Ihsan nedir

Ihsan Nedir

ihsan nedir

İhsan Ne Demek? İhsan Kelimesinin TDK Sözlük Anlamı Nedir?

İhsan Ne Demek? İhsan Kelimesinin Güncel TDK Sözlük Anlamı Ne Demektir?

Cevap: İyilik Etme, İyi Davranma
Bağışlama, Bağışta Bulunma
Bağışlanan Şey, Kayra, Lütuf, İnayet, Atıfet
Karşılık Beklemeden Yapılan Yardım, İyilik

İhsan Kelimesi Nasıl Yazılır? İhsan Kelimesinin Doğru Yazımı Nedir?

Cevap: İhsan

İhsan kelimesi ile Google aramalarda en çok sorulan sorular şunlardır: İhsan ne demek? İhsan kelimesi nasıl yazılır? İhsan kökeni nedir? İhsan kelimesinin cümle içerisinde kullanımı



İhsan Ne Demek? TDK Sözlük ve Diyanet'e Göre İhsan Kelimesinin Anlamı Nedir?

İslam dininde büyük bir önemi olan ve hem Kur'an-ı Kerim'de hem de hadislerde kıymetine vurgu yapılan ihsan terimi, ihsan kelimesinin anlamı nedir sorgusuyla son zamanlarda müminlerin sıkça araştırdığı sözcükler arasına girdi. İhsan sözcüğü, İslamiyet'teki vahiy meleği Cebrail ile ilgili olan hadiste de geçer. Buradan hareketle pek çok kişi ihsan ne demek diye araştırıyor. İşte konuyla ilgili merak edilenler ve ihsan kelimesinin anlamı...

İHSAN SÖZLÜK ANLAMI

Türk Dil Kurumu ihsan kelimesinin karşılığı olarak dört ayrı anlam sunmaktadır:

- İyi davranma, iyilik etme,
- Bağışta bulunmak, bağışlama,
- Bağışlanan bir şey, lütuf, atıfet, kayra,
- Karşılık beklenmeyerek yapılan iyilik, yardım şeklindedir.

İHSAN ETMEK NE DEMEK

İhsan etmek ya da ihsan eylemek, hem TDK anlamına göre hem de dindeki anlamına göre iyilik etmek, bağışlamak, lütufta bulunmak anlamlarına gelir. Güzellik manasına gelen hüsn kökünden türetilen ihsan kelimesinin bir diğer anlamı da "yaptığı işi güzel yapmak" şeklindedir. Ahlâk literatüründe ihsan genellikle, "iyiliklerde farz olan asgari ölçünün ötesine geçip isteyerek ve severek daha fazlasını yapmak" mânasında kullanılır. İhsanda bulunan kişiye muhsiz denir.

İHSAN NEDİR DİYANET

Diyanete göre ihsan kelimesinin dini anlamı, iyilik ve lutufta bulunmak, bir işi en güzel şekilde yapmak, Allah'a ihlâsla kulluk etmek şeklindedir. Kur'ân-ı Kerîm'de ihsan kavramı hem Allah'a hem de insanlara nisbet edilerek yetmişi aşkın âyette masdar, fiil ve isim şeklinde geçmekte, bu âyetlerin bir kısmında "başkasına iyilik etmek", bir kısmında "yaptığı işi güzel yapmak" mânasında, çoğunda ise herhangi bir belirlemeye gidilmeden mutlak anlamda kullanılmaktadır.

İHSANIN ÖNEMİ NEDİR?

Bir insanın gerçekleştirdiği işin ihsan seviyesine ulaşabilmesi için hem neyi nasıl yapması icap ettiğini iyi bilmesi hem de bu bilgisini en güzel biçimde eyleme dönüştürmesi gerekir. Hz. Ali, "İnsanlar işlerini ihsanla yapmalarına göre değer kazanır" derken bunu kastetmiştir.

HADİSLERDE İHSAN

Hz. Peygamber'in "Cibrîl Hadisi" diye bilinen hadiste geçen, "İhsan Allah'ı görür gibi ibadet etmendir; çünkü sen O'nu görmesen de O seni görmektedir" şeklindeki açıklaması (Buhârî, "Tefsîr", 31/2, "Îmân", 37; Müslim, "Îmân", 1), ihlâs terimiyle de ifade edilen bu bağlamdaki ihsanın en güzel tanımı kabul edilmiş ve üzerinde önemle durulmuştur.

KUR'AN'DA İHSAN

Bu kelime yüce Allah'a nisbet edildiğinde, "O yarattığı her şeyi en güzel yapmıştır" (es-Secde 32/7); "O sizi şekillendirdi ve şeklinizi güzel yaptı" (et-Tegābün 64/3) meâlindeki âyetlerde olduğu gibi Allah'ın kusursuz yaratıcılığını veya "Allah sana ihsan ettiği gibi sen de ihsanda bulun" (el-Kasas 28/77); "Allah ona rızık ihsan etti" (et-Talâk 65/11) örneklerinde görüldüğü üzere O'nun kullarına lutufkârlığını, cömertliğini ifade eder.

İHSAN SAHİBİ KİŞİLERİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

İbadetlerini en güzel şekilde yaparlar.

Kimse görmediğinde bile kötülük yapmazlar.

İşlerini, en güzel şekilde yaparlar.

Her zaman iyiliği ve iyi olmayı tercih ederler.

Komşu ve akrabaya iyilik ederler.

Anne babaya saygılı ve itaatkâr olurlar. ...

İhsan insana ince bir düşünce ve hassasiyet duygusu kazandırır.

ihsan nedir?

İhsan İyilik, güzellik, uygun ve güzel olanı en güzel ve kusursuz bir şekilde yapmak anlamında kullanılmaktadır.

İhsan; Allah'ın huzurunda olduğunu onu gönül nuruyla görüyormuş gibi tasavvur ederek kulluk vazifelerini yerine getirmektir. İhsan”, iyilikte bulunmak, bir işi en güzel şekilde layıkıyla yapmak ve Allah’a ihlasla kulluk etmek gibi anlamlara gelir. İslam’ın genel ilkelerinden biri olan ihsan, hayatımızın her alanını kuşatan ahlaki bir kavramdır.

Muhsin olan Allah Teala nasıl her şeyi ihsanla, güzelce yaratmışsa (Secde, 32/7) en güzel biçimde yarattığı insandan da (Tin, 95/4) her işte ihsan üzere davranmasını istemektedir. Nitekim ihsan derecesine yükselerek özünü Allah’a teslim eden kimseyi Rabbi katında bir mükafat beklemektedir. Böyle kimseler için ne korku ne de üzüntü vardır. (Bakara, 2/112)

Allah’ın rahmeti onlara çok yakındır. (A’raf, 7/56) Yüce Allah, iyilik eden kulları ile beraber olduğunu, (Nahl, 16/128) onları sevdiğini (Bakara, 2/195; Âl-i İmran, 3/134; Maide, 5/93) ve mükafatlarını asla zayi etmeyeceğini her daim bildirmektedir. (Tevbe, 9/120; Hud, 11/115) Kur’an-ı Kerim’de farklı türevleriyle çokça zikredilen ihsan kavramının en güzel tanımını Hz. Peygamber yapmıştır.

O, “Cibril hadisi” diye meşhur olan rivayette insan suretine bürünerek kendisine gelen Cebrail (as)’in “İman nedir?”, “İslam nedir?” sorularının ardından “İhsan nedir?” sorusuna şöyle cevap vermiştir: “İhsan, Allah’ı görür gibi ibadet etmendir. Sen O’nu görmüyor olsan da O seni görmektedir…” (Buhari, Tefsir, (Lokman) 2) Buna göre ihsan, ihlas ve murakabe yani her an Allah’ın gözetiminde olduğunun bilincinde olma anlamlarını da içermektedir.

Hadisin sonunda Allah Rasulü (sav) “Bu Cibril’dir, insanlara dinlerini öğretmek için geldi” buyurmuştur. Dolayısıyla ihsan, iman ve ameli tamamlayan dinin temel bir unsurudur. Bu çerçevede Sevgili Peygamberimiz’in “Allah, her işte ihsanı (güzel davranmayı) emretmiştir” sözünün önemi daha da belirginleşmektedir.

Çünkü ihsan, müminin yalnızca Allah ile olan ilişkilerini değil, anne babasından başlamak üzere yakın çevresiyle, diğer insanlarla ve hatta canlı-cansız bütün mahlukatla olan ilişkilerini de kapsayan ve böylece insanı olgunlaştıran, kemale erdiren bir haslettir. Yüce Allah Nahl suresinin 90. ayetinde kullarına önce adaleti, ardından da ihsanı emretmiştir. İhsan adaletin üstünde bir erdemdir. Çünkü adalet kişinin gerektiği kadarını verip hakkını almasıdır.

İhsan ise gerekenden daha fazla verip hakkından daha azını almasıdır. Bu yüzden adaleti gözetmek vacip, ihsanı gözetmek ise mendup (bağlayıcı olmayan) ve isteğe bağlıdır. (Ragıb el-İsfehani, el-Müfredat, s. 400) Bununla birlikte Allah kullarına nasıl ihsanda bulunuyorsa, onlardan da aynı şekilde ihsan üzere davranmalarını beklemektedir.

1. Bağışlama, bağış, bağışta bulunma; iyilik etme, iyi davranma.
2. Bağışlanan şey, kayra, lütuf, inayet, atıfet.
3. Karşılık beklemeden yapılan yardım, iyilik.

[Ihsan] n. beneficence
Köken: Arapça

İhsan Ne Demek, Ne Anlama Gelir? İhsan Kelimesi TDK Sözlük Anlamı Nedir?

Kelimelere ilgisi olanlar, TDK sözlüğünden veya internetten İhsan kelimesinin anlamını merak ediyor. Günlük hayatta kullanılan çoğu kelimenin anlamı ve kökeni bilinmiyor. Kitaplarda hiç görmediği veya anlamını bilmediği sözcüklerle karşılaşanlar, bu kelimeleri araştırıyor. Edebiyata ilgi duyanlar, İhsan kelimesinin anlamını da sorguluyor. Peki, İhsan ne demek, hangi anlama gelir? İşte, TDK’ya göre İhsan kelimesinin anlamı ve diğer detaylar...

18.06.2023 - 13:09 kaynağı değiştir]
Vikisözlük'te i̇hsan ile ilgili tanım bulabilirsiniz.
İçerik

Edebiyat Aynasında İman, İslam ve İhsan

Edebiyat Çalışma Grubu


“Cibril Hadisi” olarak bilinen meşhur hadiste yöneltilen “İhsan nedir?” sorusuna edebiyattan bir cevap bulmak mümkün müdür? Bu sorudan hareketle yola çıkılan bu derste, Klâsik Türk Edebiyatına (Divan-Halk-Tekke-Âşık) müracaatla edebiyatın ideal insanı inşa ve ihya etme rolü ve bu rolde Türk edebiyatının yeri sorgulanmaya çalışılacaktır. Cibril Hadisinde Peygamber’e (as) sorulan “İslam nedir?”, “İman nedir?” ve “İhsan nedir?” soruları pek çok yorumun yanı sıra her bir soruya aranan cevaplardan, sırasıyla Fıkıh, Kelam-Akaid ve Tasavvuf ilimlerini ortaya çıkarmıştır. Bu anlamda, hemen her terim veya kavramın bu üç ilme göre bir cevabı vardır. Örneğin, namaz İslam’a (yani Fıkha) göre, günde 5 vakit kılınması zorunlu, çeşitli şartları ve kuralları olan bir ibadet olarak tanımlanırken; Kelam ve Akaid ilimlerine göre ise inkârı küfre götüren, dinin en büyük şartlarından biridir. Peki İhsan’a, yani Tasavvufa göre namaz nedir, neye tekabül eder? Yunus Emre “Bir gönül kırdın ise bu kıldığın namaz değil” diyerek namaza İhsan boyutundan yeni bir bakış getirir ve şüphesiz bunun İslam ve İman anlamlarından beslenen bir yanı vardır. Benzer kavramların merkeze alınarak işleneceği bu derste, edebi metinlerimiz takip edilerek bu kavramların İslam, İman ve İhsan boyutları/yorumlarının çıkarılabilmesinin imkânı sorgulanacaktır. Ayrıca, Türk şairinin/yazarının bu varlık alanlarına getirdiği özgün yorumlardan yola çıkarak bir ideal insan (insan-ı kâmil) profili çizmenin mümkün olup olmadığı tartışılacaktır.

Program
TarihSaatYer
12 Mart 201818:00İLEM
19 Mart 201818:00İLEM
26 Mart 201818:00İLEM
02 Nisan 201818:00İLEM
09 Nisan 201818:00İLEM
16 Nisan 201818:00İLEM
23 Nisan 201818:00İLEM
30 Nisan 201818:00İLEM
"“Allah (c.c.) her şeyde ihsanı farz kılmıştır…”

(Müslim, Sayd, 56.)

Hz. Peygamber (s.a.s.) bir gün ashabıyla oturmuş sohbet ederken üzerinde hiç yolculuk emaresi olmayan, bembeyaz giyimli, simsiyah saçlı, hiç kimsenin tanımadığı birisi çıkageldi. Peygamberimizin yanına oturdu, dizlerini dizlerine değdirdi, İslam nedir ve iman nedir diye sorular sormaya başladı. Hz. Peygamber (s.a.s.), her bir sorusuna cevap verdikçe bu yabancı adamın “Doğru söyledin.” demesi sahabenin iyice garibine gitti. Hz. Peygamber (s.a.s.) “O Cebrail’di; size dininizi öğretmeye geldi.” diyerek kimliğini deşifre ettiği bu yabancı adamın sorduğu sorulardan birisi de “İhsan nedir?” idi. Hz. Peygamber’in (s.a.s.) bu soruya verdiği cevap, bu zamana kadar ihsan kavramının en şümullü tanımı olup Müslümanların hayat felsefesini özetleyen bir mahiyet arz etmekteydi. Allah Resulü’nün bu soruya verdiği cevap şu şekildeydi: “İhsan, Allah’ı görüyormuşçasına O’na kulluk etmendir. Her ne kadar sen O’nu göremesen de O seni görmektedir.” (Buhari, İman, 36.)

Buradan öğreniyoruz ki ihsan, dinin mütemmimi olan hasletlerden bir tanesidir. Zira dini öğretmek için gelen Cebrail’in Hz. Peygamber’e sorduğu üç temel unsurdan biridir ihsan. İhsan, iman ve İslam’ın ideal seviyede yaşanmasının yegâne yolu olup bu kavramın hem Allah hem de kullar için bir anlam dünyası bulunmaktadır. Allah için kullanıldığında ihsan, O’nun bütün mahlûkata ikramda bulunması, rızık vermesi, dünya hayatında kâfir yahut mümin, insan yahut hayvan ayrımı yapmadan rahmetiyle muamele etmesi gibi anlamlara gelmektedir. Kullara bakan yönüyle ise ihsanın dört mertebesinden bahsedebiliriz:

Kişinin kendisine karşı ihsan

Hem yaratılış hem donanım hem de yetenek bakımından kişinin kendisini bilmeden ve tanımadan Yüce Allah’ı bilmesi ve mutlak doğruya ulaşması mümkün değildir. Nitekim bu hakikati ifade etmek üzere “Nefsini bilen rabbini de bilir.” sözü bir kelâm-ı kibar olarak söylenegelmiştir. Kendini bilip tanımanın en önemli yolu da kişinin kendisine karşı ihsan üzere olmasıdır. İnsanın yaratılış gayesini bilmesi ve yaptıklarının hesabını vereceğinin bilincinde olması, kendisine karşı en büyük ihsanıdır. Zira bu bilinç, kişinin dünyada huzuruna, ebedî âlemde de kurtuluşuna vesile olacaktır.

Yüce Allah’a karşı ihsan

Yukarıda zikredilen Cibril hadisinde de görüldüğü üzere ihsanın en temel anlamlarından biri, Allah’ı görüyormuşçasına yaşamaktır. Aynı şekilde ihsan, “Nerede olursanız olun O sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görmektedir.” (Hadid, 57/4.) ayetini düstur edinip ona göre davranmaktır. Bu yönüyle ihsan, kulluk bilincinin zirvesidir. Zira alıp verdiği her bir nefeste Allah’ı görüyormuş gibi davranan, attığı her bir adımda Rabbin huzurunda olduğunun bilincinde olan bir Müslüman’dan hem kendisine hem de başkalarına zarar verecek bir iş sadır olmayacaktır.

Diğer insanlara karşı ihsan

İhsan, karşılıksız iyilik yapmak, güzel davranışlar ortaya koymak gibi anlamlara da gelmektedir. Kişinin kendisi için sevip istediği şeyi Müslüman kardeşi için istemesi de ihsandır. Bu doğrultuda; insanlara iyilik ve ikramda bulunmak, dertlere derman, gönüllere şifa, yolunu kaybedenlere kılavuz olmak; kısaca insanlığın hayrına olacak her türlü güzel davranış ihsandır. İlim ve fende çığır açmış nice Müslüman ilim adamının yaptığı gibi yeni buluşlar ortaya koymak, bilişim ve teknoloji başta olmak üzere hayatın her alanında Müslümanların ve bütün insanların işlerini kolaylaştıracak icatlar yapmak, ihsanı hayatının merkezine yerleştiren müminlerle mümkün olacaktır. Hiç şüphe yok ki başkasına faydası olmadan çokça nafile ibadetle geçen bir ömürdense başkalarına faydalı olup sadece farz ibadetlerle meşgul olmak çok daha hayırlıdır. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) bu hakikati şu sözüyle dile getirmiştir; “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olanıdır.” (Taberânî, el-Mu‘cemu’l-Evsat, VI/58; Beyhakî, Şuabu’l-Îmân, X/115.) 

Canlı cansız bütün varlığa karşı ihsan

Canlı cansız bütün varlığa karşı güzel muamelede bulunmak da ihsandır. Nitekim dergimizin bu ayki sayısı için belirlediğimiz hadiste Hz. Peygamber (s.a.s.), Yüce Allah’ın her işte ihsanı farz kıldığını bildirmektedir. Hadisin devamında Allah Resulü savaş hâlindeyken düşmana bile işkence edilmemesini, kurban edilirken hayvana eziyet edilmemesini ve onun rahatlatılmasını isteyerek ihsanın hangi alanlarda olabileceğinin örneklemesini yapmıştır. (Müslim, Sayd, 56.) 

Bunların yanı sıra ihsan, bir işi en güzel şekilde yapmak diye de tarif edilebilir. Bu manadan hareketle, mümin bir bireyin ibadetten ticarete, tarım ve hayvancılıktan sanayiye, kısaca hayatın her alanında ihsan üzere olması ve buna göre davranması gerekmektedir. Bilim insanının araştırmalarında insanlığa/canlılara faydayı hedeflemesi; gıda üreticisinin ürettiği gıdada helal ve zararsız içerik bulundurması; mühendisin yaptığı binayı sağlam ve estetiğe uygun inşa etmesi; müteahhidin dere kenarlarına bina yapmaması, zemini sağlam olmayan yerlerde yüksek binalar inşa etmemesi gibi hususların hepsi ihsan kavramının bir gereğidir. Ayrıca İslam’ın üzerinde titizlikle durduğu adaletle muamele, emaneti ehline verme, liyakati önceleme vb. ilkeler de ancak ihsan kavramıyla ayakta kalacaktır.

Özetle ihsan; Allah’ın gördüğünü bilerek her işi en iyi ve en güzel şekilde yerine getirmek ve her şeyin hakkını vererek yapmaktır. İhsan bilinci kaybolduğunda insandaki şuur, ibadetteki huşu da kaybolur gider. Bu yüzden mümine düşen ister toplum içindeyken ister yalnız başınayken olsun ibadetinde veya dünyalık bir meşgalesinde ihsan üzere yaşamaya ve bu hâl üzere ruhunu teslim etmeye gayret etmektir.

Hadisten öğrendiklerimiz

1. İhsan, Allah’ı görüyormuş gibi yaşamak, yapılan her bir işi/ameli en iyi, en güzel ve en sağlam şekilde yapmak demektir.

2. İhsan bilincinin yitirilmesi, adaletin yerini zulmün, huzurun yerini kaosun almasına zemin hazırlayacaktır.

"

Halil Kılıç
Güncelleme: ABONE OL
İhsan Ne Demek, Ne Anlama Gelir? İhsan Kelimesi TDK Sözlük Anlamı Nedir?
Günlük hayatta insanlarla iletişim kurmak için kullanılan kelimelerin anlamları ve kökenleri genellikle bilinmiyor. Edebiyat severler, arama motorlarında ve Türk Dil Kurumu TDK sözlüğünde bu kelimenin anlamını öğrenmeye çalışıyor. Kelimelere ilgi duyanlar, İhsan kelimesinin anlamını araştırıyor. Dizilerde, filmlerde ve kitaplarda farklı kelimelerle karşılaşanlar kelimelerin kökenini ve anlamını büyük bir merakla araştırıyor. Peki, İhsan ne demek, ne anlama gelir ve kökeni nedir? İşte, İhsan kelimesi TDK sözlük anlamı ve diğer bilgiler...

İHSAN NE DEMEK, NE ANLAMA GELİR? İHSAN KELİMESİ TDK ANLAMI

 

İhsan kelimesi, Türkçede gün içerisinde belirli aralıklarla kullanılan kelimeler arasında dikkat çekiyor. İhsan kelimesi TDK sözlük anlamı şu şekildedir;

İHSAN KELİMESİ CÜMLE İÇİNDE DOĞRU KULLANIM ÖRNEKLERİ

İHSAN KELİMESİNİ İÇEREN BİRLEŞİK CÜMLELER

İHSAN SÖZCÜĞÜ KULLANILAN ATASÖZLERİ VE DEYİMLER

 

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

İHSAN

Iyilik, güzellik, uygun ve güzel olanı en güzel ve kusursuz bir şekilde yapmak. Ihsan; Allah`ın huzurunda olduğunu onu gönül nuruyla görüyormuş gibi tasavvur ederek kulluk vazifelerini yerine getirmek. Bu anlamda ayet-i kerimede "öyle değil! Kim muhsin olduğu halde kendini Allah`a teslim ederse, onun mükafatı Rabbinin katındadır" (el-Bakara, 2/112). Inanç ve gönül planında ihsan ve teslimiyet Allah`ın kullarından istediği kurtuluş beraatıdır. Anne-baba hakkındaki tavsiyelerde de onlara "ihsan" ile davranılması istenmiştir (bk. el-Bakara, 2/73; en-Nisa, 4/36; el-En`âm, 6/151; el-Isrâ, 17/32).

Münafıklar Hz. Peygamber (s.a.s)`e gelmişler ve yaptıkları kötülükleri gizlemek ve güzel göstermek için "...Biz ihsan ve uzlaştırmadan başka bir şey yapmak istemezdik" (en-Nisa, 4/61) diyerek Allah adına yemin etmişlerdir. Bu ifade tarzından ihsan kavramının Araplar arasında bilinen ve kullanılan bir kavram olduğu anlaşılıyor. Ancak Islâm bu kavrama farklı bir anlam yükleyerek mutlak iyilik, güzellik ve iyi davranış olgusunu ilâhî iradenin kabulüne ve rızasına uygun olarak yapıları iyilik tarzında değiştirmiştir. Nitekim bu manayı Kur`an`ın ifadelerinde ve Hz. Peygamberin hadislerinde müşahede etmek mümkündür. Cibril (a.s) sahabilerden Dıhye (r.a)`in şeklinde Hz. Peygamber (s.a.s) in huzuruna gelmiş ve ona "ihsan nedir?` sorusunu sormuştur. Peygamber (s.a.s) ihsanı şöyle tanımlamıştır: "Allah`a onu görüyormuşsun, sen onu (gözle) görmesen de o seni görüyormuşçasına kulluk etmendir" (Buhârî, Tefsiru sûre (31); Iman, 37; Müslim, Iman, 57; Ebu Davud, Sünne, 16; Tirmizi, Iman, 4; Ibn Mace, Mukaddime, 9). Seyyid Şerif ihsan teriminin tarifini yaparken bu hadisi zikrederek şöyle demektedir: "Basiret nuruyla Rabbü`l-Âlemîn`in huzurunda olduğunu tasavvur ederek kulluğu yerine getirmektir. Hadisteki "sanki onu görüyormuşsun" ifadesi Allah`ın bizatihi görülmesinin maksat olmadığını, Allah`ın sıfatlarını idrak ederek kulluk etmenin istenildiğini anlatmaktadır" (Seyyid Şerif e/-Cürcani, et-Ta`rifât, s. l2).

Ihsan yalnız ibadetle ilgili meselelerde mü`minin yükümlü olduğu bir sorumluluk değil, bütün söz ve işlerindeki değişmez tavrıdır. Hz. Peygamber "Allah her şeyde ihsan ile davranılmasını kullarının üzerine gerekli kılmıştır. Bundan dolayı "öldürdüğünüzde güzel davranın, hayvanların kesiminde güzel davranın" (Müslim, Sayd, 57; Ebû Dâvud, Edâhî, 11; Tirmizî, Diyat, 14; Nesai, Dahaya, 22, 26; Ibn Mace, Zebâih, 3) buyurmuştur. Yapıları iyiliklerin hasbî ve Allah rızası için olmasının gerekliliğine de işaret eden Hz. Peygamber (s.a.s) şöyle buyurmuştur:"Insanlar bize iyi davranırsa onlara iyilik yaparız şayet kötü davranırlarsa onlara kötülük yaparız diyen şahsiyetsizlerden olmayın. Kendinizi, insan/ar iyi davranırsa onlara iyilikle mukabele etmeye, şayet kötülük yaparlarsa onlara aynıyla karşılık vermeye alıştırın" (Tirmizî, Birr, 63).

Yapılan iyıliğin ve ihsanın inkar edilmesi hoş görülmemiş, birtakım insanların yapıları iyilikleri inkâr etmelerinin kendilerinin cehenneme girmesine sebep olan bir haslet olduğu bildirilmiştir. Kocalarını ve kocalarının iyiliklerini inkar eden kadınların cehenneme gireceği bildirilmiş (bk. Buhari, Iman, 21; Kusuf, 9; Müslim, Kusuf, 17). Ihsanın insanlar arasındaki münasebetlerdeki etkisi ve önemi anlatılmıştır.

Insanlara güzellikle davranan, Allah`a kulluk yaparken kulluğun gereği olan; kulluk yapıları zatı iyi tanımanın gereklerini yerine getiren muhsinlerin Allah`ın rahmetine çok yakın olduğunu Hz. Peygamber (s.a.s) bildirmiştir (Dârimî, Mukaddime, 56).

nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede