Kromu anlatmaya başlamadan önce biraz glikoz ve insülinden bahsetmek isterim sevgili dostlarım. Yediğimiz yemekler sindirildikten sonra metabolize edilerek mikro besin öğelerine dönüşür. Bunlar, glikoz, aminoasitler ve yağ asitleridir.
Glikoz bizim canlılığımızı devam ettirebilmemiz için kullandığımız temel enerji kaynağımızdır. Ancak glikozun hücre içine girip enerjiye dönüşmesi için insüline ihtiyaç vardır. Glikozu misafir, hücreyi ev, insülini de evin kapısı gibi düşünebilirsiniz. Eğer yüksek kilo problemimiz varsa, veya sürekli yüksek karbonhidrat içerikli besleniyorsak kandaki glikoz miktarımız artar. Artan glikozu hücre içine sokmak için, plazmadaki insülin seviyemiz de artar. Bazen durum öyle bir noktaya gelir ki, hücre içine o kadar glikoz almak mümkün olmaz ve hücreler insüline direnç gösterir. Yani der ki; misafirliğin bile bir adabı var, sana kapıyı açmıyorum.
Krom, organizmada +3 ve +6 değerlikte bulunan temel bir eser elementtir. Biz bugün kromun, insülinin etkisini arttırdığını ve glikoz seviyelerini düşürdüğünü biliyoruz. Hatta glikoz tolerans faktörü olarak geçiyor. Bununla beraber krom sadece karbonhidrat değil, protein ve yağ metabolizmasında da rol oynuyor.
Bağırsaklardan krom emilimi de %2,5 oranında gerçekleşmektedir. Bununla beraber krom pikolinat bağırsakarda çok daha iyi emilen bir krom çeşitidir ve bu yüzden diyet takviyelerinde bu formdadır. Evet, Suplemanlarda kullanılan krom pikolinatın biyoyararlılığının yüksek olduğu bilinmektedir. Ancak bunula birlikte kullanımının bazı riskleri olduğu da düşünülmekte.
Birkaç çalışma, krom takviyesi almanın diyabetliler için kan şekerini iyileştirebileceğini göstermiştir.
Bir çalışma, 16 haftalık 200 μg/gün kromun vücudun insüline tepkisini iyileştirirken kan şekerini ve insülini düşürebildiğini buldu.
Diğer araştırmalar, daha yüksek kan şekeri ve daha düşük insülin duyarlılığı olanların krom takviyelerine daha iyi yanıt verebileceğini göstermiştir.
Ek olarak, 62.000’den fazla yetişkin üzerinde yapılan büyük bir çalışmada, krom içeren diyet takviyeleri alanların diyabet olma olasılığı %27 daha düşüktü.
Bununla birlikte, üç veya daha fazla aylık krom takviyesiyle ilgili diğer çalışmalar, tip 2 diyabetli yetişkinlerde kan şekerinde iyileşme göstermedi.
Dahası, diyabeti olmayan obez yetişkinlerde yapılan araştırmalar, günde 1000 μg krom pikolinatın vücudun insüline verdiği yanıtı iyileştirmediğini buldu.
Genel olarak, bu takviyeleri almanın bazı faydaları diyabetlilerde görülmüştür, ancak her durumda değil.
Kilo vermeyi deneyen çoğu insan, açlık hissine ve şiddetli yemek yeme isteğine aşinadır. Sonuç olarak, birçok kişi bu dürtülerle savaşmaya yardımcı olabilecek gıdalar, takviyeler veya ilaçlarla ilgileniyor.
Birkaç çalışma, krom pikolinatın tatlı ihtiyacını ve iştahı azaltmada yararlı olup olmayacağını incelemiştir.
8 haftalık bir çalışmada, 1.000 μg/gün krom (krom pikolinat formunda) sağlıklı kilolu kadınlarda gıda alımını, açlığı ve tatlı isteğini azalttı.
Araştırmacılar, kromun beyin üzerindeki etkilerinin bu etkilere yol açmış olabileceğini bildirdi.
Diğer araştırmalar, binge – eating (aşırı yeme) veya depresyonu olan insanları inceledi, çünkü bu gruplar, istek veya açlığı bastırmaktan potansiyel olarak en fazla faydayı sağlayabilir.
8 haftalık bir çalışmada, depresyonu olan 113 kişiye krom pikolinat veya plasebo verildi. Araştırmacılar, plaseboya kıyasla krom pikolinat takviyeleri ile iştah ve yeme isteğinin azaldığını buldular.
Ek olarak, küçük bir çalışma, tıkınırcasına yeme bozukluğu olan kişilerde olası faydaları gözlemledi. Spesifik olarak, 600 ila 1.000 μg/gün dozlar, tıkınırcasına yeme ataklarının sıklığında ve depresyon semptomlarında azalmaya yol açmış olabileceği düşünülmektedir.
Mevcut kanıtlara göre, krom pikolinat aşırı kilolu veya obez bireylerde anlamlı kilo kaybı sağlamada etkili değildir. Egzersizle kombine edildiğinde bile normal kilolu bireylerde daha az etkili görünmektedir.
Zararlı olduğu bilinen belirli bir diyet krom alımı seviyesi yoktur. Bununla birlikte, sınırlı bilgi mevcut olmasına rağmen, kromun pikolinat formunun vücudunuzda olumsuz etkiler yaratabileceğine dair potansiyel endişeler bulunmaktadır. Kromun ara sıra düzensiz kalp atışlarına, uyku bozukluklarına, baş ağrılarına, ruh hali değişikliklerine ve alerjik reaksiyonlara neden olduğu konusunda bazı raporlar bulunmaktadır. Krom, böbrek veya karaciğer hasarı riskini artırabilir. Böbrek veya karaciğer hastalığınız varsa, önce doktorunuzla konuşmadan krom takviyesi almayın.
Çoğu insan yiyeceklerden yeterince krom alır. İyi krom kaynakları olan gıdalar şunları içerir:
Brokoli, patates ve yeşil fasulye gibi sebzeler
Tam tahıllı ürünler
Sığır eti ve kümes hayvanları
elma ve muz dahil meyveler; üzüm suyu
Süt ve süt ürünleri
KAYNAKÇA:
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/16784965/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/20022616/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/20425574/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/26446484/
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23683609/
“Son birkaç yıldır obezite tedavisi ile gelişmeler hız kazanmıştır. Daha önce tablet tedavileri verilirken günümüzde mide balonu, mide botoksu ve subkutan (deri altı) iğne tedavileri de başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Artık daha çok tecrübeye sahip olduğumuz bu tedavi şekillerinden iğne tedavisi ile hastalarımız hem girişim olmadan ameliyatsız bir şekilde hem de çok fazla yan etki olmadan ideal kilolarına kavuşabilmektedir. Aslında bir şeker ilacı olan bu ilaç mide boşalmasını yavaşlatarak ve iştahı azaltarak kişinin zayıflamasına yardımcı olmaktadır. Uygun obez hastalarda kullanıldığında oldukça başarılı bir zayıflama yöntemidir.”
“Bu iğne genel olarak BMI endeksi 30’un üzerinde olan veya 27 ve üzerinde eşlik eden kronik hastalığı olan kişilerde uygulanabiliyor. Bu kronik rahatsızlıklardan bazıları kardiyovasküler hastalık, diyabet, hipertansiyon ya da kalp krizi hikayesi olabilmektedir.
İlaç insülin iğnesi gibi toplamda 6 ay boyunca her gün kullanılıyor. Günde 1 kez uygulanıyor. İlacın dozu haftadan haftaya yavaş yavaş arttırılıyor. İlaç iştahı keserek mideyi yavaşlatıyor ve tokluk hissi veriyor. Fakat hastalar mutlaka bu ilacı 6 ay kullanmalıdır diyemeyiz. Hasta, örneğin 3 ayda ideal kilosuna ulaşıyorsa ilaç kullanımını kesebilmektedir. “
“İğne ile kısa sürede 20 kilo verilebilir”
“Hastalar iğneyi kullanmaya başladıktan sonra iştahlarının kesilmeye başladığını net bir şekilde görebiliyor. İki-üç ay içerisinde 20 kilo verebilen hastalara şahit oldum. Hasta zaten kullandığı ilk haftadan itibaren zayıflamaya başlıyor. Zayıflama miktarı hastadan hastaya değişiyor. Bazı hastalarda ilk haftalarda çok kilo verilebilirken bazılarında ise tedavinin sonlarına doğru kilo verme hızlanıyor. İlaç bırakılırken birden kesilebilmektedir.”
“Fakat şunun anlaşılması gerekir, bu bir yol arkadaşıdır. Yani tedavi alan hasta, ilaçla birlikte kilo verirken edindiği yemek düzeni alışkanlığını ilaçtan sonra da sürdürmelidir. Zaten beden bu noktada 6 ay içerisinde bu yeme düzenine alışacaktır ama hasta ilaçtan sonra tekrar eski alışkanlıklarına dönerse verdiği kiloları kaçınılmaz bir şekilde alacaktır. İlaç, hastanın yemesi durumunda kalıcı bir etki bırakmamaktadır. Burada önemli olan kilo veremeyen kişilere kilo verdirip onları bu sağlıklı beslenme düzenine alıştırabilmektir.”
Obezitenin hayati tehlikeye sebep olan birçok hastalığa yol açtığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Oral, bu tedavinin dolaylı olarak birçok hastalığın da önüne geçtiğini belirtti:
“Obezite yani çağımızın hastalığının dünyada görülme sıklığı her yıl giderek artmaktadır. Ülkemizde de buna benzer olarak her yıl daha fazla obez ortaya çıkmaktadır. Obeziteyi sadece fazla kilo olarak değerlendirmek büyük bir hata olur. Obezitenin birçok hastalıkla ilişkisi bulunmakta veya birçok hastalığın gidişatını kötüleştirebilmektedir. Obezite ile ilgili hastalıklara bakıldığında;
Diyabet ve İnsülin direnci: Obezitenin sebep olduğu hastalıkların başında gelmektedir. Obez kişilerde yağ miktarının artması nedeniyle insülin duyarlığı azalıp insülin direnci ortaya çıkmakta ve bu da diyabete yol açmaktadır.
Hipertansiyon: Obez kişilerde obez olmayanlara göre hipertansiyon sıklığı 3-4 kat daha fazladır.
Koroner arter hastalığı: Yapılan çalışmalarda obez kişilerin olmayanlara daha sık kalp krizi, kalp yetmezliği veya damar hasatlıklarına sahip oldukları ortaya konmuş.
Felç (inme): Obeziteye bağlı hipertansiyon ve insülin direnci damarın yapısını bozarak beyini besleyen damarlarda hem kanamaya hem de tıkanmalara yola açar. Bunun sonucunda felç durumları ortaya çıkabilmektedir.
Kanserler: Obezite ile kalın bağırsak, yemek borusu, böbrek, mesane, pankreas ve meme kanseri arasında ilişki olduğu bilinmektedir.
Astım: Tıkayıcı solunum hastalığı olarak bilinen astım obez kişilerde obez olmayanlara göre daha ağır seyreder.”
“Obezitenin tanısı beden kütle endeksi (BMI) ile konur. BMI’ya göre kişinin durumu aşağıdaki gibi belirlenir:
BMI’si 18,5 altı olanlar zayıf; 18,6-24,9 arası normal; 25-29,9 arası fazla kilolu; 30-34,9 arası obez, 35-39,9 arası ciddi obez ve 40 üzeri morbid obez olarak değerlendirilir.
Obezitenin tedavisi, obezite tedavi edildiğinde birçok metabolik hastalığın veya kanserin önüne geçileceğinden halk sağlığı açısından çok önemli yer tutmaktadır. Diyet, yaşam tarzı değişikliği, hareketli yaşam ve egzersiz bazen yeterli olmamaktadır. Bu aşamada medikal tedaviler yardımcı olabilmektedir. Cerrahi işlem olmadan medikal tedaviler yardımıyla da hastalar kilo verebilmekte ve sağlıklı kilolarına dönebilmektedirler.”
Hayatımızın herhangi bir döneminde diyetle başa çıkmak zorunda kalabiliriz. “Yaz geliyor”, “gelinliğe girmem lazım”, “mezuniyetim yaklaşıyor”, “kiloyu kendime yakıştırmıyorum” gibi birçok bahane bizi diyet yapmaya yönlendirebilir.
İnsanın kendi vücuduna değer vermesi, özellikle de sağlık açısından bir problem teşkil ediyorsa, çok kıymetlidir. Kendimize önem veriyor olmak, kendimize karşı saygımızla alakalıdır. Bu da hem ruhumuza hem de hayatımıza birinci dereceden etki eden bir durum.
Fakat diyet yapıyor olmak, elbette hiç de kolay bir şey değil. Hele bir de iştahlı biriyseniz, yemek yemeyi bir hobi haline dönüştürdüyseniz işiniz bir hayli zor! Görüntüsüyle nefes kesen, tadıyla sizi başka bir dünyaya sürükleyecek yiyeceklere karşı irade koruyabilmek büyük bir iştir! Durun bir dakika, hayat o kadar da acımasız olamaz.
Kilo vermek isteyenler için iştah kesen yiyecekler büyük önem taşır. İştah kesici şeyler iştahı azaltmasının yanı sıra genellikle metabolizmayı hızlandırıcı ve bağırsakları çalıştırıcı etkiye de sahiptir.
Aç Kalmadan Zayıflamanın 12 Püf Noktası
Yeşil Elmanın İlk Kez Duyacağınız 10 Faydası
Avokadonun 7 Önemli Faydası, Eminiz Bu Kadarını Bilmiyordunuz!
Muzun Faydaları: Neden Düzenli Tüketmelisiniz?
Tarçının Faydaları Nelerdir?
Bitter Çikolatanın Faydaları Nelerdir?
Yulaf Ezmesi Nasıl Yenir, Pişirilir? Sağlıklı ve Kolay 8 Diyet Tarif
Haşlanmış Yumurta Yemenin 9 Önemli Faydası
Hangi Çorba Neye İyi Gelir, Faydaları Nelerdir? En Şifalı Çorbalar
Kuru Yemiş Çeşitleri ve Faydaları, Hangi Kuru Yemiş Neye İyi Gelir?
Kabak Yemenin Az Bilinen 10 Faydası
Somon Balığı Yemenin 13 Önemli Faydası
Su İçmenin Faydaları: Düzenli Su İçmek Bakın Nelere İyi Geliyor!
Narenciye Uçucu Yağı: Portakal, limon ve mandalina gibi narenciyelerin yağını suya damlatılması ve yemeklerden önce tüketilmesi iştahı azaltıcı etki gösterir.
Kereviz: Bağışıklık sistemini destekleyen kereviz, metabolizmayı hızlandırıcı etkiye sahiptir. Yüksek lif içeriğinden dolayı uzun sürede sindirilebilen sebze iştah azaltıcı etkisi ile dikkat çeker.
Kakule: Hoşaf, sütlü tatlılar, kompostoların ayrıca çay ve kahvenin içine atılarak da tüketilen kakule kendine has aroması ile lezzet verici bir bitkidir. İştah kesici gıdalar arasında yer alan bitki, sindirimi düzenler ve sakinleştirici etkisi ile de adından söz ettirir. Çaya, kahveye ya da bitki çaylarına eklendiğinde iştah kesici etkiye sahip olan kakule konsantrasyonu da arttırır.
Maydanoz: İdrar söktürücü etkisi ile ön plana çıkan maydanoz, içeriğindeki bileşenler sayesinde iştah kesici otlar arasında yerini alır. Özellikle haşlanmış maydanoz suyu yemeklerden önce tüketildiğinde iştahı kapatarak fazla yemek yemeği engeller.
Isırgan Otu: Antioksidan içeriği sayesinde vücutta biriken fazla suyun ve toksinlerin atılmasını sağlayan ısırgan, iştahı bastırma konusunda da oldukça etkin iştah kesici bitkiler arasında yer alır.
İştah kesici şuruplar ve ilaçlar ile iştah kesici sprey, hem kimyasal hem de doğal bileşenler içerir.
Kilo problemi yaşayanların diyet yapmaya karar verdiklerinde en sık karşılaştıkları problem iştahlarıdır. İştahı bastırmak için en pratik çözüm iştah kesiciler olarak bilinen çaylardır. İştah kesici içecekler, organizmanın daha hızlı bir şekilde çalışmasını sağlayarak iştah kesici yağ yakıcı etki yaratır ve dolaysıyla da kilo vermeyi destekler. Zayıflamaya yardımcı olmasının yanı sıra bu çay çeşitleri içerdikleri antioksidan bileşenler, vitamin ve mineraller nedeniyle de sağlığa faydalıdır.
Yeşil Çay: Metabolizmayı hızlandırıcı etkisinden dolayı yağ yakımını hızlandıran yeşil çay, hem enerji tüketimini arttırır hem de iştah kesici etkiye sahiptir. Ayrıca içeriğinde yer alan antioksidan ve C vitamini toksin maddelerin ve vücutta biriken fazla suyun atımını sağlar.
Sıcak yaz günlerinde yeşil çayı demleyin ve buzla beraber soğuk şekilde için. Hem sıcaklarda çok yemek yemenize engel olur hem de ödem problemini kısa sürede ortadan kaldırır.
Mate Yaprağı: İştah azaltıcı etkisiyle ön plana çıkan mate yaprağı, metabolizma hızını arttırarak kalori yakmaya yardımcı olur. İçeriğinde yer alan bileşenler, iştahı azaltıcı etkisinin yanı sıra zihinsel ve fiziksel yorgunluk tedavisinde de etkindir.
Funda Yaprağı: İdrar söktürücü etkisiyle tanınan bitki böbrekleri çalıştırır ve en çok kullanılan iştah kesici bitki çayları arasında yer alır. Vücuttaki fazla suyun atımını sağlayan bitki bağırsak boşaltıcı etkisinden dolayı özellikle tok karnına içilmesi önerilir. Düzenli kullanıldığında iştahı da önleyen bitki kilo vermeye yardımcı olur.
Adaçayı: Kendine has aroması ile dikkat çeken adaçayı, içeriğindeki fenol bileşikler sayesinde iştahı baskılayıcı etki gösterir. Adaçayı bedeni ve ruhu arındıran çaylardandır. Aklınıza pasta ve börek gibi yüksek kalorili yemekler geliyorsa hemen 1 fincan adaçayı içmeyi unutmayın.
Sinameki Çayı: Müshil etkisi ile ön plana çıkan sinameki bitkisinin kurutulup demlenmesi ile hazırlanan çay, nane ve rezene ile birlikte tüketildiğinde hem iştahı baskılar hem de metabolizmayı hızlandırır.
Frambuaz Yaprağı (ahududu) Çayı: Muhteşem bir aromaya sahip olan ahududu çayı, lezzetinin yanı sıra iştahı kapatan özelliği ile de dikkat çeker. Enerji verici olan ahududu çayını kahvaltıda tüketerek kilo vermek daha kolay bir hale gelebilir. Tadı oldukça güzel olan bu çay, metabolizmayı hızlandırarak iştahı bastırma özelliğine sahiptir. Bu iştah kesici çay enerji verme özelliğine sahip olması nedeniyle kahvaltıda tercih edilebilir.
İştah kesici kürleri uygularken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, vücudun ihtiyaç duyduğu besinleri yeterli ve dengeli oranda alma gerekliliğidir. En etkili iştah kesici doğal yöntemler:
Buzlu Çay Kürü: 1,5 litre su, 1 tatlı kaşığı yeşil çay, 1 tatlı kaşığı mate yaprağı,1 tatlı kaşığı yasemin ve 1 tutam ıhlamur kullanılarak hazırlanan karışım çaydanlığın içine koyularak yaklaşık 30 dakika kaynatılır. Daha sonra 4-5 dakika dinlenmeye bırakılır. Demleme işlemi tamamlandıktan sonra süzülerek ılıması sağlanır. Ilıyan karşıma bir miktar bal eklenir. Biraz daha soğuduktan sonra içi buz dolu bir termosa aktarılır. İçine taze nane yaprakları da eklenerek yemeklerden önce buz ile birlikte yemeklerden 10 dakika önce tüketilir.
Rezene Kürü: 4 tatlı kaşığı rezene tohumu üzerine yaklaşık 2 litre kaynar su eklenir ve 5 dakika kadar kaynatılır. Hazırlanan bitki çayı gün boyu yemeklerden önce ve öğün aralarında tüketilir. İştah kesici yöntemler arasında kolay uygulanabilirliği ile dikkat çeken kür aynı zamanda ödem atımı da sağlar.
Toksin Atmaya Yarayan 12 Süper Besin
Hızlı Kilo Verme Diyeti: 6 Sağlıklı Liste
Fit Vücut İçin 6 Önemli Beslenme Kuralı
Neden Kilo Veremiyorum? İşte 15 Sebep!
Kilo Vermem Durdu! 10 Hızlandıran İpucu
gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede