Kopmalar tam kopma ve kısmi kopma olarak iki ana gruba ayrılır. Tam kopmalarda uzuv (parmak, el veya kol) tamamen vücuttan ayrılmıştır ve tüm damarlar da koptuğu için kopan parçanın acilen yerine dikilmesi gerekir. Kısmi kopmalarda ise uzvun vücut ile bağlantısı devam etmektedir ve sadece bir kısmı kesilmiştir. Damarlar sağlam kalmışsa hasar gören kısmın canlılığı devam ettiğinden tam kopmalara oranla hastanın sağlık kuruluşuna ulaştırılma süresi daha az önem taşır.
Tamarların tamamen kesildiği kısmi kopmalarda ise süre tam kopmalarda olduğu gibi önemlidir. Ancak her iki durumda da hastanın ve parçanın bir an önce bir sağlık kuruluşuna ulaştırılması cerrahi tedavinin başarısını arttıran en önemli etkendir. Kopan uzvun yerine dikilme işlemine Replantasyon denir. Uzvun yerine dikilmesi elbette ki her zaman mümkün değildir. Hastanın genel sağlık durumu, kopan uzvun durumu, hastanın sağlık kuruluşuna ulaşma süresi, mevcut teknik imkanlar replantasyon işleminin yapılıp yapılmamasında etkili olan faktörlerdir.
Trafik kazası gibi hastanın başka sistemlerinde de hasar meydana getiren ağır yaralanmalarda öncelik hastanın hayati tehlikesinin ortadan kaldırılmasındadır. Hastada hayati bir tehlike söz konusu ise veya replantasyonun yapılması hastada hayati bir tehlike oluşturacaksa bu işlem yapılmamalıdır.
Kopan uzuvdaki hasar ezilme veya parçalanma nedeni ile fazla ise replantasyon yapılmayabilir. Bıçak, satır gibi kesici aletler ile olan düzgün kopmalardaki başarı şansı, pres ile ezilme veya bir yere takılma sonrası çekerek kopmalara göre daha yüksektir.
Hastanın sigara kullanıyor olması, şeker, kalp, tansiyon gibi ek başka hastalıklarının olması da tedavinin başarısını olumsuz etkiler. Ayrıca ileri yaştaki hastalarda da genç ve orta yaş hastalara göre başarı daha az olabilir.
İdeal şartlarda kopan kısmın 2 saat içinde yerine dikilmesi gerekir. Ancak bu süre kopma seviyesi parmak ucuna doğru yaklaştıkça, kopan parçanın da uygun şartlarda saklandığı kabul edilirse saate kadar çıkabilir. Fakat yukarıda da belirtiğim gibi hastanın mümkün olan en kısa sürede sağlık kuruluşuna ulaştırılması esastır. Kopma seviyesi uca doğru yaklaştıkça dikilecek damarların küçülmesi nedeni ile teknik ekipmanın kalitesi ve mikrocerrahın becerisi daha ön plana çıkmaktadır. Ancak uç seviyedeki kopmalarda kopan kısmın yaşatılması durumunda fonksiyonel sonuçlar daha iyi olmaktadır.
Replantasyon ve sonrası hem hasta hem de cerrah için oldukça sabır gerektiren bir süreçtir. Zira bir replantasyon ameliyatı kopmanın seviyesine göre 2 saat ile 14 saat arasında sürerken, kopan kısmın birden fazla olması ( parmak veya iki kolun birden kopması gibi) durumunda bu süre daha da artabilmektedir. İyileşme süresi ise yine yine kopmanın seviyesine göre en az 2 ay ile 2 seneye kadar değişebilir. Ayrıca kopan kısmın yaşaması sağlandıktan sonra fonksiyon sağlamaya yönelik başka ameliyatlarda gerekebilir.
Son olarak unutulmaması gereken replantasyon işleminin her sağlık kuruluşunda yapılamayacağıdır. Mikro cerrahi ve el cerrahisi eğitimi almış bir hekim yanında operasyon mikroskopu ve özel mikro cerrahi aletlerinin de bulunduğu teknik açıdan yeterli bir mikro cerrahi merkezine başvurulmalıdır. Ancak ne yazık ki gerek İstanbul ’da gerekse Türkiye genelinde bu tür merkezlerin sayısı çok fazla değildir.
Kopan Parçanın Taşınması
Kopmalarda cerrahi tedavinin başarısını etkileyen en önemli faktörlerden birisi hastaya yapılacak ilk müdahale ve kopan kısmın sağlık kuruluşuna getiriliş şeklidir.
Bir kopma olayı sonrasında ilk yapılacak iş hastanın güvenli bir yere alınması ve mevcut bir kanamanın durdurulmasıdır. Hastada olayın şokuna bağlı olarak gelişecek bir tansiyon düşüklüğü durumunda göz kararması, baş dönmesi ve hatta bayılma olabilir. Böyle bir durumda hasta düzgün bir yere yatırılmalı ve ayakları yükseğe kaldırılarak beyine giden kan miktarının artması sağlanmalıdır. Bu sayede hastanın kısa sürede kendine gelmesi sağlanabilir.
Kanamayı durdurmak için genellikle yaralanan kısım üzerine temiz bir bezle sıkıca bastırmak, mümkünse bir sargı ile sıkıca sarmak ve yaralanan kolu veya eli yükseğe kaldırarak kalp seviyesinin üzerinde tutmak yeterli olur. Büyük damarların koptuğu durumlarda ise kolu üst kısmından sıkıca bağlayarak kan akımını kesmek gerekebilir. İdeal olarak bu işi standart bir tansiyon aleti kullanarak yapmak gerekir.
Hastanın genel durumu kontrole alındıktan sonra kopan kısmı temiz bir bez ile sarın. Eğer parça çok kirli ise sadece temiz suyla üzerindeki kirler gidecek şekilde yıkayın. Herhangi bir dezenfektan madde kullanmayın. Temizleyip sardığınız parçayı temiz bir poşet içine koyun. Daha sonra ikinci bir poşeti buz ile doldurun ve hazırladığınız bu iki ayrı poşeti üçüncü bir poşet içine yerleştirin. Parçayı buz ile asla doğrudan temas ettirmeyin.
Bu parçanın donmasına ve dokuların ölmesine neden olduğu için parçanın dikilmesini imkansız hale getirir. Kopan parçayı buzla birlikte taşımadaki amaç dokuların metabolizmasını yavaşlatarak oksijene olan ihtiyacını azaltmak ve bu şekilde daha uzun süre canlı kalmasını sağlamaktır. Kopan kısım parmak gibi çok büyük olmayan bir parça ise uygun şartlarda taşınması halinde 12 saate kadar canlılığını koruyabilir.
Tüm bunların yanında hastaya acil olarak ameliyata alınacağı için kesinlikle yiyecek ya da içecek verilmemeli, midesi mümkün olduğunca boş tutulmalıdır. Hasta ayrıca sigara içmemelidir. Sigara damarlarda büzülmeye neden olduğu için replantasyonun başarılı olmasını olumsuz yönde etkileyen faktörlerden biridir.
Replantasyon; parmak, el, saçlı deri, penis, kulak gibi organların kopmalarında tekrar yerine dikilmesidir. Mikroskop altında yapılan, uzun süren ve son derece hassas ameliyatlardır. Kopan organın replantasyonunda amaç tüm unsurlarının karşı karşıya getirilerek bu unsurların yeniden çalışmasını da engellemeyecek şekilde dikilmeleridir. Estetik Plastik ve Rekontrüktif Cerrahi - El Cerrahisi ve Mikro Cerrahisi uzmanı webgrid.co.uk Alper Bayraktar tarafından Bursa ve İstanbul'daki estetik merkezlerimiz de replantasyon ameliyatı yapılmaktadır.
Replantasyon; parmak, el, saçlı deri, penis, kulak gibi organların kopmalarında tekrar yerine dikilmesidir. Mikroskop altında yapılan, uzun süren ve son derece hassas ameliyatlardır. Kopan organın replantasyonunda amaç tüm unsurlarının karşı karşıya getirilerek bu unsurların yeniden çalışmasını da engellemeyecek şekilde dikilmeleridir.
Tek bir parmak kopmasında bile parmağın atar damarları, toplardamarları, sinirleri, parmağın kirişleri, kemik ve deri gibi birçok farklı dokunun karşılıklı onarımı gerekmektedir. Özel teknik donanıma sahip, mikrocerrahi eğitim ve sertifikası olan bir cerrah ve bu konuda tecrübeli bir ekip gerektirmektedir.
Giderek artan endüstrileşme ve mekanizasyon beraberinde orantılı olarak şiddetli el yaralanmalarında artışı da getirmektedir. Üst ekstremitenin değişik seviyelerde kopmaları sıklıkla görülmektedir ve bu uzuvların yerine dikilmesi gereklidir. Kopmanın seviyesi, hastanın yaşı, tıbbi özgeçmişi ve çeşitli risk faktörleri göz önünde tutularak cerrahi gereklilik ve planlama yapılır.
Düzgün kesi tarzındaki kopmalar daha kolay replante edilebilir, ezilmiş ve soyulmuş yaralanmalarda kopan kısmın kurtarılması zordur. Sinir iyileşmesi genç hastalarda (özellikle çocuklarda) daha iyi olduğu için fonksiyonel sonuçlar da daha iyidir. Tıbbi açıdan el bileği ve parmaklar gibi uç bölgelerdeki replantasyonlarda, fonksiyonel sonuçların daha iyi olduğunu göstermiştir.
El fonksiyonundaki önemi nedeniyle başparmak amputasyonunun daima replantasyonu denenmelidir. Birkaç parmağın birden amputasyonu halinde de replantasyon ciddi olarak denenmelidir. Tek parmak amputasyonları ve yüzük sıyırması tipindeki yaralanmalarda ise replantasyon gerekliliği rölatiftir, çünkü replante edilen parmak yaşasa bile fonksiyon mükemmel olmaz.
Replantasyon yapılmaması gereken durumlar arasında uzun anestezinin tehlike yaratacağı tıbbi problemler sayılabilir. Damarsal bozukluklar, şeker hastalığı, hipertansiyon, çok seviyeli amputasyon, aşırı kirli yaralar, yüzük yaralanmaları, uzun zaman geçmiş olması ve ileri yaş sayılabilir.
Replantasyon sonrası pansuman ve atel yapılır. Replante edilen parçanın durumuna göre yukarıda tutulur. Hastanın sıvı dengesi optimal düzeye getirilir. Replantasyonun durumuna göre kan pıhtılaşmasını engelleyici tedavi uygulanabilir.
Replantasyon sonrası duyunun niteliği yaralanmanın tipine ve hastanın yaşına bağlı değişiklikler gösterir. Çocuklarda duyu erişkinlere göre, düzgün amputasyonların ezilme yaralanmalarına göre replantasyonu sonrası duyuları daha iyi olur. Replantasyon sonrası özellikle ilk iki yıl soğuk-sıcak duyarlılığı değişkendir ve hastayı rahatsız edebilir.
Ameliyat öncesinde 10 gün süreyle aspirin, E vitamini, coenzim Q gibi kan sulandırıcı almayınız. İlaç veya benzeri maddeler kullanıyorsanız veya AİDS, Hepatit B/C gibi bulaşıcı bir hastalığınız veya şeker, kalp, yüksek tansiyon veya böbrek yetmezliği gibi bir sorununuz varsa bunların dosyanıza kaydedilmesi ve ameliyatınızla ilgili tüm aşamalarda göz önüne alınması için mutlaka bizi bilgilendiriniz.
Ameliyattan önce size bazı labratuar testleri ve anestezi konsültasyonunuz yapılarak size uygulanacak anesteziye karar verilecektir. Ameliyattan önce tekrar anestezi doktoru tarafından değerlendirilip anestezi için ayrı bir imzalı formunuz doldurulacaktır. Ameliyattan önceki size söylenen saatten sonra (genelde ameliyattan saat önce) bir şey yemeyiniz, içmeyiniz, sadece hemşire hanımın size vereceği ilaçları çok az su ile içebilirsiniz.
Ameliyat genel anestezi (ve/ veya lokal anestezi) altında gerçekleştirilecektir. Genel anestezi, sizin ameliyat süresince uyku halinde olmanızı sağlar. Ağrı duymazsınız ve hatırlamazsınız. Günümüzde modern anestezi oldukça güvenli olmakla birlikte yine de bazı yan etkiler ve riskler taşımaktadır.
Anestezinin sık görülen yan etkileri : bulantı, kusma, başağrısı, enjeksiyon alanlarında ağrı, şişlik, morarma, boğazda ve dudaklarda kuruluk / yanma, geçici bulanık ya da çift görme, kas ağrıları, halsizlik, kaşıntı- döküntü tarzında alerjik reaksiyonlar.
Anestezinin nadir görülen yan etkileri : anestezi sırasında uyanık duruma gelme, dişlerde kırık/kayıp, dudaklarda yaralar, ses tellerinde hasar, geçici/kalıcı ses kaybı, alerjik reaksiyon ve/veya astım, bacaklarda kan pıhtılaşması (derin ven trombozu), basıya maruz kalan yerlerde sinir hasarı, nöbet geçirme (epilepsi/sara)
Anestezinin çok nadir riskleri : alerji / şok, çok yüksek ateş, felç (inme) ya da kalp krizi, mide içeriğinin akciğerlere kaçması, paralizi (bacaklarda hareket kaybı), karaciğer fonksiyon bozuklukları, beyin hasarı dır.
Nezle/Grip ya da astım gibi solunum yolu hastalıkları, sigara kullanımı, ideal kilonun üzerinde olma, şeker hastalığı, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları, yüksek tansiyon veya başka ciddi rahatsızlıklar varlığında risk artar. Anesteziye bağlı ölüm riskinin varlığı ise çok düşük olmakla birlikte tıbbi literatürde tanımlanmıştır, ameliyat öncesinde bu risk kabul edilmelidir.
Replantasyon ameliyat formu hastaya yapılması planlanan damar, sinir ve/veya tendon (kiriş) onarımı operasyonu hakkında bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır.
Replantasyon, cerrahi travma sonrası kopan el, ayak, kulak, penis, el parmağı veya ayak parmağı gibi vücudun uç kısımlarının tekrar yerlerine iade edilmesini içeren geniş bir tanımlamadır.
Vücudun bu uç kısımları tamamen koparak ayrılabileceği gibi bazen de tam kopmamasına rağmen besleyici damarları zarar gördüğünde nekroza giderek kaybedilebilirler. Bu durumlarda da tamamen kopmayan bu parçanın yeniden beslenmesini sağlamak için atardamar ve toplardamarlar mikrocerrahi teknikler ile onarılmaktadır.
Replantasyon ameliyatı plastik cerrahlar tarafından sıklıkla uygulanmaktadır.
Replantasyon cerrahisi son yıllarda çok gelişmiş olmasına rağmen, ancak uygun şartlar sağlandığında başarılı olunabilir. Yaralanmanın şiddeti, şekli ve yeri çok önemlidir. Bıçak gibi keskin aletler ile olan yaralanmalar damarlarda daha az hasar yarattığından daha fazla şansa sahiptirler. Aksine, ezilme tarzı yaralanmalarda, damarlar da ezildiğinden replantasyonda başarı şansı azalmaktadır. Yine avulsiyon adı verilen sıyrılarak kopma şeklindeki yaralanmalarda başarı şansı düşüktür.
Yaralanma sonrası ameliyata kadar geçen süre ve kopan parçanın bu dönemde saklanma şartları da ameliyattaki başarıyı yakından etkilemektedir. Tüm etkenler göz önüne alınarak replantasyon gerekliliği düşünüldüğünde, mümkün olan en kısa sürede ameliyata başlanılmaktadır. Kopan parça, yaralanma sonrası en iyi şartlarda saat saklanabilmektedir. Daha geç sürelerde yapılan replantasyon işleminin başarı şansı azalmaktadır.
Replantasyon cerrahisimikrocerrahi içerdiğinden deneyim ve teknik araç-gereç gereksinimi olan bir cerrahidir. Ameliyatta öncelikle kopan parçanın iskelet onarımı sağlanır. Bunun için genellikle çelik teller kullanılmaktadır. Daha sonra atardamarlar, toplardamarlar, tendonlar (kas kirişleri), sinirler ve deri onarılmaktadır.
Replantasyon cerrahisinin alternatifi kopan parçayı yerine iade etmemek, açıkta kalan dokuları deri yaması ya da doku nakli ile uygun şekilde kapatmaktır.
Tedavide cerrahi girişim ve sonrasında uzun süreli fizik tedavi esastır.
Yapılacak ameliyatın izleri de yaşam boyu kalacaktır. Eski yara izinizin (skarın) ameliyat sonrası yeniden genişlemesi mümkündür. İnce bir iz kalacağı garanti değildir.
Ameliyattan sonra 1,3,6 ve aylarda kontrolleriniz yapılarak iyileşme süreciniz izlenir.
Ameliyat öncesinde sizin için gerekli olan tahlilleriniz ve anestezi konsultasyonunuz yapılarak ameliyat öncesi olası riskleriniz gözden geçirilerek sizin güvenli bir şekilde anestezi almanız sağlanacaktır.
Ameliyattan önce en az saat aç kalınmalıdır.
Ameliyat öncesi operasyonun planlanması amacıyla çeşitli çizimler ve fotograf çekimleri yapılacaktır.
Replantasyon ameliyatı lokal anestezi, aksiler blok (koltuk altından tüm kolun uyuşturulması) ya da uygun durumlarda Genel Anestezi altında yapılır. Anestezi, genel ise tamamen uyuyacak, lokal ise ameliyat süresince uyanık olacak, fakat cerrahi uygulanan bölgeniz uyuşturulacaktır.
Ameliyat süresi yapılacak işleme göre farklılık gösterir. Bazı durumlarda ameliyat öncesi muayene ile saptanamayan damar, sinir ve/veya tendon kesileri olabilir. Bunlar, operasyon süresini uzatmaktadır.
Bu operasyonda yaralanmış olan damar, sinir ve/ veya tendonlar tek tek görülerek mikrocerrahi teknikler kullanılarak bu yapıların onarımları yapılır. Bu onarım sırasında kemikleri sabitlemek için çeşitli tel veya plak –vida sistemleri, tendon onarımları için çeşitli protezler kullanılabilir. Ayrıca tendon onarımları sırasında tendon transpozisyonu (yer değiştirme) uygulanarak hareket kazandırılması uygulanabilir.
Ameliyat bittikten sonra kesi hattı deri üzerinde tek tek dikişler ya da derialtından gizli dikiş ile kapatılır ve pansumanlar ile örtülür.
Bölgede toplanacak fazla sıvıyı emmek için dren adı verilen birkaç tane tüp yerleştirilebilir.
Ameliyat sırasında nadiren ilk gün kullanılmak üzere idrar sondası uygulanmaktadır. Ayağa kalkmanızı takiben idrar sondası çekilecektir.
Ameliyat sonrası ilk saatlerde bir şey yemenize izin verilmez. Genellikle ilk beslenme sıvı gıdalarla olur. Rahat gaz çıkarabildikten sonra yumuşak gıdalarla beslenmeye geçilir.
Ameliyat sonrası ilk gün en sıkıntılı dönemdir. Bu dönemi daha rahat geçirmeniz için ağrı kesiciler ve zaman zaman uyku yapıcı ilaçlar kullanılır.
Ameliyat sonrası doktorunuzun uygun gördüğü şekilde bir ateliniz (yarım alçı) olacaktır. Bu ateli hafta süreyle takmanız ve gerekli görüldüğünde başka bir atelle değiştirilmesi gerekebilir. Atel uygulaması devam ettiği süre zarfında bölgeyi yüksekte (kalp seviyesinde) tutmanız, gece yatarken, alttan yastıkla desteklemeniz gerekmektedir. Aksi halde ağrı veren şişlikler olacaktır. Ameliyat sonrası pansumanlar, doktorunuzun uygun gördüğü sıklıkta yapılacaktır.
Kesi hattının altındaki alanlarda hissizlik-uyuşma ve ödem (şişlik) oluşması doğaldır.
Sinir kesisinin olduğu durumlarda hissizlik ve/veya el bileği ya da parmaklarda motor fonksiyon (hareket) kayıpları olacaktır. Kesinin seviyesi, yaralanma tipi gibi etkenlere de bağlı olarak sinir iyileşmesi etkilenebilir ve hatta hiç iyileşme görülmeyebilir. Sinir iyileşme hızı ortalama 1 mm/gün olup kesinin seviyesi ile ilişkilidir.
Hastalar operasyondan sonra doktorun uygun gördüğü süre zarfında statik veya dinamik alçı atel kullanmak zorundadır.
Tüm bu cerrahi işlemler başarılı şekilde sonuçlanmış olsa da hasta önerilen fizik tedavi programına uyum göstermezse istenilen sonuç elde edilemeyebilir.
Bacaklarınızda kan pıhtılaşmasını (thrombus) ve pıhtı atmasını (emboli) engellemek için bacaklara elastik bandaj uygulaması yapılacaktır. Ayrıca kalkmanıza izin verilinceye kadar yatak içinde bacaklarınızı hareket ettirmeniz sık sık kalçanızı oynatmanız ve aynı pozisyonda yatmamanız pıhtı oluşmasını engellemek için faydalı olacaktır. Zaman zaman bacaklarınıza ve baldırlarınıza masaj yapılması faydalıdır.
Ameliyat sonrası ilk saatlerden itibaren bacaklarınızı sık sık hareket ettirmeniz istenir.
İlk kez kalkmanıza izin verildiğinde size yardım edilecektir. İlk kez kalkarken baş dönmesi ve fenalık hissi görülebileceğinden ilk kalkışınızda uzun bir süre yatak kenarında oturmanız ve karşıya bakarak kalkmanız rahatlatıcı olur.
Ameliyattan sonraki ilk iki gün vücudun ödemli olduğu dönemdir. Bu dönemde vücut su toplar hareketler zorlaşır. Genellikle üçüncü günden itibaren ödem azalmaya başlar hareketler kolaylaşır.
Pansumanlar çoğu zaman kapatılarak yapılmakla birlikte bazı durumlarda pansumanın açık tutulması gerekebilir. Buna doktorunuz karar verecektir.
Drenler ortalama 1–3 gün, deri üzerindeki erimeyen dikişler 1–3 hafta sonra alınır. Derialtından gizli dikiş olarak uygulanan eriyebilir dikişlerin alınmasına gerek yoktur. Ameliyattan sonra (eğer genel anestezi uygulanmışsa) hastanede kalacağınız süre birkaç gecedir.
Operasyon sonrası ilk bir hafta sigara konusunda dikkatli olunmalıdır. Sigaranın yara iyileşme sürecine olumsuz etkisi olduğu unutulmamalıdır. Mutlak içilmemelidir.
Ameliyat sonrası dönemde yerine dikilen dokunun durumu çok yakından değerlendirilmekte ve bir sorun olduğunda mümkün olduğunca erken müdahale edilmektedir. Mikroskop altında damarların dikildiği ameliyatlarda ameliyat sonrası erken dönemde yeniden ameliyat olasılığı söz konusudur. Damarlarda kan akımının durması saptandığında yeniden mikroskop altında damarların durumu değerlendirilir ve uygun tedavi yapılır. Mikrocerrahi ile doku aktarımı yapılacak olan hastaların bu olasılığı göz önüne alması gerekmektedir.
Genellikle ilk hafta ameliyat bölgenizi ıslatmadan yarım duşlar almanıza izin verilir. 4.günden itibaren tam duş alınabilir. dördüncü haftadan önce havuz ve denize girmenize izin verilmez. Ameliyattan sonra altı hafta boyunca sauna, solarium, buhar banyosu, güneş banyosu ve ağır sporlar sakıncalıdır.
Ameliyat kesisi özellikle ameliyat sonrası ilk aylarda ( ay) kırmızı kaşıntılı ve çok belli olabilir. Zaman içinde özellikle altıncı aydan sonra ameliyat izinin, renginin açılması, kaşıntının azalması beklenir. Bu süreç iki yıla kadar devam eder. İki yılın sonunda bile ameliyat bölgesinde deri renginde incede olsa ameliyat izi kalır.
Kanama, hematom ve seroma: Sık rastlanmasa da operasyon sırasında ya da sonrasında kanama, deri altında kan toplanması veya deri altında sıvı toplanması görülebilir. Postoperatif kanama olduğunda, biriken kanın acil drenajı ve kan transfüzyonu gerekebilir. Ameliyattan on gün öncesinden başlayarak aspirin ya da antinflamatuvar tedaviler almayınız, çünkü bu kanama riskini artırabilir. Ameliyat sırasında uygulanan vakumlu drenler hematom ve seroma oluşmasını engellerler.
Morarma-şişme: Burun ameliyatı sonrasında ameliyat sahasında şişme (ödem) ve morarma olabilir. Bu günler içinde azalarak yaklaşık haftada tam olarak dağılır.
Yara Ayrışması: Aşırı gerginliğe, enfeksiyona ve dolaşım bozukluğuna bağlı oluşabilir. Genellikle vucudu aşırı yağlı olanlarda ve işlem sonrası sigara içenlerde bu durumla karşılaşılır. Bakım, pansuman gerekebilir.
Gerilme: Ameliyat alanında derinin çekilmesine bağlı gerginlik hissi olabilir. Bu his derinin yeni duruma adapte olmasıyla haftalar içinde kaybolur.
Aşırı skar (Nedbe): Anormal yara iyileşmesi sonucunda belirgin nedbe dokusu oluşabilir (özellikle koyu tenlilerde).
Nekroz (doku ölümü): Yara hattında kısmi veya tam nekroz (doku ölmesi) sonucu açılma görülebilir, pansuman ve bakım süresinin uzaması durumu görülebilir (Özellikle sigara ve tütün kullananlarda bu risk fazladır).
Enfeksiyon: Nadir bir komplikasyondur. Dolaşım bozukluğu ve protez çevresinde sıvı birikmesi mikroorganizmalar için uygun bir üreme ortamı oluşturur. Antibiyotik kullanımı ve pansuman gerektirebilir.
Cilt duyusunda değişiklik: Operasyon sonrası etraf cilt duyusunda azalma görülebilir, bu genellikle aylar içinde geri döner, ancak nadiren cilt duyusu tam olarak geri dönmeyebilir.
Tenodez: Tendonlar uygun bir şekilde onarılsa bile çevre dokulara yapışabilir. Bu durumlarda tendonların çevre dokulara yapıştığı yerlerden cerrahi olarak serbestleştirilmesi (tenoliz) gerekebilir.
Damar -Sinir grefti : damar –sinir onarımı sırasında vücudunuzun diğer gölgelerinden damar veya sinir parçaları alınarak yaralanan damar ve sinirin onarımında kullanılabilir. Bu nedenle damar – sinir alınan bölgelerde yara izi, duyu kusuru, kısmi fonksiyon kayıpları, işlev bozuklukları olabilir. Bunlar geçici veya kalıcı olabilir.
Vücut hatlarında düzensizlikler: Operasyon sonrası ameliyat yerine bağlı olarak vücut hatlarında düzensizlikler gelişebilir. Ek olarak gözle görünür ya da elle hissedilebilen cilt katlantıları oluşabilir. Operasyon yüz bölgesinde ise yüzde kalıcı iz, düzensizlik görülebilir.
Ciltte Bırakacağı İz: Aşırı nedbeleşme olağan değildir. Nadir vakalarda anormal izler oluşabilir. İzler çirkin ve çevre deriden farklı renkte olabilir. İlk ay en kötü göründüğü dönemdir, izdeki normale dönme bundan sonra başlar, ancak iz mutlaka kalacaktır. Anormal gelişen nedbeleşme için jeller, silikon baskı veya cerrahi gerekebilir.
Asimetri: Operasyon sonrası simetrik vücut görüntüsü sağlanamayabilir. Deri gerginliği, yağ birikimleri, vücut çıkıntıları gibi faktörler nedeni ile vücutta bir asimetri daha önceden de var olabilir.
Allerjik Reaksiyonlar: Nadir vakalarda kullanılan bantlara, dikiş malzemesine ya da sürülen kremlere allerjiler bildirilmiştir. Daha ciddi sistemik reaksiyonlar cerrahi işlem sırasında kullanılan ya da sonrasında reçete edilen ilaçlarla gelişebilir. Alerjik reaksiyonlar ek tedavi gerektirebilir.
Derin yapılarda hasarlanma: Operasyon esnasında derin yapılardan, sinirler, kan damarları ve kaslar hasarlanabilir. Operasyonun yapıldığı bölgeye göre değişik şekilde hasarlanma olabilir. Derin yapıların hasarlanması geçici veya kalıcıdır.
Ağrı: Karın germe sonrası nedbe doku içinde kalmış sinir uçları nedeni ile nadiren kronik ağrı gelişebilir.
Tatmin Edici Olmayan Sonuçlar: Geçirdiğiniz cerrahi işlemin sonuçları ile ilgili olarak nadiren hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Bu tip sonuçları düzeltmek için ek cerrahi girişim gerekebilir.
Ek Cerrahi Gerekliliği: Bazı durumlarda tek bir operasyonla yeniden onarım gerekebilir. Çoklu operasyonlar gerekebilir. Komplikasyon oluşursa ek operasyon veya diğer tedaviler zorunlu hale gelebilir.
Yeniden ameliyat gereksinimi: Mikrovasküler cerrahilerden sonraki ilk 72 saat çok önemlidir. Bu dönemde olası bir probleme karşı çok sık takip yapılacaktır. Atardamarlarda ya da toplardamarlarda oluşacak bir kan pıhtısı yerine dikilen dokunun kanlanmasını bozacağından yeniden ameliyatı gerektirir. Atardamarlarda kan pıhtısı oluşma riski ilk 7 gün boyunda devam eder. Diyabet, hipertansiyon ve sigara kullanımı gibi durumlarda bu risk belirgin olarak artmaktadır. Erken dönemin dışında ameliyat sonrası geç dönemde de aktarılan dokunun şekillendirilmesi gibi işlemler için daha küçük ameliyatlar gerekebilir.
Hareket kısıtlılığı : Uygun kemik fiksasyonuna rağmen kırık kemik uçları arasında kayma ve buna bağlı parmak hareket ve şeklinde bozukluk olabilir. Tekrar düzeltme operasyonu yapmak gerekebilir. Ayrıca tendon-sinir onarımlarına rağmen gelişen kopma –yapışma gibi nedenlerle yaralanma bölgesinin altında hareket –şekil bozukluğu duyu kaybı görülebilir. Bunlar geçici veya kalıcı olabilir.
Sülük tedavisi gereksinimi: Mikrocerrahi ile damar dikilen ameliyatlarda toplardamarlar yeterince çalışmazlarsa dokuda kirli kan birikimi gelişecektir. Bu durumda kirli kanın sülük tedavisi ile uzaklaştırılması tüm dünyada kullanılan kurtarıcı bir tedavidir.
Parmak, el, saçlı deri, penis, kulak gibi organların kopmalarında tekrar yerine dikilmesidir.
Mikroskop altında yapılan, uzun süren ve son derece hassas ameliyatlardır. Kopan organınreplantasyonunda amaç tüm unsurlarının karşı karşıya getirilerek bu unsurların yeniden çalışmasını da engellemeyecek şekilde dikilmeleridir. Örneğin tek bir parmak kopmasında bile parmağın atar damarları, toplardamarları, sinirleri, parmağı kıvıran kirişler, parmağı açan kirişler, kemik ve deri gibi birçok farklı dokunun karşılıklı onarımı gerekmektedir. Özel teknik donanım ve bu konuda tecrübeli bir ekip gerektirmektedir.
Amputasyon ve Replantasyon
Giderek artan endüstrileşme ve mekanizasyon beraberinde orantılı olarak şiddetli el yaralanmalarında artışı da getirmektedir. Üst ekstremitenin değişik seviyelerde kopmaları sıklıkla görülmektedir ve bu uzuvların yerine dikilmesi gereklidir. Kopmanın seviye ve tipi; hastanın yaşı, işi, tıbbi özgeçmişi ve çeşitli risk faktörleri göz önünde tutularak yapılabilir. Diğer bir aşikar faktör de cerrahın tecrübesidir. Muntazam kesi tarzındaki kopmalar daha kolay replante edilebilir, ezilmiş ve suyulmuş yaralanmalarda ekstremitenin kurtarılması zordur. Sinir iyileşmesi çocuklarda daha iyi olduğu için onlarda fonksiyonel sonuçlar da daha iyidir. Tecrübeler, el bileği ve parmaklar gibi uç bölgelerdeki replantasyonlarda, fonksiyonel sonuçların daha iyi olduğunu göstermiştir. El fonksiyonundaki önemi nedeniyle baş parmak amputasyonunun daima replantasyonu denenmelidir. Birkaç parmağın birden amputasyonu halinde de replantasyon ciddi olarak denenmelidir. Tekparmak amputasyonları ve yüzük sıyırması tipindeki yaralanmalarda ise replantasyon gerekliliği rölatiftir, çünkü replante edilen parmak yaşasa bile fonksiyon mükemmel olmaz.
Replantasyon yapılmaması gereken durumlar arasında uzun anestezinin tehlike yaratacağı tıbbi problemler sayılabilir. Damarsal bozukluklar, şeker hastalığı, hipertansiyon, çok seviyeli amputasyon, aşırı kirli yaralar, yüzük yaralanmaları, uzun zaman geşmiş olması, ve ileri yaş sayılabilir diğer replantasyon yapılması sırasında düşünülmesi gerekli olan problemlerdir. Replantasyona girişmeden, işe yarar bir fonksiyon kazanabilmek için, aylar süren bir ameliyat sonrası tedavi ve rehabilitasyonun gerekli olacağı hastaya anlatılmalıdır.
Ampute olmuş parçanın replantasyon merkezine gönderilmesinin özellikleri çok önemlidir ve cerrahinin başarısını ciddi olarak etkiler. Kopmuş parça izotonik solüsyonla yıkanır, ıslak gazbezle sarılır ve su geçirmez bir torbaya konulur. Bu torba buz üzerine yerleştirilerek replantasyonmerkezine yollanır. Kas dokusu iskemiye en az dayanabilen dokudur ve bu yüzden amputasyon seviyesi ne kadar üst seviyeseyse, replantasyon öncesinde geçmesine izin verilebilecek süre de o kadar kısadır. Uygun koruma ve soğutma ile, üst düzey kopmalarda 8 saatlik süre kritik süredir,parmaklarda ise bu süre 12 saat ve daha fazla olabilir.
Replantasyon Sonrası Bakım
Replantasyon sonrası pansuman ve atel yapılır. Hasta sıcak ve sakin bir odaya alınır. Replante edilen parçanın durumuna göre yukarıda tutulur. Hastanın sıvı dengesi optimal düzeye getirilir. Replantasyonun durumuna göre kan pıhtılaşmasını engelleyici tedavi uygulanabilir. Aspirin, , düşük molekül ağırlıklı Dextran ve bunların kombinasyonları kullanılabilir. Ezilme şeklindeki amputasyonlarda, damar yaması kullanmak gerekti ise ve enfeksiyon olasılığı yüksek ise heparin perfüzyonunu ilk 24 saat için yeğlemekteyiz.
Replantasyon Sonrası Duyu
Replantasyon sonrası duyunun niteliği yaralanmanın tipine ve hastanın yaşına bağlı değişiklikler gösterir. Çocuklarda duyu erişkinlere göre giyotin amputasyonların ezilme yaralanmalarına göre replantasyonu sonrası duyuları daha iyi olur. İdeal koşullarda statik iki nokta ayrımının 8 mm civarına inmesi beklenir. Replantasyon sonrası özellikle ilk iki yıl soğuk intoleransı hastayı en çok rahatsız eden semptom olabilir. Duyunun iyileşmesi ile soğuk intoleransı da azalma gösterir. Soğuk intoleransı ile onarımı yapılan damar sayısı, arteriel nabız basıncı ve duyuda geri dönüş arasında birebir bağlantı olduğunu ifade etmek zordur.
Replantasyon cerrahisi; travma sonrası kopan el, ayak, kulak, penis, el parmağı veya ayak parmağı gibi vücudun uç kısımlarının tekrar yerlerine iade edilmesini içeren geniş bir tanımlamadır.
Vücudun bu uç kısımları tamamen koparak ayrılabilir. Bazen de tam kopmamasına rağmen besleyici damarları zarar gördüğünde nekroza giderek kaybedilebilirler. Tamamen kopmamış parçanın yeniden beslenmesini sağlamak gerekmektedir. Bunun için atardamar ve toplardamarlar mikrocerrahi teknikler ile onarılmaktadır..
Damar sistemi onarıldığında kan dolaşımı sağlanır. Ancak replantasyonda sinirler tendonlar ve kemikler de onarılarak fonksiyonel sonuç hedeflenir. Replantasyon ameliyatı plastik cerrahlar tarafından sıklıkla uygulanmaktadır.
Kopan parmak kendiliğinden yeniden uzamaz. Yalnızca kopan parçanın uygun şekilde kısa sürede yeniden yerine dikilmesi gerekir.
Replantasyon cerrahisi (tam kopmuş parmağın dikilmesi) son yıllarda çok gelişmiş olmasına rağmen; ancak uygun şartlar sağlandığında başarılı olunabilir. Yaralanmanın şiddeti, şekli ve yeri çok önemlidir. Bıçak gibi keskin aletler ile olan yaralanmalar damarlarda daha az hasar yarattığından daha fazla şansa sahiptirler. Aksine, ezilme tarzı yaralanmalarda, damarlar da ezildiğinden replantasyonda başarı şansı azalmaktadır. Yine avulsiyon adı verilen sıyrılarak kopma şeklindeki yaralanmalarda başarı şansı düşüktür.
Yaralanma sonrası ameliyata kadar geçen süre ve kopan parçanın bu dönemde saklanma şartları da ameliyattaki başarıyı yakından etkilemektedir. Tüm etkenler göz önüne alınarak replantasyon gerekliliği düşünüldüğünde, mümkün olan en kısa sürede ameliyata başlanılmaktadır.
Kopan parça, yaralanma sonrası en iyi şartlarda saat saklanabilmektedir. Bu nedenle saat içinde kan dolaşımı yeniden sağlanmalıdır. Daha geç sürelerde yapılan replantasyon işleminin başarı şansı azalmaktadır.
Replantasyon cerrahisinin alternatifi kopan parçayı yerine iade etmemektir. Açıkta kalan dokuları deri yaması ya da doku nakli ile uygun şekilde güdük kapatmaktır.
Replantasyon cerrahisi, mikrocerrahi içerir. Bundan dolayı deneyim ve teknik araç-gereç gereksinimi olan bir cerrahidir. Ameliyatta öncelikle kopan parçanın iskelet onarımı sağlanır. Bunun için genellikle çelik teller kullanılmaktadır. Daha sonra atardamarlar, toplardamarlar, tendonlar (kas kirişleri), sinirler mikroskop alında onarılır ve en son deri onarılmaktadır.
Tedavide cerrahi girişim ve sonrasında uzun süreli fizik tedavi esastır. Yapılacak ameliyatın izleri de yaşam boyu kalacaktır. Eski yara izinizin (skarın) ameliyat sonrası yeniden genişlemesi mümkündür. İnce bir iz kalacağı garanti değildir.
Mikrovasküler cerrahilerden sonraki ilk 72 saat çok önemli olduğundan bu dönemde çok yakın takip yapılır. Atardamarlarda ya da toplardamarlarda oluşacak bir kan pıhtısı yerine dikilen dokunun kanlanmasını bozabilir. Bu durumda hemen yeniden ameliyat gerektirir. Bu risk ilk 7 gün boyunda devam eder. Diyabet, hipertansiyon ve sigara kullanımı gibi durumlarda bu risk belirgin olarak artmaktadır.
Replantasyonlarda uygun kemik fiksasyonuna rağmen kırık kemik uçları arasında kayma sorunları görülebilir. Tekrar düzeltme yapmak gerekebilir. Ayrıca tendon-sinir onarımlarına rağmen gelişen kopma – yapışma gibi nedenlerle yaralanma bölgesinin altında hareket – şekil bozukluğu duyu kaybı görülebilir. Bunlar geçici veya kalıcı olabilir. Mikrocerrahi ile damar dikilen ameliyatlarda toplardamarlar yeterince çalışmayabilir. Böylelikle dokuda kirli kan birikimi gelişecektir. Bu durumda kirli kanın sülük tedavisi ile uzaklaştırılması uygulanabilir.
Doç. Dr. Hayati AKBAŞ’ın ulusal ve uluslar arası bilimsel dergilerde yayınlanmış çok sayıda bilimsel çalışması, makalesi ve yine ulusal ve uluslararası kongrelerde sunulmuş çok sayıda bilimsel çalışmaları bildirileri mevcuttur.
Kemik- eklem -tendon yaralanmalarının hepsinde olduğu gibi ayak yaralanmalarında da, iyileşme tamamlandıktan sonra uygun zaman aralığında fizik tedavi yöntemlerini uygulamak çok önemlidir.
3
Kulak kepçesinin işitme fonksiyonu için etkisi az olduğu için, kulak kepçesi ameliyatlarında işitme önemli ölçüde etkilenmez.
1
Kopan parmak yerine çeşitli nedenlerle dikilemez ize, bazen görüntü ve bazen de fonksiyon için uygun görülen vakalarda ayak parmaklarının ele nakli mümkündür.
1
Kopan parmaklar, işlemi yapabilecek merkeze ulaşana kadar, nemli bir beze sarılmış olarak ve serin ortamlarda, buza temas etmeden, buzdan en az cm uzakta olacak şekilde, ancak serinliğinden faydalanacak şekilde, bir kabın içinde taşınmalıdır. Taşıma süreci mümkün olduğunda kısa sürmeli, saat içinde cerrahi işleme başlanmalıdır. Süreç uzadıkça parmak dokularında kansızlık nedeniyle hücre ölümleri oluşmaktadır.
1
Kopan uzvun tutması ve iyileşmenin tamamlanması sonrasında, uygun fizik tedavi ile işlevlerini aynen koruması birçok vakada mümkün olmaktadır. Bu durum yaralanmanın şiddetine çok bağlıdır.
Kan nakillerinde, uygun testler yapıldıktan sonra aynı kan grubu kan kullanılmaktadır.
Ayak yaralanmalarında ayağın üzerine basabilmek için, öncelikle yara iyileşmesinin tamamlanması beklemek gerekir. Bu nedenle yaranın durumuna göre doktorunuza danışmanız gerekir.
Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Plastik Rekonstrüktif ve Estetik CerrahiKlinik Şefi webgrid.co.uk Cemal Aygıt,sadece bu meslek grubundakilerde değil, çocuklarda daelyaralanmalarının meydana geldiğini kaydediyor.
El yaralanmalarının istatistiksel olarak en çok parmaklarda ve özellikle parmakların uç kısımlarındagörüldüğünü kaydeden Aygıt, bu yaralanmalardaparmakları hareket ettiren kiriş, sinir ve damarların kesilebildiğini ifade ediyor.
EL YARALANMASI İLE KARŞILAŞILDIĞINDA İLK NE YAPMAK GEREKİR?
Ahmet Cemal Aygıt, bu yaralanmaların oluş şeklineve yaralanan bölgeye göre farklılık gösterdiğini belirtiyor.
Aygıt, elyaralanmaları ile karşılaşıldığında ilk yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor:
1-Yaralanan bölgeye temiz bir bez ile baskı uygulanması,
2-Yaralanan uzvu kalp seviyesinin üstünde kalacak şekilde yüksekte tutulması,
3- Eğer yaralanma sonucu tam bir kopma söz konusu ise kopan parçanın temiz bir bez parçasına sarılıp bir naylon poşete koyulması,
4-Bu poşetin debuzlu su içeren başka bir poşet içine yerleştirilmesi (çift torba tekniği) ,
Kopan parçanın direkt buz ile temas etmemesi gerektiğini kaydeden Aygıt,bu parçanın soğuk ortamda tutulmasının yeterli olacağını ifade ediyor.
''Hastaneye gittikten sonra ise yaralanma şekli, seviyesi, hastanın yaşı, mesleği, ek hastalığın olup olmadığı , el cerrahisi ekibi tarafındandeğerlendirilip gerekli müdahaleye karar verilir.''
KOPAN PARMAĞA MÜDAHALEEDECEK EKİP SAYISI YETERSİZ!
Parmak kopması vakalarının bu işin eğitimini almış mikro-cerrahi konusunda deneyimli uzman hekimlerin bulunduğu bir ekip tarafından müdahale edilmesigerektiğini ifade eden Aygıt, Bu tür ekiplerin her hastanede olmadığını kaydediyor.
''Hastanelerde bu tür bir vaka operasyona alındığında duruma göre ameliyat süresi 5 ile 10 saate kadar sürebilmekte.Eğer bu sırada aynı durumda olanbaşka bir hasta başvurursa maalesef ikinci hastaya erken dönemde ( ilk 6 saat) müdahale etmek mümkün olmuyor. ''
HER KOPAN PARMAK YERİNE DİKİLEMEYEBİLİR!
Her kopan parmağınyerine dikilemeyebileceğini kaydeden Aygıt, bu konu ile ilgili yapılan haberlerin spekülatif olduğunu kaydediyor.
Parmak kopması vakalarınınçok farklı özellikler içerdiğini vurgulayanAhmet Cemal Aygıt, yaralanma seviyesi ve şekline göre farklı tedaviler uygulandığını ifade ediyor.
''Maalesef,her kopan parmak mutlaka yerine dikilebilir durumda olmuyor. Özellikle bir yere takılıp gerilerek kopan ve üzerine ağır cisim düşmesi sonucu ezilip kopan parmaklarda yerine dikilse bile damarlarda ileri derecede hasar olduğu için parmağın yaşama şansı azalıyor.''
Aygıt, uygun bir vakada dikilen parmağınher hangi bir olumsuz durum olmadığı taktirde2 ay sonra işlevini kazandığını belirtiyor.
''Her türlü el yaralanması sonrasındahasta fizik tedavi ve rehabilitasyon programına alınır .Uygun ve etkili fizik tedavi görmeyen hastanın parmağının eski işlevini kazanması mümkün değildir.''
Aygıt, Özellikle makine ile çalışan işçilerin iş güvenliği konusunda eğitilmesi ve gerekli önlemlerin eksiksiz ve istisnasız olarak uygulanmasının iş kazalarını azaltacağını vurguluyor.
webgrid.co.uk Ahmet Cemal Aygıt, Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin bahçesinde hazır bekletilen helikopter ambülansın bu tür acil vakalarda kullanılabileceğini belirtiyor.
webgrid.co.uk Ahmet Cemal Aygıt, Sağlık Bakanlığı'na ait ambülansın acil durumda olan hastaları alıp, uygun merkezlere ulaştıracağını kaydediyor.
Aygıt, vatandaşların helikopter hizmeti için Hızır Acil Servisi'ni aramaları gerektiğini kaydediyor.
gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede