Tuğba naziroğlu

Tuğba Naziroğlu

tuğba naziroğlu

541534
Kronik obstrüktif akciğer hastalığı akut atakta hasta profili / Patient profile in chronic obstructive pulmonary disease exacerbation
Yazar:TUĞBA NAZİROĞLU
Danışman: DOÇ. DR. SEVDA CÖMERT ; DOÇ. DR. ELİF TORUN PARMAKSIZ
Yer Bilgisi: Sağlık Bilimleri Üniversitesi / Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi / Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
Konu:Göğüs Hastalıkları = Chest Diseases
Dizin:Akciğer = Lung ; Akciğer hastalıkları = Lung diseases ; Akciğer hastalıkları-obstrüktif = Lung diseases-obstructive ; Göğüs hastalıkları = Thoracic diseases ; Hastalar = Patients ; Kronik hastalık = Chronic disease ; Nüks = Recurrence ; Risk faktörleri = Risk factors Onaylandı
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2019
82 s.
GİRİŞ: Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), genellikle zararlı partikül veya gazlara ciddi maruziyetin neden olduğu havayolu ve/veya alveoler anormalliklere bağlı kalıcı hava akımı kısıtlanması ve solunumsal semptomlarla karakterize, yaygın, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. KOAH akut atak; hastanın semptomlarında ek tedavi gerektirecek düzeyde kötüleşme ile karakterize bir olaydır. KOAH, uzun süren kronik bir hastalık olması, çalışma gücünü sınırlaması, sık akut ataklar ile seyretmesi, akut ataklarda oluşan solunum yetmezliği ve hastanın uzun süre yoğun bakımda kalması, erken ölümle iş gücü kaybı oluşturması gibi sonuçları nedeniyle sosyoekonomik yönden toplum için ciddi bir yük oluşturur. Çalışmamızda KOAH akut atak hasta profilinin ve risk faktörlerin belirlenmesi, atağa sebep olan patojenlerin saptanmasını amaçladık. MATERYAL VE METOD: Ağustos 2017 – Kasım 2018tarihleri arasında Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniğinde KOAH akut atak tanısı ile yatırılan hastalar çalışmamıza dahil edildi. Çalışmaya katılan hastaların sosyodemografik özellikleri, medikal öyküleri ve semptomları sorgulandı. Hastalara kliniğimizde yatarak takip edildiği zaman içerisinde solunum fonksiyon testi (SFT) ve karbonmonoksit diffüzyon kapasitesi (DLCO) ölçümleri, kantitatif balgam kültürü, ekokardiyografi (EKO), altı dakika yürüme testi (6 DYT) yapıldı. C-reaktif protein (CRP), prokalsitonin, D-Dimer değerlerini içeren biokimyasal değerlendirme yapıldı. Veriler IBM SPSS 17.0 (SPSS Inc., Chicago, IL, USA) ile istatistiksel olarak karşılaştırıldı. BULGULAR: Çalışmamıza alınan 100 hastanın 74'ü (%74) erkek, 26'sı (%26) kadın; yaş ortalaması 69,05±10,21 yıl olarak bulundu. Hastaların vücut kitle indeksi (VKİ) ortalaması 25,52±5,31 kg/m2, KOAH süresi 99,31±98,58 ay, sigara kullanımı 51,06±35,75 paket-yıldı. Sigara içme yönünden cinsler arasındaki fark anlamlı bulundu (p
INTRODUCTION: Chronic obstructive pulmonary disease (COPD) is characterized with airway and/or alveolar abnormalities leading to permanent airway obstruction and respiratory symptoms, primarily caused by prolonged exposure to detrimental particles or gases. It is an epidemic disease which can be prevented and treated. Acute exacerbations are characterized with worsening of the symptoms requiring additional treatment. COPD creates significant socioeconomic burden on the society, because it is a chronic disease which limits work force, necessitates hospitalization during acute exacerbations, and causes loss of of work force by increasing mortality. We aimed to define patient profile and risk factors associated with, and pathogens causing acute exacarbations. MATERIAL AND METHOD: Patients admitted for acute COPD exacarbation between August 2017 and November 2018 at the Department of Respiratory Medicine of University of Health Sciences, Kartal Dr. Lutfi Kirdar Teaching and Research Hospital were enrolled in the study. Each patient was questioned for demographics, medical history and symptoms. Spirometry, diffusing capacity of lung for carbon monoxide (DLCO) testing, quantitative sputum cultures, echocardiography and 6- minute walk test were performed on all patients. C-reactive protein (CRP), procalcitonin and D-Dimer values were obtained. Data were analyzed using IBM SPSS 17.0 software (SPSS Inc., Chicago, IL, USA). RESULTS: Of the 100 patients included in the study, 74 (74%) were male. Mean±SD age was 69.05±10.21 years. Mean±SD body mass index (BMI) was 25.52±5.31 kg/m2 , duration of COPD 99.31±98.58 moths, and duration of cigarette smoking 51.06±35.75 pack-years. There was statistically significant difference between genders in terms of cigarette smoking (p


The Relationship Between Lactate Level and Length of Hospital Stay in COPD

Exacerbation A Comperative Analysis of Three Different Drug Distribution Schemes for Smoking Cessation

UASK 2020 kongre; SS -084, Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı Akut Atakta Hasta Profili sözlü bildirim

A case of COVID ‐19 pneumonia presenting with acute urticaria

Factors determining COVID-19 pneumonia severity in a country with routine BCG vaccination

Rare atopy in COVID‐19 patients or COVID‐19 famine in atopic patients

Importance of Eosinopenia in COVID-19 Infection

Diğer Hususlar:

🥇 Tıpta Uzmanlık Hizmetinde Kalite-TUEK 2018 Çalıştay ve Kurusunda düzenlenen hipotez yarışmasında ‘İdiopatik pulmoner fibrozis tedavisinde kullanılan antifibrotik ajanların kardiopulmoner egzersiz testi(KPET) ile ölçülen VO2 max değeri üzerinde pozitif yönde etkisi var mı? ‘ isimli hipotezim birinciliğe değer görülmüştür.

🏅Uyku Bozuklukları Kursu Başarı Belgesi

📚 Acil Serviste Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi' kitabında 3. bölüm 'Pnömoniler ' yazarı

Linkedin//tuğba naziroğlu

Invited by: Berna Tuğrul

Last 30 Records

if the data has not been changed, no new rows will appear.

DayFollowersGain% Gain
January 29, 202319,400+100+0.6%
January 22, 202319,300+100+0.6%
January 14, 202319,200+100+0.6%
January 05, 202319,100+900+5.0%
October 09, 202218,200+100+0.6%
September 28, 202218,100+100+0.6%
September 16, 202218,000+100+0.6%
September 07, 202217,900+100+0.6%
August 30, 202217,800+100+0.6%
August 24, 202217,700+100+0.6%
August 21, 202217,600+100+0.6%
August 17, 202217,500+100+0.6%
August 14, 202217,400+100+0.6%
August 09, 202217,300+100+0.6%
August 06, 202217,200+100+0.6%
August 04, 202217,100+100+0.6%
August 01, 202217,000+100+0.6%
July 29, 202216,900+100+0.6%
July 25, 202216,800+100+0.6%
July 24, 202216,700+100+0.7%
July 21, 202216,600+100+0.7%
July 17, 202216,500+100+0.7%
July 14, 202216,400+100+0.7%
July 11, 202216,300+100+0.7%
July 07, 202216,200+100+0.7%
July 06, 202216,100+100+0.7%
July 03, 202216,000+100+0.7%
June 29, 202215,900+100+0.7%
June 28, 202215,800+100+0.7%
June 24, 202215,700+100+0.7%

Charts

Member of

More Clubhouse users

Hayatım boyunca doktor olmak istiyordum ve bu amaç uğrunda da birçok fedakârlık yaparak eğitim-öğretim hayatımda mevcut önüme çıkan aşamalara geçtim ve sonucunda da Uzm. Dr. unvanını elde debildim.

Öncelikle bize kendinizden ve kariyer yolculuğunuzdan bahseder misiniz?

Merhabalar ben Dr. Tuğba Naziroğlu, Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanıyım. Liseyi Kahramanmaraş, Süleyman Demirel Fen Lisesi’nde okudum. Üniversiteyi Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okudum. Uzmanlığımın bir yılını Ankara Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisinde, geri kalan üç buçuk yılını da Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tamamladım. Yaklaşık iki yıldır da Uzman olarak mecburi hizmetimi de ikinci basamaklı devlet hastanesinde gerçekleştirmekteyim ve bu süreçte ülkemizde ilk Kovid vakası görüldüğü tarihten itibaren de gerek poliklinik gerek servis kısmında Kovid-19 hastalığını takip etmekteyim.

Çocukluğumdan beri doktor olmak isteyen biriyim, açıkçası başka hiçbir mesleği düşünmedim. Hayatım boyunca doktor olmak istiyordum ve bu amaç uğrunda da birçok fedakârlık yaparak eğitim-öğretim hayatımda mevcut önüme çıkan aşamalara geçtim ve sonucunda da Uzm. Dr. unvanını elde debildim. Bu yol engebeli ve zor bir yol tabi ki. Bu yolu aşarken birçok şeyde fedakârlık yapmanız gerekiyor. Mesela, benim kuzenlerim tatil yaparken be ya ders başında ya hasta başındaydım. Sabahlara kadar ders çalıştım, uykusuz çok gecelerim oldu, 36 saat nöbetlerimiz oldu... Mesela ben çocuğumu emzirip, onu uyutup koşa koşa ya hastaneye ya da ders başına geçerdik uzmanlık sınavına hazırlanırdım. Çocuğumu bile büyütürken bir yandan kariyerim için çalışmam gerekiyordu ama mutluyum. Bir daha önüme bir fırsat gelse, ne kadar zorluğundan şikâyet etsem de yine hekimlik mesleğini seçerdim diye düşünüyorum.

Sanıldığı gibi alerjik hastaların hastalığı daha ağır seyretmiyor.

Göğüs Hastalıkları Uzmanı olarak, alanınızda yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Yaptığım çalışmalar, Asistan hekim olarak yaptığım çalışmalar var birde Uzman hekim olarak yaptığım çalışmalar var. Asistan hekim olarak yaptığım çalışmalar; sigarayla ilgili ve KOAH hastalarıyla ilgili çalışmalardı. Bir de 2018 TÜİK çalıştayında bir hipotez yarışması yapılmıştı onda da 1.olmuştum. Uzman olduğum dönemde de Kovid’le ilgili bir çalışma, BCG aşısı yapılan kişilerde Kovid-19 hastalığının ağırlığında bir etkisi var mı diye bakmıştık. Burada da önemli iki tane sonucumuz olmuştu, hastalık ağırlığını etkileyen faktörlerden biri; erkek cinsiyet deride düşük gelirdi. Biz hastaları aylık gelir seviyesine göre düşük ve yüksek gelir diye iki gruba ayırmıştık ve hastalık ağırlığına göre bunları karşılaştırdığımızda, düşük gelirli kişilerin Kovid-19 hastalığını daha ağır seyrettiğini bulmuştuk. Bir tane makalemiz olgu sunumuydu, bu Kovid-19 ilk çıktığı aylarda yurt dışından bir hastamız gelmişti. Sadece cildinde böyle kaşıntılı, cilt yüzeyinde kabarık, kızarık lezyonlarla bize başvurmuştu. Tabi yurtdışı olgusu olduğu için biz onun akciğer görüntülemesini, PCR testini yapmıştık ve hastaya Kovid-19 tanısı koymuştuk PCR’ı pozitif çıkmıştı, tomografisinde Kovid-19’a bağlı akciğerinde lezyonlar vardı. Bu da ilginç bir vakaydı, o zamanlar tabi daha yeni çıkmıştı Kovid-19’un en sık semptomları, öksürük, ateş, nefes darlığı, tat, koku kaybı, kas ağrısı vs. Ciltte böyle kaşıntılı, döküntülü lezyonlarla çok hasta görünmüyordu o yüzden özel bir vakaydı. Ama bizim vakamızla birlikte daha sonra dünyada birçok cilt lezyonlarıyla gelen Kovid-19 hastaları bildirildi. Diğer bir çalışmamız da alerjik hastalarla yaptığımız çalışmaydı. Burada da alerjik hastaların hastalığı daha mı ağır daha mı hafif seyrettiğine dair bakmak istedik. Bir anket yoluyla bunu yaptık, hastalara bazı sorular sorduk ve gördük ki hastalığı daha hafif geçirenlerde 3.1 kat alerjik hastaların daha fazla olduğunu tespit ettik. Yani sanıldığı gibi alerjik hastaların hastalığı daha ağır seyretmiyor, hatta daha hafif seyrettiğine dair de bizi destekleyen birçok çalışma oldu dünya üzerinde. Yaptığım çalışmalar kısaca böyleydi diyebiliriz.

Korona virüsün ilk ortaya çıktığı zamanlar sorunun bu denli büyüyeceğini düşünmüş müydünüz? Düşünceleriniz nelerdi?

Virüs ilk çıktığında bu denli büyüyeceğini aslında tahmin ediyordum ama kontrol altına alınıp, aşı ya da tedavi yoluyla üstesinden gelineceğini düşünüyordum, bu kadar uzayacağını tahmin etmiyordum. Çünkü bu virüs çok hızlı bulaşan bir virüs ve etkin bir tedavisi olmayan bir virüs, organ tutumuyla ölüme sebebiyet verebilen bir virüstü. Hızlı bulaş olduğu için tabi ki yayılacağını tahmin ediyorduk, büyüyeceğini de tahmin ediyorduk ama dediğim gibi salgının kontrol altına alınmasının gecikeceğini, bu kadar fazla hastalığa ve ölüme sebebiyet vereceğini belki tahmin edemiyordum. Ama en azından şu noktada aşımız var, birden fazla çeşit aşımız var işe yarayan, bu çok sevindirici tabi ki salgın açısından.

Pandemi sürecinde en büyük korkum; aileme virüs bulaştırma korkusu oldu.

Pandemi sürecinin başından beri en büyük korkunuz ne oldu?

En büyük korkum açıkçası aileme bulaştırmak oldu. Kendim hasta olmamdan ziyade ailemden herhangi birine benim yüzümden hastalığı bulaştırmak galiba en büyük korkum bu oldu. İnsan çünkü kendini, en azından ben kendimi sevdiklerim kadar düşünmüyorum. Sevdiklerimi biraz daha fazla düşünürüm, bir de onları koruyorsunuz ama siz çalışmak zorundasınız ve onlar kendini koruduğu halde sizinle teması yüzünden hasta olabilme ihtimali bu gerçekten beni en çok korkutan şey olmuştu. Onların hastalığa yakalanıp zarar görmesi ihtimali.

Hasta sayıları ve artışı hakkında bilgi verir misiniz?

Şu anda hasta sayıları, günlük vaka tablosu ile paralel bizim hastanemizde de, Kovid-19 yataklı servimizin doluluk oranı yüzde elli. Hastaneye başvuru sayısı yarı yarıya azaldı, bunlar tabloyla paralel. Bizim kendi hastanemizde, İstanbul Anadolu yakasında çalışıyorum, kendi hastanemizdeki pandemi birimiyle Türkiye’deki vaka tablosu, salgının gidişi hep paralel seyretti. O yüzden tahmin edebiliyordum hastaneye başvuru sayılarından, yatırdığımız hasta sayısı, ayakta tedavi ettiğimiz hasta sayısı, tanı koyduğumuz hasta sayısı, PCR pozitiflik oranı genelde hep tabloyla paralel çıktığı için hep tablodakiler doğru çıkmıştır. Bu noktada da şu anda vaka sayasındaki azalış, ağır hasta sayısındaki azalış, yatan hasta sayısındaki azalış hepsi bizim hasta birimimizde de Bakanlığın açıkladığı tablo ile paralel seyretmekte.

Bu süreçte hastalar en çok hangi şikâyetler ile geliyor?

Yorgunluk, halsizlik, ateş, öksürük, kas ağrısı, baş ağrısı, iştahsızlık, bulantı, kusma, ishal, tat ve koku kaybı gibi şikâyetlerle geliyorlar. Mutant virüslerle beraber ilginç bir biçimde gribal semptomlar, burun akıntısı, gözlerde sulanma, hapşırık gibi gribal ya da alerjik hastalarda gördüğümüz semptomlarla benzer semptomlar da görmeye başladık. Tabi hastalarda akut dönem şikâyetler de geliyor, bir de post dönem dediğimiz Kovid sonrası şikâyetlerle de geliyorlar. Burada mesela en çok neyi görüyoruz, kovidin uzamış dönem şikayetleri. 12 hafta sonrasında bile devam eden şikayetler; halsizlik, yorgunluk, nefes darlığı, konsantrasyon bozukluğu, göğüs ağrısı, uyku problemleri, anksiyete gibi şikayetleri de yine uzamış dönemde görebiliyoruz.

Aşıların insan ömrünü uzatma etkileri var, sanıldığı gibi uzun dönemde etkileri yok.

Aşı ile ilgili olarak, aşının etkisinden bahseder misiniz? Daha etkili olabilmesi için neler yapmak gerekiyor?

Birçok teknikle üretilen aşı var şu anda, en aktif aşılar eski bildiğimiz teknik Sinovac, yeni teknik BionTech, Moderna, rektör aracılığı aşılar Sputnik bunlardan biri bu da eski rektör aşı. Bunlar yeni teknoloji ve eski teknoloji, yeni teknikle ve eski teknikle üretilen aşılar. Bunların amacının hepsi, vücutta Kovid-19’a karşı bağışıklığı güçlendirecek, Kovid-19’la savaşabilecek hücrelerin, antikorların üretilmesini sağlamak. Yani bağışıklık sisteminizi Kovid-19’a karşı önceden hazırlamak, asker gibi düşünün oradaki askerleri eğitmek, sayısını arttırmak ve savaşa hazır hale getirmek. Savaşa hazırlıksız yakalanılmaması için ve virüsle optimum düzeyde başa çıkılması için onları hazır hale getiriyorsunuz. Aşının amacı budur. Zaten yüzyıl boyunca kullanılan, bulunmuş, yıllardır uygulanan bir şey aşı ve insan ömrünün uzamasında aşıların çok büyük etkisi vardır. Kovid-19 aşılarında da bilinen teknolojilerin dışında MRNA teknolojisi de yine pratik olarak uygulamaya sokulmuştur. MRNA aşıları aslında 20-25 yıldır üzerinde çalışılan bir aşıydı, daha çok kanser tedavisi için üzerinde çalışılıyordu ama bu salgınla beraber bilim insanları Kovid-19 için de bu teknolojiyi kullandılar ve aşıyı ürettiler. Aşının daha etkili olabilmesi için, iki dozunun da yaptırılması gerekiyor. Arasındaki zamanın çalışmalarda iki doz arasında ne kadar vakit olursa etkin olabilir diye bakılıyor. Yani şu ana kadar yapılan çalışmalarda 4,8,12 hafta arasında çok belirgin bir fark bulunmamış. İki doz aşının arasında 4 hafta, 8 hafta ya da 12 hafta olduğu zaman etki düzeyi ne olur diye bakıldığında çok belirgin bir fark bulunmamış ama ileriki dönemlerde daha iyi anlaşılır. Aşı olurken vücutta aktif bir enfeksiyon olmaması gerekiyor, bu çok önemli, kişinin kendini iyi hissetmesi gerekiyor bu da çok önemli, tabi ki yine aşıyla beraber bağışıklık sisteminde uyku düzenine, beslenme düzenine dikkat edilebilir. Stres faktörlerinden uzak durulabilir, bunlara dikkat edilmesini öneriyoruz. Dediğim gibi aşıların insan ömrünü uzatma etkileri var, sanıldığı gibi uzun dönemde etkileri yok. Kısa dönemde yan etkileri var, baş ağırsı, kas ağrısı, halsizlik, yorgunluk, ateş, aşı yapılan yerde ağrı gibi yan etkiler daha çok. Uzun dönem yan etkileri tabi önümüzdeki süreçte belli olacak ama diğer aşılara dönüp baktığımızda hiçbir aşının uzun dönem ciddi bir yan etkisi olmamıştır. Buradan yola çıkarak ben Kovid-19 aşıları için de aynı şekilde öngörebilirim ama zaman bizim için en iyi öğretmendir, zaman gösterecektir.

Mutant virüslerin çocuklar üzerindeki etkisinden bahseder misiniz?

Bizim kovid ile ilgili yüz güldürücü şeylerden biri tabi ki çocuklar üzerindeki etkisi erişkinlerdeki gibi değildir. Mutant virüs ilk çıktığında Brezilya ve Güney Afrika mutantının çocuklarda etkisini daha farklı olduğuna dair duyumlar vardı ama yapılan çalışmalarda bu net bir şekilde ortaya konulamadı. Bizim de en korktuğumuz durum; çocuklarda birçok organı tutup oralarda hasar yapması. Hayati tehlikeye neden olacak vücutta bazı durumlara neden olabiliyor. Normalde dediğim gibi çocukların bağışıklık sistemi ve organlarındaki bazı farklıklarından dolayı reseptör farklılığı gibi farklı şeylere hastalığa virüs tepkisi, virüsün vücutta oluşturduğu reaksiyonlar çocuklarda biraz daha farklı oluyordu. Akciğerden ziyade sindirim sisteminde tutabiliyordu ve burada da mesela çocuklar Kovid-19 hastası olsa bile bulantı, kusma, ishal gibi semptomlarla daha aktif şekilde, daha hafif bir şekilde hastalığı geçiriyorlardı. Mutant virüslerde de daha bulaştırıcı özellik var ama korkulduğu gibi çocuklarda çok daha agresif, çok daha öldürücü, çok daha hastalık yapıcı bir etkiye yol açıyor diyemeyiz yapılan çalışmalara göre ama ilk başta öyle bir algı oldu tabi ki.

Türkiye pandemiyle 1 yılı aşkın süredir mücadele ediyor, bu süreç hakkında nasıl bir değerlendirme yaparsınız?

Aslında Türkiye bu son dalgaya kadar süreci bence iyi yönetti açıkçası. Nasıl iyi yönetti, bunu iyi yönetmesinin sebebi sağlık çalışanları ve sağlık hizmeti veren birimlerin kapasitesinin iyi olmasından dolayı. Yani hastalarınıza optimum değer düzeyde hizmet verebildiniz mi, onlara yetecek ilacınız vardı, onlara bakacak sağlık çalışanı vardı, onları yatıracağınız hastane vardı, yoğun bakım vardı. Yurtdışına baktığınızda onlar bu noktada bizden bir adım gerideydi birçok ülke. Burada sağlık sisteminin kapasitesinin sağlanması, sağlık çalışanlarını öz verili olması, personelinizin yeterli olması personelinizin zaten ağır çalışma şartlarına alışkın olması gibi faktörlerden dolayı buradaki bu hastalıktan sonraki süreci çok iyi yönetebildi Türkiye. Ama özellikle son dalgada vaka sayılarının çok hızlı bir şekilde artması, bunun önüne geçilememesi, hastanelerin çok hızlı bir şekilde yataklarının dolması, yoğun bakımlarının dolması burada sıkıntı yaşandı. Zaten ondan sonra bu kısıtlamalar, tam kapanma vs. geldi. Bu kısıtlamaların ve kapanmanın gelmesindeki en büyük faktör; hastane kapasitelerinin dolması. Yani kovid dışı bir sıkıntıdan dolayı hastaneye yatmanız gerekse ya da kovidden dolayı hastane ya da yoğun bakıma yatmanız gerekse, size yatacak yer bulunamaması gibi bir durum ortaya çıktığından dolayı hızlıca bu önlemler alındı ve bu önlemler sayesinde vakalar düştü. Aşılama konusunda yine aşı temini, aşılama hızı çok iyiydi ama onda da sonra aşılama hız düştü, aşı temininde sıkıntı yaşadık vs. derken o noktada da bazı aksaklıklar oldu. Ama en son Prof. Dr. Uğur Şahin ile Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’nın görüştüğü gibi orada belirtilen dozda aşı ülkemize girer ve biz de hızlıca aşılarsak çok olumlu bir şekilde pandemide artık yavaş yavaş tünelin sonundaki ışığı görebildiğimizi ben de söylüyorum. Bahsedilen doz aşılar gelir, biz de hızlıca aşılarsak İsrail, İngiltere gibi şu anda pandemide önemli bir düzeye gelmiş, yüzde 60’tan fazla bağışıklığın sağlandığı toplumlardaki yaşam standartlarına sahip olabiliriz. Burada da İngiltere’de de en son Hindistan varyantının vaka sayısında bir artış olduğu söylendi, bunu takip etmek gerekiyor. BionTech dedi ki, biz Hindistan varyantına karşı da etkiliyiz ama bunu tam etkili olup olmadığını saha verileriyle onaylamak lazım. İngiltere’deki Hindistan varyant sayıları artışta biz de oradaki durumu takip ediyoruz. Eğer aşı Hindistan varyantına da etkiliyse sıkıntı olmayacağını düşünüyoruz.

İçinizde bulunduğunuz durumdan bir kaçış yoksa o duruma adapte olup, o durumun içinde nasıl en verimli şekilde hayatımı dizayn edip, zamanımı geçirebilirim diye bakmak gerekiyor.

Pandemi sürecini kişisel olarak nasıl geçiriyorsunuz? Nasıl tedbirler alıyorsunuz?

Kişisel olarak maske, mesafe, hijyen kuralına uyuyorum ve ek olarak doz aşımı yaptırdım. Kapalı ortamlarda, toplu ortamlarda maskemi takıyorum, mesafemi koruyorum, kendi özel hayatımda görüştüğüm kişi sayısı çok sınırlı, çok az buna çok dikkat ediyorum. Kişisel temizliğime çok dikkat ediyorum, hastanede koruyucu ekipmanlarımı mutlaka giyiyorum ona azami surette özen gösteriyorum, iki doz aşımı oldum zaten aşılar gelir gelmez bize uygulandı. Bu zamana kadar Kovid-19 hastalığını geçirmedim, yakın çevremden de kimse geçirmedi ama bunun haricinde de ekstra bir şeye dikkat etmiyorum. Bunlar yeterli zaten, maske, mesafe ve aşı çok önemli. Aşılama da istenilen düzeye gelirse önlemlerin genişletilmesini konuşacağız. Maske ne zaman çıkacak, mesafe olayı ne zaman kalacak vs. Bunları da konuşacak Zamanlarımız olacak ama şu an değil, daha çok erken. Şu an hala ben hiç aşı olmamış gibi davranıyorum, zaten hastalığı da geçirmedim. Ama dediğim gibi maskenin çıkarılacağı, ne zaman artık mesafe konusunda dikkat edeceğiz bunlar da konuşulacaktır ama şimdi değil. Benim kişisel uyguladığım tedbirler bunlar.

Pandemi öncesi bir hedefim vardı akademisyen olmak ve akademik açıdan kendimi geliştirmek gibi bir hedefim vardı bunun için bir şeyler yapıyorum. Makale yazıyorum, bilimsel çalışma yapmaya çalışıyorum, bilimsel çalışmaları okuyorum. 4 yaşında bir oğlum var, onunla vakit geçirmeye çalışıyorum, onu kreşe yazdıracaktım ama bu süreçte tabi ki o uzadı. Bu süreçte onun kreşte alabileceği eğitimi de göz ömründe bulundurduğumda çok eksik kalmaması için kendi çapımda, onunla bazı etkinlikler yapmaya çalışıyorum. Evde yapabileceğim şeyleri de vaktimi optimum düzeyde geçirebileceğim şeyler yapmaya çalışıyorum. Kendime biraz vakit ayırdım, aileme vakit ayırdım. Bu şekilde geçiyor vaktim. Açıkçası yorulduk ama ben kendimi pandemiye adapte edebildim. İçinizde bulunduğunuz durumdan bir kaçış yoksa o duruma adapte olup, o durumun içinde nasıl en verimli şekilde hayatımı dizayn edip, zamanımı geçirebilirim diye bakmak gerekiyor. Ben durumu kabullendim, kanıksadım ve adapte ettim. Bu şekilde de hem bedensel, hem ruhsal olarak kendimi korumuş oldum, ailemi ve çevremi de kormuş oldu.

Pandemi kontrol altına alınabilirse, bundan sonraki süreçte bizi neler bekliyor?

Bu pandeminin birçok etkileri oldu, olacak. Tıbbi etkileri, psikolojik etkileri, sosyolojik etkileri, ekonomik etkileri, eğitim açısından etkileri bu saydığım konulardaki etkileri devam edecektir. Kendi açımdan cevap vereyim, uzman olduğum açıdan. Göğüs hastalıkları açısından ne gibi etkileri olacak; bir defa kovidin uzamış dönem etkileri var, akut geçirilen bir hastalık olduğu gibi bence uzun dönem etkileri de var. Zaten belki kronik rahatsızlıklara da neden oluyor diyebileceğiz şu an erken ama uzun dönem etkiler olduğunu biliyoruz. Kronik akciğer haslıklarına sebep olabilir. İnterstisyel akciğer hastalığı dediğimiz bir grup hastalığa belki sebebiyet verebilir. Özellikle ağır geçiren, yoğun bakımda yatan hastalarda hasta hayatta kalsa bile akciğerinde ciddi hasara sebebiyet verebiliyor bu virüs ve bu hasar bir kesimde kalıcı olabiliyor. Benim açımdan bu hastaların takibi, tedavisi ve uzun dönem süreçteki yönetimi bir defa pandemi bitse bile bize bu açıdan dönüş olacak. Diğer saydığım ekonomik, sosyolojik, hatta siyasi, eğitim boyutunda da uzun dönem etkilerini göreceğiz.

Eklemek istedikleriniz var mı?

Çok teşekkür ederim, bu bilgilerin bir kişiye bile faydası olursa ne mutlu benim için. İnşallah pandemisiz, maskesiz, mesafesiz, sağlıklı ve huzurlu günler gelir. Biz de o günlere kavuştuğumuzda bunun kıymetini çok daha iyi biliriz inşallah, aslında ne kadar büyük bir nimetmiş maskesiz, mesafesiz, sevdiklerimizi kaybetme korkusu olmadan özgürce yaşayabilmek... Belki bu açıdan bu zamanlara kavuşursak, tüm bunların kıymetini daha iyi bilebiliriz diye düşünüyorum.

Bu profil sayfası internete açık olan bilgilerden otomatik olarak oluşturulmuştur.

Doktor Bul

Doktor Bilgisi

UZM. DR. TUĞBA KARA NAZİROĞLU

UZM. DR. TUĞBA KARA NAZİROĞLU misiniz ?

Profil Düzenle




UZM. DR. TUĞBA KARA NAZİROĞLU misiniz ?

bulutklinik.com üzerindeki profilinizin kontrolünü devralmak için hemen bir hesap oluşturun.




Yüz Yüze Randevu

Online Görüşme

Klinik Bilgisi

UZM. DR. TUĞBA KARA NAZİROĞLU

Bu profilden alacağınız hizmet danışmanlık olarak değerlendirilir. Muayene yerine geçemez

Online Konsültasyon.

Evinden ayrılmadan doktoruna ulaş, görüntülü görüşerek muayene ol.

Online Konsültasyon.

Yüz Yüze Randevu

Online Görüşme

Klinik Bilgisi

UZM. DR. TUĞBA KARA NAZİROĞLU

Online Konsültasyon.

Evinden ayrılmadan doktoruna ulaş, görüntülü görüşerek muayene ol.

Online Konsültasyon.

Medicalpark Gebze Hastanesi
📍 İstanbul, Turkey


📌My articles

Tugba Naziroğlu on Clubhouse

Tugba Naziroğlu Clubhouse

19.4kFollowers

941Following

Feb 1, 2021Registered

Bio

🩺 Pulmonologist

tuğba naziroğlu

  • aşı konusunda yaptığı bu tespit takdire şayandoktor

    hakikaten daha güzel bir cevap olamazdı.
    umarım mesleğinde çok iyi yerlere gelir.

  • önce twitter da gördüm kendisini. takipçi toplamaya yönelik paylaşımlar yapıyor genellikle. son zamanlarda tik tok reels mecralarına kaymış. varoş kezban paylaşımları yapıyor.

  • sözlükte başlığı olmasına şaşırdım.

    has adanalı, güzel insan. mesleğinde de başarılı belli ki.

    bildiğim kadarıyla hayatımda 1 defa sosyal medyada engellendim. onu da kendisi yıllar yıllar yıllar evvel henüz öğrenciyken yaptı. hala zoruma gider engellenmiş olmak.

    neyse bu konuda daha fazla konuşmayacağım.

    hayattaki hedeflerine ulaşabilir umarım.

  • sosyal medyada etkileşime kafa yorduğu izlenimi uyandırıyor. bazı paylaşımları samimi gelmiyor. fakat çok kutsal bir meslek ve uzmanlığı var. başarılarının devamını dilerim.

  • göğüs hastalıkları uzmanı kadın doktorumuz, cumhuriyetin nimetlerinden faydalanıp bu nimetlere sonsuz şükranlarını dile getirmekteyi de kendisine borç bilen bir insanımız. zira bir çok kadın halen şeriatçı kafalar gibi düşünüp eğitim gördüğü kurumları ve cinsiyet ayrımcılığını kaldıran kanunlara ve onu yapanlara nasıl da hakaret edip nankörlük yapıyor değil mi?

    tuğba hocamız aydın bir insan, tarzı ve yaşam standartları kendisini bağlayan şeyler. sosyal medyayı kullanımına yönelik biraz sert eleştiriler görmekteyiz. değerli dostlar şöyle bir kafanızı dışarı çıkarıp bakın bakalım kaç tane insan gündelik hayatını canlı yaşayabiliyor? hepimiz sosyal medyaya bağımlı insanlar haline geldik, okumuş aydınlanmış ve aydınlatmak isteyen insanların en çok ağırlık vereceği yer yine sosyal medyadır.

    kendisi olabildiğine sıradan bir insan gibi, içinden geldiği gibi paylaşımlar yapmakta ve bazen içindeki hisleri dökmektedir. yaftalarken ne bekliyorsunuz anlamış değilim? size pulmoner rahatsızlıkları akademik dille mi anlatsın onu mu istersiniz? *
    evet kendisi güzel ve alımlı biri ister istemez kendi halinde insanlara kusur yapıştırmak istiyoruz.

    oytun gibi embesillere hitap edercesine palavralar sıkmıyor, gündeme oturmak için millete salça olmuyor, boş yere musallat olanı zannediyorum ki engelleyip geçiyor zira bugüne değin hiç boş beleş insanlarla tartışmaya girdiğini falan da görmedim. takdir edilesi...

    başarılarınızın ve içtenliğinizin devamını dilerim.

  • dün kartal (bkz: mavi sandal balıkçısı) nda idi yanlış görmediysem. ağızının tadını biliyor.

  • soyadı değişmiş (eşinden ayrılmış olabilir.) genç, güzel ve çok bilgili türk hekimidir. ihtisası, göğüs hastalıklarıdır. paylaşımları çok estetik ve yeri geldiğinde bilimseldir.

  • nest...

    gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede