Kuduz aşısı kaç gün içinde yapılmalıdır

Kuduz Aşısı Kaç Gün Içinde Yapılmalıdır

kuduz aşısı kaç gün içinde yapılmalıdır

 

KUDUZ

 

Konuyu Hazırlayan: Dr.Cemhan Doğrucan

Kuduz; hasta hayvanın ısırması sonucu, enfekte tükürüğün bütünlüğü bozulmuş deri yada mukozalara teması yoluyla bulaşan ve akut beyin iltihabı sonucu ölümle biten bir virus hastalığıdır.

Kuduz Hangi Hayvanlardan Bulaşır?

Kuduz; çakal, kurt, tilki, kokarca, sırtlan, ayı, yarasa gibi doğadaki tüm vahşi memeliler ve eğer aşılanmamışlarsa köpek, kedi, inek, eşek gibi evcil memeli hayvanlar arasında varlığını sürdürür. Bu hayvanlar tarafından ısırılan insanlara bulaşarak hastalık oluşturur. Sanıldığının aksine sincap, sıçan, fare, hamster gibi kemirgen hayvanlar ve tavşanlar taşıyıcı değildir ve bu hayvanlar tarafından ısırılma bir risk oluşturmaz.
Kuş, yılan, balık, kaplumbağa, kertenkele ve böceklerde asla kuduz virüsu bulunmaz. Yarasa hariç bütün hayvanlar enfeksiyonun sonucu olarak ölürler. Kan emici yarasalarda virüs tükürük bezlerine yerleşir ve onları hasta etmez fakat diğer hayvanlara ve insanlara bulaştırabilir.

Kuduz Olan Hayvan Nasıl Anlaşılır?

Hastalığın gidişatına göre üç farklı safhası vardır: prodromal başlangıç dönemi, saldırgan dönem ve felç dönemi. Hastalık belirtileri ortaya çıktıktan 3-7 gün sonra hayvan ölür.

Başlangıç dönemi 2-3 gün sürer. Davranış bozuklukları olur ve beden ısısı artar. Hayvan ısırık bölgesini yavaş yavaş ısırmaya ve tırmalamaya başlar.

Saldırgan dönem 2-4 gün sürer. Kuduz kedi ve köpek başlarda ürkek ve korkak olur, yabancı cisimlere karşı ilgisi artar. Alışık olmadığı gıdaları yeme isteği olur.İştah azalır buna karşın su içme isteğinde belirgin bir artış görülür.Hasta hayvan sık sık idrar yapar, yara yerini kaşır. Gözlerde irileşme ve kızarıklık olur. Hasta hayvanlar loş yerlere saklanmayı sever. Kediler dolap ve kanepe altlarına saklanır.. Bilinç giderek kaybolur ve hırçınlaşarak her şeye karşı olur. Sahibinin emirlerini dinlemez. Her önüne gelen canlıyı bu arada sahibini de ısırır. Köpekler evi terk ederek bir daha geri dönmez. Ağızda bol salya akar. Maksatsız havlama ve miyavlama dikkati çeker. Normalde köpeklerden çok korkan kediler, kuduz hastalığında çekinmeden köpeklere saldırırlar. Tilkilerde korkmadan meskun mahallere gelerek buradaki kedi, köpek ve diğer canlılara saldırarak ısırırlar.

Felç dönemi 2-4 gün sürer. Hastalık ilerledikçe öncelikle ısırılan organdan başlayan ve daha sonra tüm vücutta felçler meydana gelir.Havlaması değişir ve salyası belirgin olarak artar. Hayvan rahat hareket edemez,dengesini kaybeder, zig-zag çizerek yürür ve daha sonra yere düşer. Tam felç gelişmesinden sonraki 1-2 gün içerisinde hayvan ölür.Klinik belirtiler ortaya çıktıktan sonra tedavisi yoktur.

Kuduza yakalanmış hayvanlar 1 hafta içinde mutlaka ölürler.

Kuduz Hastalığının Bulaşma Şekli?

  • Kuduza yakalanmış bir memeli hayvanın (özellikle köpek) ısırması ve yaralaması ile,
  • Kuduz hayvanın salyasının sıyrık veya çatlak deriye, göz ağız veya buruna temas etmesiyle,
  • Kuduz hayvanın salyası ile bulaşık eşyanın (tasma, yular, dizgin vb.) yaralı deri ile temas etmesi ile,
  • Kuduz hayvan tarafından tırnaklanarak meydana gelen yaralanmalar ile, (hayvanın tırnağı kendi salyası ile bulaşıktır.)
  • Kuduz hayvanın eti ve sütünün çiğ olarak yenmesi ile,
  • Kuduza yakalanmış bir insan ile yakın temasta bulunulması ile bulaşabilir.

Virus, vücuda girdiği yerde bulunan sinirler yoluyla beyine gider, yerleşir ve orada çoğalır. Virusun vücuda girmesi ile hastalığın ortaya çıkması arasındaki süreye Kuluçka Dönemi denir. Genel olarak kuluçka süresi insanlarda 2-8 haftadır Hayvanların virusu bulaştırıcılık süresi de değişkenlik göstermektedir. Kedi ve köpekler klinik semptomların başlamasından 3 ile 10 gün öncesine kadar virusu bulaştırabilirler.

İnsanlarda Klinik Bulgular


Kuluçka süresi, ısırık yerinin beyine yakınlığı, ısırığın şiddeti, ısırık yerinin sinir uçlarından zenginliği ve vücuda giren virus miktarı ile ilgilidir. Beyine yakın, özellikle kafadan ve ağır ısırılmalarda kuluçka süresi kısalırken kol ve bacaklardan ve hafif ısırıklarda uzamaktadır.Bu süre 5 günle 1 yıl arasında değişir genellikle 20-60 gündür.Virüs alındıktan sonra eğer gerekli tedavi zamanında yapılmasa hastalık belirtileri 2 safha olarak görülür:

İnsanlarda başlangıç olarak iştahsızlık, kırgınlık, yorgunluk, ateş görülür.Isırık bölgesinde ağrı ve duyu kaybı görülür ki kuduza özgü ilk belirti budur. Daha sonra huzursuzluk, aşırı korku hali, saldırganlık, uykusuzluk, psikiyatrik bozukluklar ve depresyon ve bunlara eşlik eden öksürük, boğaz ağrısı, titreme, karın ağrısı, bulantı-kusma, görülebilir.
Nörolojik bulgular olarak Hiperaktivite, oryantasyon bozukluğu, hayal görmeler, sara krizleri, tuhaf davranışlar, ense sertliği, hızlı ve sık nefes alıp verme, salya artımı ve felçler daha sonra ortaya çıkar.

Hiperaktivite atakları karakteristik olarak 1-5 dakika süreyle ve aralıklı olarak görsel ve işitsel bir uyarı sonucu meydana gelmekte ve kendisini saldırganlık, kendi kendine ve etrafındakilere vurma, koşma, ısırma şeklinde göstermektedir.Hastaların yaklaşık olarak yarısı ataklar döneminde su içmek istemekte ve su içme teşebbüsü sırasında boğaz kaslarının kasılması nedeniyle kişide tıkanma, boğulma hissi ortaya çıkmaktadır ve hastalarda hidrofobi (sudan korkma) gelişmektedir. Ataklar arasındaki dönemde hasta genellikle kendindedir ve bilinci yerindedir.

Nörolojik belirtilerin gelişmesinden 7 gün sonra koma hali gelişir ve sonunda hasta yaşamını kaybeder.

Kuduz Veya Kuduz Şüpheli Bir Hayvan Tarafından Isırılan Bir İnsanda Yapılması Gerekenler

Şüpheli bir hayvan tarafından ısırılan kişinin yarası sabunlu ya da deterjanlı su ile bolca yıkanmalıdır. Çok basit gibi görülen bu uygulamanın özellikle yüzeysel yaralarda riski % 90 oranında azalttığı saptanmıştır. Yaraya bir antiseptik ( %40-70 lik alkol, iyodin v.b ) uygulanmalıdır

Isırık yarasının beyine yakınlığı virusun beyine ulaşması açısından önemlidir. Yara bölgesi beyine yakın ise en kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Diğer bölge ısırıklarında bu süre 0-36 saat en fazla 72 saat olmalıdır.

Sağlıklı bir görünümü olan köpek, kedi veya diğer bir evcil hayvan insanı ısırdığında, o hayvan hemen yakalanmalı ve 10 gün boyunca gözlem altında tutulmalıdır.Bu süre içinde hayvanda kuduz görülmezse, Korkulacak bir şey yok demektir.

Kuduz şüphesi olan hayvan yakalanıp gözlem tında tutulamıyorsa veya yapılan testler pozitif çıkarsa kısa süre içinde tedaviye başlanmalıdır.

Kuduz serumu gerektiren vakalarda sabunla yıkadıktan sonra yara içine ve etrafına hesaplanan dozda immunglobulin yada serumun enjekte edilebilen en fazla miktarı (hatta mümkünse tümü) enjekte edilmelidir. Eğer ısırık çok büyükse ve yaraya dikiş atmak zorunlu ise yara dudakları etrafına mutlaka kuduz serumu ve immunglobulini uygulanarak dikiş atılmalıdır.

Temas sonrası uygulamada yara bakımı ve kuduz serumu uygulamasından sonra aşılamaya geçilmelidir. Aşılamada mutlaka bağışıklama gücü yüksek, uygulaması kolay ve en önemlisi nörolojik yan etkileri olmayan hücre kültürü aşıları kullanılmalıdır. Ülkemizde hücre kültürü aşısı olarak HDCV(Human Diploid Cell Vaccine) ve VERO (Verorab) bulunmaktadır. Her iki aşının da bağışıklama gücü ve yan etki açısından hiçbir farkı yoktur. Üretimlerinde aynı aşı suşu kullanıldığı için birbirlerinin yerine kullanılabilirler ya da zorunlu hallerde aşılamaya birisi ile başlayıp diğeri ile devam edilebilir.

Kuduz aşısı 0., 3., 7., 14., ve 28 günlerde 5 doz olmak üzere intramuskuler yoldan ve mutlaka deltoid adaleden bebeklerde ise uyluğun anterolateral kısmından yapılmalıdır. Aşılama şemasına uygun olarak yapılan aşılama ile % 100 oranında başarı sağlanmaktadır. Bu aşılar ile şimdiye kadar aşılama ve acil müdahale şemasına uygun olarak sürdürülen tedavilerde hayatını kaybeden kuduz olgusuna rastlanmamıştır. Her iki tip aşının uygulanmasında çok nadir olarak aşı yerinde ağrı, kızarıklık, şişlik, ateş gibi bilinen aşı yan etkileri görülebilir.

Bulaşma Öncesi Aşılama Yapılabilir mi?

Bulaşma öncesi aşılamanın önerildiği risk altındaki kişiler şunlardır; veteriner hekimler, enfeksiyon hastalıkları ile ilgili laboratuar personeli, kuduz vakalarına bakmakla görevli özel bölümlerde ve kornea nakli yapılan bölümlerde çalışan hastane personeli, kuduza hassas evcil hayvanlar ile devamlı teması olanlar.

Bulaşma öncesi aşılama uygulaması için 0., 7., 28. günlerde toplam üç doz aşı uygulanması yeterlidir.Kullanılacak aşıların mutlaka hücre kültürü aşıları olması (HDCV ve Verorab) gerekmektedir.

Bu uygulama, virusla temas halinde kuduz serumu uygulanması gereksinimini ortadan kaldırmakta ve uygulanacak aşı sayısını azaltmaktadır. Temas öncesi şemaya göre aşılanmış bir kişiye virüsle temas olasılığı halinde 0. ve 3. günlerde uygulanacak 2 doz rapel aşı yeterli olacaktır.

Korunmak için Bunlara Dikkat Edin
  • Evcil hayvanlar kontrol altında tutulmalı.Özellikle geceleri serbest bırakmamaya çalışın.
  • Evde beslediğiniz hayvanların kuduz aşılarını zamanında yaptırın.
  • Tanımadığınız hayvanlara yaklaşmayın ve oynamayın.
  • Hasta gibi görünen hayvanlara yardım etmek için dokunmayın.
  • Ölü hayvanlara yaklaşmayın ve dokunmayın.

Kuduz Hastalığı: Belirtileri, Nedenleri, Aşısı ve Tedavisi

Kuduz Hastalığı Nedir?

Kuduz hastalığı, hayvanlardan insanlara geçebilen zoonotik bir hastalıktır. Viral bir hastalık olan kuduz, memeli hayvanların sinir sistemlerini etkileyerek ölüme neden olabilir. Enfekte olan bir hayvanın ısırığı ile bulaşan kuduz virüsü, birkaç hafta içerisinde belirti gösterebildiği gibi birkaç ay içerisinde de semptomlara neden olabilir. Bu durum kuduz virüsü kapma riski olması halinde kişilerin derhal bir sağlık kuruluşan başvurmasını gerektirir. Erken teşhis ile tedavi edilebilen bir hastalık olup tedavinin gecikmesi halinde ise ölümcüldür.

Kuduz virüsü bir RNA virüsüdür ve vücutta iki farklı şekilde yayılabilir. Vücuda alındıktan sonra periferik sinir sistemine girerek beyne doğru ilerleyebilir. Periferik sinir sistemi, bir diğer adıyla çevresel sinir sistemi organlar ve uzuvlar ile beyin arasındaki iletişimi sağlar. Kuduz virüsünün periferik sinir sistemine girmesi ile belirtiler, daha hızlı şekilde açığa çıkabilir. Diğer bir ilerleme yöntemi ise konakçının güvenli olan kas dokusu üzerinde çoğalması ve ardından yayılması şeklindedir. Kas doku üzerinde yayılan virüs, kaslardan sinir iletimi sağlayan nöromüsküler kavşaklar başka bir deyişle sinir-kas kavşakları ile beyne ulaşır. Sinir sistemine girmeyi başaran virüs beyinde akut inflamasyona yani iltihaba neden olur. İnflamasyonun oluşması ardından kısa süre içerisinde koma ve ardından ölüm gerçekleşir.

Kuduz hastalığı iki tipte görülür. Öfkeli veya ensefalitik kuduz olarak adlandırılan birinci tip, insanlarda görülen kuduz vakalarının %80’ini oluşturur. Bu tür kuduzlarda kişilerde hiperaktivite veya hidrofobi gibi semptomlar açığa çıkar. Paralitik bir diğer adıyla aptal kuduz tipinde ise kişilerde felç oluşumu görülür.

Kuduz Hastalığı Nasıl Bulaşır?

Kuduz hastalığı ile ilgili merak edilen sorulardan biri “kuduz hastalığı nasıl bulaşır?” sorusudur. Halk arasında özellikle sokak hayvanlarından bulaşma endişesi duyulan kuduz hastalığı, genellikle enfekte olan köpeğin ısırığı veya çiziği ile bulaşır. Dünya üzerindeki kuduz vakalarının %99’u enfekte köpeklerin ısırığı nedeniyle görülür. Genellikle, sokak köpekleri tarafından ısırılma veya çizilme vakalarının sonucunda görülür. Köpeklerin düzenli olarak aşılanması ile kuduz virüsü taşıma risklerinin önüne geçilebilir. Ancak aşılı olmayan köpeklerin kuduz virüsü bulaştırma riski yükselir. Köpeklerin yanı sıra; yarasa, rakun, çakal, kokarca ve tilki gibi hayvanların ısırığı ile de kuduz bulaşabilir. Memeli kemirgenlerde de nadir de olsa kuduz virüsü bulunabilir.

Kuduz Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Kuduz hastalığı, virüsün konakçıya bulunduğu evreye göre farklı belirtiler açığa çıkarır. Beş farklı aşamada gelişen hastalığın evrelerinin ilerlemesi ile ciddiyeti artan semptomlar gözlemlenir. Bu aşamalar şunlardır:

  1. Kuluçka dönemi: Kuluçka dönemi, semptom gözlemlenmeyen bir aşamadır. Virüsün vücuda giriş şekli ve viral partikül sayısına bağlı olarak 1 hafta ila 1 yıl arasında gelişebilen bir süreçtir. Isırığın beyin ile arasındaki mesafeye bağlı olarak kuluçka süresinin değiştiği bilinir. Semptomların açığa çıkması ile birlikte kuduz hastalığının ölüm riskinin arttığı gerçeğinin bilinmesi önemlidir.
  2. Prodromal dönem: Prodromal dönemde hastada grip belirtilerine benzer şikâyetler gözlemlenir. Bu evrede 38 derece üstü ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı ve öksürük, mide bulantısı, kusma, yorgunluk, ısırılan bölgede rahatsızlık hissi ve anksiyete belirtileri görülür.
  3. Akut nörolojik dönem: Virüsün beyin yapısını ve sinirleri etkilemeye başladığı dönemdir. Kişilerde çeşitli nörolojik semptomlar gelişmeye başlar. Bu semptomlar arasında; saldırganlık, kısmi felç, kontrolsüz kas seğirmesi, boyun kaslarında sertleşme, ağızda köpürme, nefes almada zorluk, kasılmalar, fotofobi (ışık korkusu), halüsinasyonlar, uykusuzluk, sürekli kabus görme ve kalıcı ereksiyon yer alır.
  4. Koma evresi: Nörolojik dönemin ardından kişiler komaya girer. Koma aşaması genellikle üç gün kadar sürmekte olup bu evre ardından hastanın ölümü gerçekleşir. Koma evresinde hasta tedaviye yanıt veremez.

Kuduz hastalığının halk arasında bilinen belirtileri arasında ise su korkusu yer alır. Bu yayılmış düşüncenin temelinde hastalıkla gelişen hidrofobi yer alır. Hastanın boğazında gelişen semptomlarla beraber hastalarda yutma güçlüğü gerçekleşir. Yutkunma esnasında hissedilen yoğun spazm kişilerin yutkunma eylemine karşı rahatsızlık hissetmesine neden olur. Su, yutkunma çağrışımı yapması ile kişilerde endişe uyandırır. Bu durum ise kuduz hastalarının suya karşı korku beslediği fikrini açığa çıkarır.

Kuduz Hastalığı Tedavisi

Sahipsiz veya kuduz aşısı olmayan, şüpheli bir hayvan tarafından ısırılma, çizilme veya hayvanın açık yarayı yalaması halinde bir sağlık kuruluşuna danışılması kuduz hastalığından korunmak için alınması gereken en büyük önlemdir. Kuduz hastalığı tedavisinde doğru ve erken teşhis hayat kurtarıcı niteliktedir.

Kuduz hastalığına yakalanmak için enfekte bir hayvan tarafından ısırılmak, çizilmek veya kişinin açık yarasının hayvan tarafından yalanması gerekir. Hayvanın kuduz olduğundan emin olunmaması halinde hasta doktoru tarafından çeşitli testlere tabi tutulur. Antikor değerlerini görmek üzere çeşitli laboratuvar testleri uygulanır. Ancak kuluçka döneminde kan değerlerinde değişim gözlemlenmeyebilir. Cilt biyopsisi yapılarak da kuduz teşhisi konulabilir. Ancak bu uygulama da kesin sonuç vermeyebilir. Kişilerin kuduz virüsü aldığına dair teşhis konulması sırasında veya kişilerin semptom göstermeye başlaması halinde tedavi için geç kalınmış olabilir. Bundan dolayı şüpheli bir olay ardından profilaktik tedaviye başlanması önerilir.

Kuduz Aşısı Ne Zaman Yapılmalı?

Kuduz hastalığına yakalanma riski bulunan kişilerde “kuduz aşısı ne zaman yapılmalı?” sorusu gündeme gelir. Kuduz aşısı, ısırılmanın hemen ardından uygulanmaya başlayan ve düzenli uygulama gerektiren bir tedavidir. Aşı ile hastanın kuduz virüsüne karşı antikor geliştirmesi hedeflenir. İnaktive edilmiş kuduz virüsünün enjekte edilmesi ile uygulanan tedavi, kişinin kuduz hastalığına yakalanmasına neden olmaz. Üst kola uygulanan aşı ile kişi, antikor üreterek olası bir kuduz hastalığına karşı korunmuş olur. Bir kişi kuduz virüsüne karşı korunmak için aşı yaptırmak istiyorsa 28 gün içerisinde 3 doz olacak şekilde aşı uygulanır. Virüse maruziyet veya maruziyet riski bulunması halinde ise 4 doz kuduz aşısı uygulanır.

Şüpheli bir duruma maruziyet ardından kişilerin kendilerince alacağı önlemler de hayat kurtarıcı olabilir. Isırılma ardından bölgenin 15 dakika içerisinde sabunlu su veya cilt dezenfeksiyonu için kullanılan bir antiseptik olan povidon iyot ile yıkanması önerilir. Yıkama ardından en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Kuduz olduğundan emin olunan bir hayvanın ısırması ardından kuduz İmmunglobulini (RIG) yaraya uygulanır. Bu sayede yarada enfeksiyon oluşumunun da önüne geçilebilir.

Kuduz hastalığına bağlı semptom göstermeye başlayan kişilerde tedaviye yanıt verme oranı düşüktür. Bu tür durumlarda doktorlar hastanın semptomlarını hafifletmeye yönelik tedavi uygulayarak hastanın rahat etmesini sağlarlar. Prodromal dönem ile birlikte hastalar solunum cihazına ihtiyaç duyabilir.

A'dan Z'ye Köpeklerde Kuduz Aşısı

Köpekleri, kedileri, insanları ve genel anlamda memelileri etkileyebilen ve merkezi sinir sistemine yerleşerek ne yazık ki ölümcül sonuçlara yol açabilen kuduz hakkında geçtiğimiz günlerde sizler için bir içerik hazırlamıştık. Köpeklerde Kuduz Hakkında Bilinmesi Gerekenler adlı içeriğimize buradan ulaşabilirsiniz.

İlgili içerikte de belirttiğimiz gibi köpeklerde kuduz hastalığı belirtileri ortaya çıktıktan sonra kuduz enfeksiyonu tedavi edilebilir nitelik taşımaz. Kuduzdan korunmanın ve enfeksiyonun yol açabileceği olumsuz etkilerin minimize edilmesi için en önemli gereklilik önerilen zaman dilimlerinde ve önerilen sıklıkta kuduz aşısının yapılmasıdır. Bu yazımızda köpeklerde kuduz aşısı hakkında bilinmesi gereken en temel noktalara odaklanacağız ve köpeklerde kuduz aşısı hakkında sık sorulan soruların yanıtlarını sizlerle paylaşacağız.

Köpeklerde Kuduz Aşısı Ne Zaman Yapılır?

Köpeklerde kuduz aşısı temel aşı sınıflandırmasında yer alır. Hem yavruluk döneminde yapılması hem de köpekler yetişkinlik dönemine girdiklerinde tekrar edilmesi gerekir. Yavru köpeklerde aşılama takvimi yavru köpekler 6-8 haftalık olduklarında başlar. Kuduz aşısı genellikle köpek ilk 12 haftayı tamamladığında; yaşamın 3. - 4. aylarında yapılır. Kuduz aşısı yetişkinlik döneminde yılda bir kez tekrarlanır. Köpeklerde kuduz aşısı ile ilgili gereklilikler ülkelere göre farklılık gösterebilmektedir. Bazı ülkelerde kuduz riskinin bulunmaması nedeniyle aşı zorunluluğu olmayabilir, bazı ülkelerde tercih edilen kuduz aşısının içeriğine de bağlı olarak yetişkinlik döneminde aşıların yapılma sıklığı 1 yerine 3 yıl olarak belirtilebilir. Bu nedenle her köpek sahibi yaşadığı ülkedeki uygulamalar doğrultusunda hareket etmelidir. Ülkemizde kuduz aşısı "core" yani temel aşı sınıflandırmasında yer alır ve yetişkinlik döneminde de az önce söylediğimiz gibi her yıl tekrar edilmesi gerekir.

Köpeklerde Kuduz Aşısı Kaç Yıl Korur?

Kuduz aşısının yılda bir kere yapılması kanunen zorunludur. Bu aşı yavruluk döneminde yapıldıktan etkisi sonra ömür boyu kalıcılığa sahip olmadığı için enfeksiyona neden olabilecek potansiyel durumlar karşısında köpeklere yılda 1 kere kuduz aşısı yapılır.

yatakta uyuyan köpek

Köpeklerde Kuduz Aşısının Yan Etkileri

Köpeklerde kuduz aşısının olası yan etkileri köpek sahipleri üzerinde endişe yarattığı için aşılama süreçlerinin ötelenmesi ya da ihmal edilmesi ile sonuçlanabiliyor.

Aşılar temel olarak bağışıklık sistemini uyararak çalıştığından, köpeklerde kuduz aşısı sonrası ortaya çıkması muhtemel yan etkiler de genellikle bağışıklık sisteminin aşırı uyarılması ile ilintili oluyor. Köpeklerde kuduz aşısı sonrası en sık görülen yan etkiler arasında hafif derecede ateş, iştahta azalma, aşılama sonrası 2-3 gün boyunca enerji düşüklüğü gibi semptomlar yer alır. Tüm bunlardan farklı olarak enjeksiyon bölgesinde minimal düzeyde bir ağrı ve şişlik de yaşanabilir. Her köpek kuduz aşısından sonra belirgin yan etkiler yaşayacak şeklinde bir genelleme yapmak da doğru değildir. Bazı köpekler hiçbir belirti yaşamayabilirler, köpeklerde kuduz aşısı belirtileri aşılamadan sonraki birkaç saat içerisinde ortaya çıkabilir ve genellikle 3-4 gün devam etme eğilimindedir.

Köpeklerde aşının nadir yan etkileri arasında aşının enjeksiyon bölgesinde birkaç hafta boyunca hissedilebilen şişlik ve yine enjeksiyon bölgesinde dairesel yapıya sahip küçük bir alanda tüy dökülmesi semptomları yer alabilir.

Köpeklerde Kuduz Aşısının En Nadir Yan Etkileri

Nadir de olsa kuduz aşısı sonrası ciddi reaksiyonlarla karşılaşılabilir. Bu durumun genellikle aşıdan ziyade köpeklerin bağışıklık sistemlerinin aşırısı reaksiyon göstermesi ile ilgili olduğu kabul edilir. Öksürme, bayılma, kusma, ishal, gözlerde ve yüzde şişkinlik bağışıklık aracılı reaksiyonlara örnek olarak gösterilebilir. Kuduz aşısı sonrası bu gibi ciddi belirtiler yaşayan köpeklerin veteriner hekimlere muayeneye götürülmesi önemlidir.

kafes içerisinde oturan yavru köpek

Köpeklerde Kuduz Aşısı Ne Kadar Korur?

Köpeklerde kuduz aşısının koruyuculuğu da merak edilen konular arasında yer alıyor. Hiçbir aşının %100 koruyuculuğunun olmadığı biliniyor. Ancak kuduz aşısı yapılan köpeklerde bu enfeksiyonun oluşumunun çok nadir olması aşı uygulamasının sunduğu avantajları gözler önüne seriyor. Düzenli olarak aşı olunduğu takdirde köpekler, enfekte olan bir hayvan tarafından ısırıldıklarında ya da açık yaralarına enfekte hayvanın salyası bulaştığında hastalığa karşı korunabiliyor. Yine de aşısı olan bir köpek tanınmayan ve hakkında bilgi sahibi olunmayan bir hayvan tarafından ısırıldığında veteriner hekim muayenelerine gitmek gerekiyor. Gerektiği takdirde bağışıklığı güçlendirici ek tedbirler alınarak kuduz riskinin minimize edilmesi mümkün oluyor.

Köpeklerde Kuduz Aşısı Neden Önemli?

Kuduz hem memeli hayvanları hem de insanları etkileyebilen bir enfeksiyondur. Kedilerde ve köpeklerde görülen diğer birçok enfeksiyondan farklı olarak kuduz hastalığı zoonotik hastalıklar arasında yer alır. Bu açıdan yaklaşıldığında köpeklerde kuduz aşısının hem dostlarımızı hem de insanları yani toplum sağlığını koruyan bir öneme sahip olduğu ifade edilebilir. Nitekim kuduz ihtimali olan ülkelerde farklı düzenlemelerle kuduz aşısı yaptırımı söz konusudur.


Deniz Öz fotoğrafı
Deniz ÖzTüm Yazıları

Evcil hayvan sağlığı ve ürünleri dâhil olmak üzere sağlık, tekstil, gıda, dekorasyon ve kozmetik gibi sektörlerde, Türkiye ve dünya genelinde marka bilinirliği yüksek firmalar için içerik üretimi gerçekleştiren Deniz Öz, sosyal medya içerik stratejisi alanında da uzmanlaşmıştır. 2020 yılından bu yana Petlebi.com blog sayfası için düzenli olarak içerik üretmektedir.

E-Posta Bilkent Üniversitesi Ana Sayfası

Kuduz aşısı kuduzdan yüzde 100 koruyor ama hala ölüyorlar

ISIRAN HAYVANIN KUDUZ OLDUĞU AŞIDAN ÖNCE BELİRLENEBİLİR Mİ?

Bir hayvanın kuduz olduğunu belirlemek için ileri düzey laboratuvar testleri ve değişik virolojik çalışmalar yapılması gerekir. Bazen bu virolojik çalışmalar zaman aldığı için hayvanın otopsisi yapılarak beyin hücrelerinden virüs görüntüsü elde edilebilir. Ancak hayvanın kuduz olduğunu belirlemek için geçen zamanın risk yarattığı unutulmamalıdır. Bu nedenle bir hayvan kuduz olsun, olmasın, milyonda risk bulunsa bile kuduz aşısının hemen yapılması gerekir.

“HASTA İÇİN YAPILACAK BİRŞEY KALMADI DEMEK” NE ANLAMA GELİR?

Bu durum kuduz mikrobunun sinirler yolağı tarafından beyne yerleşip hastalık yaptığı anlamına gelir. Bu ifadeden, sorunun artık bir tedavisinin olmadığı, kuduz hastalığının başladığı ve son dönemine girdiği anlaşılmalıdır. Bu noktadan sonra hastaya yapılan tedaviler hastanın rahatlamasını sağlama, acı çekmesini engelleme gibi palyatif tedavilerdir. Kuduz hastalığı başladığı andan itibaren artık tedavisinin mümkün olmadığını unutmamak gerekir.

KUDUZ VAKALARININ GÖRÜLDÜĞÜ YERLERDE YAPILMASI GEREKEN ŞEYLER NELERDİR?

Kuduz vakalarının görüldüğü yerlerde mutlaka karantina uygulanmalıdır. Karantina hem hayvanlar hem insanlar için gereklidir. Öncelikle bütün hayvanların gözden geçirilerek aşılı olup olmadıkları ve herhangi bir klinik bulgu verip vermedikleri belirlenir. Buna göre şüpheli görülen hayvanların itlaf edilmesi gerekebilir. İnsanların da eğer temasları olduysa hemen aşılanmaları şarttır. Hayvanlarla ilgili sıkıntı bittikten ve insanlar aşılandıktan sonra karantina kaldırılır.

ÇOCUKLARIN BİLGİLENDİRİLMESİ NEDEN ÖNEMLİDİR?

Çocuklara ısırıldıktan sonra bu durumun ciddiyetini bilmeyebilecekleri düşünülerek bunu ailelerinden gizlememeleri için bilgi verilmesi ve halkın bu konuda bilinçlendirilmesi çok önemlidir. Sokak hayvanlarının büyük kısmı belediyeler tarafından aşılanır. Bu konunun takip edildiği belirtilse de aşıların hangi hayvana yapılıp hangisine yapılmadığı konusunda karışıklık yaşanabilir. Bu nedenle deri bütünlüğünü bozan bir ısırılma veya çizilme olayı olduğunda yara yerini hemen sabunlu suyla dikkatlice yıkamak ve zaman geçirmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir.

Ana Menu


15 Kasım 2022

Kuduz mortalite oranının yüzde yüz olduğu bir infeksiyon hastalığıdır. Ancak korunmada etkili bir aşısı mevcut olan kuduz hastalığını korunma ve bütüncül sağlık yaklaşımı ile elimine etmiş ülkeler mevcuttur. Ülkemizde yılda 200 000-250 000 arasında kuduz aşısı uygulanmasına karşın kuduz halen ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak karşımızdadır. Yakın zamanda Bitlis’te meydana gelen ısırılma sonrasında kuduz tanısı alan bir çocuğun vefat etmesiyle birlikte hastalık tekrar gündeme gelmiştir. İnfeksiyon hastalıklarının her alanında olduğu gibi kuduz için de doğru bilgi hastalıkla mücadelenin en önemli adımlarındandır. Bu bilgi notu KLİMİK-EBÇG tarafından bu amaçla hazırlanmış olup sorular ve cevaplarla kuduz hakkında bilimsel bilginin aktarılması amaçlanmıştır.

SORULAR VE CEVAPLARLA KUDUZ

1. Kuduz nasıl bir hastalıktır?

Kuduz Rabies virusunun merkezi sinir sisteminde infeksiyon gelişimine neden olduğu ölümcül bir hastalıktır.

2. Hangi hayvanlarda kuduz gelişebilmektedir?

Tüm memeli hayvanlarda kuduz gelişebilmektedir. Kuşlar, sürüngenler ve balıklar gibi memeli olmayan hayvanlar ise kuduz olmazlar. Kuduz çoğunlukla yabani hayvanları (kurt, tilki, çakal, sansar, gelincik, yarasa vb.) etkilemektedir. İnfekte yabani hayvanlardan  insanlara veya evcil hayvanlara yayılabilmektedir. Köpek, kedi, sığır, keçi, at, eşek gibi evcil hayvanlarda kuduz gelişebilmektedir. Ülkemizde son yıllardaki hayvan kuduzlarının yaklaşık %90’ı evcil hayvanlarda saptanmıştır. Evcil hayvanlar içerisinde en sık köpekler (%43), sığırlar (%37) ve kedilerde (%3.9) kuduz tespit edilmiştir. Fare, sıçan, sincap, hamster, kobay, gerbil, tavşan ve yabani tavşan ısırıklarında insana kuduz geçişi gösterilememiştir.

3. Kuduz olan hayvanı nasıl tanırım?

İnfekte hayvanlarda kuduz sükûnet, saldırgan ve felç dönemi olmak üzere farklı hastalık dönemleri ile seyredebilmektedir. Hayvanlarda aşırı halsizlik, korkaklık, yutma ve çiğneme güçlükleri, aşırı salya-tükürük salınımı, huzursuzluk, sinirlilik, ısırma arzusu, hareketsizlik, yüz, gövde ve ayak kaslarında felç gelişmesi gibi bulgular saptanabilmekte ve ölüm ile sonuçlanmaktadır.

4. Kuduz insanlara nasıl bulaşır?

Kuduz virusu infekte bir hayvanın tükürük veya sinir sistemi dokusu ile doğrudan temas (cilt bütünlüğü bozulmuş deri ve mukoza teması, tırmalama, çizilme vb.) ile bulaşır. İnsanlara genellikle tükürük, ısırık ve çizikler yoluyla bulaşmaktadır. Dünya genelinde kuduz virusunun bulaşmasından genellikle (%99) evcil köpekler ile gerçekleşen riskli temaslar sorumludur. Kuduz bir hayvanı sevmek veya kuduz bir hayvanın kanı, idrarı veya dışkısı ile temas gibi diğer temas türleri kuduz için riskli temas olarak kabul edilmemektedir.

5. İnsandan insana kuduz bulaşabilir mi?

İnsandan insana bulaşma, yalnızca infekte doku veya organların nakli gibi istisnai durumlarda doğrulanmıştır. İnfekte bir kişiden gelen ısırık ve ısırık dışı temaslarda  kuduz bulaşma riski vardır, ancak böyle bir vaka bidirilmemiştir. Kuduzlu bir kişiye dokunma veya infekte kabul edilmeyen vücut sıvıları veya dokuları (idrar, kan, dışkı) ile temas sonucunda kuduz bulaşması bildirilmemiştir.

6. Kuduz Dünya’da ne kadar yaygındır?

Kuduz, dünya genelinde Antartika kıtası hariç tüm kıtalarda görülebilen, her yıl tahmini 59 000 insan ölümünden sorumlu olan bir hastalıktır. Kuduzla ilişkili ölümler en sık Asya-Afrika kıstasında, kırsal bölgelerde yaşayanlarda ve 15 yaş ve altı kişilerde gelişmektedir. Dünya genelinde her yıl yaklaşık 29 milyon kişide kuduz riskli temas gerçekleşmektedir.

7. Ülkemizde kuduz ne kadar yaygındır?

Ülkemizde yıllık 200 000-250 000 kuduz riskli temas gerçekleşmekte ve her yıl 1-4 arasında kuduz olgusu bildirilmektedir.

8. Kuduz önlenebilir bir hastalık mıdır?

Kuduz yabani hayvan temasının azaltılması, evcil hayvanları aşılanması ve riskli temas sonrası kuduz ilişkili şikayetler başlamadan önce tıbbi bakım ile önlenebilecek bir hastalıktır.

9. Hayvanlarda kuduz nasıl önlenir?

Hayvanlarda kuduz gelişiminin önlenmesi için etkin aşılama çalışmaların yapılması gerekir. Ülkemizde yabani hayvanlarda aşı çalışmaları T.C. Tarım ve Ormancılık Bakanlığının kontrolünde yürütülmektedir. Evcil hayvanlarda kuduzun gelişiminin önlenmesi için yabani hayvan temasının önlenmesi ve her yıl kuduza karşı aşı uygulanması gereklidir. Toplumda yayılımının engellenmesi için yayılıma en sık neden olan evcil köpeklerin en az %70’inin aşılanması gerektiği belirtilmektedir.

10. İnsanlarda kuduz nasıl önlenir?

Kuduz için yüksek riskli temas olasılığı bulunan kişilere temas öncesinde, kuduz riski taşıyan teması olan kişilere ise temas sonrasında yara temizliği, aşı ve/veya antikor ile koruma sağlanabilmektedir.

Kuduza yakalanma ihtimali olan tüm sıcakkanlı memeli vahşi hayvanların, aşısız kedi-köpek gibi evcil hayvanların, sığırlar, koyun, at, eşek vb. hayvanların, dünyanın bazı bölgelerinde yarasaların ısırıkları, yeri ne olursa olsun kuduz için risk oluşturur. Açık yara, kesi, mukozal yüzeylerin tükürük, salya ve sinir dokusu (beyin, beyin omurilik sıvısı, beyincik vb.) içeren materyalle teması ve tırmalama da kuduz için riskli temas olarak kabul edilir.

11. Temas öncesi koruma kimlere yapılmalıdır?

Kuduz virusu ile temas etme riski yüksek olan kişilere önerilir. Kuduz araştırma laboratuvarı çalışanları, kuduz için biyolojik ürün üretiminde çalışanlar gibi virusla doğrudan temas etme riski yüksek olanlar, veterinerler, veterinerlik öğrencileri, veterinerlik teknisyenleri, hayvan bakıcıları, mağara çalışanları gibi mesleki olarak ya da seyahat nedeni ile kuduz hayvanlarla temas etme riski yüksek olan kişilere önerilir.

12. Temas öncesi koruma için aşılar nasıl uygulanmalıdır?

Temas öncesi korunmada 0 ve 7. günlerde bir doz olmak üzere toplam iki doz kuduz aşısı önerilir. Bu aşılar yaklaşık 3 yıl koruyuculuk sağlar. Temas riskinin devam ettiği kişilere, risk derecesine göre değişmekle birlikte aralıklı antikor takibi ve ek doz aşılama önerilmektedir.

13. Temas sonrası koruma kimlere uygulanmalıdır?

Riskli temas sonrası öncelikle temas eden hayvanın, temas tipinin, kişinin bağışıklık durumunun ve daha önce aşılanıp aşılanmadığının değerlendirilmesi gereklidir. Kuduza yakalanma ihtimali olan tüm sıcakkanlı memeli vahşi hayvanların, aşısız kedi-köpek gibi evcil hayvanlar, sığırlar, koyun, at, eşek vb. hayvanların, dünyanın bazı bölgelerinde yarasaların ısırıkları, yeri ne olursa olsun kuduz için risk oluşturur. Açık yara, kesi, mukozal yüzeylerin tükürük, salya ve diğer sinir doku materyalle teması ve tırmalama da kuduz için riskli temas olarak kabul edilir.

14. Temas sonrası korunma riskli temas sonrası ne zaman yapılmalıdır?

Temas sonrası en kısa sürede uygulanması önerilir. Ancak kuduz bulaşmasından infeksiyon gelişimine kadar geçen süre uzun olduğu için riskli temasın üzerinden ne kadar geçerse geçsin temas sonrası korunma uygulanmalıdır.

15. Temas sonrası korunma için tıbbi müdahale gerektirmeyen durumlar nelerdir?

  • Fare, sıçan, sincap, hamster, kobay, gerbil, tavşan, yabani tavşan ısırıkları,
  • Eve giren yarasaların ısırığı veya evde yarasa bulunması (doğal ortamdaki mağaralarda olan yarasa teması vaka temelli değerlendirilmelidir),
  • Soğukkanlı hayvan (yılan, kertenkele, kaplumbağa vb.) ısırıkları,
  • Kümes hayvanları ısırıkları,
  • Sağlam derinin yalanması, hayvana dokunma veya besleme,
  • Bilinen ve halen sağlam bir kedi veya köpek tarafından 10 günden daha önce ısırılma,
  • Daha sonra kuduz olduğu anlaşılan bir hayvanı beslemiş̧ olmak, sağlam derinin hayvanın kan, süt, idrar ve/veya feçesiyle temas etmiş olması, pişmiş etini yemek, kaynatılmış veya pastörize edilmiş sütünü içmek veya bu sütle yapılan süt ürünlerini tüketmek,
  • Kedi temaslarında; çıplak derinin hafifçe sıyrılması (deri altına geçmeyen yaralanmalar), kanama olmadan küçük tırmalama veya zedeleme şeklinde yaralanmaya sebep olan, provakasyon ile olmuş ısırılma dışı kedi temasları,
  • Son 6 ay içinde tam doz olarak kuduz temas sonrası kuduz aşışı uygulanmış kişiler.

16. Kuduz sonrası koruma nasıl uygulanır?

Temas sonrası profilakside beş temel basamağın değerlendirilmesi ve risk durumuna göre uygulanması gereklidir. Bu basamaklar yara bakımı, koruyucu antibiyotik kullanımı, tetanos aşılaması, kuduz aşılaması ve koruyucu antikor uygulamalarını kapsar.

17. Yara bakımı nasıl yapılmalıdır?

Tüm yaralanmalarda yara yeri, yaralanma zamanına bakılmaksızın, virusun mekanik olarak uzaklaştırılması için en kısa sürede bol su (akar suyun altında başınçla) ve sabunla iyice yıkanmalıdır. Yıkama işlemi bittikten sonra alkol veya cilt antiseptiklerinden biri uygulanmalıdır.

Antibiyotik kullanımına; hasta özellikleri (savunma sistemi baskılanmış hastalar, şeker hastaları vb.), yaralanma yeri (yüz bölgesi, el bölgesi, genital bölge, proteze veya ekleme yakın bölge), yara özellikleri (derin ve kemiğe ulaşan yaralanmalar, kapatma gerektiren yaralanmalar) ve yaralanma üzerinden geçen süre dikkate alınarak hekim tarafından karar verilmesi gerekmektedir.

18. Koruyucu antibiyotik kullanmak gerekli midir?

Hayvan ısırıklarında koryucu antibiyotik kullanımı kuduz gelişiminin önlenmesi amacıyla değil, temas nedeniyle gelişebilecek diğer bakteri infeksiyonların önlenmesi amacıyla yapılır. Antibiyotik kullanımına hasta özellikleri (savunma sistemi baskılanmış hastalar, şeker hastaları vb.), yaralanma yeri (yüz bölgesi, el bölgesi, genital bölge, proteze ekleme yakın bölge), yara özellikleri (derin ve kemiğe ulaşan yaralanmalar, kapatma gerektiren yaralanmalar) ve yaralanma üzerinden geçen süre dikkate alınarak hekim tarafından karar verilmesi gerekmektedir.

19. Riskli temas sonrası tetanos aşısı olmalı mıyım?

Tetanos aşılamasına daha önceki bağışıklama durumu ve yara özellikleri değerlendirilerek hekim tarafından karar verilmelidir.

20. Kuduz aşıları hangi durumda uygulanmalıdır?

Aşı, kuduz riskli teması olan kişilerde, evcil hayvanların aşısız ya da aşı süresini geçtiği ve hayvanın gözlenemediği durumlarda, yabani hayvan ısırıklarında veya kuduz riskli temas tipinde uygulanır.

21. Ülkemizde kullanılan kuduz aşıları hangileridir?

Günümüzde kuduz aşılamasında sinir doku aşıları ile karşılaştırıldığında daha etkili ve daha güvenli aşılar olan insan hücre aşıları veya saflaştırılmış civciv embriyo hücre aşıları kullanılmaktadır.

22. Kuduz aşılarının koruyuculuğu nasıldır?

Günümüzde kullanılmakta olan kuduz aşıları oldukça etkilidir. Aşılama sonrasında koruyucu antikorların 7-10 gün içerisinde oluştuğu, 30 gün içerisinde en yüksek seviyeye çıktığı gösterilmiştir. Aşılama ile elde edilen hafıza yanıtlarının 10-25 yıl süresince kaldığı ve yeniden kuduz riskli bir temas durumunda koruyucu antikor yanıtlarının 7 gün içerisinde oluştuğu gösterilmiştir.

23. Riskli temas sonrası kuduz aşıları ne zaman uygulanmalıdır?

Riskli temas sonrası kuduz aşılarının en kısa sürede uygulanması önerilir. Ancak infeksiyon bulaşması ile hastalık gelişmesi arasındaki süre uzun olabileceğinden yaralanma sonra geçen süreye bakılmaksızın aşı uygulamaları yapılabilir.

24. Kuduz aşıları nasıl uygulanmalıdır?

Ülkemizde temas sonrası aşı uygulamasında iki farklı aşı şemasının uygulanması önerilmektedir:

  • 0, 3 ve 7. günlerde birer doz ve 14-28. günler arasında dördüncü doz olmak üzere toplam dört doz (kas içine) veya
  • 0. gün iki doz, 7. ve 21. günlerde birer doz olmak üzere toplam dört doz (kas içine)

Daha önce aşılanmış ve savunma sistemi baskılanmamış kişilerde riskli temas sonrası aşı uygulaması 0. ve 3. günlerde birer doz aşı olarak yapılır.

25. Ülkemizde uygulanmakta olan bu kuduz aşı şemaları kuduzu önlemede ne kadar etkilidir?

Erken uygulanan, temas sonrası korunma şemaları kuduzu önlemede %100 etkin kabul edilmektedir. Aşılamada başarısızlık; geç başvuru, yara bakımının yetersiz olması ya da yapılmaması, aşı şemasına uyumsuzluk, aşının yanlış vücut bölgesine yapılması, önerilmeyen kalitesi düşük aşıların kullanması, gerekli durumlarda koruyucu antikor uygulanmaması ya da hatalı uygulanması gibi nedenlere bağlıdır.

26. Kuduz aşılarının uygulanmasında gecikme olması durumunda ne yapılmalıdır?

Kuduz aşısının ilk dozundan sonraki dozlarında gecikme varsa, aşı şemasına kaldığı yerden devam edilir, şema tekrar günler için ayarlanır.

27. Aşılar hangi vücut bölgesine uygulanmalıdır?

Kuduz aşıları kas içine uygulanmalıdır. İki yaş ve altında anterolateral uyluk bölgesine, 2 yaş üstü olanlarda ise deltoid bölgeye uygulanması önerilir. Aşılar kesinlikle gluteal bölgeye uygulanmamalıdır.

28. Kuduz aşılarının kesinlikle uygulanamayacağı durumlar var mıdır?

Kuduzun ölümcül olması nedeni ile aşılamada hiçbir engel kabul edilemez. Gebelik, emzirme ve bağışıklığın baskılanması aşının uygulanması için engel bir durum oluşturmaz. Hayatı tehdit eden şiddetli alerjik durumlarda hastane şartlarında, gerekli müdahale önlemleri alınarak, başka bir kuduz aşısı tercih edilerek aşılamaya devam edilmesi önerilmektedir.

29. Kuduz aşılarında çocukluk ve erişkinler arasında uygulamada farklılık var mıdır?

Kuduz aşıları her yaş grubunda aynı dozda uygulanmaktadır.

30. Kuduz aşıları sonrası en sık yan etkiler nelerdir?

Kuduz aşısı sonrası  uygulanan kişilerin %4-16’sında yan etki gelişebilmektedir. Ülkemizde kullanılmakta olan aşılar ile yan etki gelişme sıklığının daha düşük olduğu belirtilmektedir (% 0.9-11). En sık saptanan yan etkiler uygulama yerinde ağrı, halsizlik, baş ağrısı ve ateştir. Bu yan etkiler kendiliğinden düzelir. Ciddi istenmeyen etkiler (hayatı tehdit eden alerji vb.) çok azdır ve sıklığı 100 000 dozda 3 olarak bildirilmiştir. Eski aşılardan farklı olarak günümüzde kullanılan aşıların nörolojik yan etkileri bulunmamaktadır.

31. Kuduz koruyucu antikorları kimlere uygulanmalıdır?

Kuduz bulaşmasının gerçekleşebileceği riskli temaslarda derin-çoklu yaralanmalarda, vahşi hayvan temaslarında ve bağışıklığı baskılanmış kişilerde kuduz aşılarına ek olarak kuduz antikorlarının da uygulanması gereklidir.

32. Kuduz antikorları ne zaman uygulanmalıdır?

Kuduz antikor uygulanmasının gerekli olduğu yaralanmalarda en erken dönemde uygulanması önerilir. Önce kuduz aşışı uygulanmış henüz antikor uygulanmamış fakat antikor endikasyonu da olan kişilerde ilk aşı yapılmasından itibaren en geç 7 gün içinde antikor uygulaması yapılmalıdır.

33. Kuduz antikorları nasıl uygulanmalıdır?

Kuduz antikorları at veya insan kanından elde edilmekte olup ve benzer özelliklere sahiptir. Yara bölgesinde kuduz virusunun etkisizleştirilmesi amacıyla yaranın içine ve etrafına uygulanması önerilmektedir. Yara bölgesinden uzak bir vücut bölgesine uygulanması  etkinliğini azaltmaktadır. Ancak antikorların tamamı yara çevresine ve yara içine yapılamıyorsa kalan miktarın kas içi (öncelikle üst kol veya uyluk) uygulanabileceği belirtilmektedir. Uygulanması gereken kuduz antikor dozları at kaynaklı IG’ler için 40 IU/kg, insan kaynaklı IG’ler için ise 20 IU/kg’ dır.

34. Kuduz antikorları kuduz aşıları ile birlikte uygulanabilir mi?

Kuduz aşıları ve antikorları farklı vücut bölgelerinden (farklı kol ve bacaklar) uygulanmaları şartıyla birlikte uygulanabilirler. Kesinlikle aynı bölgeden uygulanmamalıdır.

35. Kuduz aşısı COVID-19 aşıları ve diğer aşılar ile birlikte uygulanabilir mi?

Kuduz aşısı gereklilik durumunda diğer tüm aşılar ile birlikte uygulanabilir. Hem çocukluk hem de erişkin döneminde diğer aşılarla aynı anda uygulanmasının bir olumsuz etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle diğer aşıların şemaları kuduz aşısı gerekliliği nedeniyle aksatılmamalıdır.

 

 

 

nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.