Önce şu hususu iyice bir anlayalım. Orucun emredildiği toplumda elektrik yoktu. İnsanlar, güneşin doğmasından önceki aydınlık vaktinde Sahur yapar ve çalışmaya başlar, güneşin batışından sonraki kısa aydınlık vaktinde İftar eder ve Zifiri karanlık dediğimiz Yatsı vaktinde uyurdu. Saat yoktu ve zaman güneş ve ayın durumuna göre tayin edilirdi. Bu yazıyı anlamak için 1 hafta elektriksiz yaşayın ve aydınlatma aracınız olmasın o zaman meselenin hakikatini daha iyi keşfedersiniz.
Günümüzde, gece boyunca elektrik aydınlığında -açlıktan ölürüz korkusuyla- tıka basa yiyor yatıyor, gündüz vaktinde oruç tutmaya çalışıyoruz. Bu durum günümüz hayat düzenine son derece ters bir durumdur. Ramazan ayı, Müslümanların diğer aylara nazaran daha fazla yemek yediği ve adeta yemek ziyafeti çektiği bir dönem olmuştur.
Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı ve İslam dünyasındaki birçok Din Kurumu, Ramazan ayı geldiğinde Sabah Ezanını yaklaşık 45 dakika geriye çekiyor ve keyfi bir şekilde İmsak Vaktinde okutuyor. Saf Müslümanlar, neredeyse güneşin doğmasından 1,5 saat önce gece karanlığında Sabah Namazı kılıyor ve Oruca başlıyor. Yaz mevsiminin korkunç sıcaklarında, yarı uykusuz geçen geceler, tıka basa yenmiş yemeklerin yol açtığı mide rahatsızlıkları, gündüz boyunca devam eden halsizlik ve yorgunluklar sebebiyle adeta zorla ibadet ediyoruz.
Acaba gerçekten Yüce Allahın ve Peygamber’in istediği bu muydu?
Oruç ibadeti ilk emredildiğinde şu ayetler bildirildi:
> EY İNANANLAR. SİZDEN ÖNCEKİLERE YAZILDIĞI GİBİ, (HASTALIKLARDAN) KORUNMANIZ İÇİN SİZE DE ORUÇ YAZILDI. > ORUÇ GÜNLERİ SAYILIDIR. SİZDEN KİM HASTA VEYA YOLCULUKTA OLURSA TUTAMADIĞI GÜNLER SAYISINCA BAŞKA GÜNLERDE TUTAR. ORUCA DAYANAMAYANLARIN FİDYE VERMESİ, BİR YOKSULU DOYURMASI GEREKİR. BUNUNLA BERABER, KİM GÖNÜLDEN İSTEYEREK BİR HAYIR YAPARSA, O KENDİSİ İÇİN DAHA İYİDİR. BİLİRSENİZ, ORUÇ TUTMANIZ SİZİN İÇİN DAHA HAYIRLIDIR. > İNSANLARA YOL GÖSTERİCİ, GERÇEĞİ, DOĞRU İLE YANLIŞI BİRBİRİNDEN AYIRIP AÇIKLAYICI OLARAK KURANIN İNDİRİLDİĞİ RAMAZAN AYINA KİM ERİŞİRSE ORUÇ TUTSUN. KİM HASTA OLUR VEYA SEFERDE OLURSA TUTAMADIĞI GÜNLER SAYISINCA BAŞKA GÜNLERDE ORUÇ TUTSUN. ALLAH SİZİN İÇİN KOLAYLIK İSTER, GÜÇLÜK İSTEMEZ. SAYIYI TAMAMLAMANIZI, SİZE DOĞRU YOLU GÖSTERDİĞİ İÇİN ALLAHI YÜCELTMENİZİ İSTER Kİ, BÖYLECE ŞÜKREDERSİNİZ.>> <<BAKARA//MD/2>
Bu ayetlerden sonra Müslümanlar birçok konuda tereddüt etmişlerdi. Eğer bir Müslüman İftar yemeğini yeyip de Yatsı namazını kıldıktan sonra uyursa, bir daha gece kalkıp yemek yemez ve ertesi gün iftara kadar oruç tutardı. Ayrıca geceleri de olsa kadınlara yaklaşmazlardı. (Buhari, Savm 15; Tirmizi, Tefsir 2, (); Ebu Davud, Savm 1, (); Nesai, Sıyam 29, (4, ))
Hz Ömer ve bazı Müslümanlar bu konuda huzursuz olmuşlardı. Daha sonra şu ayetler bildirildi:
> ORUÇ GECESİ KADINLARINIZA YAKLAŞMAK SİZE HELAL KILINDI. ONLAR SİZİN ÖRTÜLERİNİZ, SİZ DE ONLARIN ÖRTÜLERİSİNİZ. ALLAH NEFSİNİZE GÜVENEMEYECEĞİNİZİ BİLDİĞİ İÇİN TEVBENİZİ KABUL EDİP AFFETTİ. ARTIK BUNDAN SONRA ONLARA YAKLAŞIN VE ALLAHIN YAZDIKLARINA TABİ OLUN. UFKUN BEYAZ İPLİĞİ (ÇİZGİSİ), SİYAHINDAN AYIRD EDİLİNCEYE KADAR YEYİN İÇİN. SONRA DA GECE OLUNCAYA (AKŞAMA) KADAR ORUCU TAMAMLAYIN. MESCİDLERDE İBADETE ÇEKİLDİĞİNİZ ZAMAN KADINLARA YAKLAŞMAYIN. BUNLAR, ALLAHIN SINIRLARIDIR. BUNLARI AŞMAYIN. ALLAH İNSANLARA AYETLERİNİ BÖYLE AÇIKLAR Kİ, (KÖTÜLÜKLERDEN) KORUNUP SAKINSINLAR.>> <<BAKARA//MD/2>
Buhari ve Müslimde yer alan hadiste şöyle söyleniyordu: Beyaz iplik siyah iplik sizce ayrılıncaya kadar yeyin için ayeti indiği zaman tan yerinde kelimeleri henüz nazil olmamıştı. Bir kısım insanlar, oruç tutacakları zaman ayaklarına siyah ve beyaz (iplik) bağlar, bunlar görülünceye kadar yiyip içmeye devam ederlerdi. Bunun üzerine Cenab-ı Hakk Tan yerinde kelimelerini inzal buyurdu. O zaman herkes anladı ki burada beyaz ve siyah ipliklerden maksat gündüz ve gece imiş. (Buhari, Savm 16, Tefsir, Bakara 2, 28; Müslim, Sıyam 35, ())
Sahur, Peygamberimizin ifadesiyle “Sabah Yemeği” demektir ve bu konudaki bütün hadislerde Güneş doğmadan önceki sabah aydınlığında, Seher Vaktinde yendiği sabittir.
Hz Peygamber döneminde, Bilal Habeşi, Yalancı Aydınlık (Fecri Kazip) denilen ve ufuktan göğe yükselen ince bir beyaz çizgiyi gördüğü zaman çıkar ezan okurdu. Bilal’in ezanını duyanlar da hemen Namaz kılar ve Sahur yaparlardı. Fakat Peygamberimiz birçok kez Müslümanları uyarmış ve “Bilal geceleyin Ezan okuyor, siz Onun ezanına uymayın Ümmü Mektum’un ezanını dikkate alın. Çünkü O sabah olmadan ezan okumaz” diye söylemişti. Kendisi de Bilal’in ezan okumasını dikkate almadan sahurunu yapmıştı. Kuran yazarlarından İbn Mesut’un ifadesine göre; Hz. Peygamber, “Bilal’in ezanı hiç birinizi sahurunuzu yemekten alıkoymasın. O ayakta olanları uyarmak ve uyuyanları uyandırmak için ezan okur” diye uyarıda bulunmuştu.
Hatta bir defasında Hz. Peygamber, Ebu Katadeyi bir işe göndermiş ve Ebu Katade de, hava iyice aydınlandıktan sonra gelmişti. Birinci fecirden sonra Hz. Peygamber ona sahurluk verdi. O, «Ey Allah’ın elçisi, sabah oldu» dedi. Hz. Peygamber, «Sahur yeyin» dedi ve ışık gözükmesin diye de kapıyı kapattı. Sahur yemeği bitince çıktı ve çok aydınlık olduğunu gördü.
Hz Peygamber’in birçok yakın arkadaşı da Sahur vaktini bu şekilde algılamışlardı. Bir Sahabe diyor ki: “Ebu Bekir Sıddıkın yanında idim. Bir gece, Allaha dilediği kadar namaz kıldı. Sonra bana, “Çık bak, şafak söktü mü” diye sordu. Çıktım, baktım ve sonra dönünce, “Göğe bir beyazlık yükseldi” dedim. O, Allaha dilediği kadar namaz kıldı. Sonra bana, “Çık, bak, şafak söktü mü” diye sordu. Çıktım ve geri döndüm. “Gökte kırmızılık yaygın hale geldi” cevabını verdim. “Şimdi gel, sahur yemeğini getir” dedi. 3 ayrı Sahabe bir kaç yoldan yaptıkları nakilde Hz. Ebu Bekirin fecri (güneşin doğmasına yakın olan kızıllığı) görmemek için kapıyı kapattırdığını, nakletmişlerdi.
Hz Peygamber, “Yiyiniz, içiniz; yalancı şafak (yükselen aydınlık) yemenize mani olmasın. Kırmızılık yayılana kadar yiyiniz, içiniz” diye söylemiş ve Güneşin doğmasından önceki kızıllığa kadar Sahur yenilebileceğini ifade etmişti. (Ebu Davud, Savm 17, (); Tirmizi, Savm 15, ())
Peygamberimizin Namaz Vakitleri hakkındaki hadisinde zamanlar çok açık belirtilmiştir: Bilesiniz, namazın bir ilk vakti bir de son vakti vardır. Öğle vaktinin evveli güneşin tepe noktasından batıya meyil (zeval) anıdır. Son vakti de ikindinin girdiği andır, ikindi vaktinin evveli, vaktinin girdiği andır. Vaktin sonu da güneşin sarardığı andır. Akşam vaktinin evveli, güneşin battığı andır. Vaktin sonu da ufuktaki aydınlığın (şafak) kaybolduğu andır. Yatsı vaktinin evveli, ufuğun kaybolduğu andır. Vaktin sonu da gecenin yarısıdır. Sabah vaktinin evveli fecrin (aydınlığın) doğmasıdır. Vaktin sonu da güneşin doğmasıdır. (Tirmizi, Salat , (); Müslim, Mevakit 6, (1, , ))
Huzeyfe adındaki sahabeye “Ne zaman Peygamberle sahur yerdiniz” diye sormuşlar ve O da: “Gündüzdü, ama henüz güneş doğmamıştı” cevabını vermişti. (Nesai, Savm 20, (4, ))
Yukarıda örneklerini verdiğimiz bütün uygulamalar, Sağlam Hadis kitaplarından alınmıştır. Bu anlayışa karşılık, İslam tarihinde İmsak vaktini yani Bilal’in ezan okuduğu zamanı doğru kabul eden bir çoğunluk oluşmuştur. Bunlar “Aman bir hata yaparız, ihtiyatlı davranalım” düşüncesiyle uygulamayı zorlaştırmışlar ve yukarıda verdiğimiz örnekleri dikkate almamışlardır.
Bu anlayış hakim olunca da, Saf Müslümanların Ramazan geceleri, İmsak vaktinde ikiye bölünmüş, uykusuzluk çekmişler, henüz sabah olmadığı için Sahur yapıp yatmak zorunda kalmışlar, tok karınla yatınca da mide rahatsızlıkları, kabuslar ve sağlık sorunları ortaya çıkmıştır.
Halbuki, Ramazan ile ilgili ilk ayetlerde belirtildiği gibi: “Allah Müslümanlar için kolaylık diler, zorluk dilemez”. Müslümanların hayatını zorlaştıran cehalet ve aşırılıktır. İmsak vakti esas alındığında; Müslümanlar (Haziran ayında) Güneşin doğmasından Mekke’de , Antakya’da , İstanbul’da , Sinop’ta 2 Saat, Köln’de 4 Saat öncesinde Sahur yapmak zorunda kalmaktadır. İslamın doğduğu topraklarda günlük oruç zamanı ortalama 12 Saat iken, Kuzeye doğru çıkıldıkça bu 20 saate kadar uzamaktadır. Altı ay gündüz Altı ay gece yaşanılan bölgelerde ne yapılacağı konusuna hala cevap bulunamamıştır.
Hz Peygamber’in yukarıdaki uygulamalarında ve hadislerinde görüldüğü gibi; Sahur yemeği Sabah yemeğidir ve Güneş doğmadan önceki aydınlıkta yenir. Sabah Namazı ile Sahur arasında tertip, yani sıra yoktur, ikisinden birisi önce veya sonra yapılabilir. Saatin ve hassas astronomik bilgilerin olmadığı bir dönemde Güneş’in doğmasından önceki kırmızılık Sahur yemeğine başlangıç vakti olarak esas alınmıştır. Orucun bitiş vakti, başlangıç vaktine de bir kıyastır ve Oruç Güneşin doğuşuyla başlar, Güneşin batışıyla biter. Günümüzde her il ve ilçede Güneşin ne zaman doğacağı astronomik hesaplarla belirlenmiştir. Bu vakit esas alınarak, Sahur Vakti ve Sabah Namazı’nın Güneşin doğmasından kısa bir süre önce sonlandırılması gerekir. Ama bu süre, Din kurumlarının veya Din adamlarının söylediği gibi gece karanlığı değildir. Nitekim, Ramazan ayı dışında Sabah Namazı için Camilere gidenler bilirler ki, Namaz sona erip sokağa çıktıklarında birbirlerini iyice tanıyacak kadar ufuktaki kızıllıkla birlikte aydınlanmış bir vakitte eve dönülür. Ancak Ramazanda uygulanan Sabah Namazı vakti, Sabah değil Gece vaktidir.
Sahur yemeği, çalışanlar ve işe erken gidenler için Erken Kahvaltı olarak algılanmalıdır. Güneş’in doğuşuna kadar yenilip içilebilir, ancak normal olan Güneş’ten 10 dakika öncesinde yeme, içmenin kesilmesidir. Bunu anlamak, kabul etmek ve uygulamak tamamen kişinin kendi iradesine bağlıdır.
Geleneksel sınırları terk edemem diyenler için de şunu söylemek gerekir: Hastalık, yolculuk vesaire gibi engeli olanlar için -ki buna günümüzde çalışma şartlarını da ilave etmeliyiz- başka günlerde oruç tutulabilmesi imkanı vardır. Mevsimin ve günlerin en adaletli dönemleri Mart veya Eylül aylarında bu imkan kullanılabilir. Zaten Oruç İbadeti, Peygamberimiz döneminde Şubat ayına rastlayan en kısa günlerde farz kılınmıştır.
Ramazan ayında, vücudun (özellikle Karaciğer ve Midenin) dinlendirilmesi, aşırı yiyeceklerden kaçınılması ve anlamlı bir şekilde açlığın hissedilmesi gerekir. Aç kalırım korkusuyla fazla yemek yanlıştır, önemli olan az ancak çeşitli yemektir. Ekmek yemeden de iftar ve sahur yapılabileceğini unutmayın ve bunu kendinizde test edin. Akşam, büyük ziyafetler yerine israfa yol açmayacak yemekler yenilmeli ve sabah aydınlığında yapacağımız Sahur yemeğini yedikten sonra kesinlikle uyunmamalıdır.
Peygamberimiz döneminde Akşam iftardan sonra Yatsı denilen zifiri karanlık başladığında namazını kılıp herkes uyumaya giderdi. Sahurda kalkıldıktan sonra uyunmazdı ve günlük hayat başlardı. Günümüzde ise Sahurdan sonra günlük hayata ve çalışmaya başlamak için birkaç saati bulan bir zaman gerekiyor. Hepimiz de bu zamanda ayakta kalamadığımız için uyumayı tercih ediyoruz. Bu yüzden sizlere bu konuda pratik bir öneride bulunmak istiyoruz.
Yüzyıllara dayalı alışkanlıkların ve yanlışların bir anda terk edilmesi zordur. Yanlışa direnmek önce bireyin kendi sorumluluğudur. Bu sebeple ister imamınıza uyun, isterseniz Kuran’a ve Aklınıza. Hayatınızı, dininizi zorlaştırmak tamamen sizin elinizdedir. Allah ile İnsan arasındaki tek bağ Akıl’dır ve Allah yanlışlarımızı bildirmek için bizimle konuşmaz. Allah insana Akıl verdikten sonra başka uyarıya ihtiyaç yoktur. “Ancak Aklını kullanan insan gerçeği kavrar ve kurtuluşa erer”
Bizim görevimiz ve sorumluluğumuz öğrendiklerimizi size aktarmaktan ibaret ancak yüzlerce yıl geçse de değişimin çok zor olduğunu da görüyoruz. Bugün, (Sayın Kemal Ilıcakın Türk kültürüne güzel bir hizmeti olan) Tercüman Eser serisinden bir hatırat vardı elimde. lerin başında birçoğu yabancıların eline geçen çeşitli müesseseleri denetlemek için gönderilen Lui Ramberin Gizli Notlar isimli eseri. Önsözünde Halid Ziya Uşaklıgilin de Rambere ait bir tanıtım yazısı var. Kitabın bir yerinde aynen şunlar yazıyor:
Bugün Ramazan başlıyor. Otuz gün sürecek bu ay esnasında işler yarı yarıya inecektir. Nezaretlerde (bakanlıklar, devlet daireleri) yalnız acele işlerle uğraşılır. Nazırlar da, gece sofrasını açarak geç vakte kadar oturmaya mecbur kalan öteki devlet ileri gelenleri gibi yorgun ve küskün yüzlerle iş başına gelirler. Gerektiği kadar uyumamış oldukları şişmiş gözlerinden anlaşılır. Mütemadiyen esnerler, sizi dinlemeye ve söylediğinizi anlamaya asla hevesleri yoktur. (A.G.E. s. 81)
Kendimizi biraz sorgulayalım. Arap ülkelerinin çoğunluğunda günlük çalışma mesaisi ile arasında yapılır ve Müslümanlar, Ramazan ayını adeta gündüzleri uyuyarak geçirirler.
İslam bilginlerinin henüz üzerinde kesin bir sonuca varamadığı en tartışmalı konu Kutuplarda İftar ve Sahur Meselesidir. Bilindiği gibi ekvatordan kutuplara doğru gidildikçe gündüz ve gece saatleri değişir. Gündüzün uzamasıyla Oruç süresi de uzar. Avrupanın kuzeyinden başlayarak İskandinav ülkelerine veya Asyanın kuzeyine doğru gidildikçe 20 saat ve hatta kutuplarda 24 saati bulan Gündüz vakitleri oluşmaktadır. Bu duruma ilişkin bizim vardığımız sonuçlar şu şekildedir:
Tekrar Özetleyelim:
İbadet bir amaç için yapılır. Oruç ibadetinin amacı: Beden sağlığı ve toksinlerin temizlenmesi, Nefsin terbiye edilmesi, sayılı günlerde günün yarısında yeme, içme ve cinsellikten uzak durulmasıdır. Orucun emredildiği dönemdeki çalışma ve uyuma vakitleri günümüzde değişmiştir. O dönemde hava karardığında Akşam veya Yatsı vaktinde yatan insanlar şimdi, gece yarısına kadar oturmakta ve sabah güneş doğduktan epey sonra Saat esas alınarak çalışmaya başlamaktadır. O dönemde, Ayın Hesaplanması için Ayın Hilal Durumu, Günün Hesaplanması için Aydınlık ve Karanlık çizgileri esas alınırken, günümüzde Aylar ve Günler astronomik hesaplarla saniyesine kadar tespit edilmektedir. Hangi Zaman Hesaplaması ile yaşıyorsak, O Hesaplama esas alınarak Oruç vakti belirlenmelidir. Allahın bütün buyrukları Adaleti ve Aklı esas alır. Müslümanlar bir uygulamada zorlanmış ise mutlaka daha sonra o uygulama Nesh yoluyla düzeltilmiş ve uygulama kolaylaştırılmıştır. Oruç da bunlardan biridir. Bütün dünyaya ve iklimlere yayılmış bulunan Müslümanlar, Oruç uygulamasında büyük zorluklar yaşamakta, sağlıklarını dikkate almayarak geleneksel kurallarla hareket etmekte direnmektedir. Yaşanılan zorlukla baş edemeyenler ise Sahur vaktine kadar oturmakta ve gündüzü çoğu zaman uyuyarak geçirmektedir. Günümüzde bu uygulamanın eski haliyle sürmesi hastalıklara ve büyük zorluklara sebep olmaktadır. Belki de bizden sonraki nesiller bu zorluklarla baş edemeyip Oruçtan da İslamdan da uzaklaşacaktır.
Oruç, Medine döneminde farz kılınmıştır. Medineye Hicret esas alınırsa, Medine döneminin ilk Ramazan Ayı 9 Mart tarihine rastlar. Farz kılınma döneminin en erken Hicretten bir yıl sonra olduğu düşünülürse Ramazan başlangıcı 26 Şubat olmalıdır. Ramazan ayı, iklime göre her yıl 10 gün erken geldiğine göre, Müslümanların ilk Oruç yılları, yılın en kısa günleri olmuştur. Bu kısa günler, Hz Peygamberin vefat ettiği yılına kadar sürmüştür. Bu dönemde uygulamada herhangi bir zorluk çıkmamıştır. Hatta günler kısa olduğu için bir çok kişi Sahur yemeği bile yemeden akşamki öğünle ertesi günü oruçlu geçirmiştir. Karşılaşılan tek sorun, gece uyunduğu ve gündüzün de oruçlu olunduğu için cinsellikten uzak olunmasıdır. Bu da yazının girişinde verdiğimiz ikinci Ayet grubu ile çözülmüş, seher vaktinde sahur yenilmesi uygulaması başlamıştır. Uzun yaz günlerinin getirdiği sorunlar, Hz. Peygamberden yıllarca sonradır. Müslümanlar o yıllarda daha güney ve daha kuzeydeki uzun gün oluşumlarından ve bu durumda karşılaşılacak sorunlardan zaten habersizdir. Sonraki asırlarda, kuralları düzeltecek bir Vahiy olmadığı için insanlar bu uygulamaya dokunamamıştır. Halbuki Müslümanlar gelişen ekonomik ve sosyal şartlara göre, amacı değiştirmeden uygulamada değişiklikler yapabilirdi.
Bu konuda vereceğimiz iki önemli örnek Miras Paylaşımı ve Kölelik meselesidir.
Hz. Peygamber döneminde, Kız çocuğu bir tane ise mirasın yarısını, iki tane ise erkeğin alacağının yarısını alırdı. Kadınlar buna itiraz ettikleri zaman, Kazancın Temel Alındığı konusunda bir ayet geldi. Miras ile ilgili temel ayetlerde ise Mirasda adaletli bir vasiyetin esas olduğu, kan bağı olmasa bile aile içerisindeki diğer yetim, evlatlık ve köle gibi kişilerin de mirastan pay alması gerektiği bildirildiği için, Türkler bir dönemden sonra ölmeden önce miraslarını -sayıları ne olursa olsun- kız ve erkek çocuklar arasında Vasiyet Yoluyla eşit olarak dağıtmaya başladılar. Cumhuriyet sonrası ise Mirasda Eşitlik meselesi hukuki bir temele oturdu. Türklerin uygulaması, ilk bakışta bu ayetteki ikili birli esasına ters gibi görünse de, Mirasın adaletli dağıtımına ilişkin temel kurallarına uygundu. Çünkü zaman içerisinde kadınların sosyal ve ekonomik statüsü değişmiş ve erkeklerle eşit duruma gelmişlerdi. Çünkü Miras konusundaki ilk ayetler geldiği ve kadınlara da hisse verileceği duyulduğu zaman bütün Araplar isyan etmiş ve Onlar mal kazanmaz, ganimet elde etmez, neden onlara miras verelim demişlerdi. Ancak Kuran, mirastan hiç pay alamayan kadınlara, çocuklara, yetimlere ve evlatlıklara da miras verilmesini emretmişti. Günümüzde Araplarda hala eski uygulama sürmektedir.
Diğer örnek olan Kölelik meselesine gelince, Kuranda kölelere adaletli davranılmasının esas olduğu, köleyi azad etmenin yani hür bırakmanın en güzel davranış olarak tavsiye edildiği görülmektedir. Köleliğin kesin olarak yasaklanması Hz Peygamber döneminde mümkün olamamış, ancak yaşadığımız son asırda bütün dünyada kölelik ancak ortadan kalkabilmiştir. Bununla birlikte modern anlamda kölelik ise Hizmetçilik şeklinde yine devam etmektedir. İnsanın kendi işini yapmaya kendisinin güç yetirmesi durumunda bir başka insanın emeğine ve hürriyetine sadece mali gücü sebebiyle tahakküm etmesi adaletli değildir.
Netice olarak, Oruç Uygulaması konusunda da tarihi, ekonomik ve sosyal şartların değişmesine ve takvim uygulamasına paralel olarak vaktin düzenlenmesi İslam düşüncesine aykırı değildir. Esas olan amacı gerçekleştirmektir. Allahın en önemli vasfı Adalettir. İnsan da her davranışında olduğu gibi uygulamalarında da Adaleti esas alarak hareket etmelidir.
Daha bundan bir nesil önce Gaz Lambaları ile yaşadığımızı ve en geç gibi uyumak zorunda kaldığımızı unutmayalım. Biz önceki yanlışları düzeltelim ki, yeni nesiller de bizim yanlışlarımızı düzeltsin ve doğru yaşasınlar.
ALLAH KOLAYLIK İSTER GÜÇLÜK DİLEMEZ
18 Haziran Aydın Nazilli namaz vakitleri Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi internet sitesinden alınan bilgiler doğrultusunda yayınlanmaktadır. Bu sayfa ile Aydın Nazilli sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı ezanı saat kaçta okunuyor? sorunuza cevap verecek bilgiler yer almaktadır.
Nazilli Cuma Namazı ise öğle namazı vaktinde kılınmaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı resmi takvimine göre 23 Haziran tarihinde Nazilli ili/ilçesinde kılınacak olan cuma namazı için cuma saati olarak belirtilmiştir. Nazilli cuma vaktine 30 dakika kala işlerinizi bitirip hazırlanmak iyi bir seçenek olabilir.
Nazilli Namaz vakitleri neye göre belirlenir? Diyanet
Namaz, belli vakitlerde farz kılınmış bir ibadettir. Allah, Nisa Sûresi’nin âyetinde namazın belli vakitlere tayin edilmiş bir ibadet olduğunu buyurur. Sizler için, Diyanet'in İlmihal-1 "İman ve İbadetler" kitabında yer alan bilgilere göre, beş vakit namaza dair merak edilenleri derledik.
Fecr-i sâdık da denilen ikinci fecrin doğmasından güneşin doğmasına, daha doğrusu güneşin doğmasından az önceye kadar olan süre sabah namazının vaktidir.
Fecr-i sâdık, sabaha karşı doğu ufkunda tan yeri boyunca genişleyerek yayılan bir aydınlıktır. Bu ikinci fecre fıkıh literatüründe "enlemesine beyazlık" anlamında "beyâz-ı müsta'razî" denilir. Bu andan itibaren yatsı namazının vakti çıkmış, sabah namazının vakti girmiş olur. Bu vakit aynı zamanda, sahurun sona erip orucun başlaması (imsak) vaktidir.
Fecr-i kâzib de denilen birinci fecir ise, sabaha karşı doğuda tan yerinde ufuktan göğe doğru dikey olarak yükselen, piramit şeklinde, akçıl ve donuk bir beyazlıktır. Fıkıh literatüründe buna uzayıp giden beyazlık anlamında "beyâz-ı müstetîl" de denilir. Bu geçici beyazlıktan sonra, yine kısa bir süre karanlık basar ve bunun ardından da ufukta yatay olarak boydan boya uzanan, giderek genişleyip yayılan fecr-i sâdık aydınlığı başlar.
Sabah namazı nasıl kılınır? Kaç rekattır? Hangi dualar okunur?
Öğle namazının vakti, İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe'ye göre, zeval vaktinden yani güneşin tepe noktasını geçip batıya doğru kaymasından itibaren başlar ve güneş tam tepedeyken eşyanın yere düşen gölge uzunluğu (fey-i zevâl) hariç, her şeyin gölgesi kendisinin iki misline ulaşacağı zamana kadar devam eder. Bu zamana "asr-ı sânî" denir. Ebû Yûsuf, Muhammed ve diğer üç mezhep imamına göre ise, öğle namazının vakti zeval vaktinden, her şeyin gölgesi, fey-i zevâl hariç, kendisinin bir misline ulaştığı ana kadardır. Her şeyin gölgesi, fey-i zevâl hariç, kendisinin bir misline çıktığı zaman, öğle namazının vakti çıkmış, ikindi namazının vakti girmiş olur.
Öğle namazı nasıl kılınır? Kaç rekattır? Hangi dualar okunur?
İkindi namazının vakti, öğle namazının vaktinin çıkmasından güneşin batmasına kadar olan süredir. Öğle namazının vaktinin ne zaman sona erdiği konusundaki görüş ayrılığına göre söylenecek olursa, ikindi namazının vakti, Ebû Hanîfe'ye göre her şeyin gölge uzunluğu, kendi uzunluğunun iki katına çıktığı andan itibaren, diğerlerine göre ise bir katına çaktığı andan itibaren başlar.
İkindi namazı nasıl kılınır? Kaç rekattır? Hangi dualar okunur?
Akşam namazının vakti güneşin batmasıyla başlar, şafağın kaybolacağı zamana kadar sürer. Şafak, İmâm-ı Âzam'a göre akşamleyin ufuktaki kızıllıktan/kızartıdan sonra meydana gelen beyazlıktan ibarettir. Ebû Yûsuf, Muhammed ve diğer üç mezhebin imamına göre şafak, ufukta meydana gelen kızıllıktır. Ebû Hanîfe'nin bu görüşte olduğu rivayeti de vardır. Bu kızıllık kaybolunca akşam namazının vakti çıkmış olur. Akşam namazının vakti dar olduğu için, bu namazı ilk vaktinde kılmak müstehaptır. Ufuktaki kızıllığın kaybolmasına kadar geciktirmek uygun değildir.
Akşam namazı nasıl kılınır? Kaç rekattır? Hangi dualar okunur?
Yatsı namazının vakti, şafağın kaybolmasından yani akşam namazı vaktinin çıkmasından itibaren başlar, ikinci fecrin doğmasına kadar devam eder.
Yatsı namazı nasıl kılınır? Yatsı namazı kılınırken hangi dualar okunur?
Cuma namazı ezan saati Türkiye'nin 7 bölgesi ile 81 ilinde değişiklik gösteriyor. Peki Nazilli cuma namazı saat kaçta?
Cuma namazı Müslüman için haftalık yapılan toplu ibadet günüdür. Şartları sağlayan bütün Müslümanların kılmaları dinimizce farzdır. Kuran'ı Kerim'de ismi verilerek emredilen tek namaz olan Cuma namazı Allah’ı anmaktan alıkoyan bütün dünya meşguliyetinden uzak kalınmasını işaret etmektedir.
Kuran'ı Kerim'de ismi verilerek emredilen tek namazdır. Allahü teala, Cuma gününü Müslümanlara mahsus kılmıştır. Cuma günü öğle namazı vaktinde toplu olarak kılınmaktadır. Cuma namazının önemli özelliklerinden biri de bu namazda hutbe okunmasıdır. Cuma namazına gitmek, ergenlik çağına ulaşmış her Müslüman erkeğe farzdır.
Cuma Namazı nasıl kılınır? Kaç rekattır? Nasıl niyet edilir? Cuma namazı saat kaçta?
Peygamberimiz Hz. Peygamber (s.a.s.) Cuma Namazına ilişkin olarak şöyle buyurmaktadır:
"Bizler Ehl-i Kitab'a göre en son gelmişken, kıyamet gününde faziletçe en başa geçecek olanlarız. Şundan dolayı ki, bizden evvel onlara Kitab verildi de Allah'ın onlara farz buyurduğu gün bu cuma günü iken, onlar anlaşmazlık çıkarıp başka günlere saygı gösterdiler. Bize ise o güne itibar etmek hususunda Hak Teala hidayet verdi (Doğru yolu gösterdi). Artık bu hususta insanlar bizden geri kalmış oldular. Yahudilerin ibadet günü yarın (cumartesi), Hristiyanlarınki ise öbür gündür (pazar)."
Öğle vaktinde cemaat ile kılınmaktadır. Cuma namazının farzı iki rekattır. Ayrıca farzdan önce 4 rekat, farzdan sonra da 4 rekat olmak üzere 8 rekatta sünneti bulunmaktadır.
Cuma namazının ilk sünneti 4 rekattır, öğle namazının ilk rekatı gibi kılınır. Sadece niyet farklıdır. Niyet ederken Besmele çektikten sonra niyet edilir.
Niyet ederken, "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının 4 rekat ilk sünnetini kılmaya" denilir. İlk rekatta önce Sübhaneke duası okunduktan sonra Euzü Besmele çekilir.
Bütün rekatlarda Fâtiha ve zamm-ı süre okunur. ilk oturuşta sadece Etteahiyyatü okunur.
Son oturuşta Etteahiyyatü, Allahumma Salli, Allahumme Barik, Rabbena duaları okunur. Daha sonraki ikinci ikinci ezân okunur ve imam hutbe okumak için minbere çıkar.
Hutbe okunurken cemaatin namaz kılması vey konuşması tahrimen mekruhdur. (yapılmaması istenen)
Hatîb efendi duâ ederken, cemaat sesli âmin dememelidir. İçinden sessiz denir.
Namaz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır.
Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir.
Sonra, cemaat ile iki rekat Cuma namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı sabah namazının farzı gibi kılınır.
Niyet edilirken şöyle denilir:
"Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama"
Sonra, dört rek'at son sünneti için, "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya" diyerek niyet edilir..
Bu sünnet de aynı şekilde ilk sünnet gibi kılınır. Bu kapsamda Cuma namazı, farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur.
Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınır. Niyet ederken şu ifade kullanılır:
"Niyet ettim Allah rızası için edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına".
Bu ifadeyle niyet edilirse eğer o günün cuma namazı şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınışı olur. Kabul olunmuş ise en son kazaya kalmış öğle namazının yerine sayılır.
Bundan sonra, iki rek'at vaktin sünneti kılınır. "Niyet ettim Allah rızası için Vaktin sünnetine" diye niyet edilir. Cum'a sahîh olmadı ise, bu on rek'at, öğle namazı olur. Bundan sonra, Âyet-el-kürsi ve tesbîhler okunup, duâ edilir.
Tesbih namazı nedir, nasıl kılınır?
Hacet namazı nasıl kılınır?
İstihare namazı nasıl kılınır? İstihare nasıl yapılır?
Teheccüd namazı nedir ve nasıl kılınır?
Vitir namazı nedir, nasıl kılınır? Diyanet İşleri Başkanlığı
Nazilli cuma namazı saati ne zaman? Nazilli sabah ezanı kaçta okunuyor? Nazilli akşam ezanı kaçta? gibi tüm Nazilli namaz vakti sorularının cevaplarını bu sayfada bulabilirsiniz.
Nazilli namaz vakitleri NTV Haber'de! Nazilli imsak, sabah, öğlen, ikindi, akşam ve yatsı ezan saatleri için bu sayfayı ziyaret edebilirsiniz!
Tarih | İmsak | Güneş | Öğle | İkindi | Akşam | Yatsı |
---|---|---|---|---|---|---|
17 Haziran Cumartesi | ||||||
18 Haziran Pazar | ||||||
19 Haziran Pazartesi | ||||||
20 Haziran Sal | ||||||
21 Haziran Çarşamba | ||||||
22 Haziran Perşembe | ||||||
23 Haziran Cuma | ||||||
24 Haziran Cumartesi | ||||||
25 Haziran Pazar | ||||||
26 Haziran Pazartesi | ||||||
27 Haziran Sal | ||||||
28 Haziran Çarşamba | ||||||
29 Haziran Perşembe | ||||||
30 Haziran Cuma | ||||||
01 Temmuz Cumartesi | ||||||
02 Temmuz Pazar | ||||||
03 Temmuz Pazartesi | ||||||
04 Temmuz Sal | ||||||
05 Temmuz Çarşamba | ||||||
06 Temmuz Perşembe | ||||||
07 Temmuz Cuma | ||||||
08 Temmuz Cumartesi | ||||||
09 Temmuz Pazar | ||||||
10 Temmuz Pazartesi | ||||||
11 Temmuz Sal | ||||||
12 Temmuz Çarşamba | ||||||
13 Temmuz Perşembe | ||||||
14 Temmuz Cuma | ||||||
15 Temmuz Cumartesi | ||||||
16 Temmuz Pazar | ||||||
17 Temmuz Pazartesi | ||||||
18 Temmuz Sal |
GÜN | TARİH | İMSAK | GÜNEŞ | ÖĞLE | İKİNDİ | AKŞAM | YATSI |
1 | Perşembe | ||||||
2 | Cuma | ||||||
3 | Cumartesi | ||||||
4 | Pazar | ||||||
5 | Pazartesi | ||||||
6 | Salı | ||||||
7 | Çarşamba | ||||||
8 | Perşembe | ||||||
9 | Cuma | ||||||
10 | Cumartesi | ||||||
11 | Pazar | ||||||
12 | Pazartesi | ||||||
13 | Salı | ||||||
14 | Çarşamba | ||||||
15 | Perşembe | ||||||
16 | Cuma | ||||||
17 | Cumartesi | ||||||
18 | Pazar | ||||||
19 | Pazartesi | ||||||
20 | Salı | ||||||
21 | Çarşamba | ||||||
22 | Perşembe | ||||||
23 | Cuma | ||||||
24 | Cumartesi | ||||||
25 | Pazar | ||||||
26 | Pazartesi | ||||||
27 | Salı | ||||||
28 | Çarşamba | ||||||
29 | Perşembe | ||||||
30 | Cuma |
Nazi̇lli̇ namaz vakitleri sayfamız ile Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hazırladığı Nazi̇lli̇ ezan saatleri bilgisine ulaşabilirsiniz. Nazi̇lli̇ ezan vakti geri sayım sayacı ile güncel namaz vakitlerini kaçırmayın. Sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazı ezan vakti saat kaçta okunuyor sorusunun yanıtı ve namaz vakitleri sayfamızda bulunuyor.
Miladi Tarih / Hicri Tarih
Dini Gün / Haftanın Günü
23 OCAK / 01 RECEB
ÜÇ AYLARIN BAŞLANGICI / PAZARTES
26 OCAK / 04 RECEB
REGAB KANDL / PERŞEMBE
17 ŞUBAT / 26 RECEB
MRAC KANDL / CUMA
21 ŞUBAT / 01 ŞABAN
/ SALI
06 MART / 14 ŞABAN
BERAT KANDL / PAZARTES
23 MART / 01 RAMAZAN
RAMAZAN BAŞLANGICI / PERŞEMBE
17 NSAN / 26 RAMAZAN
KADR GECES / PAZARTES
20 NSAN / 29 RAMAZAN
AREFE / PERŞEMBE
21 NSAN / 01 ŞEVVAL
RAMAZAN BAYRAMI (1. Gün) / CUMA
22 NSAN / 02 ŞEVVAL
RAMAZAN BAYRAMI (2. Gün) / CUMARTES
23 NSAN / 03 ŞEVVAL
RAMAZAN BAYRAMI (3. Gün) / PAZAR
21 MAYIS / 01 ZLKADE
/ PAZAR
19 HAZRAN / 01 ZLHCCE
/ PAZARTES
27 HAZRAN / 09 ZLHCCE
AREFE / SALI
28 HAZRAN / 10 ZLHCCE
KURBAN BAYRAMI (1. Gün) / ÇARŞAMBA
29 HAZRAN / 11 ZLHCCE
KURBAN BAYRAMI (2. Gün) / PERŞEMBE
30 HAZRAN / 12 ZLHCCE
KURBAN BAYRAMI (3. Gün) / CUMA
01 TEMMUZ / 13 ZLHCCE
KURBAN BAYRAMI (4. Gün) / CUMARTES
19 TEMMUZ / 01 MUHARREM
HCR YILBAŞI / ÇARŞAMBA
28 TEMMUZ / 10 MUHARREM
AŞURE GÜNÜ / CUMA
17 AĞUSTOS / 01 SAFER
/ PERŞEMBE
16 EYLÜL / 01 webgrid.co.uk
/ CUMARTES
26 EYLÜL / 11 webgrid.co.uk
MEVLD KANDL / SALI
16 EKM / 01 webgrid.co.ukR
/ PAZARTES
14 KASIM / 01 webgrid.co.uk
/ SALI
14 ARALIK / 01 webgrid.co.ukR
/ PERŞEMBE
Bugün Nazilli, Aydın Turkey için Namaz Vakitleri Sabah Namazı Vakti AM, Öğle Namazı Vakti PM, İkindi Namazı Vakti PM, Akşam Namazı Vakti PM ve Yatsı Namazı Vaktidir PM. En doğru NazilliEzan ve Namaz vakitlerini haftalık Namaz saatleri ve aylık Namaz zaman çizelgesi ile öğrenin.
Her gün namaz kılmak, dünya genelindeki tüm Müslümanların yerine getirmesi gereken en hayati ve temel görevlerden biridir. Namazlarınızı vaktinde kıldığınızda tüm sorunlarınız çözülecek ve Allah (CC)’ın inayeti üzerinizde olacaktır.
Tüm yıl için Nazilli namaz vakitlerini zaman ve Islami Takvim çizelgesini yazdırarak takip edebilirsiniz. Namaz Vakitleri zaman çizelgesi otomatik olarak güncellenir ve bu sayede her zaman en güvenilir ve doğru namaz vakitlerine ulaşabilirsiniz ve Ramazan takvimi için Ramazan Dilediğiniz yerde ve zamanda namaz vakitlerini görüntülemek için Athan Uygulamasını indirebilirsiniz. Athan Uygulaması sayesinde kıldığınız namazları girebilir, her zaman kolaylıkla namaz geçmişinizi görüntüleyebilirsiniz.
gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede