Bolu Mudurnu'da doğdum. 5 yaşımdan beri İzmir'deyim. İzmir Kolejini (şimdiki Bornova Anadolu Lisesi) 1970 yılında bitirdim. 1976 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olup aynı fakültede psikiyatri ihtisasımı tamamladım. 10 sene Akhisar'da serbest muayenehane çalışmasından sonra İzmir de Eşrefpaşa Belediye Hastanesi'nde emekli oluncaya kadar çalıştım. Şu anda sadece muayenehanemde çalışmaktayım. 36 senedir evliyim. Eşim Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı'nda öğretim üyesidir. Oğlum bilgisayar mühendisidir ve ABD'de yaşamını sürdürüyor ve de bir torunum var. Prof. Dr. Abdülkadir ÖZBEK tarafından İzmir'de ilk oluşturulan psikodrama eğitim gruplarına yaklaşık 7 sene devam ettim. Ama tez yazıp sınavına girmedim. İstanbul'da Leyla Navarru ve La Julia Enstitüsü ile işbirliği içinde Carl Rugers'ın bireyi merkez alan grup süreci eğitimini aldım. Ancak en iyi bildiğim ve en çok sevdiğim psikoterapi yöntemi Katatimik Görüntü Yaşantısı'dır. Hatta bu konuda Yurdal TUPSEVER ile beraber çevirisini yaptığımız bir de kitabımız var. Son iki senedir psikolog arkadaşlarım Armağan ADANAR ve Şenol KARAMAN ile beraber bir güç birliği içine girdik. İlk önce Konak Belediyesi için "MUTLU KONAK MUTLU EVLİLİK" diye ortak bir kitap + CD yaptık. Son olarak da "YARIŞ ATLARIMIZ" diye bir kitabımız oldu. Gençliğimde uzun yıllar atletizm - çekiç atma ile ilgilendim. Hala da sabahları düzenli olarak spor yaparım. Yelkenlimin üzerinde deniz ile olan beraberliğimin sonsuza dek sürmesi en büyük dileğimdir. Aynı şekilde su altı dalgıçlığı, satranç ve tango-dans tutkularım da gönlümdeki bitmeyen senfonilerdir. Psikiyatrist olarak çalışmayı yani bu mesleği seviyorum. Kesinlikle özel bir çalışma alanı tercihim yok. Bazen bir çocuk ile oynamaktan bazen de dirençli bir depresyon ile uğraşmaktan çok zevk alırım. Bence psikiyatrinin bütün çalışma alanları son derece keyiflidir.
Duvar Yayınları Yarış Atlarımız
12,00 TL
Duvar Yayınları Çocuğum Sınavlara Hazırlanıyor
17,60 TL
Duvar Yayınları Kadın Erkek İlişkilerinin Evrimi ve Aldatma
72,00 TL
Ankara Nobel Tıp Katatimik İmgeleme - Bir Psikoterapi Yöntemi
128,00 TL
4 üründen 4 ürün görüntülediniz
Hüsnü Uçar
Bolu Mudurnu doğumlu. Altı yaşından beri İzmir'dedir. 1970 yılında İzmir Koleji'ni (Şimdiki adıyla BAL) bitirdikten sonra 1976'da Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olup, 1981'de aynı üniversitede Psikiyatri ihtisasını da tamamlamıştır. Psikodrama, Katatimik Görüntü Yaşantısı ve C. Rogers doğrultusunda psikoterapi eğitimleri almıştır. Çağdaş Çocuk Cinsel Eğitimi, Yetişkin Cinsel Eğitimi ve çeviri niteliğinde "Katatimik Görüntü Yaşantısı" adlı eserleri vardır. Üç yıldız dalgıçtır ve fırsat bulduğu her anda yelkenlisiyle maviliklere açılan tam bir deniz tutkunudur. Evlidir. Bir oğul babası ve bir torun dedesidir.
Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ - İzmir’de ve yurt genelinde son dönemde görülen gerilimli hava, insanlarımızı kavgalara, cinayetlere sürüklemeye devam ediyor. En basit bir tartışmadan bile kavga çıkaranlar, bıçağa, tabancaya, tüfeğe, sopaya sarılırken, tatsız sonuçlarla biten olaylar, çeşitli medya kanallarından duyuruluyor. İzmirli ünlü ruh sağlığı uzmanı Psikiyatrist Dr. Hüsnü Uçar, gazetelerin üçüncü sayfalarını ve televizyon ekranlarını, ruhsal dengesi bozuk insanların vukuatlarıyla ilgili haberlerle dolu olduğunu söyledi. Dr. Uçar, “Trafikte, otoparkta, hatta asansörde bile kavgalar oluyor. Bizim toplumumuzda depresyonu olan, anksiyete bozukluğu olan, panik atağı bulunan, yani canı burnunda o kadar çok insan var ki… Bu gibi insanlar, ufacık bir meseleden çabucak öfkeleniveriyorlar. Aman diyeyim, onlara uyup da tadınızı kaçırmayın” dedi.
NE KADAR ÇOK ARAÇ SOLLARSA, O KADAR İYİ HİSSEDİYOR KENDİNİ!
Ruhsal dengesi bozuk insanların çok küçük bir kısmının tedavi olduğuna vurgu yapan Dr. Hüsnü Uçar, trafikteki insanların önemli bölümünün, şiddete meyilli, son derece gergin olduğuna işaret etti. Bu konuyu örneklerle açan Dr. Uçar, “Birileri çıkıyor, slalom yaparak araba kullanıyor. O kişi, acelesi olduğundan değil, çok gergin olduğu için rahatlamak istediğinden bunu yapıyor. Ne kadar çok araç sollarsa, o kadar iyi hissediyor kendini” dedi ve kadın cinayetlerinin eskisi kadar çok olmadığını öne sürdü. Dr. Uçar, bu konudaki düşüncelerini şöyle özetledi:
KADIN CİNAYETLERİNDE KİLİT SORU: EL ALEM DUYDU MU?
“Kadın cinayetleri, maalesef devam ediyor ama eskisi kadar çok değil. Normalde bir erkek, karısı tarafından aldatıldığını öğrenince, bunu el alem duydu mu, duymadı mı, ona bakıyor. El alem duymadıysa, olayı sineye çekebiliyor. Çocuk ortada kalmasın, düzenim bozulmasın, en iyisi ben bunun üstüne bir bardak su içeyim, diyor ve maça devam ediyor! El alem duyduysa, asıyor, kesiyor, kırıp geçiriyor. Son zamanlarda kadın cinayetlerinin azalması sevindirici ancak yine de can sıkıcı sayıda olduğunu kabul edelim.”
TÜRKİYE’NİN RUH HALİNİ HİKAYEYLE ÖZETLEDİ
Ülkenin ruh halini, bir hikayeyle anlatan Dr. Hüsnü Uçar, “Padişah, yeni bir vezir atamış. Vezir, beni vezir yaptınız ama ben devlet yönetmekten anlamam, demiş. Kolay, demiş padişah; Şimdi sen her şeye yüzde 50 zam yaparak işe başla… Vezir, her şeye yüzde 50 zam yapmış, halkın ruh halini, tepkisinin ne olduğunu soran padişaha, Efendim, herkes burnundan soluyor. İnsanlar delirmiş gibi, demiş. Padişah, bir hafta sonra her şeye yüzde 50 daha zam yapmasını tavsiye etmiş. Vezir, zamdan sonra, insanların perişan durumda olduğunu, çok öfkelendiklerini anlatmış. Padişah, 15 gün sonra yüzde 50’lik bir zam daha yapmasını emretmiş. Vezir, üçüncü zamdan sonraki tabloyu kısaca özetlemiş: İnsanlar bir garip oldu padişahım! Kafalarına huni takmışlar, yollarda kendi kendilerine konuşuyorlar, kendi kendilerine gülüyorlar! Padişah; hah, demiş, ülkeyi yönetecek kıvama geldin. Aynen bu durumdayız. Huni takma durumundayız. Türkiye’nin ruh hali özetle bu haldedir” ifadesini kullandı.
HER ŞEYE RAĞMEN HAYATI KEYİFLİ YAŞAMAK MÜMKÜN
Psikiyatrist Dr. Hüsnü Uçar, “Kendimizi bu tür insanlardan nasıl korumalıyız?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Hayatı her şeye rağmen keyifli yaşamak mümkün. Hayata bakarken kullandığımız gözlük var. Bu gözlük ne renk? Hayatı toz pembe mi gösteriyor, kapkara mı? Bazı insanların gözlükleri kapkaradır. Bazıları tozpembe görür. Hangi gözlüğü kullanırsanız kullanın, sonunda olacaklar değişmiyor. Her şey olacağına varıyor, üç aşağı beş yukarı. Eğer dünyaya siyah gözlükle bakıyorsanız, bağırarak, çağırarak, ağlayarak yaşıyorsunuz. Lanet okuduğunuzla, kavga ettiğinizde kalıyorsunuz. Pempe gözlüklü de siyah gözlüklü de sonuçta aynı yere varıyor. Bir şey fark etmiyor. Bu nedenle hayatı keyifli yaşamaya çalışın, derim.”
gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede