Şişman kediler oldukça sevimli gözükürler ve kedilerin sallanan göbekleri ile koşmaları insanlar için şefkat ve sevgi uyandıran bir görüntü oluşmasına neden olur. Ancak kedilerle ilgili pek çok konuda olduğu gibi kedilerin sallanan sarkık göbeklerinin de bir sırrı var. Kedilerde ilkel kese ya da primordial pouch olarak adlandırılan ve göbek kısmında bulunan yapı onların gözümüze çok sevimli gelmesine neden olsa da aslında işin özünde onların avcı olduklarının evrimsel bir kanıtı denilebilir. Bu yazımızda kedilerde göbek sarkması olarak ifade edilen ilkel kese hakkında bilinmeyenleri ele alacağız.
Kedinin karnında yer alan ve yürüdüğünde sağa sola doğru sallanan yumuşak bir doku bulunmaktadır. Her ne kadar bu doku ilk görüldüğünde akla kedilerde göbek sarkması gelse de aslında bu varsayım doğru değildir. Kedilerde göbek sarkması olarak ifade edilen durum şişmanlık ya da kilo vermeye bağlı deformasyon anlamına gelmeyebilir. Özetle her göbeği sarkık kedi kilolu ya da kilo alıp vermiş demek değildir.
Kedilerin karın bölgesinde bulunan ve sarkık bir göbek görünüme sahip olan dokuya ilkel kese ya da primordial pouch adı verilmektedir. Deri, kürk ve yağ tabakasından oluşan bu kese herhangi bir hastalık ya da şişmanlık belirtisi değildir ve kedilerin doğal bir parçasıdır. İlkel kese tüm kedilerde bulunur. Ancak kesenin boyutları kediye göre değişiklik gösterebilir. Bazı kediler oldukça büyük bir keseye sahipken bazı kedilerde bu kese fark edilemeyecek kadar küçük boyuttadır. Kediler özellikle koşturduğunda ilkel kese rahat bir şekilde görülebilir. Kedilerde ilkel kesenin olduğu bölgeye dokunulduğunda oldukça yumuşak jöle benzeri bir doku olduğu hissedilir. Bazı kediler bu bölgeye dokunulmasından hiç hoşlanmazlar. Bu durum onların keseden rahatsız olduğu anlamına gelmez sadece karın bölgelerine dokunulmasından hoşlanmadıklarını ifade eder.
Kedilerde ilkel kesenin neden bulunduğu kesin olarak bilinememektedir. Ancak bu dokuyla ilgili bazı teoriler bulunmaktadır.
Kedilerde ilkel kesenin işlevi tam olarak bilinememekle beraber bu dokunun görevine ait birçok teori bulunmaktadır. Bu teorilerden üç tanesi genel anlamda kabul görmektedir. İlk teori kedilere koruma sağlamasıdır. Kese stratejik olarak iç organların üzerinde yer alır. Kediler birbirleriyle oynarken ya da kavga ederken arka patileriyle tavşan tekmesi adı verilen tekmeler atarlar. Bu tekmeler her ne kadar zararsız gibi gözükse de hedefini tutturan bir tekme iç organların ciddi biçimde zarar görmesine neden olabilir. Ancak sarkık kese kedilerin iç organlarını koruyan ekstra bir katman görevi görerek olası yaralanmalara engel olur.
Kediler son derece çevik hayvanlardır. İlkel kese onların daha hızlı hareket edebilmelerine yardımcı olur. Koşarlarken gerginleşen bu kese onlara ekstra esneklik ve daha ileri uzanma yeteneği sağlayabilmektedir. Kediler bu özellikleri sayesinde avcılardan kaçabilirler ya da avlarını kolay bir şekilde yakalayabilirler.
İlkel kesenin sağladığı bir diğer yararın büyük bir öğün için depolama alanı sağlaması olduğu düşünülmektedir. Vahşi doğada yaşayan kediler, evcil kediler gibi günde 2 - 3 öğün beslenemezler. Avlandıklarında olabildiğince çok yemek yerler ve bu keselerinde büyük miktarda yağ saklayabilirler. İlkel keseler sadece ev kedilerinde değil, vaşak, çita, aslan ya da kaplan gibi diğer tüm kedi türlerinde de bulunmaktadır. Üstelik büyük kedi türlerinde de aynı görevi görmekte, yani kedilerin besin depolamasına olanak sağlamaktadır.
Obezite, ilkel kese ile sık sık karıştırılabilmektedir. Kilo sorununun ev kedilerinde yaygın olarak görülmesi bu karıştırmanın temelinde yer alır. Obezite tıpkı insanlarda olduğu gibi evcil kedilerde de ciddi problemlere yol açabilen bir rahatsızlıktır. Bu nedenle obez kedilerin dikkatli bir şekilde gözlemlenmesi ve beslenmesi gerekmektedir. Obez kedilerin beslenme planlarında veteriner hekimlerin de onayı ile diyet kedi maması tercih edilmesi önerilir. Kilo sorunu olan kediler için özel olarak formüle edilen diyet kedi maması çeşitlerini burayı tıklayarak inceleyebilirsiniz.
İlkel kese sarkık deridir ve kediler koştuğunda sağa sola doğru sallanmaktadır. Yukarıdan bakıldığında ise görülmemektedir. Obez kedilerin karınları ise daha yuvarlak şekillidir. Kediler koştuğunda kaburgalarının dışarıdan fark edilebilir olması gerekmektedir. Aksi durumda kedide obezite olduğu anlaşılmaktadır. Obez kedilerde sadece karın bölgesi değil tüm vücutta büyüme görülmektedir. Diğer tarafta sarkık kesede ise sadece karın bölgesinde doku fazlalığı olarak göze çarpan bir yapı yer almaktadır.
Bazı kişiler ilkel kesenin kısırlaştırma sonrasında ortaya çıktığını düşünmektedir. Ancak bu tam anlamıyla doğru bir düşünce değildir. Kısırlaştırma ile ilkel kesenin gelişiminin herhangi bir ilgisi bulunmadığı bilinmektedir. Bu yaygın kanının oluşmasının birincil nedeni ise ilkel kesenin gelişme dönemidir. Kedilerde ilkel kese yaklaşık olarak altıncı aydan itibaren gelişmeye başlamaktadır. Evcil kediler yine altı aylık olduklarından itibaren kısırlaştırılmaya başlanırlar. Bu süreçlerin denk gelmesi nedeniyle birçok kişi kedilerin ilkel keselerinin kısırlaştırma sonrasında ortaya çıktığını düşünmesine neden olmaktadır.
Uzun yıllardır sağlık, teknoloji, tekstil, kozmetik, evcil hayvan sağlığı ve ürünleri ile ilgili içerik üreten Ayşegül Tunçay Bilcen, sosyal medya yönetimi ve dijital pazarlama alanında da uzmanlaşmıştır. İçerik üretimi ve evcil hayvan bakımı ile ilgili deneyimleriyle webgrid.co.uk blog sayfasında yılından beri blog içeriği yazmaktadır.
Tıbbın ve teknolojinin gelişmesi ile obeziteden muzdarip olanlar çeşitli tedavi yöntemleri ve cerrahi işlemlerle kısa sürede ve yüksek oranda kilo kaybedebilmektedir. Bu işlemlerin ardından kilo kaybına uğrayanların derilerinde sarkmaların ve çeşitli deformasyonların görülmesi normaldir. Bu deformasyonların yarattığı görünüm nedeniyle çoğu kişi hem psikolojik ve sosyal olarak kendini iyi hissetmemekte hem de fiziksel olarak zorluk çekmektedir. Obezite cerrahisi sonrasında bu fazla deriden ve deformasyonlardan kurtulmak içinse estetik uygulamalardan yararlanılması gerekmektedir. Vücudun farklı bölgelerinde ve yüzde uygulanan ve post bariatrik cerrahi olarak adlandırılan estetik operasyonlar sayesinde fazla deriden kurtulan hastalar normal hayatlarına devam edebilmektedir.
Aşırı kilo problemi bulunanların hızlı bir şekilde kilo kaybetmesini sağlayan cerrahi işlemler bariatrik cerrahi olarak adlandırılmaktadır. Özellikle yalnızca spor ya da diyet yaparak kilo veremeyen ve fazla kiloları yüzünden diyabet ya da uyku apnesi gibi sağlık problemleri yaşayanlar bariatrik uygulamalardan yararlanabilmektedir. Tüp mide ameliyatı, gastrik by-pass ameliyatı ve mide balonu gibi bariatrik yöntemler midenin hacmini küçülterek aşırı kilo problemi olanların sağlıklı ve dengeli beslenmesine yardımcı olmaktadır.
Post bariatrik cerrahi ise bariatrik yöntemler sonrasında verilen kiloların meydana getirdiği deri sarkmalarını, gevşemeleri ve deformasyonları gidermeye yönelik estetik uygulamaları içermektedir. Vücudun farklı bölgelerinde ve yüzde ortaya çıkan aşırı deri fazlalığına göre operasyonlar çeşitlilik göstermektedir. Post bariatrik uygulamaları, bariatrik operasyon geçiren neredeyse herkes tarafından talep edilmektedir. Bunun en önemli nedenlerinden biri uzun ve zorlu bir süreç olan aşırı kilo vermeden sonra vücudun şekillendirilmesi ve çok daha estetik bir görünüm yaratma isteğidir. Post bariatrik uygulamalar, aynı zamanda hastaların psikolojik durumlarına etki ederek sosyal hayatlarından daha fazla keyif almalarını sağlamaktadır.
Bariatrik cerrahi operasyonlarından sonra kilo veren kadın ve erkeklerin vücutlarının bazı bölümlerinde diğer bölgelere göre daha fazla deri sarkmaları ve deformasyonlar görülmektedir. Aşırı kilo nedeniyle normalden çok daha fazla gerilen deri kilo verilmesinin ardından bu bölgelerde gevşemeye başlamaktadır. Bir anlamda, elastikliğini kaybeden deri hacmini büyük oranda kaybeden vücut ve yüze uyum sağlayamamaktadır. Fazla derinin yaygın olarak görüldüğü bölgeler arasında bel ve karın çevresi, kolların üst kısmı, uyluğun iç bölümleri, göğüs bölgesi, diz üstü, kalça ve yüz ve boyun bölgeleri bulunmaktadır.
Hastaların en çok sıkıntı yaşadığı bu bölümlerde sarkmalar ve deri fazlalığı farklı görünümlere bürünmektedir. Üst kolda genellikle yarası kanadı şeklinde toplanan ve aşağı sarkan bir deri görmek mümkündür. Karın bölgesinde bazen genital bölgeye kadar inen fazla deri, göğüslerde ise karın gölgesine kadar sarkabilmektedir.
Aşırı kiloya sahip olanlar diyet, spor ya da bariatrik cerrahi yöntemlerle vücutlarının neredeyse her bölgesinde ve yüz bölümlerinde bulunan yağ kütlelerini kaybetmektedir. Bu kilo verme işleminin ardından ise fazla deriyi ortadan kaldırmak amacıyla post bariatrik uygulamalardan yararlanılmaktadır. Tüp mide ameliyatı ya da diğer obezite cerrahisi işlemlerini gören kadın ve erkekler post bariatrik cerrahi uygulamalarından faydalanabilmektedir.
Bununla birlikte bu uygulamalardan yararlanmak için hastaların kilo verdikten sonra, yaşları da göz önünde bulundurularak uygun metabolik duruma gelmeleri gerekmektedir. Aynı zamanda, özellikle bariatrik operasyonlar sonrasında hastaların vücut kitle indekslerinin normal oranlarda seyretmesi ve belli bir kiloda kalmaları da önemlidir.
Aşırı kilo sahibi olanların hızlı bir şekilde fazla yağlarından kurtulmak amacıyla geçirdiği bariatrik operasyonların ardından oluşan deri fazlalığını almak için estetik operasyonlar uygulanmaktadır. Fazla ve sarkmış derinin en fazla görüldüğü bölgeler olan göğüs, bel çevresi, sırt, yüz ve boyun, kollar ve bacaklar için hastaların durumuna göre hem tüm bölgeleri içeren hem de lokal operasyonlar yapılmaktadır. Bu operasyonlardan önce uzman cerrahlar hastalara plan oluşturmaktadır. Bazı durumlarda operasyonlar tek seferde olmayabilmektedir. Bu anlamda göğüs bölgesi; karın, bacak ve popo; kollar; yüz ve boyun bölgeleri tek tek ele alınmaktadır.
Genel anestezi altında uygulanan belt lipektomisi uyluk, bel, kalça, karın ve sırt gibi birden fazla vücut bölümünde ortaya çıkan sarkmış derinin toparlanması işlemidir. Bu bölgelerin yeniden şekillendirilmesini amaçlayan operasyon aşırı deri fazlalığı bulunan hastalar için uygundur. Ortalama saat süren belt lipektomisi operasyonları bacak germe işlemleri ile birleştirilebilmektedir.
Çeşitli bariatrik operasyonların ardından aşırı kilo veren bireylerin göbek çevresinde pannus olarak adlandırılan sarkık deriler oluşmaktadır. Bu fazla ve gevşek deri kişileri psikolojik olarak etkilediği gibi deri enfeksiyonlarına da neden olabilmektedir. Pannikülektomi, bu sarkan derinin alınması işlemidir. Bu sayede hastalar fazla deriye bağlı yaşadığı problemlerden kurtulabilmektedir. Pannikülektomi operasyonlarının gerçekleştirilmesi için hastaların sabitlenmiş bir kiloya ulaşması gerekmektedir.
Bariatrik cerrahi sonrasında hastaların büyük çoğunluğunun üst kol bölgesinde deri fazlalığı oluşmaktadır. Hem buradaki deri fazlalığını hem de varsa yağ kütlesini ortadan kaldırmak ve hastalara estetik bir görünüm kazandırmak amacıyla kol germe işlemi uygulanmaktadır. Üst ve alt kolda bulunan sarkık derinin yoğunluğuna bağlı olarak cerrahlar belli oranda kesi açmaktadır. Bu kesiler yalnızca üst kolda kalabileceği gibi bilekten koltukaltına kadar uzanabilmektedir. Kolun iç kısmına saklanan kesiler operasyonun ardından belli bir süre geçtikten sonra belli belirsiz bir hal almaktadır.
Aşırı kilo kaybının ardından bacaklarda oluşan fazla ve sarkık deri günlük hayatta hastalara zorluk çıkarmaktadır. Bu derinin alınması için uygulanan bacak germe operasyonları içinse hastaların sabit bir kiloya ulaşması gerekmektedir. Vücutla orantılı bacakların oluşturulması amacıyla iç bacak germe, dış bacak germe ve vertikal bacak germe gibi farklı yöntemlerden yararlanılmaktadır. Bacaklarında orta derecede deri fazlalığı bulunan kişilere genellikle iç bacak germe operasyonu uygulanmaktadır. Bu yöntemde açılan kesiler kasığa saklanmaktadır. Aşırı sarkık deriye sahip hastalara hitap eden vertikal uygulamalarda kasıktan dize kadar bir kesi açılırken dış bacak germede ise kalça bölgesinden kasığa kadar kesi açılmaktadır. Uygulama yöntemine hastaların durumuna göre uzman hekimler karar vermektedir.
Fazla kilo kaybedenlerde sıklıkla görülen meme sarkmaları da estetik uygulamalarla düzeltilmektedir. Meme dikleştirme, hacmi küçültme ve sarkık derilerin toparlanması amaçlarıyla gerçekleştirilen operasyonlarda bir miktar iz kalması normaldir. Bazı hastalarda ise meme şekillendirme sonrasında neredeyse belli olmayan izler kalmaktadır.
Sırt çevresinde oluşan gevşek deri, dokuların yetersiz kalması nedeniyle toparlanamadığı için hastalara sırt germe operasyonu uygulanmaktadır. Genellikle yatay bir kesi açılarak gerçekleştirilen işlemde kaslar çok daha sıkı bir hale getirilmektedir. Operasyon sırasında sinirlere ve dokulara zarar verilmemesine büyük önem verilmektedir. Sırt germe işleminin ardından hastalar hem fiziksel olarak bir yükten kurtulmakta hem de estetik bir görünüm elde etmektedir.
Obezite cerrahisi işlemlerinden sonra aşırı kilo vermeye bağlı olarak yüz ve boyun bölgesinde de sarkmalar görülmektedir. Aşırı derinin görüldüğü bölgelere göre yüz ve boyun germe uygulamaları yapılmaktadır. Bu operasyonlarda izler genellikle belli belirsizdir.
Karın, meme, bacak, kollar ve sırt gibi bölgelerde görülen sarkık derinin ortadan kaldırılması amacıyla uygulanan cerrahi işlemlerde bu bölgelere kesiler açılmaktadır. Sarkık derinin fazlalığına göre kesiler bazı durumlarda oldukça uzun olabilmektedir. Kesi izleri kalıcı olmakla birlikte uzman plastik cerrahlar kesileri mümkün olduğu kadar saklamaktadır. Aynı zamanda, izler bir süre sonra silikleşerek belli belirsiz bir görünüm kazanmaktadır.
Hastaların iyileşme süresi geçirilen operasyona göre değişiklik göstermektedir. Özellikle ilk hafta semptomların en belirgin yaşandığı dönem olduğu için bu süre boyunca hastalar oldukça zorlanabilmektedir. Şişlikler, uyuşukluk, ağrı ve rahatsızlık hali bazı durumlarda aylar sürebilmektedir. Kontrollere gitmek ve doktorların tavsiyelerine uymak bu süreci kısaltarak hastaların günlük hayatlarına dönmesini kısaltmaktadır.
Post bariatrik cerrahi uygulamalarının çoğu aynı anda planlanabilmektedir. Örneğin meme operasyonları kol germe işlemiyle, belt lipektomisi ise bacak germe operasyonuyla birleştirilebilmektedir. Bununla birlikte, tüm bölgelere aynı anda cerrahi müdahale uygulanması çoğu zaman hastaların sağlığı ve operasyon süresinin uzaması gibi nedenlerle tavsiye edilmemektedir.
Her ameliyatta olduğu gibi bu operasyonlarda da bazı riskler bulunmaktadır. Enfeksiyon, kanamalar, deri altında sıvı birikmesi, alerjik reaksiyonlar, doku ve duyu bozuklukları gibi riskler olsa da gelişen yöntemler sayesinde bu riskler en aza indirilmektedir.
Kilo vermenize yardımcı olan operasyonlara bariatrik cerrahi denir. Özellikle diyetinizi iyileştirmek, daha aktif olmak, diyet hapları işe yaramadıysa ve çok fazla kilo vermeniz gerektiğinde iyi bir seçenektir.
En sık uygulanan bariatrik işlemlerden ikisi sleeve gastrektomi ve gastrik bypass cerrahisidir.
İki prosedür arasında benzerlikler vardır, ancak önemli farklılıklar da mevcuttur.
Bu makale, iki ameliyatında hem artı ve eksilerine hem de hangisinin hangi durumda düşünülmesi gerektiğini ele alacaktır.
Hem tüp mide ameliyatı hem de gastrik bypass, midenizi normal boyutundan küçük bir keseye haline getirir. Bu iki şekilde kilo kaybına neden olur:
İki prosedür, yeni mide kesesinin oluşturulma biçiminde farklılık gösterir.
Tüp mide ameliyatı ile cerrah midenizin yaklaşık yüzde 80ini kalıcı olarak çıkarır.
Geriye kalan muz şeklindeki küçük bir mide kesesi olarak dikilir. Başka hiçbir değişiklik yapılmaz.
Roux-en-Y gastrik bypass olarak da adlandırılan bu prosedürle, midenizin çoğunu ve ince bağırsağınızın ilk kısmını çıkararak veya “bypas edilerek” küçük bir mide kesesi oluşturulur.
Yeni oluşturulan mide kesesi daha sonra kalan ince bağırsağa yeniden bağlanır.
Midenin baypas edilen kısmı ince bağırsağa bağlanır, bu nedenle hala orada üretilen asit ve sindirim enzimlerini sağlar.
İnce bağırsağınızın midenizle birlikte çıkarılan kısmında normalde bazı besinler ve kalorilerin emilimi gerçekleşir.
Bu bölüm atlandığından, bu kalorilerin emilimi gerçekleşmez, bu da kilo kaybınıza katkıda bulunur.
Gastrik bant cerrahisi üçüncü tip bir bariatrik cerrahidir.
Bu işlemle, midenizin bir kısmına şişirilebilir bir bant yerleştirilerek küçük bir mide kesesi oluşturulur.
Kese ile midenizin geri kalanı arasındaki açıklığın boyutu, kaybettiğiniz kilo miktarını etkiler.
Bu, bandı karnınızın derisinin altına yerleştirilen bir bağlantı noktasından şişirerek veya söndürerek ayarlanabilir. Mide bandı ameliyatı, bant çıkararak kolayca tersine çevrilebilir.
Gastrik bypass, tüp mide ameliyatından daha karmaşıktır. Bunun nedeni, gastrik bypassın iki aşamalı bir prosedür olması, tüp midenin ise sadece bir adım içermesidir.
İki ameliyat yöntemi de laparoskopik olarak yapılır.
Bu, ameliyatı gerçekleştirmek için karnınızdaki birkaç küçük insizyondan bir kamera ve diğer aletlerle ışıklı bir kapsam içeren laparoskop ile yapılır.
Her şey yolunda gittiğinde çok fazla ağrı yaşamazsınız ve sıvıları tutabilirsiniz. Genellikle gastrik kol ameliyatından gün sonra eve gidersiniz.
Tüp mide ameliyatından sonra çok fazla ağrınız varsa, sıvıları tutamıyorsanız veya başka sorunlarınız varsa, hastanede fazladan bir veya iki gün geçirmeniz gerekebilir.
Gastrik bypass daha karmaşık olduğundan, eve gidecek kadar iyileşmeden önce muhtemelen hastanede en az 2 gün geçirebilirsiniz.
Ameliyattan sonra komplikasyonlarınız varsa hastanede daha uzun süre kalmanız gerekebilir.
Bazen laparoskopik cerrahi mümkün olmadığından açık cerrahi yapılır. Bu, karnınızda çok daha büyük bir kesi gerektirir. Bu tip insizyonların iyileşmesi küçük laparoskopik insizyonlardan daha uzun sürer.
Size açık ameliyatınız yapıldıysa, insizyonunuz eve gidebilecek kadar iyileşene kadar hastanede olacaksınız. Bu genellikle hastanede 4 veya 5 gün anlamına gelir.
Açık ameliyata ihtiyaç duymanızın nedenlerinden bazıları şunlardır:
Hastaneden çıktıktan sonra tamamen iyileşmek için zamana ihtiyacınız olacaktır. Normal aktivitelerinize devam edebilmeniz için 3 veya 4 hafta boyunca dikkatli olmanız gerekir.
Bariatrik cerrahi nispeten güvenli bir işlemdir.
Amerikan Metabolik ve Bariatrik Cerrahi Derneğine göre, büyük bir komplikasyon riski yaklaşık yüzde 4tür. Bu, obezite ile ilişkili ciddi sağlık komplikasyonları geliştirme riskinden çok daha düşüktür.
Bariatrik cerrahi de dahil olmak üzere herhangi bir ameliyatı zorlaştırabilecek bazı faktörler şunlardır:
Bariatrik cerrahi sonrası olası komplikasyonlar şunlardır:
Sleeve gastrektomi ameliyatına özgü komplikasyonlar şunlardır:
Gastrik bypassa özgü komplikasyonlar şunlardır:
Tüp mide ameliyatı ve gastrik bypass ameliyatından sonra yapmanız gereken diyet değişiklikleri temelde aynıdır.
Postoperatif diyetteki temel fark, ne kadar yiyebileceğinizi etkileyen mide kesenizin büyüklüğüdür.
Gastrik sleeve veya gastrik bypass ameliyatınızdan sonra izlemeniz gereken önemli beslenme kuralları şunlardır:
Keseniz zamanla genişleyebilir. Bariatrik cerrahiden sonra fazla yemek yememek önemlidir çünkü keseniz kaybettiğiniz kiloyu geri kazanmanız için yeterince büyüyebilir.
Hem tüp mide ameliyatı hem de gastrik bypass için geçerli olan en büyük avantajlardan biri, bu prosedürlerin aşağıdakiler gibi obezite ile ilgili durumlar için riskinizi önemli ölçüde azaltmasıdır:
Sizin için doğru olan bariatrik cerrahi türü, aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli faktörlere bağlıdır:
Bu faktörler ve bariatrik cerrahinin sizin için bir seçenek olup olmadığı hakkında doktorunuzla konuşun. Birlikte hangi tür ameliyatın sizin için daha uygun olup olmadığına karar verebilirsiniz.
Tüp mide ve gastrik bypass her iki tip bariatrik cerrahidir. İki prosedür arasında benzerlikler vardır, ancak önemli farklılıklar da bulunmaktadır. Her iki ameliyatın da artıları ve eksileri vardır.
Bariatrik cerrahi için aday olabileceğinizi düşünüyorsanız, bu prosedürlerin ve diğerlerinin riskleri ve pozitif yanları hakkında doktorunuzla konuşun.
Doktorunuzun tavsiyesi ve bilgisi ile bariatrik sleeve veya bariatrik bypass ameliyatının sizin için uygun olup olmadığına karar verebilirsiniz.
Related posts
Mide sarkması, çeşitli nedenlerden dolayı midenin normalde olması gereken yerden aşağı doğru sarkmasına denir. Mide oldukça esnek yani rahatlıkla genişleyen kaslardan oluşan yemek borusu ile ince bağırsak arasında yer alan önemli bir organdır. Tükettiğimiz besinler midede geçici olarak depolanmaktadır. Fakat mide olması gereken yerin biraz aşağısına inerse vücutta bazı problemler yaşanmaktadır. Bu durum mide sarkması olarak adlandırılmakta ve uzman doktorlar tarafından kolayca teşhis edilebilmektedir. Mide sarkması erkeklere oranlara kadınlarda daha çok görülmektedir.
Mide Sarkması Nedir?
Normalde karnında ortasında bulunan midenin leğen kemiğine doğru kayıp uzamasına mide sarkması veya gastropoz denilmektedir.
Mide Sarkması Belirtileri
Mide sarkması durumunda yaşanan belirtiler arasında şunlar sayılabilir:
Mide Sarkması Neden Olur?
Karın Kaslarında Güçsüzlük
Karını oluşturan kas ve bağ dokuları iç organları yerinde tutmayı sağlamaktadır. Bu kaslarda meydana gelebilecek güçsüzlük veya zayıflıklar mide sarkmasına yol açabilir. Mide kasları şu sebeplerden güçsüzleşebilir:
Karında İç Basınç Farkı
Kişinin uzun süre aç kalması midede küçülmeye ve bu da karında iç basıncın dengesinin bozulmasına sebep olur. Bu durumda dış dokular mideye iyi şekilde destek veremediğinden midede sarkma meydana gelebilir. Karında iç basınç farkını etkileyen durumlar arasında şunlar sayılabilir:
Mide Sarkması İçin Hangi Doktora Gidilir?
Mide sarkması durumunda hastanelerin Genel Cerrahi veya Gastroenteroloji bölümlerine gidilmektedir.
Mide Sarkması Tedavisi
Mide sarkması tedavi edilmediğinde sarkmanın devam etmesi mide atonisi yani kas esnekliğinin yok olmasına yol açmaktadır.
Fizik Tedavi
Mide sarkması durumunda öncelikle fizik tedavi uygulanmaktadır. Bu tedavi çoğunlukla uzman yönlendirmesi ile evde hastanın bizzat yaptığı hareketlerdir. Fizik tedavi sayesinde:
Bandaj Sarılması
Mide sarkması durumunda karın çevresini desteklemek için bandajlar sarılmaktadır. Bu bandajlar korse görevi görür.
Günlük Hayatta Alınması Gereken Önlemler
Mide sarkması durumunda hastanın günlük hayatta dikkat etmesi gereken noktalar şunlardır:
İlaç Tedavisi
Mide sarkması tedavisinde sindirim kolaylaştıran ilaçlar kullanılır. Ayrıca eğer doktor gerekli görürse kas içine uygun dozda galantamin hibromid veya adenozin trifosfat (ATP) enjekte edebilir.
Mide sarkması durumunda işe yaramadığı için ameliyat uygulaması önerilmemektedir. Bunun sebebi ise güçsüz olan karın kaslarında ameliyat uygulansa bile mide sarkması tekrarlama riski yüksek olmaktadır.
Tıp dilinde gastroptoz olarak da bilinen mide sarkması göbeğin üstünde karnın orta hattında bulunan midenin leğen kemiğine ya da kadınlarda rahmin bulunduğu kısmın alt bölümüne kadar uzamasına denir. Daha çok mide sarkması dediğimiz olayın çoğunlukla rastlanan nedeni uzun süren ishaller, kusma ve idrar söktürücü ilaçların kullanımına bağlı oluşan karın içi ameliyatlardan sonra ortaya çıkan tuz ve elektrolit dengesizliğidir. Bu durumda meydana gelen potasyumun azalması mide ve bağırsak sisteminde yavaşlamaya, kas sisteminde felce neden olur. Bu yüzden kaslar kendini toparlayamayarak salar ve mide sarkması ortaya çıkar. Karnın üst kısmında yemekten sonra oluşan gerginlik, sindirim güçlüğü, terleme, kusma, çarpıntı, solgunluk ve ateş basması gibi belirtilerle kendini gösterir. Genetik olarak yaşla birlikte oluşan mide sarkmalarına yönelik medikal estetik yöntemleri uygulansa da kesin bir çözüm bulunamamaktadır ancak operasyon sonrası meydana gelen veya diyabete bağlı mide düşmeleri tedavi edilebilir. Bunlarda özellikle şekerin ilaçlarla kontrol altına alınması, ameliyattan sonra özellikle mide hareketlerini arttıran ilaçların kullanılması midede oluşan şekil bozukluğunun giderilmesini sağlar.
Mide şikayetleri kanser habercisi olabilir
Midede sarkma uzmanlarca kolayca anlaşılabilen bir durumdur. Tıp alanımda ise "mide ptozu" olarak adlandırılır. Günümüzde toplumların oldukça sık bir şekilde yaşadıkları midede sarkma mide kaslarının zayıflamasından kaynaklanır. Midede sarkmanın birkaç belirtisi olarak bilinenler ise uzmanlar tarafından şöyle açıklanmakta.
Mide Sarkması Belirtileri
Mide sarkmasında ayırıcı tanı koyulabilecek özel bir belirti nadiren görülür.
Aşağıdaki durumlarda mide sarkmasından şüphe edilebilir:
Mide sarkması tedavi edilmediği takdirde nadiren sarkma devam ederek mide atonisine (kas esnekliğinin kaybolması) neden olmaktadır.
Mide Sarkması Neden Olur?
Mide sarkmasında midenin en üst kısmı yükselirken aşağı bölümde kalan yarısı alt karına doğru esner.
Aşağıdaki durumlar mide sarkmasına yol açabilir:
1) Karın Kuvvetsizliği
Karın içi kasları ve bağ dokuları mideyi ve diğer iç organları yerlerinde sabit tutar. Bu kas ve bağ dokular zayıflarsa mide sarkması oluşabilir.
Bu duruma yol açabilecek etkenler şunlardır:
2) Karın İçi Basınç Farkı
Uzun süreli açlık sonrasında midenin küçülmesi ile birlikte karın içi basınç dengesi bozulabilir. Bu nedenle mide dış dokular tarafından yeterince desteklenemez. Sonuçta mide sarkması yaşanabilir.
Benzer etkiye sahip olan durumlar şunlardır:
Mide Sarkması Tedavisi
1) Fizik Tedavi
Mide sarkmasında ilk uygulanan tedavi türü fizyoterapidir. Çoğu yöntem uzman yönlendirmesi çerçevesinde hasta tarafından bizzat evde uygulanabilir.
Tedavi esnasında;
2) Bandaj
Bazı mide sarkması vakalarında karın çevresini destekleyecek korse benzeri bandajlar gerekli olmaktadır.
3) Yaşam Tarzı Önlemleri
4) İlaç Tedavisi
Mide sarkmasında cerrahi müdahale tavsiye edilmemektedir. Çünkü karın kuvvetlenmediği sürece ameliyat yapılsa dahi mide sarkması tekrar ortaya çıkmaktadır.
gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede