kaynağı değiştir]
Bu sözcük türlerinden ilk yedisi isim soyludur. Yani isimlerden türetilmiş ya da isimlerin farklı görevlerde kullanılmaya başlanmasıyla oluşturulmuştur. Eylemler (fiiller) ise kendi içinde önemli bir sözcük türünü oluşturur.
Sözcük türleri içinde en önemlileri ad ve eylemlerdir. Jean Deny, Türkçedeki sözcük türlerini ad, eylem ve ilgeç olmak üzere üçe ayırır. Bu temel ayrım Türkçe için genelde kabul gören bir anlayışı gösterir. Çünkü, dilin anlatım yapısının temelinde yapılan bir iş vardır, bir de işi yapan kişi bulunur. Ad işi yapanı, eylem işin yapılışını bildirir. Öteki sözcük türleri ise yalnızca ad ve eylemin anlamlarını tamamlar.
Türkçede sözcük türleri birbirinden kesin çizgilerle ayrılmaz. Aynı sözcük ad, ön ad, belirteç, ünlem gibi görevleri üstlendiği için sözcük türlerini sınıflandırmak zordur. Bu konuda en geçerli ve kolay çözüm, sözcüklerin cümle içerisindeki anlam ve işlevlerine bakmaktır. Bu nedenle, bir sözcük belirli bir sözcük türü ile etiketlenmemeli, cümle içerisindeki anlam ve işleyişine göre değerlendirmelidir.[6]
Adi kelimesi dilimizde kullanımda olup anlamı merak edilen kelimeler arasında yer alıyor. Kelimelerin anlamı ve kökeni hakkında araştırma yapmayı sevenler bu kelimeye ilişkin araştırma yapıyor. Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre çeşitli anlamları olan adi kelimesi, Türkçe'de tek başına ya da farklı cümleler ile beraber kullanılabilir. Bu noktada, adi kelimesi ne demek ve TDK'ya göre anlamı nedir sorularının yanıtlarını arayanlar doğru yerdeler! Peki, adi kelimesinin kökeni ne adi kelimesinin kaç anlamı var, TDK'ye göre anlamı nedir? İşte, merak edilenler!
ADİ NE DEMEK? TDK'YE GÖRE ANLAMI
Adi kelimesi, dilimizde oldukça kullanılan kelimelerden birisidir.
Adi kelimesi Arapça kökenlidir.
TDK'ye göre adi kelimesi anlamı şu şekildedir:
- Değersiz, kötü, sıradan, hiçbir özelliği olmayan
- Aşağılık, alçak
- Bayağı
ADİ KELİMESİ CÜMLE İÇERİSİNDE KULLANIMI
- Sonra redingot devri geldi ve redingot içinden yarı uşak, yarı kapı kulu, riyakâr, adi bir nesil türedi.
- Bunlar çok adi ve fena insanlardı.
- Büyük bir nefretle bu adi yalanı reddederim.
ADİ KELİMESİNİ İÇEREN BİRLEŞİK KELİMELER
adi adım, adi defter, adi ıskarmoz, adi kesir, adi palanga, adi suçlu
Örnekler |
---|
|
Kelime veya sözcük, tek başına anlamlı, bir ya da birbirine bağlı birden fazla biçimbirimden (morfem) oluşan, ses değeri taşıyan dil birimidir.
Kelime, anlamı veya görevi bulunan ve tek başına kullanılabilen ses veya sesler topluluğudur. Türk Dil Kurumu kelimeyi “Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük” olarak tanımlamaktadır. Kelimeler anlamlı veya görevli dil birlikleridir.
Kelimelerin genellikle anlamları vardır. dışarıda bir varlığı, bir nesneyi bir hareketi karşılarlar. Kelimeyi –ki kelimenin Türkçe karşılığı sözcüktür ve daha sık bu hâliyle kullanılmaktadır– okuduğumuz veya duyduğumuz zaman o varlık veya hareket gözümüzün önünde canlanır: kitap, daktilo, koyun, kuzu, cetvel, koşmak , yazmak…
Ancak, anlamı bulunmayan kelimeler de vardır: gibi, ile , ve , için , fakat, ama, kadar vb. Bunların anlamları yoktur ve hiç bir varlığı veya hareketi karşılamazlar. Cümlede anlamlı kelimelerle birlikte kullanılırlar. Onların manalarına yeni ifadeler katarlar: aslan gibi, onun için gelmiştim, sabaha kadar ağladı örneklerinde olduğu gibi.
Kelimeyi tanımlamak sanıldığından daha zordur. Biz kelimeyi farklı anlamlarda kullanınz. Bu anlamları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:
a) Kelimelerin bütün biçimlerini sözlüklerde bulamayız. Örneğin öğrenciler, öğrencileri gibi biçimler sözlüklerde yer almaz. Bunun yerine sözlüklerde öğrenci biçimi bulunur. Kelime bu anlamıyla soyut bir biçim olarak karşımıza çıkar. Sözlüklerde yer alan bu kullanımlar için sözlükbirim terimi kullanılır.
b) Bazen kelime soyut bir kavram için değil de söz konusu sözcüğün anlamıyla ilgili olabilir ve bunlar bir sözcüğün bütün çekim biçimlerini içine alabilir. Öğrenci, öğrenciler, öğrencim vb. biçimler kelime biçimlerdir (word-form). Bu tür biçimler bir sözlükbirimin farklı biçimleridir ve farklı çekim biçimleriyle gerçekleşebilir.
c) Kelime bazen dil bilgisel (ad, sıfat, fiil vb.) bir anlam taşıyabilir. Bu anlamdaki kelimeler dil bilgisel kelime olarak adlandırılır. Dil bilgisel kelimeler biçim bilgisi ve söz diziminin önemli kavramlarındandır.
Bahçedeki en güzel çiçek güldü ve Bahçede oynayan çocuklar güldüler cümlelerine bakıldığında birinci örnekteki gül sözcüğü ikinci örnektekinden farklıdır. Birinci kullanımdaki kelime isimdir ve GÜL sözlükbirimine aittir. İkinci örnekte kullanılan GÜL kelimesi fiil grubuna aittir ve farklı bir sözlükbirimdir.
Kelime (Sözcük) Bilgisi
A. Anlam Bakımından Sözcükler
B. Sözcükler Arasındaki Anlam İlişkileri
SÖZCÜK (KELİME)
Cümlenin anlamlı en küçük birimlerine ya da tek başına anlamı olmadığı hâlde cümle içinde anlam kazanan anlatım birimlerine kelime (sözcük) denir. Kelime, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan dilin anlamlı en küçük parçasıdır. Kelimelerin belirli bir düzen içerisinde bir araya getirilmesiyle anlaşma sağlanır.
SÖZCÜKTE ANLAM
Kelimeler de dil gibi canlı varlıklardır. Sahip oldukları anlamların dışında zamanla yeni anlamlar kazanabildikleri gibi bir anlamda birkaç kelime de kullanılabilir. Bu özellikler hem kelimenin kendisine ait olabilir, hem de diğer kelimelerle olan anlam ilişkisini gösterebilir. Burada kelimelerin anlam özelliklerinin yanı sıra kelimeler arasındaki anlam ilişkileri de karşımıza çıkmaktadır.
Kelimeler tek başlarına anlamlı olabildikleri gibi cümlede veya söz içinde kullanılışlarına göre yeni anlamlar da kazanabilirler, aralarında anlamdaşlık sesteşlik gibi ilişkiler de barındırabilirler.
Anlam bakımından kelimeler ve kelimeler arasındaki anlam ilişkileri şunlardır:
A. ANLAM BAKIMINDAN SÖZCÜKLER
Kelimelerin taşıdıkları anlamları maddeler hâlinde sıralayalım.
1. GERÇEK ANLAM (TEMEL ANLAM)
Gerçek (temel) anlam, kelimelerin taşıdıkları ilk ve genel anlama gerçek anlam denir. Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır. Kelimenin gerçek anlamı, herkesçe bilinen yaygın anlamıdır. Buna “temel anlam” da denir.
Meselâ, “ağız” dendiğinde akla ilk gelen, organ adıdır. “göz” kelimesi de öyle.
2. YAN ANLAM
Temel anlamıyla bağlantılı olarak zamanla ortaya çıkan değişik anlamlara yan anlam denir.
Sözcüğün gerçek anlamının dışında, ancak gerçek anlamıyla az çok yakınlık taşıyan yeni anlamlar kazanması yan anlamı oluşturur. Bir sözcüğün yan anlam kazanmasında genellikle yakıştırma ve benzerlik ilgisi etkili olmaktadır.
Meselâ “göz” dendiğinde akla ilk gelen, kelimenin temel anlamı olan organ adıdır. Ama “iğnenin gözü”, “çantanın gözü”, masanın gözü” tamlamalarındaki anlamlar benzetme yoluyla kazandırılmış yeni anlamlardır. Bunlara da yan anlam denir.
Meselâ, “düşmek” kelimesi “Meyveler tek tek yere düştü” cümlesinde temel anlamda; “Çocuğun pantolonu düşüyordu”, “Bu yılın ilk karı düştü” ve “Kavakların gölgesi yola düştü” cümlelerinde yan anlamdadır.
Somutlaşma ve Soyutlaşma: Dilimizde kelimeler sadece bir anlamda kullanılamaz. Yani bir kelime birden fazla yerde ve çok farklı anlamlarda kullanılabilir. Onun için somutlaşmave soyutlaşma, dilimizdeki kelimeler için her zaman mümkündür.
Somut anlamıyla “geçilen yer” demek olan “yol” kelimesi “yöntem, metot” anlamına gelerek soyutlaşmıştır.
Yakıştırmaca: Kendi adı olmayan ya da adı olduğu hâlde bilinmeyen varlıklar çeşitli özellikleri nedeniyle uygun olan kelimelerle adlandırılır. Buna yakıştırmaca denir.
3. MECAZ ANLAM
Bir sözcüğün gerçek anlamından bütünüyle uzaklaşarak kazandığı yeni anlama mecaz anlam denir. Başka bir deyişle bir kelimenin, gerçek anlamı dışında, başka bir kelimenin yerine kullanılması sonucu ortaya çıkan anlamdır. Bu kullanımda anlatımı renklendirmek ve kuvvetlendirmek esastır. Mecaz anlamda iki kelime bir yönüyle benzerlik ilgisi kurularak birbirine benzetilmiştir.
Mecaz anlamlar, benzetme ve ilgi yollarıyla yapılır. Benzetme yoluyla yapılanlardan biri istiaredir. İstiare açık ve kapalı olmak üzere ikiye ayrılır. Edebiyat dersinde söz sanatları arasında incelenir. Eğretileme ve deyim aktarmasıda denir.
İlgi yoluyla yapılanlara ad aktarması denir. Ad aktarmasında benzetme amacı olmaz. İç-dış, parça-bütün, neden-sonuç, sanatçı-yapıt, yer-insan, yer-olay gibi ilgiler vardır. Aşağıdaki cümleler ad aktarmasına örnektir. (ad aktarması ayrıca mecaz-ı mürsel adıyla söz sanatlarında da işlenir.)
4. DEYİM ANLAM
Deyim, en az iki kelimenin kalıplaşarak yeni bir anlam kazanmasıyla oluşan mecazlı sözlerdir. Kelimelerden biri veya her ikisi anlam kaybına uğrar.
Deyimlerin özellikleri:
a) Deyimler kalıplaşmış sözlerdir. Sözcüklerin yerleri değiştirilemez, herhangi biri atılamaz, yerlerine başka kelimeler konulamaz.
Ama istisnalar yok değildir: “baş başa vermek” ve “kafa kafaya vermek” gibi.
Araya başka kelimeler girebilir:
b) Deyimler kısa ve özlü anlatımlardır. Az sözle çok şey anlatırlar:
c) Deyimler en az iki sözcükten oluşurlar. Bu özellik deyimi mecazdan ayırır.
Deyimler ya kelime öbeği ve mastar şeklinde olurlar ya da cümle şeklinde olurlar ki bunların bir kısmı gerçek olaylara veya öykücüklere dayanır.
c.1. Deyimler kelime öbeği ve mastar şeklinde olurlar:
c.2. Deyimler cümle şeklinde olurlar ki bunların bir kısmı gerçek olaylara ya da öykücüklere dayanır.
d) Deyimler özel anlamlı sözlerdir.
Atasözleri ile arasındaki farklar:
Meselâ: “İşleyen demir ışıldar” atasözüdür. Çalışmanın önemini anlatmaktadır. Bu yargı dünyanın her yerindeki insan için geçerlidir.
e) Deyimlerin çoğunda kelimeler gerçek anlamından çıkarak mecaz anlam kazanmışlardır.
Bazı deyimler ise anlamlarından çıkmamışlardır:
f) Deyimler cümlenin öğesi olabilir, cümlede başka görevler de alabilir:
g) Kafiyeli deyimler de vardır:
5. TERİM ANLAM
Bir bilim, sanat ya da meslek dalıyla ilgili bir kavramı karşılayan kelimelere terim denir. Terimlerin anlamları dar ve sınırlıdır.
Örnek: “Ekvator” kelimesi tek bir anlama gelir ve tek bir nesneyi karşılar.
Örnek: kök, mısra, muson.
“yüklem, özne, kök, zarf”, dil bilgisi terimleri; “üçgen, daire, çap”, kelimeleri de geometri terimleridir.
Terimler halkın söz varlığında yer almaz, ama halk ağzında kullanılıp da sonradan terim özelliği kazanmış kelimeler vardır.
Örnek: “Budala” kelimesi halkın söz varlığında aptal, anlayışsız, sersem anlamlarıyla kullanılır, fakat bu kelime psikolojide belli bir zeka seviyesine sahip anlamında kullanıldığında terimdir.
Terimler, genellikle gerçek anlamıyla kullanılan sözlerdir. Terimlerin, mecaz anlamı, yan anlamı, deyim anlamı yoktur.
6. ARGO ANLAM
Sadece belli bir topluluk ya da meslek tarafından kullanılan özel sözcüklerden oluşan dile argo denir.
• Argo, dil içinde bir dil gibidir.
• Külhanbeylerinin anlaşma vasıtası da denebilir. Küfürle karıştırılmamalıdır.
• Argonun varlık sebebi kolay ve çekici anlatımı yakalama isteğidir.
• Şekil ev anlamda ölçüsüzlük ve mübalâğa esastır.
• Bağımsız ve sorumsuz yaşayışın dilidir de denebilir.
• Dışa dönüklük, boşalma, rahatlama argoda sınırsızdır. Her şeye küfür kelimeleri kullanmadan küfredilir. “Canına yandığımın dünyası” gibi.
Ayrıca bakınız ⇒Argo Sözlüğü
7. SOYUT ANLAM
Beş duyu organından biriyle algılanamayan, maddesi olmayan, varlıkları inançla ve his ile bilinen kavram ve varlıkları karşılayan kelimelere soyut kelimeler denir; bu kelimelerin gösterdiği anlam özelliklerine de soyut anlam denir.
8. SOMUT ANLAM
Beş duyu organında biriyle algılanabilen, maddesi olan kavram ve varlıkları karşılayan kelimelere somut kelimeler denir; bu kelimelerin gösterdiği anlam özelliklerine de somut anlam denir.
Soyut anlamlı kelimeler mecazlı kullanılarak somuta aktarılabilir.
9. GENEL VE ÖZEL ANLAM
Genel anlamlı kelimeler birden fazla kelimeyi bünyesinde bulunduran, birden çok türü kapsayan kelimelerdir. Özel anlamlı kelimeler ise daha dar bir anlamı, kesin ve net olarak anlatır. Anlam özelleştikçe kesinlik de artar.
B. SÖZCÜKLER ARASINDAKİ ANLAM İLİŞKİLERİ
1. EŞ ANLAMLI (ANLAMDAŞ) SÖZCÜKLER
Eş anlamlı (anlamdaş) sözcükler, yazılış ve okunuş bakımından farklı fakat anlamca aynı olan sözcüklerdir. Bu tür sözcükler birbirlerinin yerini tutabilir. Anlamdaş sözcüklerin birisi genelde yabancı kökenlidir.
Fakat bazı durumlarda anlamdaş kelimeler birbirinin yerini tutamaz:
“kara bahtlı” kelime grubunda “kara” kelimesinin yerine “siyah” kelimesini kullanamazsınız. Çünkü iki kelimenin (kökeni ne olursa olsun) anlamdaş veya yakın anlamlı olabilmesi için aynı anlam özelliğini taşımaları gerekir.
Türkçe kelimeler arasında da eş anlamlılık olabilir:
2. YAKIN ANLAMLI SÖZCÜKLER
Yakın anlamlı sözcükler, yazılışı ve okunuşu farklı olan, anlamdaş gibi göründüğü hâlde birbirinin yerini tamamen tutamayan, yani aralarında anlam ayrıntısı bulunan sözcüklerdir. Bunlar çoğunlukla Türkçe kelimelerdir.
Örnek:
Birinci cümlede bir “kesinlik ve aşırılık” anlamı, ikinci cümlede bir “esneklik, hatta hoşgörü” anlamı, üçüncü cümlede “üzülmek” anlamı, dördüncü cümlede “gücenip görüşmez olmak” anlamı vardır.
3. ZIT (KARŞIT) ANLAMLI SÖZCÜKLER
Zıt (karşıt) anlamlı sözcükler, anlamca birbirinin karşıtı olan sözcüklerdir.
Tüm kelimelerin zıt anlamlısı yoktur. Eylemlerde de durum aynıdır. Bir eylemin olumsuzu o eylemin karşıtı satılmaz.
Kelimeler arasındaki karşıtlık cümledeki kullanıma göre değişir.
Dikkat!
İki kelimenin (kökeni ne olursa olsun) anlamdaş, yakın anlamlı veya zıt anlamlı olabilmesi için aynı anlam özelliğini taşımaları gerekir.
Meselâ, siyah ile beyaz, ancak ikisi de gerçek (temel) anlamda oldukları zaman zıt anlamlı olurlar. Hafif olmayan anlamındaki “ağır” kelimesinin ağır olmayan anlamındaki “hafif”le zıt anlamlı olabilmesi için ikisinin de gerçek (temel) anlamda kullanılması gerekir.
4. EŞ SESLİ (SESTEŞ) SÖZCÜKLER
Eş sesli (sesteş) sözcükler, yazılışı ve okunuşu aynı olduğu hâlde anlamları farklı olan sözcüklerdir. Bunlar yalın hâlde olabildikleri gibi ek almış hâlde de olabilirler. Şiirde cinas olarak kullanılır ve cinaslı kafiye yapılır.
» Ek almış kelimelerle, ek almış ve almamış kelimeler arasında da eş seslilik söz konusudur. Bu ekler görevce farklı ekler de olabilir:
Siyah anlamındaki “kara” ile “kar-a” (-a: yönelme hâl eki) gibi
» “hala” ve “hâlâ”, “kar” ve “kâr”, “adet” ve “âdet” kelimeleri eş sesli değildir. Okunuşları ve anlamları farklıdır.
5. İKİLEMELER
İkilemeler, Anlamı pekiştirip güçlendirmek ve çekici kılmak için aynı kelimenin, yakın anlamlı kelimelerin veya zıt anlamlı kelimelerin tekrarıyla oluşan kelime grubudur.
» Yapı Yönüyle İkilemeler:
a) Yakın Anlamlı: doğru dürüst, delik deşik, eş dost
b) Aynı Anlamlı: kılık kıyafet, ses seda, köşe bucak…
c) Karşıt Anlamlı: Aşağı yukarı, ileri geri, az çok, er geç ….
d) Aynı Kelimenin Tekrarı: duya duya, ağır ağır, yavaş yavaş …
e) Yansımaların Tekrarı: çat pat, kıs kıs, fısıl fısıl …
f) Sadece Biri Anlamlı: eğri buğrü, eski püskü
g) Yarı Anlamlı: eciş bücüş, ıvır zıvır, abur cubur …
» İkilemelerin arasına hiçbir noktalama işareti konulamaz.
6. YANSIMALAR
Yansıma sözcükler, tabiata, insana, insan dışındaki canlılara ve eşyaya ait seslerin taklit edilmesi sonucu ortaya çıkan kelime veya kelime gruplarıdır.
» Yansımalardan isim ve fiil türetilebilir.
7. ATASÖZLERİ
Atasözleri, atalarımızdan günümüze kadar ulaşan, belirli bir yargı içeren, söyleyeni belli olmayan düz konuşma içinde kullanılan sözlerdir.
Atasözlerinin özellikleri:
Örnekler:
8. DOLAYLAMA
Dolaylama, bir kelimeyle anlatılabilecek bir durumu birden fazla kelimeyle anlatmaya denir.
ANLAM DEĞİŞMELERİ
9. ANLAM DARALMASI
Gösterge ile gösterilen arasındaki ilişkide, gösterge aynı kaldığı halde gösterilende değişiklik olabilmektedir. Toplumun hayatındaki değişmeler, bazı durumlarda göstergenin işaret ettiği kavramın toplum hayatından çıkması, dilde tabulaşma, başka dillerle olan ilişkiler, anlam değişmelerine neden olmaktadır. Anlambilim aynı zamanda bu tür değişmeleri de inceler.
Anlam değişmelerinin çeşitli türleri vardır.
Bir gösterge daha genel ve kapsayıcı anlamda kullanılırken, gösterdiği alanların bir kısmında daralma olması, bunun sonucunda kullanıldığı bağlamlarda meydana gelen daralma ve sınırlanmalar anlam daralması olarak adlandırılmaktadır.
Anlam daralmaları, göstergenin geniş anlamıyla kullanılırken gösterdiği ögenin belli bir bölümünü, türünü, özelliğini göstermesi şeklinde ortaya çıkar.
Örnek olarak “geyik” günümüzde “geyikgillerden erkeklerinin başında uzun ve çatallı boynuzları olan memeli hayvan” anlamıyla kullanılmaktadır. Oysa bu sözcük Eski Türkçe dönemi metinlerinde “yabani hayvan” anlamına da gelmektedir.
Aynı şekilde ilgi çekici bir daralmayı da “oğlan” sözcüğünde görürüz. Oğlan tarihi metinlerinde “evlat, çocuk” anlamıyla kullanılır, cinsiyet ayrımı yapmak gerektiğinde “urı oğlan”, “kız oğlan” kullanılır. Oysa aynı sözcü anlamı bugün daralmış ve sadece “erkek çocuk” için kullanılır hale gelmiştir (Aksan, 1982, s. 215).
İlgi çekici bir anlam daralması örneği olarak “Tanrı” (Eski Türkçe: teñgri) sözcüğünü verebiliriz. Eski Türkçede, “mavi, gök, gökyüzü, Tanrı” anlamlarına gelen sözcük, Türklerin İslamiyeti kabul etmesinden sonra sadece “Yaradan” anlamını korumuştur. Diğer anlamları ise unutulmuştur.
Örnekleri başka alanlardan da vermek mümkündür:
Renklerin adlandırılması dil kültür incelemelerinde her zaman ilgi çekicidir. Bazı ağızlarda örnek olarak renklerin ayrımı standart dildekinden çok farklıdır. Mavi ile lacivert hatta zaman zaman yeşil, sarı ve turuncu gibi standart dilde farklı sözcüklerle gösterilen renkler, ağızlarda gök, yeşil, sarı gibi adlandırılmaktadır. Ton farkları ise açık sarı, koyu sarı gibi sözdizimi ögeleriyle gösterilmektedir.
10. ANLAM GENİŞLEMESİ
Bir göstergenin, sınırlı bir gösterilen alanına sahipken genelleşerek daha geniş, daha kapsayıcı bir anlam alanı kazanması ise anlam genişlemesi olarak adlandırılır.
Örnek olarak Eski Türkçede “kraliçe” anlamına gelen hanum sözcüğünün alamı bugün “kadın, bayan, hanım” anlamlarına gelecek şekilde genişlemiştir.
Benzer bir gelişmeyi bugün aslmda özel terimler olan kraliçe ve prenses sözcüklerinde görmekteyiz. Her iki sözcük de özel anlamlarımn dışına çıkarak, genel olarak sevilen bayan, kız çocukları için de kullanılabilmektedir. Dikkat edilirse bu örneklerde, var olan bir göstergeye yeni gösterilenler eklenmiştir.
Aynı şey “sultan” sözcüğü için de geçerlidir, ancak bu sözcük bugün artık Osmanlı döneminde olduğu gibi yaşayan bir gösterilene işaret etmediği için, sevilen birine sultanım denmesi pek alışılmış değildir.
Anlam genişlemesinin sevilen örnekleri arasında marka adları ve özel adların genelleşmesi gibi örnekler de vardır. Meşhur örneklerden biri “selpak” sözcüğüdür. Selpak bir kağıt mendil markasının adı iken “kağıt mendil” anlamına gelecek biçimde anlam genişlemesine uğramıştır.
Yine ilk bakışta alıntı olduğu düşünülen “kot” sözcüğü de aslında Türkiye’nin ilk blucin üreticilerinden olan firmanın sahibinin (Muhteşem Kot) soyadının genişlemesiyle ortaya çıkmıştır.
Marka adları ve özel adlardaki anlam genişlemesine “nescafe, post-it, Molotof, Behçet hastalığı” gibi daha başka örnekleri de verebiliriz.
Tarih içinde pek çok dille ilişkisi olmuş olan Türkçede ilişki sonucu önemli değişiklikler olmuştur. Bu sırada pek çok sözcük gösterdiği kavramla birlikte Türkçeye girmiştir. Mektup, şair, sevda vb. Ancak bu karşılaşma sırasında Türkçede var olan sözcüklerin yapıları değişmediği halde yeni kavramları, anlamları gösterir duruma geldiklerine de çok rastlanır.
Tarihten de benzer örnekler vermek mümkündür. Örnek olarak Türklerin Müslüman olmalarından sonra Türkçe sözcüklerin anlamında Arapça ve Farsça sözcüklerin etkisiyle genişleme olmuştur. Örnek olarak “elçi” sözcüğü Arapça resul ve Farsça peygamber sözcüklerinin ifade ettiği anlamda dini bir terim olarak da kullanılmıştır.
Gösterenlerin başka bağlamlarda kullanılması da anlam genişlemesi olarak görülür. Organ, ayak, el, göz gibi diğer organ adlarındaki anlam genişlemeleri için Türkçe Sözlük’e bakılabilir.
11. ANLAM İYİLEŞMESİ
Sözcüklerin anlamları işaret edilenlerden bağımsız olarak, taşıdıkları duygusal yönler açısından iyileşebilir veya kötüleşebilir.
Anlam iyileşmesi örneğine Türkçede “yavuz” sözcüğünü verebiliriz. Eski Türkçe döneminde “kötü” anlamın gelen sözcük, bugün “iyi, güzel, gürbüz” anlamlarını kazanmıştır.
12. ANLAM KÖTÜLEMESİ
Anlam kötüleşmesinin dikkat çekici bir örneğini ise “karı” sözcüğü oluşturur. Eski Türkçe karı- “yaşlan-mak” fiiline getirilen yapım eki -g ile türetilmiş olan karı-g sözcüğünün sonundaki yapım eki düşmüştür. “Yaşlı” anlamına gelen sözcük, “kocanın eşi” anlamını daha sonra kazanmıştır. Standart dilde ise “eş” anlamıyla, ek almış karı-m, karı-sı biçimiyle görülmektedir. Ayrıca karı koca ikilemesinde de kullanılır. Bunun dışında anlamı argolaşmıştır.
Aynı şekilde “efendi” sözcüğü de çok ilgi çekici anlam kötüleşmesine uğramıştır. İstanbul efendisi, çok efendi bir adam gibi örneklerde olduğu gibi olumlu bir duygusal değer taşıyan efendi sözcüğü zamanla saygınlığı düşük meslekleri yapanlar için kullanılır duruma gelmiştir.
Yine “canlı/lar” anlamındaki “canavar” kelimesinin artık yırtıcı yaratık anlamında kullanılması gibi.
13. GÜZEL ADLANDIRMA
Ayrıca bakınız ⇓
Adi kelimesi Türkçe'de "alışılmış, sıradan" anlamına gelir.
Arapça ˁādī عادى z "alışılmış, sıradan" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça ˁwd kökünden gelen ˁādat عادة z "alışkanlık" sözcüğünün nisbet halidir.
Adi kelimesi tarihte bilinen ilk kez Meninski, Thesaurus (1680) eserinde yer almıştır.
Adi kelimesi Türkçe'de "Bayağı." anlamına gelir.
Adi kelimesi Türkçe'de "Aşağılık, alçak." anlamına gelir.
Bu kelimenin kökeni ve ayrıntılı kaynak için kelimeyi etimoloji sözlüğünde inceleyebilirsiniz: Adi kelime kökenini göstermek için tıklayın.
Türkçe bayağı sözcüğünün ikili anlamından türemiş olması muhtemel gözüken ikinci anlam 20. yy ikinci yarısından önce kaydedilmemiştir. Buna karşılık karş. ˁādetce (sanki, hemen hemen - TS
Bu kelimeye benzer bazı kelimelere göz atın; adi, adil, adım, adisyon, adiyö, adı belirsiz, adı sanı, adı üstünde, adım adım, adımbaşı
Veya Adi kelimesi hakkında ayrıntılı bir arama başlatmak için buraya tıklayın.
Rastgele kelime göster
Süpürge, halı, sehpa ve koltuk gibi nesneleri tanımlamak için kullandığımız kelimeler ise cins isim olarak tanımlanır.
3- Tekil ve Çoğul Kelimeler:
Yazı tahtası, masa ve kalem gibi kelimeler tekildir.
Kurabiyeler, yelekler ve arabalar gibi çokluk bildiren kelimeler ise çoğul isimlere örnek gösterilebilir.
4- Sıfatlar:
Kelimeler sadece yapılarına göre değil cümle içerisindeki görevlerine göre de sınıflandırılır. Bir ismin sayısını, miktarını, rengini ve biçimini niteleyen tüm kelimeler sıfattır.
Kırmızı araba
Yamuk çanta
Kısa boylu
Gürültülü ortam
Yeşil kutu
5- Birleşik kelimeler:
Anlamca birbirinden farklı iki kelimenin bitişik yazılmasıyla oluşan yeni kelimelere birleşik kelimeler denir.
Yavruağzı
Samanyolu
Ateşböceği
Anıtkabir
Tekirdağ
6- Zamirler:
Cümle içerisinde insan isimlerinin yerine kullanılan kelimeler ise zamirdir.
Bunu ''ben'' değil ''O'' yaptı.
Dün akşam ''beni'' arayan ''sen'' değil miydin?
Yarın sinemaya ''onlarla'' birlikte gideceğiz.
Bunun dışında bağlaçlar, edatlar, belirtili nesneler ve tümleçler de birer kelimedir.
Kelimenin Tanımı
En küçük birimi harf olan tüm ses topluluklarına kelime denir.
İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede