Utanmaz adam kimin eseri

Utanmaz Adam Kimin Eseri

utanmaz adam kimin eseri

Hüseyin Rahmi Gürpınar, Utanmaz Adam roman tahlili

Yazar: BenDeliMiyim? &#;BnDeliMiyim

Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın roman olarak daha değerli eserleri var, ama bu romancımızı bence en iyi temsil eden eseri Utanmaz Adam (); çünkü Utanmaz Adam’da Hüseyin Rahmi’nin bütün meziyetlerini ve kusurlarını, toplumsal düşüncelerini bulup göstermek mümkün.

En önemli özelliği, aşağı yukarı yarım yüzyıllık bir süre boyunca toplum hayatımızdaki değişikliklerin İstanbul’daki belirtilerini romanlarında göstermek olan Hüseyin Rahmi, ilk romanlarında, toplumsal hayatımızın geleneksel yaşayışının yer yer kırılmaya başlamasıyla, toplumla bağdaşamayan, yerleşmiş değerlerin baskısı karşısında gülünç durumlara düşen kişileri anlatırken (sözgelimi Şıpsevdi’deki Meftun Bey), giderek, toplumsal ilişkilerdeki değişikliklerin derinleştiği, değer yargılarının, kuşakların, toplumsal sınıfların açıkça ortaya çıktığı bir devrin genel sorunlarını kurcalamaya başlar; bireysel yozlaşmayı aşan genel bir çöküntüyü anlatan romanlar yazar. Utanmaz Adam, romancının bu gelişiminin sonucudur.

Hüseyin Rahmi, Utanmaz Adam’da, değer yargıları sarsılmış, çözülüş halinde bir toplumu bütün çıplaklığıyla göstermek için toplumun bütün kötülüklerini, bozukluklarını kişiliğinde toplamış Avnüs-sâlah adlı bir tip yaratmıştır; Avnüssalâh’m aracılığıyla “hayattan sayfalar” sunar bize. (Uzaktan uzağa Ölü Ulanlar’daki Çiçikof’un yolculukları geliyor akla.) Avnüssalâh, dolandırıcılıkla, hırsızlıkla, şantajla geçinir; Yaralı Gönüllere Teselli adlı bir dergi çıkarır; bu dergiyi kullanarak sahte doktor ve sahte avukatla “aşk hastalıkları için tıbbi konsültasyon” yaptırır. Böylece zengin olur. Hüseyin Rahmi, Avnüs-salâh’ı kullanarak, bütün bir toplumun yergisini yapar; onun için önemli olan, toplumun bozukluklarını göstermek, kendi düşüncelerini açıklamaktır; bu amaç için romanı bir araç olarak kullanır. Kendi söyleyeceklerini, kimliklerine aldırmadan, kişilerine söyletir. Örnekse bir afyonkeş olan İshak Baba, eline bir “röntgenli dürbün” geçerse, “Bazı müesseselerin ilan ettikleri sermayelerle kasa mevcutlarını karşılaştırmak için bakardım. Her devirde siyasi akidelerini zamana uyduran kurnaz insanların kalplerine bakardım,” der. Sütçü Tahir’in annesi Nesime Hanım, “Şimdi âdet böyle imiş. Ahlaktan kaybedilen şey para ile kazamlıyormuş,” der. Binlik Mestinaz, “Kazanç namına yüz binlerle liralar vurabilirsen vurursun, vuramazsan aç taksir sürünürsün. Bunun ikisi ortası görülemiyor. Servet bizden çekile çekile zenginler denilen diğer bir zümrenin kasasında toplanıyor,” der.

Ya dolandırıcı Kene Şahab’m dedikleri: “Umumi harp esnasında bütün âlemin parasını çeken Amerika’da bile amelenin çoğu açtır. Bahri tezgâhlarında işleyen bir amele ailesinin bin beş yüz dolar ile geçinebileceği hesap edilmiştir. Fakat bu miktarda para alabilen amele ailelerinin ancak ’de 26’sı olduğu patronların itirafı ve istatistik rakamlarının delaletleriyle sabittir. Bu milyarlar memleketinde ömründe bir lokma et tatmamış bedbahtlar vardır.”

Avnüssalâh kitabın sonunda şunları söyler: “Çaldım. Dolandırdım. Sağdan soldan sızdırdım. Karşıma hiçbir davacı çıkmadı. Çünkü yere vurduklarım benden mücrim mahkeme kaçkınlarıydı. Yakalarını adalete teslim etmeden beni ele veremezlerdi.”

Hüseyin Rahmi’nin gözlemleri çok önemli. Mesela şöyle diyor: “Son zamanlarda hemen her memlekette evlenme, serbest münasebetler, doğurma, çocuk düşürme, maişet, geçimsizlik meseleleri fevkalade bir ehemmiyet almaktadır. Eski formüllerden çıkıldı, fakat yenileri katiyetle teessüs edemedi.” Ne var ki bu gözlemlere dayanarak vardığı sonuçlar için doğru denemez. Hüseyin Rahmi, toplumların geçiş dönemlerinde insanların hayatlarında görülen bozukluklar ve çöküntülerle, toplumların tarihsel, ekonomik durumları arasındaki ilişkileri görememiş, bu yüzden, kişilerdeki o yozlaşmayı sadece açlıkla, cinsiyetle, hayvani içgüdülerle açıklamaya çalışarak yanılgıya düşmüştür. Bir yerde şöyle diyor: “Kedi fare yermiş. Ne yerse yesin. Kediyi de kendinden büyük bir hayvan yiyor. Öteki de ondan büyüğü yutuyor. Tabiatın bu kanununu kim değiştirebilir? Hayatın esası bu değil mi, birbirini yemek…” Hüseyin Rahmi, tabiatta birbirini yiyen hayvanların yaşama savaşı kanunu yerine, insanları bir toplum halinde birleştiren başka bir kanunun varlığına inanmıyor: Avnüssalâh, “Tabiat bize ne insiyak vermiş ise biz onun esiriyiz,” der. “Mütekabil menfaatlerin bağlarıyla birbirimize tutunuyoruz. Menfaatler kalkınca bağlar çözülür,” der. Hüseyin Rahmi’nin, Utanmaz Adam’da koyu bir karamsarlığa kapılmasının nedenlerini burada aramak gerek. Bu da yaşadığı çağın, çevrenin belirlediği bir durumdur.

Hüseyin Rahmi’nin toplumsal görüşüne kısaca değindikten sonra Utanmaz Adam’m roman nitelikleri üzerinde de durmak gerek. Hüseyin Rahmi’nin romanında kişiler, toplumsal gerçeklikleri göstermek için birer araç olarak kullanılıyor. Ne var ki gösterilmek istenen toplumsal gerçeklikler kişilerle, olaylarla verilemiyor, romanda bir yama olarak kalıyor. Bölümler arasında organik bir bağlılık yok; romandan istediğiniz bölümü çıkarın; roman, değerinden bir şey kaybetmez.

Hüseyin Rahmi’nin, Utanmaz Adam’da, roman kişisi diye bir kaygısı yok. Yukarda verdiğim örneklerde de görüldüğü gibi, kişilerinin ağzından kendisi konuşur; kişilerinin bu sözleri söyleyemeyecek bir afyonkeş ya da cahil bir kadın oluşunu önemsemez. Bunun için romandan kişiler kalmıyor bizde; bir çağın toplum gerçeklikleri hakkında birtakım bilgiler ediniyoruz, o kadar.

Utanmaz Adam’da olaylar bir anlayışı ispat etmek için düzenlenmiş. Yazar, birtakım olayları seçmiş, birtakım olayları uydurmuş; bunlara dayanarak toplumsal bir yergi yapmış. Oysa Hüseyin Rahmi’nin çoğu romanlarında uydurmadan çok, gerçeğin doğru bir gözlemle verilişi vardır. Utanmaz Adam’da günlük gözlemleri aşarak kendi toplum anlayışına uygun bir bileşime varmak istediği görülüyor.

Hüseyin Rahmi’nin dili canlı, rahat bir dil; bu dil, romanını okutmak bakımından çok işe yarıyor.

Romancılığımızın gelişimi içinde Hüseyin Rahmi’nin elbette önemli bir yeri var. Çöküş halindeki bir toplum düzeninin bütün karşıtlıklarını eserlerinde belirterek önemli bir iş görmüş. Ama bugün, öyle sanıyorum, roman okurlarından çok, toplumbilimcileri ilgilendiren bir yazar durumundadır. Hüseyin Rahmi’nin romanlarından elli yıllık bir sürenin İstanbul’daki görünüşlerini izleyebiliriz; ama o kadar…

Kaynak: webgrid.co.uk…/huseyin-rahmi-gurpinar-utanmaz-ad…

Fotoğraf aç&#x;klamas&#x; yok.

Utanmaz Adam - Hüseyin Rahmi Gürpınar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar:Hüseyin Rahmi Gürpınar

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN:

Sayfa Sayısı:

Utanmaz Adam Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Türkiye'nin, "batılılaşırken" Avrupa kültüründen ne kadar besleneceği ve Avrupai tarzın gündelik hayata uyarlanmasında sınırın nerede çizilmesi gerektiği, yıllardır tartışılan bir konu. Sanat, ahlak, aile, ticaret gibi konulara getirilen yeni yorumların toplumun tüm kesimlerince aynı şekilde anlaşılması beklenemezdi şüphesiz. Bu nedenle sanatı ahlaksızlıktan, ticareti sadece fırsatçılıktan ibaret sayanlar da oldu.

Türk edebiyatının gözüpek yazarı Hüseyin Rahmi Gürpınar, "dürüstlük" kavramını merkeze alıyor. Utanmaz Adam''da., onlarca yıl süren savaşların ardından kendini toparlamaya çalışan Türkiye'de, gayrimeşru yollardan bir hayata tutunma mücadelesi anlatılıyor.

"Ahmakları kandırmak, akla karşı işlenmiş bir suçun intikamını almaktır," prensibiyle hareket eden bir üçkâğıt çetesi, vurgunculuğun, dolandırıcılığın, ahlaksızlığın her çeşidine başvurup yine de vicdanlarını rahat tutabilmektedirler. Peki, iflah olmaz dolandırıcı Avnussalah'ın tüm bu "utanmazlıklarını" gönül rahatlığıyla kabulleniyor, kabulleniyor olması, başka bir ifadeyle dolandırıcılığa dair yüksek bir felsefe kurmuş olması, onu toplumdaki gizli ahlaksızlardan daha erdemli biri yapar mı.'

(Tanıtım Bülteninden)

Utanmaz Adam Alıntıları - Sözleri

  • Ustam meşhur masallardaki pehlivanlara benzer. Çıraklarına oyunlarından otuz dokuzunu öğretir, kırkıncısını saklar, yenilmez.
  • Hey babam hey, işte yüksek edebiyat bu­na derler. Okuyanlar, anlatılan işin gıcırtısını, kokusunu du­yacaklardır.
  • Ali Safder’e yaklaşarak hemen suratına iki tokat arkası­na üç dört yumruk indirir. Neye uğradığını bilmeyen arkadaşı haykırır: — Bu ne? ne yapıyorsun? — Aldığım gibi sıcağı sıcağına payını veriyorum. — Vurma, ciğerlerim ağzıma gelecek. — Hilesiz hurdasız sana düşen pay işte budur. Vebal is­temem. Üzerimde hakkın kalmasın.
  • İşte âlemin düzeni bu iki yüzlülük komedyası üzerine kurulmuştur. Bütün yüzler başka, içler başkadır.
  • Bilmeyerek çirkefe taş attık, lâğımı taşırdık.
  • Damat Ferit zamanında bir zabıta-i ahlâkiye vardı. Kerhaneden, meyhaneden çıkardıkları ahlâksızlardan boş kalan sofralara kendileri otururlardı. Siz onların ardı mısınız?
  • Herhangi bir eserin arkasından çok dedikodu havlanırsa bu havlama derecesinde eser okuyu­cu bulur.
  • - "Ar" mı? - Ne demek o? - Fransızca "sanat" demektir. - Frenkçede "sanat"ın manası "ar"(art) imiş de Türkçede niçin bu kelime "arsız" şekline sokuluyor.
  • Avnussalâh — Miden boş mu birader? Sudurî — Ne diyorsun birader? Üç ayları tutan hacılar gibiyim.
  • Bitik bir haldeyim. — Bitikliğin açlıktansa böyle erkenden kahvaltı için yan­lış kapı çalmış olduğunu hatırlatmak zorundayım. Mahallede kedi kalmadı. Şimdi birbirimizi yiyoruz.
  • yüz defa türlü türlü vakalar ve hüküm giydikleri ilân olunan dolandırıcılar ceza zamanlarını tamam­layınca hapishaneden çıkar çıkmaz yine dolandıracak saf in­sanlar bulurlar.
  • İftira atılması kolay olduğu kadar ondan tamamıyle temizlenmesi çok güç, sıvışık bir çamurdur. Bulaştırıldığı kimsenin üzerinde mutlak yer yer lekeler bırakır.

Utanmaz Adam İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Utanmaz Adam Öncelikle bu kitabı okumama vesile olan verda hanıma teşekkür ederim. Çok iddialı bir tavsiyesi vardı. Beğenmezseniz profilime tüküren adam emojisi bırakın diyen bu iddianın karşısında kitabı okumamak olmazdı. Kendine has üslubuyla toplumun kanayan yaralarına parmak basan Hüseyin Rahmi Gürpınar bir çok üniversiteli gencin tez konusu olmuş. En büyük ahlak savunucuların bile ardındaki ahlaksızlığı tokat gibi suratımıza çarpıyor Hüseyin Rahmi. Hiç kimse melek değil, masum değiliz. Güçlülerin istedikleri gibi çarkı döndürdükleri, kendi çıkarlarına göre şekillendirdikleri, zayıfların ise kaderlerine boyun eğdikleri zamanlar. Bu hep böyleydi. Geçmişte de böyleydi, şimdi de, korkarım gelecekte de böyle olacak. Zaman zaman Hüseyin Rahmi gibi adamlar çıkıp gerçekleri yüzümüze tokat gibi çarpacak. Değişen bir şey olmayacak biliyorum, insan oğlu çiğ süt emmiş diyecekler. İnsan oğlu çiğ süt emmişti de hayvanlar sütü kaynatıpta mı içiyorlar? Hep bahane hep bahane insan yaptıklarına bahane bulmakta ne kadar da marifetli. Uzun süre etkisinde kalacağınız bir kitap. Keyifli Okumalar (Mesut Sevinç)

Nadir Romanlarımızdan: Türk edebiyatında çok az iyi roman var. Bu düşüncemin hep arkasında olacağım. Gelecekte ne olur bilinmez tabii ancak geçmişe bakınca bu kadar iyi çok az roman var. Üstelik yazıldığı yıla bakıp kullandığı Türkçe'ye şöyle bir tanıklık edecek olursanız ağzınız açık kalır. Mükemmel (Hasan Furkan Efeoğlu)

Melek olsan işin ne yeryüzünde?: Hangimiz utanmaz adamız? Cevapları duyar gibiyim.. Tövbe, haşa, asla ve kat'a o ben değilim. Ademoğlu çiğ süt emdi amma sütte kara var, bende yok. Lâkin bildiğim utanmazlar var tarihten, edebiyattan, haberlerden dersiniz. Yok öyle yağma! Genelleme değildir diyerekten( otuz iki dişi sağlam olanlar için) Siyasetçi der; haram lokma girmedi boğazımdan aşağıya; papazı, imamı der karıya kıza zinhar bakmadım; doktoru der ilaç mümessili ile anlaşıp para için gereksiz ilâç yazmadım; yetimhane sorumlusu der bizde şiddet, tecavüz olmaz ya da bir kere olmuş diye cevap verir; öğretim görevlisi der cukka için öğrenciyi büte, yaz okuluna bırakmadım; bankacısı der biz asla kimseyi kandırmadık, halkın dostuyuz çünkü vs vs. Sorarım kim bu utanmaz adam? Şeytandır o vesselâm:) Şeytan diyordur: "Adem'in çocukları siz benden de üstat çıktınız be!" "Bana utanmaz adam lakabını verdiler. Fakat ben bunları utanır görünen adamlardan örnek aldım. Adam öldürmedim. Sokakta bağırta çağırta kimseyi soymadım. Cemiyet ortasında kangrenli durmayan birer çıban gibi işleyen soysuzlara çattım. Onları korkuttum. Üzdüm" Bu cümlelerden ve eseri okuduktan sonra utanmazın utanmaz olmadığını anlayacaksınız. İşte Rahmi'nin utanmaz adamı bu. Eserlerini okudukça hangisini top one yapacağımı şaşırdım. Ama bu eseri daha bir lezzetliydi. Çaktırmadan, kimi zaman alenen gelmişe geçmişe laf sokan Rahmi bu eserinde daha bir coşmuş. Oraya (okunacaklar listesine) bir kitap daha ekler misiniz lütfen? Beğenmezseniz tüküren emojili adam bırakırsınız profilime:) Dip not: "Utanmaz kadınım koymaz bana o emoji:)" (Verda)

Utanmaz Adam PDF indirme linki var mı?

Hüseyin Rahmi Gürpınar - Utanmaz Adam kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Utanmaz Adam PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Hüseyin Rahmi Gürpınar Kimdir?

17 Ağustos tarihinde İstanbul'da doğdu. Hünkâr yaveri Mehmet Sait Paşa'nın oğlu olan Hüseyin Rahmi, üç yaşında iken annesinin ölümü üzerine, Girit'te bulunan babasının yanına gönderildi. İlkokula başladı ancak babasının evlenmesi üzerine altı yaşında tekrar İstanbul'a anneannesinin yanına gönderildi ve eğitimine burada devam etti. Yakubağa Mektebi, Mahmudiye Rüşdiyesi ve idadide okuyan Hüseyin Rahmi, tarihçi Abdurrahman Şeref Bey'in himayesiyle Mekteb-i Mülkiye'ye girdi (). Okulun ikinci sınıfında iken ciddi bir hastalık geçiren Hüseyin Rahmi buradaki öğrenimini yarıda bıraktı (). Kısa bir süre, Adliye Nezareti Ceza Kalemi'nde memur, Ticaret Mahkemesi'nde Azâ Mülazımı olarak çalışan Hüseyin Rahmi hayatını kalemiyle kazanmaya çalıştı.

'de Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yazmaya başlayan Hüseyin Rahmi, ardından İkdam ve Sabah gazetelerinde mütercim ve muharrir olarak çalıştı. II. Meşrutiyet döneminde 37 sayı süren Boşboğaz ve Güllâbi adlı bir gazete çıkardı. İbrahim Hilmi Bey ile birlikte çıkardığı Millet gazetesi de uzun ömürlü olmadı. yılları arasında yayımlanan Türk Kadın Yolu adlı derginin yazarları arasındaydı. Sonraki çalışmalarını İkdam, Söz, Zaman, Vakit, Son Posta, Milliyet ve Cumhuriyet gazetelerine neşretti. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 5. ve 6. dönemlerde Kütahya milletvekili olan Hüseyin Rahmi, ömrünün son otuz bir yılını geçirdiği Heybeliada'daki köşkünde 8 Mart tarihinde öldü ve oradaki Abbas Paşa Mezarlığı'na defnedildi.

Edebiyat hayatı

Hüseyin Rahmi Gürpınar; İstanbul halkının toplumsal, töresel yaşantılarını, aile geçimsizliklerini, batıl inançlarını, yaşadığı çağdaki Türk toplumunun geçirmekte olduğu krizleri hümuristik bir mizah dehasıyla anlatır. Servet-i Fünûncuların yaşıtı olduğu halde, ayrı bir sanat görüşünü sürdürür. Romanlarındaki kahramanların çoğu yy sonu İstanbul'un canlı, renkli insan, hayat manzaralarıdır. Eserlerinde Anadolu yoktur. Mizahı, güldürücü olduğu kadar, gülünç yönlerimizin yansıtılması, hicvedilmesi için gerekli bir araçtır. Hüseyin Rahmi, seçtiği tipleri seviyelerine uygun, ustaca konuşturur ve olayları gülünçlü, acıklı yönleriyle belirtir. Kuvvetli bir gözlem gücü vardır. Realist, natüralist bir görüşle "toplum için sanat" yapar. Ertem Eğilmez tarafından yılında çekilen Süt Kardeşler sinema filminin konusu Hüseyin Rahmi'nin Gulyabani () isimli romanından uyarlanmıştır. Bağımsız sanatçılardan biri olarak da anılır.

Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın romanları ve öyküleri yeni nesiller tarafından da kolayca anlaşılabilmesi için sonrasında içinde Mustafa Nihat Özön'ün de yer aldığı bir edebî kurulca sadeleştirilmişti. Bu sadeleştirme kimilerince yerinde bulunurken kimileri de özgün dilin dokunulmadan bırakılması gerektiğini savunmuşlardı.

Kaynak: webgrid.co.uk

Hüseyin Rahmi Gürpınar Kitapları - Eserleri

  • Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç
  • Gulyabani
  • Efsuncu Baba
  • Mürebbiye
  • Gönül Bir Yel Değirmenidir Sevda Öğütür
  • Şık
  • Şıpsevdi
  • Hazan Bülbülü
  • Melek Sanmıştım Şeytanı
  • Hakka Sığındık
  • Gulyabani - Gönül Ticareti
  • İki Hödüğün Seyahati
  • Evlere Şenlik Kaynanam Nasıl Kudurdu?
  • Ben Deli miyim?
  • Cadı
  • Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç - Melek Sanmıştım Şeytanı
  • Kadınlar Vaizi
  • Gönül Ticareti
  • İffet
  • Sevda Peşinde
  • Kesik Baş
  • Mürebbiye - Şeytan İşi
  • Şeytan İşi
  • Deli Filozof
  • Meyhanede Kadınlar
  • Dirilen İskelet
  • Kaderin Cilvesi
  • Utanmaz Adam
  • Nimetşinas
  • Tesadüf
  • Boşanmış Kadın
  • Hayattan Sayfalar
  • Öldüren Öpücük
  • Kokotlar Mektebi
  • Kaynanam Nasıl Kudurdu? - Muhabbet Tılsımı
  • Mezarından Kalkan Şehit
  • Cehennemlik
  • Ölüm Bir Kurtuluş Mudur?
  • İnsan Önce Maymun muydu?
  • Acı Gülüş
  • Ölüler Yaşıyorlar mı?
  • Can Pazarı
  • Toraman
  • Metres
  • Mezarından Kalkan Şehit - Mutallaka
  • Billur Kalp
  • Eşkıya İninde
  • Bir Sevda Denklemi
  • Gulyabani / Gönül Ticareti / Melek Sanmıştım Şeytanı
  • Son Arzu - Evlere Şenlik Kaynanam Nasıl Kudurdu?
  • Dünyanın Mihveri Kadın mı, Para mı?
  • Tünelden İlk Çıkış
  • Nimetşinas - Toraman
  • İmrenilecek Bir Ölüm
  • Namuslu Kokotlar
  • Kesik Baş - Utanmaz Adam
  • Kesik Baş - Ölüm Bir Kurtuluş mudur?
  • Efsuncu Baba - Gönül Bir Yeldeğirmenidir Sevda Öğütür
  • Tesadüf - Muhabbet Tılsımı
  • Eşkiya İninde / İki Damla Yaş
  • Kadın Erkekleşince
  • Aşk Batağı
  • Namusla Açlık Meselesi
  • Cadı Çarpıyor - Şakavet-i Edebiyye
  • Gulyabani
  • Eti Senin Kemiği Benim
  • Son Arzu - Tokuşan Kafalar
  • Gazetecilikte İlk Yazılarım
  • Tesadüf / Şeytan İşi
  • Gazetecilikte Son Yazılarım 3
  • Gazetecilikte Son Yazılarım 2
  • Şehirde Bir Şekavet
  • Tutuşmuş Gönüller
  • Son Arzu
  • Gazetecilikte Son Yazılarım 1
  • Muhabbet Tılsımı
  • Gazetecilikte Son Yazılarım 4
  • Mezarından Kalkan Şehit
  • Nimetşinas - Hakk'a Sığındık - Meyhanede Kadınlar
  • Salgından Allah'a Sığındık
  • Çocuk Yüreklerde Seçme Öyküler
  • Çocuk Yüreklerde Gulyabani
  • Sanat ve Edebiyat

Hüseyin Rahmi Gürpınar Alıntıları - Sözleri

  • - Kocasını şiddetle seven bir kadın için mutlu olmasın? - Bir taraflı muhabbetlerden çoğunlukla felaketler doğar. Oğlan onu sevmedikten sonra geçim olur mu? (Kadın Erkekleşince)
  • Saçı uzun aklı kısa hükmüyle alnımıza birer ahmaklık damgası vurmuşlar, bu uğursuz etiketin altında insanlığımız unutulup gidiyor. (Kadınlar Vaizi)
  • "Zaten aileler içinde ne kadar fasit ve münasebetsiz olursa olsun hep kadının dediği olur. Erkeğin amirliği laftan ibarettir." (Son Arzu - Evlere Şenlik Kaynanam Nasıl Kudurdu?)
  • İnsan insanın aynasıdır derler. (Hazan Bülbülü)
  • Acı bir tecrübenin verdiği uğursuz bir netice ile söylüyorum ki güzellikle zekânın birleşmiş olduğu bir kadınla evlenmeye kimse özenmesin. (Öldüren Öpücük)
  • Zaman her şeyin foyasını meydana çıkarmak kuvvetini haizdir. Haiz: sahip, malik (Şıpsevdi)
  • Bir kadının gönlüne cidden sahip ve hakim olamadıktan sonra onu zorla,baskıyla kendinize boyun eğdirmiş görünmekte ne lezzet bulunur? (Sevda Peşinde)
  • - "Bana bir kelime yalan söylemenin ne büyük bir cinayet olduğunu anlayabilsen." (Tesadüf)
  • insan yasak edildiği şeye şiddetle düşkün oluyor .. (Melek Sanmıştım Şeytanı)
  • Hayriye hanım:"Zaman pek tuhaf webgrid.co.ukğru söyledin mi adama sinirli webgrid.co.uk daha ileri vardın mı deli webgrid.co.uk vakitte sinir herkeste webgrid.co.ukıllısında da delisinde webgrid.co.uk işitirsen,ne görürsen ha evet efendim pekâlâ diyeceksin.Âlâ âlâ,hep aliyülâlâ.Fakat insaf ediniz.Âlâ denecek ortada ne var? Bu kıtlık mı âlâ.Evlatlar analarını babalarını öldürüyorlar o mu âlâ ?" (Mürebbiye - Şeytan İşi)
  • Kadın ölümle susturuluyor. Ne olduğu anlaşılmaya kalkışılmayan yara toprakla örtülüyor. Bu irinin binlerce benzeri toplum hayatında cerahatlerini saçıp duruyor. Kadın niçin gönlünü kocasından alıp da başkasına veriyor? Bu «fantazya» hercailiği midir? Yoksa bünyenin, ruhun yenilmez bir sempati, antipati zorlaması mıdır? (Gulyabani / Gönül Ticareti / Melek Sanmıştım Şeytanı)
  • "Köpek yestehlemekle deniz mundar olmaz." (Son Arzu - Evlere Şenlik Kaynanam Nasıl Kudurdu?)
  • — Tayfur, yolumdan çekil — Hangi yolundan ulan? Yollar belediyenindir. (İnsan Önce Maymun muydu?)
  • Kanın temizleyemeyeceği hiçbir leke yoktur (Kaynanam Nasıl Kudurdu? - Muhabbet Tılsımı)
  • Vücudu yıprandıran şeylerin başlıcası gam, keder, üzüntü (Cehennemlik)
  • Her zaman bela bize gelmez, bazı bazı gidip onu buluruz. (Can Pazarı)
  • Ziyade kabzedemem rızkımı mukadderden "Rızkımı kaderimin bana verdiğinden fazla alamam." (Gazetecilikte Son Yazılarım 2)
  • her ferdin ölümü kendi için bir kıyamet demektir (Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç)
  • "Ömür denilen şey sürekli değişimden ibaret. İhtiyarlık bir kere insanın yakasına çökerse artık geçmiş ola" (Hazan Bülbülü)
  • Hiçbir hususta gerçekleri gizlemekle mutluluğu temin etmek mümkün olamaz. (Sevda Peşinde)

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Hüseyin Rahmi Gürpınar (17 Ağustos , İstanbul – 8 Mart , İstanbul), Türk romancı ve gazeteci.

Yaşamı[değiştir

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Gönül Bir Yel Değirmenidir Sevda Öğütür-Türk Edebiyatı Klasikleri 26

İş Bankası Kültür Yayınları Gönül Bir Yel Değirmenidir Sevda Öğütür-Türk Edebiyatı Klasikleri 26

23,40 TL

Kesik Baş - Günümüz Türkçesiyle Türk Edebiyatı Klasikleri

İthaki Yayınları Kesik Baş - Günümüz Türkçesiyle Türk Edebiyatı Klasikleri

43,40 TL

Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç-Türk Edebiyat Klasikleri 1

İş Bankası Kültür Yayınları Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç-Türk Edebiyat Klasikleri 1

16,90 TL

Efsuncu Baba-Türk Edebiyatı Klasikleri 3

İş Bankası Kültür Yayınları Efsuncu Baba-Türk Edebiyatı Klasikleri 3

13,00 TL

Meyhanede Hanımlar - Türk Edebiyatı Klasikleri

İş Bankası Kültür Yayınları Meyhanede Hanımlar - Türk Edebiyatı Klasikleri

14,30 TL

Gulyabani

İnkılap Kitabevi Yayinevi Gulyabani

24,50 TL

Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç

İnkılap Kitabevi Yayinevi Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç

24,50 TL

Mürebbiye

İnkılap Kitabevi Yayinevi Mürebbiye

24,50 TL

Kesik Baş - Ölüm Bir Kurtuluş mudur?

Everest Yayınları Kesik Baş - Ölüm Bir Kurtuluş mudur?

64,60 TL

Tesadüf - Muhabbet Tılsımı

Everest Yayınları Tesadüf - Muhabbet Tılsımı

37,40 TL

İnsan Önce Maymun muydu?

Everest Yayınları İnsan Önce Maymun muydu?

37,40 TL

Gulyabani

Fom Kitap Gulyabani

21,45 TL

Hayattan Sahifeler

Palet Yayınları Hayattan Sahifeler

14,60 TL

Gulyabani

Panama Yayıncılık Gulyabani

21,00 TL

Mürebbiye-Türk Edebiyat Klasikleri 2

İş Bankası Kültür Yayınları Mürebbiye-Türk Edebiyat Klasikleri 2

15,60 TL

İntibah-Türk Edebiyatı Klasikleri 4

İş Bankası Kültür Yayınları İntibah-Türk Edebiyatı Klasikleri 4

19,50 TL

Efsuncu Baba

Everest Yayınları Efsuncu Baba

30,60 TL

Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç

Beşir Kitabevi Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç

21,00 TL

Sevda Peşinde-Orijinal Metin

Can Yayınları Sevda Peşinde-Orijinal Metin

40,30 TL

Kesik Baş-Utanmaz Adam Bütün Eserleri

Ayrıntı Yayınları Kesik Baş-Utanmaz Adam Bütün Eserleri

54,00 TL

İffet

Dergah Yayınları İffet

45,60 TL

Kesik Baş

Everest Yayınları Kesik Baş

21,80 TL

Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç

Palet Yayınları Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç

29,20 TL

Şık

Bilge Kültür Sanat Şık

17,50 TL

üründen 24 ürün görüntülediniz

Hüseyin Rahmi Gürpınar

17 Ağustos tarihinde İstanbul'da doğdu. Hünkâr yaveri Mehmet Sait Paşa'nın oğlu olan Hüseyin Rahmi, üç yaşında iken annesinin ölümü üzerine, Girit'te bulunan babasının yanına gönderildi. İlkokula başladı ancak babasının evlenmesi üzerine altı yaşında tekrar İstanbul'a anneannesinin yanına gönderildi ve eğitimine burada devam etti. Yakubağa Mektebi, Mahmudiye Rüşdiyesi ve idadide okuyan Hüseyin Rahmi, tarihçi Abdurrahman Şeref Bey'in himayesiyle Mekteb-i Mülkiye'ye girdi (). Okulun ikinci sınıfında iken ciddi bir hastalık geçiren Hüseyin Rahmi buradaki öğrenimini yarıda bıraktı (). Kısa bir süre, Adliye Nezareti Ceza Kalemi'nde memur, Ticaret Mahkemesi'nde Azâ Mülazımı olarak çalışan Hüseyin Rahmi hayatını kalemiyle kazanmaya çalıştı.

Serveti Fünun Dönemi Bağımsız Sanatçıları

Serveti Fünun sanatçıları ile aynı dönemde yaşamasına karşın Serveti Fünun anlayışı dışında eserler veren sanatçılar da vardır.

Bu sanatçılar: Hüseyin Rahmi Gürpınar ve Ahmet Rasim&#;dir.

HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR ()

Servetifünun sanatçıları romanda Namık Kemal&#;in edebi roman anlayışını devam ettirirken Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ahmet Mithat Efendi&#;nin başlattığı &#;halk için roman yazma&#; geleneğini sürdürmüştür.

• Natüralizm akımının Türk edebiyatındaki başarılı temsilcilerinden olan sanatçının eserlerinde realizmin de etkisi görülmektedir.

• Romanlarında çevre betimlemelerine ve gözlemlere sıkça yer veren sanatçıya, İstanbul&#;un iç mahallelerini kişi, mekan ve dil yönünden bütün canlılığıyla, başarılı bir biçimde yansıttığı için sokağı edebiyata taşıyan yazar denmiştir.

• Okurlarını eğlendiren bir üslubu vardır. Toplum için sanat anlayışını benim­ser.

• Toplumsal eleştirilerini mizah yoluyla dile getirir. Bu yüzden eserlerinde anormal tiplere de yer verir. Romanlarında, hırslı, aptal, sapık, batıl inançlara kapılmış, cahil, züppe, Batı özentisi kişilere yer verir.

• Yanlış Batılılaşma, ruh hastalıkları, eski-yeni çatışması, aile içi geçimsizlikler, ahlak bozuklukları gibi konuları işlemiştir.

• Günlük konuşma dilini sade, akıcı bir üslupla kullanan Hüseyin Rahmi Gür­pınar&#;ın eserleri yazıldığı dönemin sosyal yaşantısı ile ilgili önemli ipuçları barındırır.

• Romanları teknik bakımdan başarılı değildir. Ahmet Mithat Efendi gibi olayın akışını kesip konuyla alakasız, gereksiz bilgilere yer verir.

• Çok sayıda eser veren sanatçının eserlerinin çoğu popüler roman özelliği gösterir. Yazıldığı zamanda büyük ilgi gören Hüseyin Rahmi Gürpınar&#;ın romanları, edebi yönden pek başarılı değildir. Bu romanlar arasında en tanınmışları Şık, Şıpsevdi, Mürebbiye ve Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç&#;tır.

Şık ()

Şık romanında, Batı&#;nın sadece giyim kuşamını ve hayat tarzını taklit etmekle Batılı olunacağını zanneden, alafranga yaşantıya hayranlık duyarken kendi toplumuna yabancılaşan, aptallık derecesinde saf bir genç olan Şatırzade Şöhret Bey&#;in Batılı görünmek hevesi yüzünden düştüğü gülünç durumlar anlatılmıştır.

Şıpsevdi ()

Şıpsevdi romanında Paris&#;ten döndükten sonra hayata bakış açısı değişmiş, Batı&#;nın hayat tarzına özenmiş ve gözünü para hırsı bürümüş olan Meftun Bey ve ailesinde meydana gelen değişimler ele alınmıştır.

Mürebbiye ()

Mürebbiye&#;de ahlak bozuklukları ele alınmıştır. Yaşlı ve emekli bir yüksek memur olan Dehri Efendi&#;nin, Fransa&#;da başarısız olup İstanbul&#;a gelen bir kadın olan Angel&#;i, torunlarının eğitimi için konağa getirmesi ile konaktaki er­keklerde yaşanan ahlaki bozukluklar anlatılmıştır.

Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç ()

Kuyruklu Yıldız Altında Bir izdivaç, kültürlü ve zengin biri olan İrfan Galip&#;in Halley kuyruklu yıldızının dünyaya çarpacağı söylentileri üzerine mahalle­sinin kadınlarına bununla ilgili bir konferans vermesi ile başlar. Kendisine uygun Türk kızı olmadığını düşünen İrfan Galip&#;in amacı, seviyesini çok düşük bulduğu kadınlarla eğlenmektir. Ancak konferansı takip eden kadınlardan birinden aldığı bir mektup, bu uçarı gencin fikirlerini tamamen değiştirir. İrfan Galip, mektubun sahibi, yüzünü hiç görmediği Feriha Davud&#;a aşık olur. Evlilik teklifine aldığı yanıt ise alışılmışın dışındadır. Feriha Davud, İrfan Galip&#;in teklifini kabul eder ancak düğünün kuyruklu yıldızın dünyaya çarpacağı gece olmasını ister. Roman, yeni evlenen bu iki gencin saadetiyle sona erer.

Sanatçının hikaye ve roman dışında tiyatro türünde de eserleri vardır. Kadın Erkekleşince adlı tiyatrosu yayımlandığı dönemlerde, konusundan dolayı çok eleştirilmiştir. Hazan Bülbülü adlı tiyatrosu uzun tiratları ve sahne tekniğine aykırı biçimi ile oynanmaya elverişli değildir.

Eserleri:

  • Roman: Şık, Şıpsevdi, Mürebbiye, Kuyruklu Yıldız Altında Bir izdivaç, İffet, Tesadüf, Metres, Nimetşinas, Gulyabani, Cadı, Utanmaz Adam, Defi Filozof, Sevda Peşinde, Kesik Baş, Kokoşlar Mektebi, Hakk&#;a Sığındık, Ben Deli miyim?, Kaynanam Nasıl Kudurdu?, İnsanlar Maymun mu?, Efsuncu Baba
  • Öykü: Kadınlar Vaizi, Katil Buse, Gönül Ticareti, Melek Sanmıştım Şeytanı, iki Hödüğün Seyahati, Eti Senin Kemiği Benim, Tülden İlk Çıkış, Meyhanede Hanımlar, Namusla Açlık Meselesi
  • Tiyatro: Kadın Erkekleşince, Hazan Bülbülü, Gülbahar Hanım

AHMET RASİM ( &#; )

• Sanat yaşamını bağımsız bir biçimde sürdüren sanatçı, roman, öykü, tarih, gezi yazısı, sohbet, anı, fıkra, dil bilgi­si gibi pek çok türde eser vermiştir.

• Türk edebiyatında fıkra türünün önemli temsilcisi olan Ahmet Rasim, II. Meşrutiyet&#;ten sonra Hüseyin Rahmi Gürpınar ile birlikte Boşboğaz isimli bir mizah dergisi çı­karmıştır.

• Roman ve öykülerinde Ahmet Mithat Efendi ekolünü sürdürmüştür. Roman­ları teknik bakımdan başarılı değildir.

• Sohbet ve fıkralarında yaşadığı dönemin bütün ayrıntılarını yansıtmıştır.

• Kısa, canlı cümlelere, yaygın ve güncel deyimlere dayanan arı bir İstanbul Türkçesi kullanmış, okuyucuları saran bir üslup oluşturmuştur.

• Servetifünun sanatçılarını gereğinden fazla Batıcı bulmuş ve eleştirmiştir.

• Öğrencilik yıllarında Zekai Dede&#;den müzik dersleri alan sanatçının, birçoğu günümüze ulaşan altmış civarında bestesi vardır.

Eserleri:

  • Fıkra: Eşkal-i Zaman, Muharrir Bu Ya, Şehir Mektupları, Gülüp Ağladıklarım, Cidd ü Mizah
  • Anı: Falaka, Gecelerim, Fuhş-i Atik, Muharrir-Şair-Edip
  • Gezi: Romanya Mektupları
  • Tarih: Resimli ve Haritalı Osmanlı Tarihi
  • Roman: Askeroğlu, İlk Sevgili, Tecrübesiz Aşk
  • Öykü: Güzel Eleni, Meyl-i Dil, Ülfet, İki Günahkar
  • Monografi: İlk Büyük Muharrirlerden Şinasi
  • Sohbet: Ramazan Sohbetleri

Serveti Fünun Edebiyatı

kaynağı değiştir]

Tesadüf kimin eseridir?

İçindekiler:

  1. Tesadüf kimin eseridir?
  2. Gulyabani kimin eseri türü?
  3. Utanmaz adam kimin eseri?
  4. Hüseyin Rahmi Gürpınar nereli?
  5. Kadın Erkekleşince kimin eseri türü?
  6. Utanmaz adam türü nedir?

Tesadüf kimin eseridir?

Hüseyin Rahmi Gürpınar Tesadüf/Yazarları

Gulyabani kimin eseri türü?

Gulyabani (roman)
Gulyabanî
Kitabın, Osmanlıca baskısının kapağı
TürÖykü
Yayım
Sayfa
3 satır daha

Utanmaz adam kimin eseri?

Hüseyin Rahmi Gürpınar Utanmaz Adam/Yazarları

Hüseyin Rahmi Gürpınar nereli?

İstanbul, Türkiye Hüseyin Rahmi Gürpınar/Doğum yeri

Kadın Erkekleşince kimin eseri türü?

Eser AdıYayın eviEser türü
Kadın ErkekleşinceHilmi Kitaphanesi / İstanbulTiyatro
Şeytan İşiHilmi Kitaphanesi / İstanbulRoman
Namusla Açlık MeselesiHilmi Kitaphanesi / İstanbulHikâye
Katil PuseHilmi Kitaphanesi / İstanbulHikâye
63 satır daha

Utanmaz adam türü nedir?

Utanmaz Adam'ı inceledi. syf. Güzel bir kara mizah örneği , Kitapta eski türkçe çok kelime olsa da ,arkasında sözlük olması hasbiyle sorun teşkil etmiyor . Hikaye komik ve keyifli.

Utanmaz Adam

March 8,
Yüzyılın romanı maratonumuzun ilk romanı Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Utanmaz Adam’ı. Sayısız nedenden ötürü bugüne kadar, daha çok batı edebiyatını takip etmiş biri olarak, popüler Türk yazarlarının dışında kalan ve saygı duyduğum kişiler tarafından tanıştırıldığım Türk romancılarının hemen hepsi beni şaşırtıyor. Şaşırma nedenim, yaşadıkları döneme kıyasla enteresan fikirlere ve eğilimlere sahip insanlar olarak karşıma çıkıyor olmaları. Bu söylediğim her ne kadar kulağa küçük görme olarak gelse de asıl niyetim bu zamana kadar bu mecradan uzak birisi olarak yaşamış olmaktan dolayı hissettiğim pişmanlığı ifade etmek. Tabii ki birkaç Türk yazarı büyük keyifle okudum; ama Türk Edebiyatının içine girme konusunda kişisel çabam hep zayıf kaldı. Doğru referanslara sahip kişilerle karşılaşmamış olmak bu zafiyetin bahanesi olabilir. Her neyse, bu konudaki telafiyi önümüzdeki iki yıla yaydığımız Türk romanı okumasıyla gerçekleştireceğim. Size Utanmaz Adam’dan bahsedeyim.

“Bana ‘Utanmaz Adam’ lakabını verdiler. Fakat efendim ben hep bunları utanır görünen adamlardan temeşşuk ettim."s

Kitap, türlü sefaletler ve fakirlik içerisinden, hayatlarını ahlak maskesiyle yaşayıp, ait oldukları toplum gereği kendilerine yasaklanmış şeyleri herhangi bir utanma emaresi göstermeksizin yapan kişileri tehdit ve şantajla kullanmaya çalışan Avnussalah’ın hikâyesini anlatıyor. Avnussalah, yaptıklarının tümünü derin bir ahlaksızlık felsefesiyle savunuyor. Argümanlarını kendinden beklenmeyecek bir sağlamlıkta bina ederek saldırıyor. Genel geçer ahlakı sorgularken, ahlaksızlığı felsefi olarak yukarı çıkartıyor. Eserin genelinde sezilen bu hava, yani kitabı ahlaksızlığa bir övgü olarak ören duvar ustasının çabası, kitabın sonunda Avnussalah’ın yaptığı konuşmayla bir yandan desteklenirken bir yandan da yazılış amacının bir çeşit ikaz olduğunun ifadesiyle son buluyor.

“Hey gidi utanmaz mübarek adam. Felsefen beni kaz etti. Bütün çalıp çırptıkların benden yana sana helal olsun…” s

Avnussalah, tekil olarak başladığı utanmazlık faaliyetlerine, kendi kadar olmasa da kendisine çıraklık edebilecek kadar fırıldak bir ekiple, önce benzer adla bir dergi ve sonrasında “Yaralı Gönüllere Teselli Yurdu” kurarak, ihtiyacı olanlara yardım ediyormuş gibi görünerek, aslından buraya başvuranların itiraflarıyla çalışan bir şantaj müessesi kuruyor. Sebebi yazar tarafından gizli kalmakla birlikte, ekibin kitapta anlatılan büyük girişimlerinin her biri hüsranla sonuçlanıyor.

“Yaralı Gönüllere Teselli mecmuası… Aşk hastalıkları için tıbbi, edebi konsültasyon…” s

Kitap, fakirler ve zenginler arasındaki eşitsizliğin ortadan kaldırılmasının sadece fakirler tarafından mümkün olabileceğini; ancak toplumsal hayatta değişimi sağlayabilecek araçlara ulaşan bir fakirin artık fakir olmadığından ötürü imkânlar ekseninde kendinden aşağıda kalmışlardan uzaklaştığı ve bunun neticesinde durmadan “fakirin halinden zengin anlamaz” önermesine geri dönüldüğünü ifade ediyor.

Yazarın ilgi çekici ve şaşırtıcı temalar arası geçişleri, kitabı okunur kılıyor. Ama en sona koyulan iki konuşmanın bütünlük açısından biraz askıda kaldığını, kitap boyunca işlenen konuları ele almalarına rağmen, pattadak hikâyeyi sonlandırması bir düşüş duygusu yaratmış.

Medeniyet dediğimizin bir aldanış olduğunu, medeniyetin iki boyutlu resmini ayakta tutan şeyin mahkemeler, polisler, cezaevleri gibi kurumlar olduğunu; bu kurumlardan vazgeçildiği zaman ilerlediği sanılan türün gerçeklerle karşılaşacağını ileri sürüyor. Bu karamsar bakış açısına tümüyle katılmamakla birlikte medeniyete karşı duyduğu inançsızlık ve umutsuz fikirlerini beğendim. Kitaptan alıntılarla göstermeye çalışayım:

“Tabiat bize ne insiyak vermiş ise biz onun esiriyiz… İstediğimiz gibi serbest geziyoruz. Düşünüyoruz… Söylüyoruz… Zannediyoruz… Fakat hepimiz içinden kurulan zemberekli bebeklere benzeriz.” s

“Birbirimize kızdığımız zaman dişlerimizi gıcırdatırız. Ne demektir o? Karşısındakini ısırmaya, koparmaya, paralamaya hazırlanan bir hayvani tehevvürün ifadesi değil mi?” s

“Bazı filozoflar ortaya şöyle bir formül atmışlardır: ‘Kendi kendini tanı!’ Tuhaf tavsiye… İnsan kâinattan bir cüzdür Bütün hilkati tanımadan nefsine rücuyla insan kendini bilemez… Biz bütün hilkatle karışığız. Binaenaleyh her şeyiz. Diyorlar ki salyangoz, kertenkele, kurbağa, kaplumbağa ile akrabayız. Sümüklüböcek ne kadar asilse biz de o kadar zadegândanız. Aslını inkâr eden namerttir. Demek ki kanımızda, canımızda damarlarımızda her hayvandan birer parça huy, vahşet, canavarlık var. Birbirimizin insanlığına inanarak ne kadar çok aldandık ve aldanıyoruz.” s

“Sansür gazetelere yazdırtmaz. Hafiyeler halkı dertleşmeye bırakmaz, hükümetin her fenalığı gizli hastalıklar gibi üstü örtülü cereyan eder, Türkler burunlarının dibinde olan biten felaket haberlerini ancak Avrupa gazetelerinden alabilirlerdi.” s

“Kanunu, mahkemeyi, hapishaneyi, polisi, jandarmayı kaldırınız. İnsanın hilkaten ne olduğunu o zaman görürsünüz. Medeniyette kat olunduğunu zannettiğimiz uzun mesafenin sonunda henüz hangi merhaleye gelebilmiş olduğumuzu o zaman anlarsınız.” s

Kitabın en çok tenkit edilen yanını örneklemesi açısından da yukarıdaki alıntılar işe yarayabilir. Yukarıdaki sözlerin tümünü, hiçbir eğitim almamış, fakirlikten gelen bir dolandırıcı konuşuyor. Fethi Naci, Gürpınar’ın eserlerinde bu yanını çok eleştirmiş; kitaplarında, kendi başlarına yaşayan karakterler yaratmak yerine, genel profillerini çizdiği kuklaların ağızlarından kendi fikirlerini söyletmiş. Buna çok takılmamakla birlikte Gürpınar’ın beslendiği felsefelerin burnuma gelen kokusuna, aromasına bayıldım. Üstadın bir Nietzsche’ci olduğu gerçeği benim için ayrıca bir önem teşkil ediyor. Onun düşüncelerinden etkilenmiş olması ve eserlerini bu eksende yazmış olması benim için çok önemli. romanlık maratonumuz son bulduğunda, Gürpınar’ın külliyatına geri döneceğim günü iple çekiyorum. Bu maratonun bize sağlayacağı en büyük kazanımın da bu olduğunu düşünüyorum. Belki başka hiçbir fırsatla tanıyamayacağımız insanların anlattığı hikâyeleri dinleyeceğiz; kendi neslimiz ve bizden sonra gelenler tarafından kütüphanelerin tozlu raflarında sararacak onlarca canlı yüreğin hala atmakta olduğunu; bizi oluşturan kolektif çabayı, üzerlerimize yağmakta olan suyun bizi yıkadığını, arındırdığını, daha iyi insanlar yaptığını, en önemlisi bizi doldurduğunu göreceğiz. Bir önceki cümlemde fark ettiğiniz gibi karamsarlığı, umutsuzluğu yazmak ve bunu birileriyle paylaşmak, sanılanın aksine kendinin zıttı olan duyguları uyandırıyor. Okuyan; dünya, hayat ne fenaymış demek yerine şöyle diyor, benim gibi düşünen ve hisseden insanlar da varmış.


nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede