Sagra fındık

Sagra Fındık

sagra fındık

Ordu şehrinin bir buçuk asır önce fındıktan haberi yok denecek kadar azdı. Ordu’nun bu kadar kısa süre içinde, fındığın en çok üretildiği ve ihracatının gerçekleştirildiği bir merkeze dönüşmesi asla tesadüf değildi. Bazen “Bir aile, bir şehrin kaderinde büyük roller üstlenebilir“ derler ya, işte bu hikâye de aynen bu deyişe uymaktadır. Bu hikâye, Ordu’yu fındığın başkenti yapan bu mütevazı, dürüst, girişimci Kahraman Sağra ve çocuklarının hikâyesidir.

Ama biz Ordulular, Sağra ailesinin hak ettiği değeri vermek için ne yaptık? Araştırdık, hepsi sadece bir caddeye ismi verilmişti. Biz Sağra ailesinin hakkında bulabildiğimiz bilgi ve belgeleri, sizlere aktararak sorumluluk anlayışımız gereği bir görevi yapmak istiyoruz. Şeyhoğulları sülalesinden olan ailenin lakabı “Sağıroğulları” kelimesinden kısaltılarak “Sağra” soyadı olarak alınmıştı. Sağra’ların en büyükbabası Ağazade Kahraman Ağa, Ordu civarının en zengin kişilerinden birisi idi ve bir zamanlar Ordu Belediye Reisliği görevlerinde bulunmuştu. Onun oğlu, Kahraman Sağra’da herkes tarafından “O haddinden fazla dürüst ve seviyeli bir insandır” diye kabul edilen ve şehirde çok saygı ve sevgi gören, bir kişilikti. Kahraman Sağra’da bu küçük şehrin değişimi ve gelişiminde önemli roller üstlenmiş biri olarak her daim hatırlanması ve unutulmaması gereken, fındığın sanayileşme sürecindeki önderi ve bu işlerin doğal lideri idi. Kahraman Sağra ilk girişimcilik denemelerinden biri, 1962 yılında Fatma Hatun sokakta kurduğu matbaasında çıkardığı Zaman Gazetesi’dir. Gazetede ”Rıza Şimşek Yazı İşleri Müdürü, Bilal Köyden Müessese Müdürü” olarak görev yaparlar. Matbaanın üstünde açtığı yazlık sinema da, Ordu’daki ilklerindendi. Kahraman Bey, daha sonraları Gima mağazasının Ordu’da şubesini, ayrıca şehirdeki binaların ihtiyacı olan her türlü inşaat malzemelerinin bulunduğu bir işyerini de açar ve ticari ivmesini ve cirosunu sürekli yükseltir ve genişletir. Bu arada, Kahraman Sağra, iki oğlu Yener ve Ünal Sağra’yı iyi yetişmesi ve donanması için Almanya’da okumaya yollar. Sanayici Kahraman Sağra, aynı zamanda çocuklarından, Avrupa’ya ihraç ettiği fındığın nasıl ve ne şekilde işlendiği sanayileşmesi süreci hakkında konuyu takip edip öğrenmelerini ısrarla ister… Kahraman Sağra, bugünkü Nejdet ve Dursun Gürsoy babası olan Halit Gürsoy ile de bir müddet ortak fındık ticareti de yaparlar. Oğul Ünal Sağra, Almanya’da fındık sanayiciliği ve pazarlanması konusunda oldukça deneyim kazanır, yeni bilgiler öğrenir, kardeşi Yener de fındıkta kullanılan makineleri tanır. Ünal Sağra ayrıca dünya fındıkçılık tarihinde atılan üç önemli adımı da çevresinde şöyle söyler. Bunlar:

1-)Alman Köhler’in çıkardığı ilk fındıklı çikolata,

2-) Atatürk’ün (FKB) Fiskobirlik üretici kooperatiflerini kurması,

3-) Hamburg fındık borsasının kurulmasıdır.

1964 YILI FINDIK İÇİN ORDU İLİNDE BİR MİLATTIR

Artık, Ordu’da entegre bir fındık tesisi kurmak için Sağra ailesi düğmeye basmaya hazır hale gelmiştir. Şarkiye Mahallesi, Fatma Hatun Sokakta bulunan Sağra’lara ait binada fındığın çuvaldan çıkıp modern ambalajlarda işlenmesine başlanması için tesiste her şey A’dan Z’ye hazırlanır. 1964 yılı fındık için Ordu ilinde bir milattır. Sağra ailesine ait yeni fındık makineleri çalışmaya başlaması ile Ordu insanına yeni bir iş kapısı açılır. Yani fındıkta katma değer artık yavaş yavaş Ordu’da kalmaya başlayacaktır. Artık, bir sürü kadın ve erkek yıl boyunca bir fabrikada çalışmaktan dolayı son derece çok sevinçli ve mutludur. Patron Kahraman Sağra’dan en alttaki hamalına kadar herkes umut dolu biçimde kolları sıvarlar ve üretmeye başlarlar. Yine Kahraman Sağra, 70’li yıllardan sonra, ilk defa fındığı kendi Ordu tesislerinde kavurup paketleme sürecine geçerek, Karadeniz’in ilk gerçek sanayicisi olur. Ünal Sağra’nın Almanya’da ki eğitimini bitirmesinin ardından Ordu’ya dönmesi ile Kahraman Sağra tarafından kurulmuş olan fındık işleme tesislerde, fındık kavrularak ve akabinde çikolata üretimine başlanacaktır. Sağra tesisleriyle artık ulusal bir marka olmak yolunda ilk adımlar atılmış olmaktadır.

SAĞRA’YA BÜROKRASİ VE MEVZUAT SÜREKLİ ENGELLER ÇIKARTMIŞTIR

Ünal Sağra ile tesislerin başarılı ve özverili Genel Müdürü Şerafettin Turan, çok hızlı çalışmalar yapmaya başlarlar. Ama bu ikilinin unuttukları bir şey vardır: İthalat ve İhracat hususunda oldukça yasakçı ve katı bir bürokrasi ile karşılaşırlar. Hiç ummadıkları yerlerden karşılarına engeller çıkar ve mevzuata çarparlar. Sağra ailesi ülkenin ihtiyacı olan dövizi getirecek fındığı işledikleri için destek göreceklerine gümrük mevzuatı, ithalat ve ihracat rejimindeki birçok bürokratik engelleri ile uğraşırlar. Ünal Sağra ilk başta Almanya’dan gördüğü 30 bin marklık ufacık bir ezme ve toz fındık makinesi satın almak ve fabrikasına bu makineyi kurmak ister. Ünal Sağra makineyi Türkiye’ye getirmek için devlete dilekçe verip, yasal bir izin ister. Yazdığı 50 sayfalık müracaatına devletin bakanlığından resmen “hayır” cevabı gelir. Hatta Sağra bu makineyle ülkeye yılda 20 milyon döviz getireceği garanti etmesine rağmen olumsuz yanıt alınca bu makineleri kaçakçılar vasıtasıyla el altından mecburen temin eder. Bin bir macera sonunda yurda getirilen bu makineler fındıkta devrim yaratacaktır. Sağra ailesi bu makineyi çalıştırınca artık ezme ve toz fındık ihracatına başlayabilirler. Bu yasaklar ve katı bürokrasi yüzünden Sağralar yeni ihtiyaçları olan modern fındık makinelerinin Avrupa’daki benzerlerini Ordu’da kendileri üretmek zorunda kalırlar. Allah’tan Ordu’da ilginç mucitler vardır. Boztepe’den Kenan Mağden adında çok yetenekli bir makineci bu mucit ustalardan sadece birisidir. Kenan usta ile Ünal Sağra Ordu’daki mütevazı atölyede Almanya’da fotoğrafladıkları fındık makinelerinin daha da gelişmişlerini yaparak Sağra’nın üretim kapasitenin hızla artışını sağlarlar. Kahraman Sağra böylece Ordu’nun daha sonraları en önemli ticari markası olan Sağra tesisleri ile fındık sanayisinde tam bir devrim yapar. Sağra ailesi öncülüğünde birçok sanayici de Ordu’nun fındığın başkenti ve bir ihracat merkezi olmasının önünü açarlar.

FINDIK VE KAKAO İLE ORDU SAĞRA’DA BULUŞUYOR VE KAVANOZA GİRİYOR

Sağra ailesi kurdukları yeni sanayi tesisleri için çok heyecanlı ve sevinçlidirler. Fabrikada Karadeniz fındığı ve kakao ilk kez işleme tabi tutularak şekerli bir fındık kreması haline getirilmiştir. Fındıklı kakaolu bu özel ürün önce Nugetalla adıyla daha sonra Sarella olarak ulusal pazarlara sunulur. Sarella çok tanınmadığı için Sağra ailesi endişelidir. Yabancı dev çikolata markaları karşısında yerel bir markanın piyasada tutunması için dahiyane bir buluş gereklidir. Bu amaçla Sarella ilk çıktığında desenli kesme bir su bardağının içinde piyasaya sunulur. Sarella bardağından tüketiciler altılı veya sekizli kesme bardak takım seti yapmaya başlayınca satışlar birden patlar. Bu kesme bardak işi olmasa belki de çikolatalı kremayı pazarlamak çok daha zor olacaktı. Çünkü Sarella’nın karşısında rakip olarak o yıllarda milyar dolarlık dünya çikolata devleri vardır. Sarella’dan sonra üretimden önce tesislerde çok ciddi etütler yapılan “Tadelle” için ambalaj rengi önce, beyaz planlanmıştır. Alman Desinatör Finner, Ünal Sağra’ya, Türklerin en çok neyi sevdiğini sorar, o da cevap olarak ”Türkler her şeyden önce bayrağını sever.” diye cevap verince, o da Tadella’nın rengini bayrak rengi olan kırmızı, beyaz yapar ve iki ay sonra bütün Türkiye bu renkli Tadella ile dolmuş ve çok tutulmuştur. Tadella her yerde tüketilince üretmekle yetiştiremez olmuşlardı. Ünlü Ordulu sanatçı Kamil Sönmez, Sağra’nın yeni ürünü olan “3 lezzet bir arada Jumbo” diye bir reklam filmini yapacaktır. TRT televizyonu yine bürokratik bir engel çıkartır, Kamil Sönmez’in reklamda konuştuğu Karadeniz şivesinden dolayı Sağra’nın reklamı kabul etmez ve yayınlamaz.

SAĞRA O YILLARDA YURT DIŞINA DA MAL SATMAYA BAŞLAMIŞTIR

İngilizlerin ünlü çikolatacısı olan Mars firmasının en çok satan çikolatalı barı olan “Topıc” diye bir ürünü vardı. Sağra ilk kavrulmuş fındık ihracatını da bu İngiliz firmaya yapmıştır. Sağra ailesi tesislerinde ürettikleri kavrulmuş fındık üretimine de önce yerli bir makineyle başlamıştır. İlk kavurmalarda fındıklar bir süre sonra terliyor ve birçok problemler çıkarıyordu. Sağra’nın Edip ve Temel adlı çalışkan ustaları uğraşarak bu zor problemi çözünce, gece gündüz İngilizlerin Mars firması için Ordu’da fındık kavrulmaya başlanmıştır… Her “Topıc” barın içinde tam beş tane iri fındık vardı ve Sağra, her ay İngiltere’ye dört tır kavrulmuş fındık gönderiyordu. O yıllarda dünya çikolata sanayi üç dört dev firmanın tekelindeydi, bütün alım satımlar bu firmaların elinden geçiyordu. Çikolata sanayicileri de bu gücünü kullanarak Hamburg yerine Türkiye’de hizmete açılan Sağra’dan direkt mal almaya başlayınca Hamburg’daki ithalatçılara eskisi gibi iş kalmamıştı. Bu durum tekel firmaların pek de hoşuna gitmiyordu. Sağra firması yüz yıllık sömürüye başkaldırmıştı. Çuvalla Türkiye’den iç fındık satın alan sistem alt üst olmuştu. Sağra bu düzeni bozmuştu. Sağra çuvalda iç fındık ihracı yerine artık TIR’ların üzerine yaptırılan özel ezme tankerleri ile dünya çikolatacılarına, on binlerce ton fındık füresi de gönderiyordu. Karadeniz’in ilk yerel markası ve makineleri dahil her şeyi yüzde 100 yerli olan Sarelle ilk yıllarda takriben senede 1000 ton, Karadeniz’den çıkan diğer en büyük marka olan Tadelle ise o zaman tükettiği kavrulmuş iç fındık 3 bin 700 ton idi. O yıllarda Ordulu gurbetçilerde bu ürünleri satın alıp, arkadaşlarına, bunlar Ordu’da üretiliyor diye gururla anlatırlardı. Sağra her ürünün ambalajı üzerinde “Sağra Ordu” diye yazdığı için, ayrıca Ordu’nun tanıtımına da çok büyük katkısı olmuştu. Sağra, katma değer yarattığı o yıllarda her zaman her konuda Ordu’da ekonominin bel kemiği olmuştu. Sağra ailesi tam bir Ordu sevdalısı aileydi. Her mağdur insana iş, aş ve ekmek vermeyi prensip edinmişlerdi. Onlar ailece Ordu için her zaman elini taşın altına koymaya çekinmezlerdi. 70-80’li yıllarda futbol liglerinde fırtına gibi esen Orduspor’un da en büyük maddi ve manevi destekçisi Sağra ailesiydi. Televizyonların tek kanallı olduğu günlerde reklamlarda Ordu ve Tadelle ile yer alırken, Orduspor takımının da ilk göğüs reklamı da Sağra’nın olmuştur. 1980 yılına gelindiğinde Sağra fabrikası Ordu merkezdeki Fatma Hatun sokaktaki eski fabrikaya sığmaz. Sağra, Turnasuyu meydanında kendi arazilerinde yaptıkları yeni tesislerine taşınır, son derece modern makinelerin getirilmesi ile zaman zaman 2 bin kişiyi aşkın personeli ile büyüyüp devasa bir sektör haline gelir. Türkiye’de insanlar, uzun yıllardır vitrinlerde görüp tadamadığı pahalı ve lüks çikolataların lezzetine kaliteli ve makul fiyattan Sarelle ve Tadelle ile sahip olmuştur. Fatma Hatun Sokak’taki eski bir binada başlayan sanayileşme hamlesi daha sonra Ordu’daki yeni açılan tesislerde ürettikleri o dönemin en önemli çikolataları ülkenin her yerinde yok satmıştır. Sağra ürünlerine yurt içinde ve yurt dışında her geçen gün talep artınca, bu olağan üstü piyasa hareketlenmesini fark eden rakipler taklit ürünler çıkarırlar ama Sağra ürünleriyle asla rekabet edemezler. 1985 yıllarında Sağra Special mağazaları adı altında Türkiye genelinde, yüzlerce mağaza zinciri açılır. Halkın rahatlıkla girerek uygun fiyattan çikolata, gofret, ezme vb. alışveriş yapabildiği ilk Sağra Special mağazaları bütün Anadolu’ya pıtrak gibi yayılır, ekonomiye ve iş gücüne inanılmaz katkılar yapar. Artık, Ordu insanının öz emeği olan Sağra ürünleri, yüzlerce çeşidi ile tüm ülkedeki vitrinlerde hak etikleri yeri alır ve sürekli tüketicinin takdirini toplar, birçok ödüllerde alır. Yeni yatırımlarla Sağra öyle bir büyüme gösterir ki, 250 bayisi ile Türkiye’nin en çok tüketilen çikolata markası olur. Bu gerçeği dost ve düşman herkes kabullenmiştir.

ÜLKEDE YAŞANAN KRİZLER DE SAĞRA’NIN DA SONUNU GETİRİYORDU

Baba Kahraman Sağra Temmuz 1983’de 73 yaşında vefat eder. Kahraman Sağra’nın vefatından sonra işleri devralan oğul Ünal Sağra, 1990’lı yıllarda ülkedeki yüksek enflasyona ve ekonomik krizlere rağmen ticari yönden Sağra’yı yine de büyütmeye gayret eder… Bu zor süreçte, Ünal Sağra’nın bilgisi, nezaketi, sabır ve saygınlığından oluşan vizyonuna uyum sağlayabilen Sağra Genel Müdürü Şerafettin Turan gibi bir yöneticisinin de genç yaşta vefat etmesi ile işler zora girmeye başlar. Eğer Sağra Genel Müdürü Şerafettin Turan yaşasaydı; ekonomik sıkıntıları ve uygulamadaki sorunları, yetenekli idareciliğiyle, tecrübe ve bilgisiyle ancak onunla aşılabilirdi, diye yorumlar yapılıyordu.

SAĞRA SONUNDA İŞLEYECEK UYGUN FINDIK DA BULAMAZ OLMUŞTU

Ünal Sağra, “Rüzgâr hep önümüze esti, hiç arkamızdan esmedi“ derken işte böyle bir dönemde, Sağra Ordu Turnasuyu mevkiinde yeni üretime geçmişti. Sağra sanayi tesisleri kısa bir süre sonra, Ordu’da mamulleri için işleyecek uygun fiyattan fındık hammaddesi bulamaz olmuştu. Bazı dev çikolata firmaları Sağra’yı batırmak için her platformda aleyhinde çirkin oyunlar oynuyorlardı. Ülkede her gün artan fiyatlar, yüksek enflasyona sebep veriyor, bankalar tefeci fiyatına Sağra’ya çok yüksek faizlerle para satıyorlardı. Sağra için artık tehlike çanları çalıyordu. Faizli borçlar yüzünden ticaret yapmak mümkün değildi. Sağra için ticari ortam berbat bir hale gelmişti. Sağra’nın çok acilen desteğe ihtiyacı vardı, yoksa gemi batıyordu. Siyasiler ise oy aldıkları kitlelere şirin gözükmek için Sağra gibi katma değer yaratan firmalara destek vermekten çok köstek oluyorlardı. Hele o yıllarda fındık fiyatları ve stokları üstüne tek otorite olan Fiskobirlik Kurumu üreticinin değil siyasi iktidarların oyuncağı ve arpalığı olmuştu. Zira üretilen fındığın hemen hemen tamamı, Fiskobirlik tarafından yüksek fiyatlarla ortaklardan satın alınıyordu. Devlet Hazinesi’nden aktarılan trilyonlarca lirayla üreticiden satın alınan binlerce ton fındık dev depolarda stoklanıyordu… O tarihlerde Fiskobirlik depolarında yıllardır bekletilen yüzbinlerce ton fındığın akıbeti hakkında kararı da yine politikacılar veriyordu. Politikacılar “Fındık kim tarafından, nerede, ne miktarda, hangi kalitede üretilirse üretilsin tamamı, devletin açıklayacağı taban fiyat üzerinden, Fiskobirlik (FKB) tarafından satın alınacaktır” diyorlardı. Oy kaygısıyla söylenen bu siyasi söylemler de doğal olarak Fiskobirlik’in resmi görüşü diye piyasada lanse ediliyordu… O yıllarda piyasadaki neredeyse tüm fındığı depolayan Fiskobirlik, “Devlet adına alınmış da olsa, aldığımız fındığı hammadde olarak öncelikle FKB tesisleri kullanacaktır” diye açıklama yapıyorlardı. Diğer taraftan, İstanbul’da, Orta Anadolu ve Güneydoğu’da Fiskobirlik tarafından başbayilikler kurulmuş veya kurulmakta idi. Fiskobirlik depolarındaki stok fındıklar yüzde 30’lara varan indirimli fiyatlardan sabahlara kadar bu yeni kurulan yandaş bayiliklere, yüklenerek kamyonlarla sevk ediliyordu… Bu arada, ayda bir kamyon indirimli fındık satın alma hakkı tanınan Samsun FKB başbayisi gibi gerçek bayilere de fındık talep ettiklerinde “Stoklarımız artık tükendi” yanıtı veriliyordu… Uygulama böyle şekillenince de elbette ki ülke ekonomisine katma değer sağlayan ve istihdam yaratan Sağra gibi tesisler uygun fiyattan işleyecek fındık bulamıyordu. Artan maliyetler yüzünden dev çikolata firmalarıyla Sağra rekabet etmek de iyice zorlanmaya başlamıştı. Fındığı hammadde olarak tesislerinde sürekli işleyen Sağra gibi sanayi kuruluşlarının bölgedeki sayısının artması ile Karadeniz’in kalkınması mümkün olabilecekti. Bu inançla fındığa yatırım yapacak yeni iş adamlarının işe koyulması bakımından, örnek aldıkları Sağra’nın mutlaka başarılı olması gerekiyordu…1990’lı yıllardaki ülkede kaos yaratan ve peş peşe yaşanan ekonomik krizler Sağra’yı finansal açıdan iyice zorlarken, Sağra artık her yönden yönetilemeyen bir kurum haline gelmişti. Sağra ailesi günlük sorunlarla bile baş edememekteydi. Tüm bu dramatik ve olumsuz gelişmeler maalesef Sağra’nın hazin sonunu hızlandırmıştı. Ve sonunda Ordulu Sağıroğlu ailesinin kurduğu 1960’lardan beri Ordu’nun en fazla işçi çalıştıran Sağra fabrikasını 1994’de, eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e yakınlığıyla tanınan iş adamı Kamuran Çörtük satın almıştı. Gerisi malum, Sağra tesislerinde hukuki süreçler, zor ve sıkıntı dolu günler ve küstürülen koca bir sanayici Sağra ailesi, nihayet Ordu’yu üzgün biçimde terk etmişler ve yurt dışlarına kadar dağılmışlardı. Bayındır Holding de bir süre sonra batınca, TMSF de devletin alacaklarına karşılık Ordu Sağra tesislerine el koymuştu. Eylül 2007’de Sağra tesisini TMSF tarafından ihaleyle satışa çıkmıştı.

2007’DE SAĞRA’NIN YENİ SAHİPLERİ ESKİ ÜRÜNLERİ DOĞALLAŞTIRIYOR

Toksöz Grubu şirketi Sanset Gıda 77 milyon dolara Sağra’yı TMSF’den satın aldıktan sonra tam bir yıl tesiste üretim durmuş, tesisler 10 milyon dolar harcanarak yenilenmişti. Sağra’nın yeni patronu Ahmet Toksöz ekibiyle bir yıl boyunca Avrupa’nın ünlü çikolata üreticilerini, fabrikalarını tek tek gezerek Sağra için yenilikler tasarlıyordu. Sağra’da üretilecek olan yeni ürünler, trans yağlardan, suni katkı maddelerinden arındırılıyordu. Eylül 2008’de Ordu Sağra’da yeniden üretime geçildi ve hale hazırda tesislerde üretim güzelce devam ediyor. Sağra ve çatısı altındaki markalar Tadelle, Sarelle, Gol ve Gofy’yi yeniden tüketiciyle buluşturdu. İlaç sektöründe Sanovel ile aktif faaliyetlerini sürdüren Toksöz Grubu ile Tadelle ve Sarelle de değişim rüzgârları esmeye başladı. Toksöz Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Sanset Gıda Genel Müdürü Ahmet Toksöz, “Tamamen doğal ürünler oluşturduk. Kavanozu cam, kapağı alüminyum yaptık. Plastik kapak dahi kullanmadık. Çocukluğumuzun markasını yeniden yaratırken toplum sağlığına önem verdik. Gıda boyası asla kullanmıyoruz, kakao yağı kullanıyoruz. Kıvam yakalamak için fındık püresi koyuyoruz, yumuşaklığı öyle yakalıyoruz. Katkısız, trans yağsız, GDO’suz soya lesitiniyle fark yarattık. Tamamen şekersiz Sarelle’yi satışa sunduk” diyor. Sagra markasını da yeniden canlandıran Toksöz, aynı markayla çikolata çıkardı. Tadelle’nin gamını değiştirdi, ürün çeşidini artırdı. Fındık için sanayi tesisi açan herkese mamul üretenlere ve rekabet içindeki amansız piyasada fındıklı ürünleri pazarlayanlara kolay gelsin, hepsine başarılar diliyorum.

SAĞRA AİLESİ FINDIK SANAYİCİLİĞİNİ BU MEMLEKETTE İLK ÖĞRETENLERDİR

Ordulu Sağıroğulları için son birkaç söz daha söylemek gerekir. Başta Kahraman Sağra ve oğulları Ünal, Yener ve Bekir Sağra’lar, bahtı kara fındığın kaderini değiştiren, fındıkta inkılap yaratan, fındık sanayiciliğini bu memlekette öğreten kişilerdir. Mum dibini aydınlatmaz ama bulunduğu ortamdaki zifiri karanlığa ışık tutar ve çevresindeki insanlara yol gösterir. Sağra ailesi de fındıktan katma değer yaratmasını tüm engellere, tüm bürokrasiye, tüm oyunlara ve ekonomik krizlere rağmen Türkiye’ye çok güzel öğretmiş aydın bir ailedir.

Sonuçta Ordu’da ilk kez Sağra ailesi tarafından kurulan “Fındık entegretesisleri”nin sayısı yıllar geçtikçe çoğalıyor. Artık on binlerce insan da ekmeğini bu tip onlarca fındık entegre tesislerinden sağlıyor. Sağra, ailesinin Ordu’ya ve yöre insanına kazandırdıkları, onlara yapılması gereken onanamaz bir vefa duygusuyla ve ısrarla her zaman hatırlanmalıdır. Sağra ailesi Ordu ticaretinde, ekonomisinde, sosyal hayatında yeri dolmayacağı için asla unutulmamalıdır. Çünkü fındıkta yıllardır dönen kirli oyunlara rağmen Sağra ailesi hatıralarımızda güzel bir tat bırakan nadir isimlerdendir. Fındığın sanayileşmesine gerçekten gönül veren ve Ordu’ya yatırım yapmayı manevi bir haz ile asli görev addeden, Sağra ailesi gibi bir marka bir daha bu topraklara asla gelmeyecektir.

Araştırma: Naim Güney / Ordu (2018)

KAYNAK: Naim Güney, Ünal Sağra ile yapılan şifahi görüşmeler … 2010 yılı/Ankara)

Sagra, Türk fındığını dünya ile buluşturacak

Ortakçıer, düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, OYAK'ın gıda sektöründeki varlığının stratejik bir hamle olduğunu vurguladı.

Ortakçıer, "Genel Müdürümüz Süleyman Savaş Erdem'in öncülüğünde 5 yıldır gıda ve tarım alanında dev adımlar atıyor, sadece bugünü değil, bundan 30 yıl sonrasını düşünerek ilerliyoruz. Bu stratejinin sonuçlarından biri olarak tarım sektöründeki şirketimiz HEKTAŞ, 2016 yılından bu yana net karını yüzde 521 oranında artırarak 180 milyon TL seviyesine ulaştırdı." ifadelerini kullandı.

OYAK Grubu şirketleri bünyesinde bu değeri daha da yukarıya taşıyacaklarını aktaran Ortakçıer, şunları kaydetti:

"OYAK olarak bu satın almayla ciro anlamında önemli bir atılım öngörüyorduk. Bu yıl bunun sonuçlarını da görmeye başladık, iki katına çıkardık. Gelecek yıl bu ciroyu 4 satına, 2 yıl içerisinde ise 8 katına çıkarmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda Sagra'nın cirosunun 2 yıl sonra 2 milyar TL'ye yükseleceğini söyleyebiliriz. 'Fındık' denilince akla gelen Sagra'nın yurt içi ve yurt dışı pazar payını büyütmeyi, sağlıklı, katkısız, katma değeri yüksek ürünlere ek olarak fındık ihracatını da bu ürünlerle doğru orantılı artırmayı planlıyoruz. Bunları yaparken blokchain gibi teknolojileri kullanarak uzaktan izleme, ürün besleme ve kontrollü büyütme konularındaki bilgi birikimimizle çiftçilerimize de destek olacağız."

- Sagra, Türk fındığını dünya ile buluşturacak

Sagra Genel Müdürü Erman Erol da OYAK satın almasından sonra üretim tesisindeki iyileştirmelerle yüzde 80 kapasite artışı, yüzde 15 ek istihdam sağlandığını bildirdi.

Fındığı Doğu Karadeniz'den tedarik ettiklerini aktaran Erol, "Hem yerel halka hem çiftçiye dokunuyoruz. Dünya fındık üretiminin yüzde 70'ini ülkemiz karşılıyor. Bir yandan benzersiz lezzetleri üretip bir yandan da ihracatı artırmaya odaklandık. Sagra olarak Türk fındığını dünya ile buluşturan köprü olacağız. Yurt içi pazar payımızı önümüzdeki 6 ay içinde ikiye katlamayı hedefliyoruz. İhracatımızı da 5 kat artırarak dünyadaki 130 milyar dolarlık çikolata pazarından pay almayı istiyoruz. Bunu yapabilmek içinde OYAK Gıda Tarım Sektörü şirketlerinin sinerjisi ile tedarik zinciri, satış ve pazarlama ağımız kuruldu. Son tüketiciye ulaşmak için yeniden yapılandık. Aktif ve deneyimli bir organizasyon olarak yola devam ediyoruz." şeklinde konuştu.

2 ay gibi kısa bir sürede penetrasyonu 6 kat artırdıklarını belirten Erol, sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye'de kişi başı çikolata tüketimi yaklaşık 3,1 kilo. Ancak çikolata kaplamalı ürünler pazarında ciro bazında yüzde 20 büyüme var. Satış noktalarında genişleme yurt içi pazar payımızı büyütecek. Kaliteli fındık denilince akla 'Sagra' gelir. Bunun sebebi üretimde Ordu'nun ve Doğu Karadeniz'in özel, en iyi fındıklarının kullanılmasıdır. Özel kavurma teknolojisiyle fındığın besin değeri ve aroması korunur. Sagra'nın ürünlerinde doğala özdeş değil, doğal vanilya aroması, glikoz, fruktoz şurubu değil, pancar şekeri kullanılır. Bu özelliklerimizle ve yeni ürünlerimizle iddiamızı ortaya koyuyoruz. Sagra, önümüzdeki ilk 3 ayda bu özel üretim fındıkların ana bileşeni olduğu draje markası Gol ve çeşitleriyle son tüketiciyle buluşacak. 'Doğallık ve kalite' konseptini sahiplenen Sarelle ise özel Sagra fındıklarına borçlu olduğu benzersiz lezzeti ile tarzı, yaşı, mesleği, beğenisi fark etmeksizin tüm Türkiye'yi kucaklamaya devam edecek, sürme çikolata grubunda fındığın ön planda olduğu sürpriz lezzetler ile de kategorinin öncüsü olmayı sürdürecek."

-Tadelle dünya markası olacak

Erman Erol, reklam kampanyasına Sagra'nın amiral markası Tadelle ile başladıklarını aktararak, "Bar kategorisinde yer alan ürünler genellikle içinde karamel, bisküvi gibi diğer çeşitleri barındırıyor ve sadece üzerinde çikolata kaplama var. Bu da yaklaşık yüzde 35'lere denk geliyor. Gelecek yıl Türkiye nüfusunun 3 katı kadar Tadelle üretmeyi hedefliyoruz. Türkiye'nin ilk fındıklı çikolatası Tadelle, bar kategorisinde yüzde 100 çikolata ve fındıktan oluşan bir ürün olduğu için Türkiye'de, hatta dünyada rakipsiz diyebiliriz. Dolayısıyla çikolataya doymak isteyen tüketiciler için iç piyasada olduğu kadar global pazarlarda da etki yaratıyor. Yurt dışı stratejimizde bu farklığımızı kullanacağız. Tadelle'yi dünyada kendi kategorisinde pazar lideri yapmak istiyoruz. Tadelle'de olduğu gibi Sarelle ve Gol markalı ürünlerimiz için de güçlü bir yurt dışı planlamamız var." diye konuştu.

Sagra Sarelle Bitter Fındık Ezmesi 350 Gr NETFİT6

Özenle seçilmiş fındıkların kavrularak kakao ile harmanlanmasıyla oluşan fındık ezmesi, yoğun lezzetiyle sofraların vazgeçilmezi olarak afiyetle tüketilir. Sagra, kaliteli fındık ezmesi denilince akla gelen markalardan biridir. Sagra Sarelle bitter fındık ezmesi 350 g ürünün imalatında Ordu ve Doğu Karadeniz’in özel ve iyi fındıkları kullanılır. Özel kavurma teknolojisi ile fındığın besin değeri ve aroması korunur. Ortaya lezzetli bir fındık ezmesi çıkar. Yüksek fındık oranı ile enerji ve protein deposu olan Sarelle bitter, özel malzemeleri ve üretim koşulları ile vazgeçilmez bir lezzet sunar. Organik vanilya ve %100 şeker pancarı ile üretilen lezzet, doğal içeriği ile sofralarda yer alır. Yoğun lezzeti ve aroması ile benzersiz bir tada sahip olan ürünü kahvaltılarda rahatlıkla tüketebilirsiniz.

  • Yüksek fındık oranı
  • Özenle seçilen mahsuller
  • Koruyucu içermeyen formül

Üstün Lezzeti ile Sagra Sarelle Bitter Fındık Ezmesi 350 g

Üstün Lezzeti ile Sagra Sarelle Bitter Fındık Ezmesi 350 g

Türkiye’nin önemli tarım ürünlerinden olan fındık, çikolata ile buluşarak tatlı seven herkese lezzetli bir yiyecek alternatifi sunar. Çikolata tutkunlarına özel üretilen bitter fındık ezmesi yüksek kakao oranı ile yoğun bir lezzet deneyimi yaşamanız için üretilir. Tatlı krizlerini önleyebileceğiniz Sarelle bitter fındık ezmesi 350 g miktarda sunulur. Yapacağınız birçok tarife de ekstra lezzet katar. Hemen her yaştan kişinin beğendiği ürün, tatlı tariflerinin önemli malzemeleri arasında yer alır. Evde yaptığınız waffle üzerine sürebileceğiniz gıda, yüksek fındık ve kakao oranı ile yoğun bir lezzet verir. Milföy hamurunun içerisine koyarak pratik tatlılar yapabileceğiniz Sagra fındık ezmesi, kek ve kurabiye gibi birçok tarifte kullanıma uygundur. Sarelle ürününü özel kahvaltı sofralarında pankeklerle birlikte yiyebilirsiniz. Enerji veren ürünü kahvaltıya vakit bulamadığınız zamanlarda da pratik bir şekilde hazırlayabilirsiniz.

Beğenilen Sagra Sarelle Bitter Fındık Ezmesi 350 g Yorumları

Beğenilen Sagra Sarelle Bitter Fındık Ezmesi 350 g Yorumları

Sagra Sarelle bitter fındık ezmesi 350 g kullananlar lezzetinden ve içeriğinden son derece memnun kaldıklarını belirtirler. Birçok kişinin bu yoğun lezzeti kahvaltıda ekmek ve pankek üzerine sürerek tükettiği gibi kaşıkla yiyenler de vardır. Sagra Sarelle bitter fındık ezmesi 350 g yorumları kakao oranının ideal ve aromasının yoğun olduğu hakkında memnuniyet yansıtır. Sarelle, bitter tutkunlarına hitap eden özel lezzeti ile cam kavanozlarda sunularak tazeliğini korur. Gıda ile temasa uygun olan cam kavanozlar, ürünün lezzetini ve formülünü koruyarak keyifle yemenize imkan tanır. Fındıklar Sagra kalitesi ile özel yöntemlerle kavrulur. Üretim ve cam kavanozlar ile paketleme aşamasında aromasını koruyan ürün A kalitedir. Buzdolabının dışında, direkt olarak güneş ışığı almayan serin ve kuru bir yerde uzun süre taze aromasını koruyan lezzeti severek tüketebilirsiniz.

Sagra Sarelle Bitter Fındık Ezmesi 350 g Fiyatı ve Avantajı

Sagra Sarelle Bitter Fındık Ezmesi 350 g Fiyatı ve Avantajı

Yiyeceklerin fiyatı belirlenirken kullanılan malzemelerin kalitesi, üretim koşulları ve yöntemleri gibi kriterler değerlendirilir. Ordu ve Doğu Karadeniz’in özenle seçilmiş mahsullerinin özel kavurma yöntemleri ile işlenmesiyle üretilen Sagra Sarelle, yoğun lezzeti ve uygun fiyatı ile vazgeçilmezdir. Sagra Sarelle bitter fındık ezmesi 350 g fiyatı ürünün üstün kalitesi ve lezzetinin karşılığında bütçe dostudur. Trans yağ, renklendirici ve koruyucu madde içermeyen ürünü kahvaltı sofralarınızda ailece güvenle yiyebilirsiniz. Özel cam kavanozu ile kahvaltı davetlerinizin şık sofralarında yer almaya aday olan ürünü Trendyol üzerinden inceleyebilir, uygun fiyatlarla satın almak için kampanyaları takip edebilirsiniz. Dilerseniz fırsatlardan yararlanarak üründe çoklu adetle sipariş edebilir ve yedekte de bulunmasını sağlayabilirsiniz. Siz de yoğun fındık aromasına ve kakaoya sahip Sagra Sarelle bitter fındık ezmesi 350 g satın alabilirsiniz.

Sagra OYAK ile pazar payını ikiye, ihracatını beşe katlayacak

Türkiye’nin köklü markalarından Sagra, 2021 yılı Nisan ayında OYAK Grubu Şirketleri bünyesine katılarak dünya markası olma yolculuğuna hızlı başladı. Kısa sürede gerçekleştirdiği üretim tesisindeki iyileştirmelerle yüzde 80 kapasite artışı sağlayan Sagra, tüketicilerin satış noktalarında ürünlere daha kolay ulaşabilmesini sağlamak için penetrasyonunu altı katına çıkardı.

OYAK Gıda Tarım ve Hayvancılık Sektörü Grup Başkanı M. Levent Ortakçıer, “Türkiye gıda ve tarım sektörünün 2023 yılında 150 milyar dolar büyüklük ve 40 milyar dolar ihracat hedefine ulaşması bekleniyor. OYAK’ın da son beş yılda kurduğu altyapı, tecrübesi ve yenilikçi bakış açısı, bize sürdürülebilir büyüme ve çeşitlendirilmiş risk anlayışına uygun olan gıda ve tarım sektörünün öncü oyuncularından biri olma fırsatını sağlıyor” dedi.

“Fındığın hikayesini yeniden yazıyoruz” diyen Sagra Genel Müdürü Erman Erol, Sarelle, Tadelle ve Gol’e ilave yeni ürünlerin de yolda olduğunu söyledi. Erol, “Kategorisinde rakipsiz olan Tadelle’yi dünya pazarında güçlü oyuncular arasında yer alacak bir marka yapmak istiyoruz. Aynı zamanda bu süreçte Türk fındığını dünya ile buluşturan bir köprü görevi göreceğiz” diye konuştu.

Sagra, OYAK satın almasından sonra yeni yönetim ile birlikte ürün tedariği, Ar-Ge, fabrika ve üretim alanları modernizasyonu, satış ve pazarlama organizasyonu ile insan kaynağının yeniden kurularak, birçok sürecin yapılandırıldığı yepyeni bir döneme girdi. OYAK Gıda Tarım ve Hayvancılık Sektörü Şirketlerinden Sagra yönetimi, satın almadan sonra ilk kez basınla buluştu. OYAK Gıda Tarım ve Hayvancılık Sektörü Grup Başkanı M. Levent Ortakçıer ve Sagra Genel Müdürü Erman Erol düzenlenen basın buluşmasında satın alma sonrası yapılan çalışmaları, plan ve hedefleri anlattı.

OYAK’ın gıda sektöründeki varlığının stratejik bir hamle olduğunu belirten M. Levent Ortakçıer, “Genel Müdürümüz Süleyman Savaş Erdem’in öncülüğünde beş yıldır gıda ve tarım alanında dev adımlar atıyor, sadece bugünü değil bundan 30 yıl sonrasını düşünerek ilerliyoruz. Bu stratejinin sonuçlarından biri olarak tarım sektöründeki şirketimiz HEKTAŞ 2016 yılından bu yana net karını yüzde 521 oranında artırarak 180 milyon TL seviyesine ulaştırdı. Tohumla başlayan, bitkileri besleyip koruduğumuz, blockchain teknolojisi ile izlediğimiz, her aşamada çiftçimizin yanında olduğumuz tarladan sofraya zincirini oluşturma vizyonu ile Sagra’yı bünyemize kattık. Gıda ve tarım alanlarındaki yeteneklerimiz, yenilikçi bakış açımız, entegre iş modelimizle sektörün oyun kurucularından olacağız” diye konuştu.

85 yıllık yerli marka Sagra’nın Türkiye için bir değer olduğunu vurgulayan Ortakçıer, “OYAK Grubu Şirketleri bünyesinde bu değeri daha da yukarıya taşıyacağız. Fındık deyince akla gelen Sagra’nın yurt içi ve yurt dışı pazar payını büyütmeyi, sağlıklı, katkısız, katma değeri yüksek ürünlere ek olarak fındık ihracatını da bu ürünlerle doğru orantılı artırmayı planlıyoruz. Bunları yaparken blokchain gibi teknolojileri kullanarak uzaktan izleme, ürün besleme ve kontrollü büyütme konularındaki bilgi birikimimizle çiftçilerimize de destek olacağız” dedi.

Türk fındığını dünya ile buluşturan köprü

Sagra Genel Müdürü Erman Erol ise değişimi yansıtan yeni kurumsal logosu ile tüketiciyle buluşan Sagra’daki dönüşümü anlattı. “Fındığın hikayesini yeniden yazıyoruz” diyerek söze başlayan Erman, fındığın anavatanı Ordu’dan 65 ülkeye uzanan yolculuğun yepyeni bir heyecanla sürdüğünü söyledi. OYAK satın almasından sonra üretim tesisindeki iyileştirmelerle yüzde 80 kapasite artışı, yüzde 15 ek istihdam sağlandığını belirten Erol, şöyle konuştu:

“Fındığı Doğu Karadeniz’den tedarik ediyor hem yerel halka hem çiftçiye dokunuyoruz. Dünya fındık üretiminin yüzde 70’ini ülkemiz karşılıyor. Bir yandan benzersiz lezzetleri üretip bir yandan da ihracatı artırmaya odaklandık. Sagra olarak Türk fındığını dünya ile buluşturan köprü olacağız. Yurt içi pazar payımızı önümüzdeki altı ay içinde ikiye katlamayı hedefliyoruz. İhracatımızı da beş kat artırarak dünyadaki 130 milyar dolarlık çikolata pazarından pay almayı istiyoruz. Bunu yapabilmek içinde OYAK Gıda Tarım Sektörü Şirketlerinin sinerjisi ile tedarik zinciri, satış ve pazarlama ağımız kuruldu. Son tüketiciye ulaşmak için yeniden yapılandık, aktif ve deneyimli bir organizasyon olarak yola devam ediyoruz.”

Yeni kategori ve ürünler geliyor

Türkiye pazarında genişlemeyi önceliklendirdiklerini anlatan Erman Erol, iki ay gibi kısa bir sürede penetrasyonu altı kat artırdıklarını söyledi. Erol, “Türkiye’de kişi başı çikolata tüketimi yaklaşık 3,1 kilo. Ancak çikolata kaplamalı ürünler pazarında ciro bazında yüzde 20 büyüme var. Satış noktalarında genişleme yurt içi pazar payımızı büyütecek” dedi.

Erman Erol, Sagra’nın bilinen lezzetleri Sarelle, Tadelle ve Gol’e ilave olarak hem kategori hem de ürün gamını çeşitlendireceklerini kaydetti. Erol sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kaliteli fındık deyince akla Sagra gelir. Bunun sebebi üretimde Ordu’nun ve Doğu Karadeniz’in özel, en iyi fındıklarının kullanılmasıdır. Özel kavurma teknolojisiyle fındığın besin değeri ve aroması korunur. Sagra’nın ürünlerinde doğala özdeş değil doğal vanilya aroması, glikoz, fruktoz şurubu değil pancar şekeri kullanılır. Bu özelliklerimizle ve yeni ürünlerimizle iddiamızı ortaya koyuyoruz. Sagra, önümüzdeki ilk üç ayda bu özel üretim fındıkların ana bileşeni olduğu draje markası Gol ve çeşitleriyle son tüketiciyle buluşacak. ‘Doğallık ve kalite’ konseptini sahiplenen Sarelle ise özel Sagra fındıklarına borçlu olduğu benzersiz lezzeti ile tarzı, yaşı, mesleği, beğenisi fark etmeksizin tüm Türkiye’yi kucaklamaya devam edecek, sürme çikolata grubunda fındığın ön planda olduğu sürpriz lezzetler ile de kategorinin öncüsü olmayı sürdürecek.”

Tadelle dünya markası olacak

Reklam kampanyasına Sagra’nın amiral markası Tadelle ile başladıklarını hatırlatan Erol, “Bar kategorisinde yer alan ürünler genellikle içinde karamel, bisküvi gibi diğer çeşitleri barındırıyor ve sadece üzerinde çikolata kaplama var. Bu da yaklaşık yüzde 35’lere denk geliyor. Gelecek yıl Türkiye nüfusunun 3 katı kadar Tadelle üretmeyi hedefliyoruz. Türkiye’nin ilk fındıklı çikolatası Tadelle, bar kategorisinde yüzde 100 çikolata ve fındıktan oluşan bir ürün olduğu için Türkiye’de hatta dünyada rakipsiz diyebiliriz. Dolayısıyla çikolataya doymak isteyen tüketiciler için iç piyasada olduğu kadar global pazarlarda da etki yaratıyor. Yurt dışı stratejimizde bu farklığımızı kullanacağız. Tadelle’yi dünyada kendi kategorisinde pazar lideri yapmak istiyoruz. Tadelle’de olduğu gibi Sarelle ve Gol markalı ürünlerimiz için de güçlü bir yurt dışı planlamamız var” dedi.

Çikolata çeşmeleri geri dönüyor

Erol, bir kuşağın özlemle andığı çikolata çeşmeleriyle ilgili olarak da “Bir döneme damga vuran butik Sagra mağazalarımızı yeniden açma planlarımız var. Ama her şeyden önce en çok beklenen Sarelle çikolata çeşmeleri için çalışıyor, bu deneyimi tekrar sevenleri ile buluşturmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

İki yılda 8 katına çıkacağız

OYAK Gıda Tarım ve Hayvancılık Sektörü Grup Başkanı M. Levent Ortakçıer, Sagra satın alındığı dönemde cirosunun 250 milyon TL civarında olduğunu belirterek, “OYAK olarak bu satın almayla ciro anlamında önemli bir atılım öngörüyorduk. Bu yıl bunun sonuçlarını da görmeye başladık, iki katına çıkardık. Gelecek yıl bu ciroyu 4 katına, 2 yıl içerisinde ise 8 katına çıkarmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda Sagra’nın cirosunun 2 yıl sonra 2 milyon TL’ye yükseleceğini söyleyebiliriz” diye konuştu. 

nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede