruz! Makbule’yi kollayın! demiştir. Ancak çarpışarak çekilirken Makbule onları fark etmediğinden vurularak şehit olduğu belirtilmektedir. Makbule Hanım alnından aldığı bir düşman kurşunuyla şehit olduğu da ifade edilmektedir. Makbule'nin ayağında külot pantolonu, kısa mantosu, kısa çizmeleri ve başında börkü ile tam bir "Türk Amazonu" olduğu da belirtilmektedir. Makbule'nin Akıncılar içindeki tek kadın olduğu ve ileriye gidildiği zaman öncü, geriye gidildiği zaman da artçı olduğunun da altını çizilmektedir.28 Makbule Hanım'la ilgili asılsız bir rivayet de vardır. Buna göre düşmana esir olmaması için Makbule Hanım eşi Halil Efe tarafından öldürülmüştür. Bu rivayet, Akıncılar arasında konuşulmuş ve tartışılmıştır. Ancak Halil Efe buna yanaşmamış, yapmamıştır. Zaten Makbule Hanım'ın düşman tarafından nerede ve nasıl şehit edildiği ve o sırada eşi Halil Efe'nin başka bir yerde görevde bulunduğu kesin olarak bilinmektedir. Keza, Makbule Hanım'ın akrabası olan Mehmet Bülent Ertem de bu konuda İbrahim Ethem Bey'in anlattıklarını teyit etmektedir Nitekim İbrahim Ethem Bey, Makbule'nin şehit düşmesini anılarında şöyle ifade etmektedir; "Halil Efe'nin dağlarda gezen aslan yürekli mert karısı Kocayayla'da bir serseri kurşunla başından yaralanıp şehit düşmüştü... Herkes ağlıyordu. İstiklal mücadelesinin kadın kahramanlarından Gördes kızı Makbule; canını sevgili yurdu, Türk kadınının yüksek namus ve şerefi için vermiş ve 28 Berber, “Gördes’in Kınalı Efesi: Makbule Hanım”, s. 369; Çiçek, Gördesli Mücahide Makbule ve, s. 58-60; Ergül, Kurtuluş Savaşında Manisa, s. 283; Mehmet Demir, Efelerin Hikayeleri, Salihli, 2008, s. 21. 133 henüz 20 yaşında Allah’ın rahmetine kavuşmuştu. Herkes büyük bir kin ile "intikam alalım, intikam!" diye haykırıyordu. İşte Türk kadını Kocayayla baskınında düşman eline düşmeden yine düşman kurşunu ile ölmüş, ince pırlanta gibi vücudu bol bol akan kanlarıyla kızarttığı çok sevdiği yurdunun temiz toprakları içerisine gömülmüştü...” 29 Makbule Hanım’ın vefatından elli yıl sonra Kocayayla’daki Yağcıbedir Aşireti köylüleri Makbule’nin vurulduğu yerden çıkan suyun bu topraklara hayat verip yeşerttiğinden, buraya yapılan çeşmeden su içenlerin içinin ferahladığından, şehit Makbule’nin çığlıklarını bu suyun şırıltısında ve Kocayayla dağlarında duyulur gibi olunduğundan bahsetmektedir. Makbule için de burada türkü yapıldığı ve söylendiği ifade edilmektedir.30 Makbule İçin Ağıt Vatan için cephe kurduk Makbule’nin kanı geçmiş Düşmana karşı mertçe durduk Düşmanın yere sermiş Bir değil on düşman vurduk Efelerde bu işe şaşmış Yetiş Halil Efem, yetiş Yetiş Halil Efem, yetiş Sen Makbule’ni kaybettin. Sen Makbule’ni kaybettin. Düşman gelip sana çattı Çocuk yaşta asker oldum Mert dayandı, namert kaçtı Düşmanımın boynun vurdum Bu işe felekte şaştı Vatan için ben baş koydum Yetiş Halil Efem, yetiş Yetiş Halil Efem, yetiş Sen Makbule’ni kaybettin. Sen Makbule’ni kaybettin. Ben ölürsem vatan için Siz bu yolda Hakkı seçin Düşmanı kılıçla biçin Yetiş Halil Efem, yetiş Sen Makbule’ni kaybettin. 29 Berber, “Gördes’in Kınalı Efesi: Makbule Hanım”, s. 369-370. 30 Çiçek, Gördesli Mücahide Makbule ve, s. 77-78. 134 5. Kabrinin Yeri Meselesi Makbule şehit olunca O’nu bir dere kenarına gömmüşlerdir. Mezarını belli olup düşman tarafından açılmasın diye de düzlemişlerdir.31 Gördesliler yıllarca Şehit Makbule'nin kahramanlığıyla gurur duymuşlardır. Ancak mezarının yeri bilinmiyordu. Çünkü onu kimsenin bulamayacağı ve bilemeyeceği bir yere gömmüşlerdi. Na’şının düşman eline geçmemesi gerekiyordu. Şayet bulunursa meydanlarda dolaştırılıp halka korku ve ümitsizlik verebilirlerdi. 