Korku Filimleri 2017

Netflix, son zamanlarda kataloğuna eklediği gerilim ve korku filmleriyle çok konuşuluyor. Popüler platform, gerek Netflix orijinal yapımı korku filmleriyle; gerekse bünyesine katmakta zaman kaybetmediği ödüllü korku filmleriyle izleyicilerin ilgisini çekiyor. 

Biz de sizler için, Netflix üzerinden izlenebilecek en iyi Netflix korku filmlerini derledik. 

Gerald's Game IMDb Puanı:

Oyuncular: Carla Gugino, Bruce Greenwood, Chiara Aurelia

Gerald's Game Konusu: IMDb puanının yanında, Rotten Tomatoes'ta %90 gibi bir orana ulaşmış olan Netflix orijinal korku filmi Gerald's Game, eşini yanlışlıkla öldüren bir kadının, bulunduğu durumdan kurtulmaya çalışması ve bu esnada gördüğü halüsinasyonlarla birlikte hatırladıklarıyla gerilim dolu anlar yaşamasını konu ediniyor.

Stephen King’in yılında yayınlanan aynı adlı romanından uyarlanmış olan korku filmi, pek çok izleyiciyi, Netflix'te yayınlanmadan önce fragmanıyla kendine çekmişti. Eleştirmenlerden oldukça iyi yorumlar almış olan yapımı Netflix korku filmi Gerald's Game, kesinlikle göz atmaya değer.

The Wailing IMDb Puanı:

Oyuncular: Jun Kunimura, Jung-min Hwang, Do-won Kwak

The Wailing Konusu: Güney Kore'deki sakin bir kasabada işlenmeye başlanan gizemli cinayetler ve sebepsizce ortaya çıkan bir hastalığı araştıran polis memuru Jong-goo'yu merkezine alan The Wailing, Netflix’in bünyesine kattığı en başarılı korku filmlerinden biri. Sadece izleyiciler ve eleştirmenlerden aldığı yorumlarla değil, fragmanının da başarısıyla akılda kalan Kore korku filmi, 8 milyon dolarlık bütçesini katlayarak milyon dolar gişe hasılatı elde etmiş. Netflix, en iyi korku filmlerini bünyesine katmak konusunda hiç vakit kaybetmiyor olacak ki, The Wailing, vizyona girişinden kısa süre sonra dijital olarak yayınlanmaya başlamış. Filmin Türkçe'si Kara Büyü; Korece'siyse Goksung.

Cannes Film Festivali’nde yarışma dışı bir film olarak da gösterimi yapılan gerilim dolu Kore filmini izlemenizi kesinlikle tavsiye ediyoruz.

The Wailing gibi Kore yapımı korku filmlerini izlemekten keyif alıyorsanız, en iyi Kore korku filmlerini derlediğimiz listemiz de ilginizi çekebilir:

IMDb Puanına Göre Sıralı En İyi Kore Korku Filmleri

Raw IMDb Puanı:

Oyuncular: Garance Marillier, Ella Rumpf, Rabah Nait Oufella

Raw Konusu: Korku ögelerinin sembolik bir anlatımla harmanlandığı Raw, genç ve vejetaryen bir veteriner adayının, akademideki ilk yılına başlamasını konu alıyor. Kız kardeşi, anne ve babasıyla aynı okuldan mezun olan Justine, okula başladıktan kısa süre sonra, kendisinde rahatsız edici bulduğu değişimleri gözlemlemeye ve ete yönelik karşı koyamadığı bir açlık hissetmeye başlıyor.

Justine'in okula uyum süreciyle çakışan bu sancılı sürece odaklanan ve Netflix'te yayınlanan korku filmlerinden biri olan Raw, vizyona girdiği yılın en çok konuşulan korku filmlerinden biri oldu. Birçok uluslararası film festivalinden ödülle ayrılan Raw, Cannes Film Festivali'nde FIPRESCI Ödülü'nün de sahibi oldu. Sadece fragmanıyla bile pek çok platformda ilgi çekmeyi başardı. Netflix korku filmleri arasında en iyi örneklerden biri olan Raw, ergenlik sancılarını sembolik ve gerilim dolu bir anlatımla izleyiciye sunuyor. Bu sebeple mutlaka izlemeniz gereken korku filmleri arasına Raw’ı eklemenizi tavsiye ediyoruz.

Under the Shadow IMDb Puanı:

Oyuncular: Narges Rashidi, Avin Manshadi, Bobby Naderi

Under the Shadow Konusu: Sundance Film Festivali’ndeki gösteriminin ardından, Netflix’in vakit kaybetmeden bünyesine kattığı filmlerden biri olan Under The Shadow, İran yapımı bir korku filmi. A Girl Who Walks Alone At Night’tan sonra, İran yapımı popüler korku filmleri arasına giren yapım, 'lerde yaşanan İran İslam Devrimi sonrasında yaşanan olayların ortasında kalan bir anne ve kızını konu alıyor.

84 dakika gibi oldukça kısa bir süreye sahip olmasına rağmen, izleyicileri ve eleştirmenleri etkilemeyi başarmış olan en iyi korku gerilim filmlerinden olan Under The Shadow'un konusu, bu anne ve kızın bir takım varlıklar tarafından rahatsız edilmesi etrafında dönüyor. Eğer klasik Hollywood korku filmlerinden farklı alternatifler arıyorsanız, Under The Shadow’u, mutlaka izlenmesi gereken Netflix korku filmleri arasında sayabilirsiniz.

Annihilation IMDb Puanı:

Oyuncular: Natalie Portman, Jennifer Jason Leigh, Tessa Thompson ,Tuva Novotny, Oscar Isaac

Annihilation Konusu: Jeff VanderMeer’in aynı adlı romanından uyarlanan Annihilation (Yok Oluş), bu senenin en çok konuşulan Netflix korku filmlerinden biri oldu. Bunda kadrosunda Oscar ödüllü oyuncu Natalie Portman, Jennider Jason Leigh ve Oscar Isaac gibi popüler oyuncuların da bulunmasının payı büyük.

43 milyon dolar gibi bir hasılat elde ettikten sonra dijital olarak Netflix bünyesinde yayınlanmaya başlayan yapımı korku filmi Annihilation'ı Empire dergisi ''depresyon, yas ve insanın kendini yok etme eğilimi'' üzerine yoğunlaşan bir film olarak tanımlıyor.

Annihilation, aldığı ödüllerle de yılında adından sıkça bahsettiren, en iyi Netflix filmleri arasında görülen bir gerilim filmi. En iyi Netflix filmlerini IMDb puanlarına göre sıraladığımız listemize buyurun:

IMDb Puanlarına Göre En İyi Netflix Filmleri

Hush IMDb Puanı:

Oyuncular: John Gallagher Jr., Kate Siegel, Michael Trucco

Hush Konusu: Mike Flanagan’ın yönetmenliğini üstlendiği, yapımı korku filmi Hush, sizi gereceğinden şüphemiz olmayan bir yapım.

Başrolünde, bir Netflix yapımı olan The Haunting of Hill House dizisinden tanıdığımız oyuncu Kate Siegel’ın yer aldığı ve sağır ve dilsiz bir yazar olan Maddie'yi canlandırdığı filmde, gerilim bir an olsun kesilmiyor. Maddie'nin bir katil tarafından ormandaki bir eve hapsedilmesi ve katil tarafından kovalanması etrafında dönen film, yönetmenin diyalogsuz bir film çekme isteği üzerine yazılmış. Belki de bu sebeple gerilim dozajının oldukça yüksek olduğu, Netflix'te yayınlanan filmlerden olan Hush, Netflix'te izlenebilecek en iyi korku filmleri arasında. 

Green Room IMDb Puanı:

Oyuncular: Anton Yelchin, Imogen Poots, Alia Shawkat

Green Room Konusu: Toronto Film Festivali ve Cannes Film Festivali’nde gösterimi yapılan korku filmi Green Room, eleştirmenler ve izleyiciler tarafından çok beğenilmiş ve Netflix platformuna eklenmiş gerilim/korku filmleri arasında.

Neo-Nazi bir bardaki performansları sırasında, bir cinayete tanık olan ve sonrasında, ortamdan kurtulmak için mücadele veren bir punk grubunun gerilimli anlarını ekrana yansıtan Green Room, kadrosunda Arrested Development’tan tanıdığımız Alia Shawkat ve çok genç yaşta kaybettiğimiz Star Trek oyuncusu Anton Yelchin’i de barındırıyor. Yeni nesil bir korku filmi olan yapımı, mutlaka izleme listenize eklemelisiniz.

The Gift IMDb Puanı:

Oyuncular: Jason Bateman, Rebecca Hall, Joel Edgerton

The Gift Konusu: Psikolojik gerilim ögelerini içeren The Gift, 5 milyon dolarlık bütçesini katlayıp 59 milyon dolar gibi başarılı bir gişe hasılatı elde etmiş. Jason Bateman ve Rebecca Hall'un evli bir çifti canlandırdığı yapım, Netflix korku filmleri arasında izleyebileceğiniz mevcut yapımlardan.

Film, Jason Bateman’ın canlandırdığı Simon karakterine, geçmişindeki gizemli birinden bir hediye ulaşmasıyla başlıyor. Yönetmenin kendi ifadesine göre, The Gift, Fatal Attraction ve Caché gibi filmlerden esinlenerek yazılmış ve gerçekten de bu filmlerin havasını taşıyor. Eğer klasik korku-gerilim tarzını seviyorsanız, ya da Netflix'te izlenebilecek orijinal içerikler arıyorsanız, The Gift'i mutlaka izlemelisiniz!

The Conjuring IMDb Puanı:

Oyuncular: Patrick Wilson, Vera Farmiga, Ron Livingston

The Conjuring Konusu: Son yılların en iyi korku filmleri arasında gösterilen The Conjuring, Netflix üzerinden kolayca erişebileceğiniz bir film. Artık, korku türünde bir kült olma özelliği taşıyan yapım, kadrosunda Bates Motel ile tanıdığımız Vera Farmiga’yı da barındırıyor.

yapımı korku filmi, paranormal olayları araştıran Ed ve Lorraine Warren’ın, bir aileye, evlerine hakim olan karanlık atmosferi araştırmak üzere yardım etmeye çalışmasını konu alıyor. 

Shutter IMDb Puanı:

Oyuncular: Ananda Everingham, Natthaweeranuch Thongmee, Achita Sikamana

Shutter Konusu: Listemizde son ve yapım tarihi en eski fimi olan Shutter, Netflix korku filmleri arasında sitede bulup izleyebileceğiniz oldukça iyi bir korku filmi örneği. Tayland yapımı bu küçük çaplı film, sınırları aşmış ve hem Hindistan hem de İngiltere’de tekrar uyarlanmış. Fotoğrafçı bir çiftin, yaşadıkları araba kazasından sonra çektikleri fotoğraflarda gördükleri gölgeleri farketmelerinden sonra başlarından geçen huzur kaçırıcı olaylar ve geçmiş hatalarının peşlerini bırakmamasını konu edinen film Bangkok International Film Festivali başta olmak üzere pek çok ödüle aday gösterilmiş.

The Babysitter IMDb Puanı: 

Oyuncular: Judah Lewis, Samara Weaving, Robbie Amell, Bella Thorne

The Babysitter Konusu: Netflix'in orijinal yapımlarından olan korku ve komedi filmi The Babysitter, bakıcısı Bee'ye aşık olduğu için onu ve arkadaşlarını gözetleyen Cole adındaki bir çocuğun yaşadığı gerilim dolu anlara odaklanıyor.

yapımı Netlfix korku filmi, kara mizah unsurlarına da sahip olması açısından korku türünün farklı filmleri arasında sayılabilir.  

Yalnız başına izlemekten çekineceğiniz tüm zamanların en iyi korku filmleri içeriğini sizler için derledik. Aşağıdaki kısımda yerli veya yabancı korku filmi izlemek isteyenler için en özel öneriler sizleri bekliyor. Ayrıca özenle hazırladığımız en iyi film önerileri listemize de linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.

İçeriğimizde yerli ve yabancı izlenmesi gereken en iyi korku filmleri yer alıyor. Şimdi sizin için hazırladığımız en iyi korkunç filmler top 10 listemize göz atabilir, dilerseniz dünyanın gelmiş geçmiş en iyi IMDb puanına sahip korku filmleri hakkında bilgi alabilirsiniz.

39 En İyi Korku Filmi

Hangi korku filmi daha iyi? diye soruyorsanız izlerken tir tir titreyeceğiniz en çok izlenen korku filmleri arasından seçerek oluşturduğumuz bu listeyi en sonuna kadar detaylıca incelemenizi öneririz.

İşte en iyi gerilim dolu korku filmi önerileri

1. The Profane Exhibit

Bir korku antolojisi olan bu filmde farklı sinemacılar tarafından çekilerek derlenen on üç kısa korku filmi sizlerle. Konuları içerisinde din baskısı, intihar, fahişelik, tecavüz ve daha nice kabus görünmesine neden olabilecek durumlar bulunmaktadır.

2. Beneath the Old Dark House

Sadece Coffintooth isminde bilinen gizemli bir varlığın meskeni yeraltı mezarlarının derinliklerinde bulunmaktadır. Bu film ile Karanlığın Altındaki üç tüyler ürpertici katliamı tüm detayları ile izleyecek ve izlediğiniz her sahne ile birbirinden ilginç duygular hissedeceksiniz.

3. The Coven

Grace daha önce tanışma şansının bile olmadığı ailesini aramak üzere bir yolculuğa çıkmaya karar verir. Ailesinin nerede olduğuna dair umut verici ipuçlarını araştırırken erkek arkadaşı Jack ile birlikte çocukluğunun geçip gittiği kente geri dönerler. Lakin kente girdikleri anda kendilerini derin bir kabusun içerisinde bulurlar ve bir kehanet gerçekleşmesi için tarikatın biri tarafından esir alınırlar.

4. Zebun

Kenan, eşi Sema ve küçük kızı ile mutlu bir hayat süren başarılı bir iş insanıdır. Lakin bir gün çıktığı iş gezisinden döndüğünde bazı tuhaflıklar yaşamaya başlar. Yaşadıklarını başlarda sadece yorgunluk olarak düşünse de her geçen gün halüsinasyonları artar ve hayatının kontrolü yok olmaya başlar. Yakın arkadaşının tavsiyesi ile psikoloğa ve ardından da bir hocaya giden Kenan için hayat daha da kötü hale gelmeye başlar.

5. Korku Takvimi

Kimsesiz büyüyen Hülya’nın en büyük hayali ünlü olmaktır. Yıllar sonrasında aldığı bir başrol teklifi ile mutlu olurken hayatının ona karşı planı daha da farklıdır. Hülya bir gün film setine giderken talihsiz bir kazaya karışır. Bu kazanın ardından ise anlam veremediği olaylar ortaya çıkarak hayatını kabusa dönüştürür.

6. Umma

Amanda ve kızı bir Amerikan çiftliğinin içerisinde sakin ve mutlu bir hayat sürmektedir. Lakin Kore’de yaşayan ve olabildiğinde uzaklaşan annesi ile ilgili birkaç şey ortaya çıkmaya başladığında Amanda’nın hayatı iyiye gitmemeye başlar. Amanda’nın annesine dönüşme korkusu gün yüzüne çıktığı her saniyede işler daha da kötüye gider.

7. Evdeki Düşman: Başlangıç

Estonya’da bir psikiyatri kliniğinde yatan Leena, uzun soluklu bir kaçış planı yapar. Amacına en sonunda ulaştığında ise varlıklı bir ailenin kızıymış gibi davranarak Amerika’ya seyahat etmeye başlar. Lakin Leena ismini Esther’e çevirdiğinde yeni hayatında planları içerisinde olmayan şeylerle yüzleşmesi gerekmektedir. Çünkü anne Tricia, çocuklarını korumak için Esther’in karşına çıkar.

8. Morbius

Marvel evreninin bu yeni macerasında aksiyon ve korku dolu bir hikaye ve yeni bir karakter ortaya çıkıyor. Ölümcül bir kan hastalığına sahip olan Dr. Michael Morbius birçok deneysel çalışmanın ardından istemsizce adeta bir vampire dönüşür. Sürekli kana ihtiyaç duyan bu yaratık ışığa karşı da oldukça hassastır.

9. Scream 5 (Çığlık 5)

Çığlık serisinin devam filmi olan bu bölümde geçmişteki cinayetleri ortaya çıkarmak için kasabaya geri dönen Sidney'in hikayesini izliyoruz. Yaklaşık 25 yıl önce korku dolu anlar yaşayan Sidney eski kasabasında hala seri cinayetlerin devam ettiğini öğrenir ve geri dönerek bu cinayetleri işleyeni bulmaya çalışır.

Texas Chainsaw Massacre (Teksas Katliamı)

70'li yılları kasıp kavuran Teksas Katliamı filminin devamı olan bu yapımda testereli katil Leatherface'in yeniden ortaya çıkışını izliyoruz. Gençlerden oluşan bir grup fenomen, şehirden uzakta yer alan eski bir kasabayı yeniden hayata geçirmeye çalışır. Ancak bu kasaba sakin bir hayat yaşayan seri katil Leatherface'in evidir. Deri suratlı katil huzurunu bozanların birer birer peşine düşecektir.

Malignant (Habis)

Malignant isimli bu filmde geçmişi travmalarla dolu bir genç kadının hikayesini izliyoruz. İyilik sever bir koruyucu ailenin yanında yetişen Madison büyüdükçe geçmişte yaşadığı travmaları daha net hatırlamaya başlar. Gün içerisinde uyanıkken bile kabuslar gören bu kadın sürekli cinayetlerin ortasında kalmaktadır. Madison bu gördüklerinin yaşanan cinayetlerle bağlantılı olduğunu çözdüğünde ise hayatı çok daha tehlikeli bir hal alacaktır.

Spiral

Testere serisine benzer bir senaryoya sahip olan bu filmde şehirde yaşanan cinayetler zincirini aydınlatmaya çalışan iki dedektifi izliyoruz. Kıdemli dedektif Zeke ve acemi çırağı cinayet soruşturmasına katılarak kısa sürede bir şeyler elde etmeyi başarırlar. Sonrasında ise bu elde ettiklerinin onları katilin oyununa dahil ettiğini öğreneceklerdir.

A Quiet Place 2 (Sessiz Bir Yer 2)

Sessiz Bir Yer filminin ikinci bölümü olan bu son derece kaliteli korku filminde ses ile avlanan yaratıklardan kurtulmaya çalışan insanlar anlatılıyor. Abbott ailesinin üyeleri sese dayalı avcılardan kurtulmak ve hayatta kalabilmek için güvenli bölgeye gitmek zorundadırlar. Oraya ulaşmak için ise dünyanın en zorlu yollarından geçip sessizce ilerlemeleri gerekmektedir.

Kadaver

Nükleer bir felaketin ardından dünyayı büyük bir açlık sorunsalı sarmıştır. Bir otel sahibi yardıma muhtaç aileye kucak açar. Aile halinden memnundur. Otelin tüm güzel fırsatlarından yararlanırlar. Bir süre sonra otelde bazı sıra dışı olaylar gerçekleşir. Paranormal olaylar aileyi derinden etkiler.

Garez

Dedektif, gizemli bir evdeki cinayeti araştırmaya başlar. Olayı incelemeye başlayan kadın bir süre sonra sıra dışı olayları fark etmeye başlar. Gizemli bir ruh eve gelen insanlara musallat olmaktadır. Musallat derecesi ölümcül ve korkutucudur. Sadece işini yapmaya çalışan dedektif doğa üstü bir ruhla baş etmek zorunda kalır.

Antebellum

Kariyerinde son derece başarılı bir yazar olan Veronica, hayatının dönüm noktasındadır. Başarılı kadın beklemediği bir anda korkunç olaylarla baş başa kalır. Paralel bir dünyaya hapsolan kadının tek hedefi eski yaşantısına kavuşmaktır.

Gretel And Hansel

Hansel ve Gretel bir gün yiyecek aramak üzere ormana doğru yola koyulur. Evleri ormanın içerisinde olduğu için korkusuz bir şekilde ilerlemektedirler. Fakat bu güzel ormanın kötü bir yanı da vardır. Acımasız ve korkunç bir cadı ormanın derinliklerinde onları beklemektedir. Huzur dolu yaşamlarını alt üst eden bu cadı başlarına bela olacaktır.

The Invisible Man (Görünmez Adam)

yılında vizyona giren ve eleştirmenler tarafından izlenmesi gereken en iyi korku filmleri arasında gösterilen yapım alanında birçok ödüle layık görülmüştür. The Invisible Man filminde, baskıcı erkek arkadaşından bir gece yarısı kaçıp kurtulan Cecilia’nın yaşadıklarını izleyiciye aktarılmaktadır. Cecilia, kaçışı sonrasında kardeşi ve onun yakın arkadaşının yanına gider. Ancak Cecilia’nın erkek arkadaşının intihar ettiği ve servetinin büyük kısmını Cecilia’ya bıraktığı ortaya çıkar. Cecilia ise bunun bir tuzak olduğunu düşünür.

Doctor Sleep

Şöyle bir göz attığımızda yeni çıkan korku filmlerinin bizi çok fazla etkilemediğini görmekteyiz. Doctor Sleep filmi bu kategoriye girmeyecek kadar güzel bir yapımdır. Filmde, çocukluğunda yaşadığı olayların etkisinden çıkamayan Dan Torrence'in hikayesi anlatılmaktadır.

Dan, yıllarca şehir değiştirerek yaşamıştır. En sonunda bir karar vererek New Hampshire kasabasına yerleşir ve buradaki bakımevinde çalışmaya başlar. Görevi ise ölüme yakın olan insanların rahatlatmaktır. Bu yüzden ona Doctor Sleep lakabını takarlar. Günün birinde parlak bir ışıltıya sahip küçük bir kızla tanışır ve geçmişinin peşini bırakmadığını anlar.

Zombiland; Double Tap

Korku, aksiyon ve birazda komedi olsun diyorsanız izlerken her türlü duyguyu hissedebileceğiniz güzel bir film ile listemize devam ediyoruz. yılının en çok izlenen korku filmleri arasında boy gösteren Zombiland; Double Tap, 10 yıl içinde evrim geçiren ve kahramanlarımıza büyük zorluk çıkartacak zombilerin savaşını ele alıyor. Ekibe problem yaşatacak zombi türü ise daha hızlı, daha zeki ve daha güçlü olan T türü olacaktır.

The Platform

Netflix’te yayınlanması sebebiyle birçok kişiye ulaşan filmde, her katta bir hücre ve her hücrede 2 mahkum yer almaktadır. Bu hapishane dikey bir hapishanedir. Dikey hapishanenin en üst katından aşağı yiyecek gönderiliyor. Üst kattakiler yiyecekleri ele geçirmek için zamana karşı yarışırken, en alt kattakiler ise açlık ile vahşi bir şekilde mücadele vermek zorundadır. Kahramanımız ise bu sistemi bozmak herkese eşit yemek yemesi için bir mücadeleye girişecektir.

Friday The 13 th ( Cuma)

Yıllar önce Camp Crystal Lake isimli kamp alanında esrarengiz cinayetler işlenmiştir. Bu cinayetlerin ardından kamp kapatılmış ve uzunca bir süre kapalı kalmıştır. Cesaretli bir girişimci bu kampı tekrar canlandırıp eski günlerine döndürmeye karar verir. Genç güzel kızları ve yakışıklı erkekleri işe alarak işe başlar.

Başlarda her şey güzel gibi görünse de birden yağmur fırtınası çıkmasıyla işler değişir. Fırtına boyunca dış dünyadan soyutlanmak durumunda kalan kampta esrarengiz cinayetler işlenmeye başlar. Belli bir sıraya göre ve oldukça yaratıcı yöntemlerle tek tek işlenen cinayetleri kimin işlediğini anlamaya ve ondan kurtulmaya çalışırlar.

Kevin Bacon, Adrienne King, Jeannie Taylor, Ari Lehman ve Betsy Balmer gibi oyuncuların kadrosunda yer aldığı Friday The 13th benzer konulu filmlere göre görsel efektleriyle ve sahne açılarıyla açık ara farkla öne geçmiş, korku gerilim türünde kült filmler arasında yer almıştır.

Paranormal Activity

Paranormal Activity, insanoğlunun bilinçaltındaki en ilkel korkularını gıdıklayarak başarıya ulaşan, zeki film serilerinden biridir. Film, çok düşük bütçelerle, sadece insanın endişe ve hayal etme korkusuna dayalı kurgusuyla bir hayli ses getirmiştir.

Micah ve kız arkadaşı Katie, San Diego'nun sessiz, sakin ve ıssız yerleşim yerlerinden birine tanışırlar. Başlarda her şey yolunda gibi görünüyordur. Ancak Katie'nin bir sorunu vardır. Genç kız küçük yaşlarından bu yana uhrevi bir mahluk tarafından takip edildiğini hissetmektedir. Bu varlık evde de takiptedir. Bu ve benzeri birçok filmin yer aldığı paranormal filmler listemize göz atmalısınız.

The Witch

Sundance Film Festivali’nde ilk gösterimi yapılan ve festivalde yönetmen ödülünü kazanan, bir de Jüri Özel Ödülü adaylığı alan The Witch, Robert Eggers‘ın senaryosunu yazıp yönettiği ilk uzun metrajlı filmi olarak karşımıza çıkmaktadır.

World War Z (Dünyalar Savaşı Z)

Zombi filmlerine yeni bir soluk getiren filmlerin başında gelen World War Z, Gerry Lane (Bradd Pit) ve ailesinin başından geçenleri konu alıyor. Trafiğin yoğun olduğu bir gün birden büyük bir kaos yaşanır. Arabalar birbirine çarpar, insanlar ortalıkta pervsızca koşuşturmaya başlarlar. Ne olduğunu anlayamayan Lane ailesinde Gerry’inin tek amacı ailesini hayatta tutmaktır.

Çok geçmeden insanlığı tehdit eden büyük bir virüs ile karşı karşıya olduklarını anlarlar. Bu durumda en büyük görev eski bir birleşmiş milletler görevlisi olan Gerry’e düşer. Virüsün panzehirini bulmalı, kendisi ve ailesini bu virüsten uzak tutmalıdır.

Orphan (Evdeki Düşman)

En yeni korku filmleri listesi yapılsa kesinlikle ilk sıra olacak bir yapım. Orphan, korku filmi önerileri listesinde olmazsa olmaz filmlerden bir tanesidir. Doğmamış çocuklarının trajik ölümü Kate ve John’u perişan etmiştir. Çift hayatlarını normale döndürmek için bir çocuk evlât edinmeye karar verirler. Yöredeki bir yetimhanede gittiklerinde Esther adındaki küçük bir kıza adeta çekildiklerini hissederler, ama Esther göründüğü gibi değildir. Gerilimin doruklarını yaşadığı bu filmi kesinlikle izlemenizi tavsiye ederiz.

The Ring (Halka)

Bir video kaset düşünün, içinde birçok farklı görüntü var ve ne mesaj verdiği anlaşılmıyor. Ama bu kasedin bir özelliği vardır. Kaseti izledikten sonra telefon çalıyor ve 7 gün içinde öleceğiniz söyleniyor. Dört genç arkadaşın bu kaseti izleyip ölmesi sonucu olayı araştırmaya karar veren gazeteci Rachel, ne olduğunu anlamak için kaseti izliyor.

Artık genç kadın ve çocuğunun da hayatı tehlikeye giriyor. Olayı 7 gün içinde çözmediği takdirde kendisi de ölecek olan Rachel hızlıca araştırmaya ve çözüm bulmaya çalışıyor. Başrolünde Naomi Watts' ın oynadığı The Ring yayınlandığı dönemde çok popüler oldu ve farklı ülkelerde farklı aktörler ile çekildi.

Dawn of the Dead (Ölülerin Şafağı)

Dawn Of The Dead, yalnız izleyemeyeceğiniz zombi filmleri arasında yer almaktadır. Genç ve güzel hemşire Ana, hastanedeki günlük mesaisini bitirip evine, çok sevdiği kocasına döner. Aşk içinde sevişip birlikte uyurlar. Ertesi gün kocasının yan komşusu tarafından öldürüldüğünü fark eder.

Ana, mahallede olan kaosu ve etrafta birikmeye başlayan zombileri fark ederek evden kaçar. Kendine geldiğinde bir polis ve diğer kurtulmak isteyenlerle karşılaşır. Bir alışveriş merkezinde hep birlikte güvenlik ararlar. Çok geçmeden diğer kaçanlar da gelirler ve eğer hayatta kalmak istiyorlarsa birbirlerine kenetlenmeleri gerektiğini fark ederler. Dünya ölüler tarafından yönetilmek üzeredir. Bu küresel kaos içinde hayatta kalmanın yolu nedir?

Split (Parçalanmış)

Son yılların korku ve gerilim türünde en iyi filmlerinden bir tanesi olarak gösterilen Split, yılında vizyona girdi ve girdiği yıl içerisinde en çok izlenen gerilim filmlerinden bir tanesi oldu. James McAvoy’un başarılı performansı, gerilim ve psikoloji alanında yer alan filmi daha da güzel bir hale getiriyor. Film, kişilik bölünmesi yaşayan Kevin Crumb ve üç küçük kız kardeşin psikolojinizi altüst edecek hikayesini konu alıyor.

IT (O)

Stephen King tarafından yazılan bir romanın bir kısmından esinlenerek yaratılmış bu filmdeki zaman algısı sizi şaşkına uğratacak. Kaybedenlerin kalbinin, sağlam ruhlarının korkunç ve etkileyici bir dille anlatıldığı It adlı filme mutlaka göz atmalısınız.

The Conjuring 2 (Korku Seansı 2)

Heyecanlandırmak için biraz zamanınızı alan bir film olsa da canavarı göstermeden yavaş yavaş gerginlik inşa etmeyi başaran The Conjuring gerçekten izlenmeye değer bir filmdir. Filmde yolun her adımında ne yaptığını bilen ürpertici ve iyi hazırlanmış bir perili ev dehşeti anlatılmaktadır.

The Teksas Chainsaw Massacre (Teksas Katliamı)

Küçük yaşlarda Teksas'da bir travma yaşayan ve ailesini ve arkadaşlarını kaybeden Sally, hayatta kalmayı başarmış ve o bölgeden uzaklaşmıştır. Yıllar sonra gelen haber üzerine büyük annesinden büyük bir miras kaldığını öğrenir. Arkadaşlarını alarak mirasını almaya giden genç kadın mirası hak edebilmek için bazı talimatlara uymak zorundadır. Yolda onlara otostop çeken Darryl de arabaya binerek maceraya dahil olur.

Ev çok büyük zevkle döşenmiş olmasına rağmen bazı bölümlerde ürkütücü bir hava barındırmaktadır. Gençler bölgede psikopatlığı ile bilinen Deri Yüz'ün dikkatini çeker. Bölge şerifi bunu bildiği halde gençleri yem olarak kullanıp bu adamı yakalamak ister fakat işler hesaplandığı gibi gitmez.

A Nightmare on Elm Street (Elm Sokağı Kabusu)

Filmin prodüktörlüğünü Michael Bay, Brad Filler ve Andrew Form üstlenmiş ve filmin senaristi olarak Wesley Strick görev almıştır. A Nightmare On Elm Street'in başrol oyuncuları arasında Rooney Mara, Katie Cassidy, Thomas Dekker ve Kellan Lutz da bulunuyor.

Train to Busan (Zombi Ekspresi)

Korku filmleri türünde son yılların en başarılı kore filmleri arasında gösterilen ve zombi film türünde harika bir örnek olan Train to Busan (Busanhaeng) yapımında, ülkede baş gösteren virüsten kurtulmaya çalışan insanların hayatını anlatmaktadır. Seoul’dan Busan’a giden trendeki yolcular, virüse karşı hayatta kalmak için her şeylerini ortaya koymak zorundadır.

A Quiet Place (Sessiz Bir Yer)

Son yılların en başarılı korku filmleri arasında yer alan A Quiet Place, korku ve gerilim türünde harika bir örnektir. Film iki çocuklu ebeveynlerin sessiz bir bölgede yaşamlarına odaklanır. Bu ailede çocuklar konuşamazlar ancak bu sağlıktan kaynaklanan bir problem değildir. Evde herkes sessiz olmalı ve işaret dili ile anlaşmalıdır. Evin etrafında onları pusuda bekleyen ve ne olduğu belli olmayan yaratıklar yer almaktadır. Her anı korku ve gerilim dolu Sessiz Bir Yer filmini mutlaka izlemelisiniz.

Halloween (Cadılar Bayramı)

Michael Myers, kız kardeşini 6 yaşında öldürdüğünde, on beş yıl boyunca bir psikiyatri hastanesine yollandı. Ancak bir Halloween'de kız kardeşi geri dönüyor ve onu tekrar öldürmek istiyor. John Carpenter’ın Cadılar Bayramı yapımı, modern korku filmini kurmasına yardım eden ve Michael Myers’ı korkunç bir öcü yapan klasiktir.

Psycho (Sapık)

Yalnız izleyemeyeceğiniz korku filmlerinden biri de Psycho'dur. Alfred Hitchcock’un başyapıtı olarak kabul edilir. Marion Crane patronuyla iş yapan zengin bir adama para emanet eder. Daha sonra da yola koyulur.

The Sixth Sense (Altıncı His)

En iyi korku filmlerinin bir çoğu ABD yapımıdır ve bu durum hiç tesadüf değildir. Listemizde yer alan diğer korku gerilim filmi önerisi ise The Sixth Sense filmidir. Film 8 yaşındaki bir çocuğun karanlık güçler tarafından etkisi altına alınmasını anlatmaktadır.

Başroldeki çocuk kendisinde normal ötesi bir takım güçlerin var olduğunun farkına varmıştır ve bunların sebebini anlayamadığı gibi çektiği acıları da çocuk psikoloğu Malcolm Crowe'un dışında hiç kimseye anlatamamaktadır.

The Silence of the Lambs (Kuzuların Sessizliği)

Listemizi tüm zamanların en iyi korku - gerilim türündeki filmi ile sonlandırıyoruz. Başrollerinde Anthony Hopkins, Jodie Foster, Scott Glenn ve Ted Levine gibi usta isimlerin yer aldığı film toplamda 7 dalda Oscar'a aday gösterilirken, en iyi film, en iyi senaryo, en iyi erkek oyuncu ve en iyi kadın oyuncu dallarında ödülü kazanmayı başardı. Filmde azılı bir suçluyu yakalamak isteyen FBI ajanının psikopat bir doktor olan Hannibal Lecter'den yardım istemesi ve birlikte suçluyu yakalama çabalarını izliyoruz.

1- Alien: Covenant (19 Mayıs )

Efsanevi Alien serisinin yeni üyesi olacak olan Covenant, uzaylı ve canavar anlayışımızı değiştiren bir yapım olarak karşımıza çıkmıştı. Korku, gerilim ve aksiyon öğelerinin harmanlanacağı yapımı merakla bekliyoruz.

2- Annabelle 2 (18 Ağustos )

İlk yapımı ile korkuya doyuran Annabelle, devam filmi ile tekrar karşımıza çıkıyor. Fragmanına bakacak olursak yine harika olacak!

3- It / O (8 Eylül )

Stephen King’in muhteşem korku/gerilim romanından uyarlanacak olan yapım, palyaçolara olan bakış açımızı mutlaka değiştirecek. Geçmiş yıllardaki yapımı bile iyiyken günümüz teknolojisi ile Pennywise efsanesini yeniden görmek korkunun dibi olacak!

4- Insidious: Chapter 4 / Ruhlar Bölgesi: Bölüm 4 (27 Ekim )

Şahsen benim favori korku serim olan Insidious ya da Türkçe adıyla Ruhlar Bölgesi, 4. yapımıyla bizleri yine koltuğumuza bağlayacak. Şu anda detayları pek bilinmiyor olsa da Elise ile yine bir maceraya gireceğimiz elbette kesin. Ne çektin be Elise!

5- Saw: Legacy / Testere Efsanesi (27 Ekim )

Şu anda Amerika tarihi Insidious ile bir olmasıyla Ekim’in son haftasında korkuya doyacağımızı gösterirken bu filmin ufak da olsa başına kayma ihtimali var. Ama Testere gibi efsanevi bir seri ve Tobin Bell gibi bir adamın muhteşem oyunculuğu ile John Kramer, yani Jigsaw karakterini oynamasıyla yine hayran bırakcak gibi duruyor. Evet, seri korkudan daha çok aksiyon ve gerilime kaymış olsa da filmin adında da görüldüğü gibi bu seri efsanedir!

6- Friday the 13th / Cuma

Şu anda tarihi net olmasa da Jason reyizi bu sene içerisinde göreceğiz. Yine o efsanevi maskesi ile karşımıza çıkacak olan Jason’ı da merakla beklememek elde değil. Şu anda tarihi belli olmayan yapımda neler olacak hep beraber göreceğiz.

Sonuç olarak sizlere 5 tarihi belli olan bir de ’de geleceği söylense de daha tarihini göremediğimiz korku yapımlarından bahsettik. Tabii bu listeyi serilerin devamı olan korku filmlerinden derledik. Bunların dışında sizin beklediğiniz farklı bir film var mı? Yorumlarınızı bekliyoruz.

Emoji İle Tepki Ver

5

Bir senenin daha sonuna geldik. yılının korku sineması adına olağandan fazla verimli geçmesi nedeniyle bu sene biraz daha cılız kalmış gibi görünebilir ama en iyi korku filmleri listesi için yılsonu dökümünü yapmaya giriştiğimde gördüm ki yine birbirinden ilginç bir dolu korku filmi izlemişiz. Büyük yapım şirketlerinin elinden çıkma, fazlasıyla mekanik (ve bu yüzden de ruhsuz) korku filmleri çok fazla ilgimi çekmez. Daha çok devam filmleri ve yeniden çevrimler ile meşguldürler ki bu sene de genele bakıldığında çok farklı bir tablo yok. Ancak Andy Muschietti’nin yönettiği Stephen King uyarlaması It, -bilhassa büyük yapım şirketlerinden çıkan yapımların seviyesi göz önüne alındığında- umulanın çok üzerindeydi. Ayrıca daha çok korku filmlerine yoğunlaşan Blumhouse yapım şirketi için de ayrı bir parantez açmak lazım. Önceki senelerde görece az bilinen korku filmlerinden aşırdığı fikirlerle, özgünlükten uzak, zayıf projelerle oyalanan şirket, M. Night Shyamalan ile işbirliğinden, önce The Visit, sonrasında Split gibi filmler ile verimli sonuçlar almaya başladı. Aynı yapım şirketinin imzasını taşıyan Jordan Peele’in yönettiği Get Out da bu senenin en çok konuşulan korku filmlerinden biriydi. Anlaşılan Shyamalan-Blumhouse koalisyonu şirkete uğurlu geldi. Olumlu gelişmelere vesile olmasını dilediğimiz gidişattan en çok korkuseverler kârlı çıkacak gibi görünüyor. Bağımsız korku filmlerine baktığımızdaysa geçtiğimiz seneki kadar afili işlerle karşılaşamasak da eleğin üstünde kalanlar, festivallerin gözdesi olmaya devam etti. Yerele dönersek; korku sinemamızda, üretim anlamında değişen çok fazla bir şey yok. yılında 22, yılında 28 yerli korku filmi gösterime girmişti. Bu seneki toplam sayı ise Birkaç farklı deneme dışında cin filmleri furyasının peşine takılmış bir dolu “çöp film”in ağırlıkta olduğu vizyonunun en dikkat çekici tarafı ise toplam seyirci sayısındaki önemli düşüş. Alper Mestçi’nin yönettiği Siccin 4 dışında seyirci barajını geçebilen yok ki bu günlerin geleceğini önceki yıllara ait yazılarımızda defalarca belirtmiştik. (Bu konuya başka bir yazıyla daha detaylı değineceğim.)

Her sene yaptığımız bir uyarıyı yine tekrarlayalım. Listedeki bazı filmlerin yapımı olmasına itiraz edenler olacaktır. (Her sene oluyor maalesef.) Gereksiz bir açıklama olacak ama yine de söyleyelim; yapımı filmlerden bazıları, senenin son aylarında dağıtıma çıkar, kimisi gösterime girmeden önce festivalleri dolaştığından ülkemize daha geç gelir, kimisi de hiç uğramaz bile, dolayısıyla filmin bize ulaşması mecburen yılını bulur. Bir önceki sene içerisinde değerlendiremediğimiz bu filmler, doğal olarak bu sene içerisinde değerlendirilir.

Öteki Sinema için yazan: Murat Kızılca

Brawl in Cell Block 99 ()

Şöyle iddialı bir cümle ile başlayalım: Brawl in Cell Block 99, bu senenin açık ara en sağlam korku filmi. Bone Tomahawk () ile şaşırtıcı bir western-korku kırmasına imza atan S. Craig Zahler, yeni filmiyle Uzakdoğu’dan kopup gelen çılgınlıklar arasında özel bir yere sahip Riki-Oh: The Story of Ricky’nin () Batılı kardeşinin doğumunu müjdeliyor. Sonu karanlık olsa da geri dönüşü olmayan bir intikam öyküsünün başköşeye yerleştiği film, kemiklerin çatır çutur kırıldığı, kafaların patladığı, çılgınlığın sınırlarında gezinen, müthiş bir geceyarısı izlencesi. Hele başroldeki Vince Vaughn, onu hiç böyle izlemediniz.

Mother! ()

İlk filmi Pi’den () itibaren heyecanla takip ettiğimiz Darren Aronofsky, gösterişli filmler çekmeye devam ediyor. Eleştirmenlerle seyircileri, bayılanlar ve nefret edenler diye ikiye ayıran Mother, birden fazla okumaya açık yapısına rağmen aslında çok da farklı bir şey anlatmıyor. En büyüğünden en küçüğüne, herhangi bir yaratıcının yaşayacağı muhtemel süreçleri bütün boyutlarıyla ve olası en havalı şekilde yorumluyor. Tek kelimeyle muhteşem! Bütün oyuncular bir yana, Michelle Pfeiffer ayrı döktürüyor.

The Void ()

Fark etmişsinizdir; 80’li yıllardan günümüze ışınlanmış gibi duran filmler (ve hatta diziler) bir hayli moda oldu. Tabii ki bu filmler, günümüzün teknolojik nimetlerinden sonuna kadar faydalandığı için biraz daha fiyakalı duruyor durmasına ama artık kabak tadı vermeye başladı. Ancak Jeremy Gillespie ve Steven Kostanski gibi türe hâkim iki ismin işbirliğinden doğan The Void, 80’lere dönüş katarına eklenmiş sıradan bir vagon değil. John Carpenter’ın en sevilen filmlerinden Assault on Precinct 13’e () benzer bir yapı üzerine inşa edilen film, 80’lerin birçok korku klasiğinden ödünç aldıklarının da yardımıyla cehennemin kapısını sonuna dek açıyor. Ne demişler; iş bilenin, kılıç kuşananın.

It ()

Daha açılış sekansında Georgie’nin başına gelenleri bütün çıplaklığıyla göstererek nasıl bir film izleyeceğimizin ilk sinyallerini veren It, öyle çok sık denk gelemediğimiz “iyi” Stephen King uyarlamaları arasındaki yerini aldı bile. Her bir detaya fazlasıyla önem verildiği hemen her sahnede hissediliyor, öyle ki Pennywise’ın merkezde olduğu korku kanadını bütünüyle filmden çıkarttığımızda geriye kalan büyüme hikâyesi bile tek başına yeterince ilgi çekici bir filme dönüşebiliyor. Daha önceki TV uyarlamasıyla illaki kıyaslamalar yapılacaktır ama bunun Pennywise karakteri özelinde yapılıp sinema uyarlamasına “kötü” demenin fazla fanatik bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Yoksa ben de Tim Curry’nin canlandırdığı Pennywise’ı Bill Skarsgard’ınkine tercih ederim ama bu durum film hakkındaki düşüncelerimi değiştirmiyor.

The Eyes of My Mother ()

Siyah beyaz çekilen The Eyes of My Mother; anne, baba ve aile adını taşıyan üç bölüme ayrılıyor ve kırsaldaki sessiz sakin bir çiftlikte tek başına yaşayan Francisca isimli bir kadının çocukluğundan bu yana yaşadıklarını pasajlar halinde anlatıyor. Yönetmen Nicolas Pesce filmi hakkında; “Sinema salonundan ayrılırken insanların &#;ne düşüneceğimi bilemiyorum&#; demelerini istiyorum” demişti. Amacına ulaşan yönetmenin hakkını teslim etmek lazım. Film, muallakta kalan birçok nokta yüzünden sert eleştiriler alsa da şurası bir gerçek ki pişman olmayacağınız bir seyir deneyimi vadediyor.

Raw ()

Julia Ducournau ilk filmiyle bir hayli ses getirmeyi başardı. Bir genç kızın ergenlikten çıkıp yetişkinliğe geçişini ve cinselliği keşfedişini merkezine koyan Raw, yamyamlık müessesesi ile yakın temasa geçerken Cronenberg sinemasına göz kırpmayı ihmal etmiyor ve ırkçılık, cinsiyetçilik gibi mühim meseleleri olası en rahatsız edici biçimde kurcalıyor.

The Transfiguration ()

Başta Martin () ve Let the Right One In () olmak üzere birçok vampir filmiyle sıkı bağlar kuran The Transfiguration, son yılların gözdesi yenilikçi bağımsız korku filmlerinden biri. Arka mahallelerden birinde yaşayan 14 yaşındaki siyahi bir gencin yaşadıkları üzerinden; yalnızlık, sevgi ve kaybetmek üzerine belki biraz da romantik olarak yaftalayabileceğimiz masalsı bir hikâye anlatıyor.

The Autopsy of Jane Doe ()

The Autopsy of Jane Doe, adını “tek mekânda geçen unutulmaz korku filmleri” arasına şimdiden yazdırdı. Bugüne kadar çekilmiş en iyi buluntu filmlerden biri olan Trollhunter () ile tanıdığımız Norveçli sinemacı Andre Øvredal, yeni filmiyle hedefi on ikiden vuruyor. Bir cinayet mahallindeki bodrumda, yarı gömülü bir halde bulunan ve kimliği tespit edilemeyen çıplak kadın cesedine uygulanan otopsi, kökleri Salem cadı mahkemelerine dayanan, hiç umulmadık bir gizemin kapısını aralıyor.

Housewife ()

Can Evrenol, cinlerle kafayı bozmuş ucuz filmler çöplüğüne dönen korku sinemamız için büyük bir şans. Önceki filmi Baskın () ile takipçilerini dehşet verici bir cehennem turuna çıkarmıştı. Yeni filmi Housewife, yine kâbusların, travmaların ve gizemli bir tarikatın merkezde olduğu baş döndürücü bir yolculuğa davet ediyor. Lovecraft hayranlarını mest edecek finali ise alışılmışın çok ötesinde. Nerden bakarsanız bakın cesur bir deneme.

Creepy ()

Önemsediğim Japon sinemacılar arasında ilk sıralarda yer alan Kiyoshi Kurosawa&#;nın yönettiği Creepy, günlük hayatta her birimizin sıkça karşılaştığı sebepsiz kötülüğün kökenine inmeye çalışıyor. Semavi veya pagan dinlerdeki şeytan imgesinin temsili antisosyal, psikopat bir seri katil ile sıradan insanı tokuşturuyor ve “asıl şeytan kim” sorusuna yoğunlaşıyor.

-*-

Yaşam

İlişkiler

Cinsellik

Eve Kapanıp En Az İkisini Art Arda İzlemek İsteyeceğiniz Yapımı 15 Korku Filmi

Berlin Syndrome (Berlin Sendromu)

Grave

Gerald's Game (Oyun)

Alien: Covenant (Yaratık: Covenant)

Better Watch Out

9. Jigsaw (Testere: Jigsaw Efsanesi)

8. Happy Death Day (Ölüm Günün Kutlu Olsun)

7. Annabelle: Creation (Annabelle: Kötülüğün Doğuşu)

6. Life (Hayat)

5. Mother! (anne!)

4. The Killing of a Sacred Deer (Kutsal Geyiğin Ölümü)

3. Split (Parçalanmış)

2. Get Out (Kapan)

1. It (O)

Geçen yıl -bir öncekine göre biraz azalmış olsa da- tam 21 yerli korku filmi gösterime girdi. Yabancı korku filmlerine baktığımızda ise toplam sayının 37 ile bir önceki yıla göre biraz daha artmış olduğunu görüyoruz. ABD yapımı korku filmlerinin hâkimiyeti her zaman olduğu gibi geçen yıl da sürdü. 37 filmin 20&#;si ABD yapımı. Ortak yapımları da eklersek bu rakam 28’e çıkıyor. Gösterime giren yabancı korku filmlerinden ABD etiketi taşımayanların sayısı ise sadece 9. Bu durumda vizyonunun toplam korku filmi sayısı, 21’i yerli, 37’si yabancı olmak üzere toplam 58 ediyor.

Yerli korku filmleri cephesinde değişen fazla bir şey yok. Birkaç farklı deneme dışında cin filmleri furyasının peşine takılmış bir dolu “çöp film” gösterime girdi. Keza yabancı korku filmleri açısından da değişen fazla bir şey olmadı. En çok gişe yapan yabancı korku filmleri sıralamasında ilk 13 sırayı ABD yapımı filmler alıyor ve bunlardan 11&#;i seyirci barajını aşmış. Yerli filmlerin gişesinde ise önemli bir düşüş söz konusu. Alper Mestçi’nin Siccin 4’ü dışında barajını geçebilen yerli korku filmi yok. Ayrıca Siccin 4, toplam seyirci sayısı ile geçen yılın en çok izlenen korku filmi olmayı da başardı. İkinci sırada toplam seyirci sayısı ile Andy Muschietti’nin yönettiği It var.

Aşağıdaki listede yılında Türkiye’de gösterime giren 58 korku filmi arasından öne çıkanları bir araya getirdik.

The Autopsy of Jane Doe / Otopsi

The Autopsy of Jane Doe, adını “tek mekânda geçen unutulmaz korku gerilim filmleri” arasına şimdiden yazdırdı. Bugüne kadar çekilmiş en iyi buluntu filmlerden (found footage) biri olan Trollhunter () ile tanıdığımız Norveçli sinemacı Andre Øvredal, son filmiyle bir hayli ses getirdi. Bir cinayet mahallindeki bodrumda yarı gömülü bir halde bulunan ve kimliği tespit edilemeyen çıplak kadın cesedine uygulanan otopsi, kökleri Salem cadı mahkemelerine dayanan, hiç umulmadık bir gizemin kapısını aralıyor.

Mother! / anne!

İlk filmi Pi’den () itibaren heyecanla takip ettiğimiz Darren Aronofsky, gösterişli filmler çekmeye devam ediyor. Eleştirmenlerle seyircileri, bayılanlar ve nefret edenler diye ikiye ayıran Mother!, birden fazla okumaya açık yapısına rağmen aslında çok da farklı bir şey anlatmıyor. En büyüğünden en küçüğüne, herhangi bir yaratıcının yaşayacağı muhtemel süreçleri bütün boyutlarıyla ve olası en havalı şekilde yorumluyor. Muhteşem! Bütün oyuncular bir yana, Michelle Pfeiffer ayrı döktürüyor.

It / O

Daha açılış sekansında Georgie’nin başına gelenleri bütün çıplaklığıyla göstererek nasıl bir film izleyeceğimizin ilk sinyallerini veren It, öyle çok sık denk gelemediğimiz “iyi” Stephen King uyarlamaları arasındaki yerini aldı bile. Her bir detaya fazlasıyla önem verildiği hemen her sahnede hissediliyor, öyle ki Pennywise’ın merkezde olduğu korku kanadını bütünüyle filmden çıkarttığımızda geriye kalan büyüme hikâyesi bile tek başına yeterince ilgi çekici bir filme dönüşebiliyor. Daha önceki TV uyarlamasıyla illaki kıyaslamalar yapılacaktır ama bunun Pennywise karakteri özelinde yapılıp sinema uyarlamasına “kötü” demenin fazla fanatik bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Yoksa ben de Tim Curry’nin canlandırdığı Pennywise’ı Bill Skarsgard’ınkine tercih ederim ama bu durum film hakkındaki düşüncelerimi değiştirmiyor.

Life / Hayat

Alien’ın () izinden giden Life, sağlam bir oyuncu kadrosuna sahip, iyi oynanmış, iyi çekilmiş, basit ama etkileyici bir film. Doğrudur, “aman öyle her bilmediğiniz şeyi çok fazla kurcalamayın”dan öte bir şey söylemiyor. Evet, hiç de öyle orijinal bir fikirden yola çıkmıyor. Ancak filmin asıl çekiciliği de bu basitliğinde. Heybesine gerekli gereksiz bir dolu mevzuyu doldurmadan, tek kelimeyle dümdüz olarak tanımlanabilecek öyküsüne odaklanıyor. Belki de bu sayede nefes almaya bile izin vermeyen temposunu final sahnesine kadar koruyor.

Green Room / Dehşet Odası

Murder Party () ile dikkatimizi çeken, Blue Ruin () ile kendine hayran bırakan Jeremy Saulnier’in yazıp yönettiği Green Room, bir dizi aksilik sonucu ırkçı dazlakların takıldığı bir barda hiç hesapta olmayan bir konser vermek zorunda kalan Ain’t Rights isimli punk rock grubu üyelerinin, tesadüfen şahit oldukları bir cinayet sonrası yaşadıklarını anlatıyor. Misafir oldukları barın daracık kulisine hapsolan grup üyeleri, bar sahibi ile yardakçılarının pala, pompalı tüfek, tabanca ve hatta dövüş köpekleri kullanarak gerçekleştirdikleri saldırıları püskürtmeye çalışıyor. ‘Home invasion’ (ev istilası) alt türünün kalıplarına biraz tersten bakarak kurulan yapı mükemmel çalışıyor. Grubun, Dead Kennedys’in hit parçalarından Nazi Punks Fuck Off’u dazlakların yüzüne karşı ‘cover’ladıkları an ise unutulmaz. Özellikle bilgisayara yüz vermeden kotarılan kanlı cinayet sahnelerinin çiğliğine dikkat!

Train to Busan / Zombi Ekspresi

Güney Kore’den çılgın bir zombi filmi! Daha önce The King of Pigs () ve The Fake () gibi animasyonları yöneten Yeon Sang-ho, çok beğenilen Train to Busan ile bilinirliğini iyice arttırmayı başardı. Train to Busan, dur durak bilmeyen aksiyonu ile özellikle “hızlı koşan” zombi sevenleri kolaylıkla tavlıyor. Ekstra bir not olarak yine Yeon Sang-ho’nun yazıp yönettiği ve Train to Busan’da gerçekleşen olayların öncesini anlatan Seoul Station () isimli animasyona da göz atmanızı öneririm.

Happy Death Day / Ölüm Günün Kutlu Olsun

Groundhog Day () gibi birçoklarının favorisi olan bir komedinin “aynı günü tekrar tekrar yaşama” kalıbını alıp ‘slasher’ alt türü ile tokuşturan Happy Death Day, ilginç ve cesur bir denemeye girişiyor. ‘Slasher’ın alametifarikası gizemli bir maskeli katil ile hepsi feci şekillerde can veren kurbanlardır. Katil donesine olduğu gibi sahip çıkan film, kurban kısmında büyük bir değişikliğe giderek sayıyı bire çekiyor ve açılışı direkt final kızının ölümüyle yapıyor. Öldürüldüğü günü her gün tekrar yaşamaya başlayan final kızı, kâbusuna ancak katilin kim olduğunu bularak (ya da daha doğru bir deyişle final kızı kimliğine yakışır biçimde katili alt ederek) son verebileceğini anlıyor. Artık iyice yorulmuş bir alt türün kalıplarını -Scream () kadar güçlü olmasa bile- bozup yeniden yapılandırmaya soyunan film, eğlenceli bir deneme olarak akıllarda kalacaktır.

Split / Parçalanmış

M. Night Shyamalan’ın The Sixth Sense () sonrası bir türlü rayına oturmayan, inişli çıkışlı kariyeri, Blumhouse yapım şirketi ile çalışmaya başladığından beri dengeye gelmiş gibi görünüyor. Önce The Visit () ile kendinden umudu kesenleri şaşırtan Shyamalan, Split ile hâlâ atacak kurşunu olduğunu kanıtladı. Teşhis edilmiş 23 farklı kişiliğe sahip bir adamı canlandıran James McAvoy’un müthiş performansı da unutulmamalı.

Get Out / Kapan

İlk yönetmenlik denemesiyle büyük sükse yapan Jordan Peele, senenin en çok ödül kazanan filmlerinden birine imza attı. Get Out, siyahi bir gencin beyaz kız arkadaşının ailesiyle tanışmak üzere evlerine yaptığı ziyaretin tam bir kâbusa dönüşmesini anlatıyor. İzleyeni daha en baştan çok güçlü bir kuşku ve tedirginlik ağının içine hapseden film, hâlâ kökü kazınamayan ırkçılığın gölgesi altında yaşamak zorunda kalan siyahilerin tedirginliğini, korku türünün sağladığı geniş alandan faydalanarak abartılı bir dille yansıtıyor.

Scare Campaign / Kanlı Oyun

Tucker and Dale vs Evil tadında bir korku komedi olan Bloody Acres () ile hiç de fena bir başlangıç yapmayan Cairnes Kardeşlerin ikinci filmi Scare Campaign, eleştiri oklarını ahlaki çizgilerin iyice bulanıklaşmaya başladığı medya araçlarına yöneltiyor. Film, beş yıldır yayında olan ve filmle aynı adı taşıyan gizli kamera şakası programının geleceği, kafayı Masked Freaks adlı web sitesinde yayınlanan ‘snuff’ ayarında videoların milyonlarca kez izlenmesine takan kanal yöneticisi nedeniyle tehlikeye girince, programı daha da sertleştirmeye karar veren ekibin başına gelenleri, aşırı kanlı sahneler eşliğinde anlatıyor. Böylece eleştirdiği şeye dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya kalsa da sağlam sürprizlerle şaşırtıcı olmayı başarıyor.

Murat Kızılca

Not: Daha önce CineDergi Ocak sayısında yayınlanmıştır.