Itirazın iptali davası cevap dilekçesi

Itirazın Iptali Davası Cevap Dilekçesi

itirazın iptali davası cevap dilekçesi

İdare Mahkemelerinde Cevaba Cevap Dilekçeleri

İdare Mahkemelerinde cevaba cevap dilekçeleri 30 gün içinde mahkemeye yazılı olarak verilir. Devlet kurumları tarafından gerçekleştirilen işlere ilişkin davalar idari yargıda açılmaktadır. İdari yargıda, açılan bu idari davalar tam yargı davaları yahut iptal davalarıdır. Bu davalarda ise, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğu denetlenmektedir. Belirtilen idari davalar, dava konusu olan idari işlemlerin ve eylemlerin gerçekleştirildiği yerdeki görevli mahkemede açılmalıdır. İdari davalar ise, kanunlarda görevleri belirtilen şekilde idare mahkemesinde, vergi mahkemesinde ya da Danıştay’da görülmektedir. Bu doğrultuda, idari yargıda bir dava açılması için öncelikle idare tarafından gerçekleştirilen davaya konu olabilecek bir işlem veya bir eylem olmalıdır. İlgili kişi tarafından dava konusu uyuşmazlığa konu olan bu işleme veya eyleme karşı bir dilekçe verilerek dava açılmalıdır. Bu makalemizin devamında da idari yargıda gerçekleştirilecek bu süreç anlatılacaktır.

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun maddesinde idare mahkemelerinde açılacak davalarda dilekçeler aşamasının; dava dilekçesi, idarenin savunma dilekçesi, savunmaya cevap dilekçesi ve ikinci savunma dilekçesi olarak dört dilekçede tekemmül edeceği hususu düzenlenmiştir. Bu bağlamda İdare Mahkemelerinde Cevaba Cevap Dilekçeleri, idarenin savunma dilekçesine karşılık cevapların beyan edildiği dilekçedir.

Savunma dilekçesi, kendisinden sonra yeni ve mahkemece beyan sunulması gerekli olan bir durum ortaya çıkmadıkça davacının mahkemenin kararını vermesinden önceki son sözleri mahiyetindedir. Duruşmalı görülecek dosyalar için de davacının yazılı olarak sunduğu son dilekçe savunmaya cevap dilekçesidir. Çünkü İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 16. maddesinin 2. fıkrasında “… davalının vereceği ikinci savunma da davacıya tebliğ edilir. Buna karşı davacı cevap veremez.” hükmü yer almaktadır. Savunmaya cevap dilekçesi dava konusuna ilişkin olarak davacının meramını anlatabileceği son dilekçedir. Bu nedenle davacı taraf mahkemenin dikkate almasını istediği tüm hususları bu dilekçede anlaşılır şekilde izah etmelidir.

İdare mahkemelerinde cevaba cevap dilekçeleri verilmesi son derece önemlidir. Zira süresinde bu dilekçe verilmediği takdirde haktan vazgeçmiş sayılırsınız.

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun maddesi

İdari davalarda mahkemeler davaya ait her türlü incelemeyi kendiliğinden yapmaktadır. Ancak mahkemenin incelemeye alacağı hususlara dikkat çekmek amacıyla savunmaya cevap dilekçesinde belirtilmesinde faydalı olacak bazı hususlar vardır. Öncelikle savunmaya cevap dilekçesinde idarenin savunma dilekçesi ile idari işleme gerekçe gösterdiği hususlar üzerinde durulmalıdır. İdari işleme gerekçe gösterilen hususların varsa yönetmelik, kanun, Anayasa ve sair mevzuata aykırılığı üzerinde durulmalıdır. Ayrıca idari işleme gerekçe gösterilen hususun gerçek olmadığına dair varsa davacı taraf elindeki bilgi ve belgeleri de mahkeme huzuruna bu dilekçe ile sunmalıdır. İdare mahkemelerinde görülen iptal davalarında en önemli hususlardan biri idari işleme gerekçe gösterilen sebep unsurunun hukuka aykırılığıdır. Söz konusu hukuka aykırılığın ispatlanması davanın davacı lehine sonuçlanması için en önemli noktadır. Bu nedenle savunmaya cevap dilekçesinde mutlaka savunma dilekçesinde belirtilen gerekçelere karşı cevap ve beyanda bulunulmalıdır.

Bunun yanı sıra savunmaya cevap dilekçesi ile dava dilekçesinde belirtilen davanın haklı sebepleri de kısaca tekrar edilmelidir. Dava dilekçesinde yer alan hususların savunmaya cevap dilekçesinde tekrar edilmesi bu hususların mahkeme nezdinde dikkatini çekecektir. Ancak dava dilekçesinde belirtilen hususlarla çelişki oluşturacak ifadeler savunmaya cevap dilekçesinde yer almamalıdır.

Dava dilekçesi yürütmenin durdurulması talepli olarak yazılmış ve mahkemece henüz yürütmenin durdurulması talebine yönelik karar verilmediyse; savunmaya cevap dilekçesi ile yürütmenin durdurulması talebi tekrar edilerek hukuka açıkça aykırılık nedenleri ile telafisi güç veya imkânsız zarar meydana geldiği veya geleceği hususları izah edilebilir. Ayrıca mahkeme yürütmenin durdurulması talebini reddetmiş olsa bile yürütmenin durdurulmasını gerektirecek yeni bir gelişme olmuş ise bu husus savunmaya dilekçesinde belirtilerek yürütmenin durdurulması talebinin yeniden değerlendirilmesi de talep edilebilir.

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun maddesinin 3. fıkrasına göre; davanın tarafları dilekçeler aşamasında kendilerine tebliğ edilen dilekçelere karşı tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde cevap vermelidir. Bu bağlamda savunmaya cevap dilekçesinin de savunma dilekçesinin tebliğinden itibaren 30 gün içinde mahkemeye sunulması gerekmektedir. Bu süre, ancak haklı sebeplerin bulunması halinde, taraflardan birinin isteği üzerine görevli mahkeme kararı ile otuz günü geçmemek ve bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir. Sürenin geçmesinden sonra yapılan uzatma talepleri kabul edilmez. Savunmaya cevap dilekçesi yazılırken mahkemenin süresi içinde cevap verildiğinin anlamasını kolaylaştırmak amacıyla savunma dilekçesinin tebliğ tarihi de dilekçeye eklenmelidir.

İdare Mahkemelerinde Cevaba Cevap Dilekçesi Süresi Nedir?

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun maddesinin 3. fıkrasına göre; davanın tarafları dilekçeler aşamasında kendilerine tebliğ edilen dilekçelere karşı tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde cevap vermelidir. Bu bağlamda savunmaya cevap dilekçesinin de savunma dilekçesinin tebliğinden itibaren 30 gün içinde mahkemeye sunulması gerekmektedir. Bu süre, ancak haklı sebeplerin bulunması halinde, taraflardan birinin isteği üzerine görevli mahkeme kararı ile otuz günü geçmemek ve bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir. Sürenin geçmesinden sonra yapılan uzatma talepleri kabul edilmez. Savunmaya cevap dilekçesi yazılırken mahkemenin süresi içinde cevap verildiğinin anlamasını kolaylaştırmak amacıyla savunma dilekçesinin tebliğ tarihi de dilekçeye eklenmelidir.

30 gün içinde İdare Mahkemelerinde cevaba cevap dilekçeleri verilmediği takdirde dilekçe verilmemiş sayılır. Bu durumda cevaba cevap dilekçesi hakkınız son bulacaktır.

İdare Mahkemelerinde Cevaba Cevap Dilekçesi Örneği

Savunmaya cevap dilekçesi dava dilekçesinin tevzi edildiği idare mahkemesi dairesine sunulmaktadır. İdari davalar özel dava çeşitlerinden olup idare hukuku avukatı ile yürütülmesi davanın sürdürülebilmesi için önemli bir unsurdur. Zira süreç usul ve esas noktasında hukuk davalarına göre bir çok özellik sergilemektedir.

Görevli mahkeme ise yine dava dilekçesi ile belirlenen ve İdari Yargılama Usulü Kanunu’na göre görevli sayılan idare mahkemesidir.

….…… (X). İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

DOSYA NO    :…&#;/….. (Görevli ve yetkili mahkemece dava dosyasına verilen numara ve yılı)

DAVACI         : Ad- Soyad (TC Kimlik No)   Adres

VEKİLİ          : (Varsa) Ad-Soyad &#; Adres

DAVALI         : (Dava konusu idari işlemi tesis eden idare) &#; Adres

VEKİLİ           : (Varsa) Ad-Soyad &#; Adres

KONU           : Davalı İdare&#;nin webgrid.co.uk tarihli savunma dilekçesine karşı cevaplarımızın sunulduğu dilekçedir.

TEBLİĞ TARİHİ: Davalı İdare’nin savunma dilekçesinin tebliğ edildiği tarih.

AÇIKLAMALAR:

  1. Davalı idarenin savunma dilekçesinde davaya konu idari işlemin gerekçesi için sunduğu bilgi ve belgelere karşı beyan ve cevap içeren açıklamalar yapılmalıdır.
  2. (Varsa)Dava konusu idari işlem için gerekçe gösterilen hususların gerçek dışı olduğunun deliller de belirtilerek açıklaması yapılmalıdır.
  3. Dava konusu idari işlemin kanun, Anayasa ve sair mevzuata aykırılığına ilişkin açıklamalar yapılmalıdır.
  4. Dava dilekçesinde belirtilen hususlar kısaca tekrar edilmelidir.
  5. (Yürütme durdurma kararı verilmediyse veya yürütme durdurma talebinin değerlendirilmesi için yeni bir husus ortaya çıktıysa) Yürütmenin durdurulması kararını gerektirecek hususların açıklanması gerekmektedir.

HUKUKİ DELİLLER: Savunmaya cevap dilekçesinin ekinde sunulacak deliller ve her türlü yasal delil.

HUKUKİ SEBEPLER: sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ve ilgili diğer mevzuat.

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda ayrıntılı bir şekilde arz ve izah edilen ve Sayın Mahkemenizce de resen dikkate alınacak nedenlerle; (yalnızca dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında talep edilen hususlar tekrar edilmeli ve yeni bir talepte bulunulmamalıdır.) karar verilmesini saygılarımla talep ederim. (Tarih)

                                                                              Davacı Ad-Soyad

                                                                         (Varsa Vekili Ad-Soyad)

MEB Savunmasına Cevap Dilekçesi Örneği

….…… . İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

DOSYA NO   :……/….. (Görevli ve yetkili mahkemece dava dosyasına verilen numara ve yılı)

DAVACI         : Ad- Soyad (TC Kimlik No) &#; Adres

VEKİLİ          : Av. Umur YILDIRIM

Söğütözü Mah. Söğütözü Cad. Koç İkiz Kuleler B Blok Kat: 4 No:7 Çankaya/ANKARA

DAVALI        : T.C. Milli Eğitim Bakanlığı

Atatürk Bulvarı No: 98 Bakanlıklar/ANKARA

VEKİLİ         : (Varsa) Ad-Soyad &#; Adres

KONU           : Davalı İdare’nin webgrid.co.uk tarihli savunma dilekçesine karşı cevaplarımızın sunulduğu dilekçedir.

TEBLİĞ TARİHİ: Davalı İdare’nin savunma dilekçesinin tebliğ edildiği tarih.

AÇIKLAMALAR:

  1. Davalı idarenin savunma dilekçesinde davaya konu idari işlemin gerekçesi için sunduğu bilgi ve belgelere karşı beyan ve cevap içeren açıklamalar yapılmalıdır.
  2. (Varsa)Dava konusu idari işlem için gerekçe gösterilen hususların gerçek dışı olduğunun deliller de belirtilerek açıklaması yapılmalıdır.
  3. Dava konusu idari işlemin kanun, Anayasa ve sair mevzuata aykırılığına ilişkin açıklamalar yapılmalıdır.
  4. Dava dilekçesinde belirtilen hususlar kısaca tekrar edilmelidir.
  5. (Yürütme durdurma kararı verilmediyse veya yürütme durdurma talebinin değerlendirilmesi için yeni bir husus ortaya çıktıysa) Yürütmenin durdurulması kararını gerektirecek hususların açıklanması gerekmektedir.

HUKUKİ DELİLLER : Savunmaya cevap dilekçesinin ekinde sunulacak deliller ve her türlü yasal delil.

HUKUKİ SEBEPLER:  sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ve ilgili diğer mevzuat.

SONUÇ VE İSTEM     : Yukarıda ayrıntılı bir şekilde arz ve izah edilen ve Sayın Mahkemenizce de resen dikkate alınacak nedenlerle; (yalnızca dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında talep edilen hususlar tekrar edilmeli ve yeni bir talepte bulunulmamalıdır.) karar verilmesini saygılarımla talep ederim. (Tarih)

 Davacı Vekili

                                                                           Av. Umur YILDIRIM

                                                                                      İmza

Cevap Dilekçesi

Tarafınıza açılmış olan bir hukuk davasında dava dilekçesinin tarafınıza tebliğ edilmesi ile birlikte karşı tarafın dava dilekçesinde haklılığını öne sürdüğü beyanlarına karşı cevap hakkınız bulunmaktadır. Cevap dilekçesi hazırlamak suretiyle mahkemeye sunma hakkınız bulunmaktadır. Hak kaybı yaşamamak adına dava dilekçenizin tarafınıza tebliğ tarihi çok önemlidir. Süresi içerisinde sunulmayan cevap dilekçesinin hukuki yargılamanıza ilişkin olumsuz etkisi söz konusu olacaktır. Mağduriyet yaşamamak adınıza dava açıldığında cevap dilekçesi yazdırmak için muhakkak uzman bir avukata danışmanızda fayda olacaktır. Hakkınızda açılmış olan bir davaya ilişkin cevap verme süreniz yazılı usule tabi işlerde 2 haftadır. 2 haftalık süre dava dilekçesinin tarafınıza tebliğ edilmesi ile başlamaktadır. Açılan davaya ilişkin dava dilekçesinin size tebliği sırasında evde olmayabilirsiniz. Böyle durumlar yaşandığında tebligatınız iade olup tekrardan ikametgahınızın bulunduğu yerdeki muhtara tebligat yapılır. Evde olmadığınız takdirde muhtara yapılan tebligat geçerlidir ve süreniz tebligatın muhtara yapıldığı gün başlar. Tarafınıza tebliğ olan dava dilekçesine ilişkin kısıtlı süreniz kaldıysa ya da son güne denk geldiyse eğer, hak kaybı yaşamamak adına bir defaya mahsus olmak üzere mahkemeden süre uzatım dilekçesi tanzim edilerek cevap dilekçesi sunma bakımından ek süre alma hakkınız bulunmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda cevap dilekçesinde zorunlu olarak bulunması gereken hususlar açıkça belirlenmiştir. Mahkemenin adı, tarafların adı soyadı ve açık adresleri, dayanılan deliller, savunmalar, hukuki nedenler, talep ve sonucun muhakkak belirtilmesi gerekmektedir. Cevap dilekçesi, hakkınızda açılmış olan davada isnat edilen olguların iptal edilmesine ilişkin imkan sağlamaktadır. Dava yargılaması sonunda çıkabilecek olası mağduriyetlerin önüne geçebilmek için alanında uzman avukattan hizmet alarak cevap dilekçesi hazırlamanız gerekmektedir. Bu alanda hizmet almak istediğinizde iletişim bilgilerimiz üzerinden bize ulaşabilirsiniz.


Cevap Dilekçesi Nereye Verilir?

Cevap dilekçesi tarafınıza tebliğ olduktan sonra açılan davaya uygun cevap dilekçesi hazırlanır. Cevap dilekçesi tarafınızca da yazılabilir ancak her davanın kendine özgü usul kuralları olduğundan hazırlanan cevap dilekçesinde ileride hak kaybı yaşamamak adına uzman bir avukattan yardım alınmalıdır. Aleyhinize açılan dava hangi mahkemede açıldıysa cevap dilekçenizin başlığını o mahkemenin adı oluşturmaktadır ve dilekçeniz davanın açıldığı mahkemeye teslim edilmelidir.  Ancak dava bulunduğunuz ilden başka bir ilde açıldıysa, bulunduğunuz ildeki mahkemeye gidip muhabere yoluyla dilekçenizin esas mahkemesine gönderimini sağlayabilirsiniz. Örneğin bulunduğunuz il İstanbul ancak dava İzmir Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldıysa, İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gidip cevap dilekçenizin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini isteyebilirsiniz. 


Davaya Cevap Verilmezse Ne Olur?

Açılan davaya ilişkin süresi içerisinde cevap dilekçesi vermemenin sonuçları Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun maddesinde düzenlenmiştir. “Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır.” şeklinde bahsedilmiştir. Davalı taraf davaya cevap vermek zorunda değildir ancak cevap vermediği takdirde dava, davacı tarafından dava açarken sunulmuş olan vakıalar ve deliller esas alınarak görülüp sonuçlandırılır çünkü artık davalı cevap süresini kaçırdığı için delil listesi sunamayacaktır.  Davacı dava dilekçesinde savunduğu iddiaları daha kolay şekilde ispatlayacaktır. Davalı, cevap dilekçesi vermediği takdirde inkar kapsamında beyanda bulunabilir ancak açılan davaya yönelik yeni iddialar ileri süremez. Süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmayan davalı taraf aleyhine doğacak sonuçlara katlanmak zorundadır. 


İstinafa Cevap Dilekçesi Nasıl Yazılır ? 

İstinafa cevap dilekçesi Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun maddesinde açıkça düzenlenmektedir.  İstinaf dilekçesinin kararı veren ilgili mahkeme tarafından karşı tarafa tebliğ edileceği ve karşı tarafın da tebliğ edilmesinden itibaren 2 hafta içerisinde istinafa cevap dilekçesi sunması gerekmektedir. Hakkında iddia edilen ilgili hususlara ilişkin yazılı beyanda bulunularak hak kaybı yaşanmasının önüne geçilmesi sağlanmış olunacaktır. İstinafa cevap dilekçesi süresi içerisinde istinafa gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine verilmektedir. İstinafa cevap dilekçesi verilirken herhangi bir harç ve gider avansı yatırılması gerekmemektedir. 

Hukuk, İdare ve Ceza mahkemelerinin yapmış olduğu yargılama neticesinde istinaf kanun yolunun açık olması durumunda, ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinafta bulunan tarafın istinaf başvuru dilekçesinin tebliğ edilmesi ile birlikte istinafa cevap dilekçesi sunulacaktır. İstinafa cevap dilekçesi sunulurken istinaf dilekçesinin içeriğine uygun sunulmalıdır. İstinaf dilekçesinde bulunan vakıaların inkarına yönelik deliller eklenmesi ve beyanlar sunulması yargılamayı aydınlatacaktır. Dava yargılaması sonunda çıkabilecek olası mağduriyetlerin önüne geçebilmek için alanında uzman avukattan hizmet alarak istinafa cevap dilekçesi hazırlamanız gerekmektedir. Bu alanda hizmet almak istediğinizde iletişim bilgilerimiz üzerinden bize ulaşabilirsiniz.


Cevaba Cevap Dilekçesi Hazırlarken Nelere Dikkat Edilmelidir ? 

Cevaba cevap dilekçesi tarafların ikinci dilekçeleri yani diğer deyimiyle replik olarak adlandırılmaktadır. Davacı olan tarafa davalı tarafından mahkemeye sunulan cevap dilekçesinin davacıya tebliğ edilmesi ile birlikte 2 hafta içerisinde cevaba cevap dilekçesi sunması gerekmektedir. Bu husus Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun maddesinde açıkça düzenlenmiştir. 4 adet dilekçe aşamasının 3. aşamasında sunulan dilekçe türüdür. Bunlar sırasıyla dava dilekçesi, cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi ve ikinci cevap dilekçesidir. Cevaba cevap dilekçesi ve ikinci cevap dilekçesi aşaması yazılı yargılama usulünün uygulandığı davalarda bulunmaktadır. Dava dilekçesinde dile getirmediğiniz durumları cevaba cevap dilekçenizde detaylıca dile getirebilme hakkına sahipsiniz. Çünkü iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı cevaba cevap dilekçesi ve ikinci cevap dilekçesinin sunulmasından itibaren başlamaktadır. Bu dilekçeler verildikten sonra dilekçeler teatisi tamamlanmış olup duruşma aşamasına geçilecektir.

Cevaba cevap dilekçesinin hazırlık sürecinde kısaca bahsettiğimiz gibi dikkat edilmesi gereken önemli hususlar bulunmaktadır. Bu yüzden dava yargılaması sonunda çıkabilecek olası mağduriyetlerin önüne geçebilmek için alanında uzman avukattan hizmet alarak cevaba cevap dilekçesi hazırlamanız gerekmektedir. Böylece olması muhtemel hak kayıplarının önüne geçilmesi sağlanmış olmakla birlikte davanızın lehe sonuçlanma ihtimali de artmış olacaktır. Bu alanda hizmet almak istediğinizde iletişim bilgilerimiz üzerinden bize ulaşabilirsiniz.


Boşanma Cevap Dilekçesi

Hakkınızda açılmış olan Çekişmeli boşanma davasına ilişkin dava dilekçesinin açılan davaya ilişkin tensip zaptının tarafınıza tebliğ edilmesi ile birlikte yasal süre zarfı içerisinde yani dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edilmesinden itibaren 2 hafta içerisinde boşanma cevap dilekçesi hazırlayıp davanızın açıldığı aile mahkemesine yazılı olarak sunmanız gerekmektedir. Boşanmaya cevap dilekçesi hazırlığında davacının dava dilekçesinde öne sürdüğü hususların aksini iddia edecek hukuka uygun delillerin sırasıyla detaylı açıklamada bulunularak boşanmaya cevap dilekçesi içerisinde bahsedilmesi gerekmektedir. Tebliğden itibaren 2 haftalık yasal cevap verme süresi içerisinde boşanmaya cevap dilekçesi vermeyen davalı, dava dilekçesinde yer alan tüm husus ve iddiaları reddetmiş sayılır ancak dava dilekçesine süresinde cevap vermeyen davalı, boşanma davasında kendi iddialarını ileri süremez, tazminat, nafaka talep edemez. Boşanmaya cevap dilekçesinin hazırlık sürecinde kısaca bahsettiğimiz gibi dikkat edilmesi gereken önemli hususlar bulunmaktadır. Bu yüzden dava yargılaması sonunda çıkabilecek olası mağduriyetlerin önüne geçebilmek için alanında uzman avukattan hizmet alarak boşanma cevap dilekçesi hazırlamanız gerekmektedir. Böylece olması muhtemel hak kayıplarının önüne geçilmesi sağlanmış olmakla birlikte iddialarınız doğrultusunda lehe sonuçlanma ihtimali de artmış olacaktır. Bu alanda hizmet almak istediğinizde iletişim bilgilerimiz üzerinden bize ulaşabilirsiniz.

İtirazın İptali Cevap Dilekçesi

Tarafınıza açılmış olan icra takibine ilişkin olarak süresi içerisinde itirazda bulunmanız neticesinde alacaklı taraf 1 yıl içerisinde itirazın iptali davası açtığı zaman tarafınıza tebliğ olan itirazın iptali dava dilekçesinin tebliğ olmasından itibaren yasal süre zarfı içerisinde İtirazın iptali cevap dilekçesi hazırlamanız gerekmektedir. Hazırlanacak olan bu cevap dilekçesinde söz konusu böyle bir borcun olmadığının ispatını sağlayacak delil niteliğine haiz belgelerle birlikte dilekçenizin hazırlanması gerekmektedir. Savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı bulunmasından ötürü eğer yasal süre zarfı içerisinde cevap dilekçesi sunmadığınız takdirde hakkınızda açılmış olan iş bu davayı inkar edebilme hakkınız bulunacaktır ancak yeni bir iddia ve vaka ileri sürülemeyecektir. İtirazın iptali davası yargılamasında haklı ve borçlu olmadığınızı itirazın iptali cevap dilekçesinde ispatlayamadığınız takdirde borcunuzla birlikte asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemek durumunda kalabilirsiniz. İtirazın iptali cevap dilekçesinin hazırlık sürecinde kısaca bahsettiğimiz gibi dikkat edilmesi gereken önemli hususlar bulunmaktadır. Bu yüzden dava yargılaması sonunda çıkabilecek olası mağduriyetlerin önüne geçebilmek için alanında uzman avukattan hizmet alarak itirazın iptali cevap dilekçesi hazırlamanız gerekmektedir. Böylece olması muhtemel hak kayıplarının önüne geçilmesi sağlanmış olmakla birlikte iddialarınız doğrultusunda lehe sonuçlanma ihtimali de artmış olacaktır. Bu alanda hizmet almak istediğinizde iletişim bilgilerimiz üzerinden bize ulaşabilirsiniz.

Ortaklığın Giderilmesi Cevap Dilekçesi

Miras paylaşımı için en sık başvurulan dava çeşidi Ortaklığın Giderilmesi davasıdır. Ortaklığın giderilmesi davası murisin mallarının paylaşımı için açılan davadır. Davanın açılması neticesinde dava dilekçesinin davalılara tebliğ edilmesinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ortaklığın giderilmesi cevap dilekçesi hazırlayıp davanın açıldığı Sulh Hukuk Mahkemesine sunulması gerekmektedir. Ortaklığın giderilmesi cevap dilekçesi, böyle bir davanın açılmasında hukuki yararın bulunmadığına ilişkin beyanlar ve dava dilekçesindeki iddiaların inkarına yönelik deliller eklenerek hazırlanmalıdır. Ortaklığın giderilmesi cevap dilekçesinin hazırlık sürecinde kısaca bahsettiğimiz gibi dikkat edilmesi gereken önemli hususlar bulunmaktadır. Bu yüzden dava yargılaması sonunda çıkabilecek olası mağduriyetlerin önüne geçebilmek için alanında uzman avukattan hizmet alarak ortaklığın giderilmesi cevap dilekçesi hazırlamanız gerekmektedir. Böylece olması muhtemel hak kayıplarının önüne geçilmesi sağlanmış olmakla birlikte iddialarınız doğrultusunda lehe sonuçlanma ihtimali de artmış olacaktır. Bu alanda hizmet almak istediğinizde iletişim bilgilerimiz üzerinden bize ulaşabilirsiniz.

CEVAP DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

CEVAP DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

ADANA webgrid.co.uk HUKUK MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE                                                         

DOSYA NO:

İLGİLİ İCRA DOSYASI: Adana webgrid.co.uk Müdürlüğü / esas sayılı ds.                       

DAVACI

VEKİLLERİ

DAVALI: 

VEKİLLERİ:

KONU: Tebliğ edilen  dava dilekçesine karşı, haksız davanın reddi dileğiyle cevaplarımızın ve delillerimizin sunulmasıdır.

AÇIKLAMALAR  

1)HUSUMET İTİRAZI

         Davacının talepleri dayanaksız, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup, huzurdaki davanın reddini talep etmekteyiz .Şöyle ki;

Davacı tarafından dava dilekçesi ile mahkemenize sunulan gerçek dışı iddiaları kabul anlamına GELMEMEK SART VE KAYDI İLE öncelikle belirtmek isteriz ki müvekkillere ait iş yeri , dava konusu olayın meydana geldiği iddia edilen tarihinde,  <> no'lu sigorta poliçe si ile tarihleri arasında  < SİGORTA İŞ YERİM SİGORTA POLİÇESİ> adlı poliçe ile sigortalanmıştır. İşbu poliçe ile; su baskını , yangın ,üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek olan tazminat talepleri vb. Durumlar  poliçe de yer olan özel ve ilişik genel şartlar çerçevesinde güvence altına alınmıştır. Bu husus davacı şirket tarafından göz ardı edilmiş olup müvekkillere karşı haksız ve mesnetsiz bir icra takibi başlatılmıştır. Esasa ilişkin beyanlarımızı sunmadan evvel huzurdaki davanın müvekkil şirket yönünden HUSUMET YOKLUĞU nedeniyle reddini talep ediyoruz .

2)ZAMANAŞIMI İTİRAZI :

Sayın mahkemenizin Re'sen göz önünde bulunduracağı üzere dava süresinde açılmamıştır ve zaman aşımı itirazımız bulunmaktadır. Davanın zamanaşımına uğramış olması sebebi ile de reddini talep ediyoruz

 

2) ESAS HAKKINDAKİ İTİRAZLARIMIZ:

Dava dilekçesinde bahsedilen sigortalı dairenin üst katında bulunan kiracı tarafından kullanıldığı belirtilen dairenin üst katında bulunan su tesisatında oluşan bir arıza nedeni ile sigortalı daireye sızdığı iddia edilen  su, sigortalı dairede  sair odalara hasara sebebiyet vermesi iddiası sonucu, sigorta şirketi zarar gören sigortalının hesabına ödeme yapmıştır. Sigorta şirketi rücu ihtarnamesine bağlı olarak Adana webgrid.co.uk Müdürlüğünün esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe müvekkiller  haklı olarak itiraz etmiştir.

 

webgrid.co.ukının yaptırmış olduğu tespit, davacının -var ise - zararının nereden kaynaklandığını ve kimden sadır olduğunu ispattan uzaktır. Yapılmış olan tespitte, hasarın, binanın ortak alanında yer alan  su tesisatında oluşan bir arıza nedeniyle meydana geldiğinden bahsedilmektedir. OYSA Kİ;  BİLİRKİŞİ TARAFINDAN YAPILACAK OLAN İNCELEME DE GÖRÜLECEĞİ ÜZERE İŞYERİ OLARAK KULLANILAN DAİRELERİN SU SAATLERİ HER DAİRENİN KENDİ İÇERİSİNDEDİR .''ORTAK ALAN''  ŞEKLİNDE BAHSEDİLEN YER DE  İDDİA EDİLEN BU SIZINTIYA SEBEBİYET VERECEK SU SAATİ VB. BULUNMAMAKTADIR .

 

2.Öncelikle tarafımızca merak edilen konu ; raporu hazırlayan kişi veya şirketin   inceleme yapmadan ve sızan suyun kaynağını teknik olarak tespit etmeden hangi kıstaslara göre suyun ortak alandan  sızdığının tespit etmesidir. Sayın mahkemece de takdir edileceği üzere KAPALI TESİSAT İÇERİSİNDE YER ALAN  Su sızıntıları  teknik bir konu olup çıplak gözle bakarak anlaşabilecek bir mesele değildir. Müvekkiller söz konusu binanın 2. Katında maliktir, 8. Katta meydana geldiği iddia edilen bu olayı tespit ve tamir etmesi beklenemez .

 

Binada  webgrid.co.uk maliki müvekkillerimin, 8. Katta meydana geldiği iddia edilen bu durumdan kaynaklı  herhangi bir sorumluluğu bulunmamakla birlikte iddia edilen zararla doğrudan ya da dolaylı olarak bir kusuru ve ihmali kesinlikle yoktur.

SU ,Elektrik tesisatı gibi mekanizmalarda meydana gelen  aksaklıklar, tesisat kurulumu ,bakımı veya tamiri sırasında alanında uzman kişilerce tespit ve tamir edilebilecek  aksaklıklardır. Kaldı ki bu husus  tamir ya da kurulum işlemlerinden kaynaklı bir eksiklik sonucu meydana gelmiş bir durum  ise tamiratı yapan kişi ve - veya şirketin sorumluluğu altındadır .

İşyeri maliklerinin bu alanda uzman olmamasına rağmen  bu eksikleri saptayabilmesi ve tamir edebilmesi  mümkün degildir.

3.Sızıntının binanın ortak bir tesisatından mı yoksa herhangi bir dairende mi kaynakladığının ve hangi teknik nedenden kaynaklandığının öncelikle TARAFSIZ VE GÜNCEL OLARAK  tespit edilmesi gerekmektedir. (ZİRA BAHSE KONU SU SIZINTISI İDDİA EDİLDİĞİ ÜZERE ORTAK ALANDAN KAYNAKLANMAMAKTADIR.)  Daha sonra tespitin muhataba tebliği, ifa ve tazminata ilişkin dava ve icra dosyasının daha sonra muhataba veya muhataplara yöneltilmesi webgrid.co.uk konu uzman incelemesi raporu müvekkile T E B L İ Ğ   E D İ L M E M İ Ş T İ R.  BİLİRKİŞİ TARAFINDAN YAPILACAK OLAN İNCELEME DE GÖRÜLECEĞİ ÜZERE İŞYERİ OLARAK KULLANILAN DAİRELERİN SU SAATLERİ HER DAİRENİN KENDİ İÇERİSİNDEDİR .ORTAK ALAN ADI ALTINA İDDİA EDİLEN BU SIZINTIYA SEBEBİYET VERECEK SU SAATİ VB. BULUNMAMAKTADIR .

 

 

Davacı tarafından hasara ilişkin oluşturulan işbu hasar raporunu kabul etmemekle birlikte , tarafsız ve teknik bir rapor oluşturulmasını talep ediyoruz . Zira belirtilen bu şirket tarafından belirtilen rakam (,45 TL) son derece fahiş olup gerçeği yansıtmamaktadır .

 

  1. GÖZ ARDI EDİLMEMESİ GEREKEN BİR DİĞER ÖNEMLİ HUSUS İSE;

 BU OLAY ARDINDAN DAVACI SİGORTA ŞİRKETİNİN  YAPMIŞ OLDUĞU ÖDEMENİN,

  • KENDİ POLİÇE ŞARTLARINA UYGUN OLUP OLMADIĞI ,
  • OLAY TARİHİNDE SÜRESİ DOLMAMIŞ GEÇERLİ BİR SİGORTA POLİÇESİ MEVCUT OLMADIĞI ,
  • POLİÇE ŞARTLARINDA SÖZ KONUSU DURUMU KAPSAYAN GEÇERLİ BİR POLİÇE MEVCUT OLUP OLMADIĞI
  • POLİÇE ŞARTLARI GEREĞİNCE YAPILAN ÖDEMEDE TENZİL YOLUNA GİDİLMESİ İÇİN GEREKLİ SİGORTA ETTİREN KİŞİNİN KUSURUNUN BULUNUP BULUNMADIĞI

  GİBİ ÖDEMENİN GEÇERLİLİĞİ AÇISINDAN SON DERECE ELZEM KONULAR ARAŞTIRILMALIDIR .BU BAKIMDAN DAVACI ŞİRKET İLE SİGORTA ETTİRENİ ARASINDA  MEVCUT BULUNAN POLİÇE İÇERİĞİNİN İNCELENMESİNİ TALEP EDİYORUZ .

 SİGORTA ETTİREN KİŞİ ,İDDİA EDİLEN  ZARARIN MEYDANA GELMESİNİ ÖNLEMEK ADINA GEREKLİ ÖNEMLERİ DE  ALMIŞ OLMALIDIR.ÖNLEMLERİ ALMADIĞI TAKDİR DE KİŞİSEL OLARAK MÜTERAFİK KUSURU BULUNUR . SİGORTA ŞİRKETİ DE  İHMAL VE KUSUR SEBEBİ İLE ŞAHSA YAPILAN   MEVCUT ÖDEME MİKTARINDAN MÜTERAFİK  KUSURU ORANINDA İNDİRİM  webgrid.co.uk HUSUSUN DA  ARAŞTIRILMASINI TALEP EDERİZ .

webgrid.co.ukıca açılan davayı kabul etmemekle birlikte ekspertiz raporunda belirtilen ,45 TL TL lik hasar tutarına da itiraz ediyoruz. Tıpkı su sızıntısının Ortak alandan  kaynaklandığına ilişkin görüşü gibi ekspertiz raporunu hazırlayan kişinin hasara ilişkin miktar tespiti de hukuki dayanaktan yoksundur. Hangi kıstasa göre ve ne sebeple ,45 TL TL zarar tespit edilmiş olduğu  tarafımızca anlaşılamamıştır. Tamamen afakî ve dayanaksız  olarak yapılan hesaplama neticesinde hasar miktarı belirlenmiştir. Bu rakamı sigorta şirketinin anlaşmalı olduğu özel bir ekspertiz şirketi belirlemiş olup ,taraflı bir şekilde düzenlendiği ortadadır.

 

  1. Yine sigorta şirketi talep etmiş olduğu ,45 TL lik miktardan HURDA BEDELİ VE KIYMET ARTIŞI TENZİLİ yapılmamıştır. Zira iddia edildiği gibi yüksek bir masraf yapıldığı, yenilendiği takdirde on beş seneyi aşkın süre önce yapılmış  bir  taşınmaz üzerinde muhakkak suretle kıymet artışı gerçekleşecektir. Bunun yanı sıra pek tabi ki değiştirilen, HASARLI MALZEMELERİN VEYA MEKANİZMALARIN   EKONOMİK KARŞILIĞI OLAN  HURDA BEDELİ  de mevcuttur ve tenzil edilmemiştir.

webgrid.co.ukı Şirket sadece  bir rapora istinaden müvekkiller aleyhine icra takibi başlatmış ve akabinde  iş bu davayı açmıştır. Oysaki davacının zararının varlığını ortaya koyması, zararı ile müvekkil arasında bir illiyet bağı kurması yani, kasti ya da ihmali bir davranışın neticesinde zararın oluştuğunun ispatı yapıldıktan sonra açılmış olan davanın müvekkilin İŞYERİ SİGORTA POLİÇESİNE  karşı yöneltilmesi gerekmektedir. Müvekkile karşı açılan iş bu davanın anılan nedenlerle husumet yokluğu nedeni ile reddi gerekmektedir.

 

CEVAP DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ, Avukat Gizem Gül Uzun tarafından sunulmuştur.

DELİLLER            :Tanık beyanları, keşif, bilirkişi incelemesi, ilgili icra takibi dosyası , sigorta poliçesi,  Yargıtay içtihatları ve sair yasal deliller.

HUKUKİ NEDENLER     :   “Türk Ticaret Kanunu”, “İcra İflas Kanunu”, “Hukuk Muhakemele-ri Kanunu”, “Borçlar Kanunu”, ilgili mevzuat.

 SONUÇ VE İSTEM        :

1.Öncelikle; Adana 6.  icra müdürlüğünde açılmış olan takibin İPTALİNE,

2)Davanın zamanaşımı yönünden reddine ,

3 haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan REDDİNE,

webgrid.co.ukılama masrafları ve vekâlet ücretinin, ve yüzde yirmiden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının   davacı şirkete  yükletilmesine karar verilmesini saygılarımla vekâleten arz ve talep ederim.

Davalı Vekili

Avukat Gizem Gül Uzun

 

➡️ İtirazın İptali Davasının Süresinde Açılmaması

➡️ İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca itirazın iptali davası itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde açılabilir.

➡️ İtirazın İptali Davası Yetki İtirazı

➡️ İtirazın iptali davalarında alacaklı, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamaz.

……………ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE                                                                   Gönderilmek Üzere

       ………NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE

 

Dosya No           :/………… Es.

 

Davaya Cevap

Veren Davalı       : ………….. (TC: ………………

  Adr:…………

 

Vekili                 : Av. …………….

 

Davacı                : …………… (TC: ………..

 

Vekili                 : Av. ……….

                    ………………

                                              

Konusu              :Davaya Karşı Cevaplarımızın Sunulmasından ibarettir.

 

Açıklamalar        :

Davacının açmış olduğu dava usul ve esas bakımından yersizdir. Yasal süresi içinde davaya cevaplarımızı sunuyoruz.  Şöyle ki;

1-İspat Hukuku Açısından İtirazlarımız:

        Davacının Sayın Mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesinin içeriğini kabul etmiyoruz. Açılan davada HMK. M. gereği senetle ispat zorunluluğu geçerlidir. Davacı tarafın Sayın Mahkemeye sunmuş olduğu herhangi bir senet de olmadığından; davanın reddi gerekmektedir.

        2-Esasa İlişkin İtirazlarımız:

Davacı taraf, dava dilekçesinde kendilerinin ……………. ilçesinde muhasebeci olarak çalıştıklarını, kendileri ile davalı müvekkil arasında ………. &#;&#;&#;.. mali müşavirlik ve muhasebe işleri ile ilgili olarak sözleşme imzaladıklarını; ancak davalı müvekkilin ………….. yılından ……. yılına kadar olan aylık muhasebe ücretlerini ve defter tasdik bedellerinden TL’lik kısmını ödemediğini iddia etmiştir. Davacı tarafın bu iddiaları gerçek dışıdır. Müvekkilin davacı tarafa hiçbir borcu bulunmamaktadır. Şöyle ki;

  • Davacı taraf, yıllardır davalı müvekkilin muhasebe işlerini yürütmektedir. Ancak aradan geçen süre zarfında davacıyla müvekkilin arası bozulmuş ve müvekkil yasal defterlerini istemiş ve başka bir muhasebeciyle çalışacağını bildirmiştir. Müvekkil bu hususa ilişkin ………… Noterliği ………. tarihli ……………yevmiye numaralı ihtarnamesini davacıya göndermiştir. Davacı taraf da ……………. Noterliği …………. tarihli …………. yevmiye numaralı ihtarnamesini müvekkile göndermiştir. Bunun üzerine davacının müvekkile karşı tavrı değişmiş, müvekkili kendisine &#;&#;&#;&#;&#; tehdidinde bulunmuş ve müvekkilin yasal defterlerini teslim etmemiştir. Bunun üzerine müvekkil davacı hakkında …………. Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmuş, davacı tarafı …………. Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’ na şikayet etmiştir. Bu hususla ilgili ……………webgrid.co.ukiyet Savcılığı’ ndaki dosya desdest olup; Sayın Mahkeme tarafından ilgili dosyanın celbine karar verilmesini talep ediyoruz. Ayrıca davacı taraf, aradan geçen yaklaşık 8 aylık süreye rağmen müvekkilin yasal defterlerini kendisine iade etmemiş ve en son meslek kuruluşunun ihtarı üzerine ilgili meslek kuruluşunda tutanak yoluyla müvekkile yasal defterleri teslim edilmiştir. Bu hususla ilgili Sayın Mahkeme tarafından ilgili meslek kuruluşundan ilgili teslim tutanağının celbine karar verilmesini talep ediyoruz. Aralarının bozulmasını fırsat bilen davacı taraf, müvekkile hayali bir borç üreterek ilamsız icra takibine girişmiş, tarafımızın haklı itirazı üzerine de icra takibi durmuş ve ardından karşı tarafça iş bu dava açılmıştır. Davacı taraf, sadece müvekkili bu şekilde mağdur etmemiş, aynı şekilde &#;&#;&#;&#;.. ilçesinde defterlerini takip ettiği bir çok mükellefini bu şekilde mağdur etmiş, ellerinden aldığı açık senetler yoluyla kendilerinden birçok haksız para tahsil etmiştir. Bu hususa ilişkin tarafımızca ilgili mükellefler tanık olarak Sayın Mahkemeye bildirilecektir. (…………. Cumhuriyet Savcılığındaki şikayet dosyası, ………………… Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’ nda yasal defterlerin teslimine dair tutulan tutanak, Tanık beyanları)
  • Davacı tarafın ödenmediğini iddia ettiği aylık &#;&#;&#;&#;. ücretlerinin ve defter tasdik bedellerinin zaman aralığı tam beş yıldır. Bir muhasebecinin hiç ücret almadan beş yıl boyunca mükellefinin muhasebe işlerini yaptığının ve mükellefinin defter tasdik bedellerini yatırdığının kabulü açıkça hayatın olağan akışına ve TMK. m. 2’ de düzenlenen dürüstlük kuralına aykırıdır. Dolayısıyla iş bu husus bile davacı tarafın, alacağı olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
  • Davacı taraf, davalı müvekkilin …………. yılından ………..yılına kadar olan aylık &#;&#;&#;&#; ücretlerini ve defter tasdik bedellerinden TL’lik kısmını ödemediğini iddia etmiştir. Ancak yasal olarak, serbest muhasebeci mali müşavirlerin mükelleflerinin defter tasdik bedellerini ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Uygulamada da serbest muhasebeci, müvekkilinden defter tasdik bedelini talep eder; müvekkili göndermezse defterini tasdik ettirmez. Bu tasdik ettirmemenin de mesleki olarak serbest muhasebeci açısından herhangi bir kusurluk durumu ve yaptırımı bulunmamaktadır. Yasal mevzuat ve uygulamanın bu yönde olmasına rağmen; müvekkilin defter tasdik  bedellerinin davacı tarafça yatırıldığı ve müvekkilin bu bedelleri kendisine ödemediği iddiası bir hayal ürününden ibaret olup; gerçek dışıdır.
  • Yasal mevzuatta, iş yeri ilk açılışında serbest muhasebeci ve mükellef bir muhasebe sözleşmesi imzalarlar ve her yıl iş bu sözleşmenin yenilenerek vergi dairesine muhasebeci tarafından bildirilme zorunluluğu bulunmaktadır. İş bu hususa ilişkin Sayın Mahkeme tarafından ……………….. Vergi Dairesi kayıtlarının celbine karar verilmesini talep ediyoruz.
  • Yasal olarak, serbest muhasebecilerin sunmuş oldukları hizmet karşılığında almış oldukları aylık ücrete ilişkin serbest meslek makbuzu kesmeleri ve mükelleflerinden aldıkları ücretlere ilişkin serbest meslek makbuzları ve gelire ilişkin her yıl sonunda vergi dairesine bildirimde bulunmaları gerekmektedir. Davacı tarafın davalı mükellefe yönelik kesmiş olduğu ………-……… yılları arasındaki serbest meslek makbuzu örneklerinin davacı taraftan celbine karar verilmesi gerekmektedir. Ayrıca davacı tarafın müvekkile ilişkin vergi dairesine yapmış olduğu gelir vergisi beyannamelerinin &#;&#;&#;&#;.. Vergi Dairesi’nden celbine karar verilmesini talep ediyoruz.

              Davacı taraf, aradaki arkadaş ilişkisinden dolayı ödeme dönemlerinde kendi el yazısıyla yazdığı “….TL borcun var…”” şeklinde notları                             müvekkile çalışanı vasıtasıyla göndermiş ve her seferinde müvekkil de ödemesini yapmıştır. Davacı tarafın kendi el yazısı ürünü olan yıllarına ilişkin kalan borç tutarlarını gösterir belgelerin aslı tarafımızca Sayın Mahkemeye sunulacaktır.

Sonuç olarak; davacının açmış olduğu dava usul ve esas bakımından yersizdir. İş bu nedenle yasal süresi içinde davaya cevaplarımızı sunuyoruz.

 

Hukuksal Dayanaklar  : İİK. webgrid.co.uk mevzuat hükümleri 

 

Kanıtlar                      :

1-) ………İcra Müdürlüğü /………Es. Sayılı dosyası

2-) Müvekkilin davalıyı tehditten dolayı şikayet ettiği soruşturma dosyasının celbi için ………….. Cumhuriyet Savcılığı’ na yazılacak müzekkere

3-) Davacı tarafın müvekkilin yasal defterlerini teslim ettiği tutanak ve tüm dökümlerin celbi için …………… Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’ na yazılacak müzekkere

4-) Davacı taraf ile müvekkil arasındaki muhasebe sözleşmelerinin, davacı tarafın kestiği serbest meslek makbuzları ve yapmış olduğu gelir vergisi beyannamelerinin, müvekkile ilişkin muhtasar beyannamelerin, tevkifata tabi ödemelere ait bildirimlerin ve taraflar arasındaki tüm dosyaların …………… yılları arasını kapsar şekilde celbi için ……….. Vergi Dairesi’ ne yazılacak müzekkere

5-) Davacı tarafın müvekkile vermiş olduğu muhasebe hizmetine karşılık kesmiş olduğu ……….. yılları arasını kapsar şekilde serbest meslek makbuzlarının davacı taraftan celbine karar verilmesini talep etmekteyiz.

6-)…………. Noterliği …………. tarihli ……………yevmiye numaralı ihtarnamesi ve ……………. Noterliği ………… tarihli …………… yevmiye numaralı ihtarnamesinin celbi için …………… Noterliği’ ne yazılacak müzekkere

7-) Ticari ve yasal defterler, ödeme dekontları

😎 Tüm Vergi Dairesi kayıtları

    9-) Davacı tarafın kendi el yazısı ürünü olan yıllarına ilişkin kalan borç tutarlarını gösterir belgelerin aslı tarafımızca Sayın Mahkemeye sunulacaktır.

) Tanık beyanları(Tanık listesi tarafımızca ayrıca sunulacak olup; bu hususa ilişkin haklarımızı mahfuz tuttuğumuzu belirtmek isteriz.)

) Bilirkişi incelemesi, keşif, isticvap, yemin, Yargıtay kararları, her türlü yasal ve takdiri delil

 

Sonuç ve İstem           : Açıklanan nedenler, göz önüne alınacak ve oluşacak durumlar ışığında ;

Haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın  reddine ve  ………… İcra Müdürlüğü /………Es. sayılı icra takibinin iptaline karar verilmesini, kötü niyeti aşikar olan davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesine, ayrıca yargılama giderleriyle avukatlık ücretinin dahi davacıya yükletilmesine karar verilmesini davalı vekili olarak talep eder, saygılar sunarız.

Davalı …………

                                                                        Vekili

  Av. ……………..

 

 

EK:

1- Davacı için dilekçe fazlası

2- Vekaletname sureti

İlgili

İtirazın İptali Davası Cevap Dilekçesi Örneği

İtirazın iptali davası cevap dilekçesi örneği; itirazın iptali dava dilekçesi örneğine cevap olarak verilen bir cevap dilekçesi türüdür. İtirazın iptali davaları bir icra dosyasına yapılan itiraza ilişkin açılan dava türüdür. Davacı ilamsız icra takibine itiraz ederek durduran davalının itirazının iptalini istemektedir. Uygulamada çokça alacak davası ile karıştırılmaktadır. Alacak davalarının talep sonucunda bir miktar paranın ödenmesi talep edilirken, itirazın iptali davalarında yapılan itirazın iptali istenmektedir. İşte itirazın iptali davası cevap dilekçesi örneği de bu davalar için kullanılmaktadır. İtirazın iptali davası cevap dilekçesi örneği hazırlanırken, zamanaşımı itirazı, yer yönünden yetki itirazı, görev yönünden yetki itirazı muhakkak yapılmalıdır. Önce usul itirazları sonra esasa yönelik itirazlar yapılacak şekilde dilekçenin hazırlanmasında fayda vardır. İtirazın iptali davası cevap dilekçesi örneği hazırlanırken karşılık ve ağdalı cümlelerden uzak durulmalı,  sade ve öz bir dilekçe hazırlanmalıdır. İtirazın iptali davası cevap dilekçesi örneği teknik dilekçeler olup aşağıda bulunan dilekçe örnek dilekçedir. İlgili dilekçe kullanılırken muhakkak hukuk büromuzun personelinden destek alınız.

MERSİN 5. TÜKETİCİ MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE

DOSYA NO: /

CEVAP VEREN 

DAVALI: X Sanayi Ve Ticaret  Limited  Şirketi

VEKİLİ: Av. Tunç Sudi TOL

DAVACI:                                 

VEKİL:          

KONU   : 31/05/ tarihinde müvekkil şirkete tebliğ edilen itirazın iptali içerir dava dilekçesine dair beyanlarımızı ve cevaplarımızı içeren cevap dilekçemize ilişkindir.

AÇIKLAMALAR :

Müvekkil şirkete; 31/05/ tarihinde tebliğ edilen itirazın iptaline yönelik dava dilekçesinde aleyhimize olan hiçbir hususu kabul etmediğimizi beyan etmekle birlikte, yasal süresi içerisinde cevaplarımızı sunuyoruz.

Müvekkil şirket ile davacı karşı taraf arasında, karşı tarafında belirttiği şekilde 04/11/ tarihinde kerpiç ev sözleşmesi yapılmıştır. Her ne kadar davacı karşı taraf sözleşmedeki hükümleri kendince yorumlama yoluna giderek müvekkilin işi yapmadığından bahisle zan altında bırakmaya çalışsa da, söz konusu olaylar mahkemeyi yönlendirici şekilde müvekkil aleyhine olacak şekilde anlatılmıştır. Şöyle ki;

Karşı taraf dava dilekçesinde; ilgili sözleşmeye göre teslim süresinin, evin 30 iş günü içinde tamamlanacak olduğuna dair beyanına ilişkin olarak;

Davacı karşı tarafın beyan ettiği üzere; evin 30 iş günü içerisinde teslim edileceğine dair, ilgili sözleşmede teslim süresi başlıklı bir madde vardır. Ancak ilgili madde; " Sipariş teyidini ve ödeme şartlarının yerine getirilmesini takiben; hava şartları, hammadde temin süresi ve üretim programımıza bağlı olarak değişmek kaydıyla 20 iş günüdür." şeklindedir. 

Yani karşı taraf ; işin gecikmesi söz konusu olduğunda bu durumun ham madde temin süresinden ve müvekkil şirketin üretim programına bağlı olarak uzaması söz konusu olmasının açık olması nedeniyle herhangi bir gecikme söz konusu olduğundan bahsetmesi sözleşme hükümlerine ve  hukuki anlamda dürüstlük kuralına açıkça aykırıdır. Salgın sürecinde prefabrik yaşam alanı yapımında kullanılan demir, PVC vb. gibi hammaddelerin ekonomik anlamda fiyatlarının ne  kadar arttığı ve temini konusunda da birlikte; problemler yaşandığı açıktır. Birçok ülkeyle sınırların kapatılması ve karantina uygulamalarının başlaması, ithalat ve ihracata yönelik kısıtlamaların getirilmesi sebepleri ile müvekkil hammadde temini konusunda sıkıntı yaşamış olsa da, prefabrik yaşam alanı makul süreler zarfında sözleşmeye uygun olarak tamamlanmıştır. 

Karşı tarafın ödemelerini tamamladıktan sonra teslim tarihinin de gecikmesi ile birlikte ilgili prefabrik evin bulunduğu yere gittiği, eksiklikleri ve projeye aykırılıkları görerek, tarihli ihtarnameyi göndererek resmi ayıp ihbarını yaptığı iddiasına ilişkin olarak;

Öncelikle karşı tarafın ödemelerini tamamladığı iddiası kesinlikle gerçeği yansıtmamakla birlikte; sözleşme de ödeme başlığı altında düzenlenen ve "30/11/ tarihli TL çek, TL nakit ve kalan bakiye işin teslimine kadar nakit olarak ödenecektir." şeklindeki maddeye istinaden karşı taraf, müvekkile gerekli nakit ödemeleri yapmamıştır. Kaldı ki; ödemeler yapılmadığı ve müvekkil işi bitirip de teslim etme aşamasına geldiği halde karşılığını alamadığı için, tarihinde Mersin İcra Müdürlüğü'nün / E. Sayılı dosyası ile yapılan işe ait sözleşmeden kalan bakiye olarak ,00 TL'lik icra takibi başlatılmıştır. Her ne kadar icra takibine ilişkin; ödeme emri,11/02/ tarihinde karşı tarafa ulaşmış olsa da, karşı taraf UYAP Vatandaş sistemi üzerinden takibin açıldığını öğrenmiş ve ardından 04/02/ tarihinde ara buluculuk başlatmıştır. Müvekkil ile karşılıklı ticari ilişki içerisinde olan karşı taraf; durumdan haberdar olduğu için ve kendilerini haklıymış gibi göstermek adına söz konusu bu arabulucuka başlatmışlardır.

Karşı tarafın, müvekkil ile haricen yaptığı görüşmelerde sözleşme bedeli olan TL üzerine TL daha ek ücret istediği ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın buradan çıktığı iddiasına ilişkin olarak;

Öncelikle müvekkilin böyle bir ek ücret isteği olmamakla birlikte; karşı tarafa başlatılan icra takibinden de anlaşılacağı üzere, karşı taraftan yalnızca yapılan işe ait sözleşmeden kalan bakiye istenmiştir. Bununla birlikte; sözleşmede prefabrik yaşam alanının miktarı 56 metrekare olmasına rağmen, karşı tarafın bitmeyen istekleri ile yapılan işin miktarı metrekare cinsinden oldukça büyümüştür. Müvekkil ise; ticari anlamda ilişkilerinin zarara uğramaması ve salgın dönemindeki ekonomik koşulları da göz önünde bulundurarak, karşı tarafın isteklerine ve sözleşmeye rağmen evi büyütmesine rağmen, davacıya karşı gelmemiş ve yalnızca kalan bakiye tutarını istemiştir. Her ne kadar dosyanın içerisinde karşı tarafın Mersin 3. Sulh Hukuk Mahkemesi /8 Değişik İş dosya numarası ile tespit yapılmış olsa da; yapılan tespitteki aleyhimize olan hususları kabul etmemekle birlikte, sözleşme konusu prefabrik ev için tekrar tespit talep etmekteyiz. 

Mersin Sulh Hukuk mahkemesince yapılan tespit  neticesinde yapılan işlemin projeye aykırı olduğu, doğru malzeme kullanılmadığı ve eksik biçimde teslim edildiği iddiasına ilişkin;

Öncelikle karşı tarafın müvekkile gönderdiği ihtarnamede iddia ettiği eksiklikleri ve projeye aykırılıkları ayrıntılı şekilde belirtmesi gerekmektedir. Ancak; ilk önce prefabrik yaşam alanına, projeye uygun olmayan şekilde eklemeler yapan karşı taraf daha sonra para ödeme söz konusu olduğunda resmi ayıp ihbarı yaparak kendini haklı gibi göstermeye çalışmıştır.  Vekaletnameye cevap alamayan ve daha sonrasında ise evi tamir ettiğini ikrar eden karşı taraf; delil tespiti yaptırdığını beyan etmiştir. Ancak karşı tarafın, evi tamir ettirdikten sonra delil tespiti yaptırması hususu kanaatimizce projeye aykırı olarak yapıldığı iddia edilen bir çok konuda akıllara soru işareti getirmektedir. Kaldı ki; müvekkil, işi sözleşme esaslarına uygun olarak eksiksiz bir şekilde teslim etmiştir. Ancak davacı karşı taraf; müvekkil şirkete 26/02/ tarihinde tekrar bir ihtar göndermiştir. Müvekkilin ihtarnameye geri dönüş yapılmadığına ilişkin beyan ise kesinlikle doğru değildir çünkü bu aşamada müvekkil ile iletişim halinde olan karşı tarafa, müvekkil bir çok kez ona bir borcu olmadığını, projeyi tam ve eksiksiz bir şekilde teslim edildiğini ancak kendisinin borcunu ödemesi gerektiğini söylemiştir. Bunun üzerine karşı taraf; 31/03/ tarihinde arabuluculuk başlatmış ve anlaşılamayan arabuluculuk tutanağı sonrasında ise;  27/04/ tarihinde huzurdaki bu dava açılmıştır. 

İş bu yukarıda belirtilen nedenlerle ve mahkemece resen göz önünde bulundurulacak diğer sebeplerle; öncelikle huzurdaki davanın haksız ve mesnetsiz olması sebebiyle reddine, mahkeme aksi kanaatte ise; aleyhimize olan hususları reddetmekle birlikte, prefabrik yaşam alanına ilişkin olarak ayrıntılı değerlendirmenin yapılması adına mahkemece belirlenecek uzman kişilerce tarafların katılımıyla tekrar delil tespiti yaptırılmasına, davacı karşı tarafın müvekkile ödemediği bakiye borç miktarının sabit olması nedeniyle ödenmeyen ,00 TL'nin teslim tarihi itibari ile işletilecek faiziyle birlikte tarafımıza ödenmesine karar verilmesini  talep ederiz.

HUKUKİ SEBEPLER   : s. TKHK, TBK ve her türlü yasal sair mevzuat hükümleri.

DELİLLER    : tarihli taraflarca imzalanan sözleşme, Taraflar arasında kararlaştırılan davalıya ait ıslak imzalı proje, Tarsus İcra Dairesi Müdürlüğü / E. Sayılı numaralı dosyası, Tanık (Tanıklar bilahare bildirilecektir.), Keşif, Bilirkişi incelemesi ve davayı ispata yarar her türlü delil. (Karşı tarafın sunacağı delillere karşı delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla)

SONUÇ VE İSTEM     : 

Yukarıda açıklanan nedenler ve mahkemenizce yapılacak inceleme neticesinde fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla;

-   Öncelikle huzurdaki davanın haksız ve mesnetsiz olması sebebiyle reddine,

- Mahkeme aksi kanaatte ise; aleyhimize olan hususları reddetmekle birlikte, prefabrik yaşam alanına ilişkin olarak ayrıntılı değerlendirmenin yapılması adına mahkemece belirlenecek uzman bilirkişilerce keşif yapılarak tarafların katılımıyla tekrar delil tespiti yaptırılmasına,

-   Davacı karşı tarafın müvekkile ödemediği bakiye borç miktarının sabit olması nedeniyle ödenmeyen ,00 TL'nin teslim tarihi itibari ile işletilecek faiziyle birlikte tarafımıza ödenmesine karar verilmesine,

- Yargılama harç ve giderleriyle vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederiz.

DAVACI  VEKİLİ

AV. TUNÇ SUDİ TOL

Tarafların İkinci Dilekçeleri

HMK Madde

(1) Davacı, cevap dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde cevaba cevap dilekçesi; davalı da davacının cevabının kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde ikinci cevap dilekçesi verebilir.

(2) Davacının cevaba cevap, davalının da ikinci cevap dilekçesi hakkında, dava ve cevap dilekçelerine ilişkin hükümler, niteliğine aykırı düşmediği sürece kıyasen uygulanır.



HMK Madde Tarafların İkinci Dilekçeleri

HMK Madde Gerekçesi

Davalının cevap dilekçesinin davacıya tebliğ edilmesi üzerine, davacı da onbeş gün (“iki hafta” olarak yasalaşmıştır) içerisinde cevaba cevap dilekçesini verebilir. Davacının da buna karşı yine onbeş gün (“iki hafta”)içerisinde cevap hakkı bulunmaktadır. Dava ve cevap dilekçesinde bulunması gereken hususlar, niteliğine uygun düştüğü ölçüde, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesinde de uygulanır. Bu dilekçelerin verilmesiyle veya bunlara ilişkin sürelerin geçirilmesiyle, dilekçelerin verilmesi aşaması tamamlanır ve ön inceleme sürecine geçilir. Dava ve cevap dilekçesine ilişkin hükümler, niteliğine aykırı düşmedikçe, gerek cevaba cevap, gerekse ikinci cevap dilekçesinin verilmesi için de uygulanacaktır. Cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçelerinin hazırlanması, veriliş süresi gibi konularda öngörülen kurallar, bunlar için de uygulanacağından, özellikle cevap süresi ve cevap süresinin uzatılmasına ilişkin hükümler, şartların gerçekleşmesi koşuluyla, bu dilekçeler için de uygulanır.


HMK (Tarafların İkinci Dilekçeleri) Emsal Yargıtay Kararları


YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • HMK Madde

  • Tarafların İkinci Dilekçeleri

1-Davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Hukuk Muhakemeleri Kanununun maddesinde davacının, cevap dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde cevaba cevap dilekçesi; davalının da davacının cevabının kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde ikinci cevap dilekçesi verebileceği, maddesinde ise dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği ve tahkikat için duruşma günü verilemeyeceği hükme bağlanmıştır. İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı başlıklı Hukuk Muhakemeleri Kanununun maddesinde “Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir.’’ şeklinde düzenlenmiştir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. Ön inceleme aşaması tamamlanıncaya kadar usulüne uygun biçimde bildirilen vakıaların doğru olduğu yargılama sırasında ispat edilirse, tarafların talep sonuçlan da bu duruma göre kabul veya reddedilecektir. Kanunda öngörülmüş istisnalar dışında hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azma karar verebilir. (HMK m/1). Mahkemece ancak tarafların dilekçelerinde dayandıkları vakıalar hakkında inceleme ve değerlendirme yapılabilir.

Somut olayda davacı kadının dava dilekçesinde manevi tazminat talebinde bulunmadığı, sonrasında davalının cevap dilekçesinin tarihinde davacı kadına tebliğ edildiği, davacı kadının yasal süresi içerisinde sunmuş olduğu tarihli cevaba cevap dilekçesi ile manevi tazminat talebinde bulunmuş olduğu, ancak mahkemece davalı kadının manevi tazminat talebi hakkında olumlu olumsuz karar verilmediği anlaşılmıştır. Açıklanan bu husus gereğince davacı kadın tarafından usule uygun şekilde talep edilen manevi tazminat talebi yönünden olumlu olumsuz karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

2- Davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Tarafların ortak çocuğu … doğumludur. Velayeti elinde bulundurmayan baba ile ortak çocuk arasında düzenlenen kişisel ilişkinin ortak çocuğun yaşı da gözetildiğinde yetersiz kaldığı anlaşılmaktadır. Baba ile ortak çocuk arasında babalık duygularını tatmin edecek şekilde yarı yıl tatili ve yaz tatilinde temmuz ayı süresince yatılı olacak şekilde daha uygun süreli kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. (Çrş.)


YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • HMK Madde

  • Tarafların İkinci Dilekçeleri

Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davalarının yapılan muhakemesi sonucunda, davacı-davalı kadının davasının Türk Medeni Kanununun /1 maddesi uyarınca kabulüyle, erkeğin karşı boşanma davasının reddine karar verilmiştir.

Dava dilekçesi davalı erkeğe, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre tebliğ edilmiştir. Tebligat Kanununun ve sayılı Karnınla değişik 21/1. ve özellikle bu Kanunun uygulanmasına dair Yönetmeliğin maddesi uyarınca: adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarım tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak İmzalaması gerekir. Gösterilen koşul geçerlilik koşuludur. Davalı erkeğe dava dilekçesinin tebliğine ilişkin mazbatada komşu ismi ve imzası da bulunmamaktadır Bu haliyle dava dilekçesinin davalı- davacı erkeğe tebliği usulsüzdür. Bu nedenle davalı erkek tarafından sunulan tarihli cevap dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilmelidir. Ancak erkeğin bu dilekçesi aynı zamanda karşı dava dilekçesi olup davacı kadına usulünce tebliğ edilmemiş ve dilekçeler teatisi (HMK m. - ) aşaması tamamlanmamıştır. Şu hale göre, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının usulünce tamamlandığından bahsedilemeyeceğinden, yapılan ön inceleme, tahkikat ve sözlü yargılama duruşmaları da usule aykırı hale gelmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Kanununun maddesinde davacının, cevap dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde cevaba cevap dilekçesi; davalının da davacının cevabının kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde ikinci cevap dilekçesi verebileceği, maddesinde, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği ve tahkikat için duruşma günü verilemeyeceği hükme bağlanmıştı. Ön inceleme duruşmasına davet ve ön inceleme duruşmalarının usulü ve yapılacak işlemler ise Hukuk Muhakemeleri Kanununun ve maddelerinde düzenlenmiştir. Mahkemece yasanın bu amir hükümlerine riayet edilmeksizin, usulüne uygun şekilde dilekçeler teatisi aşaması tamamlanıp yine usulüne uygun şekilde ön inceleme yapılmadan tahkikata geçilerek işin esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

O halde mahkemece yapılacak iş; davalının cevap ve karşı dava dilekçesinin davacı tarafa usulüne uygun şekilde tebliğinin sağlanması, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının tamamlanmasından sonra ön inceleme duruşması için gün tayin edilerek gerçekleşecek sonucu dairesinde işlem yanmaktan ibarettir. Açıklanan bu husus davalının savunma hakkını kısıtlayan ve adil yargılanma hakkını etkileyen önemli bir usul hatası olup, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı tarafın sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. (Pzt.)


YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • HMK Madde

  • Tarafların İkinci Dilekçeleri

Davacı vekili, taraflar adına müşterek mülkiyet hükümlerine göre kayıtlı olan ada 98 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan … +1 katlı betonarme evin vekil edenine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmaması nedeniyle HMK.nın /2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi üzerine, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, yazılı yargılama usulüne (webgrid.co.uk) tabidir.

Dava dilekçesinin davalılara tebliğinden (webgrid.co.uk) sonra hangi usuli işlemlerin yapılacağı sayılı HMK`nın vd. maddelerinde; yargılamadaki dilekçelerin değişimi (webgrid.co.uk), ön inceleme (webgrid.co.uk), kesitleriyle ilgili usulü işlemlerin tamamlanması, varsa dava şartları ve ilk itirazlar hakkında bir karar verilmesi (webgrid.co.uk), yoksa tahkikat aşamasına (webgrid.co.uk) geçilerek sonucuna göre karar verilmesi şeklinde gösterilmiştir.

Dava şartı yönünden dosya üzerinden inceleme yapılarak HMK`nın /1. maddesi gereğince karar verilebilirse de, bunun için de dilekçeler değişimi aşamasının (HMK m) tamamlanması gereklidir (HMK m. ).

Dava, sayılı HMK yürürlüğe girdikten sonra tarihinde açılmıştır.

Dava dilekçesinin davalılara tebliğ edilmediği görülmektedir. Dilekçelerin değişimi aşaması tamamlandıktan sonra (HMK m) da, ön inceleme aşamasına geçilmesi, bu aşamada gerekli incelemenin ve gerektiğinde ön inceleme duruşmasının yapılması gerekir (HMK m. ).

Ön inceleme aşaması tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez (HMK m/).

O halde, dilekçelerin değişimi aşaması tamamlanmadan davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi davacının hukuki dinlenilme hakkına (HMK. m. 27) aykırı olmuştur.

O halde Mahkemece yapılacak iş; öncelikle dava dilekçesini davalı tarafa tebliğ ederek dilekçeler teatisi aşamasının tamamlanmasının sağlanması, iddia ve savunma çerçevesinde toplanacak tüm delillerin sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekirken, böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmadan yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Davacının temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün sayılı HMK’nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla sayılı HUMK’un maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmdığına, taraflarca HUMK`nun /I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY HUKUK DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • HMK Madde

  • Tarafların İkinci Dilekçeleri

Davacı, tarihinde davalı hastanede ameliyat olduğunu ameliyatın başarısız olduğunu burnunda eğrilik meydana geldiğini, doktor tarafından ikinci ameliyatın riskli olacağını ve başarılı olunamayacağının bildirildiğini, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi gördüğünü, ameliyat sonrasında yaşam kalitesinin düştüğünü, aile ve sosyal hayatının mahvolduğunu, beden ve ruh sağlığının bozulduğunu, yapılan ameliyattan ve neticesinden davalı doktorun sorumlu olduğunu, BK maddesine göre davalı hastanenin de sorumluluğunun bulunduğunu, maddi ve manevi zarara uğradığını beyanla, ,00 TL manevi tazminat ile davalı hastanede yapmış olduğu ,00 TL hizmet bedeli ve daha sonra … … Hastanesi’nde yapmış olduğu 38,00 TL masrafın maddi tazminat olarak, ayrıca yüzünde kalıcı iz kalmasından dolayı sürekli iş kaybı nedeniyle uğramış olduğu zararlardan şimdilik ,00 TL’nin davalılardan tahsiline, tazminatlara olay tarihinden itibaren en yüksek faizin işletilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir.

Mahkemece, davanın eser sözleşmesinden kaynaklandığı ve ticari iş niteliğinde olmadığı gerekçesiyle dosya üzerinden tensiben görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1-Uyuşmazlık, sayılı HMK’nın /c maddesi gereğince dava şartı olan “mahkemenin görevli olması” şartı hakkında taraf teşkili sağlanmadan karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Mahkemenin görevli olması dava şartıdır (HMK. m/1-c). Dava şartları ve ilk itirazlar ön incelemede sonuca bağlanır. Ön inceleme ise, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılır (HMK. m/1, /1 ilk cümle). Buna göre, görevsizlik kararı verilebilmesi için; dava dilekçesinin davalıya tebliği, cevap süresinin (HMK. m. /1) beklenmesi, süresi içinde cevap verilmesi halinde davacıya tebliği, onun cevaba cevap verme süresinin (HMK. m/1) beklenmesi, verdiğinde bunun diğer tarafa tebliği ve davalının ikinci cevap süresinin beklenmesi zorunludur. Mahkemenin, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğini öngören aynı Kanun’un maddesi hükmü, dilekçelerin karşılıklı verilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Bu hüküm, hakime, belirtilen hususlar hakkında gerekmiyorsa ön inceleme duruşması yapmaksızın karar verebilme yetkisi tanır. Ön inceleme duruşması yapmaksızın dosya üzerinden karar verilebilmesi için de, davanın ön inceleme aşamasına getirilmiş olması gereklidir. Yasa’nın ’nci maddesinin (1.) fıkrasında, ön inceleme dilekçelerinin karşılıklı verilmesinden sonra yapılacağının açıkça öngörülmüş olması karşısında, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden gözetileceğine ilişkin /1. madde hükmü de, bu hususlarda, davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmeden karar verilebileceğine izin verir tarzda bir yoruma elverişli değildir.

Diğer yandan sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, sayılı Kanun’dan farklı olarak iddia ve savunmanın genişletilmesi yahut değiştirilmesi yasağını dava ve cevap dilekçesinin verilmesiyle başlatmamış; bu yasağı, dilekçelerin karşılıklı verilmesinin tamamlanmasına, bazı hallerde ön inceleme duruşmasına kadar ileriye ötelemiştir. Tarafların bu haklarını kullanabilmeleri, dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesini veya bunun için kanunda belirlenen sürelerin geçmesini gerekli kılar. Bazı hallerde dava dilekçesindeki talebe göre görevli olmayan mahkemenin, cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi veya ikinci cevap dilekçesinin verilmesinden sonra görevli hale gelmesi mümkün bulunmaktadır. Ayrıca sayılı Kanun, eskisinden farklı olarak, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine dosyanın görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etme hakkını davalıya da tanımıştır.(m. 20/1) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi halinde davalıya kararı veren mahkemeden yargılama giderlerini talep etme hakkı da vermiştir (m. /2 son cümle). Davalının bu haklarını kullanabilmesi, dava dilekçesinin kendisine tebliğ edilmiş olmasını gerektirir.

sayılı HMK’nın maddesi uyarınca dava şartlarından olan görev konusunda aynı Kanun’un maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebilir ise de, ancak bunun için dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerekir. Dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden tensiben görevsizlik kararı verilmesi HMK’nın maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına da aykırılık oluşturmaktadır.

Bütün bu hükümlerden, dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden görevsizlik kararı verilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından kararın usul yönünden bozulması gerekmiştir.

2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA,(2) nolu bentte yazılı nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde davalı Deva Sağ. Hiz. A.Ş.’ye iadesine, HUMK’nun /1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/05/ gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY HUKUK DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • HMK Madde

  • Tarafların İkinci Dilekçeleri

Dava, davacı Başbakanlık … Başkanlığı ile davalı .. … Proje Uluslararası A.Ş arasında imzalanan; … İli …. İlçesi Adet konut, ticaret merkezi, cami, şadırvan ile ada içi altyapı, genel altyapı ve çevre düzenlemesi inşaat işine ilişkin imzalanan sözleşmeden kaynaklanan ayıplı imalatlar sebebiyle açılmış alacak davası olup, mahkemece dava dilekçesi ve ekleri davalı tarafa tebliğ edilmeden dosya üzerinde yapılan inceleme ile görevsizlik kararı verilmiş, karar davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.

Uyuşmazlık, sayılı HMK’nın /c maddesi gereğince dava şartı olan “mahkemenin görevli olması” şartı hakkında taraf teşkili sağlanmadan karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Dava, sayılı HMK’nın yürürlükte olduğu tarihinde açılmıştır. sayılı HMK’da ilk derece yargılamasında yazılı yargılama usulü beş aşamadan oluşacak şekilde düzenleme yapılmıştır. Bunlar; 1-Davanın açılması ve dilekçeler aşaması (madde ,), 2-Ön inceleme (madde ), 3-Tahkikat (madde ), 4-Sözlü yargılama (madde ) ve 5-Hükümdür (madde ). Dava şartları ve ilk itirazlar ön incelemede sonuca bağlanır. Ön inceleme ise dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesinden sonra yapılır (HMK. m/1, /1 ilk cümle). Buna göre, usule ilişkin kararın verilebilmesi için; dava dilekçesinin davalıya tebliği, cevap süresinin (HMK. m. /1) beklenmesi, süresi içinde cevap verilmesi halinde davacıya tebliği, onun cevaba cevap verme süresinin (HMK. m/1) beklenmesi, davacı dilekçe verdiğinde bunun davalı tarafa tebliği ve davalının ikinci cevap süresinin beklenmesi zorunludur. Mahkemenin, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğini öngören aynı Kanun’un maddesi hükmü, dilekçelerin karşılıklı verilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Bu hüküm, hakime belirtilen hususlar hakkında gerekmiyorsa ön inceleme duruşması yapmaksızın karar verebilme yetkisi tanır. Ön inceleme duruşması yapmaksızın dosya üzerinden karar verilebilmesi için de davanın ön inceleme aşamasına getirilmiş olması gereklidir. Yasa’nın /1’inci fıkrasında, ön incelemenin dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılacağının açıkça öngörülmüş olması karşısında, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her

aşamasında hakim tarafından kendiliğinden gözetileceğine ilişkin /1’inci madde hükmü de bu hususlarda, davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmeden karar verilebileceğine izin verir tarzda bir yoruma elverişli değildir.

Diğer yandan sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, sayılı Kanun’dan farklı olarak iddia ve savunmanın genişletilmesi yahut değiştirilmesi yasağını dava ve cevap dilekçesinin verilmesiyle başlatmamış; bu yasağı, dilekçelerin karşılıklı verilmesinin tamamlanmasına, bazı hallerde ön inceleme duruşmasına kadar ileriye ötelemiştir. Tarafların bu haklarını kullanabilmeleri, dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesini veya bunun için kanunda belirlenen sürelerin geçmesini gerekli kılar. sayılı HMK’nın ’inci maddesi uyarınca dava şartları hakkında dosya üzerinden karar verilebilir ise de; bunun için dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerekir.

Bu genel anlatımlar ışığında somut olaya gelince; mahkemece davalıya dava dilekçesi tebliğinin yapılmayıp, dilekçeler aşaması tamamlanmadan görevsizlik sebebiyle usulden red kararı verilmesi Anayasa’nın maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenme hakkına aykırıdır.

Bu nedenlerle mahkemece sayılı HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan, dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeyip dilekçeler aşaması tamamlanmadan görevsizlik sebebiyle usulden red kararı verilmek suretiyle davalının hukuki dinlenilme hakkına aykırı davranılması usül ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere gününde oyçokluğuyla karar verildi.

Mahkemenin görevli olması Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) /1-c maddeye göre dava şartıdır. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir (HMK 1. md.). “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” (HMK md.).

Yasada açıkça dava şartlarının her aşamada mahkemece kendiliğinden araştırılacağı düzenlendiğinden henüz taraflara tebliğ yapılmadan tensip aşamasında dahi mahkemenin görevsiz olması halinde usulden red kararı verilebilir. HMK , ve maddedeki ön inceleme aşamasında dava şartlarının inceleneceğine dair düzenlemeler, henüz incelenmemiş ise tahkikata geçilmeden önce dava şartlarının incelenmesi zorunluluğunu belirtmekte olup görev yönünden bu incelemenin en erken değil, en geç ne zaman yapılması gerektiğini göstermektedir.

Konuya ilişkin HMK maddenin yasa gerekçesi şöyledir: “Usule ilişkin hususlar, şeklî nitelik taşıdıklarından yargılamanın başında, dosya üzerinden de incelenerek karara bağlanabilir. Ancak, mahkeme, kararını vermek için tarafların dinlenmesine ihtiyaç duyuyorsa, bunu da tahkikat aşamasında değil, ön inceleme oturumunda yapacaktır. Böylece dava şartları ve ilk itirazlarla ilgili sorunların, en geç tahkikat başlamadan, ön inceleme duruşması sonunda karara bağlanması amaçlanmıştır.” Bu gerekçe ile de her aşamada görev hususunun incelenebileceğine açıklık getirilmiştir.

HMK hükümlerine göre her aşamada dava şartlarının incelenerek karar verilmesi mümkün olduğu için, kararın hukuka uygunluğu yönünden inceleme yapılması gerekirken, “dilekçeler safhası dolmadan görev konusunda karar verilemeyeceği” gerekçesiyle kararın bozulması” yönünde olan değerli çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.


YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • HMK Madde

  • Tarafların İkinci Dilekçeleri

Mahkemece, davacı kadının cevaba cevap dilekçesi davalı erkeğe, ön inceleme duruşma gününün bildirilmesi için düzenlenen tebligat mazbatası ile tebliğ edildiği gibi bu mazbatada davalı erkek tarafından cevaba cevap dilekçesinin tebliğinden itibaren iki hafta içinde ikinci cevabını verebileceğine dair ihtar da bulunmadığı için yapılan tebligat geçesizdir (HMK m. /).

Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır (HMK m. /1).

Açıklanan sebeplerle dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanmadan ön incelemeye geçilerek işin esası hakkında karar verilmesi hukuki dinlenilme hakkına (HMK m) aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. (Salı)


YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas : / Karar : / Tarih :

  • HMK Madde

  • Tarafların İkinci Dilekçeleri

Davacı vekili, parsel sayılı taşınmazın tarafların ortak murisinden intikal ettiğini, tarihinde tüm mirasçıların katılımıyla taşınmazın özel parsellere ayrılarak paylaşıldığını açıklayarak, tapu kaydının iptali ile taksim sözleşmesinde belirtilen paylarla mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın tarafların murisi … adına kayıtlı iken, tapuda yapılan intikal işlemiyle taşınmazın 10/12/ tarihinde paylı mülkiyet şeklinde mirasçıları adına tescil edildiği, bu işlemle birlikte tapu pay malikleri arasında önceden var olan mirasçılık ilişkisinin ortadan kalktığı, dolayısıyla 17/10/ tarihli miras paylaşım sözleşmesinin geçerli olmadığı, geçersiz olan sözleşmeye dayanılarak talepte bulunulmasında davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.

Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Bir dava dilekçesinin verilmesi üzerine ne gibi işlem yapılacağı HMK`nın ve devamı maddelerinde gösterilmiştir. HMK’nın ve devamı maddelerinde ise, ön incelemenin kapsamı, ön inceleme aşamasında dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verilebileceği ve yapılması zorunlu olan ön inceleme duruşması düzenlenmiştir.

Dava şartı yönünden dosya üzerinden inceleme yapılarak HMK`nın /1. maddesi gereğince karar verilebilirse de, bunun için de dilekçeler değişimi aşamasının (HMK m) tamamlanması gerekir (HMK m. ).

Dava, sayılı HMK yürürlüğe girdikten sonra tarihinde açılmıştır. Dava dilekçesinin davalılara tebliğ edilmediği görülmektedir. Dilekçelerin değişimi aşaması tamamlandıktan sonra (HMK m) da, ön inceleme aşamasına geçilmesi, bu aşamada gerekli incelemenin ve gerektiğinde ön inceleme duruşmasının yapılması gerekir (HMK m. ). Ön inceleme aşaması tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemez (HMK m/). O halde, dilekçelerin değişimi aşaması tamamlanmadan davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi davacının hukuki dinlenilme hakkına (HMK. m. 27) aykırı olmuş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün sayılı HMK’nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla sayılı HUMK’un maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK`nun /I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ Esas: / Karar: / Tarih:

  • HMK Madde

  • Tarafların İkinci Dilekçeleri

Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, Dairemizin gün, / esas ve / karar sayılı ilamı ile onanmış, davalı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.

Davacı, davalı tarafından, 1. İcra Dairesinin / esas sayılı dosyası üzerinden aleyhinde ilamlı icra takibi başlatıldığını, takip konusunun, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin / esas, / karar sayılı ilamında, ön alım davasının reddinden kaynaklanan ve hüküm altına alınan vekalet ücretine dair olduğunu, bu süreç devam ederken, davaya konu taşınmazdaki hissenin satışı ile ilgili olarak davalı ile sözleşme yaptıklarını, anılan sözleşme uyarınca taşınmazdaki hissesini tarihinde davalıya devrettiğini, buna karşılık davalı vekili tarafından kendisine tarihli belge verilerek ilama dayalı işbu takipten vazgeçildiğini, ancak bu yazılı beyana rağmen icra takibinin geri çekilmediğini belirterek davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, dava dosyasına bir fotokopisi sunulan ve Av. … tarafından verildiği iddia edilen belgenin altındaki imzanın adı geçen avukata ait olmadığını, davalı tarafça davacıya böyle bir belgenin verilmediğini, ilama dayalı vekalet ücretinin taraflarına ödenmemesi sebebiyle icra takibi yapılıp sürdürüldüğünü belirterek, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, davacının dayandığı belge altındaki imzanın davalı tarafça inkar edildiği, keza belge aslı sunulamadığından imza incelemesi de yapılamadığı, ispat yükü kendisine düşen davacının davasını yazılı belge ile ispat edemediği, tarihli delil listesinde açıkça yemin deliline dayanıldığı, davacı tarafından davalıya yemin teklifinde bulunulduğu ancak, davalı tarafından yemin teklifinin kabul edilmediği, Sayılı HMK’nun , maddelerine göre kendisine yemin iade olunan kimsenin yemin etmekten kaçınması halinde yemin konusu vakıanın ispat edilememiş sayılacağı, tüm bu hususlar incelenip değerlendirildiğinde; davacının borçlu olmadığının tespiti isteğinde haklı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

Sayılı HMK’nın vd. maddelerinde yazılı yargılama usulü düzenlenmiştir. Temyize konu eldeki dava yazılı yargılama usulüne tabidir.

HMK’nun maddesinde; dava dilekçesinin mahkeme tarafından davalıya tebliğ edileceği, maddesinde; cevap dilekçesini verme süresinin, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta olduğu, maddesinde; davacının, cevap dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde cevaba cevap dilekçesi; davalının da davacının cevabının kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde ikinci cevap dilekçesi verebileceği, maddesinde; dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, /5. maddesinde; ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verileceği, maddede tarafların, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletip yahut değiştirebileceği, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunmaların genişletilip değiştirilemeyeceği, ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümlerinin saklı olduğu düzenlenmiştir.

Dosyanın incelenmesinde, dava dilekçesinde yemin deliline dayanılmadığı anlaşılmaktadır. Dava dilekçesi tarihinde davalıya tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi ise tarihinde iki haftalık süreden sonra sunulmuştur. Mahkemece tarihinde ön inceleme duruşması yapılmıştır. Davacı vekili ön inceleme duruşmasında; “…davalı tarafın cevap dilekçesini kabul etmiyoruz, zaten süresi içinde de değildir, ön inceleme aşaması tamamlanmıştır, tahkikak aşamasına geçilsin, delillerimiz toplansın…” şeklinde beyanda bulunmuştur. Mahkemece ön inceleme aşaması tamamlandığından tahkikat aşamasına geçilmesine karar verilerek, taraf vekillerine dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmak veya başka yerden getirtilebilecek belgeleri getirtmek amacıyla gereken açıklamayı yapmak için ikişer hafta kesin süre verilmiştir. Davacı, “cevaba cevap ile tarihli ara karar gereği delillerin sunulması” konulu havale tarihli dilekçede ilk kez yemin deliline dayanmıştır.

Davacı dava dilekçesinde yemin deliline yer vermediği gibi, dilekçelerin teatisi aşamasında da yemin deliline dayanmamıştır. Ön inceleme duruşmasında ise; süresinden sonra sunulan cevap dilekçesine itiraz etmiş, ön inceleme aşamasının tamamlandığını bildirerek tarafını bağlayıcı beyanda bulunmuştur. Yemin delilini içeren tarihli dilekçe ise ön inceleme aşaması tamamlanıp tahkikat aşamasına geçildikten sonra ibraz edilmiştir. Şu halde davacı, dilekçelerin teatisi aşamasında dayanmadığı yeni bir delile dayanmıştır.

Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve davalı tarafça tahkikat aşamasında yeni delil sunulmasına açık muvafakat verilmediği de gözetildiğinde; yemin delili hükme esas alınarak karar verilmesi doğru değildir. Davacı, yemin delili dışındaki delillerle de davasını ispat edememiştir. Davanın kanıtlanamadığından reddine karar vermek gerekirken, yanılgılı gerekçe ile kabulüne hükmedilmesi usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Dairemizce, hükmün onanmasına karar verilmiş ise de; kararın açıklanan sebeple bozulması gerekir. Şu halde; karar düzeltme istemi maddeleri uyarınca kabul edilmeli Dairemizin gün, / esas ve / karar sayılı onama ilamı kaldırılmalı, karar açıklanan sebeple bozulmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda gösterilen sebeplerle maddeleri gereğince karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin gün, / esas ve / karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, kararın açıklanan sebeplerle BOZULMASINA ve tashihi karar talep eden davalıdan önceki onama kararımızla alınan harç ile peşin alınan harcın istek halide iadesine, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


UYARI

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Baran Doğan’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.

Makale Yazarlığı İçin

Avukat veya akademisyenler hukuk makalelerini özgeçmişleri ile birlikte yayımlanmak üzere [email protected] adresine gönderebilirler. Makale yazımında konu sınırlaması yoktur. Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur.

CEVAP DİLEKÇESİ NASIL YAZILIR?

CEVAP DİLEKÇESİ NASIL YAZILIR?

CEVAP DİLEKÇESİ NEDİR?

Size karşı bir dava açıldığı zaman dava dilekçesi ile birlikte mahkeme tarafından hazırlanan tensip zaptı konutunuza tebliğ edilir. Dava dilekçesini tebliğ aldıktan sonra davaya cevap verme süreniz başlayacaktır. Bu nedenle davaya cevap dilekçesi verme süresini kaçırmamak için dava dilekçesinin tebliğ edildiği tarih oldukça önemlidir. Davaya cevap verme süresini kaçırmamak için dava dilekçesinin tebliğ edildiği tarihi tebligat zarfına not etmekte fayda vardır. Dava dilekçesini alan davalı genellikle davaya cevap vermek, davaya nasıl cevap verilir, dava nasıl kazanılırdava cevap dilekçesi örneği, cevap verme süresi gibi aramalar yapmaktadır. Hukuk Büromuz müvekkillerine en iyi şekilde avukatlık ve danışmanlık hizmeti vermektedir.

Dava dilekçesi davacıya tebliğ edildiğinde davacı, davayı kabul edebilir, cevap dilekçesi vererek savunma yapabilir, ya de cavap vermeyebilir. Dava dilekçesi vermeyen davalı ancak inkar çerçevesinde savunma yapabilir. Davaya cevap verilmemesi dava dilekçesindeki unsurların inkar edildiği anlamına gelir.

CEVAP DİLEKÇESİNDE YAZILMASI GEREKENLER

Cevap dilekçesinde yazılması ve bulunması gereken unsurlar Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzda belirtilmiştir.

1-Mahkemenin Adı

Davacı tarafından dava dilekçesi hangi mahkemeye verildi ise yani dava hangi mahkemede açıldı ise davaya cevap dilekçesi de aynı mahkemeye verilecektir. Cevap dilekçesi hangi mahkemeye verilecekse o mahkemenin adı yazılacaktır. Örneğin; dava Mersin Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldıysa davaya cevap dilekçesi de Mersin Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben yazılmalıdır. Davalı, dava dilekçesi ile birlikte mahkeme tarafından gönderilen tensip zaptını da tebliğ alacağından dolayı davanın mahkemesini ve dosya numarasını da öğrenmiş olacaktır. Davaya cevap verirken cevap dilekçesinde mahkeme dosya numarasının da yazılmış olması gerekmektedir.

2-Tarafların Ad ve Soyadları ile Adresleri

Dava dilekçesini tebliğ alan davalı, dava dilekçesindeki tarafları esas alarak davaya cevap dilekçesini oluşturur. Davalı, cevap dilekçesi ile birlikte tebligata elverişli Türkiye’de adres bildirmek zorundadır. Yurtdışında yaşayan kişinin Türkiye’de avukatı bulunsa bile kendisinin de cevap dilekçesi ile Türkiye’de adres bildirmesi gerekmektedir. Davalının bu adreste oturuyor olması gerekmez, bu adres yalnızca tebligat içindir.

3-Davalının T.C Kimlik Numarası

Davalının Türk Vatandaşı olması durumunda TC kimlik numarasını bildirmesi zorunludur. Davalı kendisini avukatla temsil ettiriyorsa yani dava için avukatla anlaşmışsa avukatın adının soyadının ve adresinin yazılması zorunludur.

4-Savunmanın Dayanağı Olan Olaylar

Dava dilekçesi kendisine tebliğ edilen davalı, dava dilekçesinde yer alan vakıaların haksızlığını ispat etmek için savunma yapmalı ve cevap dilekçesi vermelidir. Cevap dilekçesine savunmasının dayanağı olan vakıaları açıkça yazmalıdır. Davalı, karşı dava açacaksa bunu cevap süresi içinde açmalıdır. Cevap dilekçesinde belirtilmeyen hususları mahkeme kendiliğinden inceleyemez. Bu nedenle cevap dilekçesi çok önemlidir.

5-Dayanılan Deliller

Davalı cevap dilekçesinde dayandığı delilleri belirtmelidir. Delil unsuru, davalının, davacının davasının haksızlığını ispatlayabilmesi açısından çok önemlidir.

6-Hukuki Nedenler

Cevap dilekçesi veren davalı, hangi hukuki nedenlere dayandığını belirtmelidir.

7-Talep ve Sonuç

Davaya cevap veren davalı, cevap dilekçesindeki taleplerinin neler olduğunu açıkça belirtmelidir. Davalı davacının davasının reddini isteyebileceği gibi davayı kabul de edebilecektir. Cevap dilekçesinde davalının veya davalının vekilinin imzasının bulunması şarttır.

DAVAYA CEVAP VERME SÜRESİ NE KADAR?

Cevap dilekçesini mahkemeye vermek için bir süre vardır. Cevap dilekçesi süresi geçtikten sonra mahkemeye verildiği takdirde hukuken beyan dilekçesi olacaktır. Davaya cevap süresi ne kadardır sorusunun yanıtı Mersin Avukat olarak en sık karşılaştığımız sorulardandır. Davaya cevap süresi yazılı yargılama usulünde iki haftadır. Bu süre dava dilekçesinin davalıya tebliği ile başlar.

CEVAP DİLEKÇESİ NEREYE VERİLİR?

Cevap dilekçesi süresinde yazıldıktan sonra davanın açıldığı mahkemeye verilmelidir. Cevap dilekçesinde mahkemenin adı ve dosya numarası yazılmalıdır. Dava bulunduğunuz ilden başka ildeki mahkemede açılmış ise bulunduğunuz ilden cevap dilekçesi ilgili mahkemeye gönderilebilir. Dava cevap dilekçesi nereye verilir, sorusu en çok merak edilen sorulardandır. Dava cevap dilekçesi örneği için avukat iletişim bölümünden hukuk büromuzla iletişime geçebilir, hukuki yardım alabilirsiniz.

DAVAYA CEVAP DİLEKÇESİ VERİLMEZSE NE OLUR

Davaya cevap verilmediği takdirde davalı tarafından davacının iddia ettiği tüm vakıalar inkar edilmiş sayılır. Davaya cevap dilekçesi verilmezse dava dilekçesi inkar edilmiş sayılır. Ancak davaya cevap verilmediği zaman davalı, delil bildirme, tanık dinletme gibi haklarını kaybetmiş olur. Hak kaybına uğramamak için alanında uzman avukat ile çalışmakta her zaman fayda vardır.

Dilekçe Örnekleri

              İtirazın Kaldırılması ve Tahliye Davası Dilekçesi

İcra Dosya Esas: /…

İCRA HUKUK MAHKEMESİ’NE
İZMİR

DAVACI                      :   Adı ve Soyadı, (T.C. Kimlik No)

VEKİLİ                        :   Avukat Adı ve Soyadı

                                        Adres

DAVALI                      :  Adı ve Soyadı

                                       Adres

DAVA KONUSU        :   İtirazın kaldırılması ve tahliye

AÇIKLAMALAR        :

1- Müvekkilimin Ordu Caddesi Arısan Pasajındaki işyeri olarak davalıya kiraya vermiştir. Davalılar kira bedelini ödemedikleri için İzmir 1. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı icra takip dosyası ile kiracıya ödeme emri göndererek kira bedeli ödemesini ve taşınmazı tahliye etmesini isteminde bulunduk.

2- Davalı borca itiraz ettiğinden icra takibi durmuştur. Yapılan bu haksız itirazın kaldırılmasını, kira bedellerinin ödenmesine, davalının itirazı haksız olduğundan %40 icra inkâr tazminatı ödemelerine ve kiracının taşınmazdan tahliyesini sağlamak için bu davayı açma zarureti hâsıl olmuştur.

DELİLLER                     :     Kira sözleşmesi, İcra Müdürlüğü Dosyası ve her tür deliller.

HUKUKİ NEDENLER    :     İcra ve İflas Kanunu md. 68, /a ve ilgili mevzuat

SONUÇ VE İSTEM   :     Yukarıda kısaca açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile, davalının haksız itirazının kaldırılmasına, kira bedellerinin ödenmesine, davalının itirazı haksız olduğundan %40 icra inkâr tazminatına karar verilmesini, davacı vekili olarak saygılarımla arz ve talep ederim. …/…/…

Davacı Vekili
Avukat Adı ve Soyadı
İmza

nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede