Kıtmir hikayesi nedir

Kıtmir Hikayesi Nedir

kıtmir hikayesi nedir

×

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

WEB SİTESİ GİZLİLİK VE ÇEREZ POLİTİKASI

T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından işletilen webgrid.co.uk web sitesini ziyaret edenlerin kişisel verilerini sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.

Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde, çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.

Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.

webgrid.co.ukşisel Verilerin İşlenme Amacı

Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:

  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen ticari faaliyetlerin yürütülmesi için gerekli çalışmaların yapılması ve buna bağlı iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerden ilgili kişileri faydalandırmak için gerekli çalışmaların yapılması ve ilgili iş süreçlerinin gerçekleştirilmesi,
  • T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından sunulan ürün ve hizmetlerin ilgili kişilerin beğeni, kullanım alışkanlıkları ve ihtiyaçlarına göre özelleştirilerek ilgili kişilere önerilmesi ve tanıtılması.

 

webgrid.co.ukşisel Verilerin Aktarıldığı Taraflar ve Aktarım Amacı

Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.

webgrid.co.ukşisel Verilerin Toplanma Yöntemi

Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.

4.Çerezleri Kullanım Amacı

Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;

İşlevsel:Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.

Teknik olarak web sitemizde kullanılan çerez türleri aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.

Oturum Çerezleri

(Session Cookies)

Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır. (webgrid.co.uk_SessionId)

 

Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:

  • • İnternet sitesinin işlevselliğini ve performansını arttırmak yoluyla sizlere sunulan hizmetleri geliştirmek,

5.Çerez Tercihlerini Kontrol Etme

Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için webgrid.co.uk adresini ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.  

webgrid.co.uk Sahiplerinin Hakları

Kanunun “ilgili kişinin haklarını düzenleyen” maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Başvuru Formunu’nu Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.

 

yıllık kutsal uykunun hikayesi: Ashab-ı Kehf

MERSİN - SEZGİN PANCAR

Kur'an-ı Kerim'in Kehf Suresi'nde bahsi geçen mağara, Hristiyan ve Müslümanlar tarafından kutsal sayılıyor. Mağara, diğer semavi dinlerin kitaplarında da yer almasıyla kendini özel kılıyor.

Halk arasında "Yedi Uyurlar Mağarası" olarak da bilinen mağara, yılın 12 ayında yerli ve yabancı turistleri ağırlıyor. Gizemli hikayesi ve mistik yapısıyla ziyaretçilerin ilgisini çeken Ashab-ı Kehf, dua edip, dilek tutmak isteyenlerle dolup taşıyor.

Ashab'ı Kehf Mağarası'nın sarkıtlarından akan suyu içen ziyaretçiler, yüzlerine sürerek şifa bulacaklarına inanıyor.

"Ashab'ı Kehf'e her zamankinden daha çok ihtiyacımız var"

Tarsus İlçe Müftüsü Hayri Erenay da AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ashab'ı Kehf'in ilçenin manevi bir dinamiği olarak, dünyanın çeşitli ülkelerinden inanç turizmi bağlamında ziyaretçiler ağırladığını kaydetti.

Erenay, Ashab-ı Kehf gençliğinin, inanç ve ideal sevdası için mücadele ettiğini, tarihte de olayları ve mucizeleriyle ölümsüzleştiğini ifade ederek, Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş, Şazenuş ve Kefeştatayyuş'un uyuduğu sırada yıl boyunca kapılarında bekleyen köpekleri Kıtmir'in davranışının da "Allah'ın sevdiği ve koruduğu kullarının peşinde beklemek, en azından Kıtmir'i olabilmek" anlamında edebiyattaki yerini aldığını anımsattı. 

Erenay, mağaranın sarkıtlarından akan suların şişelere doldurulması, şifa amacıyla yüzü sürülmesine ilişkin de şöyle dedi:

"Orada büyük bir mucize yaşandığı için insanlarımız bunu teberrüken yapıyorlar ama bunların kutsiyetine dair herhangi bir hadis veya ayet yok. Ölümden sonra nasıl dirileceğini göstermek için Allah 7 genci sene orada korumaya almıştır, bedenlerini çürütmemiştir. Olayın yaşandığı yere hürmeten orası ziyaret edilir ama bu suların şifa mantığıyla götürülmesi bizim dinimizde kaynağı olmayan bir şeydir. Vatandaşlarımıza bunu önermiyoruz. Dünyada tek şifalı su Kabe'den çıkan zemzemdir. Ziyayetçilerimizden oradaki mucizeyi düşünmelerini tavsiye ediyoruz."

Üç aylarda ziyaretçi sayısının arttığına dikkati çeken Erenay, orada yattığı rivayet edilen 7 kişiden dilek dilenmesi yerine, Allah'a, bu kişilerin hatırına dua edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Ashabı Kehf Hikayesi Nedir? Yedi Uyurlar Hikayesi Gerçek Mi, 7 Uyuyanlar Kuran’da Geçiyor Mu?

7 uyurlar hikayesi, farklı dinlere mensup olan herkes için üzerinde düşünülmesi gereken bir kıssadır. MS. 2. yüzyılda meydana gelen bir olayı anlatan 7 uyuyanlar hikayesi, gerçekliği konusunda bazı insanlar tarafından şüphe ile yaklaşılır. Bu yüzden çoğu insan, 7 uyuyanlar hikayesi Kur'an'da geçiyor mu diye merak eder. Yıllar boyunca bir mağarada uyuyan Ashabı Kehf hikayesi Kur'an'da nasıl geçiyor? Yedi uyurlar gerçek mi? Yoksa değil mi?

7 Uyurlar Hikayesi Nedir?

Hristiyanlık'ta yedi uyurlar, İslamiyet'te ise "Mağara Halkı veya Mağara Dostları" anlamına gelen Ashab-ı Kehf olarak bilinen bu hikaye oldukça ilginçtir. M. S. yılında mağaraya sığınmak zorunda kalan gençlerin başından geçenleri anlatır. Putlara tapanların dini zulmünden kaçmak için mağarada derin bir uykuya dalmış ve birkaç yüz yıl boyunca uyanmamışlardır. Hem İslamiyet'te hem de Hristiyanlık'ta aziz olarak kabul edilirler. Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş, Şazenuş ve Kefeştatayyuş'un yıl boyunca uyumasından, Kur'an-ı Kerim'in Kehf Sûresi'nin 9. ve ayetlerinde bahsedilir. Bu yüzden, gerçekliği konusunda kuşkuya düşmek yersizdir.

Takyanus ya da Diocletianus adındaki Roma İmparatoru bir gün Tarsus'a gider. Kendisi, çok tanrılı Roma dinine bağlıdır ve Hristiyan olan 7 uyuyanları huzuruna çağırarak kendi dinine geçmelerini söyler ve ölümle tehdit eder. Ancak bu gençler, Allah'a ve onun birliğine iman ettikleri için bunu kabul etmek istemezler. İmparator ise onlara düşünmeleri için birkaç günlük süre tanır. Bundan yararlanan 7 uyuyanlar, kaçıp sığınmak için bir mağara bulurlar. Bunu duyan Roma Hükümdarı, onların saklandığı mağarayı bulur ve ölmeleri için çıkışı kapatır. Allah'ın bir mucizesi ile bu gençler tam yıl boyunca derin bir uykuya dalarlar.

Bu süre sonunda uyanan ilk kişi Yemliha olur. Zamanın farkında olmayan gençler, yiyecek alması için onu şehir merkezine gönderirler. Şehre giden Yemliha, Roma İmparatoru'nun çoktan öldüğünü ve yerine geçen kişinin Hristiyan olduğunu öğrenir. Halk, özgürce ibadetini yapabilmekte ve Allah'a inanabilmektedir. Alışveriş yapmak için verdiği paranın geçersiz olduğunu görünce bu duruma oldukça şaşırır. Onunla konuşan kişiler de olaya şaşırınca Yemliha'yı hükümdara götürürler. Kendisi gibi altı kişinin daha mağarada uyuduğunu söyler. Daha sonra birkaç kişi ile mağaraya gidenler arasından Yemliha içeri girer ve hepsi birlikte ortadan kaybolurlar.

7 Uyuyanlar Hikayesi Kur'an'da Geçiyor mu?

Kur'an-ı Kerim'de, mağarada yıl boyunca uyuyan Ashab-ı Kehf'ten bahsedilir. Kehf Sûresi'nin, ve ayetlerinde, "Onlar mağaralarında dokuz fazlasıyla üç yüz yıl kaldılar." denir. Buradan anlaşılacağı üzere, 7 uyuyanlar gerçektir. Hikayeleri, semavî dinlerin hepsinde anlatılır. Rivayetlere göre onları korumaları için "Kıtmir" isimli bir köpekleri de vardır. Kıtmir'in anlamı ise "koruyucu"dur.

Ashab-ı Kehf mağarası, bugün Mersin iline bağlı olan Tarsus ilçesinde bulunur. Tarsus'un merkezine 12 km uzaklıkta bulunan Dedeler Köyü yakınlarındaki Encülüs Dağı'ndadır. Mağaraya inen 15 basamaklı bir merdiven bulunur. Yanı başında ise yılında yapılmış olan bir camii vardır.

/i/Hikaye

-1

Kıtmir'in Hikayesi Bir gün fakültede deki arkadaşlarla öğlen yemeğe çıktık. Dönüşte arabalardan inip okula doğru yürüdüğümüzde dehşet bir köpek bize doğru geldiğini gördük. Erkek arkadaşlarımızdan bir tanesi arkamıza geçti. Korku içinde “Kıtmir ’in selamı var” diye arka arkaya tekrarlamaya başladı. Biz Köpeğin gelmesini bıraktık arkadaşın dehşet dolu yüz ifadesini izleyerek gülmeye başladık. O güne kadar köpekten korktuğunu bilmiyorduk. Hani erkek adam bizi yanında koruyacak diye beklerken etekleri tutuşmuş vaziyette “Kıtmirin selamı var” diyordu. Fakülte binasına girdikten sonra Kıtmiri sorduğumuzda “Kıt mirin Peygamber efendimizin Köpeği olduğunu ve Köpeklere Kıtmir’in selamı var denildiğinde köpeğin sakinleşip uysallaştığını söyledi”.Bu duruma çok gülmüş ve yıllarca malzeme yapmıştık bu konuyu. Şimdi bunu dile getirmemdeki neden ise geçenlerde bir gece arkadaşım beni eve bıraktı. Arabadan inip apartmana doğru yöneldiğimde sokak kapısının önünde sayabildiğim sadece beş köpek gördüm. Ordu şeklinde paspasın üstünde yatıyorlardı ve içlerinden birkaç tanesi dişleri arasından hırlayarak bana doğru yürümeye başlamıştı. Tekrar arabaya binmek için çok geçti çünkü arkadaşım gitmişti. Bir anda tabanları yağlamış ve koşmaya başlamıştım. Durduğumda ise kendimi kaptırmış vaziyette “Kıtmirin sana selamı var” diye söylerken buldum. Allah nelere kadirdi Yıllar sonra beni kurtardığına inandığım kıtmiri bir araştırayım dedim. Böyle bir köpek gerçekten var mıydı tarihte acaba? işte merakımın cevabı. Sizlerle de paylaşmak istedim mitolojik olan kıtmirin hikayesini Çok eski zamanlarda isa’ya aşık yedi genç bir mağaraya kapanmışlar Efes’te: Yemliha, Miselina, Mürselina, Mernuş, Tebernuş, Sazenuş, Kefeştatayuş’muş adları, bir de köpekçikleri varmış:Kıtmir. Ne yapsınlar ki barınamamışlar koca şehirde; yıllar geçmiş, bir zamanlar Paulus’un vaazlarına kulak asmayan Efesliler, güçlü hatibin şehre ikinci gelişinde bu isa dininde bir şeyler var diye düşünmeye başlamışlar. Hem yalnız Paulus değil, Yuhanna da gelmemiş miydi, isa’nın anası dediği bir kadıncağızı getirip yerleştirmemiş miydi Lysimakhos surlarının ötesinde pınarların yemyeşil çağladığı bir yamaca? Oldum olası tanrı anaları görmüştür Efesliler, şehrin kurucusu Amazon tanrıçaydı, ulu Artemis’ten doğmuştu yeryüzüne ne kadar canlı, ne kadar bitki varsa. Ama Artemis papazları para babası olmuşlar, ha bire yığıyorlardı altınları tanrıçanın sütundan bir ormanla çevrili tapınağına, fakir fukarayı hiç sokmuyorlardı içeriye; banka olmuştu orası. Yoksulların koruyucu isa’dan yanaydı bu yedi genç, ama Hıristiyan olduklarını söyleyemiyorlardı açık açık, çünkü devlet deniz aşırı göçmüş, Roma denilen şehre yerleşmişti. Roma’nın zorbası Decius puta tapmayan kim varsa kafasını uçurtuyordu Efes’te. isa’ya tapan bu yedi genç de Panayır dağının dibine dek inen bir mağara bulmuşlar, oraya sığınmışlardı. Bir gece derin derin uyuyorlarmış ki, Decius’un polisleri gelip mağarayı koca kayalarla örtmüşler. Yedi genç aldırmamışlar karanlığa, uyuyorlarmış nasıl olsa. Aylar, yıllar, yüzyıllar geçmiş, yedi genç uyuyor, Kıtmir de uyuyormuş.Bir sabah incir ağaçlarının altında keçilerini otlatan bir çoban mağaranın önündeki kayanın biraz kaydığını görmüş, var gücüyle var gücüyle yaslanmış kayaya, onu biraz oynatmış, derken mağaranın içine bir güneş ışığı sızmış. Kıtmir uyanmış, havlamış, Yedi Uyurlar da uyanmışlar ve bakmışlar ki yiyecek bir şey webgrid.co.uk, demişler Mernuş’a, fırından bir ekmek al. Eline bir bakır para vermişler. Mernuş çıkmış, Panayır dağını kıvrılıp Mermer caddeye iniyormuş ki, kaldırımların üstünde haçlar görmüş. Uyku sersemi olduğundan pek anlamamış, başı öne eğik yürümeye de alışıkmış öteden beri. Pazar yerine gelip dükkana girince, parayı uzatmış, bir ekmek almış. Fırıncı parayı elinde evirmiş, çevirmiş, Mernuş’un yüzüne bakmış ve “Hırsız!” diye basmış çığlığı! Koşuşmuşlar, sımsıkı yakalamışlar Mernuş’u: “Kalpazan!”, “Nerede basmış bunu?”, “Mağaradan geldi”, “Hırsız yatağı orası!”. Mernuş şaşkına dönmüştü. Neyse ki uyanık bir polis paraya daha yakından bakacak olmuş: “webgrid.co.uk bildim, devletlu imparatorumuzun dedesiydi, “Yok canım, Theodosius’un dedesi de Theodosius’tu”. Bir tartışmadır gitmiş, kavgaya son vermek için almışlar Mernuş’u Yuhanna kilisesine zütürmüşler. Oradan başpapazla birlikte mağaraya. iş anlaşılmış, başpapaz da fetvayı vermiş: Bu bir mucizeydi, ama Ruhülkudüs’iün yapamayacağı bir mucize yoktu. O arada imparator ikinci Theodosius nasıl haber almışsa almış, Bizans’tan Efes’e koşa gelmiş, takdis etmiş Yemliha’yı, Mislina’yı, Mürselina’yı, Mernuş’u, Tebernuş’u, Sazenuş’u ve Kefeştatanuş’u, Kıtmir’i de okşamış. Sonra Efesli yedi gençle sadık köpekleri yine uykuya dalmışlar ve o gün bugün bir daha uyanmamışlar. 

KITMİR&#;in Hikayesi

KITMİR : Kıtmir (Katmir, ketmir); yedi uyurlar olarak da bilinen Ashab-ı Kehf’in köpeğinin ismidir.

Hikayesi;
"Ashab-ı Kehf denilen gençler, Efsus (Efes) şehrinde yaşıyorlardı. Bunlardan altısı sarayda görevli, hükümdara yakın kimselerdi ve hükümdarın müşavere heyetindeydiler. Onun sağında ve solunda bulunurlardı. Sağındakiler Yemliha, Mekselina ve Mislina idi. Hükümdarın solunda bulunanlar ise, Mernuş, Debernuş ve Şazenuş&#;tur.
İmparatorun putperest olduğu, putperestliği kabul etmeyen bazı insanları yakalatıp öldürttüğü ve bir ihbar üzerine saraydaki putperest olmayan gençlerin durumlarını öğrendiği anlatılır. Hükümdar onları çağırıp tehdit eder, onlarsa inançlarından ayrılmak istemezler. Aksine O&#;nu inançlarına davet ederler. Hükümdar onların eski günlerine dönmeleri için zaman tanır. Gençler inançlarını korumak için şehre yakın bir dağ yönüne giderler. Yolda giderken Kefeştetayyuş ismindeki bir çoban ile çobanın Kıtmir isimli köpeği de onlara katılır. Dağda çobanın gösterdiği bir mağaraya girerler, dua ederek merhamet dilerler.

Hükümdar gençleri sorar, kaçtıklarını ve mağaraya sığındıklarını haber alıp adamlarıyla mağaraya gider. Mağaranın ağzını kapattırır. İnanca göre gençler ölmez, yüzyıllar boyunca uyumaya devam ederler. Kehf suresinde bu süre " yıl kalıp 9 yıl arttırdılar" ifadesiyle verilir. Sonunda ise ilahi bir şekilde uyandırırlar.
Uyandıklarında geçmiş olan zamanın farkında olmazlar. Acıktıkları için bir arkadaşlarını şehre yiyecek getirmesi için göndermeye karar verirler. Bu kişnin adı Yemliha’dır ve O&#;nun kılık değiştirerek halini kimseye bildirmeden gidip gelmesini söylerler. Yemliha, şehre geldiğinde çok değişmiş bir şehir bulur. Farklı yorumları mevcut olan bir hadiseyle bu kişi geçen zamanın farkına varır ve o zamanın hükümdarının yanına götürülür. İnanca göre bu hükümdar gençlerin dinindendir. Başlarından geçenleri hükümdara anlatır. Daha sonra gidip arkadaşlarına haber verir. Daha sonra tekrar hepsi uykuya dalarlar."

Kur’an-ı Kerim’de de bahsi geçen bu olay Kehf Suresi’nde anlatılmaktadır.

Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş, Şazenuş, Kefeştatayuş ve Kıtmir Yedi Uyuyanlardır! Ve bu olay bir peri masalı değil, bir çocuk hikayesi değil bir gerçektir. Dinen evde köpek beslemenin günah olduğunu söyleyenler, evinizde namaz kılınmayacağını, evinize melek girmeyeceğini iddia edenlere lütfen Kur’an-ı Kerim’deki Kehf suresini örnek verin. Evinize girmesi günah olan köpek! yani Kıtmir cennete girmiştir. Kıtmir, Ashabı Keyf ile adı anılanlardandır ve Allah (C.C) tarafından cennete layık bulunmuştur.

Kuran&#;da Kehf Suresi&#;nde konu şu şekilde geçmektedir;
Hani o gençler mağaraya sığınmışlardı da, “Ey Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve içinde bulunduğumuz şu durumda bize kurtuluş ve doğruluğa ulaşmayı kolaylaştır” demişlerdi.
Bunun üzerine biz de nice yıllar onların kulaklarını kapattık.
Sonra onları uyandırdık ki, iki zümreden hangisinin bekledikleri süreyi daha iyi hesap ettiğini bilelim.
…………….
(İçlerinden biri şöyle dedi:) “Mademki onlardan ve Allah’tan başkasına tapmakta olduklarından yüz çevirip ayrıldınız, o halde mağaraya çekilin ki, Rabbiniz size rahmetini yaysın ve içinde bulunduğunuz durumda yararlanacağınız şeyler hazırlasın.”
(Orada olsaydın) güneş doğduğunda onun; mağaralarının sağ tarafına kaydığını, batarken de onlara dokunmadan sol tarafa gittiğini görürdün. Kendileri ise mağaranın geniş bir yerinde idiler.

Uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırsın. Biz onları sağa sola çeviriyorduk. Köpekleri de mağaranın girişinde iki kolunu uzatmış (yatmakta idi). Onları görseydin, mutlaka onlardan yüz çevirip kaçardın ve gördüklerin yüzünden için korku ile dolardı.
Böylece biz, birbirlerine sorsunlar diye onları uyandırdık. İçlerinden biri: “Ne kadar kaldınız?” dedi. “Bir gün ya da bir günden az” dediler. Şöyle dediler: “Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir. Şimdi siz birinizi şu gümüş para ile kente gönderin de baksın; hangisinin yiyeceği daha temiz ve lezzetli ise ondan size bir rızık getirsin. Ayrıca, çok nazik davransın ve sizi hiçbir kimseye sakın sezdirmesin.”
“webgrid.co.uk onlar aralarında onların durumunu tartışıyorlardı. “Onların üstüne bir bina yapın, Rableri onların halini daha iyi bilir.” dediler. Duruma hakim olanlar ise, “Üzerlerine mutlaka bir mescit yapacağız.” dediler.
Bazıları bilmedikleri şey hakkında atıp tutarak: “Onlar üç kişidirler, dördüncüleri köpekleridir.” diyecekler. Yine, “Beş kişidirler, altıncıları köpekleridir.” diyecekler. Şöyle de diyecekler: “Yedi kişidirler, sekizincileri köpekleridir.” De ki: “Onların sayısını Rabbim daha iyi bilir. Zaten onları pek az kimse bilir…
Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar. Buna dokuz daha eklediler. (18 : 9 - 25)

No photo description available.

Hazreti Muhammed köpekler hakkında ne düşünüyordu

Sakarya'nın Sapanca ilçesinde ormanlık alanda ayakları ve kuyruğu kesilmiş halde bulunan yavru köpeğe yapılan işkence tüm Türkiye'yi ayağa kaldırdı. Vicdanları sızlatanyavru köpeğin ölmeden önce çekilen son fotoğrafına bakan herkesin yüreği dağlandı. Herkes kendineve çevresindekilere şu soruyu sordu “bir insan nasıl böyle bir zulüm yapar? Bu nasıl bir vahşettir, bunu nasıl bir cani yapabilir?"

Vicdan sahibi hiç kimse bu vahşete kayıtsız kalamadı ve gelişmeler ardı ardına yaşandı.

Önce olayla ilgili son bilgileri verip ardından bu vahşetin hem dini hem psikolojik yanlarını açıklamak istiyorum.

Sapanca Yüzevler Mahallesi'ndeormanlık alandakiköpekleri beslemeye giden hayvanseverler, patileri ve kuyruğu kesilmiş yavru köpeğin yerde kıvrandığını görüp ivedilikleveterinegötürülmüştü.Ağır yaralı köpek daha sonra tedavisi için İstanbul'daki bir kliniğe nakledilmişti. İstanbul'da ameliyat edilen yavru köpek ne yazık ki yaşamını kaybetmişti.

Köpeğin patileri ve kuyruğunun nasıl ve kim tarafından kesildiğine ilişkin soruşturma sürüyor. Köpeğin ameliyatına giren veteriner doktor, "Düzensiz kesikler yok, bu da insan tarafından yapıldığını gösteriyor" demişti. Sakarya Valisi İrfan Balkanlıoğlu ise "İlk bulgular bir iş makinesinin köpeğin bacaklarını kopardığı yönünde" ifadesini kullandı.

Sakarya Cumhuriyet Başsavcısı Lütfi Dursun, ölen yavru köpeğin bulunduğu saatte ormanda çalışma yapan kepçe operatörünün gözaltına alındığını açıkladı.

Olay hakkında detaylı soruşturma tamamlanınca bu üzücü olayın nasıl ve neden gerçekleştiğini hepimiz anlayacağız. Ancak ülkemizde ve dünyanın bir çok noktasında hayvanlar sürekli işkenceye uğruyor. Kimi bunu dini inançları için yapsa da kimi zevk için hayvanlara işkence ediyor. Ve bazı ülkelerde köpek eti bir besin maddesi olarak görülüp tüketiliyor.

Yer yer gazete ve televizyon haberlerinde hayvanlara şiddet hakkında haberlere rastlıyoruz. Bunların bir bölümü de ülkemizde gerçekleşiyor. %98'i Müslüman %'ü insan olan bir ülkede hayvanlara korkunç işkenceler nasıl yapılabilir?

Belki de içinizden “kadınlara, çocuklara, bebeklere, hasta ve yaşlılara, kimsesizlere zulmedenler hayvanlara nasıl zulmetmez ki" diye geçiriyorsunuz.

Önce inanç boyutundan bakalım. Sünni inancında hayvan ve özelde köpek hakkında Ehli Sünnet ne diyor nasıl bir fıkıh ile hüküm veriyor birinceleyelim.

İbnu Ömer anlatıyor: "Resulullah av veçoban köpeği hariç diğer bütün köpeklerin öldürülmesini emretti." Ömer'e: "Ebu Hureyre, "veya ekin köpeğini de diyor!" denilmişti, bunun üzerine: "Onun ekini var da ondan!" cevabını verdi ve ilave etti: "Biz Medine ve civarına gider, tek köpek bırakmaz, hepsini öldürürdük. Fakat biz, çölden gelmiş kadına refakat eden arkadaş köpeği bile öldürürdük." Buhâri, Bed'ü'l-Halk 14; Müslim, Musâkât 45, (); Muvatta, İsti'zân 14, (2, ); Tirmizi, Sayd 4, (); Nesâi, Sayd 9, (7, ).

“Av ve çoban köpeği dışında köpek besleyenin ecrinden her gün iki kıratlık eksilme olur.” (Salim derki: “EbuHüreyre bu hadisi rivayet ederken: “…Veya ziraat köpeği” derdi,) çünkü o ziraat sahibi idi.” Buhârî, Sayd 6; Müslim, Müsâkât 50, (); Muvatta, İsti’zân 12, (2, ); Tirmizî, Ahkâm 4, (); Nesâî, Sayd (7, ).

Cabir İbnu Abdullah’tan rivayetle şöyle bir hadis var: “Resulullah bize köpekleri öldürmeyi emrettiler. (Bunun üzerine biz) çölden gelen kadına refakat eden köpeğe varıncaya kadar (bütün köpekleri) öldürdük. Sonra köpekleri öldürmeyi yasakladı ve: “Halis siyahını ve gözlerinin üstünde iki nokta gibi beyazı olaniki noktalısını öldürün, zira o şeytandır!” buyurdular.

Aynı hadisin bir başka versiyonu da şöyle: Abdullah b. Mugaffel’denrivayete göre, Resulullah şöyle buyurdu: Köpekler de diğer toplumlar gibi başlı başına bir soy (ümmet) olmasaydı hepsinin öldürülmesini emrederdim. Siz köpek öldürecekseniz onlardan simsiyah olanları öldürün.” EbûDâvûd, Sayd: 21; İbnMâce, Sayd: 1Bir başka rivayet ise şöyle: Tüm kara köpekleri öldürünüz. Çünkü onlar şeytandır. Hanbel 4/85; 5/54

Aişe anlatıyor: "Resulullah buyurdular ki:"Hayvanlardan beş tanesi vardır ki bunların her birifasıktır(zararlıdır). Harem bölgesinde olsun, Hill (Harem dışı) bölgesinde olsun bunlar öldürülür: Karga, çaylak, akrep, fare, kelb-i akûr (yırtıcılar)."Buhari, Bed'u'l-Halk 16, Cezâ'u's-Sayd 7; Müslim, Hacc , (); Muvatta, Hacc 90, (1, ); Tirmizi, Hacc 21, (); Nesai, Hacc , (5, ).

(El-Kelb el-Akur: Yırtıcı köpek demektir. Bir genelleme olarak kullanılmış yırtıcı ve saldırgan hayvanları betimlemektedir.)

Ebû Talha’dan aktarılan rivayete göre, şöyle diyor: Resulullah’dan işittim şöyle diyordu: “Köpek, resim ve heykel bulunan eve melek girmez.” Buhara, Bed-il Halk: 27; Müslim, Libas: 17

Rafî’ b. İshâk’ın haber verdiğine göre, şöyle demiştir: Ben ve Abdullah b. ebî Talha Ebû Saîd el Hudrî’yi hastalığı dolayısıyla ziyarete gitmiştik. Ebû Saîd el Hudrî dedi ki: Resulullah bize şöyle haber verdi: “İçinde resim ve heykel bulunan eve melekler girmez.” İshâk, resim mi heykel mi demişti diye şüphe ediyor.” Müsned

Tüm bu hadislerden sonra köpeklere işkence edenleri bu hadislere bağlamadan önce Ehli Sünnet içindeki dört farklı mezhep olan Hanefilik, Şafiilik, Hanbelilik ve Malikiliğin de köpekler hakkındaki fetvalarına yer verelim.

HANEFİ MEZHEBİNİN KÖPEK HAKKINDAKİ FETVASI

Hanefilere göre köpek salya ve teri dışında necis olmayan temiz bir hayvandır. Hanefilere göre köpek elbiseye sürtünürse hayvan temiz hükmünde olduğu için o elbise ile salât ikame edilebilir. Köpek ağzını her hangi bir kap içine sokarsa o kabın kullanılması için 7 defa yıkanması yani azami şartlarda dezenfekte edilmesi şarttır.

"Köpeğin ağzını soktuğu sizden birinin kabının temizliği, ilki toprakla olan yedi defa yıkamaktır." Ahmed, Buhari, Müslim

ŞAFİİ VE HANBELİ MEZHEPLERİNİN KÖPEK HAKKINDAKİ FETVASI

Şafii ve Hanbelilere göre: Köpek, domuz ve onlardan türeyenler, bunların artığı, teri necistir. Şafii alimlerine göre, domuzun etini yasaklayan Allah, köpeği de necis sayar.(Ancak bu bir varsayımdır çünkü bu durumla ilgili tek bir ayet ve hadis yoktur bu bir içtihattır.)Şafii mezhebinde av köpeği, çoban köpeği beslenebilir ve bunlar dışında köpek beslenebilmesi yasaktır. Bu mezhebe göre köpeğin oturduğu veya bastığı kuru toprak temiz, ıslak ve karlı olan yer ise necistir. Ayrıca köpeğin yürüdüğü veya oturduğu yere düşen veyaelbiseleri değen kişi de necis hükmündedir. Şafiiler köpeğe dokunmazlar, dokunmak zorunda kalırlarsa abdest / gusül almak zorunda kalırlar.

MALİKİ MEZHEBİNİN KÖPEK HAKKINDAKİ FETVASI

Malikilere göre: İster beslenmesine izin verilen bekçi ve çoban köpeği olsun, isterse başka köpek, mutlak olarak temizdir. Sadece ağzını soktuğunda meşhur olan görüşe göre taabbüden yedi defa yıkanır. Ayağını veya hareket ettirmeden dilini soksa veya salyası düşse yıkamak gerekmez.

Necaset, necis; kirli, pis anlamına gelir. İslam’da, bir şeyin temiz olması asıl; kirlilik ise arızîdir. Bu sebeple, dinen necis sayılan şeylerin sayılmasıyla yetinilmiştir. Genel olarak, leş, kan, domuz eti, sarhoş edici içkiler, insan idrar ve dışkısı, kusmuk, eti yenmeyen hayvanların eti, idrarı ve dışkısı İslam'da necistir.

Tüm bu hadislere ve mezheplerin fetvalarına bakarak özelde köpeklere ve diğer hayvanlara yapılan zulmü sünnetin bir devamı olarak açıklayabilir miyiz? Bu hadisler gerçekten Muhammed peygambere mi ait? Bu hadisler gerçekten ağızdan böyle çıkıp bize yalın hali ile mi ulaşmıştır? Bununla ilgili bazı açıklamalar getirmek zorundayım. Ayrıca şu bir gerçek ki iman ettiğini iddia ettiği kitabı Kur-an'ı Kerim'i dahi okumayan bir toplumun bu hadislere göre köpeklere zulüm ettiğini söylemesi pek akılla bağdaşmamaktadır. Çünkü İslam'da insana, hayvana ve doğaya zarar vermek, hayvanlara acı çektirmek kesin bir dil, kural ile yasaklanmıştır.

PEKİ ABDULLAH OĞLU MUHAMMED KÖPEK DÜŞMANI MIYDI?

Hadislerle dini bir yol çizmek isteyenin karşısına yüzlerce yol ve onlarca Muhammed çıkıyor. Hangi yoldan gideceğini, hangi Muhammed’e uyacağını şaşırıyor insan. Köpeklerin öldürülmesi hakkında sözler söyleyen Abdullah oğlu Muhammed Mekke'nin fethinde çok farklı bir portre çiziyor.

Vakidi'nin tarih kitabında Mekke’nin fethinde gerçekleşen bir olay anlatılır. Tarihi bir olay olup hadis değildir. Fakat Vakidiaynı zamanda muhaddisdir yani, hadis rivayet eden bir ravidir.

İslam dininin elçisi Abdullah oğlu Muhammed on binlerce kişilik ordusu ile Mekke'yi fetih etmek için çıktığı sefer sırasında ordunun geçiş yolu üzerinde süt emen yavrularını korumak için hırlayan bir köpek gördü. Allah’ın elçisi, Cuayl bin Suraka’ya, ordunun tamamı geçinceye kadar o köpeğin başında nöbet tutmasını, onu ve yavrularını korumasını emretmiştir. EbûAbdillâh Muhammed b. Ömer b. Vâkıd el-Vâkıdî, Kitâbu’l- Megazi, C. II, sf:

Yukarıda zikredilen hadislerden sonra böyle bir tutum ne kadar ilginç öyle değil mi?

Daha ilginç bir hadis ise Müslim'in Tevbe babı numaralıhadisinde geçer. “Kötü yolda olan bir kadın, sıcak bir günde, bir kuyunun etrafında dönen bir köpek gördü, susuzluktan dilini çıkarmış soluyordu. Kadıncağız mestini çıkarıp onunla onu suladı. Bu yüzden bağışlandı.”Müslim, Tevbe,

“Bir adam yolda yürürken çok susadı. Derken bir kuyuya rastladı. İçine girip su içti. Dışarı çıktığında susuzluktan soluyup toprağı yemekte olan bir köpek gördü. Adam kendi kendine: ‘Bu köpek de benim gibi susamış’ deyip tekrar kuyuya indi, mestini su ile doldurup ağzıyla tutarak dışarı çıktı ve köpeğe su verdi. Allah onun bu davranışından memnun kaldı ve kendisini affetti." Peygamber’in yanında bulunanlardan bazıları:‘Ey Allah’ın resulü! Yani hayvanlara yaptığımız iyilikleriçin de bize bir ücret var mı?’ dediler. Allah’ın Resulü:‘Evet! Her yaş ciğer (sahibi olan canlılara yapılan iyilikler) için bir ücret vardır.’ buyurdu." Buhârî, Şirb, 9, Vudu, 33; Müslim, selam, ; Ebu Dâvud, cihad, 47

Şimdi sizi çok şaşırtacak bir hadis aktaracağım

İbnu Ömer anlatıyor: "Köpekler Resulullah devrinde mescidin içinde gidip gelirlerdi. Bu sebeple mescidi yıkamak için içine su serpmezlerdi." Buhari, Vudû 33; Ebu Davud, Taharet , (

Köpeğin idrar ettiği alanın güneş altında kuruması beklenir daha sonra mescitte bulunan bu toprak oradan alınırdı. O dönemde seccade, halı ve kilim yapılmasına rağmen mescidin çakıl taşları ve toprak zemin olduğu ve secdenin toprağa ve taşlara yapıldığı da ayrıca hadis ve tarih kitaplarında kaydedilir.

Hadisler bir biriyle çelişmiyor. Beyan edilen tüm hadisler doğru. Ancak çok önemli bir detay bir çok defa atlanmış olmakla birlikte ne yazık ki tarihte bu hadisleri anlamadan, kaynağını ve tarihi olayları incelemeden, araştırmadan bir çok fetva verilmiştir.

Hem Kur-an ayetlerinde hem de hadislerin bazılarında yer alan mecaz ifadelerin gerçekte ne anlatmak istediğini araştırdığımızda karşımıza çok farklı ifadeler çıkıyor.Köpeklerin öldürülmesi hakkındaki hadislere bakarsak özellikle kara renkli köpeklerin itlaf edilmesi sonucuna varıyoruz.

PEKİ NEDEN SİYAH RENKLİ KÖPEKLER?

Geçerliliğini yitiren bu hadis yıl önce Medine ve çevresinde gerçekleşen ve köpeklerden yayılan salgın bir hastalığın ortaya çıkmasına dayanıyor. Hayvanın hastalık özelliği ise siyah renkli ve gözlerinin üzerinde veya gözlerinde iki beyaz nokta olan köpekler diye açıklanıyor.

Bu kara ve gözlerinde ak benekler olan köpeklere şeytan denilmesi ise hastalık yayın bakteriler ve mikroplar taşımaları. Yani şeytan olan köpekler değil yaydıkları salgın hastalık ve mikroplar.

Hadis de yer alan mecaz ifade işte bu şeytan diye açıklanan kelime. Çünkü dönemin bilgisizliği ve insanların anlamaları için mikrop yerine şeytan yani zarar veren tabiri kullanılmıştır. Tüm bu gerçekler aydınlandığına göre sırf hadislerde yer alıyor diye köpek öldüren bir insan muhakkak ki büyük bir günaha girmiştir. Bu durum bizlere akıldan yoksun bir dinin ne kadar tehlikeli olabileceğini göstermektedir.

Beşeriyetin dini yorumlaması, din ve yaşamda kuşkusuz akla aykırı bir çok eylem ortaya çıkarabiliyor. Ancak aklı kullanmaya, düşünmeye, araştırmaya, gözlemlemeye yönlendiren Kur-an müstesna.

Bu gibi durumlarla karşılaşılması durumunda ne yapacağımızın, hangi yola başvurmamız gerektiğinin reçetesini de yine Muhammed peygamber bizlere bildiriyor. Allah'ın elçisi diyor ki; “Benden size gelen hadis ve sünneti Allah’ın Kitabına arz edin. O’na uygunsa ben söylemişimdir. Şayet Kur-an'a uygun değilse ben söylememişimdir.” Sağani, Ebu’l-Fezail, Mevzuat, Beyrut, , s; Aclunî, Keşfu’l-Hafa, I, 86; Heysemi, Mecm

Bu hadis uydurma hadislere ve dönemsel hadislere karşı bizlere önemli bir bilinç aşılamalı. Hucurat süresindeki bu ayette bizlere önemli bir rehber olmalı.

يَاأَيُّهَاالَّذِينَآمَنُواإِنجَاءكُمْفَاسِقٌبِنَبَأٍفَتَبَيَّنُواأَنتُصِيبُواقَوْمًابِجَهَالَةٍفَتُصْبِحُواعَلَىمَافَعَلْتُمْنَادِمِينَ

Ey iman edenler, doğru ve mantıklı düşünmeyi terkeden bir fâsık, bir bozguncu, kötü niyetli biri size, önemli bir haber getirirse, doğruluğunu araştırın. Araştırmadan, ciddi, zarar verici tedbirler almaya kalkarsanız, bilmeden, yanlış bilgilendirme sonucu suçsuz bir kavme, bir topluluğa kötülük yapmış, hoş olmayan bir davranış sergilemiş olabilirsiniz. Sonra yaptıklarınıza pişman olursunuz. Hucurat 6

HAYVANLARA MERHAMET VE ALLAH'IN ELÇİSİ MUHAMMED

İbnu Ömer anlatıyor: "Resulullah buyurdular ki: "Bir kadın, eve hapsettiği bir kedi yüzünden cehenneme gitti. Kediyi hapsederek yiyecek vermemiş, yeryüzünün haşeratından yemeye de salmamıştı." Buhâri, Bed'ü'l-Halk 17, Şirb 9, Enbiya 50; Müslim, Birr , ().

AbdullahİbnuCâfer anlatıyor: "ResulullahEnsârdanbirinin bahçesine girdi. Orada bir deve vardı. Deve Resulullah'ı görünce inledi ve gözlerinden yaşlar aktı. O deveye yaklaştı ve gözyaşlarını sildi. Hayvan sakinleşti."Bu devenin sâhibi kim?" diye sorarak ilgi gösterdi. Ensar'dan bir genç:"O bana aittir ey Allah'ın Resulü!" deyip ortaya çıkınca Hz. Peygamber onu azarladı:"Allah'ın sana mülk kıldığı bu deve hakkında Allah'tan korkmuyor musun? Bak! Bu bana şikâyette bulundu. Sen bunu acıktırıyor ve fazla çalıştırarak da yoruyormuşsun." EbuDavud, Cihat 47, ().

Abdurrahmanİbnu Abdullah, babası Abdurrahman'dan rivayet eder ki şöyle demiştir: "Biz bir seferde Resulullahile beraber idik. Resulullah bir ara bir ihtiyacı için yanımızdan ayrıldı. O sırada hummara denen bir kuş gördük, iki tane de yavrusu vardı. (Kuş kaçtı) yavrularını aldık. Zavallı kuş etrafımıza yaklaşıp çırpınmaya, kanatlarını çırpıp havada inip çıkmaya başladı. Resulullah gelince:"Kim bu zavallının yavrusunu alıp onu ıstıraba attı? Yavrusunu geri verin!" diye emretti. Bir ara, ateşe verdiğimiz bir karınca yuvası gördü."Kim yaktı bunu?" diye sordu."Biz!" dedik."Ateşle azab vermek sadece ateşin Rabbine hastır" buyurdu." EbuDavud, Cihat , (), Edeb,, (

Siz mağara arkadaşlarının ve onların sadık dostu Kıtmir'in hikayesini bilir misiniz? Kıtmir milyonlarca insana ders veren sadık bir köpektir. Kıtmir Kur-an da dahi kendine yer bulmuş bir ibrettir. Kıtmir, İslam’ınköpekler ve hayvanlar hakkındaki tutumunu anlatacak en güzel ilahi hikayedir.Öyleyse Kur-an'a yönelin ve İslam'a gelenek ve atalar dini olduğu için değil fıtrata ve akla uyan tek ilahi din olduğu için girin.

Orada (Kur-an'da sevginin ve merhametin, fıtratın ve aklın kaynağını bulacaksınız.

Ragıp Kamil İlbeyi

webgrid.co.uk

Eshabı Kehf: Yedi Uyurlar Mağarasının Gizemli Hikayesi

Kuran’daki adı Ashab-ı Kehf oan Yedi Uyurlar, çeşitli kültürlerdeki hikâyeleriyle bilinir. Yıllar boyunca nesilden nesile aktarılan Yedi Uyurlar aslında halkından ayrılmış bir grup insanı anlatır. Ashab-ı Kehf Yedi Uyurlar mağarasının da ayrı bir gizemli hikâyesi vardır.

Selçuk Efes’teki Yedi Uyurlar Mağarası bütün bir sene boyunca on binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret akınına uğrar. Bu denli yoğun bir talebin olduğu bu Yedi Uyurlar Mağarası’nın gizemli hikâyesi de şu şekildedir.

Yedi Uyurlar Mağarası’nın Hikâyesi

Anlatılara göre M.S. &#;li senelerde Kral Dakyanus yönetimindeki putperest bir toplulukta 7 tane genç Hıristiyan olmakla suçlanır. Dini inançlarını değiştirmeleri için baskı gören gençler geri adım atmayınca ölüm cezasına çarptırılır. Çareyi kaçmakta bulan gençler, yolda bir çoban ve köpeği ile karşılaşır. Köpeğin adı Kıtmir’dir.

Çoban onları saklanabilecekleri bir mağaraya ulaştırır ve yedi genç orada gizlice ibadetlerini sürdürür. Can korkusuyla ilk karşılarına çıkan mağaraya sığınan bu yedi genci, kralın adamları aramaya çıkar. 7 genç ve yanlarındaki köpek bulunamaz ancak kral Dakyanus’un emriyle, mağaranın girişi kalın bir duvarla örülür. Mağaradan çıkmaları mümkün olmayan 7 genç çok derin bir uykuya dalar. Bir inanışa göre yedi uyurlar, mağarada tam yıl uyumuştur. Kehf suresinde de yıl uyudukları bilgisi yer alır.

Eshabı Kehf: Yedi Uyurlar Mağarasının Gizemli HikayesiAshab-ı Kehf (Yedi Uyurlar), uykularından uyandıklarında hangi zamanda olduklarından habersizdir. İçlerinden Yemliha şehirden yemek almak için seçilir. Yemliha şehre gittiğinde, şehrin çok değişmiş olduğunu görür ve yemek almak için üzerinde taşıdığı Hükümdar Dakyanus döneminden kalan parayı uzatır. Ancak bu eski paradan şüphelenen halk, Yemliha’ya nereden geldiğini sorar. Yemliha ise gerçeği anlatmak için onları arkadaşlarının bulunduğu mağaraya götürür. Mağaranın içerisine önce kendisi girer. Dışarıda bekleyen halk, mağaradan kimse çıkmayınca içeri girer ve karşılarında 7 yavru kuş görür. Yedi uyurların bu olayın ardından 4 bin sene daha uyuduklarına inanılır. Bu nedenle buraya Yedi uyurlar Mağarası adı verilir.

Pek çok farklı anlatımı olan bu gizemli olayla alakalı olarak Dünya üzerinde 33 mağara bulunduğundan söz edilir. Bu mağaraların 4’ü bizim ülkemizdedir, Hristiyanlar bu mağaranın Efes kentinde yer aldığına inanır.

Kuran’daki Kefh Suresi’ne tıklayarak erişebilirsiniz.

Kaynak: webgrid.co.uk%C3%A2b-%C4%B1_Kehf 

“Arjinin nedir, neden faydalıdır?” başlıklı blog yazımıza gidebilir ya da Keşfet kategorisine geri dönebilirsiniz.

7 UyuyanlarAshabı KehfAshabı Kehf İsimleriYedi UyurlarYedi Uyurlar MağarasıYedi Uyuyanlar

Kıtmir duası anlamı ve fazileti nedir? Ne zaman okunur? Kıtmir duası T&#;rk&#;e Arap&#;a okunuşu

Ashab-ı Kehf hürmetini bilen Müslümanlar sıklıkla Kıtmir duasını okumaktadır. Bu dua anlam ve fazilet olarak oldukça derin ayetleri içermektedir. Eshab-ı Kehf bilindiği gibi uzun müddet uyumaktadır. Bu sırada da yanında bir köpek bulunmaktadır. İşte bu köpek Kıtmir ismindedir. Kıtmir duası bu hikaye üzerine dayalıdır.

KITMİR DUASININ ANLAMI NEDİR?

Kıtmir duasının anlamı şöyledir;

Allah'ım Ashab-ı Kehf hürmetini uzun süre sakladın. Bunu Hz. Muhammet'in kalbi olarak muhafaza et. Allah'ım beni de himayene alıp korumanı diliyorum. Bu isteğimi makbul kullarının hatırına, Hz. Muhammet'in ayetlerine sığınarak diliyorum.

Kıtmir duasının bu anlamını incelediğimizde duayı okuyan kişinin kendisini ve sevdiklerini zarardan, ziyandan ve kötü şeylerden Allah'ın korumasını istediğini anlamaktayız. Bu isteği ayetler, Peygamber efendimiz ve diğer önemli mühim Müslümanları duada anarak gerçekleştirdiğini görmekteyiz. Ashab-ı Kehf isimlerine duanın içerisinde yer verilmektedir.

Debernuş, Sazenuş, Yemliha, Mekselina, Kefestetayuş bu isimlerden sadece birkaç tanesidir. Kıtmir duası nazar dualarından biridir. Bu dua bir dairenin ortasına Kıtmir isminin yazılmasıyla okunmaktadır. Daireye ayet ve isimler de yerleştirilmektedir. Kıtmir isminin dairenin tam ortasına yazılması bu duanın farkını ortaya koymaktadır.

KITMİR DUASININ FAZİLETLERİ NELERDİR?

Kıtmir duasının faziletleri şöyledir;

İstenmeyenlerden kurtulmak için okunmaktadır.

İstenenlere ulaşmak için bu dua yardımcı olmaktadır.

Yangından kaçmaya da yardımcı olmaktadır.

Zenginliğe ulaşmayı sağlamaktadır.

Ağlayan çocukları sakinleştirebilmektedir.

Ticaret ve tarım gibi alanlarda bereket için okunmaktadır.

Kötü ölümlerin önüne geçmede yarar sağlamaktadır.

Kıtmir duasının yer aldığı kolye modelleri bulunmaktadır.

Bu kolyeleri takanlar nazardan korunur ve kötülüklerden uzak durur.

Bu duayı ev ve iş yerlerine asanlar mekanlarını yangından korur ve bereketi arttırır.

Hz. Muhammet'in Kıtmir duasıyla ilgili hadisi bulunmaktadır.

Kıtmir duasının sıklıkla okunması tavsiye edilmektedir.

KITMİR DUASININ OKUNMA ZAMANI NEDİR?

Kıtmir duasını okumak aynı zamanda Kehf Suresini de okumak demektir. Bu surenin okunma zamanı olarak Cuma günleri uygun ve faziletli görülmektedir. Bilindiği gibi Müslümanlar için Cuma günü ve vakitleri kutsaldır. Dolayısıyla da bu duanın Cuma günü okunması tavsiye edilmektedir.

Kıtmir duası ve diğer duaları elbette ki her gün ve her zaman okuyabilirsiniz. Fakat bazı duaları olması gereken zamanda okuduğunuzda yararından dada fazla faydalanabilirsiniz. Bu sayede okunan duanın mükafat bakımından kıymeti de daha fazla artacaktır. Kıtmir duasının dilek ve hacet duası olduğunu unutmayalım. Bu dua vesilesiyle kişiler isteklerinin gerçekleşmesini Allah'tan dilemektedir.

KITMİR DUASININ ARAPÇA AYNI ZAMANDA TÜRKÇE OKUNUŞU

Bir duanın hem Arapça hem de Türkçe okunuşunu bilmek duayı doğru okuyabilmek adına oldukça önemlidir. Arapça okumayı bilen Müslümanlar Kıtmir duasına dua kitaplarından ulaşabilmektedir. Arapça okumayı bilmeyen Müslümanlar ise bu duanın Türkçesini de okuyarak yarar görebilmektedir.

Bu duaya ismini veren Kıtmir kelimesinin ne demek olduğuna biraz daha fazla yer verelim. Hz. İsa'nın dininden olan ve dinlerini korumaya çalışan kişiler her şeyi bırakmış ve hicret etmiştir. Aynı zamanda dinlerini korumaya çalışan bu yedi kişi bir mağaraya sığınarak orada uzun bir süre uyumuştur. İşte bilinene göre uyuyan bu yedi kişiden birinin çoban köpeğine verilen isim Kıtmir adıdır.

Kıtmir duasının Türkçe okunuşuna yer verdik

Allahümme Ya Rabbi ve Cebraile ve Mikaile ve İsrafile ve Azraile ve İbrahime ve İsmaile.

La ilahe illallahul melikül hakkul mubin

Muhammedün Resulullahi sadikul.

Ya Rabbi Ya Rabbi Ya Hayyu Ya Kayyumu Ya Zel celali vel ikram

Es'elüke ya rabbel arşıl azim.

nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede