Keçiboynuzunu kaynatıp suyunu içmenin faydaları

Keçiboynuzunu Kaynatıp Suyunu Içmenin Faydaları

keçiboynuzunu kaynatıp suyunu içmenin faydaları

Keçiboynuzunun faydaları nelerdir?

Keçiboynuzun kanseri önleme, cinsel sorunların giderilmesine yardımcı olma, bağışıklık sistemini güçlendirme gibi birçok yararı bulunmaktadır. Akdeniz ülkeleri ve Kuzey Afrika ülkeleri gibi birçok bölgede yetişen keçiboynuzunun faydalarını sizler için araştırıp bir araya getirdik. Vitamin ve mineral kaynağı olan keçiboynuzunun faydaları nelerdir diyorsanız işte cevapları…

Keçiboynuzu, bezelye ailesine ait, yaprak dökmeyen çiçekli bir ağaçta yetişmektedir. İçerisinde bolca vitamin ve minral barındırır. Keçiboynuzun içerisinde neler olduğunu ve besin değer tablosunu merak ediyorsanız aşağıda vermiş olduğumuz bilgilere göz atabilirsiniz.

Demir:0.35 mg
Magnezyum: 6 mg
Potasyum: 99 mg
B 2 vitamini: 0,055 mg
Niasin: 0.228 mg

Vitamin B2: 0.04mg
Vitamin B3: 0.04mg
Vitamin B6: 0.05mg
Vitamin C: 0.00mg

Kandaki kolesterol seviyesini düşürür

Keçiboynuzu doğal olarak, diyet liflerine benzer bir şekilde kan kolesterol seviyelerine yardımcı olan polifenolleri içerir. Diyet lifi, kolesterol seviyelerinin düşürülmesine yardımcı olur. Keçiboynuzu içeriğinde bol miktarda antioksidan ve polifenol içerdiği için kandaki kolesterol seviyesini düşürmeye yardımcı olmaktadır.

Kanseri önleme özelliği barındırır

Keçiboynuzu içerisinde doğal polifenol ve antioksidan barındırmasından dolayı kanseri önleyici etkisi olduğu düşünülmektedir. Bu maddeler vüdumuzdaki serbest radikallerle savaşmaya yardımcı olurlar.

Osteoporoz ve çocuk felci ile savaşır

Keçiboynuzu içindeki yüksek miktarda fosfor, kalsiyum ve gallik asit sayesinde osteoporoz ve çocuk felci ile mücadelede etmye yardımcı olur. Bu nedenle çocuk felcine duyarlı veya çocuk felci olan çocuklar için şiddetle tavsiye edilir.

Soğuk algınlığı ve grip ile savaşır

Keçiboynuzu e vitamini, antioksidanlar ile doludur. Bu maddelerin hepsi grip ve soğuk algınlığı tedavisinde işe yarar. Keçiboynuzunun tedavi ettiği diğer hastalıklar ise anemi ve kronik öksürüktür. İstisnai durumlarda akciğer kanserine karşı da savaşmaya yardımcı olduğu bilinmektedir.

Yüksek tansiyonla savaşır

Keçiboynuzu kafeinsiz olduğu için yüksek tansiyonla mücadele etmek için yararlıdır. Kafein, tansiyonun yükselmesine neden olan bir maddedir.

Neden keçiboynuzu yemeliyiz?

Diyetinize keçiboynuzu eklemek size sağlığınız açısından birçok fayda sağlayabilir.
Keçiboynuzu doğal liflerle donatılmış olduğundan ve kafein içermediğinden yüksek tansiyonu olan insanlar için ideal bir besin kaynağıdır.

Düşük şeker ve yağ içeriği de kilo vermek isteyen insanlar için faydalı bir seçenektir ve çikolata yerine geçer. İçeriğindeki yüksek A ve B2 gibi vitaminlerde cildiniz ve göz sağlığınız için iyidir.

Keçiboynuzunun faydaları nelerdir

Beslenmenize keçiboynuzu eklemek sağlık açısından şu faydaları sağlar;
• Kolesterolünüzü düşürmek
• Kalp hastalığı riskini azaltmak
• Mide sorunları rahatlatmak
• İshali tedavi etmek

Sindirim problemlerini düzenler
Keçiboynuzu içindeki doğal şekerler gevşek dışkıyı kalınlaştırmaya yardımcı olur. Yapılan araştırmalar sonucunda keçiboynuzunun küçük çocuklarda ve yetişkinlerde ishali tedavi ettiği, sindirim problemlerini azalttığı ortaya çıkmıştır.

Uzmanlara göre, keçiboynuzu kürünün en önemli faydası diğer cinsel gücü arttıran ilaçların kısa süreli etkilerinin aksine uzun süreli tedavi edici etkisinin olmasıdır. Keçiboynuzu kürünü, cinsel iktidarsızlık çeken erkeklerin aşırıya kaçmadıkları sürece kullanmaları tavsiye ediliyor.

İşte sizlere Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu’nun önerdiği keçiboynuzu kürü…

Yarım litre suyu kaynatın. Elinizle, ufak parçalara ayırdığınız keçiboynuzunu kaynamış suyun içerisine koyun. Ağzı kapalı bir şekilde kısık ateşte 3-4 dakika kaynatın. Kaynadıktan sonra ocaktan alarak 20 dakika bekletin. Bekleme süresi tamamlandıktan sonra karışımı süzün.

Uygulamaya ilk başladığınızda bir hafta boyunca her gün için. İlk haftadan sonra 3 ay boyunca, yatmadan önce 1 bardak için. Daha sonraki aylarda ihtiyaç halinde belli zamanlarda uygulayabilirsiniz.

Keçiboynuzunun faydaları nelerdir

Peki keçiboynuzu özünün faydaları nelerdir?

*Balgam sökücü özelliği vardır. Özellikle sigara kullananlar için…

*Akciğer ve karaciğer içinde toplanan toksinlerin dışarıya atılarak temizlenmesini sağlar.

*Vücutta biriken radyasyonun dışarı atılmasını sağlar.

*Süte oranla kalsiyum bakımından 3 kat daha zengindir.

*Grip ve nezleye karşı vücut direncini arttırır.

-Bağışıklık sistemini güçlendirir.

*Kemik erimesi tedavisine yardımcı olur.

*Kansızlık için iyi bir doğal ilaçtır.

*Özellikle çocuklarda bedensel ve zihinsel gelişim için iyi bir destektir.

*Diş ve diş eti sağlığında destek sağlar.

*Astım ve bronşit tedavisinde kullanılır

*Alerji tedavisinde kullanılır.

*İyi bir antioksidandır.

*Tansiyon sorunu yaşayanlar için dengeleyici bir yapısı vardır.

*Cinsel gücü arttırdığı gibi, sperm sayısını artırdığı bilinmektedir.

Her Derde Deva: Keçiboynuzu

Yeryüzünün en eski bitki türlerinden olan şifa deposu keçiboynuzunun, zengin besin içeriği yanında yüksek düzeyde antioksidan maddeler içerdiğinden, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi açısından büyük öneme sahip. Halk arasında 'harnup' olarak bilinen keçiboynuzunun faydaları, kullanım alanları ve şekilleri saymakla bitmiyor. Keçiboynuzu doğal olarak tatlı olduğundan tatlı krizlerine de birebir!

Lif oranı yüksek, antioksidan bakımından zengin, düşük yağ ve seker oranı ile kafeinsiz ve glütensiz bir besin kaynağı olan keçiboynuzu, toz halinde, atıştırmalık olarak, şurubu, özü veya hapları ile günlük beslenme rutinine kolaylıkla eklenebilir. Kabukları yaş veya kuru iken tüketilebilir. Keçiboynuzu kabuğu ve çekirdeklerini öğüterek toz halinde sütle ve balla sütlü kahve pişirir gibi pişirerek veya pekmez yaparak tüketebilirsin.

Bilinen Tüm Faydaları ile Keçiboynuzu!

  • Potasyum, kalsiyum, sodyum, magnezyum ve demir mineralleriyle zengin bir besin kaynağıdır.
  • Antioksidan özelliğiyle doğal bir antibiyotik özelliği olan keçiboynuzu, kalp ve damar sağlığına faydalıdır. Kanı temizleme ve damar tıkanıklıklarını giderme özelliği vardır.
  • Kış aylarında artan astım atakları ve bronşit hastalıklarına iyi gelen keçiboynuzu şiddetli öksürüklere karşı dahi çok etkilidir. Balgam söktürücüdür, bu sayede öksürüğü azaltır.
  • Bağırsak ve sindirim sistemine de olumlu etkiler sağlar, kabızlığı önler. Bağırsak kurdu, bağırsak paraziti gibi rahatsızlıkların tedavisinde etkili olur.
  • İçerdiği lifler dolayısı ile genel anlamda sindirim sistemini koruyucu özelliği vardır ve zengin lif içeriği ile kilo vermeye yardımcı olduğu bilinmektedir.
  • Keçiboynuzu genel anlamda inanılmaz bir enerji deposudur, öte yandan, cinsel gücü de arttırıcı özelliği vardır.
  • Kalsiyum açısından zengindir, kemik sağlığına çok faydalıdır. Keçiboynuzunun yüksek düzeyde kalsiyum içerdiği için çocukların kemik gelişiminde olumlu etkileri olduğunun bilindiği gibi, yaşlılarda da kemik erimesine karşı önemli katkıları vardır.
  • Çeşitli alerjik hastalıklara karşı engelleyici ve tedavi edici özelliği vardır.
  • Soğuk algınlığının en bilinen tedavi yöntemi olarak bilinen keçiboynuzu, bağışıklık sistemini güçlendirir. Bu özelliği sayesinde soğuk algınlığına karşı vücudu korur.
  • Cinsel yaşama enerji katar. Keçiboynuzu tam bir enerji kaynağı niteliğindedir. Cinsel gücü arttırarak erkeklerde sperm miktarını çoğalttığı gözlemlenmiştir.
  • İç organları temizler, vücuttan ağır metallerin ve radyasyonun atılmasını sağlar. Karaciğer, akciğer ve bağırsakları temizler.
  • Şişkinliğe iyi gelir, midedeki şişkinliği gidererek mideyi rahatlatır.
  • Sigaranın zararlarını azaltır, akciğeri temizleyerek akciğer kanserine yakalanma riskini azaltır.
  • Bembeyaz bir gülüşe sahip olmanıza doğal yoldan yardımcı olur; diş etlerini güçlendirerek düzenli kullanıma halinde dişleri beyazlatır.
  • Aneminin tedavisinde etkilidir, içeriğindeki E vitamini ile özellikle keçiboynuzu pekmezi anemiye iyi gelir. Keçiboynuzunun özellikle kansızlık şikâyeti olan bebeklerde çok faydalıdır, bebeklere aç karnına verilebilir.
  • Keçiboynuzu, diyabetle savaşır. Kan şekerini düzenleyerek kötü kolesterolü azaltmaktadır ve bu bakımdan da şeker hastalığına karşı önemli bir antioksidan görevi görmektedir. Bunun yanı sıra keçiboynuzu, şeker hastalığının sebep olduğu halsizlik ve sürekli uyku halinin de önüne geçmek için faydalıdır.
  • Çikolata tüketimi için iyi bir alternatiftir; kakaoya oranla 2 kat kalsiyum içerir. Tatlı krizlerine cevap verebilen sağlıklı bir alternatiftir.

Keçiboynuzunun faydaları nelerdir? Keçiboynuzunun 10 faydası

Haberin Devamı

Anavatanı Yunanistan, Fas, Tunus ve İsrail olan keçiboynuzu, Türkiye'de Akdeniz sahil şeridinde yetişiyor. Birçok hastalığa karşı şifa kaynağı olarak bilinen keçiboynuzu ülkemizde severek tüketiliyor. Karbonhidrat, yağlar ve sodyum açısından zengin olarak keçiboynuzu, aynı zamanda A ve C vitamini açısından da oldukça zengin bir besin. İşte içerdiği element ve vitaminler sayesinde şifa deposu olan keçiboynuzunun 10 faydası...

AKCİĞER KANSERİNİ ÖNLER: En kötü kanser türlerinden olan akciğer kanserine karşı oldukça etkili olduğu biliniyor.

GRİBE, ÖKSÜRÜĞE İYİ GELİR: İçindeki E vitamini sayesinde; öksürüğe, gribe, kemik erimesine ve kansızlığa iyi gelir.

NEFES DARLIĞINA ETKİLİ: Balgam söktürür, göğsü yumuşatır, bronşları açar, sigara tiryakileri için faydalıdır ve nefes darlığına karşı oldukça etkilidir.

Haberin Devamı

RADYASYONU DIŞARI ATAR: İnsan vücuduna giren ve sağlık için oldukça zararlı olan radyasyonu vücudun dışına atar.

BAĞIRSAK RAHATSIZLIKLARINA İYİ GELİR: Yüksek ham selüloz etkisi ile bağırsak rahatsızlıklarına ve gastrite etkilidir. Mide ve bağırsak gazlarını dışarı atarak mide şişkinliğini giderir Bağırsak kurdu, tenya, solucan gibi bağırsak parazitlerini temizler. Mideye kuvvet verir.

DOĞAL GÜÇ VE BESİN KAYNAĞIDIR: Yüksek doğal şekerler, zengin mineraller (özellikle çinko) ve vitaminler (A, B, B2, B3, D) içeriği dolayısıyla doğal güç ve oldukça sağlıklı bir besin kaynağıdır.

YARA VE İLTİHAPLARI İYİLEŞTİRİR: Bakteri yok edici özelliği ile yara ve iltihapların kolay ve hızlı bir şekilde iyileşmesini sağlar.

AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞINA FAYDALI: Yüksek mineral ve vitamin içeriği ile de diş ve diş etleri üzerinde çok olumlu etkileri vardır.

ÇARPINTIYI ÖNLER: Kalp ve damar sağlığı içinde kanıtlanmış birçok faydası vardır. Çarpıntıya karşı etkilidir.

KANDAKİ ZEHİRLİ MADDELERİ YOK EDER: Yüksek sodyum ve potasyum içeriği sayesinde tansiyon, karaciğer ve akciğer üzerine çok yaralı etkileri bulunmaktadır. Kanın zehirli maddelerini temizler.

Yukarıda saydığımız birçok özelliğinin yanında keçiboynuzunun sayısız birçok faydası daha vardır.

Keçiboynuzu Nasıl Yenir, Günde Kaç Adet Tüketilir?

Baklagiller familyasına ait bir bitki olan keçiboynuzu, Akdeniz ikliminin görüldüğü yerlerde yetişir. Akdeniz kıyıları, Libya, Kıbrıs ve Kaliforniya'da yetiştirilen bu bitki, sağlık açısından oldukça faydalıdır. Radyasyonun dışarı atılmasını sağlayan keçiboynuzu, aynı zamanda balgam söktürücüdür. Akciğer kanserine yakalanma riskini düşürür. Kemik gelişimini destekler, adet sancılarının hafiflemesine yardımcı olur. Tatlı krizlerinin bastırılmasında etkili rol oynar. Keçiboynuzu faydaları saymakla bitmese de, bu bitki farklı şekillerde tüketilebilir. En yaygın kullanımı pekmez yapımında kullanmaktır. Ancak çiğ veya kür olarak da tercih edilebilir. İşte, keçiboynuzu tüketme yöntemleri:

Keçiboynuzu Nasıl Yenir?

  1. Çiğ olarak tüketilir:


Keçiboynuzu çiğ olarak tüketilen bir besin olsa da, uzmanlar tarafından çiğ tüketilmesi çok tavsiye edilmez. Bunun yerine kaynatılarak kür yapımında kullanılabilir.

  1. Pekmez yapımında kullanılır:

Keçiboynuzu Suyunun Faydaları Nelerdir? Keçiboynuzu Suyu Hangi Hastalıklara, Neye İyi Gelir?

Keçiboynuzu kabuğundan çıkarılan keçiboynuzu suyu, tatlı ve yumuşak bir tada sahiptir. Tatlı, sıcak ve soğuk içecekler, tahin ve dondurma yapımında kullanılır. Hamur tatlılarında şerbet olarak kullanılmaya uygundur. Keçiboynuzu suyu, şekerin yerini alabilecek bir üründür. Bu bakımdan kilo vermek isteyenlerin gönül rahatlığıyla tüketebileceği bir içecektir. Kabızlığa ve ishale karşı korur. Sindirim sisteminin düzenli bir şekilde çalışmasını sağlar. Balgam söktürücüdür ve soğuk algınlığından kaynaklı boğaz ağrılarını hafifletir. Keçiboynuzu suyu, sütten 3 kat daha fazla kalsiyum içerir.

Keçiboynuzu Suyunun Faydaları Nelerdir?

Keçiboynuzu Suyu Hangi Hastalıklara İyi Gelir?

Keçiboynuzu Suyu Nasıl Hazırlanır?

Bu tarif için ilk olarak 350 gram keçiboynuzunu çekirdeklerinden ayırmalısınız. Bu kabukları elinizle kırarak ufak parçalar haline getirmelisiniz. Keçiboynuzu oldukça su çeken bir yapıya sahiptir. Bu 350 gram için 1 litre su kullanmanız yeterlidir. Kırdığınız kabukların yumuşaması için bir gece önceden suda bekletmelisiniz. Ertesi gün, rengi koyulaşana kadar kaynatmalısınız. İsteğe bağlı olarak tatlandırmak için bal ekleyebilirsiniz. Soğuduktan sonra buzdolabına kaldırmalısınız.

Keçiboynuzu Suyu Ne Kadar İçilmeli?

Keçiboynuzu suyu vitamin ve mineral kaynağıdır. Düzenli olarak tüketildiğinde birçok hastalığın önlenmesine yardımcı olur. İçinde, A, B2, B3, B6 vitaminleri ve kalsiyum, potasyum, bakır, manganez, çinko ve selenyum gibi mineraller vardır. Bunlardan en iyi şekilde yararlanmak için her gün aç karnına 1 bardak keçiboynuzu suyu içmek yararlı olur. Ancak diyabet hastalarının fazla tüketmesi yarardan çok zarar getirir.

Keçiboynuzu Suyu Zayıflatır Mı?

Keçiboynuzu suyu besleyicidir ve yüksek düzeyde lif içerir. Dışkının bağırsaklardan atılması için eliminasyonu kolaylaştırır. Bu yüzden kilo kaybını hızlandırır. Bilindiği üzere, lif bağırsak sağlığı için gereklidir. Düzenli çalışan bir bağırsak, güvenli kilo vermek açısından çok önemlidir. Keçiboynuzundaki lifler ghrelin üretimini azaltır. Böylece tokluk hissini artırarak gereğinden fazla yemek yemeyi önler.



Latince  Ceratonia siliqua L.

İngilizce : Carob, St. John's Bread, Locust bean

Almanca : Johannisbrot

Özellikleri : Nefes darlığına karşı, alerjik nefes darlığına karşı, soğuk alerjisine karşı, iktidarsızlığa karşı, akciğer ödemini yok edici balgam söktürücü, akciğer kanserini önleyici ,hareketli sperm sayısını artırıcı, astıma karşı, ishale karşı, kabızlığa karşı

İngilizcesi her ne kadar 'carob' ise de, genelde St. Johns Bread olarak bilinir. Almanca'sı da johannisbrot' dur. Her iki lisanda da "Yakup Peygamberin Ekmeği" anlamına gelir. Yakup peygamberin çölde ekmek yerine tükettiği bir meyvedir. Yaklaşık 5000 yıldan beri bilinen bir meyvedir. Birkaç yüzyıl öncesine kadar yapılan tatlılarda ağırlıklı olarak harnup kullanılırdı veya şeker yerine yenilirdi. Günümüzde beyaz şeker üretiminin başlamasıyla bu kültür ve sağlıklı beslenme yapısı yok olmuştur. 1930'lu yıllarda İspanya'daki savaş esnasında çocukların sağlıklarını koruyabilmelerinde keçiboynuzu tüketiminin önemi çok büyük olmuştur. İkinci Dünya Savaşı'nda Almanların işgalinde olan Yunanistan adalarında yaşamakta olan halk açlık tehlikesini keçiboynuzu sayesinde aşmıştır

Harnup ağacı ilk onbeş yıl hiç meyve vermeyen bir ağaçtır. Yetişkin bir ağaç 1000 kiloya kadar meyve verebilmektedir. Keçiboynuzunun içerdiği çekirdeklerin her biri 0,2 gram gelir. Bu çekirdeklerin ebatlarına bakılmaksızın her biri aynı ağırlıktadır. Yani, tek bir harnup çekirdeği 0,2 gram ağırlığındadır. Bu 0,2 gram ağırlık neden bu kadar mühim diye soracak olursanız, cevabı eski çağlara kadar dayanır. Antikçağda ve daha öncesinde altın ve kıymetli taşları hassas olarak tartabilmek için keçiboynuzunun çekirdekleri kullanılmıştır. Günümüzde de 0,2 gramın karşılığı 1 Karat olarak kullanılmaktadır. Kıymetli taş veya metal satanların kullandıkları 1 Karat buradan gelmektedir. Karat kelimesi keçiboynuzunun (harnup) Latince adı olan Ceratonia' dan türetilmiştir. Beş tane keçiboynuzu çekirdeği 1 gram ağırlığındadır.

Yıllar içerisinde insanlar harnupun beslenmedeki önemini unuttular. Çeşit çeşit hazır besinler tüm süpermarketlerde insanın hizmetine sunulurken, tabii (doğal) beslenme gelenekleri ve alışkanlıkları da yavaş yavaş ortadan kalkmıştır. Son bir kaç yıldan beri tekrar eskiye dönüş yolları aranmaya başlandı. Avrupa'da "reformhaus" veya "bioladen" adı altındaki marketlerde zirai ilaç ve suni gübre kullanılmadan yetiştirilen meyve ve sebzeler ayrıcalıklı olarak satılıyor. Hem de neredeyse gösterişli sebze ve meyvelerin iki katı fiyatına. Bizde de durum pek farklı değil tabi. Aynı şekilde, kepeğini içeren pirinç normal pirinç fiyatının hemen hemen iki buçuk misli fiyatla satılıyor.

Halk pazarlarına giden insanlarımız satın alacakları sebzenin yayla sebzesi olup olmadığını sorup öyle alıyorlar. Onların 'yayla'dan kastettikleri, hormonsuz sebzedir. Yoksa aradıkları sebzenin gerçekte yüksek yaylalarda yetişmiş olması önemli değildir. Örneğin, yayla domatesi hormonsuz domates olarak algılanıyor. Gerçekten de hormonsuz olarak yetiştirilen domatesin tadı da, içerdiği proteinlerin ve etkin maddelerin oranları da farklıdır.

Biz tekrar harnupa dönelim. Akdeniz bölgesinin sahil şeridindeki memleketlerden İtalya, İspanya, Kıbrıs ve Türkiye'de bol miktarda yetişmektedir. Keçiboynuzunun ortalama %35'i düşük moleküler yapılı karbonhidratlardan oluşur. Yine yaklaşık %40'ı yüksek moleküler yapılı nişasta içermektedir. Yağ oranıysa oldukça düşük olup ancak %1'dir. Kakaonun yerine kullanılabilen en mükemmel çözüm olmuştur. Kakaoda bulunan kafenoidleri içermez. Örneğin, keçiboynuzunda theobromin yoktur. Kakaoda yüksek miktarda bulunan yağ, harnupta sadece %1'dir. Kakaoda bulunan birkaç tane etkin madde migreni tetikleme özelliğine sahiptir. Harnup için bu durum söz konusu değildir.

Kakao ve harnup

Migren şikâyeti olanlar genelde çikolataya karşı açlık duymaya başladıklarında migren ağrılarının başlama devresine girmişler demektir. Unutmayınız ki, çikolatanın temel maddesi kakaodur. Harnup kakaoya karşı alerjisi olanlara ideal bir alternatif çözüm getirmektedir. Eğer kakaoya karşı alerjiniz varsa, keçiboynuzunu rahatlıkla tercih edebilirsiniz. Unutmayınız ki, kakao vücudumuzda alerjiye neden olan antikor üretimine sebep olmaktadır. Bu nedenle alerjiye yatkınlığı olanların veya alerjik reaksiyonları olanların kakao tüketiminde ölçülü olmalarını tavsiye ederim.

Özellikle okul çağındaki çocukların severek tükettikleri kakaolu süt ve ürünlerinde dikkatli olunuz. Eğer çocuğunuzda alerjik şikâyetler varsa ve alerjiye bağlı diğer rahatsızlıklar söz konusuysa (örneğin astım gibi) kakaolu besinlere karşı ölçülü olmakta büyük faydalar vardır. Kakaoya karşı alerjisi olan (alerji tipi-IgE) çocuklar için keçiboynuzu mükemmel bir alternatiftir. Keçiboynuzunun kakao karşısındaki diğer avantajı da oksalik asit içermemesidir. Çocukların ve yetişkinlerin ishallerinin durdurulmasında keçiboynuzu ideal bir destekleyicidir. Keçiboynuzunun içeriğindeki lignin ve pectin miktarları öylesine ilginç bir dengeyle kuruludur ki, mesleği gereği veya çalışma ortamlarından dolayı ağır-metal ya da radyoaktif madde alımına maruz kalanların veya ağır sanayi bölgesinde yaşayanların keçiboynuzu tüketimine mutlaka önem vermeleri gerekmektedir. Çünkü keçiboynuzu vücuttan ağır-metallerin atılmasında oldukça etkilidir.

Değerli okuyucu, teknolojinin ilerlemesi insana değişik kolaylıklar sağlamaktadır. Çeşitli hazır besinler günlük hayatımızda, iş yerimizde, mutfağımızda, çocuklarımızın okul kantinlerinde, hatta benzin istasyonlarının marketlerinde bile dikkat çekici durumda bize sunulmaktadır. Teknolojinin sunduğu bu tür kolaylıklar, insanın sağlıklı beslenmesine karşı hazırlanmış tuzaklardır.

Örneğin, çoğumuz televizyon karşısında atıştırmak üzere hazırlanmış sağlığımıza zarar veren ürünleri kullanıyoruz. Oysa bunların yerine televizyonun karşısında birkaç tane yavaş yavaş tüketeceğiniz keçiboynuzu hem keyif vericidir hem de sağlıklıdır. Birkaç zaman sonra vücudunuzda bunun olumlu etkilerini hissetmeye başlayabilirsiniz. Eğer, şeker hastasıysanız hiç çekinmeden günde birkaç tane çiğ olarak keçiboynuzu tüketebilirsiniz. Kan şekeriniz yükselmeyecektir. Çiğ olarak tüketilen harnubun, kan şekerini yükseltemeyeceğini bulduğumda hiç şaşırmadım diyebilirim. Çünkü bu özelliğinin içerebileceği bazı etkin maddelerde saklı olduğu şüphesini uzun zamandan beri taşıyordum.

Harnupun sağlıklı ve dengeli beslenmede çok önemli bir yeri vardır. Çok düşük oranda yağ içermektedir. Düşük kalorilidir. Yenildiği zaman insanı uzun zaman tok tutar. İshale karşımükemmel bir takviyedir. Kabızlık şikâyeti olanların da tüketmesi gereken bir meyvedir. Belirli bir dönem keçiboynuzu tüketenler, sindirim sistemlerinin nasıl harekete geçtiğini ve kabızlık problemlerinin de yavaş yavaş ve düzenli bir şekilde nasıl ortadan kalktığını hayretle görebileceklerdir. Kısaca, hem ishal hem de kabızlık şikâyetlerine karşı kullanılır. Dengeli ve sağlıklı beslenmenin bilincinde olan birçok bilim adamı tanıyorum. Bu kişiler çikolata, kek veya kremalı pasta yerine harnupu tercih etmektedirler.

Nefes darlığı ve astım

Keçiboynuzu, Anadolu'da harnup olarak da bilinir. Batı Akdeniz bölgesinde kısaca "boynuz " da denilmektedir. Keçiboynuzunun en büyük özelliği nefes darlığına karşı oldukça etkili olmasıdır. Keçiboynuzunun nefes darlığına karşı etkili olan etkin maddesi hemen hemen başka hiçbir bitkide bulunmamaktadır. Bu etkin madde aynı zamanda bazı alerjik astımrahatsızlıklarında öylesine etkilidir ki, kullanmaya başladıktan hemen sonra sonuç almak mümkün olabilmektedir.

Ayrıca, alerjinin neden olduğu nefes darlığı problemlerinde büyük bir başarıyla uygulanabilir.Alerjik nefes darlığı çeken birçok insan tanıdım. Bu insanlar yılın belli mevsimlerinde kortizon tedavisinden başka çare bulamıyorlar, öksürük krizlerinin nedenli şiddetli olduğunu anlatıyorlardı. Keçiboynuzunu önerdiğim bu insanların çoğu daha hemen ertesi gün rahatlamaya başladıklarını söylediler. Çocuklarda, keçiboynuzu (harnup) kürünü uygularken dikkat edeceğiniz en önemli nokta günde bir defa ve sadece sabah kahvaltısı arasında tüketilmesidir. Öğle veya akşam uygulanmaması gerekir. Guatr rahatsızlığından dolayı nefes darlığı çekenler de bu kürden olumlu sonuçlar aldıklarını belirtmişlerdir.

Tablo: Keçiboynuzunda bulunan bazı etkin maddeler


Alpha-aminopimelic acidConcanavalin
Beta-D- glucolgallinMyo-inositol
Beta-D-...galloylglucosePentosane
Capronic acidPrimverose
Catechin-tanninTanin
CeratoseTocopherol
Chiro-inositolXylose

Keçiboynuzunun içerdiği gallik asit insan sağlığı üzerinde çok yönlü özellikleri olan bir maddedir. Bu özelliklerinden bazıları aşağıdaki tabloda belirtilmiştir. Bu tablodan da görüldüğü gibi gallik asit çok yönlü bir maddedir. Bu maddenin belirtilen bu özelliklerini artıran ve takviye eden keçiboynuzunda bulunan promotor maddelerdir.

Tablo: Gallik asitin etkin özellikleri


AnalgesicAğrı kesici
AntiallergenicAlerjiye karşı
AntiasthmaticAstıma karşı
AntibacterialBakteri yok edici
AntibronchiticBronşite karşı
AnticancerKansere karşı
AntihepatotoxicKaraciğeri toksinden arındırıcı
AntioxidantSerbest radikalleri yok edici
İmmunostimulantBağışıklık sistemini stimüle eden
AntiviralMikroplara karşı etkili
AntisepticAntiseptik
Cancer-preventiveKansere karşı koruyucu
AntinitrosaminicNitrozamin yok edici
BronchodilatorBronş genişletici
AntipolioÇocuk felcine karşı

Akciğer ödemine karşı keçiboynuzunun desteği bulunmaz bir imkândır. Akciğerlerde oluşan ödeme karşı spesifik olarak etkilidir. Balgam söktürücü ve astıma karşı tedavi edici gücü çok fazladır.

Sigara içenler keçiboynuzu kürüne başladıktan bir kaç gün sonra nasıl balgam çıkardıklarını hayretle gözleyebileceklerdir. Keçiboynuzunun, insanlığın korkulu rüyası olan akciğer kanserini önlediğini gördüğüm zaman heyecanımdan günlerce uyku uyumadığımın farkına bile varmamıştım. Keçiboynuzunun bu koruyucu ve önleyici özelliği tabiat ananın insanlara olan bir lütfudur. Ödemli akciğer kanseri hastalarda, ödemin uzaklaştırılmasında keçiboynuzunun olumlu etkisi hiç de yabana atılmayacak kadar önemlidir.

Keçiboynuzu, akciğer kanserini önleyen mükemmel bir meyvedir. Ancak, akciğer kanserine yakalanmış olanlar için tedavi etme gücü çok zayıftır. Burada da belirtmekte tekrar fayda görüyorum. Bir bitkinin hastalığı önleyici özelliğiyle o hastalığı tedavi etme özellikleri birbirlerinden farklı şeylerdir. Keçiboynuzu kürü insan vücudunda bulunan OGG1 (8-OxoGuanine DNA Glycosylase) enzimini aktive etme özelliğine sahiptir. OGG1 enzimi, akciğer kanserinin oluşumunda oldukça etkilidir. Akciğer kanserine yakalanmış hastalarda OGG1 enziminin aktivitesinin düşük olduğu gözlenmiştir.

Yapılan klinik deneyler OGG1 enziminin aktivitesinin düşük olması durumunda, akciğer kanserine yakalanma riskinin on misli artış gösterdiğini ortaya koymuştur. Keçiboynuzu (harnup) kürü OGG1 enziminin aktivitesini yükselterek, bu kanser türüne karşı güçlü bir önleyici özellik göstermektedir. Sigara içenler zaman zaman kürünü uygulamaları halinde keçiboynuzunun akciğer kanserine karşı önleyici gücünden büyük faydalar göreceklerdir.

Keçiboynuzu aynı zamanda hareketli sperm sayısını arttıran özelliğe de sahiptir. Aktif sperm sayısı az olan ve az sperm sayısından dolayı çocuğu olmama riski yüksek baba adaylarının kullanmasında çok büyük fayda vardır. Kısaca, sperm sayısı az olanlar için ideal bir bitkisel çözümdür. Bugüne kadar hareketli (aktif) sperm sayısının azlığından dolayı baba olamayan onlarca insan tanıdım, hemen hemen hepsi de keçiboynuzu kürünü uyguladıktan dört-beş ay sonra baba olacaklarını müjdelemek için beni aramışlardır.

İsviçreli çok yakın bir aile dostum aynı sorunla karşı karşıyaydı. Kendisi uzun yıllar bu konuda çok değişik tedaviler görmüş ve sonuç hep başarısızlıktı. Kendisine keçiboynuzu kürünü önerdiğim zaman bana tereddütle bakarak "Şaka yapıyorsun herhalde " demişti. Ne de olsa 13 yılın verdiği başarısızlık ve ümitsizlik vardı. Ama bu konuda çok ciddi araştırma sonuçlarımın olduğunu söyledim. Bunun üzerine derhal uygulamaya karar verdi. Türkiye'den keçiboynuzu getirttim ve kullanmaya başladı. Kullanmaya başladıktan beş ay sonra baba olabileceğini öğrendiğinde mutluluğunu ilk benimle paylaştı. Bir kaç ay sonra bana keçiboynuzunun içerdiği ilgili etkin maddenin ne olduğunu sordu ve bunu hemen ilaç sanayine kazandırabileceğimi ve ticari olarak da iyi para kazanabileceğimi söyledi. Ben de bitkiler üzerine yaptığım tüm çalışma ve araştırmalarımı insanlığın hizmetine karşılıksız olarak sunduğumu ve herhangi bir beklentimin olmadığını söyledim. Şu anda meslektaşım üç çocuk sahibi olmanın mutluluğunu yaşıyor.

Keçiboynuzu ve sperm hareketliliği

Erkeklerdeki sperm sayısının 40 milyon/ml veya yukarısı normal değerdir. Bu sayı azaldıkça kadının hamile kalabilme olasılığı da azalır. Mühim olan sadece sperm sayısı değildir. Sperm sayısı normal düzeyde (40 milyon/ml ve yukarısı) olsa bile, eğer hareketli sperm sayısı az ise bu takdirde kadının hamile kalma riski de azalır. Spermlerin hareketliliği de önemlidir. Toplam sperm sayısı 7-8 milyon/ml civarında olup da baba olan birçok insan tanıyorum. Bu nasıl oluyor?

Uygulanan keçiboynuzu kürü, düşük seviyede olan 7-8 milyon/ml içerisindeki hem hareketli sperm sayısını yükseltiyor hem de hareketli spermleri daha hareketli duruma getiriyor. Bir taraftan az sayıdaki hareketli sperm sayısını yükseltmekte diğer taraftan da mevcut hareketli spermlere daha fazla hareketlilik kazandırmaktadır. Normal sperm sayısı oldukça düşük olmasına rağmen, spermlerin belli bir yüzdesinin hareket hızı yükseldiğinden yumurtaya ulaşma oranı yükselmektedir. Bu sayede sperm sayısı normal sayının altında olmasına rağmen hamilelik başlayabilmektedir.

Keçiboynuzu ve sperm acrosome aktivitesi

Hamileliğin oluşabilmesi için sperm sayının normal düzeyde olması gerektiğini belirtmiştim. Bazı durumlarda toplam sperm sayısı normal seviyesinde olduğu halde ve hareketli sperm sayısı da normalken hamilelik çok zor gerçekleşebilmektedir. Bunun sebebi nedir? Spermlerin baş kısmında bir kesecik bulunmaktadır. Bu keseciğe acrosome denir. Bu keseciğin içerisinde çok sayıda değişik enzimler bulunmaktadır. Sperm, yumurtaya temas ettiği anda, acrosome içerisindeki enzimler yumurtanın membranını (zarını) parçalarlar (çözerler, eritirler) sperm yumurtanın içerisine girer ve döllenme başlar.

İşte, yumurta zarıyla temas eden sperm-acrosomunun içerdiği enzimler yeterli aktiviteye sahip değillerse, yumurtanın membranını (zarını) parçalayamazlar (eritemezler, çözemezler). Ve yumurtanın döllenmesi mümkün olmaz. Görülüyor ki, hareketli sperm yumurtaya ulaştığı halde döllenme mümkün olmayabilmektedir. İşte, keçiboynuzu kürü hem hareketli sperm sayısını artırmakta, hem hareketli spermleri daha hareketli kılmakta ve hem de spermin baş kısmında bulunan acrosome içeriğindeki enzimlerin aktivitesini yükselterek, yumurta zarının parçalanmasına imkân sağlamaktadır.

İktidarsızlığa karşı adeta mucize çözüm keçiboynuzudur. Keçiboynuzu kürünün etkisini viagrayla mukayese etmek mümkün değildir. Keçiboynuzu kürü, iktidarsızlık için viagranın bir gecelik getirdiği çözüme karşı bir defalık veya bir gecelik çözüm getirmemektedir. Aksine, iktidarsızlığı tedavi ederek uzun bir zaman dilimi içerisinde kalıcı çözüm getirmektedir. Dönem dönem uygulanacak kürle de iktidarsızlığı ortadan kaldırabilmektedir. Bu kür İktidarsızlık çeken erkeklerin hiç çekinmeden kullanabilecekleri bir kürdür. Herhangi bir yan tesiri olmayan bu uygulama, iktidarsızlık şikâyetleri olan erkekler için ideal bir yardımcıdır. Viagranın belirtilen yan tesirlerinin hiçbiri keçiboynuzu küründe yoktur.

Keçiboynuzu kürü uygulanırken, iktidarsızlığa karşı etken olan etkin maddelerinin önce vücutta depolanmaları gerekir. Bu etkin maddeler vücutta ancak belirli bir seviyeye ulaştıktan sonra hücre içindeki transformasyon mekanizmasını harekete geçirerek (uyararak) etkilerini göstermeye başlarlar. Hücre içinde etkinliğini (aktifliğini) kaybetmiş olan bazı enzimleri aktive ederek şikâyetlerin ortadan kalkmasına neden olurlar. Etkin maddelerin, vücudumuzda depolandıktan sonra etkilerini göstermeye başlamaları hemen hemen bütün bitkisel kürler için geçerlidir. Kürün uygulanması esnasında etkin maddelerin önce vücudumuzda depolanması gerektiğinden genel olarak tüm bitkisel kürlerin sonuca ulaşması (etki edebilmesi) zaman almaktadır. Bu nedenle bitkisel kürleri uygularken sabırlı olmak gerekir.

Bu kürü uygulamak isteyen şeker hastalarının önce hekimlerine danışmaları gerekir. Çünkü keçiboynuzu fazla miktarda şeker içermektedir. Yaklaşık 85.000 ppm fruktoz, 95.000 ppm glikoz 215.000 ppm sakaroz içerir. Diğer bir ifadeyle eğer 100 gram keçiboynuzu tüketilirse yaklaşık 8,5 g fruktoz, 9,5 g glikoz ve 21,5 g sakarozu vücudumuza almış oluruz. Bu kürü uzun müddet uygulayanların göz ardı etmemeleri gereken bir nokta da, bir miktar kilo aldırmasıdır. Değerli okuyucu, aşağıdaki uygulama şekillerinden herhangi birine göre keçiboynuzu kürünü uygulamaya karar verirseniz ya da keçiboynuzunu çiğneyerek tüketirseniz kan şekerinizin yükselmeyeceğini biliniz.

Şeker hastalarının birçoğu keçiboynuzunun kan şekerlerini yükselteceğini düşünürler, halbuki bu yanlış bir düşüncedir. Kan şekerini yükselten keçiboynuzunun pekmezidir. Bu nedenle şeker hastalarının keçiboynuzu pekmezini tüketirken dikkatli olmaları ve hekimlerine danışmaları gerekir. Tekrar belirtmekte fayda görüyorum, aşağıda belirtmiş olduğum uygulama şekillerine göre, haşlanmış keçiboynuzu suyu şeker hastalarının kan şekerini yükseltmemektedir.

Çok sık karşılaştığım bir soru da şudur: Keçiboynuzu fruktoz, glikoz ve sakaroz gibi şeker çeşitlerini bol miktarda içerdiği halde, çiğ olarak tüketildiğinde veya haşlama suyu içildiğinde nasıl oluyor da kan şekerini yükseltmiyor? Bu sorunun cevabı, keçiboynuzunun aynı zamanda şeker dengeleyici etkin maddelere sahip olmasında yatmaktadır. Keçiboynuzu pekmezi hazırlanırken şeker dengeleyici etkin maddeler büyük bir oranda yok olduğundan pekmez kan şekerini yükseltmektedir. Birçok kimse, pekmezinde de aynı şifa gücü vardır diyerek keçiboynuzu kürlerini pekmeziyle yapmaktadırlar. Bu düşünce doğru değildir. Keçiboynuzu pekmezi belirtmiş olduğum rahatsızlıklara karşı en fazla %20 oranında etkilidir.

Yeri gelmişken önemli bir noktayı açıklamakta fayda görüyorum. Keçiboynuzunu kesinlikle on dakikadan fazla haşlamayınız. On dakikanın üzerindeki haşlama süresinde kan şekerini yükseltme riski başlamaktadır. Aşağıda vermiş olduğum uygulama şekillerinde haşlama süreleri, uygulanacak olan küre göre üç ile sekiz dakika arasında değişmektedir. Dikkat edilecek olursa, keçiboynuzuyla ilgili olarak belirtmiş olduğum hiçbir kürde sekiz dakikanın üzerinde haşlama süresi yoktur.

İyi huylu prostat büyümesi (benigne prostate hyperplazy) şikâyeti olanların zaman zaman keçiboynuzunu çiğ olarak tüketmeleri çok faydalıdır. Çünkü keçiboynuzu, iyi huylu prostat büyümesine neden olduğu bilinen 5-alpha-reductase enziminin aktivitesini düşüren (inhibe eden) beş tane etkin maddeye sahiptir. Bu etkin maddelerden en önemli iki tanesi palmitic acid ve stearic aciddir. 5-alpha-reductase enziminin aktivitesi ne kadar yüksekse iyi huylu prostat büyümesi (benigne prostate hyperplazy) o kadar hızlı gelişir. Prostatın büyümesi bir takım şikâyetleri de beraberinde getirmektedir. İyi huylu prostat büyümesinin neden olduğu şikâyetlerin başında idrar yapma zorluğu, idrar kesesini tam boşaltamama, sık sık idrara çıkma isteği, geceleri birden fazla idrara kalkma ve idrar yaparken çatallanma veya fıskiye şeklinde gelir.

Değerli okuyucu, kitapta belirtilen tüm uygulamaları size önerildiği şekilde hazırlayınız ve uygulayınız. Uygulama sürelerine ve miktarlarına uyunuz. Tabiat ana bir denge, nizam ve kural üzerine kuruludur ve belirli kurallara göre çalışmaktadır. İnsan da tabiat ananın bir parçası olduğuna göre insan vücudu da aynı şekilde belirli dengeler çerçevesinde çalışmaktadır. Örneğin, demir. Demir, insan vücudu için hayati önem taşıyan bir maddedir. Demirin eksikliği de, fazlalığı da insan vücudu için zararlıdır.

Bazı insanlar vitaminlerin çok faydalı olduklarına inandıklarından vitamin haplarını fazla fazla kullanırlar. Çünkü fazlasının insan vücuduna zarar vermediğini zannederler. Unutmayınız ki, vitaminlerin eksikliği sağlığımız açısından hayati önem taşırken, fazlası da vücudumuza zarar verir. Aynı şekilde size önerilen bitkileri de belirtildikleri şekilde kullanmak gerekir. Daha çabuk sağlığıma kavuşurum düşüncesiyle fazla kullanmak yanlıştır. Doğru olan, hastalığın ve şikâyetlerin durumuna göre önerilen kürü dönem dönem tekrar etmektir

Değerli okuyucu, keçiboynuzunun değirmende öğütülerek un haline getirilmiş ve hazır paketlenmiş şeklini bulmak mümkündür. Keçiboynuzunun pekmezi de satılmaktadır. Her ikisi de kitabımda bahsettiğim kürler için uygun değildir. Çünkü öğütülme (un haline getirme) esnasında havayla temas eden bir ok etkin madde oksitlenerek veya havanın oksijeniyle reaksiyona girerek tedavi edici özelliğini kaybetmektedir. Keçiboynuzu pekmezinin de aynı derecede etkili olabilmesi için üretimi esnasında uygulanması gerekli bazı kurallar vardır. Bu kurallar yerine getirildiği ve önlemler alındığı takdirde keçiboynuzu pekmezi de aynı amaçla kullanılabilir hale getirilebilir. Ancak, piyasada mevcut hiçbir marka henüz amaca uygun üretim yapamamaktadır.

Keçiboynuzu pekmezi yapılırken uzun müddet kaynatıldığı için, içerdiği birçok etkin madde özelliğini kaybetmekte veya şifa veren gücü önemli ölçüde zayıflamaktadır. Bu nedenle, kitabımda bahsettiğim keçiboynuzu kürlerinden başarılı sonuç alabilmek için onun tabii halini kullanmak gerekir. Aktarlarda bu amaçla tabii haldeki keçiboynuzunu bulmak mümkündür. Hem daha ucuz hem de çok daha etkilidir. Aktarlardan keçiboynuzunu alırken dikkat etmeniz gereken nokta kırılmamış, ezilmemiş ve parçalanmamış olmalarıdır. Kısaca, satın alacağınız keçiboynuzlarının bütün halinde olmasına özen gösteriniz.

Kür amaçlı kullanılacak keçiboynuzunun pekmezi veya çiğ olarak tüketilmesi uygun değildir. Ancak, şikâyetiniz kabızlık veya ishalse bu durumda çiğ olarak tüketilmesi gerekir. Söz kabızlıktan açılmışken, ayva çiğ olarak tüketildiği takdirde kabızlığı tetikleyen bir meyvedir. Eğer, pazardan aldığınız ayva çok sertse, onu kabızlığa karşı kullanabilirsiniz.

Yarım litre kaynamakta olan suyun içerisine orta büyüklükteki ayvayı kabuklarını soymadan ortadan en az dörde bölerek atınız. Kaynayan suyun içerisine atmadan çekirdeklerini mutlaka çıkartınız ve hafif ateşte sadece dört dakika haşlayınız. Ilımaya bırakınız. Ilık olarak suyunu içiniz. Arzu edilirse pişmiş ayva parçalarını da tüketebilirsiniz. Hem çiğnemesi kolaydır, hem bağırsak florasını düzenleyicidir, hem de sindirime yardımcıdır. Bu amaçla halk arasında "ekmek ayvası " olarak bilinen cinsini kullanmayınız. Bu özellik sert ayvada vardır.

Akciğer kanseri ve keçiboynuzu

Değerli okuyucu, akciğer kanseri hastalarında radyoterapiye bağlı fibroz doku oluşabilmektedir. Fibrotik dokunun oluşması neticesinde ödem oluşabilmekte ve bu durum hastanın yaşam kalitesini oldukça zorlaştırmaktadır. Fibroz doku oluşumu aynı zamanda öksürüğü de tetikleyerek hastanın şiddetli öksürük krizleri yaşamasına neden olabilmektedir. Ayrıca, fibroz dokunun oluştuğu bölgede sekresyon (vücut sıvısının salgılanması) artışı olduğundan öksürükle beraber sarı renkli sekret sıvı da dışarı atılmaktadır.

Genel olarak, akciğerde oluşan ödemi uzaklaştırmada keçiboynuzu kürü mükemmel bir yardımcıdır.

Kür 1: Genel nefes darlığı, alerjik nefes darlığı ve soğuk alerjisi durumunda 
Orta büyüklükteki keçiboynuzundan 6-7 tanesini önce soğuk su altında yıkayınız. Daha sonra bunları küçük küçük (3-4 cm uzunluğunda) kırarak, kaynamakta olan yarım litreye yakın suyun içine atınız. Hafif ateşte 7-8 dakika kaynatınız. Soğuduktan sonra süzerek suyunu cam şişeye doldurunuz. Buzdolabında en fazla üç gün beklete- bilirsiniz. 

Hergün sabah kahvaltısı arasında ve akşam yemeğinden önce bir çay bardağı içilir. Yaklaşık yarım litre olarak hazırladığınız keçiboynuzu suyu üç gün buzdolabında bozulmadan korunabilir. Her üç günde bir, taze olarak hazırlamanız gerekecektir. Hiç ara vermeden 20 gün uygulayınız. Yirmi gün tamamlandıktan sonra aynı şekilde hiç ara vermeden 15 gün devam ediniz. Onbeş günlük kürü uygularken bir çay bardağı içerisine bir küçük çay kaşığı bal ilave edip karıştırınız, sabah kahvaltınız arasında ve akşam yemeğinden önce birer çay bardağı içiniz. Keçiboynuzu kürünü uygularken sabah kahvaltınızda ayrıca bal tüketmeyiniz. 

Dikkat: 5 ile 12 yaş arasındaki çocuklarda nefes darlığı veya alerjiye bağlı nefes darlığı söz konusu ise, bu taktirde uygulama 1' e göre sadece bir çay bardağı sabah kahvaltısı arasında içilecektir. Akşam yemeklerinde içilmeyecektir 
Dikkat: Bu kürü uygularken kahvaltıda ayrıca bal tüketmeyiniz. Daha güçlü olur diye bir çay kaşığından daha fazla bal ilave etmeyiniz. 

Kür 2: Akciğer kanserini önleyici olarak 
Kür 1 den en önemli farkı ve dikkat edilmesi gereken nokta kaynama süresidir. Soğuk su altında 6-7 adet keçiboynuzunu yıkadıktan sonra 600-650 ml (yarım litreden biraz fazla) kaynamakta olan suyun içine kırarak atınız. 3-4 dakika hafif ateşte ağzı kapalı olarak kaynadıktan sonra 20 dakika soğumaya bırakınız. Yirmi dakika sonra harnup parçalarını temiz bir kaşık ile kabın içerisinden çıkartınız. Soğuduktan sonra temiz bir kaba suyunu alınız. Her ay 4 gün, sabah ve akşam birer çay bardağı içilir. 

Kür 3: Hareketli sperm sayısını ve kalitesini artırıcı ve de erkeklerdeki iktidarsızlığa karşı 
Kaynamakta olan yaklaşık yarım litre suya 6-7 adet keçiboynuzunu küçük küçük kırarak atınız. Ağzı kapalı olarak hafif ateşte 3 dakika kaynatınız. Kaynama süresi tamamlandıktan sonra ocağın altını kapatınız ve 20 dakika dinlendiriniz. Dinlenme süresi tamamlandıktan sonra kaşıkla keçiboynuzu parçalarını çıkartınız. Soğuduktan sonra yarısını sabah aç karna, diğer yarısınıda akşam yatağa giderken içiniz. Bu uygulamaya bir hafta boyunca hergün devam ediniz. Birinci haftadan sonra 3 ay boyunca hazırlayacağınız kürün ölçülerini yarıya düşürerek hazırlayınız ve hergün akşam yatağa giderken bir su bardağı içiniz. Daha sonraki aylarda zaman zaman uygulayınız. 

Kür 4: Akciğer ödemine karşı 
Kaynamakta olan yaklaşık yarım litre suya 6-7 adet keçiboynuzunu küçük küçük kırarak atınız. Ağzı kapalı olarak hafif ateşte 6 dakika kaynatınız. Kaynama süresi tamamlandıktan sonra ocağın altını kapatınız ve 15 dakika dinlendiriniz. Dinlenme süresi tamamlandıktan sonra kaşıkla keçiboynuzu parçalarını çıkartınız. Soğuduktan sonra üçte birini sabah aç karna, üçte birini öğlen aç karına, son kalan üçte birini de akşam yatağa giderken içiniz. Bu uygulamaya bir hafta boyunca hergün devam ediniz. İkinci haftadan itibaren haftada dört gün ödem tamamen bitene kadar kür uygulamaya devam edilir.


Not: Hekiminizin verdiği ilaçlar varsa mutlaka kullanınız. Buradaki uygulamayı bir destekleyici olarak kullanınız. Öncelikle, bilmeniz gereken kullanacağınız bitkiye karşı alerjinizin olup olmadığıdır. Bu konuda hekiminizin görüşünü alınız. Hekime gitmeden ve teşhis koydurmadan şikâyetiniz ne olursa olsun, burada ki bilgilerle kendi kendinizi tedavi etmeye kalkışmayınız. 




Keçiboynuzu kürü nasıl yapılır?

Keçiboynuzu kürünün tüketilmesinin oldukça fazla faydaları bulunduğu bilinmektedir. Sadece iki malzeme kullanarak basit bir şekilde bu kürü hazırlamanız da mümkün olmaktadır. Hazırladığınız kürü biraz ılıdıktan sonra tüketmeniz gerekmektedir.

Keçiboynuzu kürünün yapılabilmesi için 5 ila 10 tane keçiboynuzunun kullanılması yeterli olmaktadır. Kürün hazırlanabilmesi için içme suyu ve keçiboynuzu yeterli olmaktadır. Kür için gerekli olan keçiboynuzunu ise aktarlardan kolaylıkla temin edebilirsiniz.

Yaklaşık olarak yarım litre suyun bir tencereye alınarak kaynatılması gerekir. Su kaynadıktan sonra ocağı kapatarak içine keçiboynuzlarını bölerek atabilirsiniz. Ardından ise kapağını kapatmanız gerekir.

Daha sonrasında ise keçiboynuzunun ocaktan alınarak yaklaşık olarak 20 ila 25 dakika kadar bekletilmesi gerekmektedir. Demlenme tamamlandıktan sonra ise bir süzgeç yardımıyla bir sürahinin içerisine aktarılması gerekir.
Son olarak ise içerisinde yer alan keçiboynuzu parçalarının temizlenmesinin ardından tüketilmeye hazır olmaktadır. Keçiboynuzu aynı zamanda harnup olarak da bilinmekte olan oldukça şifalı bir bitki olma özelliğine sahiptir.

KEÇİBOYNUZU KÜRÜ YAPILIŞI 
Keçiboynuzu kürünün yapılması için gerekli olan malzemeler sadece keçiboynuzu ve içme suyu olarak ifade edilebilir.

Yarım litre su bir tencerenin içerisine alınarak kaynatılır.

Ardından parçalara ayrılan keçiboynuzlarının kaynayan suyun içerisine atılması gerekir.

Kapağının kapatılmasının ardından ise yaklaşık olarak 30 dakika kadar bekletilmesi gerekir.

Son olarak ise bekletildikten sonra içinde bulunan keçiboynuzlarının süzülerek içmeye hazır hale getirilebileceği söylenebilir.

KEÇİBOYNUZU KÜRÜ FAYDALARI 

Keçiboynuzu kürünün sağladığı çeşitli birçok fayda bulunmaktadır.

Kendinizi yorgun, bitkin ve halsiz hissettiğiniz durumlarda tüketilen keçiboynuzu kürünün enerji artırıcı etkisi bulunduğu söylenebilir.

Erkeklerde hareketliliği ve sperm sayısını artırıcı etkisi bulunmaktadır.

Öksürük krizlerinin geçirilmesinde oldukça faydalıdır.

Hem erkekler için hem de kadınlar için cinsel gücü artırıcı bir etkisi bulunmaktadır.

Balgam söktürücü bir etkiye sahiptir.

Bağışıklık sistemini güçlendirici, etkili bir antioksidan özelliğine sahip olduğu söylenebilir.

Nefes darlığı ve astım sorunlarının hafifletilmesinde etkilidir.

Düzenli kullanımının cilt sağlığı için fayda sağladığının söylenmesi de mümkündür.

Bağırsaklarda oluşabilecek zararlı bakterilerin de önüne geçtiği bilinmektedir.

Akciğerlerin temizlenmesinde de keçiboynuzu kürünün son derece fayda sağladığını söylemek mümkün olmaktadır.

KEÇİBOYNUZU KÜRÜ KULLANIMI

Keçiboynuzu kürünün hazırlanmasının ardından tüketilmesi için önce ılımasını beklemek gerekir.

Hazırlanan kürün etki sağlaması için düzenli bir şekilde 1 hafta boyunca tüketilmesi gerekmektedir.

1 hafta boyunca ise keçiboynuzu kürünün her gün taze bir şekilde hazırlanması gerektiğini söylemek mümkün olmaktadır.

1 hafta boyunca kürün kullanılmasının ardından ise ara verilmesi gerekmektedir. Sonrasında ise tekrar keçiboynuzu kürünün yapılarak uygulanması mümkün olabilmektedir.

nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede