Moskova antlaşması kim imzaladı

Moskova Antlaşması Kim Imzaladı

moskova antlaşması kim imzaladı

kaynağı değiştir]

Antlaşmayı Türkiye tarafından Ali Fuat Paşa, Dr. Rıza Nur ve Yusuf Kemal Tengirşenk, Rus tarafından ise Dışişleri Komiseri Çiçerin ve Merkez Komitesi üyesi Kumuk asıllı[2]Celalettin Korkmazov imzaladı.[1]

Antlaşma Ekim Devrimi sonrasında Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti'ndeki en yüksek organ olan Tüm Rusya Merkezi Yönetim Komitesi tarafından 20 Temmuz 1921 günü, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ise 31 Temmuz 1921 günü onaylanmıştır.

Sürmekte olan Türk Kurtuluş Savaşı sırasında uluslararası kamoyunda yasal olarak tanınan İstanbul Hükûmeti'ne rağmen Ankara Hükûmeti tarafından uluslararası alanda imzalanmış ikinci antlaşma özelliğini taşır.[3]

Aynı yılın Ekim ayında imzalanan Kars Antlaşması'yla Türkiye'nin doğu bölgesindeki günümüzdeki sınırlar çizilmiş olur.

Arka planı[değiştir kaynağı değiştir]

Antlaşma 16 madde ve 3 ekten oluşmaktadır. İlk maddede her iki tarafın çıkarlarını yansıtmayan ve güç ilişkisine dayalı antlaşmaların geçersiz olduğu belirtilir. Yine bu maddede yeni Türkiye'nin sınırları belirlenir. Ülkenin doğu sınırında Kars ve Ardahan sancakları Türkiye egemenliğine geçerken, BatumGürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne bırakılır. Üçüncü maddede Azerbaycan denetiminde Nahçıvan özerk bölgesinin tesis edilmesi karara bağlanır.[4]Türkiye cumhurbaşkanıMustafa Kemal Atatürk kaleme aldığı ve Meclis'te okuduğu Nutuk adlı eserde bu antlaşmadan da bahsetmiştir.[5] Antlaşmanın 90. yıldönümünde Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya'da gündemle ilgili çeşitli etkinlikler düzenlenmiştir.[6]

Kronoloji[değiştir kaynağı değiştir]

Ayrıca bakınız[değiştir

Moskova Antlaşması

TÜRKİYE – SOVYET RUSYA DOSTLUK VE KARDEŞLİK ANDLAŞMASI
Moskova, 16 Mart 1921
(Metin)

Ulusların kardeşliği ilkesini ve kavimlerin kendi geleceklerini özgürce saptamak hakkını tanımakta birleşmiş olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti ile Rusya Sovyetleri Sosyalist Federal Cumhuriyeti Hükûmeti, genişleme ve istila siyasetine karşı olan savaşımlarındaki dayanışmalarını ve iki ulustan birinin karşılaşacağı zorlukların ötekinin durumunu da ağırlaştıracağını bilerek, aralarında her zaman dostluk ilişkilerinin ve her iki ulusunu karşılıklı çıkarlarına dayanan sürekli dostluk bağlarının yerleşmiş olmasını görmek özlemiyle bir Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması yapmaya karar vermişler ve bu amaçla aşağıda yazılı yetkili temsilcilerini seçmişlerdir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti Ekonomi Bakanı ve bu Mecliste Kastamonu Milletvekili Yusuf Kemal Bey,
Bu Hükûmetin Milli Eğitim Bakanı ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde Sinop Milletvekili Doktor Rıza Nur Bey ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti Büyükelçisi ve bu Meclis'te Ankara Milletvekili Ali Fuat Paşa.

Rusya Sovyetleri Sosyalist Federal Cumhuriyeti Hükûmeti:
Dışişleri Halk Komiseri ve tüm Rusya Merkez Yönetim Komitesi üyesi Jorj Çiçerin ve
Tüm Rusya Merkez Yönetim Komitesi üyelerinden Celal Korkmazof.

Yukarıda adı geçen yetkili temsilciler, yönetimine uygun bulunan yetki belgelerini verdikten sonra, aşağıdaki maddeleri kararlaştırmışlardır.

Madde 1 — Bağıtlı Taraflar, herhangi birine zorla kabul ettirilmek istenilen bir barış antlaşması ya da başka bir uluslararası bağıtı tanımamayı ilke olarak benimserler. Rusya Sovyetleri Sosyalist Federal Cumhuriyeti Hükûmeti, bugün Büyük Millet Meclisince temsil edilmekte olan Türkiye ulusal Hükûmeti tarafından tanınmamış Türkiye'ye ilişkin hiç bir uluslararası bağıtı tanımamayı kabul eder. İşbu Antlaşmada yazılı ‘Türkiye' terimi ile 28 Ocak 1920 günü İstanbul'da toplanan Meclis-î Milli'nin kapsadığı topraklar anlaşılmaktadır.

Türkiye'nin kuzey-doğu sınırı, Karadeniz kıyısında bulunan Sarp köyünden başlayarak, Hedis Meta dağı – Savşat dağında suların bölündüğü çizgi – Kani dağı ve oradan, sürekli olarak, Ardahan ve Kars Sancaklarının yönetim sınırlarının kuzeyini izleyerek Aşağı Kara Su'yun döküldüğü yere varan çizgi ile belirlenmiştir. (Sınırın ayrıntıları ve buna ilişkin işler için 1 (A) ve 1 (B) Eklerine bağlı, Taraflarca imzalanan haritaya bakılması).

Madde 2 — Türkiye, işbu Antlaşmanın birinci maddesinde gösterilen sınırın kuzeyinde Batum Livasına ilişkin topraklar ile Batum kenti limanı üzerindeki egemenlik hakkını, şu koşullarla, Gürcistan'a bırakmaya razı olur:
Birinci: İşbu Maddede belirtilen yerler halkının, her topluluğunun kültürel ve dinsel haklarını sağlayacak ve bu halkın yukarıda sözü geçen yerlerde isteklerine uygun bir tarım toprakları rejmi kurma olanağına sahip olacak biçimde geniş bir yönetimsel özerkliğe kavuşması:
İkincisi: Batum limanı üzerinden Türkiye'ye giden ya da oradan gelen ticaret malları ve tüm nesnelerin gümrük vergisine bağlı tutulmayarak ve hiç bir engelle karşılaşmayarak, her türlü vergi ve ücretten bağışık biçimde, serbest transit hakkı ile birlikte, Türkiye'nin özel harcamalardan ayrık olarak, Batum limanından yararlanmasının sağlaması.

Madde 3 — Bağıtlı Taraflar, Antlaşmanın 1 (C) Ekinde belirlenen sınır içindeki Nahcivan kesiminin, koruyuculuk hakkını üçüncü bir devlete hiç bir zaman bırakmamak koşulu ile, Azerbaycan koruyuculuğunda özerk bir bölge oluşturulması konusunda anlaşmışlardır.

Nahcivan topraklarının Aras talveg çizgisinin doğusu ile Tağna Dağı (3829) – Veli Dağ (4121) – Bağırsık (6587) – Kömürlü Dağ (6930) çizgisi arasından sıkışmış üçgen kesiminde, bu toprakların Kömürlü dağ (6930)'dan başlayıp Saray Bulak (8071) – Ararat İstasyonundan geçerek Kara Su'nun Aras ile birleştiği yerde sona eren sınır çizgisi, Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan yetkili temsilcilerinden oluşacak bir Komisyon eliyle belirlenecektir.

Madde 4 — Bağıtlı Taraflar, Doğu uluslarının ulusal kurtuluş hareketleri ile Rusya işçilerinin yeni bir sosyal düzen için savaşımı arasındaki yakınlığı gözlemleyerek, bu ulusların özgürlük ve bağımsızlık haklarını ve diledikleri hükûmet rejimi ile yönetilmek haklarını açıkça belirtirler.

Madde 5 — Boğazların tüm ulusların ticaretine açılması ve geçiş özgürlüğünün sağlanması için, Bağıtlı Taraflar, Karadeniz ve Boğazların bağlı olacağı rejimin kesin biçimde hazırlanması işinin, kıyı devletlerinin temsilcilerinden oluşmak üzere, daha sonra yapılacak bir Konferansta alınacak kararların Türkiye'nin salt egemenliğine ve Türkiye ile onun başkenti olan İstanbul'un güvenliğine hiç bir zarar getirmemesi gerekir.

Madde 6 — Bağıtlı Taraflar iki ulus arasında şimdiye dek yapılan tüm antlaşmaların kendilerinin karşılıklı çıkarlarına uygun olmadığını kabul ederler. Böylece, bu antlaşmaların geçersizliği ve ortadan kaldırılmış olduğu konusunda görüş birliğine sahiptirler. Rusya Sovyetleri Sosyalist Federal Cumhuriyeti Hükûmeti, Türkiye ile Çarlık Hükümeti arasında yapılmış uluslararası antlaşmalara dayanan parasal vb. yükümlülüklerden kendisine karşı Türkiye'nin arınmış olduğunu özellikle açıklar.

Madde 7 — Rusya Sovyetleri Sosyalist Federal Cumhuriyeti Hükûmeti, Kapitülasyonlar yönetiminin her ülkenin ulusal gelişmesinin özgürce sürmesi ve egemenlik haklarını bütünüyle kullanmasıyla bağdaşmadığını kabul ederek, Türkiye'de bu yöntemle herhangi bir biçimde ilişkili her türlü yetkilerin ve haklarını kullanılmasını geçersiz ve kaldırılmış sayar.

Madde 8 — Bağıtlı Taraflar, toprakları üzerinde karşı Taraf ülkesinin ya da ona bağlı topraklarından birinin Hükûmeti rolünü üstlenmek savında bulunan öğrgüt ve grupların kurulmasını ya da yerleşmesini ve öteki ülkeye karşı savaşın amacında olan grupların yerleşmesini hiç bir zaman kabul etmemeyi yükümlenirler. Türkiye ve Rusya, Kafkasya Sovyet Cumhuriyetleri için de karşılıklı olmak koşulu ile özdeş yükümlülük üstlenirler.

Şurası ayrıca belirtilir ki, işbu Maddede sözügeçen Türkiye toprakları doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmetinin sivil ve askersel yönetimi altında bulunan topraklarıdır.

Madde 9 — Bağıtlı Taraflar, iki ülke arasındaki bağlantıların kesilmeden sürdürülmesi amacıyla, demiryolu, telgraf vb. Gibi ulaşım ve iletişimi koruma ve geliştirmeyi ve iki ülke arasında, zorluklarla karşılaşmaksızın, kişi ve malların özgürce geçişini sağlamak için gerekli önlemlerin, ivedilikle aralarında anlaşarak alınmasını yükümlenirler. Bununla birlikte, yolcuların ve ticaret eşyasının girip çıkışında ülkelerden her birinde yürürlükte bulunan yasalar bütünüyle uygulanacaktır.

Madde 10 — Bağıtlı Taraflardan birinin öteki Taraf topraklarında oturan uyrukları, yerleşmiş oldukları ülke yasalarından doğan hak ve görevlere uygun biçimde işlem görmekle birlikte, ulusal savunmaya ilişkin yasalardan bağışık tutulup onlara uymaları istenilmeyecektir.

Aile ve veraset hakları ile ehliyete ilişkin işlerde de Tarafların uyrukları işbu Madde hükümlerinin dışında kalacaklardır. Bu konular bir özel anlaşma yapılarak çözümlenecektir.

Madde 11 — Bağıtlı taraflar, her iki ülkeden birinin öteki ülke topraklarında oturan uyrukları için En Çok Gözetilen Ulus işlemi uygulanmasına izin verirler. İşbu Madde hükümleri Türkiye'nin müttefiki bulunan Müslüman Devletlerinin uyrukları ile Rusya'nın müttefikleri olan Sovyet Cumhuriyetleri uyruklarına ilişkin haklarda uygulanmaz.

Madde 12 — 1918 yılından önce Rusya'ya bağlı iken, üzerinde Türkiye'nin egemenlik hakkı olduğu Rusya Sovyetleri Sosyalist Federal Cumhuriyeti Hükûmetince işbu Antlaşma ile kabul olunan topraklar halkından her isteyen Türkiye'yi özgürce terkedebilecek ve eşyasını, mallarını ve paralarını birlikte götürebilecektir. İşbu Antlaşma ile Türkiye tarafından egemenlik hakkı Gürcistan'a terkedilen Batum arazisi halkından her kimse de özdeş hakka sahiptir.

Madde 13 — Rusya, tüm savaş tutsakları ile sivil tutuklulardan Kafkasya ve Avrupa Rusya'sında bulunanları, işbu Antlaşmanın imzası gününden başlayarak üç ay içinde; Asya Rusya'sında bulunanları altı ay içinde, harcamaları Rusya tarafından ödenmek üzere, Türkiye'de bulunan Rus savaş tutsakları ile sivil tutukluları için de Türkiye özdeş işlem uygulayacaktır. Bu geri yollamaların ayrıntıları işbu Antlaşmanın imzasından sonra yapılacak özel bir Sözleşme ile belirlenecektir.

Madde 14 — Bağıtlı Taraflar en kısa bir süre içinde bir Konsolosluk Sözleşmesi ile, bu Antlaşmanın Giriş kesiminde belirtilen iki ülke arasındaki ilişkileri ve bağları güçlendirmek amacıyla, ekonomik, parasal ve öteki gerekli işleri düzenleyici Anlaşmalar yapmayı kabul ederler.

Madde 15 — İşbu Türk – Rus Antlaşmasında güney Kafkasya Cumhuriyetlerine ilişkin hükümlere Türkiye ile bu Cumhuriyetler arasında yapılacak Andlaşmalarda uyulmasını zorunlu kılmak için, Rusya söz konusu güney Kafkas Cumhuriyetleri katından gerekli girişimlerde bulunmağı yükümlenir.

Madde 16 — İşbu Antlaşma onay işlemi görecektir. Onay belgeleri en kısa bir süre içinde Kars'ta verilecektir.

İşbu Antlaşma, 13. Maddesi ayrı tutulmak üzere, onay belgelerinin verişim gününden başlayarak yürürlüğe girecektir.

Bu hükümlere olan inançla, yukarıda adı geçen yetkili Temsilciler işbu Andlaşmayı imza etmişler ve mühürlemişlerdir.

İşbu Antlaşma iki örnek olarak, Moskova'da 1337 (1921) yılı martının on altıncı günü düzenlenmiştir.

Yusuf KemalGeorges Tchitcherine
Dr. Rıza NurDjelal Korkmassoff
Ali Fuad

EK 1 (A)

Türkiye'nin kuzey – doğu sınırı aşağıdaki biçimde saptanmıştır (Rus genelkurmayının 1/210.000 ölçeğindeki – bir pus beş vestlik haritasına göre):

Karadeniz kıyısında Sarp (Sarpe) Köyü – Karaşalvar Dağı (Chalvar Cara) (5014) – ve maradidi (Maradidi) Köyünün kuzeyinde Çoruh'u keser – Sapar (Sabaor) Köyü kuzeyi – Hedis – Meta Dağı (Khedis - Meta) (7052) – Kavakibe Dağı (Kva - kibe) – Kavtareti Köyü (Kavatereti) – Medzyebna (Mdzybna) Dağı sularının bölündüğü çizgi – Keson Dağı (Crat-Kessonu) (6468) – Kordo Dağı (Korda) (7910) sularının bölündüğü çizgiyi izleyerek Harabet Şavaşateşki (Karabet Chavchatesky) Dağı doruğunun batı kesminden eski Artvin Kazasının eski yönetim sınırına ulaşır. Kamlg ve Tıhnız Köylerinin batısındadır). Vartanlı (Vartanli) ve Beşşuragel (Bach Chouragel) Köylerinden geçerek ve yukarıda anılan ırmağı izleyerek Kaleli (Kalalı)'nin kuzeyinde Arpa Çay Irmağına ulaşır. Oradan, sürekli olarak Arpa Çayı talveg çizgisini izleyip Aras'a gelir. Aras talveg çizgisini Karasu'nun döküldüğü yere dek izler.

Not: Şurası kesindir ki, sınır yukarıda belirtilen yüksekliklerde suların bölündüğü çizgi üzerinden geçer.

Yusuf KemalGeorges Tchitcherine
Dr. Rıza Nur Djelal Korkmassoff
Ali Fuad

EK: 1 (B)

I (A) Ekine gösterildiği üzere, sınır çizgisinin Arpa Çay ve Aras'ın talveg çizgisinde kaldığı açıkça belirlendiğine göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti tahkim edilmiş yerlerin hizasını bugünkü Gümrü (Alexandropol) – Erivan demiryolundan Arpa Çay Bölgesinde sekiz verstlik ve Aras bölgesinde dört verstlik bir mesafeye çekmeyi üstlenir. Sözkonusu bölgeleri sınırlayan çizgiler aşağıda Arpa Çayı bölgesi için birinci fırkanın (A) ve (B) bendlerinde ve Aras bölgesi için ikinci fıkrada gösterilmiştir:

I. Arpaçay Bölgesi:

(A)Vartani'nin güney – doğusunda – Uzun Kilisenin doğusunda Boziyar (Boziyar) Dağı (5906) – (5082) – (5047) – Karmırvang'ın (Karmırvank) doğusunda – Üç Tepe (5478) – Araz Oğlu'nun doğusunda – Ani (Ani)'nin doğusunda – İne Köy (Enikei)'ün batısında Arpa Çay'a ulaşır.

(B)(5019) yüksekliğinin doğusunda Arpa Çay'ı yeniden bırakır – doğruca (5581)'e gider. Kızıl Kula'nın dört buçuk verst doğusunda Bocalı (Bodcali)'nin doğusunda iki verst – daha sonra, Duygur Çayı (Digor Tchai) – Düz Geçit Köyüne dek bu ırmağı izleyerek doğruca Karabağ kalıntılarının kuzeyine giderek Arpa Çayına ulaşır.

II. Aras Bölgesi:

Karabağı Alican ve Süleyman Köy (Diza) arasındaki düz çizgi. Bir yandan Gümrü Erivan demiryolu, öte yandan demiryolundan dört ve sekiz verstlik mesafelerde belirlenen çizgilerle (bu mesafe çizgileri sözkonusu bölgenin dışında kalır) sınırlandırılan bölgelerde Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti hiç bir istihkâm yapmamayı ve düzenli asker bulundurmamayı üstlenir. Ancak sözkonusu bölgede düzen, güvenlik ve yönetimi sağlamak üzere, asker bulundurmak hakkını saklı tutar.

Yusuf KemalGeorges Tchitcherine
Dr. Rıza Nur Djelal Korkmassoff
Ali Fuad

EK: 1 (C)

Nahcivan Toprakları:

Ararat İstasyonu – Saray Bulak Dağı (8071) – Kömürlü Dağ (Kemourlu) (8839) – (8930) – (3080) – Sayat Dağ (Sayat) (7868) – Kurt Kulak (Kourtkoulak) Köyü – Gamasur Dağı (Gamessour) (8060) – (8022) – Gökdağ (Kuki) (8282) ve eski Nahcivan Kazasının yönetim sınırı doğusu.

Yusuf KemalGeorges Tchitcherine
Dr. Rıza Nur Djelal Korkmassoff
Ali Fuad

16 Mart 1921

Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının Anadolu’daki faaliyetlerine başladıkları günlerden itibaren üzerinde önemle durdukları konulardan biri, TBMM ile Sovyetler Birliği arasında karşılıklı menfaatlere dayalı ilişki kurarak, Batılı devletler karşısında bu devletin yardımını sağlayabilmekti. Ülke yönetimini Bolşeviklerin ele aldığı Sovyetler Birliği de, Anadolu’da batılı emperyalistlere karşı Mustafa Kemal Paşa önderliğinde başlatılan direniş faaliyetlerini yakından takip ediyordu. TBMM’nin açılmasından üç gün sonra, 26 Nisan 1920’de Mustafa Kemal Paşa Lenin’e yazdığı bir mektupta, Ankara ve Moskova arasında askeri ve siyasi ittifak, kurularak, Batı Emperyalizmine karşı birlikte mücadele etmelerini istemiş, Ankara Hükümeti’nin Misak-ı Milliye dayalı politikasını açıklamıştı. Mustafa Kemal Paşa’nın Lenin’e yazdığı bu mektuba cevap, 3 Haziran’da Sovyet Dışişleri Bakanı Çiçerin’den gelmişti. Bu mektupla Sovyet Hükümeti ve T.B.M.M. Hükümeti arasında diplomatik ilişkiler resmen kurulmuştu. Bununla birlikte Çiçerin’in cevabında herhangi bir ittifaktan söz edilmiyordu. Sovyetlerin Ankara ile ittifaktan kaçınmalarının sebepleri vardı. Şöyle ki, Sovyet Hükümeti bu sırada İngiltere ile bir ticaret anlaşması yapmak için çalışıyordu. Türkiye ile İngiltere’ye karşı yapılan bir ittifak bu ticaret anlaşmasına engel olabilirdi. İkincisi, Sovyetler komünist olmayan ülkelerle ittifakı kendilerine uygun görmüyorlardı. Üçüncüsü, bu sırada Sovyetler, Polonya savaşı, General Wrangel ve Gürcistan’daki Menşeviklerle uğraşmaktaydı. Türkiye ile ittifak, Rus askerlerinin de Yunanlılara karşı mücadelesini gerektirebilirdi oysa Sovyetler bunu yapabilecek durumda değildi. Öte yandan, milliyetçi ve dost bir Türkiye’nin, Sovyetler ile İtilâf Devletleri arasında tampon bölge görevi görmesi, Sovyet itibarının İslâm ülkelerinde yayılmasına yardımcı olması ve Sovyet işgalindeki ülkelerde yaşayan Türk asıllı halkın ulusal duygularını dizginlemesi olasılığı Sovyet önderlerinin gözünden de kaçmıyordu. Nitekim Sovyetler Birliği çıkarları gereği o günlerde anlaşma imzalamamıştı. Ama Türkiye’ye özel bir önem veriyordu. Bu nedenle Türk-Sovyet ilişkileri Milli Mücadele yılları boyunca zaman zaman çıkan sorunlara rağmen iyi yönde ilerlemişti. Bu süreç içerisinde Sovyetler, Ankara’ya Ekim 1920’de bir elçi göndermiş, Ali Fuat (Cebesoy) Paşa da Mustafa Kemal Paşa tarafından Moskova Büyük Elçiliğine tayin edilmişti. Ayrıca görüşmeler için de Meclis’ten Yusuf Kemal (Tengirşenk) ve Doktor Rıza Nur seçilmişlerdi. Bu Heyet 19 Şubat 1921’de Moskova’ya vardı. Bu ortamda 26 Şubat 1921’de görüşmeler başladı ve TBMM adına Ekonomi Bakanı ve Kastamonu Milletvekili Yusuf Kemal Bey, Milli Eğitim Bakanı ve Sinop Milletvekili Doktor Rıza Nur Bey, TBMM Hükümeti Büyükelçisi ve bu mecliste Ankara Milletvekili Ali Fuat Paşa ile Sovyetler Birliği Hükümeti adına, Dışişleri Halk Komiseri ve Tüm Rusya Merkez Yönetim Kurulu üyesi Georgi Çiçerin ve Tüm Rusya Merkez Yürütme kurulu üyesinden Celâl Korkmazof arasında devam etti. Neticede gelişen diplomatik ilişkiler çerçevesinde 16 Mart 1921’de Moskova Antlaşması imzalandı. Türk-Sovyet Dostluk ve Kardeşlik Muahedesi olarak bilinen antlaşma maddeleri ana hatlarıyla şunlardır;

1-Taraflar, birbirlerine zorla kabul ettirilen herhangi bir barış antlaşmasını tanımayacaklardı. “Türkiye” terimi ile Misâk-ı Milli sınırları içinde kalan toprakların anlaşıldığı ve bu toprakların Kars ve Ardahan’ı da kapsadığı kabul edilecekti.

2- Batum, Gürcistan’ın yönetimine kalacak, halkına özerklik verilecek ve Türkiye’ye gümrük vergisi ödemeden Batum Limanından yararlanma hakkı tanınacaktı.

3- Nahçıvan’a Azerbaycan’ın koruyuculuğu altında yerel özerklik verilecekti.

4- İki taraf da, Doğu uluslarının özgürlük ve bağımsızlık haklarını ve diledikleri hükümet rejimiyle yönetilmek haklarını sağlayacaklardı.

5- Boğazlar rejimi, Karadeniz’e kıyısı olan devletler arasında yapılacak bir konferansta, İstanbul’un güvenliği ve Türkiye’nin kesin egemenliğine hiçbir zarar getirmeyecek şekilde saptanacaktı.

6- Her iki devlet aralarında yapılmış bütün eski anlaşmaları çıkarlarına ters düştüğü için hükümsüz ilan edeceklerdi.

7- O güne kadar iki ülke arasında imzalanan ve ortak çıkarlarına ters düşen anlaşmalar geçersiz sayılacak ve Sovyet Hükümeti kapitülasyonları tanımayacaktı.

8- Her iki taraf da kendi ülkeleri üzerinde, diğer tarafın hükümetini devirmek amacını güden örgüt ve grupların kurulmasına ve yerleşmesine müsaade etmeyecekti.

9- Taraflar, iki ülke arasındaki bağlantıların kesilmeden sürdürülmesi amacıyla, demiryolu, telgraf vb. gibi ulaşım ve iletişimi koruma ve geliştirmeyi ayrıca iki ülke arasında zorlukla karşılaşmaksızın kişi ve malların özgürce geçişini sağlamak için gerekli önlemleri alacaklardı.

10- Taraflardan birinin öteki taraf topraklarında oturan uyrukları, yerleşmiş oldukları ülke yasalarından doğan hak ve görevlere uygun biçimde işlem görmekle birlikte, ulusal savunmaya ilişkin yasalardan muaf tutulup onlara uymaları istenilmeyecekti.

11- Taraflardan birinin diğer tarafın, kendi topraklarına yerleşmiş olan uyruklarına en elverişli duruma erişme hakkının uygulanması kabul edildi.

12- 1918 yılından önce Rusya topraklarına bağlı iken üzerlerinde Türkiye’nin egemenlik hakkı olduğu Rusya Sovyetleri Sosyalist Federal Cumhuriyeti Hükümeti tarafından bu anlaşma ile onaylanan topraklar halkından her isteyen Türkiye’yi özgürce terk edebilecek ve yanına eşya, mal ve parasını alabilecekti.

13- Rusya, tüm savaş tutsaklarıyla sivil tutuklulardan Kafkasya ve Avrupa Rusya’sında bulunanları bu antlaşmanın imzası tarihinden başlayarak üç ay içinde; Asya Rusya’sında bulunanları altı ay içinde giderleri Rusya tarafından karşılanmak üzere Türkiye’nin kuzeydoğu sınırına kadar yollama ve geri vermeyi yükümlendi.

14- Taraflar en kısa süre içinde iki ülke arasındaki ilişki ve bağların sağlamlaştırılmasına yarayan ekonomik, mali ve diğer sorunları düzenleyici anlaşmaların yapılmasını kabul etti.

15- Türk-Rus Antlaşmasında Güney Kafkasya Cumhuriyetleri’ne ilişkin hükümlere Türkiye ile bu Cumhuriyet’ler arasında yapılacak antlaşmalarda uyulmasını zorunlu kılmak için, Rusya söz konusu Güney Kafkasya Cumhuriyetleri katında gerekli işlemlerde bulunmayı yükümlendi.

16- Antlaşma maddeleri onaylanma işlemine sunulacaktı. Onaylanma belgeleri ise en kısa zamanda Kars’ta karşılıklı sunulacaktı. Ayrıca Ruslar tarafından Türklere “iki tümene yetecek kadar silâh ve cephane” ile on milyon altın ruble verilmesi kararlaştırıldı.

Antlaşmanın birinci maddesinde Türkiye ifadesiyle Misak-ı Milli’nin içine aldığı arazinin kastedildiği açıkça belirtilmiş ve Türk-Rus sınırı çizilmişti. İkinci madde ile Batum Gürcistan’a terk edilmiş ise de bölgedeki Türk halkının dini ve kültürel hakları güvence altına alınmıştı. Üçüncü madde ile Nahçı­van üzerinde Rusya’nın yanı sıra Türkiye’nin de himaye hakkının kabul edilmesi ve üçüncü bir devletin müdahalesine izin verilmemesi önemli bir hususu teşkil etmişti. Dördüncü madde ile Rusya’da kurulmakta olan yeni rejim ile Anadolu’daki Milli Mücadele Hareketi arasında bir paralellik kurulmaktaydı. Beşinci madde ile Boğazlar meselesinin Karadeniz’e sahili olan devletler arasında halledilmesi hususunda Sovyetlere taviz verilmiş olmakla birlikte Türkiye’nin mutlak egemenliğine herhangi bir sorun çıkarmama şartı Türkiye’yi daha avantajlı hale getiriyordu. Yedinci madde ile Türklerin ekonomik bağımsızlığını zedeleyen kapitülasyonların kaldırıldığının Rusya tarafından kabul edilmesi en önemli noktalardan birisiydi. Sekizinci madde ile taraflar kendi ülkeleri içinde diğer tarafın hükümetini devirmek amacını taşıyan örgüt ve grupların kurulmasına ve faaliyet göstermesine müsaade etmeyeceklerini kabul etmişlerdi. Türkler için bu maddenin faydası, Türkiye dahilinde, Bolşevik nüfuzuna girmiş olan Kafkaslarda ve diğer yerlerde bir Bolşevik hareketini tahrik ve teşvik edecek herhangi bir teşkilatın kurulmasına fırsat verilmemesini sağlamasıydı. Rusya için de Rus esaretinde yaşayan Müslüman Türk topluluklarının Türkiye’nin nüfusuna girmelerini veya Moskova’ya karşı isyan etmelerini önlemek amacıyla Sovyet yönetimine gerekli fırsatı tanımış olmasıydı.

Moskova Antlaşması, Türk diplomasi tarihinde özel bir yeri teşkil etmiştir. Çünkü adı geçen antlaşma, işgal altındaki bir devlete kuvvetli bir müttefik kazandırmıştı. Bunun yanında antlaşmanın Sovyetler açısından da büyük önemi vardı, zîrâ o dönemde Sovyetler her an Batılı devletlerin saldırısına maruz kalabilecek bir devletti. Sovyetler Birliği bu antlaşma ile en hassas noktaları olan Karadeniz ve Kafkasları güvence altına almış oluyordu. Bu antlaşmanın yapıldığı gün Sovyet Hükümeti İngiltere ile de, istediği ticaret anlaşmasını yapmıştı. Bu nedenle Türk-Sovyet Antlaşması’ndan sonra Sovyetlerin Milli Mücadele’ye yaptıkları yardım birdenbire artmıştı. Sovyetler, Milli Mücadele’ye hem askeri malzeme hem de para yardımında bulunmuşlardı. Bununla birlikte, dostluk antlaşmasının imzasına ve yapılan yardımlara rağmen, Türk-Sovyet münasebetleri sağlam bir güvenlik havasına girmemişti. Bunun da başlıca sebebi komünizm meselesi olmuştu. Mustafa Kemal Paşa, “Bizim Ruslarla olan münasebet ve muhadenetimiz ancak iki müstakil devletin ittihad ve ittifak esaslarıyla alakalıdır.” diyerek, Sovyet Hükümeti’yle ilişkilerle, komünizmin Anadolu’ya sokulması meselesini birbirinden ayırmıştır.

Hümeyra KARABIYIK

KAYNAKÇA

ARMAOĞLU, Fahir, 20. Yüzyıl Siyasî Tarihi 1914-1980, 1988.

Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası -Makaleler-, Yay. Haz. Berna Türkdoğan, Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, Ankara 2000.

Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt I-III, Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Yayını, Ankara 1989.

BAYUR, Yusuf Hikmet, Türkiye Devletinin Dış Siyasası, İstanbul 1938.

CEBESOY, Ali Fuat, Moskova Hatıraları (1920-1922), İstanbul 1955.

ESMER, Ahmet Şükrü, Türk Diplomasisi (1920-1958), İstanbul 1959.

ÖKÇÜN, A. Gündüz, Türkiye’nin Taraf Olduğu Milletlerarası Andlaşmalar Rehberi (1920-1961), Doğuş Ltd. Şirketi Matbaası, Ankara 1962.

SONYEL, R. Salâhi, Türk KurtuluşSavaşı ve Dış Politika, C.II, TTK. Yayını, Ankara 1991.

SOYSAL, İsmail, Türkiye’nin Siyasal Antlaşmaları (1920-1980), AÜ. Yayını, Ankara 1981.

YERASİMOS, Stefanos, Türk Sovyet İlişkileri, Ekim Devriminden Millî Mücadeleye, Gözlem Yayını, İstanbul 1979.

YÜCEER, Saime, Millî Mücadele Yıllarında Ankara-Moskova İlişkileri, Ekin Kitapevi,  Bursa 1997.

19/06/2023 tarihinde https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/moskova-antlasmasi/ adresinden erişilmiştir

Görüntülenme Sayısı:41.456

Moskova Antlaşması Nedir? Moskova Antlaşması Tarihi, Maddeleri, Önemi Ve Sonuçları Kısaca Özeti

Haberin Devamı

MoskovaAntlaşması Kimler Arasında Gerçekleştirilmiştir?

 Yeni Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya arasında Moskova Antlaşması gerçekleşmiştir. Bu anlaşmanın önemi ilk kez Türk devletini Avrupa devletlerinden birinin tanımış olmalıdır. Bu açıdan anlaşmaya birçok gazeteci ve savaş muhabir katılmıştır. 

MoskovaAntlaşması Tarihi ve Özeti

 Moskova Antlaşması Türkiye ile Sovyet Rusya arasında imzalan bir sınır anlaşması olarak bilinmektedir. Türk devleti ile aralarında imzalanan bu Moskova Antlaşması 16 Mart 1921 yılında gerçekleşmiştir. Bu anlaşma her iki devletin ilişkileri açısından son derce önemli olmaktadır. 

MoskovaAntlaşması Maddeleri

 Moskova Antlaşması ile kesin hükümlü ve bugün hala geçerliliğini koruyan bir anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşma sayesinde Türk devleti doğu sınırlarını güvence altına almıştır. Anlaşma maddeleri şöyle olmaktadır. 

l Osmanlı ve Çarlık Rusya devletleri arasında gerçekleşen her türkü anlaşma geçersiz sayılacaktır.

l Her iki devlet ve yöneticileri tarafından kabul edilen anlaşmalar istenilirse yok sayılabilecektir.

Haberin Devamı

l Sovyet Rusya Sevr barış anlaşmasını yok sayıp Misak milli sınırlarını tanımak zorundadır.

l Sovyet Rusya ve Türkiye cumhuriyeti her iki devlet de kapitülasyonları kaldıracaktır.

l Rusya daha önce Türkiye Cumhuriyeti tarafından yapmış olduğu anlaşmaları kabul etmek zorundandır. Ayrıca Türkiye cumhuriyeti bağımsızlık mücadelesini kazanana kadar her türlü silah ve para yardımını kabul edecektir.

l Kars, Ardahan ve Artvin Türkiye devletinin sınırları arasında olduğu kabul edilecektir

l Rusya elindeki Türk esirleri en fazla üç ay içerisinde Türk devletine teslim etmek zorundadır.

l Ülkeler arasında birinin tanımadığı senedi veya anlaşmayı diğeri de tanımayacaktır.

Haberin Devamı

MoskovaAntlaşması Önemi

 Moskova Antlaşması ile Osmanlı devletinin varlığı Rusya ve Türk devleti açılanda hükmen sona ermiştir. Para ve kaynak yokluğu çeken Türk devleti için oldukça önemli adımlar atılmıştır. Bu adımlardan biri Moskova Antlaşması maddeleri aracında bulunana Rus yardımları olmaktadır. Bu anlaşmalar dâhinde Türk devleti daha sağlam temeller üzerinde kurulan bir devlet olarak görülmektedir. 

MoskovaAntlaşması Sonuçları

 Moskova Antlaşması ile birlikte resmen Türk devletini Avrupalı bir devlet tanımıştır. Ayrıca Sevr barış anlaşması da Rusya tarafından yok sayılmıştır. Parasal ve askeri eşya açısından yokluk çeken devlet için can suyu olmuştur. Osmanlı Devletinden kalan tüm kapitülasyonlar da Rusya tarafında yok sayıldığı bildirilmiştir.

kaynağı değiştir]

Sovyet Rusya'nın genel siyasetini dikkate alan Türkiye Büyük Millet Meclisi, Bekir Sami Bey Başkanlığında Moskova'ya bir heyet göndermişti. Bu heyet, Sovyetler ile Ankara Hükûmeti arasında yapılacak antlaşmaya esas olacak ve Brest Litovsk Barış Antlaşması'na dayanan bazı hususları tespit etmiş ve böylece 20 Ağustos 1920'lerde iki hükûmet arasında olumlu görüşmeler başlamıştı. Ancak, Sovyet Dışişleri Komiseri Çiçerin'in Kafkasya'da Türkiye'ye ait bazı bölgelerin Ermenistan'a verilmesini istemesi üzerine antlaşmanın imzalanmasından vazgeçilmişti.[kaynak belirtilmeli]

Bunun üzerine Eylül 1920'de harekete geçen Kâzım Karabekir komutasındaki 15. kolordu Kars, Ardahan, Artvin, Batum ve Iğdır'ı aldıktan sonra Taşnakların idaresindeki Ermenistan ile Gümrü Antlaşması imzalanarak Doğu sınırı tespit edilmişti. Bu sınırın Sovyetler Birliği tarafından da onaylanmasını isteyen Mustafa Kemal Paşa, Ali Fuat Paşa'yı Moskova elçiliğine tayin etti. Ali Fuat Paşa heyeti 14 Aralık 1920'de Ankara'dan ayrılmıştı. Keza, Çiçerin de Ekim ayında Gürcistan'ın Ankara elçisinin kardeşi olan M. Budu Medivani'yi Ankara'ya elçi olarak görevlendirmişti. 19 Şubat 1921'de Ankara'ya gelen Medivani, Mustafa Kemal Paşa'ya itimatnamesini sunmuştu.[kaynak belirtilmeli]

Antlaşma süreci[değiştir

nest...

gelişim planı örnekleri 2022 doğum borçlanmasi ne kadar uzaktaki birini kendine aşık etme duası 2021 hac son dakika allahümme salli allahümme barik duası caycuma hava durumu elle kuyu açma burgusu dinimizde sünnet düğünü nasil olmali başak ikizler aşk uyumu yht öğrenci bilet fiyatları antalya inşaat mühendisliği puanları malta adası haritada nerede