78 yıl boyunca 2000 yılının Haziran ayına kadar Makbule'nin mezarını bilen olmamıştır. Sonunda Makbule'nin mezarı Kocayayla Harlak Deresi'nin Dereçatı Mevkii'nde bulundu. Gördes Belediyesi, Makbule Hanım'ın mezar yerini düzenleyerek, biri Makbule'nin hayat hikayesini, diğeri ise şehadet anında Kaymakam İbrahim Ethem Bey'in duygularını anlattığı iki tablo astırmıştır. Nihayet, 4 Eylül 2012 tarihinde ise Gördesliler medar-ı iftiharları olan Makbuleleriyle buluşmuş ve mezarını ziyaret etmişlerdir.32 İbrahim Ethem Akıncı, Makbule Hanım’ın gömülmesi ile ilgili olarak şunları ifade etmektedir: “İşte bu kadar ideal, millici, mefkûreci olan Makbule Hanım’ı maatteessüf Akhisar’la Sındırgı’nın hatt-ı fasılı olan Koca Yayla’da defneyledik. Defnederken bütün efrad çocuklar gibi ağladık. Nasıl ağlamazsın ki, O sekiz ay dağlarda, karda, çamurda bizimle beraber gezmiş, yatmış ve düşmanla harp etmiş, kadın olmakla beraber milli istiklal mücadelesinin muvaffakiyetle neticeleneceğine kanaat getirerek azim ve sebat ile erkeklere büyük bir numune ve medar-ı teşvik olmuş bir arkadaşı kara toprağa, kanlı elbiseleri, kanlı çizmeleri ile gömüyor ve zevci de mezarın başında kendinden geçmiş olduğu halde avazı çıktığı kadar feryat ederek ağlıyordu.”33 Sonuç İzmir’in işgali ile başlayan süreç ile Yunanlıların işgal sırasında uyguladıkları insanlık dışı davranışlar, halkın içinde bulunduğu belirsiz ortamdan kurtulma isteği Kuva-yı Milliye'nin doğal biçimde oluşmasını sağlamıştır. Kuva-yı Milliye sayesinde Türk halkı askeri, efeleri ve silahlı milisleri ile Yunan askerlerine karşı Batı Anadolu bölgesindeki birçok 31 Demir, , Efelerin Hikayeleri, s. 33. 32 "Şehadetinden 90 Yıl Sonra Gördesliler Makbule Hanım'ın Mezarında", Gördes Müstakil Bölge Gazetesi, 10 Eylül 2012, s.8; “Şehit Makbule’nin Mezarı Nasıl Bulundu”, Gördes Müstakil Bölge Gazetesi, 10 Eylül 2012, s.8. 33 Çiçek, Gördesli Mücahide Makbule ve, s. 71-72. 135 cephede önemli başarılar kazanmıştır. Bu kuvvetler daha sonra düzenli ordunun temelini de oluşturmuştur. İstiklal Harbi’nde Türk kadınlarının gösterdikleri kahramanlıklar ve üstlendikleri görevler, Türkiye'nin tam bağımsızlık ve toplumsal gelişme mücadelesinde bugünün kadınları için büyük bir örnek ve ilham kaynağıdır. Çünkü Milli Mücadele döneminin Türk kadınları büyük bir özveri ile ellerinden gelenin fazlasını bile yapmışlardır. Türk kadını Milli Mücadele döneminde işgallere karşı mitingler düzenlemiş, yardım dernekleri oluşturmuş, yardımlar toplamış, cephane imalâthanelerinde çalışmış, kağnı kollarında cepheye erzak ve cephane taşımıştır. Silahlı birliklerde de yer alan Türk kadını, ülkesinin işgalden kurtarılması için her türlü fedakârlığı yapmaktan geri kalmamıştır. Türk kadını bu fedakâr davranışlarını vatanının bağımsızlığı için gözünü kırpmadan yapmıştır. Bu konuda dünya kadınlarına da örnek oluşturmuştur. Nitekim, tarihin hiçbir döneminde esaret altında yaşamamış olan Türk toplumunun kadınları da erkekleri gibi gerektiğinde vatanı için ölmeyi bilmiştir. Türklerin Millî Mücadelesi Türk insanının kadın-erkek omuz omuza verdiği bir istiklal mücadelesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer kahraman Türk kadınları gibi Makbule Hanım da vatan işgal altındayken canını dişine takarak her türlü imkansızlığa rağmen gerek cephenin arkasında, gerekse önünde kanının son damlasına kadar mücadele etmiştir. İbrahim Ethem Bey'in Makbule Hanım hakkındaki sözleri Türk kadınına ve erkeğine atalarını tanıma açısından güzel bir örnek teşkil etmektedir: “Okuyan! Yurdu için kahramanca dövüşürken ölen bu Türk kızının hatırası için bir dakika gözünü bu kâğıttan ayır, onun büyüklüğünü düşün! Türk kadını! Gördes kızı Makbule ile yüreğin kabarsın, o senin sembolündür... Türk genci! Sekiz ay karda kışta, aç, susuz, ayağında çizme, omzunda tüfek, at sırtında; Türk akıncılarına yürek desteği olan bu Türk kızı, senin hafızanda yılmaz azim ve iradenin daima örneği olarak kalsın! Hayatta böyle bir cidale düşersen Gördes kızı Makbule'yi hatırla! Sonuna kadar dönme!”34 34 Berber, “Gördes’in Kınalı Efesi: Makbule Hanım”, s. 372. 136 Tarihte devlet, ordu yöneten, toplum ve aile içinde çok önemli katkılar sağlayan ve aktif olan adlı adsız Türk kadınlarına, vatanı için canını veren Türk kızı Makbule’de dahil olmuştur. Gördesli Makbule Türk kadınının özgürlüğüne, bağımsızlığına olan inancının, vatan sevgisinin, cesaretinin ve inancının en güzel örneklerinden birisi olmuştur. KAYNAKLAR Aksakal, Bedriye, Manisalı Kadınlar, Manisa, 2000. Berber, Handan, “Gördes’in Kınalı Efesi: Makbule Hanım”, Türk Dünyasında Kadın Algısı, (ed: Şayan Ulusan-Shurubu Kayhan), c.1, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Yayınları, Manisa, 2016. Çelebi, Mevlüt, "Saruhan Sancağında İzmir'in İşgaline Gösterilen Tepkiler”, Tarih İncelemeleri Dergisi, c.XX, sayı. 2, Aralık 2005. Çiçek, İbrahim, Gördesli Mücahide Makbule ve Silah Arkadaşları, Salihli Belediyesi Kültür Yayınları, Salihli, 1998. Demir, Mehmet, Efelerin Hikayeleri, Salihli, 2008. Enginün, İnci – Cunbur, Müjgan- Özdemir, Cahide, Milli Mücadele’de Türk Kadını, Cumhuriyet’in 60. Yıldönümü Yayınları, Ankara, 1983. Ergül, Teoman, Kurtuluş Savaşında Manisa (1919-1922), Manisa Kültür Sanat Kurumu Yayını, İzmir, 1991. Gökçen, Salim, “Milli Mücadele’de Yunan İşgallerinin Genel Karakteri”, Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, yıl. 12, sayı 23, Bahar 2016. Güvenen, Yurdun, “Gördes'te İstiklal Harbi Kronolojik İzahlar-18", Gördes Müstakil Bölge Gazetesi, 4 Temmuz 2016. İçli, Tülin, “Atatürk ve Türk Kadını”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, cilt: IX, Kasım 1992, sayı: 25. İlker, Süleyman Sami, Gördes, Eskiden Yeniye, İkinci Meşrutiyet'ten 1970'lere Fotoğraflar, Manisa Büyükşehir Belediyesi, Manisa, 2016. İnan, Afet, Kurtuluş Savaşında Türk Kadını, TTK, Ankara, 2018. Özelmacı, Şeyma- Çakır, Uğur, “Kadın Kahramanlarımızdan Bir Milis; Gördesli Makbule”, Takvim-i Vekayi, c.7, No.1, 2019. 137 Özkaya, Yücel, “Kuvâ-yı Milliye”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, c. VIII, Temmuz 1992, sayı: 24. Su, Kamil, Manisa ve Yöresinde İşgal Acıları, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1986. Şahin, Cemile- Şahin, Mustafa, “Osmanlı Son Dönemi ile Milli Mücadele Yıllarında Türk Kadınının Sosyal, Siyasi ve Askeri Faaliyetleri”, Nevşehir Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2(2013). “Şehadetinden 90 Yıl Sonra Gördesliler Makbule Hanım'ın Mezarında", Gördes Müstakil Bölge Gazetesi, 10 Eylül 2012. “Şehit Makbule’nin Mezarı Nasıl Bulundu”, Gördes Müstakil Bölge Gazetesi, 10 Eylül 2012. Tansel, Fevziye Abdullah, Kurtuluş Savaşında Kadın Askerlerimiz, Cumhuriyet, İstanbul 2001. Tarakçı, Mustafa, Milli Mücadele ve Mücadeleci Kadınlar, Başlık Yayın, İstanbul, 2008. Turgut, Suat, Ege’nin Kınalı Efesi, Gördesli Makbule, 2023 Yayıncılık, İstanbul, (tarihsiz). Uluçay, Çağatay - İbrahim Gökçen, Manisa Tarihi, Manisa Halkevi Yayınları, İstanbul 1939. 138

Kahraman Türk Kadını Gördesli Makbule Hanım (Makbule Efe)

Milli Mücadele kahramanı ve şehidi Gördesli Makbule Hanım, 1902 yılında Manisa Gördes’de doğmuştur. Ailesi kalabalıktı ve sahip oldukları küçük bir çiftlik ve tarım arazileri ile geçiniyorlardı. O dönemde yaşayan Gördesli her kadın gibi Makbule Efe da ata binmesini ve silah kullanmasını daha küçük yaşlarda öğrenmişti. On iki yaşlarındayken babasını yitiren Makbule hanım, ağabeylerinin koruması altında büyüdü.

1920 yılının Eylül ayında Ustrumcalı Halil Efe ile evlendi. Evliliğinden iki ay sonra da kocasıyla birlikte akıncı olmuş ve dağlara çıkmıştır. Gördes, Simav, Demirci, Bigadiç ve Sındırgı dağlarında müfrezelerle birlikte sürekli dolaşan ve cesareti ile herkesin saygısını toplayan Makbule Efe, en umutsuz olduğu anlarda bile müfrezeleri cesaretlendirmiştir. Her yerde her çatışmada kahramanca savaşmıştır.

Kuvayı Milliye Kahramanı Makbule Hanım (Makbule Efe)

15 Mayıs 1919 tarihinde Yunan ordusu İzmir’i işgal ettikten sonra Batı Anadolu’daki illeri de işgal etmeye başlamıştı. Makbule Hanım, 7 Kasım 1921 tarihinde henüz on dokuz yaşında ve daha bir yıllık evliyken eşi Halil Efe ile birlikte Kuvayı Milliye emrinde çete savaşlarına katıldı.

Ordu, Demirci’ye çekilmek zorunda kalınca, Halil Efe’nin önerisini kabul eden birlik komutanı Ethem Bey’in onayıyla kocasının yönettiği gerilla grubuna katılarak düşmanla çatıştı. 1921 yılında kocası Usturumcalı Halil Efe ile iki kez birlikte pusuya düşürüldü. Ancak dayanma gücünü hiçbir zaman yitirmemiş, umudunu ve direncini hep korumuştur.

Kocası Halil Efe ile Türk çetelerine katılan Gördesli Makbule Hanım, o yörede Yunan kuvvetleriyle yapılan tüm çatışmalara katıldı. Yunanlılar Sakarya Savaşı’nda bozguna uğrayıp Afyonkarahisar mevzilerine çekildiğinde, bir taraftan da Halil Efe’nin Gördes-Sındırgı-Akhisar bölgesinde faaliyet gösteren çetesinin saldırıları ile karşılaşıyorlardı.

Makbule Efe, İbrahim Ethem Bey tarafından: “Kendisi siyah pantolon ve ceket ve uzun bir manto giyer, ayağında daima çizme ve başında da siyah başlık ve daima örtülü olup, yalnız gözleri meydanda bulunurdu. Kısa bir Japon filintası taşır ve düşmandan itinam olunmuş güzel bir doru ata biner ve daima müfrezenin dümdarı (artçısı) olarak kalırdı.” Şeklinde anlatılmaktadır.

Makbule Hanım, çetenin üyelerinin hemen hepsinden daha iyi ata biner, tehlike anında silahı en önce eline alan o olurdu. Dağ hayatının sıkıntı, zorluk ve tehlikelerine ve bütün ısrarlarına karşın asla kocasından ayrılmayan Makbule Hanım, bir baskınında geri çekilen silah arkadaşlarına cesaret vermek için 17 Mart 1922 tarihinde hızla öne atıldı. Akhisar-Sungurlu sınırı üzerinde bulunan Kocayayla’da elinde silah düşmanla en ön safta savaşırken başından vurularak şehit düştü. Henüz 21 yaşındaydı.

BalıkesirGördesHalil efeKurtuluş SavaşıKuvayi MilliyeMakbule EfeMakbule HanımSındırgı

Gördesli Makbule Kimdir?

Gördesli Makbule Kimdir kısaca anlatmak gerekirse; Makbule Hanım 1902 yılında Manisa’nın Gördes ilçesinde doğdu. 24 Mart 1922, Akhisar’in Kocayayla İlçesinde vefat etti. Kurtuluş savaşında İzmir ve çevresini işgal eden Yunanlarla savaşırken hayatını kaybetmiştir. Şerife bacı ve diğer niceleri gibi kendisi de yirmili yaşlarında Kuruluş Savaşında cephelere katılarak büyük bir başarı göstermişlerdir.

Gördesli Makbule’nin Hayatı

Makbule Hanım daha yeni evlenmiş iken eşiyle birlikte Kuvay-i Milliye’ye katılmıştır. 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’de Yunan ordusu işgaliyle ve Bata Anadolu’ya işgale başlaması sonrası 7 Kasım 1921’de eşi Halil Efe ile birlikte Türk direniş cephelerine katıldılar.

Makbule Hanım, cephede savaştı arkadaşları çoğundan iyi ata biner, tehlike anında en önce silahı eline almış bir şekilde en önde giderdi. Arkadaşları için ön ayak olurdu. Dağ hayatının tüm sıkıntı, zorluk ve tehlikelerine ve bütün ısrarlarına karşın asla kocasından ayrılmadan onun yol arkadaşı oldu Makbule Hanım, bir baskınında geri çekilen silah arkadaşlarına cesaret vermek, motive etmek için 17 Mart 1922 tarihinde hızla öne atıldı ve savaşa en ön sırada gitti. Akhisar – Sungurlu sınırı üzerinde bulunan Kocayayla ‘da elinde silah düşmanla en ön safta savaşırken başından vurularak şehit düştü. Şehit düştüğünde henüz 21 yaşındaydı.

Türk kadınlarının henüz küçük yaşlarında gösterdiği bu Milli Mücadele takdire şayan şekilde başarı öyküsüdür. Bunu gören İbrahim Ethem Bey, Makbule Hanım’ın defini sırasında şu sözleri sarf etmişti: “22 yaşında olan genç Gördes kızımın gür ve kumral saçları başın­dan ileri yere uzanmış, zalimi düşman kurşununun akıttığı beyni bu uzun saçlar üzerine bir nur gibi akmış, hayata doymak değil, hayatin zevkini henüz tatmaya başlamış ve görmüş, gözleri yarı açık, süzgün ve ağlar bir vaziyette…”

Kendisi siyah pantolon ve ceket ve uzun bir manto giyer, ayağında daima çizme ve başında da siyah başlık ve daima örtülü olup, yalnız gözleri meydanda bulunurdu. Kısa bir Japon filintası taşır ve düşmandan itinam olunmuş güzel bir doru ata biner ve daima müfrezenin dümdarı (artçısı) olarak kalırdı. ” şeklinde İbrahim Bey tarafından bu sözleri ile anlatmıştır.

Mücahid Makbule Efe Kimdir?

Mücahid Makbule Efe (1902 – 1922)

Kurtuluş Savaşı’nda Kuvâ-yi Milliye çetelerinde görev yapmış bir kahraman Türk kadınıdır. Gördesli Makbule olarak da bilinen Makbule Hanım, 1902 yılında Gördes’te dünyaya gelmiştir. Babası Ali Ustalar sülalesinden Abdullah Efendi’dir. Kalabalık olan ailenin küçük bir çiftliği ve arazileri vardı. O zaman ki her anadolu kadın gibi Makbule Efe de ata binmesini ve silah kullanmasını daha küçük yaşlarda öğrenmiştir. On iki yaşlarında iken babasını, kaybettiği için ağabeylerinin himayesinde büyümüştür.

1922 yılında usturumcalı Halil Efe ile evlenmiş iki ay sonra da kocasıyla beraber akıncı olarak dağlara çıkmıştır. Müfrezelerle beraber, Demirci, Gördes, Simav, Bigadiç ve Sındırgı dağlarında sürekli dolaşan ve çok cesur olan Makbule Efe, müfrezeleri en ümitsiz zamanlarda cesaretlendirmiş, her yerde her çatışmada kahramanca savaşmıştır. İki defa kocasıyla beraber pusuya düşmüş; fakat hiçbir zaman  dayanma gücünü kaybetmemiş, telaş göstermemiştir.

İbrahim Ethem Bey Makbule Efe’yi şu şekilde anlatmaktadır: “Kendisi siyah pantolon, ceket ve uzun bir manto giyer, ayağında daima çizme ve başında da siyah başlık ve daima örtülü olup, yalnız gözleri meydanda bulunurdu. Kısa bir Japon filintası taşır ve düşmandan intinam olunmuş güzel bir doru ata binerdi”

Makbule Hanım, çete elamanlarının çoğundan iyi ata biner, tehlike anında en evvel silahı eline almış görülür. Dağ  hayatının sıkıntı , zorluk ve tehlikelerine ve bütün ısrarlarına rağmen asla kocasından ayrılmayan Makbule Hanım, 17 mart 1922’de henüz 20 yaşında iken Akhisar- Sındırgı  arasında Koca Yayla’da düşmanla girişilen bir çarpışma sonucu başından aldığı bir kurşunla şehit olmuş , aynı yerde kanlı elbisesi ve çizmesi ile toprağa gömülmüştür.

ONLAR DA ÇOCUKTU, ULUSAL EGEMENLİK ADINA ŞEHİT OLDULAR..
Makbule Hanım, daha bir yıllık evli iken eşinin yanında Kuvayi Milliye’ye katıldı. 15 Mayıs 1919 tarihinde, Yunan ordusunun Batı Anadolu’yu işgale başlaması sonrası, eşi Halil Efe ile Türk direniş çetelerine katıldı. Yunanlar, Sakarya Muharebesi’ni kaybederek Afyon mevzilerine çekildiklerinde, bir taraftan da Halil Efe’nin Gördes-Sındırgı-Akhisar bölgesinde faaliyet gösteren çetesinin saldırıları ile karşılaşıyorlardı. Gördesli Makbule, Kocayayla baskınında geri çekilen silah arkadaşlarına cesaret vermek için öne atılınca başından şehit oldu. Mezarı ilçemiz Sındırgı sınırları içerisindedir.,

Sındırgı Anadolu Lisesine aziz şehidimiz Mücahid Makbule Efe‘nin adını yaşatmak için Sındırgı Makbule Efe Anadolu Lisesi ismi verilmiştir.

Belki animasyon filmi bile yapılabilir çocuklar için.

efegördesibrahim ethem akıncıkahramankuvayı milliyemakbulemilli mücadele2017-05-02

Muhammet Asil Çetin

nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede