Doğumu izleyen 6 haftalık (42 gün) döneme “lohusalık dönemi” denir. Bu dönemin sonunda gebeliğin kadında yarattığı fizyolojik ve psikolojik değişimler, gebelikten önceki haline döner. Lohusalık dönemi anne vücudunun gerek psikolojik gerekse fiziksel olarak toparlanması için önem taşımaktadır.
Bu dönemde görülen vaginal kanama ve akıntıya “ loşi “ ( lochia) denir.
Kanamanın rengi zamanla açılır, önce sarı, sonra beyaz renk alarak yaklaşık dört hafta kadar devam eder.
İçeriği açısından enfeksiyona uygun bir ortamdır. Bu nedenle hijyene çok dikkat edilmelidir
Pedler sıklıkla değiştirilmeli ve ilk 3– 4 hafta tampon kullanılmamalıdır.
Her ped değişimi sonrasında eller iyice yıkanmalıdır.
Bebeğin her emzirilmesi ve her bakımı öncesi eller yıkanmalıdır.
Lohusa akıntısının göğüsler ile temas etmesi önlenmelidir.
Doğumla birlikte süt salgılanmaya başlar ve lohusalık boyunca devam eder. Bu olaya “ laktasyon” denir
Bebeğin emzirilmesi sırasında oluşan memebaşı uyarısıyla beyinden oksitosin hormonu salgılanır. Oksitosin rahim kasılmasını sağlar, bu nedenle emzirme sırasında karın ve kasıkta ağrılar hissedilmesi normaldir.
Endişelenmeyin, ilk üç gün süt miktarı azdıwebgrid.co.uk emdikçe süt salgısı artacaktır.
Ağrı : Doğumdan hemen sonra rahim kasılmaları, doğum sırasındakilere kıyasla daha şiddetlidir. Bunlara artçı ağrılar denir. gün kadar devam edebilir. İlk 12 saatte sıklıkları daha fazladır. Daha sonra gerek sıklığı, gerek şiddeti giderek azalır.
Taburcu olduktan sonra arada sırada ağrı hissedebilirsiniz. Size reçete edilen ağrı kesicilerden günde tane alabilirsiniz.
Vajinal doğum yapan lohusalar, yara yerlerinin şişliği ve hassasiyeti geçene kadar üzerine oturmamalıdırlar.
Ateş ve terleme : Doğum sonrasında hafif ateşiniz olabilir. Eğer 38 °C üzerinde ateşiniz olursa önce göğüslerinizi kontrol edin. Göğüslerde süt birikmesi (göğüslerin aşırı sert ve hassas olması ile anlaşılır) ateşe neden olabilir. Böyle bir durumda göğüslerinizi yumuşayıncaya kadar süt pompası yardımı ve masajla boşaltın. Bir saat sonra ateş halen yüksek ise doktorunuzu arayın.
Doğumdan sonra terlemek ve sık sık idrara çıkmak normaldir. Vücut bu şekilde gebelik sırasında tutulan suyu atacaktır.
Eğer normal doğum yaptıysanız;
Normal tuvalet temizliğini önden arkaya doğru temiz su ile yapmanız ve tuvalet sonrası kağıt peçete ya da havlu ile iyice kurulamanız,dikişlerinizin temizliğini dezenfektan bir solüsyon ile bir hafta kadar yapmanız gerekmektedir.
Enfeksiyon belirtilerine dikkat!
Eğer sezaryen ile doğum yapmışsanız;
Eve çıktıktan sonra pansuman yapmanıza gerek yoktur. Kesi yerinizde sertlik, hissizlik olabilir. Bu durum birkaç ay sonra düzelebilir.
Bunun yanısıra şişlik, kızarıklık, açılma, şiddetli ağrı, akıntı olması durumunda doktorunuza bilgi veriniz. Kesi yerinizi normal sabunlu su ile yıkayabilirsiniz.
İlaçlar: Doğum sonrasında, 6 hafta süreyle doktorunuzun gebelik süresince size vermiş olduğu vitaminlere devam ediniz. Kontrole geldiğinizde ilaçlara ne kadar daha devam etmeniz gerektiğini doktorunuza danışınız.
Banyo : Lohusalık döneminde çok terleyeceğiniz için sık sık duş alabilirsiniz. Küvet banyosu lohusalık bittikten sonra (42 gün) yapılabilir.
Hareket : İster sezeryanla, isterseniz normal yolla doğum yapın, eve gittiğinizde kendinizi yatağa bağlamaktan kaçının. Şüphesiz istirahat edeceksiniz, ama uzun süre yatmanın damarlarda pıhtı oluşması gibi bir takım riskleri de beraberinde getireceğini hatırınızda tutun
Normal doğumdan 1 hafta sonrasından itibaren hafif egzersizlere ve kegel egzersizlerine başlayın.
Sezeryan sonrası 2 ay boyunca, dikişlerinizi zorlayıcı hareketlerden ve ağır eşyaları (su dolu kova, ağır valiz, koltuk gibi) kaldırmaktan kaçınmalısınız. Ayrıca ilk birkaç hafta boyunca, öksürürken ve doğrulurken ellerinizle dikişlerinizi destekleyin.
Doğumdan 6 hafta sonra tüm genital organlar gebelik öncesi normal durumlarına dönerler. Bu nedenle cinsel ilişkiye, doğumdan 6 hafta sonra, hekim kontrolünü takiben izin verilir.
Doğum sonrasında ilk cinsel ilişkiler ağrılı olabilir. Bunun nedeni vajen duvarının doğum sonrası düşük estrojen düzeyleri nedeni ile incelmesidir.
El ve ayaklarda şişmeler:
Tüm kadınların yaklaşık % 40’ı hamileliğin son aylarında veya doğum sonrasında artan bacak, ayak ve el şişmelerinden yakınır. Bu sık görülen bir sorundur ve genellikle doğumdan sonraki 1 hafta içinde geriler.
Bu durumda, uzun süre aynı pozisyonda, ayakları sarkıtarak oturulmaması ve ayakta durulmaması önerilir.
Normal miktarda tuz almanızda sakınca yoktur.
Vücutta toplanan su, normal şartlar altında doğumdan sonra 6 hafta içerisinde kendiliğinden atılır. Şikayetlerin artması veya yeniden ortaya çıkması halinde doktorunuza haber veriniz.
Doğum sonrası adet görme:
Emziren annelerin bir bölümü lohusalık sonrası emzirme döneminde adet görmez. Buna “ laktasyon amenoresi” denir. Bu durum 12 aya kadar devam edebilir.
Diğer değişiklikler
Lohusalık ve emzirme dönemlerinde aşırı saç dökülmesi olabilir. Hatta bu durum hamilelik süresince zaten dökülmesi gereken saçların dökülmemesi ve doğumdan sonra dökülmeye başlamasıyla oldukça dramatik bir şekilde ortaya çıkabilir, endişelenmeye gerek yoktur.
Anneler değişen hormonların da etkisi ile doğum sonrası ilk günlerde psikolojik olarak olumsuz etkilenebilirler.
Bu belirtilerin aşırı boyutlarda olması doğum sonrası depresyonun (postpartum depresyon) habercisi olabilir.
Eşinizin ve ailenizin yardımı size en büyük destektir
Emzirme süresince beslenme
Doğum sonrası eve çıkan anne dilediği ve kendisine dokunmadığını bildiği her şeyi yiyip içebilir.
Günde ortalama kalori almaları önerilir.
Gıda alımınızı 5 – 6 küçük öğüne dağıtınız.
Tam buğday ekmeğini beyaz un mamullerine tercih ediniz.
Her ana öğünde doğru, proteinden zengin beslenmeye dikkat ediniz.
Düzenli olarak kalsiyumdan zengin gıdalar yiyiniz.
Aşırı yağlı ve şekerli besinler süt veriminin artmasını sağlamadığı gibi kilo almanıza neden olur.
Sigara ve alkol kullanmayınız.
Bir çok anne emzirdiği süre içerisinde diğer zamanlara kıyasla daha çok susarlar.
Susuzluk hissetmiyorsanız veya çok az susuyorsanız bile her emzirmede ve her ana öğünde bir büyük bardak sıvı almaya kendinizi alıştırınız.
Böylece vücudunuzun sıvı ihtiyacı karşılanmış olur.
Unutmayın süt verdiğiniz sürece düzenli sıvı almanız gereklidir.
Sezaryen ile doğum cerrahi bir operasyon olduğu için, ameliyattan sonra belirli bir derecede ağrının olması çok normaldir. Günümüzde gelişen ağrı kesici ilaçlar ve anestezi yöntemleri sayesinde bu ağrıların azaltılması kolaylaştırılmıştır. Sezaryen ile doğum sonrasında oluşan ağrının başlıca nedeni her karın ameliyatında olduğu gibi cilt ve cilt altındaki kas, fasya gibi dokuların kesilmesinden kaynaklanmaktadır. Normal doğumda olduğu gibi sezaryenden sonra da rahim kanamayı durdurmak için kasılır, bu kasılmalar ağrıya neden olur.
Doğumdan sonra bedenin tekrar hamilelik dönemi öncesine dönmesi yani kendini toparlayarak iyileşmesi, bir yıl sürebilir. Normal doğum ile sezaryen ile doğumun iyileşme süresi farklı olsa da genel olarak iyileşme süreci aynı yolu izler. Sezaryen ile doğum bir ameliyat olduğu için, iyileşme beklenen yer özellikle yara dikiş yerleridir. Burada meydana gelen ağrıları hafifletmek için ağrı kesiciler etkili olmaktadır. Onun haricinde yapılabilecek bir müdahale yoktur. Ancak doğumu takip eden günler ve haftalardan sonra bu ağrıdan eser kalmayacaktır. Bkz: Sezaryen doğum dikişleri
Sezaryen ile doğum sonrası ağrı nasıl azaltılır?
Sezaryen ile doğumlardan sonra ağrının en fazla olduğu dönem ilk 2- 4 saatlik döwebgrid.co.uk veya epidural anestezinin bu aşamada çok büyük avantajı vardır. Çünkü etkisi ameliyattan sonra bir kaç saat devam ettiği için hastanın ağrının en yoğun olabileceği bu dönemde hiçbir ağrı hissetmeden geçirmesini sağlar.
Genel anestezi sonrası uyanma söz konusu olduğu için, spinal-epidural anestezi tercih edilmektedir. Genel anestezi ile ameliyat olan hastaların ameliyat sonrasında ağrı hissetmemeleri için narkotik analjezik veya non steroid antienflamatuar denilen ağrı kesici ilaçlar kullanılmaktadır. Hastaya ameliyattan sonraki ilk gün verilen serum ve içerisindeki ağrı kesiciler de ağrısını azaltmakta yardımcı olmaktadır.
Hasta kontrollü ağrı kesici kullanımı ( PCA )
Bu yöntem adından da anlaşılabileceği gibi hastanın kendi kontrolünde ağrı kesici ilaç kullanabildiği bir yöntemdir. Hasta ağrıyı hissettiği an cihazın düğmesine basarak, ilacın salınımını sağlar. Bu yöntem, hastanın belindeki epidural aralıkta ağrı kesicinin verilmesidir. Hasta düğmeye bastığında kateterde belindeki epidural girişinden ağrı kesici alır. Aynı yöntem damardan ilaç verilebilecek şekilde de uygulanabilir. Bu yöntem sezaryen haricinde de birçok ameliyatta yaygın olarak kullanılmaktadır. PCA yönteminin avantajı, hastanın ağrı hissettiği durumlarda verildiği için yüksek dozda ilaç kullanımının önüne geçmektedir. Ayrıca hasta bir başkasına ihtiyaç duymadan bu yöntemi kullanarak ağrısını giderebilir.
Sezaryen ile doğumdan sonra ağrı ne zaman geçer?
Ameliyattan sonraki ilk 6 saat ağrının şiddeti azalır. Hasta bu saatin ardından ayağa kalkıp yürüyebilecek düzeye gelir. Ama operasyonun yeni gerçekleştirilmesinden dolayı yürürken kasıklarda ve karında hafif ağrı hissedebilir. Ameliyattan bir gün sonra geçen her saat ağrı giderek azalacaktır. Hasta artık taburcu olabilirken, evinde kullanabileceği tablet şeklinde ağrı kesiciler verilir. Kontrol gününe kadar evde geçireceği zamanda yatıp kalkerken, eğilip doğrulurken biraz kasıklarında ve karnında çok az ağrı hissedebilir. Bunun dışında şiddetli bir ağrısı olmaz.
Sezaryen ile doğum sonrası evde bakım
Doktorunuzu aramanız gereken durumlar
Category: Sezaryen33 Comments
Ancak sezeryan ameliyatından seneler sonra bile sezeryan ağrısı yaşanabilir. Sonrasında yaşanan bu ağrının nedenini öğrenmek için bir jinekolog uzmanına danışın.
Sezaryen ameliyatından seneler sonra ağrının olması veya hiç geçmeden devam etmesinin nedenlerinden bir tanesi sezeryan ameliyatı yapılan bölgedeki yapışıklıktır.
Sezaryen ameliyatı sonrasında karın duvarı, karın zarları, bağırsaklar, mesane ve rahim arasında yapışıklıklar oluşabilir. Karındaki yapışıklık genellikle kasık ağrısı yapar. Sezaryen sebebiyle bağırsak yapışması var ise daha ağır semptomlara yol açar. Yapışıklık nedeniyle bağırsak tıkanması olabilir ve ameliyata kadar gider. Oluşan bu yapışıklıkların cerrahi olarak kesilip atılması gerekir.
Sezaryenden sonra oluşan bu ağrının bir diğer sebebi de enfeksiyondur. Enfeksiyon tüm cerrahi müdahalelerden sonra da görülebilir. Yara izninin enfekte olması da rahmin enfeksiyon kapmasına yol açar. Enfeksiyon sebeplerinden en önemlisi bölgenin yeterince temiz olmamasıdır. Enfeksiyon riskini arttıran diğer hastalıklar yüksek tansiyon, diyabet, aşırı kilodur.
Sezaryenden sonra olan ağrı ille de bu ameliyattan kaynaklı olmayabilir. Başka bir rahatsızlık da ağrıya neden olabilir. Daha öncesinde uygulanan cerrahi müdahalelerden dolayı olan yapışıklıklar da ağrıya neden olur. Ayrıca spiral ve miyomlar da ağrı yapabilir.
Sezaryen sonrasında geçmeyen ağrının nedeni çikolata kistide olabilir. Sezaryen izleri de çikolata kistine neden olur.
Sezaryen bölgenizde günler sonra ağrı başladıysa kadın doğum uzmanına danışın. Çektireceğiniz ultrason ve yaptıracağınız bazı testler sonrasında gerekli görüldüğü taktirde laparoskopi de yapılabilir.
Etiketler: Sezaryen Doğum,ağrı,sağlık,bebek,Hamile
Sezaryen cerrahi bir operasyon olduğu için, doğumdan sonra ağrı hissedilmesi çok normaldir. Bu ağrının ana sebebi, cilt ve cilt altında bulunan kas, fasya gibi dokuların kesilmesi ile ilgilidir. Doğumdan hemen sonra rahmin kendini toparlamak ve kanamayı durdurmak için kasılmaya başlaması da bu ağrıyı biraz şiddetlendirir. Fakat, günümüzde geliştirilmiş olan ağrı kesici ilaçlar ve anestezi yöntemleri sayesinde, hissedilen ağrı minimum seviyede tutulmaktadır. Peki, Sezaryen doğum sonrası ağrı ne kadar sürer? Sezaryen sonrası ağrıyı azaltmak için neler yapılır? Detaylar makalemizde…
Sezaryen ameliyatından sonra ağrının en yoğun hissedildiği süreç ilk 2 – 4 saat arasıdır. Eğer spinal veya epidural anestezi olduysanız, bu süreci daha hafif atlatabilirsiniz. Çünkü epidural ve spinal anestezinin etkisi doğumdan sonra birkaç saat daha sürer. Genel anestezi alan kadınların ise narkotik analjezik ya da non steroid antienflamatuar denilen ağrı kesici ilaçlar kullanılarak ağrıları kontrol altında tutulmaya çalışılır. Ameliyattan sonra hastanede verilen serumun içinde de ağrı kesici olacağından, ağrının daha da az hissedilmesi beklenir.
*Avantajları ve dezavantajlarıyla, sezaryen ameliyatı hakkında bilinmesi gerekenler!
Bu yöntem, isminden de anlayabileceğiniz gibi doğumdan sonra kadınların ağrı hissettikçe kendi kontrolleriyle ilaç alabileceği bir yöntemdir. Anne ağrı hissettiği an düğmeye basar ve vücuduna ilaç salınır. Genelde, epidural anestezi sonrası katater yerinde bırakılarak uygulanır. Bu yöntem sezaryen ameliyatları dışındaki birçok operasyonda da kullanılmaktadır. Avantajı ise hem kişinin ağrı kesici uygulanmasını beklemek zorunda kalmaması hem de yüksek dozda ilaçlar yerine ufak ufak ağrı kesicinin verilmesidir.
Sezaryen doğumdan sonra ağrı ilk saatlerde kısmen biraz daha yoğun hissedilse de 6. saatten sonra azalması beklenir. Bu sayede anne ayağa kalkıp yürüyebilir duruma gelir ancak ani hareketlerden kaçınması gerekir. Aksi halde kasık bölgesinde ve karnında yoğun ağrılar oluşabilir. Ameliyattan 1 gün sonra ise ağrı iyice hafifler. Taburcu olduktan sonra annenin evde kullanabilmesi için tablet şeklinde ağrı kesici ilaçlar reçete edilir. Kontrole geleceği zamana dek, yani evindeki ilk 1 hafta hafif ağrılar hissedilebilir, şiddetli ağrıların oluşması beklenmez. Bu süreçte ani hareketlerden kaçınılması, eğrilip doğrulurken dikkatli olunması ve bol bol istirahat edilmesi önerilir.
*Sezaryen dikişi türleri ve estetik dikiş hakkında merak edilen her şey!
Sezaryen doğumdan sonra çeşitli nedenlere bağlı olarak yara yerinde enfeksiyon gelişebilir. Ancak en sık karşılaşılan nedeni hijyen yetersizliğidir. Buna ek olarak annenin fazla kilolu olması, doğumun uzaması ya da diyabet veya tansiyon varlığı da sezaryen sonrası dikiş yerinde enfeksiyon riskini arttırabilir. Peki, sezaryen sonrası enfeksiyon belirtileri nelerdir?
Bu belirtiler gözlemlendiğinde mutlaka doktor ile iletişime geçilmelidir.
*Sezaryen sonrası en sık karşılaşılan enfeksiyonlar
Sezaryen sonrası yara yerinin enfeksiyon kapmaması için bölgenin temiz ve kuru tutulması önemlidir. Bu süreçte ilk duşunuzu ayakta yapmanız önerilir. Eğer bölgeyi kapatan ve ıslanmasını önleyen aparatlardan aldıysanız, ilk günden itibaren duş alabilirsiniz. Aksi halde 3 – 4 gün duşa girilmesi tavsiye edilmemektedir. Hastaneden ayrılırken doktorunuzun size reçete edeceği solüsyon ile günlük pansumanınızı aksatmamalı, dikişlerinizi zorlayacak ani hareketlerden kaçınmalısınız.
Editörün Seçtikleri
Popüler Yazılar
Gebe Sözlüğü
Her ne kadar tümüyle normal seyreden bir hamilelik ve doğumun lohusalığı da sıklıkla sorunsuz seyretse de aşağıdaki yakınma veya belirtilerden birini gözlemlediğinizde doktora başvurmalı ve gerekli tetkik ve tedavinin yapılmasını sağlamalısınız.
Aşağıda yer alan belirtiler sizde mutlaka normaldışı bir durum varlığını göstermezler, ancak mutlaka doktor incelemesi gerektirirler.
Vücut ısısı yükselmesi yani ateş, en az iki adet ölçümde vücut ısısının 38 derece (santigrad) ve üzerinde olmasıdır ve her zaman aydınlatılması gereken bir durumdur.
Lohusalıkta en sık ateş nedeni memelerin aşırı dolgun olmasıdır (süt ateşi, lohusalık ateşi). Bunun dışında endomiyometrit (rahim ve rahim iç zarı enfeksiyonu) ve idrar yolu enfeksiyonu lohusalıkta sıklıkla ateş yapan iki enfeksiyon türüdür. Doğum kesisi yarasının enfeksiyonu, sezaryen cilt ve ciltaltı yarası enfeksiyonu da ender olarak ateşe neden olabilir. Ayrıca ateş, lohusalıkta tesadüfen geçirmekte olduğunuz diğer bir enfeksiyonun (grip, üst solunum yolu enfeksiyonu gibi) belirtisi de olabilir.
Lohusalığın ilk günlerinde karın ağrısının en sık görülen nedeni rahimin "toparlanma" , veya “gerileme”, yani hamilelik öncesi döneme geri dönme sürecinde kasılması ve bunun anne tarafından "ağrı" olarak algılanmasıdır.
Bunun dışında endomiyometrit (rahim ve rahim iç zarı enfeksiyonu) ve idrar yolu enfeksiyonu da karın ağrısı şeklinde belirti verebilir.
Lohusalığın ilk günlerinde kanama normal kabul edilir. Ancak günlük kanama miktarının normal adet kanamasından iki kat veya daha fazla olması mutlaka doktor değerlendirmesi gerektirir.
Muhtemel neden plasentanın bir parçasının rahim içinde kalması olabileceği gibi endomiyometrit (rahim ve rahim iç zarı enfeksiyonu) de söz konusu olabilir.
Lohusalık döneminde akıntı normal kabul edilir ve akıntının nitelikleri lohusalığın dönemine göre değişkenlik gösterir.
Lohusalık akıntısı veya "loşi" adı verilen akıntı doğumdan sonraki hafta boyunca devam eden özel bir akıntı türüdür. Amacı rahimin içindeki "hamileliğe bağlı kalıntıların" atılmasıdır. İlk günlerde kanama şeklinde olan bu akıntı kısa zamanda pembeleşir, daha sonra rengi sararır ve nihayet beyazlaşarak lohusalık bittiğinde tümüyle biter.
Hamilelik öncesi dönemde fizyolojik (herhangi bir soruna bağlanmayan) akıntısı olan kadınlarda lohusalık bittiğinde bu fizyolojik akıntı genellikle geri döner.
Lohusalık akıntısı özellikle sabah kalktığınızda daha fazla olabilir. Bunun nedeni gece boyunca yatmaya bağlı olarak vajinada biriken akıntının ilk ayağa kalktığınızda nispeten daha hızlı boşalmasıdır.
Yukarıdakilerden farklı özellikler taşıyan her akıntı doktor tarafından değerlendirilmelidir.
Hamilelik dönemi toplardamarlarda pıhtı oluşumuna zemin hazırlar ve bu risk lohusalığın ilk günlerinde devam eder. Derin ven trombozu (DVT) adı verilen durum kendini tıkanıklık oluşan bölgenin gerisinde kızarıklık, ağrı, şişme ve bölgesel ısı artışı şeklinde belli eder. Bu belirtilerin tümü birden oluşabileceği gibi özellikle hastalığın başında yalnızca biri söz konusu olabilir.
DVT tedavi edilmediğinde toplardamar içinde oluşan pıhtı yerinden kalkarak akciğer atardamarlarından birinin tıkanmasına neden olabilir. Pulmoner emboli ("akciğer damarı tıkanıklığı") adı verilen bu durum anne ölümlerinin başta gelen nedenlerinden biridir.
Bu nedenle yukarıdaki belirtilerin varlığında en kısa zamanda doktora başvurulmalı ve tedaviye hemen başlanmalıdır.
Memelerde emzirme döneminde çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir. Bu sorunlar basit bir dolgunluk şeklinde olabileceği gibi bakterilerin meme(ler)de enfeksiyon yapması (mastit) ve hatta meme absesi söz konusu olabilir.
Her iki durumda da memelerden birinde veya ikisinde ısı artışı, dolgunluk, ağrı ve vücut ısısında artış söz konusudur. Bunlara ek olarak memelerden birinin diğerine göre çok daha ağrılı olması, o meme üzerinde "baş vermiş" bir absenin ele gelmesi meme absesi düşündürür.
Meme absesi sıklıkla erken aşamalarında tedavi edilmemiş basit bir mastit sonucunda gelişir.
Memelerin aşırı dolgunlaşması durumunda sıklıkla birkaç tedbirle tedavi sağlanırken, mastit durumunda sıklıkla antibiyotik tedavisi gerekir. Abse ise cerrahi bir işlemle boşaltılması gereken bir durumudur. Meme enfeksiyonu belirtilerinin erken tanınması ve tedavisi abse gelişiminin önlenmesi açısından önemlidir.
Lohusalık depresyonu anne tarafından her zaman farkedilmeyebilir. Bu nedenle başta kadının eşi olmak üzere ailenin diğer bireylerinin doktora başvurulması gereken durumları tanıması önemlidir.
Lohusalık hüznü ve doğum sonrası melankolik ruh değişiklikleri >>
Normal doğum yapmış ve özellikle de doğum esnasında doğum kesisi uygulanmış annelerin bu belirtiye çok duyarlı olmaları gerekir. Kesi tamir edildikten sonraki ilk saatlerde bölgede ortaya çıkan ve ağrı kesicilere cevap vermeyen bir ağrı bir bölgede bir kan toplanmasına (hematom) işaret edebilir.
Yine ilk günlerde ortaya çıkan ağrı dikişlerin açıldığının veya dikiş bölgesinde enfeksiyon geliştiğinin bir belirtisi olabilir.
Bu belirtiler bölgesel bir enfeksiyona işaret ederler ve doktor tarafından değerlendirilmelidirler.
Hamilelik dönemi basur oluşumu için zemin hazırlar ve risk lohusalığın ilk günlerinde de devam eder. Özellikle dışkının kanla boyalı olduğunun görülmesi beraberinde ağrı olsa da olmasa da mutlaka doktor değerlendirmesi gerektiren bir durumdur.
Doğum sonrası lohusalık döneminde ortaya çıkabilen sorunlar >>
İLGİLİ KONULAR:
Doğum Çantası (Valizi)
Normal Doğum
Sezaryen ile Doğum
Doğumda Anestezi
Lohusalık Dönemi
Emzirme Dönemi
Normal doğuma hazırlık egzersizleri
Normal doğumda nefes alma verme teknikleri
Yenidoğan, Bebek ve Çocuk Bakımı
Doğum ve Sonrası İle İlgili En Sık Sorulanlar
Güncelleme Tarihi:
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi
Kadınlarda lohusalık olarak bilinen evre, doğumdan sonra başlayan ve yaklaşık 40 süren bir dönemi kapsamaktadır. Central Hospital’dan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Figen Temelli Akın, doğum sonrası göbek hizasında olan rahmin yaklaşık hafta sonra normal boyutuna döndüğünü belirtti. Karın duvarı ve leğen kemiğinde bulunan bağ dokusu ligamentleri gebelik boyunca yumuşak ve elastik bir hal alır. Bu yumuşaklık ve elastikiyet yaklaşık ay sonra gerçek sağlamlığına ulaşır. Bu bölgelerin kas dokusu, elastik büyümeye bağlı hafif aralıklı durumda olabilir. Doğum sonrası uygun olmayan hareketler, bu bölgelerin yaralanmasına sebep olabilir. Leğen kemiğini oluşturan dokular yaklaşık 6 kilo yükle yani (bebek ve anne dokularının kilo artışı) taşımaya bağlı olarak zayıflar. Gebelik boyunca bu bölge doğumda hassasiyet kazanır. Doğumdan sonra yapılacak kegel egzersizleri, leğen kemiğinin kaslarını kuvvetlendirir. Ayrıca ağrıyı ve oluşan ödemi azaltarak dolaşımı artırır, kas zayıflığını önler. İleride oluşabilecek idrar ve gaita kaçırması da engellenmiş olur. Yapılan egzersizlerle dış genital organda gelişebilecek hemaroid (basur) ve hematom (kan toplanması) rahatsızlıkları engellenebilir. Bu bölgeye yapılacak buz uygulaması tedavisiyle doğum sonrası oluşan ağrılarda giderilmiş olur.
Doğum sonrası sırt ve bel bölgesinde meydana gelebilecek ağrılar için istirahat edilmeli ve gerektiğinde ağrı kesici desteğiyle ağrı oluşması engellenmelidir. Eğer normal doğumda anneye epidural yöntem uygulanmış ise, bu bölgede yüzeysel ağrılar gelişebilir. Böyle bir durumla karşılaşılırsa, nemli sıcak kompres veya buz uygulaması yapılması tavsiye edilir. Göğüs bölgesinde oluşan ağrılar genellikle hatalı emzirme sonucu oluşmaktadır. Yeni doğan hemşiresi tarafından, anneye doğru şekil öğretilmeli, hatalı duruş pozisyonlarına dikkat etmesi sağlanmalıdır. Emzirme yapılırken bel ve sırt bölgesi yastıkla desteklenmelidir. Bebek kucağa alınırken gövdenin aşırı öne eğilmemesi gerekmektedir.
SEZERYAN VE SPİNAL ANESTEZİ SONRASI AĞRILAR İÇİN EGZERSİZ
Sezeryan doğumda yapılan genel anestezi; öksürük, omuz ağrısı, boğaz ağrısı sorunları yaratabilir. Solunum egzersizleri yapılarak bu şikayetler giderilebilir. Gereken durumlarda ağrı kesiciler kullanılabilir. Bağırsağa ait şikayetlerde, gaz problemine yönelik erken zamanda sıvı alımı ve yürüyüş yapılmalıdır. Eğer spinal anestezi yapılmışsa baş ağrısı problemi ile karşılaşılabilir. Bol sıvı alımı desteklenerek, ağrı kesiciler alınmalıdır.
VARİS VE HEMEROİD PROBLEMLERİNDEN BOL SU VE LİFLİ GIDA TÜKETEREK KURTULMANIZ MÜMKÜN
Eğer zor bir doğum gerçekleşmiş ise, şiddetin derecesine bağlı olarak pelvik ve bacak bölgelerinde varis problemi olabilir. Lohusalık döneminden sonra devam eden varislere karşı uygulanacak tedavi, damar cerrahisi tarafından yapılmalıdır. Yüzeysel varisler; varis çorabı, düzenli yürüyüş ve soğuk uygulamalarla kaybolabilir. Doğum sonrası alt bacakta ve ayak bileği bölgelerinde ödem nedeniyle şişlikler oluşabilir. Bu durumda hasta bacaklarını aşağı sarkıtmamalı, bol sıvı alarak proteinli gıdalar tüketmelidir. Doğum öncesi ya da sonrasında hemaroid problemi yaşanabilir. Bol su tüketimi ve lifli gıdalarla birlikte, gerektiğinde hemaroid giderici ilaçlar kullanılabilir. İdrar kesesi doğum esnasında aşırı gerileceğinden doğumdan sonra idrar yapamama zorluğu yaşanabilir. Bebeğin iri olması, zor ve ağrılı bir doğum, bu rahatsızlığa neden olabilir. Doğum sonrası mesane eğitimi verilerek bu sorun çözülebilir.
BİLİNÇSİZ YAPILAN DİYETLER SÜT VERİMİNİ DÜŞÜRÜR
Sütün gelmesi, ilk saat içinde başlar ve emzirme sağlandıkça miktarı artar. Destek amaçlı süt arttırıcı çaylar içilebilir. Doğum sonrası memelerde aşırı büyüme, hassasiyet meydana gelmektedir. Emzirme ile bu sorun çözülmediğinde, pompa ile süt boşaltılması sağlanmalı, buz uygulaması ve ilaç tedavisi yapılmalıdır.
Doğum sonrası kilo verme hızı ve zamanı gebelik süresince alınan kilolara bağlı olmaktadır. Hızlı kilo kaybı için yapılan düşük kalorili diyetler annenin süt verimini olumsuz yönde etkileyip, sütü azaltmaktadır. İlk 4 ay, aylık 1 kg zayıflama normal görülmektedir. Anne çok şişmansa, ayda 2 kg kayıp da gözlenebilir. Ancak ayda 2 kg'ın üzerinde zayıflamak, emziren anne için sakıncalıdır. Doktor izniyle hafif yürüyüşler ve düzenli egzersizler yapmak kilo vermeyi çabuklaştıracaktır. Her gün mutlaka et, tavuk veya balıktan biri tüketilmelidir. Günlük 3 litreden fazla su tüketmenin sütü artırıcı bir etkisi olmadığı gibi, şekerli içeceklerden de uzak durulmalıdır. Protein ve kalsiyum açısından süt, yoğurt, peynir ve yumurta gibi besinler tüketilmelidir.
DOĞUM SONRASI EVDE BAKIM
Doğum sonrası anne kendini iyi hissetse de, yatarak dinlenmesi önerilir. Sık sık idrar yapılması yararlıdır ve idrar yolları enfeksiyonu riskini azaltır. Ayakta alınan ve kese yapılmayan duş vücut için faydalıdır. Yeni anne, 2 hafta sonra sokağa çıkabilir, 3 hafta sonra ev işlerini yapmaya başlayabilir. Ancak ağır eşyaların kaldırılması ve yorucu temizlikler yapılması sakıncalıdır.
Özellikle sezaryen sonrası vücut kendini toplama dönemi içerisinde bazı ağrılar oluşturabilir. Bu ağrılar olması gereken vücudun yarattığı normal bir süreç olması ile beraber, aynı zamanda ağrıların giderilmesi noktasında bir dakika tedavi yöntemleri ön plana çıkabilmektedir.
Sezaryen Sonrası Ağrı Neden Olur?
Sezaryen sonrası birkaç gün boyunca kasılma meydana gelir. Genel olarak ise bu kasılmalar adet kasılmalarına benzer. Bu durum ise rahim içerisindeki kan damarlarını sıkar ve önemli bir kanama oluşmasını engeller. Yani tamamen sağlıklı bir süreç kapsamında vücudun kendini koruması adına ortaya çıkardığı ağrılar şeklinde ifade etmek mümkün.
Sezaryen Sonrası Ağrı Ne Zaman Geçer?
Sezaryen sonrası ortaya çıkan ağrılar yaklaşık olarak 4 ile 6 hafta sonra önemli oranda azalır ve geçer. Bu dönem içerisinde bazı rahatsızlıklar ve yorgunluklar hissedilebilir. Eğer ağrılar yoğun bir noktaya ulaşır ise uzman doktor kontrolünde ağrı kesici kullanılabilir.
Doğum Sonrası Ağrı İçin Hangi Doktora Gidilir?
Doğum sonrası ağrılar adına bir kadın doğum uzmanına başvurmak gerekmektedir. Aynı zamanda kadın doğum uzmanı ile beraber jinekoloğa da başvurmak mümkün. Böylece olası ağrılar için ne yapılması gerektiğine dair öneriler öne çıkar.
gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede