Montro anlaşması nedir

Montro Anlaşması Nedir

montro anlaşması nedir

Montrö Boğazlar Sözleşmesi nedir? Maddeleri neler?

Rusya ve Ukrayna arasında çıkan savaş, dünya gündemine bomba gibi düştü. Bu savaş aynı zamanda Montrö Sözleşmesi ile Türkiye’nin alacağı konumu da fazlası ile etkileyecek.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi nedir?

Montrö Sözleşmesi, kısaca İstanbul ve Çanakkale boğazlarından geçiş yönetimi ve boğazların güvenliği ile ilgili bir sözleşmedir. 22 Haziran 1936 tarihinde, İsviçre’nin Montrö şehrinde boğazlar sorununu ele almak için Fransa, Bulgaristan, İngiltere, Yunanistan, Romanya, Avustralya, Japonya, Yugoslavya, Sovyetler Birliği ve Türkiye arasında görüşülen konular, bu ülkeler tarafından 20 Temmuz 1936 tarihinde imzalanmıştır. Bu sözleşmeye göre Türkiye’nin daha önce kısıtlanmış olan hakları geri verilmiş ve boğazların egemenliği tamamen Türkiye’ye geçmiştir.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin maddeleri neler?

Savaş zamanında Türkiye, savaşan değil ise bayrak ve yük ne olursa olsun Boğazlar'dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Kılavuzluk ve yedekçilik (römorkörcülük) isteğe bağlı kalmaktadır.

Türkiye'nin kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayması durumunda, Boğazlar'dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır; ancak gemilerin Boğazlar'a gündüz girmeleri ve geçişin her seferinde Türk makamlarınca gösterilen yoldan yapılması gerekecektir.

Kılavuzluk, bir durumda zorunlu kılınabilecek; ancak ücrete bağlı olmayacaktır. Barış zamanında, gündüz ve gece, bayrak ve yük ne olursa olsun, hiçbir işlem (formalite) - sağlık denetimi hariç - olmaksızın Boğazlar'dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır.

Savaş zamanında Türkiye savaşta ise Türkiye ile savaşta olan bir ülkeye bağlı olmayan ticaret gemileri, düşmana hiçbir biçimde yardım etmemek koşuluyla Boğazlar'da geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Bu gemiler Boğazlar'a gündüz girecekler ve geçiş, her seferinde Türk makamlarınca gösterilecek yoldan yapılacaktır.

Savaş sırasında Montrö uygulamaları

Saldırıya uğramış bir Devlete ve Türkiye'yi bağlayan bir karşılıklı yardım antlaşması gereğince yapılan yardım durumları dışında savaşan herhangi bir Devletin savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçmesi yasak olacaktır.

Savaş zamanında, Türkiye savaşan ise, savaş gemilerinin geçişi konusunda Türk Hükûmeti tümüyle dilediği gibi davranabilecektir. Türkiye kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayarsa, Türkiye savaş durumu geçiş rejimini uygulamaya başlayacak ancak; Milletler Cemiyeti Konseyi Türkiye'nin aldığı önlemleri 3'te 2 çoğunlukla haklı bulmazsa Türkiye bu önlemlerini geri almak zorunda kalacaktır.

Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, savaş gemileri yukarıda belirtilen koşullar içinde, Boğazlar'da tam bir geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Karadeniz'e kıyıdaş olan ya da olmayan devletlere ait olup da bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri, kendi limanlarına gitmek maksadıyla boğaz geçişi yapabilirler.

 Savaşan devletlerin savaş gemilerinin Boğazlar'da herhangi bir el koymaya girişmeleri, denetleme (ziyaret) hakkı uygulamaları ve başka herhangi bir düşmanca eylemde bulunmaları yasaktır.

Barış sırasında Montö uygulamaları

Karadeniz'e kıyısı olan devletler, bu deniz dışında yaptırdıkları ya da satın aldıkları denizaltılarını, tezgâha koyuştan ya da satın alıştan Türkiye'ye vaktinde haber verilmişse, deniz üslerine katılmak üzere Boğazlar'dan geçirme hakkına sahip olacaklardır.

Söz edilen devletlerin denizaltıları, bu konuda Türkiye'ye ayrıntılı bilgiler vaktinde verilmek koşuluyla, bu deniz dışındaki tezgâhlarda onarılmak üzere de Boğazlar'dan geçebileceklerdir. Gerek birinci gerek ikinci durumda, denizaltıların gündüz ve su üstünden gitmeleri ve Boğazlar'dan tek başlarına geçmeleri gerekecektir.

Boğazlar'dan geçişte bulunabilecek bütün yabancı deniz kuvvetlerinin en yüksek toplam tonajı 15.000 tonu aşmayacaktır. Karadeniz'de bulunmalarının amacı ne olursa olsun, kıyıdaş olmayan devletlerin savaş gemileri bu denizde yirmi-bir günden çok kalamayacaklardır.

Savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçmesi için, Türk Hükümeti'ne diplomasi yoluyla bir ön bildirimde bulunulması gerekecektir. Bu ön bildirimin olağan süresi sekiz gün olacaktır; ancak, Karadeniz kıyıdaşı olmayan devletler için bu süre on beş gündür.

Herhangi bir anda, Karadeniz'in en güçlü donanmasının (filosunun) tonajı sözleşmenin imzalanması tarihinde bu denizde en güçlü olan donanmanın (filonun) tonajını en az 10.000 ton aşarsa diğer kıyıdaş ülkeler Karadeniz donanmalarının tonajlarını en çok 45.000 tona varıncaya değin arttırabilirler.

Bu amaçla, kıyıdaş her Devlet, Türk Hükümeti'ne, her yılın 1 Ocak ve 1 Temmuz tarihlerinde, Karadeniz'deki donanmasının (filosunun) toplam tonajını bildirecektir; Türk Hükümeti de, bu bilgiyi, kıyıdaş olmayan diğer devletlerle Milletler Cemiyeti nezdinde paylaşacaktır. Bununla birlikte, Karadeniz kıyıdaşı olmayan bir ya da birkaç Devlet, bu denize, insancıl bir amaçla deniz kuvvetleri göndermek isterlerse, bu kuvvetin toplamı hiçbir varsayımda 8.000 tonu aşamaz.


kaynağı değiştir]

Sözleşmenin süresi, yürürlüğe giriş tarihinden başlayarak, 20 yıl sürecektir. Bununla birlikte, sözleşmenin 1. maddesinde doğrulanan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğü ilkesinin sonsuz bir süresi olacaktır.

20 Temmuz 1956'da sözleşmenin süresi bitmiş, sözleşmeyi imzalayan devletler Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni değiştirmek için girişimlerde bulunmuşlar ancak başarılı olamamışlardır.

Uluslararası Deniz Hukuku kuralları ve fesih şartlarında da belirtildiği gibi gemilerin uğraksız geçiş (transit değildir) hakkı gereği sözleşmenin değişmesi durumunda dahi, sözleşmenin I sayılı Ek'i değişmedikçe Türk Boğazları'ndan geçecek hiçbir gemiden zorunlu olarak, sözleşmenin I sayılı Ek'inde öngörülen vergilerden ve harçlardan başka ücret talep edilemeyecektir.

Kaynakça[değiştir kaynağı değiştir]

Ticari Gemilerin Geçiş Rejimi[değiştir kaynağı değiştir]

Türkiye'nin antlaşmaları

Ankara Hükûmeti dönemi
Cumhuriyet dönemi
  • Bulgaristan-Türkiye Dostluk Antlaşması
  • Sovyetler Birliği-Türkiye Dostluk ve Tarafsızlık Antlaşması
  • Türkiye-İran Dostluk ve Güvenlik Antlaşması
  • Fransa-Türkiye Dostluk ve İyi Komşuluk Sözleşmesi
  • Ankara Antlaşması
  • ABD-Türkiye nota verişimi
  • Türkiye-Afganistan Dostluk Antlaşması
  • İtalya-Türkiye Tarafsızlık, Uzlaşma ve Adli Çözüm Antlaşması
  • Bulgaristan-Türkiye Tarafsızlık Antlaşması
  • Fransa-Türkiye Dostluk, Uzlaşma ve Hakemlik Antlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Dostluk, Tarafsızlık, Uzlaşma ve Hakemlik Antlaşması
  • Türkiye-Yunanistan İkamet, Ticaret ve Deniz Taşımacılığı Sözleşmesi
  • İran-Türkiye Dostluk Antlaşması
  • Londra Sözleşmeleri
  • Türkiye-Yunanistan İçten Anlaşma Paktı
  • Romanya-Türkiye Dostluk, Saldırmazlık, Hakemlik ve Uzlaşma Antlaşması
  • Türkiye-Yugoslavya Dostluk, Saldırmazlık, Hakemlik ve Uzlaşma Antlaşması
  • Türk-Rum Ahali Değişimi Karma Komisyonunun Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme
  • Türkiye-Yunanistan Takas Anlaşması
  • Balkan Antantı
  • Saavedra Lamas Paktı
  • Türkiye-Yunanistan Kliring Anlaşması
  • Montrö Boğazlar Sözleşmesi
  • Türkiye-Yunanistan Kaçakçılığın Men ve İzlenmesi Sözleşmesi
  • Sadabat Paktı
  • Nyon Anlaşması
  • Mısır-Türkiye Dostluk Antlaşması
  • Sancak'ın Toprak Bütünlüğü Güvence Antlaşması
  • Suriye-Türkiye Sınırının Güvence Altına Alınmasına İlişkin Antlaşma
  • Suriye İle Türkiye Arasında Toprak Sorununun Kesin Şekille Çözümüne İlişkin Antlaşma
  • Türkiye-Yunanistan Antlaşması
  • Fransa, İngiltere ve Türkiye Karşılıklı Yardım Antlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Ticaret ve Ödemeler Anlaşması
  • Fransa-Türkiye Dostluk ve İyi Komşuluk Antlaşması
  • Bulgaristan-Türkiye Saldırmazlık Paktı
  • Türk-Alman Saldırmazlık Paktı
  • Amerika Birleşik Devletleri-Türkiye Askerî Yardım Antlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Hava Taşımacılığı Anlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Ticaret Anlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Kültür Anlaşması
  • Türkiye, Yugoslavya ve Yunanistan Dostluk ve İşbirliği Antlaşması
  • Bled Antlaşması
  • Bağdat Paktı
  • Zürih Antlaşması
  • Londra Antlaşması
  • Amerika Birleşik Devletleri-Türkiye İşbirliği Antlaşması
  • Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Kuruluşuna İlişkin Temel Antlaşma
  • Kalkınma İçin Bölgesel İşbirliği Antlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Uluslararası Karayolu Ulaşımı Anlaşması
  • Cenevre Antlaşması
  • Bern Anlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Turizm Alanında İşbirliği Anlaşması
  • Boğaziçi Açıklaması
  • Bükreş Sözleşmesi
  • Barselona Sözleşmesi
  • Türkiye-Yunanistan Yatırımların Karşılıklı Olarak Teşviki ve Korunması Anlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Suç, Terör, Organize Suçlar, Uyuşturucu Kaçakçılığı ve Yasadışı Göçle Savaş Anlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Kültürel İşbirliği Anlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Bilim ve Teknoloji Alanında İşbirliği Anlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Ekonomik İşbirliği Anlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Deniz Ulaştırma Anlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Gümrük İdareleri Arasında İşbirliği ve Yardımlaşma Anlaşması
  • Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Ticaret Anlaşması
  • Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşması

Kanal İstanbul ve Montrö Sözleşmesi

KANAL İSTANBUL PROJESİ MONTRÖ SÖZLEŞMESİ'NE HALEL GETİRMEZ

1936 tarihli Montrö Boğazlar Sözleşmesi, 1923 yılında Lozan’da yapılan boğazlara ilişkin sözleşmenin yerini almıştır.  Montrö Sözleşmesi, Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı için “Türk Boğazları” tabirini kullanmakta ve Ege Denizi ile Karadeniz arasındaki deniz ulaşımına ilişkin hukuki düzenleme yapmaktadır. Montrö Sözleşmesi, ticari gemiler ile savaş gemileri ve savaş gemilerinin kendi içinde, Karadeniz’e kıyısı olan devletlerle olmayan devletler arasında, savaş zamanı ile barış ve savaş tehlikesi durumları arasında ayrım yaparak geçiş rejimini detaylı olarak düzenlemektedir. Özetle belirtmek gerekirse, ticaret gemileri için geçiş serbestisi ilkesi benimsenirken, savaş gemileri için bir takım sınırlamalar bulunmaktadır. En önemli sayılabilecek sınırlama olarak da Karadeniz’e kıyısı olmayan devletlerin Karadeniz’de bulundurabilecekleri savaş gemilerinin toplam tonajının 45 binden fazla olmaması, 21 günden fazla Karadeniz'de kalamamaları ve boğazlardan 15 bin tondan büyük gemi geçirememeleri gösterilebilir. Ayrıca Karadeniz’e kıyısı olan bir devlete ait bile olsa, bazı savaş gemilerinin geçişini sınırlamakta yada yasaklamaktadır.

Uluslararası deniz hukukuna göre bu boğazlar, “uluslararası seyrüsefere açık boğaz” tanımına girmektedir. 1982 tarihli Deniz Hukuku Sözleşmesi uluslararası seyrüsefere açık boğazlardan geçiş için “transit geçiş” ilkesini öngörmüştür. Sözleşme, transit geçişin “boğazdan devamlı ve hızlı bir geçiş amacıyla seyrüsefer ve bu saha üzerinde uçuş serbestisi” anlamına geleceğini belirtmiştir. Transit geçiş ilkesinin henüz teamül hukuku kuralı haline gelip gelmediği, yani adı geçen Sözleşme’ye taraf olmayan devletleri de bağlayıp bağlamadığı tartışmalı olmakla birlikte, devletler genelde uygulamada bu ilkeyi benimsemektedirler. Bununla birlikte 1982 tarihli Deniz Hukuku Sözleşmesi, transit geçişi öngören düzenlemeyi içeren hükümlerin “geçişin tamamen veya kısmen, uzun süreden beri yürürlükte bulunan ve özellikle bu boğazlara ilişkin olan antlaşmalarla düzenlendiği boğazların hukuki rejimini” etkilemeyeceğini belirtmektedir. Dolayısıyla özel bir uluslararası antlaşma ile rejimi belirlenen boğazlardaki geçiş, transit geçiş değil o özel antlaşmanın öngördüğü geçiş rejimi olacaktır. Türk Boğazları’ndan geçişi düzenleyen özel bir antlaşma olan Montrö Boğazlar Sözleşmesi mevcut şartlar altında Türkiye’nin lehine hükümler içerdiğinden, sona erdirme hakkı olmasına rağmen Türkiye bunu tercih etmemiştir.

Boğazlardan farklı olarak uluslararası hukukta “kanal” kavramı iki deniz alanını birleştiren ve insan yapımı su yolunu ifade etmek için kullanılır. Kanallar, devletin kara ülkesinin (topraklarının) kazılarak açılması sonucu oluştuğundan kanal üzerinde devletin yetkileri tamdır. Bununla birlikte, Kanal İstanbul projesinin inşası, Türk Boğazları’ndan geçişi tamamen ortadan kaldıracak şekilde değil, sadece İstanbul Boğazı kısmı by-pass edilmek suretiyle planlandığından, Montrö Sözleşmesi’nce öngörülen kurallar uygulanmaya devam edecektir. Nitekim Kanal İstanbul’a ulaşma öncesi veya sonrasında Türk Boğazları’na girmek ve oradan geçiş yapmak gerekecektir. Ayrıca hatırlatmak gerekir ki, Montrö Sözleşmesi sadece boğazlardan geçişi değil, Karadeniz’e kıyısı olmayan devletler için Karadeniz’de kalışı da süre ve tonaj bakımından sınırlamaktadır. Türk Boğazları ve Kanal İstanbul kullanılmak suretiyle yapılan geçişte de bu sınırlamalar varlıklarını devam ettirecektir.

Sonuç olarak, Kanal İstanbul projesinin Montrö Sözleşmesi’ne halel getirmeyeceği, mevcut şartlarda Montrö’nün öngördüğü rejimin Karadeniz’e kıyısı olan devletlerin ve Türkiye’nin lehine olduğu ve Türkiye  titizlikle ve şeffaflıkla uygulamaya devam ettiği müddetçe bu Sözleşme’nin geçerli olacağı belirtilebilir.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi

Montrö Boğazlar Sözleşmesi, 1936'da imzalanan ve Türkiye'ye İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerinde kontrol ve savaş gemilerinin geçişini düzenleme hakkı veren uluslararası sözleşmedir. Sözleşme, Türkiye'ye Boğazlar üzerinde tam kontrol hakkı verir ve barış zamanı sivil gemilerin özgürce geçişini garantiler. Sözleşme, Karadeniz'e kıyısı olmayan ülkelere ait savaş gemilerinin geçişini sınırlar. Sözleşmenin şartları, özellikle Sovyetler Birliği Donanması'na Akdeniz'e erişim hakkı sağlaması yıllar boyunca tartışma konusu olmuştur. 1923'te Lozan Antlaşması ile birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesi'nin yerine geçmiştir. Bu sözleşmeyle birlikte Uluslararası Boğazlar Komisyonu'nun da görevi sonlanmıştır.

Türkiye, Lozan Antlaşması'yla birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesi'nin getirdiği kısıtlamalardan dolayı daima endişe içinde olmuştu. Sözleşmenin imzalandığı tarihlerde güncelliğini koruyan silahsızlanma ümitlerine güvenen Türkiye'nin silahlanma yarışının tekrar başlamasıyla duyduğu huzursuzluk giderek artmıştı. Türkiye, duyduğu bu huzursuzluğu ve Boğazlar'ın statüsünde değişiklik yapılması yolundaki teklifini konu ile ilgili imzacı devletlere duyurduğunda farklı kutuplarda yer almaya başlayan bu devletlerin hemen hepsinden ortak bir anlayış görmüştü. İngiliz Dışişleri Bakanlığının 23 Temmuz 1936 tarihli bir notasında konu hakkında şu görüşlere yer verilmiştir: "Türkiye'nin Boğazlar Sözleşmesi'nin değiştirilmesi ile ilgili isteği haklı kabul edilmektedir."

Boğazların statüsü ve gemilerin geçiş rejimi ile her zaman yakından ilgilenen Birleşik Krallık'ın Türkiye'yi desteklemesine paralel olarak Balkan Antantı Daimi Konseyi'nin 4 Mayıs 1936'da Belgrad'da yaptığı toplantıda Türkiye'nin teklifini destekleme kararı alınmıştır. Türkiye'nin girişimi Lozan Boğazlar Sözleşmesi'nin diğer akitleri tarafından da kabul edilince Boğazlar'ın rejimini değiştirecek olan konferans, 22 Haziran 1936'da İsviçre'nin Montrö kentinde toplanmıştır. İki ay süren toplantılardan sonra 20 Temmuz 1936'da Bulgaristan, Fransa, Büyük Britanya, Avustralya, Yunanistan, Japonya, Romanya, Sovyetler Birliği, Yugoslavya ve Türkiye tarafından imzalanan yeni Boğazlar Sözleşmesi ile Türkiye'nin kısıtlanmış hakları iade edilmiş ve boğazlar bölgesinin egemenliği Türkiye'ye geçmiştir.[1] Türkiye daha önce Sovyetler Birliği ile yaptığı saldırmazlık antlaşması uyarınca Sovyetler Birliği'nin de desteği alınmıştır. Sözleşme 9 Kasım 1936'da yürürlüğe girmiş ve Milletler Cemiyeti Sözleşme Serisi'ne 11 Kasım 1936'da kaydedilmiştir.[2] Günümüzde yürürlüktedir.

Maddeleri[değiştir
Rusya'nın savaş uçağının Türkiye sınırlarını ihlal etmesi sonucunda Türk jetleri tarafından düşürülmesi sonucunda Rusya, Türkiye'ye yönelik bazı ekonomik ve ticari yaptırım kararları aldı. Türkiye'de ise buna karşılık olarak boğazların kapanması gündeme geldi. Boğazlar halen "Montrö Boğazlar Sözleşmesi" kurallarına göre yönetiliyor. Peki nedir bu montrö anlaşması ve hangi hükümleri içeriyor? Ayrıntılar haberimizde...

Montrö Boğazlar Sözleşmesi nedir?

Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Türk Boğazlarından (Çanakkale ve İstanbul) geçiş rejimini ve boğazlar bölgesinin güvenliği işlerini düzenleyen sözleşmedir. 1923'te Lozan Antlaşması ile birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesinin yerine geçmiştir.

Boğazların statüsü ve gemilerin geçiş rejimi ile her zaman yakından ilgilenen Birleşik Krallık'ın Türkiye'yi desteklemesine paralel olarak Balkan Antantı Daimi Konseyi'nin 4 Mayıs 1936'da Belgrad'da yaptığı toplantıda Türkiye'nin teklifini destekleme kararı alınmıştır. Türkiye'nin girişimi Lozan Boğazlar Sözleşmesi'nin diğer akitleri tarafından da kabul edilince boğazların rejimini değiştirecek olan konferans, 22 Haziran 1936'da İsviçre 'nin Montrö kentinde toplanmıştır. İki ay süren toplantılardan sonra 20 Temmuz 1936'da Bulgaristan, Fransa, Büyük Britanya, Avustralya, Yunanistan, Japonya, Romanya, Sovyetler Birliği, Yugoslavya ve Türkiye tarafından imzalanan yeni Boğazlar Sözleşmesi ile Türkiye'nin kısıtlanmış hakları iade edilmiş ve boğazlar bölgesinin egemenliği Türkiye'ye geçmiştir. Türkiye daha önce Sovyet Rusya ile yaptığı anlaşma uyarınca (saldırmazlık antlaşması) Sovyetler Birliğinin da desteği alınmıştır.

Montrö Anlaşması hangi maddeli içeriyor?

Ticari Gemiler İçin Geçiş Rejimi



- Barış zamanında, gündüz ve gece, bayrak ve yük ne olursa olsun, hiçbir işlem (formalite) - sağlık denetimi hariç - olmaksızın Boğazlar'dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır.

- Savaş zamanında Türkiye, savaşan değilse bayrak ve yük ne olursa olsun Boğazlar'dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Kılavuzluk ve yedekçilik (römorkörcülük) isteğe bağlı kalmaktadır.

- Savaş zamanında Türkiye savaşsa, Türkiye ile savaşta olan bir ülkeye bağlı olmayan ticaret gemileri, düşmana hiçbir biçimde yardım etmemek koşuluyla Boğazlar'da geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Bu gemiler Boğazlar'a gündüz girecekler ve geçiş, her seferinde Türk makamlarınca gösterilecek yoldan yapılacaktır.

- Türkiye'nin kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayması durumunda, Boğazlar'dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır; ancak gemilerin Boğazlar'a gündüz girmeleri ve geçişin her seferinde Türk makamlarınca gösterilen yoldan yapılması gerekecektir. Kılavuzluk, bir durumda zorunlu kılınabilecek; ancak ücrete bağlı olmayacaktır.

Savaş Gemileri İçin Geçiş Rejimi

Barış Zamanında;

- Karadeniz'e kıyıdaş Devletler, bu deniz dışında yaptırdıkları ya da satın aldıkları denizaltılarını, tezgaha koyuştan ya da satın alıştan Türkiye'ye vaktinde haber verilmişse, deniz üslerine katılmak üzere Boğazlardan geçirme hakkına sahip olacaklardır. Söz edilen Devletlerin denizaltıları, bu konuda Türkiye'ye ayrıntılı bilgiler vaktinde verilmek koşuluyla, bu deniz dışındaki tezgahlarda onarılmak üzere de Boğazlardan geçebileceklerdir.Gerek birinci gerek ikinci durumda, denizaltıların gündüz ve su üstünden gitmeleri ve Boğazlar'dan tek başlarına geçmeleri gerekecektir.

- Savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçmesi için, Türk Hükümetine diplomasi yoluyla bir önbildirimde bulunulması gerekecektir. Bu ön bildirimin olağan süresi sekiz gün olacaktır;ancak, Karadeniz kıyıdaşı olmayan Devletler için bu süre onbeş gündür.

- Boğazlar'dan geçişte bulunabilecek bütün yabancı deniz kuvvetlerinin en yüksek toplam tonajı 15.000 tonu aşmayacaktır.

- Herhangi bir anda, Karadeniz'in en güçlü donanmasının (filosunun) tonajı sözleşmenin imzalanması tarihinde bu denizde en güçlü olan donanmanın (filonun) tonajını en az 10.000 ton aşarsa diğer kıyıdaş ülkeler Karadeniz donanmalarının tonajlarını en çok 45.000 tona varıncaya değin arttırabilirler. Bu amaçla, kıyıdaş her Devlet, Türk Hükümetine, her yılın 1 Ocak ve 1 Temmuz tarihlerinde, Karadeniz'deki donanmasının (filosunun) toplam tonajını bildirecektir; Türk Hükümeti de, bu bilgiyi, kıyıdaş olmayan diğer devletlerle Milletler Cemiyeti nezdinde paylaşacaktır.

- Bununla birlikte, Karadeniz kıyıdaşı olmayan bir ya da birkaç Devlet, bu denize, insancıl bir amaçla deniz kuvvetleri göndermek isterlerse, bu kuvvetin toplamı hiçbir varsayımda 8.000 tonu aşamaz.

- Karadeniz'de bulunmalarının amacı ne olursa olsun, kıyıdaş olmayan Devletlerin savaş gemileri bu denizde yirmi-bir günden çok kalamayacaklardır.

Savaş Zamanında;

- Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, savaş gemileri yukarıda belirtilen koşullar içinde, Boğazlar'da tam bir geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır.

- Saldırıya uğramış bir Devlete ve Türkiye'yi bağlayan bir karşılıklı yardım antlaşması gereğince yapılan yardım durumları dışında savaşan herhangi bir Devletin savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçmesi yasak olacaktır.

- Karadeniz'e kıyıdaş olan ya da olmayan Devletlere ait olup da bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri, kendi limanlarına gitmek maksadıyla boğaz geçişi yapabilirler.

- Savaşan Devletlerin savaş gemilerinin Boğazlar'da herhangi bir el koymaya girişmeleri, denetleme (ziyaret) hakkı uygulamaları ve başka herhangi bir düşmanca eylemde bulunmaları yasaktır.

- Savaş zamanında, Türkiye savaşan ise, savaş gemilerinin geçişi konusunda Türk Hükümeti tümüyle dilediği gibi davranabilecektir.

- Türkiye kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karsısında sayarsa, Türkiye savaş durumu geçiş rejimini uygulamaya başlayacak ancak; Milletler Cemiyeti Konseyi Türkiye'nin aldığı önlemleri 3'te 2 çoğunlukla haklı bulmazsa Türkiye bu önlemlerini geri almak zorunda kalacaktır.

Montrö Boğazlar Anlaşması Genel Hükümleri nelerdir?

- Boğazlar kayıtsız şartsız Türkiye Cumhuriyeti'ne bırakılacak, tahkimat yapmak hakkı tanınacaktır.

- Türk Hükümeti, sözleşmenin, savaş gemilerinin Bogazlar'dan geçişine ilişkin her hükmünün yürütülmesine göz kulak olacaktır.

Montrö Sözleşmesi hangi durumlarda feshedilebilir?

- Sözleşmenin süresi, yürürlüğe giriş tarihinden başlayarak, 20 yıl sürecektir. Bununla birlikte, sözleşmenin 1. maddesinde doğrulanan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğü ilkesinin sonsuz bir süresi olacaktır.

- 20 Temmuz 1956'da sözleşmenin süresi bitmiş, sözleşmeyi imzalayan Devletler Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni değiştirmek için girişimlerde bulunmuşlar ancak başarılı olamamışlardır.

- Uluslararası Deniz Hukuku kuralları ve Fesih şartlarında da belirtildiği gibi gemilerin transit geçiş hakkı gereği sözleşmenin değişmesi durumunda dahi Türk Boğazlarından geçecek hiçbir gemiden zorunlu ücret talep edilemeyecektir.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi nedir, maddeleri neler? Montrö Anlaşması anlamı ve önemi nedir?

Madde 21

Türkiye kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayarsa, Türkiye'nin, işbu Sözleşmenin 20. maddesi hükümlerini uygulamağa hakkı olacaktır.

Yukarıdaki fıkranın Türkiye'ye tanıdığı yetkinin Türkiye'ce kullanılmasından önce Boğazlar'dan geçmiş olan, böylece bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri, bu limanlara dönebileceklerdir. Bununla birlikle, şu da kararlaştırılmıştır ki, Türkiye, davranışıyla işbu maddenin uygulanmasına yol açmış olabilecek Devletin gemilerini bu haktan yararlandırmayabilecektir. Türk Hükümeti, yukarıdaki birinci fıkranın kendisine verdiği yetkiyi kullanırsa, Bağıtlı Yüksek Taraflara ve Milletler Cemiyeti Genel Sekreterine bu konuyla ilgili bir bildiri gönderecektir.

Milletler Cemiyeti Konseyi, üçte iki çoğunlukla, Türkiye'nin böylece almış olduğu önlemlerin haklı olmadığına karar verirse, ve işbu Sözleşmenin imzacıları Bağıtlı Yüksek Tarafların çoğunluğu da aynı görüşle olursa, Türk Hükümeti, söz konusu önlemlerle, işbu Sözleşmenin 6. maddesi uyarınca alınmış olabilecek önlemleri kaldırmayı yükümlenir.

Madde 22

İçinde veba, kolera, sarı humma, lekeli humma (typhus exauthmatique) ya da çiçek hastalığı olayları bulunan, yada yedi günden az bir süre önce bu hastalıklar bulunmuş olan savaş gemileriyle, bulaşık bir limandan beş kez yirmi dört saatten az bir süreden beri ayrılmış olan savaş gemileri, Boğazlar'ı karantina altında geçecekler ve Boğazlar'ın bulaştırılmasına hiçbir olanak bırakmamak için gerekli korunma önlemlerini gemideki araçlarla uygulamak zorunda olacaklardır.

KESİM III - UÇAKLAR

Madde 23

Sivil uçakların Akdeniz ile Karadeniz arasında geçişini sağlamak amacıyla, Türk Hükümeti, Boğazların yasak bölgeleri dışında, bu geçişe ayrılmış hava. yollarım gösterecektir; sivil uçaklar, Türk Hükümetine, ara sıra (tarifesiz) yapılan uçuşlar için üç gün öncesinden bir ön-bildirim ile, düzenli (tarifeli) servis uçuşları için geçiş tarihlerini belirten genel bir ön-bildirimde bulunarak, bu yolları kullanabileceklerdir.

Öte yandan, Boğazların yeniden askerleştirilmiş olmasına bakılmaksızın, Türk Hükümeti, yine de Türkiye'de yürürlükte olan hava ulaşımı yönetim kuralları uyarınca, Avrupa ile Asya arasında Türk ülkesi üzerinden uçmalarına izin verilmiş olan sivil uçaklara, tam bir güvenlik içinde geçmeleri için gerekli kolaylıkları sağlayacaktır. Bir uçuş izninin verilmiş olduğu durumlarda, Boğazlar bölgesinde izlenecek yol belirli dönemlerde gösterilecektir.

KESİM IV. - GENEL HÜKÜMLER

Madde 24

Boğazlar rejimine ilişkin 24 Temmuz 1923 tarihli Sözleşme gereğince kurulmuş olan Uluslararası Komisyonun yetkileri Türk Hükümetine aktarılmıştır. Türk Hükümeti, 11., 12., 14. ve 18. maddelerin uygulanmasına ilişkin istatistikleri toplamağı ve gerekli bilgileri vermeği yükümlenir. Türk Hükümeti, işbu Sözleşmenin, savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçişine ilişkin liri hükmünün yürütülmesine göz kulak olacaktır. Türk Hükümeti, yabancı bir deniz kuvvetinin yakında Boğazlar'dan gereceği kendisine bildirilir bildirilmez, bu kuvvetin kuruluşunu, tonajım, Boğazlar'a giriş için öngörülen tarihi ve, ve, gerekirse, olası dönüş tarihini, Bağıtlı Yüksek Tarafların Ankara'daki temsilcilerine bildirecektir. Türk Hükümeti, Boğazlar'da yabancı savaş gemilerinin gidiş-gelişini gösteren, ayrıca ticarete ve işbu Sözleşmede öngörülen deniz ve hava ulaşımına yararlı bütün bilgileri kapsayan yıllık bir raporu Milletler Cemiyeti Genel Sekreterine ve Bağılı Yüksek Tanıtlara sunacaktır.

Madde 25

İşbu Sözleşmenin hiçbir hükmü, Türkiye için ya da Milletler Cemiyetimle üye herhangi bir başka Bağıtlı Yüksek Taraf için, Milletler Cemiyeti Misakından doğan haklara ve yükümlülüklere halel vermemektedir.

KESİM V. - SON HÜKÜMLER

Madde 26

İşbu Sözleşme olabilen en kısa süre idinde onaylanacaktır. Onama belgeleri, Paris’te Fransa Cumhuriyeti Hükümetinin arşivlerine

konulacaktır. Japon Hükümeti, onamanın yapılmış olduğunu, Paris'deki diplomatik temsilcisi aracılığıyla, Fransa Cumhuriyeti Hükümetine bildirmekle yetinebilecek ve, bu durumda, onama belgesini olabilen en kısa süre içinde gönderecektir. Türkiye'nin onama belgesini de içermek üzere, altı onama belgesi sunulur sunulmaz, bir sunuş tutanağı (procés-verbal de dépôt) düzenlenecektir. Bundan

önceki fıkrada öngörülen bildiri,bu bakımdan, onama belgesi sunuşu ile eşdeğerde olacaktır.

İşbu Sözleşme, bu tutanak tarihinden başlayarak yürürlüğe girecektir. Fransız Hükümeti, bundan önceki fıkrada öngörülen tutanakla, sonradan sunulacak onama belgelerinin sunuş tutanaklarının doğruluğu onaylanmış birer örneğini bütün Bağıtlı Yüksek Taraflara verecektir.

Madde 27

İşbu Sözleşme, yürürlüğe girişinden başlayarak, 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Andlaşmasını imzalamış her Devletin katılmasına açık olacaktır. Her katılma, diplomasi yoluyla Fransa Cumhuriyeti Hükümetine, onun aracılığıyla da, bütün Bağıtlı Yüksek Taraflara bildirilecektir Katılma, Fransız Hükümetine yapılan bildiri tarihinden başlayarak geçerli olacaktır.

Madde 28

İşbu Sözleşmenin süresi, yürürlüğe giriş tarihinden başlayarak, yirmi yıl olacaktır.

Bununla birlikte, işbu Sözleşmenin 1. maddesinde doğrulanan geçiş ve gidişgeliş (ulaşım) özgürlüğü ilkesinin sonsuz bir süresi olacaktır. Sözü edilen yirmi yıllık sürenin bitiminden iki yıl önce, hiçbir Bağıtlı Yüksek Taraf, Fransız Hükümetine Sözleşmeyi sona erdirme ön-bildirimi vermemişse, işbu Sözleşme, bir sona erdirme ön-bildirimin gönderilmesinden başlayarak, iki yıl geçinceye kadar yürürlükte kalacaktır. Bu ön-bildirim, Fransız Hükümetince, Bağıtlı Yüksek Taraflara iletilecektir. İşbu Sözleşme, işbu madde hükümlerine uygun olarak sona erdirilmiş olursa, Bağıtlı Yüksek Taraflar, yeni bir Sözleşmenin hükümlerini saptamak üzere kendilerini bir konferansta temsil ettirmeği kabul etmektedirler.

Madde 29

İşbu Sözleşmenin yürürlüğe girmesinden başlayarak her beş yıllık dönemin sona ermesinde, Bağıtlı Yüksek Taraflardan her biri, işbu Sözleşmenin bir ya da birkaç hükmünün değiştirilmesini önerme girişiminde bulunabilecektir. Bağıtlı Yüksek Taraflardan birince yapılacak değiştirme isteminin kabul edilebilmesi için, bu istem 14. ya da 18. maddelerin değiştirilmesini amaçlamaktaysa, başka bir Bağıtlı Yüksek Tarafça; başka herhangi bir maddenin değiştirilmesini amaçlamaktaysa, başka iki Bağıtlı Yüksek Tarafça desteklenmesi gerekir.

Böylece desteklenmiş değişiklik istemi, içinde bulunulan beş yıllık dönemin sona ermesinden üç ay önce, Bağıtlı Yüksek Taraflardan her birine bildirilecektir. Bu bildiri, Önerilen değişikliğin niteliğini ve gerekçesini kapsayacaktır. Bu öneriler üzerinde diplomasi yoluyla bir sonuca varmak olanağı bulunamazsa, Bağıtlı Yüksek Taraflar, bu konuda toplanacak bir konferansta kendilerini temsil ettireceklerdir.

Bu konferans, ancak oybirliğiyle karar alabilecektir; 14. ve 18. maddelere ilişkin değişiklik durumları bu hükmün dışında kalmaktadır; bu durumlar için Bağıtlı Yüksek Tarafların dörtte üçünden oluşan bir çoğunluk yeterli olacaktır. Bu çoğunluk, Türkiye'yi de içine alarak Karadeniz kıyıdaşı Bağıtlı Yüksek Tarafların dörtte üçünü kapsamak üzere hesaplanacaktır.

nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede