Izmir düşman işgalinden ne zaman kurtulmuştur

Izmir Düşman Işgalinden Ne Zaman Kurtulmuştur

izmir düşman işgalinden ne zaman kurtulmuştur

30 Ağustos zaferi, Türk Ulusunun ve onun kahraman ordusunun milli birlik ve beraberlik ruhu içerisinde, yurdumuzu işgal eden düşman karşısında, güçsüzlüğe kapılmak yerine, "ya istiklal, ya ölüm" diyerek, kanını son damlasına kadar akıtmak ve onurunu korumak adına gösterdiği eşsiz mücadelenin bir sonucudur.
30 Ağustos zaferi Türk Ulusunun varlığına ve onun bölünmez bütünlüğüne göz dikenlere en ağır darbenin vurulduğu gündür. Bu zafer aynı zamanda bağımsız, demokratik ve laik bir Türkiye Cumhuriyeti'nin temelinin atıldığı gündür.

Ulu Önder Atatürk, "... hiç şüphe etmemelidir ki, yeni Türk devletinin, genç Türk Cumhuriyeti'nin temeli burada sağlamlaştırıldı. Ebedi hayatı burada taçlandırıldı. Bu sahada akan Türk kanları, bu semada uçan şehit ruhları devlet ve Cumhuriyetimiz ebedi muhafızlarıdır" sözleriyle de bu günün anlam ve önemini bir kere daha vurgulamıştır.




BÜYÜK TAARRUZ


Yurdun ve ulusun içinde bulunduğu kötü durum üzerine 19 Mayıs 1919'da Samsun'a hareket eden Atatürk buradan halkımıza; "Türk ulusu ya tüm düşmanlarını yurttan kovarak bağımsızlığına kavuşacak, ya da hep birlikte ölene kadar mücadele edecektir" diye seslenerek Kurtuluş Savaşı'nı başlatmıştır. 19 Mayıs 1919'da Kurtuluş Savaşı'nın başlamasıyla yanmaya başlayan meşalenin alevleri, 26 Ağustos 1922 tarihinde son hamlesini yapmış, tüm düşmanlarımızı sarmış ve yok etmiştir.

23 Nisan 1920'de TBMM'nin Ankara'da açılmasıyla buradan görüşmelere başlayan ve kurtuluş çarelerini arayan Atatürk, "Misak-ı Milli sınırları içinde vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı" düşüncesiyle hareket ederek düşmanla mücadele etme kararını almıştır.

İlk başarı, Doğu'da Ermeni çetelerine karşı kazanılmıştır. Daha sonra, Batı cephesinde, Yunanlılarla, I. İnönü ve II. İnönü Savaşları yapılmış, bu savaşların kazanılmasıyla Yunanlılar'a büyük bir darbe indirilmiştir.

23 Ağustos ve 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Meydan Muharebesinin kazanılması ile Türk milleti uzun bir aradan sonra ilk defa toprak kazanmaya başlamıştır. Bütün cephelerde Türk ordusu büyük zaferler kazanarak düşmanları yurttan söküp atmıştır.

Sakarya Meydan Savaşı, askeri harekatın yön değiştirdiği, gerilemenin durduğu, ileri gidişin başlayarak Türk milletinin savunma durumundan taarruz durumuna geçtiği önemli bir savaş olarak da tarihe geçmiştir. Bu zafer ardından 19 Eylül 1921'de kabul edilen bir kanunla, Türk milletinin bir şükranı olarak TBMM tarafından, Mustafa Kemal Paşa'ya "Gazi" ünvanı ve "Mareşal" rütbesi verilmiştir.

Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan Sakarya Savaşı'ndan sonra, kamuoyunda ve TBMM'nde taarruz için sabırsızlık baş göstermeye başlamış ve ardından büyük bir taarruzla düşmanı tamamen yok etme kararı alınmıştır.

4 Mart 1922'de Büyük Millet Meclisi'nin gizli bir toplantısında konuşan Atatürk, "Ordumuzun kararı, taarruzdur. Fakat bu taarruzu tehir ediyoruz. Sebebi, hazırlığımızı tamamen bitirmeye biraz daha zaman lazımdır. Yarım hazırlıkla, yarım tedbirlerle yapılacak taarruz, hiç taarruz etmemekten çok daha kötüdür" diyerek bir taraftan zihinlerdeki şüpheyi bertaraf etmeye çalışırken, diğer taraftan da orduyu son zaferi sağlayacak bir taarruz için hazırlıyordu. 1922 Haziran ayının ortalarında da, başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, taarruza geçmek kararını almıştır. O'nun asıl amacı, yok edici bir meydan savaşı yapmak, düşmanı çabuk ve kesin bir sonuç alacak şekilde vurmaktır.

1922 yılı Ağustos'una kadar, hazırlıkların tamamlanmasıyla, 20 Ağustos 1922'de Ankara'dan Akşehir'e geçen Atatürk, 26 Ağustos Cumartesi sabahı düşmana taarruz emrini vermiştir.

26 Ağustos günü Türk Ordusunun Büyük Taarruz'u Genelkurmay Başkanlığı'nca TBMM'ne bildirilmiş ve haber burada büyük bir coşku ve heyecana neden olmuştur.

26 Ağustos sabahı Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, yanında Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa (Çakmak), Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa (İnönü) ile birlikte muharebeyi idare etmek üzere Kocatepe'deki yerini almış ve büyük taarruz burada başlamıştır.

30 Ağustos 1922 başkomutan Meydan Muharebesi sonunda, düşman ordusunun büyük bölümü dört taraftan sarılarak, Dumlupınar'da Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın ateş hatları arasında bizzat idare ettiği savaşta tamamen yok edilmiş veya esir edilmiştir.

Böylece tasarlanan kesin sonuç beş gün içinde elde edilmiş ve hazırlanan plan tam başarı ile uygulanarak, 26 Ağustos sabahı Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın Kocatepe'de yerini alarak başlattığı taarruz harekatı 30 Ağustos 1922 Çarşamba günü Türk Ordusunun kesin zaferi ile sonuçlanmıştır.

Ordumuz bu başarısının ardından durmadan, yılmadan tam 400 kilometrelik bir mesafeyi savaşarak katetmiş ve 9 Eylül 1922 sabahı İzmir'e girerek son düşmanı burada yok etmeyi başarmıştır.

Türk Ordusunun 400 kilometrelik bir mesafeyi savaşarak katedip İzmir'e ulaşması içerde ve dışarıda hayret ve takdir uyandırmıştır.

Bu savaş Atatürk'ün başkomutanlığında yapıldığı için Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak adlandırılmıştır.

Türkler, Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile mukaddes Anadolu topraklarının sonsuza dek Türk yurdu olarak kalacağını ve onları buralardan hiçbir gücün ve kuvvetin söküp atamayacağını bir kere daha bütün dünyaya ilan ve ispat etmişlerdir.


Dedem koynunda yattıkça benimsin ey güzel toprak,
Neler yapmış bu millet, en yakın tarihine bir sor bak,
Yerim sensin, göğüm sensin, cihanım cennetim hep sen,
Nasıl zinde bir millet çıktı, gördün hasta sinemden...
Süleyman Nazif (1926)

 

kaynağı değiştir]

İzmir'in kurtuluşuyla ilgili ilk miting ve kutlama Ankara’da 10 Eylül tarihinde devlet erkânı adına Heyet-i Vekiliye reisi Rauf Bey'in katılımı yapılmıştı.[3] 9 Eylül günü, bu tarihten itibaren "İzmir'in Kurtuluş Bayramı" olarak kutlanmıştır.[13] Günümüzde İzmir'in düşman işgalinden kurtuluş günü olarak kutlanır.

Fotoğraf galerisi[değiştir kaynağı değiştir]

Kaynakça[değiştir kaynağı değiştir]

İzmir'in kurtuluşu haberleri 10 ve 11 Eylül tarihlerinde Anadolu basınında yer almıştır. Hâkimiyet-i Milliye gazetesinin ilk sayfasında İzmir'in kurtuluşu haberi “Süvarilerimiz Cumartesi günü öğleden evvel 10:30’da İzmir’e girmişlerdir. İzmirliler bu suretle Yunan kâbusundan kurtulmuşlardır” başlığı ile verilmektedir. 13 Eylül tarihinden itibaren ise gazeteler Türk ordusunun İzmir'e girişi ilgili bilgilere yer vermişler; ilerleyen günlerde ise ordunun İzmir'e girişi sırasında yaşanan olaylar anlatılmıştır. Mustafa Kemal'in İzmir'e gelişiyle ilgili haberler ise genellikle 13-14 Eylül tarihlerinden itibaren verilmeye başlanmıştır. İzmir Yangını ile ilgili bilgiler basında 14 Eylül tarihinden itibaren yer almıştır.

10 Eylül 1922'de New York Times gazetesinde yayımlanan haberde, Fransız Deniz Kuvvetleri Bakanlığı'nın aldığı haberlere göre, İzmir'e giren Türk birliklerinin düzgün davranış sergiledikleri belirtilmiştir.[1]

İzmir'in kurtuluşu ardından Mustafa Kemal Paşa, yabancı basını kabul ederek görüşlerini açıklamıştır. Bunun ardından 1 Ekim 1922 New York Times gazetesinde o zamana kadar olan kendisiyle ilgili en geniş haber-yorum yayınlanmıştır. Gazetede tam sayfa çıkan bu haberde, 41 yaşındaki Mustafa Kemal Paşa portresi ve "Küllerinden Doğan Türkiye" karikatürü de bulunmaktadır.[5]

Anma günleri[değiştir

İzmir, kurtuluşunu kutluyor

Bugün İzmir’in kurtuluşunun 99’uncu yıldönümü. 9 Eylül 1922'de Büyük Taarruz harekâtı sonucu Türk ordusunun Yunan işgali altındaki İzmir'e girmesiyle tarihi bir olay yaşandı ve İzmir düşman işgalinden kurtuldu.

99’UNCU YIL ETKİNLİKLERİ

İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 99’uncu yıldönümü için çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Kutlamalar, 9 Eylül Perşembe günü İzmirliler’in Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 99. Yıl Zafer Yürüyüşü’yle başlayacak ve Fener Alayı yürüyüşü ve 9 Eylül konseri ile son bulacak.

ATATÜRK’ÜN SÖZLERİ

Bütün cihan işitsin ki efendiler, artık İzmir hiçbir kirli ayağın üzerine basamayacağı kutsal bir topraktır! 1925 (Atatürk’ün S.D.II, s.227)

Ben, bütün İzmir’i ve bütün İzmirlileri severim. Güzel İzmir’in temiz kalpli insanlarının da beni sevdiklerinden eminim. Yalnız bir tesadüf, beni Karşıyaka’ya daha fazla bağlamıştır. Karşıyakalılar, annem sizin bağrınızda, sizin topraklarınızda yatıyor. Karşıyakalılar, İzmir’i gördüğüm gün evvelâ Karşıyaka’yı ve orada da sizin Türk topraklarınızda yatan annemin mezarını gördüm! 1925 (Atatürk’ün S.D.II, s.227)

Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur.

Ulusal egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, mahvolur.

İnsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri görülemez; millet ve devletin şeref ve bağımsızlığı elde edilemez, insaf ve merhamet dilenmek gibi bir kural yoktur. Türk milleti ve Türkiye’nin çocukları, bunu bir an akıldan çıkarmamalıdır.

Bağımsızlık, uğruna ölmesini bilen toplumların hakkıdır.

Dünyada ve dünya milletleri arasında sükun, huzur ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendisi için ne yaparsa yapsın, huzurdan mahrumdur.

Türkiye’nin güvenini amaç edinen, hiçbir başka ulusun aleyhinde olmayan bir barış yolu, her zaman bizim ilkemiz olacaktır.

İzmir, kırk yüzyıllık bir ata yurdudur. İzmir, bu kadar derin bir tarihe sahip olmakla beraber coğrafî durumu sebebiyle ekonomik ve siyasî çok büyük bir öneme sahiptir. İşte bunun içindir ki, Türkiye’yi mahvetmek isteyen düşmanların, her şeyden evvel gözleri bu tarihî, bu önemli beldeye döner. Nitekim düşmanlarımız en evvel burasını işgal etmişler, ondan sonra daha doğuya ilerlemişlerdir. İzmir’in işgali, bütün milletin kalbinde derin bir yara oluşturmuştur. Herkes İzmir için feryat ediyordu. İzmir, halkın elemlerini, feryatlarını, kararlılık ve imanını ifade etmek için bir parola olmuştu. Çeşitli görüş noktalarından çok değerli olan İzmir, elbette düşmanların elinde bırakılamazdı ve nitekim bırakılmadı. 1923 (Atatürk’ün S.D.II, s.84)

İZMİR’İN KURTULUŞU NASIL GERÇEKLEŞTİ?

Türk ordusu tarafından 26 Ağustos 1922'de başlatılan Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı'nın son safhası idi. Kesin sonuç beş gün içinde elde edildi; 30 Ağustos'ta Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ordulara bir bildiri yayımlayarak “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!” tarihi emrini verdi ve 2 Eylül'de Uşak'a girildi. Dumlupınar Meydan Muharebesi'nde kendisinin de haberdar olmadan Yunanistan Küçük Asya Ordusu'nun başkomutanlığına getirilmiş General Nikolaos Trikupis tutsak edildi. Türk birlikleri, İzmir'e doğru hızla ilerledi. Yunan birlikleri ve Rum siviller Anadolu'dan çekildiler. 9 Eylül 1922 sabahı Ahmet Zeki Bey komutasındaki 2. Süvari Fırkası, ardından Mürsel Paşa komutasındaki 1. Süvari Fırkası birlikleri İzmir şehrine girdi. Ardından 5. Süvari Kolordusu Komutanı Mirliva Fahrettin Paşa, komutasındaki birliklerle saat 10.00'da İzmir'e girdi.

İkinci Tümen'in öncülüğünü yapmakla görevlendirilen Dördüncü Alay Komutan Yardımcısı Yüzbaşı Şerafeddin Bey'in komutasında yaya olarak en önde giden sekiz er, Bornova'dan Halkapınar'a ilerleyişi sırasında Punta'daki Tuzakoğlu fabrikasına yaklaştıkları sırada fabrika pencerelerinden ani bir ateşe uğramıştır. Bu olayda 4 asker hayatını kaybetti ve hemen orada defnedildiler. İzmir'in kurtuluşu sırasında can veren askerlerin isimleri şöyledir: Akşehirli Bekiroğlu Mehmet, Antalyalı Ömer oğlu Hakkı (Sarıarslan), Nevşehirli Ahmet oğlu Seyit Mehmet ve Nevşehirli Ahmet oğlu Ahmet.

Konak'a ulaşmayı başaran Şerafettin Bey, Hükümet Konağı önünde göğsüne isabet eden mermilerle yaralanmıştı ancak Konağa girip balkona Türk bayrağını dikebildi. Hükümet Konağı'na bayrağın dikilmesinin hemen ardından Yüzbaşı Zeki komutasındaki süvari birliği Hükümet Konağı'nın hemen sağında yere alan ve günümüze ulaşmayan Sarıkışla'ya, Üsteğmen Arif ve takım komutanı Celal Bey ile Yedeksubay Besim Efendi'nin de Kadifekale'ye bayrağı çekmesi ile İzmir'in işgalden kurtuluşu ilan edilmiş oldu. Birinci Süvari Tümeni Komutanı Mürsel Paşa bir Fransız harp gemisi telsizi vasıtasıyla, İzmir’e girildiğini Ankara’ya bildirdi. Belkahve'den tarihi günü izleyen başkomutan Mustafa Kemal Paşa, yanında Fevzi ve İsmet paşalar olduğu halde, 10 Eylül sabahı İzmir'e girdi ve Fahrettin Paşa ile buluşarak doğruca Hükümet Konağı'na gitti. Konağın balkonundan, başarıyı millete mal eden kısa bir konuşma yaptı.

Mustafa Kemal Paşa'nın ordulara 1 Eylül'de verdiği tarihi emirle başlayan ve 18 Eylül 1922 tarihine kadar yapılan Takip Harekâtı ile bütün Batı Anadolu'daki Yunan askerleri Türk sınırları dışına çıkarılmıştır. Takip harekatının başarı ile sonuçlanması sayesinde İzmit bölgesinden İstanbul Boğazı'na, Balıkesir bölgesinden Çanakkale Boğazı'na kadar Türk ordusu için hayati önem taşıyan diğer stratejik hedefler de İtilaf Devletlerinin işgalinden, olaysız olarak ve barış yoluyla kurtarılmıştır. Türk Ordusunun kazandığı bu zafer, Mudanya Ateşkes Antlaşması'na giden süreci başlatmış; Türkiye, Mudanya Ateşkes Antlaşması’ndan sonra 24 Temmuz 1923'te Lozan Barış Antlaşması'nı imzalayarak bağımsızlığını kazanmıştır.


kaynağı değiştir]

Türk ordusu tarafından 26 Ağustos 1922'de başlatılan Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı'nın son safhası idi. Kesin sonuç beş gün içinde elde edildi; 30 Ağustos'ta Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ordulara bir bildiri yayımlayarak tarihî "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!” emrini verdi ve 2 Eylül'de Uşak'a girildi.[4]Dumlupınar Meydan Muharebesi'nde kendisinin de haberdar olmadan Yunanistan Küçük Asya Ordusu'nun Başkomutanlığı'na getirilmiş General Nikolaos Trikupis Afyonlu Ahmet Çavuş tarafından tutsak edildi.

Türk birlikleri, İzmir'e doğru hızla ilerledi. Yunan birlikleri ve Rum siviller Anadolu'dan çekildiler. 9 Eylül 1922 sabahı Ahmet Zeki Bey komutasındaki[5] 2. Süvari Fırkası, ardından Mürsel Paşa komutasındaki 1. Süvari Fırkası birlikleri İzmir şehrine girdi. Ardından 5. Süvari Kolordusu Komutanı Mirliva Fahrettin Paşa, komutasındaki birliklerle saat 10:00'da İzmir'e girdi.[6] İzmir’e girerek Yunan bayrağını indirip Türk bayrağını göndere çeken kişi ‘Kürt Reşo’ lakaplı Diyarbakırlı Süvari Çavuş Reşat Nazlı'dır.[7]

İkinci Tümen'in öncülüğünü yapmakla görevlendirilen Dördüncü Alay Komutan Yardımcısı Yüzbaşı Şerafettin Bey'in[8] komutasında yaya olarak en önde giden sekiz er, Bornova'dan Halkapınar'a ilerleyişi sırasında Punta'daki Tuzakoğlu fabrikasına yaklaştıkları sırada fabrika pencerelerinden ani bir ateşe uğramıştır.[9] Bu olayda 4 asker hayatını kaybetti ve hemen orada defnedildiler.[10] İzmir'in kurtuluşu sırasında can veren askerlerin isimleri şöyledir: Akşehirli Bekiroğlu Mehmet, Antalyalı Ömer oğlu Hakkı (Sarıarslan), Nevşehirli Ahmet oğlu Seyit Mehmet ve Nevşehirli Ahmet oğlu Ahmet.[9]

Konak'a ulaşmayı başaran Şerafettin Bey, Hükümet Konağı önünde göğsüne isabet eden mermilerle yaralanmıştı[11] ancak Konağa girip balkona Türk bayrağını dikebildi.[8] Hükûmet Konağı'na bayrağın dikilmesinin hemen ardından Yüzbaşı Zeki komutasındaki süvari birliği Hükûmet Konağı'nın hemen sağında yere alan ve günümüze ulaşmayan Sarıkışla'ya, Üsteğmen Arif ve Takım Komutanı Celal Bey ile Yedeksubay Besim Efendi'nin de Kadifekale'ye bayrağı çekmesi ile İzmir'in işgalden kurtuluşu ilan edilmiş oldu.

Birinci Süvari Tümeni Komutanı Mürsel Paşa bir Fransız harp gemisi telsizi vasıtasıyla, İzmir’e girildiğini Ankara’ya bildirdi. Belkahve'den tarihi günü izleyen Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, yanında Fevzi ve İsmet Paşalar olduğu halde, 10 Eylül sabahı İzmir'e girdi ve Fahrettin Paşa ile buluşarak doğruca Hükûmet Konağı'na gitti. Konağın balkonundan, başarıyı millete mal eden kısa bir konuşma yaptı.

Mustafa Kemal Paşa'nın ordulara 1 Eylül'de verdiği tarihi emirle başlayan ve 18 Eylül 1922 tarihine kadar yapılan "Takip Harekâtı" ile bütün Batı Anadolu'daki Yunan askerleri, Türk sınırları dışına çıkarılmıştır. Takip Harekâtı'nın başarı ile sonuçlanması sayesinde İzmit bölgesinden İstanbul Boğazı'na, Balıkesir bölgesinden Çanakkale Boğazı'na kadar Türk ordusu için hayati önem taşıyan diğer stratejik hedefler de İtilaf Devletlerinin işgalinden, olaysız olarak ve barış yoluyla kurtarılmıştır.[12] Türk ordusunun kazandığı bu zafer, Mudanya Ateşkes Antlaşması'na giden süreci başlatmış; Türkiye, Mudanya Ateşkes Antlaşması’ndan sonra 24 Temmuz 1923'te Lozan Barış Antlaşması'nı imzalayarak bağımsızlığını kazanmıştır.

9 Eylül Anıtı[değiştir
×

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

WEB SİTESİ GİZLİLİK VE ÇEREZ POLİTİKASI

T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından işletilen www.icisleri.gov.tr web sitesini ziyaret edenlerin kişisel verilerini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.

Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde, çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.

Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.

1.Kişisel Verilerin İşlenme Amacı

Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:

  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen ticari faaliyetlerin yürütülmesi için gerekli çalışmaların yapılması ve buna bağlı iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerden ilgili kişileri faydalandırmak için gerekli çalışmaların yapılması ve ilgili iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerin ilgili kişilerin beğeni, kullanım alışkanlıkları ve ihtiyaçlarına göre özelleştirilerek ilgili kişilere önerilmesi ve tanıtılması.

 

2.Kişisel Verilerin Aktarıldığı Taraflar ve Aktarım Amacı

Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.

3.Kişisel Verilerin Toplanma Yöntemi

Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.

4.Çerezleri Kullanım Amacı

Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;

İşlevsel:Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.

Teknik olarak web sitemizde kullanılan çerez türleri aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.

Oturum Çerezleri

(Session Cookies)

Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır. (ASP.NET_SessionId)

 

Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:

  • • İnternet sitesinin işlevselliğini ve performansını arttırmak yoluyla sizlere sunulan hizmetleri geliştirmek,

5.Çerez Tercihlerini Kontrol Etme

Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.allaboutcookies.org adresini ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.  

6.Veri Sahiplerinin Hakları

Kanunun “ilgili kişinin haklarını düzenleyen” 11. maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Başvuru Formunu’nu Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.

 

kaynağı değiştir]

  1. ^abGreeks surrender Smyrna to Turks after shell fire, New York Times, 10.09.1922 tarihli makale
  2. ^"9 Eylül 1922 İzmir'in kurtuluşu hakkında bilgiler". Hurhaber.com 9 Eylül 2014. 17 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2014. 
  3. ^abcÇiçek, Rahmi. "İzmir'in Kurtuluşunun Anadolu Basınındaki Yansımaları 319"(PDF). International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Cil 9/4 Bahar 2014. 16 Eylül 2016 tarihinde kaynağından(PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Eylül 2016. 
  4. ^Atalay, Kerrar Esat. "İzmir'in İşgali ve Mustafa Kemal". Yeniçağ gazetesi 9 Eylül 2014. 16 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Eylül 2016. 
  5. ^ab"N.Y. Times 1.10.1922 günlü M.K. Paşa haber, yorum ve portresi". 13 Mart 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2015. 
  6. ^Uras, Güngör. "Biz bu topraklara kolay sahip olmadık". Milliyet gazetesi, 30 Ağustos 2016. 17 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2016. 
  7. ^"Küret Reşo'ya İstiklal madalyası". En Son Haber. 10 Aralık 2021. 27 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Aralık 2011. 
  8. ^abKaradoğan, Umut Cafer. "İzmir'in Adı Bilinmeyen Kahramanı: Yüzbaşı Şerafettin". Beyaztarih.com 25 Kasım 2015. 16 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Eylül 2016. 
  9. ^abcCimrin, Hüseyin. "İzmir'in kurtuluşunda Antalyalı şehit: Hakkı Çavuş". Sabah gazetesi 23 Mart 2015. 19 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2016. 
  10. ^Demirci, Mehmet. "Cumhuriyete Böyle Geldik". Yeniasır Gazetesi 29 Ekim 2012. 17 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2016. 
  11. ^Arı, Kemal. "Yüzbaşı Şerafettin Kimdir ve Yüzbaşı Şerafettin'e Yazılan Bir Mektup". Yeni Söke Gazetesi 8 ekim 2015. 17 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Eylül 2016. 
  12. ^"Izmir / 9 Eylül 1922 İzmir". İzmir İl Kültür Turizm Müdürlüğü, İzmir Parmaklarınızın Ucunda (İPU) web sitesi. 17 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2016. 
  13. ^Atilla, Nedim. "Acıyı tazelemeden unutmamak mümkündür…". Egedensoz.com 9 Eylül 2016. 13 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Eylül 2016. 

nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede