Hz mevlana nin hayati

Hz Mevlana Nin Hayati

hz mevlana nin hayati

kaynağı değiştir]

En çok İngilizce'de Rumi olarak adlandırılır. Tam adı çağdaşı Sipahsalar tarafından Muhammed bin Muhammed bin el-Hüseyn el-Hatibi el-Belhi el-Bekridir.[21] Daha yaygın olarak Celaleddin Muhammed Rumi ( Farsça:&#;جلال‌الدین محمد رومی ) olarak bilinir. Celaleddin, "Dinin Zaferi" anlamına gelen Arapça bir isimdir. Belhî ve Rumî onun aidiyetidir, yani sırasıyla "Belhli" ve "Rumlu" anlamına gelir. Rum/Roma, Avrupa tarihinin şimdi Bizans Anadolu'su olarak adlandırdığı yerdir.[22]Chicago Üniversitesi'nden yetkili Rumi biyografi yazarı Franklin Lewis'e göre, "Bizans'a veya Doğu Roma imparatorluğuna ait olan Anadolu yarımadası, Müslümanlar tarafından ancak nispeten yakın zamanda fethedildi ve hatta Türk Müslüman hükümdarlar, hala Araplar, Persler ve Türkler tarafından Rum'un coğrafi bölgesi olarak biliniyordu. Bu nedenle, Rumi olarak bilinen ve Anadolu'da doğmuş veya Anadolu ile ilişkili bir dizi tarihi şahsiyet vardır;l. Bu kelime Arapça'da kelimenin tam anlamıyla "Roma" anlamına gelir; bu bağlamda Roma, Bizans İmparatorluğu'nunAnadolu ile ilişkili tebaasına veya sadece içinde yaşayan insanlara veya nesnelere atıfta bulunur.[23] "Rum Mollası" (Farsça:&#;ملای روم) olarak da bilinirdi.[24]

Türkiye'de ve İranda halk arasında Mevlânâ[2][25] olarak bilinir. (مولانا) "efendimiz" anlamına gelen Arap kökenli bir terimdir.

Farsça:&#;مولوی, Türkçe:&#;Mevlevi de Arapça kökenli, "efendim" anlamında sık sık onun için kullanılmaktadır.[26]

Hayatı[değiştir kaynağı değiştir]

Rumi, İbn Arabi türünden İslam filozofları sınıfına aittir.&#;Bu aşkın filozoflar, Müslüman dünyasındaki geleneksel irfan, felsefe ve teozofi okullarında sıklıkla birlikte incelenirler.[73]

Mevlana, teozofisini (aşkın felsefeyi) şiirlerinin ve öykülerinin boncuklarına bir ip gibi yerleştirir. Onun ana noktası ve vurgusu varlığın birliğidir.

Mevlana'nın Müslüman bir alim olduğu ve İslam'ı ciddiye aldığı yadsınamaz. Bununla birlikte, manevi vizyonunun derinliği, dar anlayışlı mezhep kaygılarının ötesine geçti. Bir dörtlük okur:

Farsça:&#;در راه طلب عاقل و دیوانه یکی است
در شیوه‌ی عشق خویش و بیگانه یکی است
آن را که شراب وصل جانان دادند
در مذهب او کعبه و بتخانه یکی است

Arayıcının yolunda, bilgeler ve çılgınlar birdir.
Aşk yolunda akraba ve yabancı birdir.
Sevgilinin birliğinin şarabını verdikleri,
Onun yolunda Kâbe ile putlar yurdu birdir.[74]

—Quatrain

Kuran'a göre Muhammed Allah tarafından gönderilen bir rahmettir.[75] Bununla ilgili olarak Rumi şöyle der:

"Muhammed'in Nuru, dünyada bir Zerdüşt'ü ya da Yahudi'yi terk etmez. Onun iyi talihinin gölgesi herkesin üzerine parlasın! O, saptırılanların hepsini çölden yola çıkarır."[76]

Ancak Rumi, İslam'ın üstünlüğünü şu sözlerle öne sürer:

"Muhammed'in nuru bin (ilmin) nuru oldu, bin dal oldu ki, dünya da âhiret de uçtan uca ele geçirildi. Muhammed böyle bir tek daldan perdeyi yırtarsa, binlerce keşiş ve rahip bellerinden batıl inanç ipini yırtarlar."[77]

Mevlana'nın şiirlerinin çoğu, dıştan dini riayetin önemini ve Kuran'ın önceliğini öne sürer.[78]

Allah'ın Kuran'ına kaçın, ona sığının

orada peygamberlerin ruhları birleşir.
Kitap peygamberlerin durumunu aktarır
Majestelerinin saf denizinin o balıkları.[79]

Rumi şöyle diyor:

Ömrüm oldukça Kuran'ın kuluyum.
Seçilmiş olan Muhammed'in yolunun toprağıyım.
Eğer biri benim sözlerimden bunun dışında bir şey alıntılarsa,
Ondan ayrıldım ve bu sözlere kızdım.[80]

Rumi ayrıca şunları da belirtir:

"İki gözümü bu dünya ve öbür dünya [arzularından] "diktim" - bunu Muhammed'den öğrendim."[81]

Mesnevi'nin ilk sayfasında Mevlana şöyle diyor:

"Hadha kitâbu 'l-mesnevî ve huve uSûlu uSûli uSûli 'd-dîn ve keşşâfu 'l-kur'ân."</br> "Bu, Mesnevi'nin kitabıdır ve (İslam) Dininin köklerinin kökleridir ve Kuran'ın Açıklayıcısıdır."[82]

yüzyıl İran'ının en önemli filozoflarından biri olan Hadi Sabzavari, Mesnevi ile İslam arasında şu bağlantıyı kurar:

Bu, [Kur'an'ın] ayetli tefsiri ve onun esrarengiz gizemi üzerine bir tefsirdir.

Kur'an'ın hazinesinde avlanmaya gelince, onda tüm [Kur'an'ın] eski felsefi bilgeliği bulunabilir; [Mesnevî] tamamıyla belagatli bir felsefedir.

Gerçekte, şiirin inci ifadesi, İslam'ın Kanun Hükmündeki şeriatı ile Tasavvuf ṭarīkatı ve İlahi hakikat'ı birleştirir. Yazarın başarısı, İlahi güç, içgörü, ilham ve aydınlanmayı Kanun, Yol ve Hakikat'i eleştirel akıl, derin düşünce, parlak bir doğal mizaç ve sahip olduğu karakter bütünlüğünü içerecek şekilde bir araya getirmesindedir.[83]

Seyyid Hüseyin Nasr şöyle diyor:

Bugün İran'da Rûmî üzerine yaşayan en büyük otoritelerden biri olan Hâdî Hâ'irî, yayınlanmamış bir eserinde, Dîvân'ın ve Mesnevî'nin kadar ayetinin, Kur'an ayetlerinin Fars şiirine pratikte doğrudan tercümeleri olduğunu göstermiştir.[84]

Mevlânâ, Dîvân'ında şöyle der:

Sufi, Ebu Bekir gibi Muhammed'e tutunur.[85]

Mesnevisi, büyük ölçüde Kuran ve hadislerden türetilen fıkra ve hikayelerin yanı sıra günlük hikayeler içerir.

Legalite ve eleştiriler[değiştir

Mevlana Kimdir? Mevlana'nın Hayatı Ve S&#;zleri… Hz. Mevlana Ne Demek?

Mevlana Kimdir?

Mevlana, hoşgörü ve barışın sembolü olan din bilginin adıdır. Bu kişinin adı Mevlana Celaleddin Rumi olarak bilinmektedir. Mevlana, yaşayış şekli ve sözleri ile uzun yıllar boyunca etkisini görmemiş birisi olmuştur. Günümüzde de birçok insan Mevlana ile ilgili bilgileri araştırarak öğrenmeye çalışmaktadır.

Mevlana'nın Hayatı ve Sözleri

Mevlana yılında dünyaya gelmişti. Doğum yeri ise Afganistan'da bulunan Belh şehridir. Anadolu’nun en dikkat çeken evliyalarından birisi Mevlana olmuştur. Ayrıca Mevlana'nın Şems-i Tebrizi ile yakın bir dost olduğu bilinmektedir.

Mevlana'nın annesi Mümine Hatun, babası ise Belh şehrinin önemli bilgilerinden olan Hüseyin Hatibi oğlu Bahaeddin Veled'dir.

Mevlana doğduğu günden itibaren oldukça özel bir insan olmuştur. Aldığı eğitim ve düşünce yapısı ile insanlara yol göstermesinin yanında barış için mücadele vermiştir.

Mevlana Celaleddin Rumi, 17 Aralık tarihinde Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Hoşgörü, barış ve sevginin simgesi olarak yüzyıllar boyu adından söz ettiren biri olmuştur.

Mevlana'nın Dikkat Çeken Sözleri

- Üzülme, kaybettiğin her şey başka bir surette bir gün mutlaka geri döner.

- Kendini küçük görmeyi bırak. Sen yürüyen evrensin.

- Eriyen kar gibi ol, kendini kendinle yıka!

- Bırak sular durulsun, o zaman ay ve yıldızların yansımasını kendi varlığının aynasında göreceksin.

Hz. Mevlana Ne Demek?

Asıl ismi Muhammed Celaleddin olan Mevlana oldukça değerli bir din bilginidir. Mevlana isminin anlamı ise efendimiz şeklindedir. Mevlana, uzun bir süre Anadolu vilayeti olan Konya'da ikamet etmiştir. Bu yüzden Mevlana'ya Rumi denilmektedir.

Mevlana kimdir? Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin hayatı

Mevlana ya da tam adıyla Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, 30 Eylül 'de dünyaya gelip 17 Aralık yılında 66 yaşında hayatını kaybetmiştir. Mevlana, şiirleri yüzyıldan bugüne dek gelen en önemli şariler arasında yer alıyor. Eserlerinin çevirileri ise özellikle Türkiye, Azerbaycan, ABD ve Güney Asya'da yaygın bir şekilde okunuyor. İşte Mevlana'nın hayatı

MEVLANA KİMDİR?

Muhammed Celâleddîn-i Rumi veya kısaca bilinen adıyla Mevlânâ yüzyılda yaşamış Müslüman şair, fâkih, âlim, ilahiyatçı ve Sufi mutasavvıf. Kendisinin etkisi yalnızca bir ulusla veya etnik kimlikle sınırlı kalmayarak pek çok farklı millete ulaştı; manevi mirası İranlılar, Tacikler, Türkler, Rumlar, Peştunlar, Orta Asyalı Müslümanlar ve Güney Asyalı Müslümanlar tarafından benimsenerek yedi yüzyılı aşkın bir süredir takdirle karşılandı. Şiirleri dünya çapında onlarca dile birçok kez çevrildi ve zaman zaman çeşitli farklı biçimlere dönüştürüldü. Kıtaları aşan etkisi sayesinde günümüzde ABD'de "en çok tanınan ve en çok satan şair" hâline geldi.

Mevlânâ eserlerini çoğunlukla Farsça kaleme aldı ancak bunun yanı sıra nadiren Türkçe, Arapça ve Rumca kullanmayı da tercih etti. Konya'da yazdığı Mesnevî, Fars diliyle yazılmış en büyük şiirlerden biri olarak kabul gördü. Eserleri yazıldığı orijinal hâliyle günümüzde hâlen Büyük İran'da ve Farsça konuşulan yerlerde okunmaktadır. Eserlerinin çevirileri ise özellikle Türkiye, Azerbaycan, ABD ve Güney Asya'da yaygın bir şekilde okunmaktadır.

Mevlânâ 30 Eylül tarihinde Horasan'ın Belh bölgesinde, Afganistan sınırları içinde kalan Vahş kasabasında doğmuştur. Annesi, Belh Emiri Rükneddin'in kızı Mümine Hatun; babaannesi, Harezmşahlar hanedanından Fars Prensesi, Melîke-i Cihan Emetullah Sultan'dır.

Babası, "alimlerin sultânı" unvanı ile tanınmış, Muhammed Bahâeddin Veled; büyükbabası, Ahmed Hatîbî oğlu Hüseyin Hatîbî'dir. Babasına Sultânü'l-Ulemâ unvanının verilmesini kaynaklar Türk gelenekleri ile açıklamaktadır. Etnik kökeni tartışmalı olup; Fars, Tacik veya Türk olduğu yönünde görüşler mevcuttur.

Mevlânâ, dönemin İslâm kültür merkezlerinden Belh kentinde hocalık yapan ve Sultan-ül Ulema (Alîmlerin Sultânı) lakabıyla anılan Bahaeddin Veled'in oğludur. Mevlânâ, babası Bahaeddin Veled'in ölümünden bir yıl sonra, yılında Konya'ya gelen Seyyid Burhaneddin'in mânevi terbiyesi altına girmiş ve dokuz yıl ona hizmet etmiştir. yılında vefat etmiştir.

Mevlânâ, yazdığı Mesnevî adlı eserinde kendi adını Muhammed bin Muhammed bin Hüseyin el-Belhî şeklinde vermiştir. Burada yer alan Muhammed isimleri baba ve dedesinin ismi, Belhî ise doğduğu şehir olan Belh'e nispettir. Lakabı Celâleddin’dir. “Efendimiz” anlamındaki “Mevlânâ” unvanı onu yüceltmek maksadıyla söylenmiştir. Bir diğer lakabı olan Hudâvendigâr ise Mevlânâ'ya babası tarafından takılmıştır ve "sultan" manasına gelmektedir. Mevlânâ, doğduğu kente nispetle Belhî şeklinde anıldığı gibi hayatını sürdürdüğü Anadolu'ya nispetle kendisine Rûmî de denmektedir. Ayrıca müderrisliği nedeniyle Molla Hünkâr ve Mollâ-yı Rûm olarak da anılmaktaydı.

Diğer bütün sufiler gibi Celâleddîn-i Rûmî'nin temel öğretisi tevhid düşüncesi etrafında örgülenir. Celalettin Rumi'nin, rabbine olan bağı ele alınarak rabbine duyduğu aşk ile ön plana çıkmıştır.

Son Güncellenme:

Mevlana henüz 4 yaşındayken babasından din, filoloji ve felsefe dersleri aldı. Tarih yılını gösterdiğinde ailesi Bağdat şehrine taşındı. Daha sonra yılında Konya'ya geldiler. Konya'ya geldiklerinde, Anadolu Selçuklu hükümdarı Alaaddin Keykubat tarafından babası için medrese inşa edilir.

Mevlana Kimdir?

Mevlana, din alimi, felsefeci, tasavvuf ehli, hoşgörünün simgesi olarak kabul edilen ilim insanıdır. Konya'ya geldiklerinde henüz 11 yaşındaydı. Ancak yaşıtları gibi 11 yaşta bilgiden yoksun değildi. Babasının üzerine düşmesi, onun yaşına göre bilgin olmasını sağlamıştı.

Babası vefat ettikten sonra, kendisi 24 yaşındayken akademide ders vermiştir. Eserlerinin hem tümü Farsça diliyle yazılmıştır. Çok nadirde olsa eserlerinin bir kısmında Türkçe, Rumca ve Arapça kullanmayı tercih etmiştir. Şuan eserleri, başta İran, Türkiye ve ABD olmak üzere dünyanın her yerinde okunmaktadır.

Mevlana Hayatı

İlim insanı olarak hayatının da büyük değişimlere her zaman izin veren Mevlana için dönüm noktası, Şems-i Tebrizi ile tanışması olmuştur. Vefat ettiği yılına kadar Şems ile olan anılarını her zaman dillendirmiş, ilminin büyük çoğunluğunun kendisine borçlu olduğunu dile getirmiştir.

Aynı zamanda derinden üzüntü duyan Mevlana, Şems ile daha fazla vakit geçiremediğinden her zaman yakınmıştır. Mesnevisi Farsça diliyle yazılmış en önemli şiirlerden birisidir. Dünyanın her yerinde öğretilerine saygı duyulmuş, din hocası sıfatından daha çok tasavvuf ilmiyle tanınmıştır.

Mevlana 7 Öğüdü

Mevlana'nın insanlığa verdiği 7 öğüt şu şekildedir.

- Cömertlik ve yardım etme konusunda akarsu gibi ol.

- Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.

- Başkalarının kusuru örtme konusunda gece gibi ol.

- Asabiyet ve hiddet göstermede ölü gibi ol.

- Alçak gönüllülük ve tevazu göstermede toprak gibi ol.

- Hoşgörüde deniz gibi ol.

- Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.

Mevlana Sevilen Sözleri

Mevlana'nın 7 öğüdü dışında da birçok güzel sözü vardır. Mevlana'nın en güzel sözlerini şöyle sıralayabiliriz.

'Yarın yaparım deme, bugün de dünün yarınıydı, ne yapabildin?'

'Her şey, neye layıksa ona dönüşür.'

'İyiyi ara, güzeli ara, doğruyu ara ama kusur arama.'

'Aşk nasip işidir, hesap işi değil. Aşk adayıştır, arayış değil.'

kaynağı değiştir]

Akademisyenler ve Mevlana bilginleri, Batı dünyasındaki popüler Mevlana tercümelerinin çoğu zaman şüpheli nitelikte olduğunu ve birçok hata ve yanlış tercüme içerdiğini uzun süredir iddia etmektedirler. Rumi'nin İngilizce çevirilerinin çoğu bilim adamları ve hatta İranlı okuyucular tarafından değil, Reynold A. Nicholson ve Arthur John Arberry gibi bilginler tarafından Viktorya dönemi çevirilerini yeniden yazan şairler tarafından yapılmıştır. Bu konu New Yorker'ın "İslam'ın Mevlana Şiirinden Silinmesi" başlıklı makalesinde vurgulanmıştır.[] Konuyla ilgili bir Twitter ileti dizisi @PersianPoetics kullanıcısı tarafından #rumiwasmuslim hashtag'i yayınlandığında viral hale geldi.[] Konu o zamandan beri geniş çapta ele alındı ve El Cezire ve diğer yayın organlarında yayınlandı.

Kaynakça[değiştir kaynağı değiştir]

Mevlana Celaleddin Rumi, Sufimistiklerini toplar.
Çift sayfa tezhipli ön yüz, Şiirler Külliyesi ( Mesnevi) 1. kitap, elyazması
Mevlana'nın şiiriyle Yansımalar Kasesi, yüzyılın başları. Brooklyn Müzesi.

Genel bakış[değiştir

Mevlana Hazretleri Kimdir?

Mevlana Hazretleri ne zaman ve nerede doğdu? Mevlana Hazretleri’nin annesi ve babası kimdir? Mevlana Hazretleri evli miydi? Mevlana Hazretleri, Şems ile nasıl karşılaştı? Mevlana Hazretleri neler yaptı? Mesnevi nasıl ortaya çıktı? Mevlana Hazretleri ne zaman ve nerede vefat etti? Mevlana Hazretleri’nin hayatı, eserleri ve sözleri.

Mevleviyye tarikatının kurucusu, mutasavvıf, âlim ve şair Mevlana Celaleddin Rumi Hazretleri’nin kısaca hayatı

MEVLANA HAZRETLERİ NE ZAMAN VE NEREDE DOĞDU?

Mevlana Hazretleri, 30 Eylül ’de, Afganistan’ın kuzeyinde bulunan Belh şehrinde dünyaya geldi. Asıl ismi Celaleddin Muhammed olan büyük düşünürün annesi Mümine Hatun, babası “Sultanü’l-ulema” yani “Alimler sultanı” diye tanınan Bahaeddin Veled, ağabeyi Alaaddin Muhammed ve kız kardeşi Fatıma Hatun’dur.

Bahaeddin Veled Horasan’dan Anadolu’ya Niçin Göç Etti?

Mevlana Hazretleri, Horasan’ın büyük alimlerinden olan Bahaeddin Veled ve ailesiyle, bazı siyasi olaylar ve yaklaşmakta olan Moğol istilası nedeniyle Belh’ten ayrıldı.

Ferîdüddin Attar Hazretlerinin Tavsiyesi

Yolculuk sırasında Nişabur şehrinde görüştükleri büyük Hak dostu Ferîdüddin Attar, Hazret-i Mevlana’ya bir kitabını hediye etti ve Bahaeddin Veled’e “Bu çocuğu aziz tut. Çok geçmeyecek, dünyadaki aşıkların gönüllerine ateş salacak.” dedi.

MEVLANA HAZRETLERİNİN EVLİLİKLERİ VE ÇOCUKLARI

Konya’ya gelene dek Mekke, Medine, Şam, Erzincan, Anadolu’nun muhtelif şehirleri ve son olarak da Karaman’da bir süre yaşayan Mevlana Hazretleri, 18 yaşındayken Karaman’da Gevher Hatun’la evlendi. Bu evlilikten Bahaeddin Muhammed (Sultan Veled) ve Alaaddin Muhammed adında iki oğlu dünyaya geldi.

Mevlana Hazretleri ilk eşi Gevher Hatun’un vefatından sonra Kira Hatun’la evlendi. Bu evlilikten de Emir Alim ve Melike isimli iki çocuğu oldu.

Alaaddin Keykubat’ın Daveti

Mevlana Hazretleri ailesiyle 7 yıl Karaman’da kaldıktan sonra Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’ın daveti üzerine yılında Konya’ya göç etti. Mevlana Hazretlerinin babası ve İslam dünyasının o dönemdeki en büyük bilgini Bâhâeddin Veled yılında Konya’da vefat etti.

MEVLANA HAZRETLERİ İLE ŞEMS’İN TANIŞMA HİKAYESİ

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, âilece Konya’ya yerleştikten sonra Seyyid Burhaneddin’in isteği üzerine tahsîlini tamamlamak için Halep ve Şam’a gitti. O sırada takrîben otuz yaşlarındaydı.

Bir gün Şam’ın kalabalık çarşısından geçerken değişik kılıklı bir kişi:

“–Ver elini öpeyim, ey âlemlerin sarrafı!..” dedi.

Celâleddîn-i Rûmî’nin ellerine yapıştı ve harâretle öptü. Sonra birdenbire kalabalığın içinde kayboluverdi. Celâleddîn-i Rûmî, ansızın gerçekleşen bu hâdise karşısında son derece şaşırdı. “Bu ne iştir?” diye hayretler içinde kaldı. Esrârengiz ve garip hüviyetli kişi, kendisi için âdetâ bir muammâ oldu.

Seyyid Burhaneddin 9 yıllık eğitim sürecinin ardından Hazret-i Mevlana’ya halkı irşad ve öğretimle meşgul olması gerektiğini belirtti.

Mevlana Hazretleri, yılından itibaren Konya’da dini ilimleri öğretmeye ve halkı irşad etmeye başladı.

Hazret-i Mevlana, seneler sonra bir gün Konya’daki medresesinde dersten çıkıp talebeleriyle sohbet etmekteyken, daha evvel Şam’da elini öperek kendisini hayrette bırakan kimse ile tekrar karşılaştı. Bu şahıs Tebrizli Şems’ti. O da Hazret-i Mevlana’nın sohbetine dâhil oldu. Garip bir heyecanla şu acâyip soruyu sordu:

Bâyezîd-i Bistâmî mi, yoksa Hazret-i Muhammed Mustafâ (s.a.v.) mi daha büyüktür?”

Mevlânâ Hazretleri dehşete kapıldı ve:

“–Bu nasıl suâl? Hiç âlemlere rahmet olarak gönderilmiş bulunan yüce bir peygamberle, bütün sermâyesi O’na tâbîlik olan bir velî mukâyese edilir mi?” diye hiddetle bağırdı.

Tebrizli Şems, sükûnetini hiç bozmadan sorusunu şu şekilde açıkladı:

“–Öyleyse, neden Bâyezîd, Rabb’inden cehenneme konulmasını ve vücûdunun orada, başka hiçbir mücrime yer kalmayacak derecede büyütülmesini taleb ettiği lâkin küçük bir ilâhî tecellî karşısında da; «Şânım ne yücedir! Kendimi tesbîh ederim!» dediği hâlde; Hazret-i Peygamber sayısız tecellîlere rağmen büyük bir mahviyet içerisinde bulunuyor ve nâil olduğu nîmetlerle yetinmeyerek Rabb’inden hâlâ istiyor, istiyor, boyuna istiyordu?” dedi.

Bu îzâhat, Hazret-i Mevlânâ’yı sırf aklın aydınlattığı zâhir ilmin hudûduna getirip dayadı. Bu noktada kalarak soruya cevap vermek mümkün değildi. Şems, hâl silâhıyla onu bu noktadan ileriye itti. İlerisi uçsuz bucaksız bir “ledün âlemi”ydi. Böylece Şems, muhâtabını, onda mevcûd olduğu hâlde habersiz bulunduğu mânevî bir iklîmin ufkuna doğru şimşek süratiyle bir keşif seyahatine çıkarmış oldu.

Bu ânî gelişmenin tesiri ile Hazret-i Mevlânâ, daha evvel ezberlemiş bulunduğu zâhirî ilmin mütâlaalarından birini serdediyormuşçasına kolaylıkla şu cevâbı verdi:

“–Bâyezîd’in; «Şânım ne yücedir; kendimi tesbîh ederim! Ben sultanların sultânıyım!..» sözü bir işbâ (doymuşluk) hâlinin ifâdesidir. Yâni, onun mânevî susuzluğu, küçük bir tecellî ile giderilmiş oldu. Rûhu artık talepsiz bir hâle geldi. Sekre sürüklendi. Okyanusun hacmi sonsuzdu, lâkin onun istiâbı bu kadardı.

Hazret-i Peygamber ise, « اَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَ »[1] sırrına mazhar olmuştu. Tecellîler, kendisini her taraftan kuşattı. Kâinat kadar geniş olan sadrı, bir türlü kanmıyordu. Susadıkça susuyor, içtikçe de susuzluğu artıyordu. Her an bir hâlden diğer bir hâle yükseliyor ve her yükselişte de bir önceki hâline tevbe ediyordu. Nitekim:

«Ben günde yetmiş defâ -diğer bir rivâyette yüz defâ- tevbe ederim!..» buyurmuşlardı.[2]

Zîrâ O, yüce Mevlâ’sına her an daha yakınlık istiyordu. Çünkü iştiyâkı sonsuz, kul ile Rab arasındaki mesâfe ise sonsuz kere sonsuzdu. Bu sebeple birçok kereler:

«Yâ Rabbî, Sen’i gereği gibi ve lâyık olduğun vechile tanıyamadım Sana hakkıyla kulluk yapamadım…»[3]diye ilticâ ve tazarrûda bulunuyordu.”

Şems’in vazîfesi, muhâtabının idrâkini, kalbî derinliğini, zâhirî ilimle ulaşılamayacak olan işte bu mertebeye yükseltmekti. Bunun için, aldığı cevapla ulvî gâyeye ulaşmış insanların büyük coşkunluğunu hissederek bir neş’e çığlığı attı. Kendinden geçti. Böylece bu iki mâneviyat yıldızının arasında hayat boyu devam edecek olan nûrânî bir şerâre vücûda gelmiş oldu.

Bu hâdiseden sonra, daha evvel tamâmıyla zühdî bir ibâdet hayâtı içinde sâkin bir müderris olan Hazret-i Mevlânâ, birdenbire içi içine sığmayarak samimî ve coşkun bir heyecan iklîmine girdi. Kısa bir süre sonra Şems ortadan kayboldu ve bir daha görüşemediler.

MESNEVİ NASIL ORTAYA ÇIKTI?

Hazret-i Mevlana’ya büyük sevgiyle bağlı sırdaşı Çelebi Hüsamettin, tasavvufu dervişlere anlatacak bir eser ortaya çıkarmasını tavsiye etti. Hazret-i Mevlana da Mesnevi’nin ilk 18 beyitinin yazılı olduğu kağıdını sarığından çıkarıp Çelebi’ye uzattı. Hazret-i Mevlana, ömrünün son yıllık devresinde Mesnevi’yi ortaya çıkardı. O söylüyor, Çelebi Hüsameddin yazıyordu.

Mevlana, dini bilgilerden siyasete, sağlıktan insan ilişkilerine ve hayata dair birçok konuya yer verdiği, 26 bin beyite yaklaşan 6 ciltlik bu önemli eseri için şu ifadeyi kullandı:

“Bizden sonra Mesnevi şeyhlik edecek, arayanlara doğru yolu gösterecek, onları yönetecek ve önderlik yapacaktır.”

MEVLANA HAZRETLERİ NE ZAMAN VE NEREDE VEFAT ETTİ?

Hayatını “Hamdım, piştim, yandım” sözleri ile özetleyen Hazret-i Mevlana, Konya’da 17 Aralık ’te bir pazar günü gurup vaktinde “sevgilisi”ne kavuştu.

Mevlana Camiî ve Türbesi

Şeb-i Arûs Ne Demek?

Büyük velî Mevlana Hazretleri, ölüm gecesini “Şeb-i Arûs” (düğün gecesi), yâni dünyâ gurbetinden kurtuluş, vuslata eriş olarak ifâde eder.

MEVLANA HAZRETLERİ ESERLERİ

“Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız. Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir.” sözleriyle gönüllerde kalıcı bir yer bulmak istediği anlaşılan Hazret-i Mevlana, insanlığa Mesnevi’nin yanı sıra şu eserleri bıraktı:

Divan-ı Kebir: “Büyük divan” anlamına gelen kitap, gazel, terkib-i bend ve rubailerden oluşan 40 bin beyitlik bir eserdir.

Fihi Ma Fih: “İçindeki içindedir, yahut içinde ne varsa o’dur” anlamına gelir. Hazret-i Mevlana’nın sohbetlerini içeren bir eserdir.

Mecalis-i Seba: “Yedi meclis” demektir. Hazret-i Mevlana’nın camilerdeki vaazlarını içerir.

Mektubat: Hazret-i Mevlana’nın devlet büyüklerine yazdığı mektuplardan oluşmaktadır.

“Canım tenimde oldukça Kur’an-ı Kerim’in kölesiyim. Ben Hakk’ın seçkin peygamberi Muhammed’in yolunun toprağıyım. Her kim bundan başka benden bir söz naklederse ona çok üzülür ve o sözden de çok üzüntü duyarım.” diyen Hazret-i Mevlana, bütün eserlerinde Allah’a ve Hazreti Muhammed’e (s.a.v.) sevgisini ilan etti.

MEVLANA HAZRETLERİNİN SÖZLERİ

  • Ay, geceye sabrettiği için apaydın oldu.
  • Gül, dikenin arkadaşlığına katlanıp sabrettiği için, ona çok gü­zel bir râyiha ve latîf bir renk nasîb oldu.
  • Dostlarınızı sıkça ziyaret ediniz. Çünkü üzerinde yürünmeyen yollar, diken ve çalılarla kaplanır.
  • Sağlık, sıhhat, âfiyet ve huzur çağında herkes dosttur. Ama dert çağında, gam vaktinde Allah’tan başka eş dost nerede?
  • İnsanlarla dost ol. Çünkü kervan ne kadar kalabalık ve halkı çok olursa, yol kesenlerin beli o kadar kırılır.
  • Bu seher benden ilham kesildi. Anladım ki vücuduma şüp­heli birkaç lokma girdi. Bilgi de hikmet de helâl lokmadan doğar. Aşk da merhamet de helâl lokmanın mahsûlüdür. Eğer bir lokmadan gaflet meydana gelirse, bil ki o lokma şüpheli veya haramdır.
  • Nûr ve kemâli artıran lokma, helâl kazançtan elde edilen lokmadır.
  • Ameli olmayan hikmetli söz, ödünç alınmış süslü elbise gibidir; bunu böyle bil!
  • Hâl ile öğüt veren, sözle öğüt verenden iyidir.
  • Öyle bir abdest al ki, hiç bozulmasın.
  • Öyle bir namaz kıl ki, hiç bitmesin.
  • Âşığa beş vakit namaz yetmez. Beş yüz bin vakit ister.
  • Ey kardeş! Sen, tefekkür ile hayat bulmalısın… Eğer tefekkürün gül ise, sen gül bahçesindesin. Tefekkürün diken ise, külhan kütüğüsün!
  • Dünya nîmetlerle dolu olsa, fareyle yılan yine toprak yerler. Tahtanın içindeki kurt; «‒Kimin böyle güzel helvası var!» der.
  • Merkep müşteri olup bir şey alacak olsa, elbette ham kavunu alırdı.
  • İnsana, aradığı şeye bakılarak değer verilir.
  • Tohum toprağa düşse onun için «öldü» denebilir mi?
  • Ölüm gününde tabutum götürülürken, bende, bu dünyanın dert ve gamı var sanma! Dünyadan ayrıldığıma üzülüyorum zannetme!
  • Sakın ola ki, öldüğüm için bana ağlama! «Yazık oldu, yazık oldu!» deme! Eğer ben yaşarken nefse uyup şeytanın tuzağına düşersem, işte hayıflanmanın sırası o zamandır!
  • Cenâzemi görüp de; «Ayrılık, ayrılık!» deme! Bilesin ki o vakit, benim ayrılık vaktim değil, (Rabbimle) buluşma, yani vuslat vaktimdir!
  • Beni toprağın kucağına verdikleri zaman sakın; «Elvedâ, elvedâ!» deme! Çünkü mezar, öteki âlemin, Cennetler mekânının perdesidir!
  • Batmayı, gözden kaybolmayı gördün ya, bir de doğmayı gör! Düşün ki, Güneş’le Ay, batıp gözden kayboldukları zaman onların nûruna bir ziyan gelir mi?
  • Bu hâl, sana; batmak, kaybolmak gibi görünse de, aslında doğmaktır, yeniden hayata kavuşmaktır!

Dipnotlar:

[1] el-İnşirâh, 1. [2] Buhârî, Deavât, 3; Müslim, Zikir, [3] Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, II,

İslam ve İhsan

Mevlana Hazretlerinin Hikmetli Sözleri

Hz. Mevlana ve Şems'in Tanışma Hikayesi

Şebi Arus Nedir?

PAYLAŞ:                

nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede